DİĞER SPORLAR - 16 Ekim 2019 Çarşamba 13:47

Dünya şampiyonu cimnastikçilerin yeni hedefi: 2020 Tokyo Olimpiyatları

A
A
A
Dünya şampiyonu cimnastikçilerin yeni hedefi: 2020 Tokyo Olimpiyatları

Dünya şampiyonu cimnastikçi İbrahim Çolak ve dünya ikincisi Ahmet Önder, gözlerini 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'na dikti. Madalyalı sporcular, hız kesmeden olimpiyat hazırlıklarına başladı. İhlas Haber Ajansı'na konuşan milli sporcular, şampiyonluk süreçlerini ve hedeflerini anlattı.

Almanya'nın Stutgart kentinde düzenlenen Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası'nda, halka aletinde dünya şampiyonu olarak altın madalya kazanan İbrahim Çolak ve paralel aletinde dünya ikincisi olarak gümüş madalyaya uzanan Ahmet Önder, 5. olan Ferhat Arıcan ve olimpiyat kotası kazanan Nazlı Savranbaşı, İzmir'de büyük bir coşkuyla karşılanmıştı. Coşkulu karşılamanın ardından hız kesmeden hazırlıklarına başlayan sporcular İbrahim Çolak ve Ahmet Önder, olimpiyat oyunlarında en iyi performanslarını verebilmek için çaba sarf ediyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirinin sorularını yanıtlayan altın madalyalı şampiyon İbrahim Çolak, cimnastik sporuna başlama hikayesini anlattı.

İbrahim Çolak: "Birden çok mutluluğu aynı anda yaşıyorum"
İbrahim Çolak, cimnastik sporuna 5 yaşındayken amcası Erkan Çolak'ın sayesinde başladığını söyleyerek, "Şavkar Cimnastik Spor Kulübü'nde bu spora başladım ve 19 yıldır hala aynı kulübün sporcusuyum. Aynı zamanda antrenörüm de 19 yıldır çalıştığım antrenör. Biz, birbirimizi ailemizden daha çok tanıyoruz. Antrenörüm, beni annem ve babamdan daha çok tanıyordur diyebilirim. Bu başarıda onun çok büyük emeği var. Birbirimize inanıyoruz ve bu zamana kadar birlikte çok büyük işler başardık. Şampiyonada aldığımız bu altın madalya, hem benim hem de Türk cimnastik tarihinde biri ilk oldu. İlk madalyanın da altın olması ayrı bir gurur oldu. Bu madalyayla beraber 2020 Tokyo Olimpiyatlarına da katılma hakkı kazandım. Birden çok mutluluğu aynı anda yaşıyorum" dedi.

"Sakatlık yaşamasaydım belki şampiyon olamayacaktım"
Bu yıl omzundan, dizinden ve belinden çok sakatlık yaşadığını da söyleyen Çolak, "Sakatlıklardan dolayı bu yıl benim için çok kötü gidiyordu. Bu yıl yaz mevsiminin başlangıcından sonra Universiade Oyunları'nda 2'nci oldum, ilk madalyam oradaydı. Mersin'de düzenlenen World Challenge Cup'ta halka altetinde 1'nci oldum. Sonrasında Dünya Şampiyonası'nda kazandığım bu altın madalya oldu. Bu altın madalyadan sonra sakatlıklarımı, çektiğim o bütün acıları ve zorlukları 'iyi ki de yaşamışım' dedim. Onları yaşamasaydım belki de bu şampiyonluk olmayacaktı" şeklinde konuştu.

Dünya şampiyonu cimnastikçilerin yeni hedefi: 2020 Tokyo Olimpiyatları

"Cumhurbaşkanımızın aramasına çok sevindim"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şampiyon olduktan sonra kendisini aradığını belirten Çolak, "Cumhurbaşkanı aradığı sırada ödül törenine çıkacaktım. Beni orada sıkıştırıyorlardı, 'Haydi gel, gitmemiz gerekiyor' diye. Telefonda Hamza Yerlikaya ile konuşuyordum o da 'Şimdi seni Cumhurbaşkanımıza bağlayacağım' dedi. Cumhurbaşkanımızla sadece iki dakika konuşabildim ve o iki dakikada da gerçekten çok mutlu oldum. Bu bir sporcu için çok güzel bir şey ve onu motive eden bir olay. Şampiyonadan sonra sosyal medya hesaplarımdaki takipçi sayım da artmaya başladı. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Başarımı ünlüler, sanatçılar ve herkes paylaşmaya başladı. Bu çok güzel bir duygu" ifadelerini kullandı.

"Tokyo'da beni '2019 Dünya Şampiyonu' diye anons edecekler"
Çolak, Tokyo'daki hedefinin Dünya Şampiyonası'ndaki başarısını oraya taşıyabilmek olduğunu belirterek, "Tabii ki bu kolay olmayacak ama avantajlı bir şekilde oraya gidiyorum. Son dünya şampiyonu olarak olimpiyatlara gidiyorum, bu çok güzel bir şey. Orada beni anons ederlerken '2019 dünya şampiyonu' diye anons edecekler. Bu küçük veya büyük de olsa bana katkı sağlayacak. Tabii ki çalışmayı bırakmayacağım. Şu anda biraz dinlenmem gerekiyor. Dinlendikten sonra sıkı ve düzenli çalışmaya başlayınca yaklaşık 8 ay sonraki olimpiyatlarda çok iyi bir performans sergileyeceğime inanıyorum" dedi.

Ahmet Önder: "Olimpiyatlarda Türkiye'yi yine en iyi şekilde temsil edeceğiz"
Paralet alet branşında Dünya ikinciliğiyle gümüş madalya kazanarak Türk cimnastik tarihine geçen Ahmet Önder de hedeflerinin daha büyük olacağını söyledi. Ahmet Önder, "Şampiyonadan büyük bir başarıyla döndük. İbrahim kardeşimle birlikte dünya 1.'si ve dünya 2.'si olduk. Bunun için çok gururlu ve mutluyuz. Türk milletine tarihte ilk defa böyle bir başarı yaşatmanın mutluluğu içindeyiz. Umarım bu başarı son olmayacak, daha büyük başarılara imza atacağız. Bu madalyalarla birlikte Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları'na kota aldık. Olimpiyatlarda Türkiye'yi en iyi şekilde temsil edip yine İstiklal Marşımızı okutacağımızdan ve bayrağımızı dalgalandıracağımızdan eminim" şeklinde konuştu.

Yılmaz Göktekin: "İnanılmaz derecede gurur verici bir olay"
Dünya Şampiyonası'nda madalya kazanan sporcuların antrenörü olan Yılmaz Göktekin ise sporcularının geçmişinden ve şampiyonluk sürecinden şu sözlerle bahsetti:

"İbrahim Çolak 5, Ahmet Önder 7-8 yaşlarından beri bizim sporcularımız. İbrahim'in 19 yıllık bir cimnastik geçmişi var. İlk hocasıyım ve hala beraber çalışıyoruz. Aynı şekilde Ahmet de öyle. İbrahim 24, Ahmet 23 yaşında ve henüz gençler. Bu da performans açısından baktığımızda en ideal yaş aralığı. Dünya Şampiyonası'na gitmeden önce çok hazırlık kampları geçirdik. Spor Genel Müdürlüğümüzün, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ve Cimnastik Federasyonumuzun desteğiyle yurt içi ve yurt dışında yaptığımız kamplar çok verimli geçti. Şampiyonadaki hedefimiz takım olarak gitmekti ama takım olarak gitseydik, 4 sporcu kota alabilecekti. Bu da güzel bir başarı çünkü 2'si madalyadan 3 sporcu direkt kota aldı. Dünya cimnastik tarihinde ilk defa bir madalya alıyoruz ve birinin rengi altın diğerinin gümüş. İnanılmaz derecede gurur verici bir olay."

Sultan Çolak: "Olimpiyat şampiyonlarının videolarını izlerdik, hayaldi gerçek oldu"
İbrahim Çolak'ın annesi Sultan Çolak, oğlunun bu başarıyı elde etmesinin çok büyük bir gurur olduğunu söyledi. Sultan Çolak, "İbrahim'le beraber eskiden olimpiyat şampiyonlarının videolarını izlerdik. 'Acaba ben buralara gelir miyim?' diyordu. Bizim için bir hayaldi. Hayali gerçek oldu oğlumuzun. Tabi ki buralara gelmek tek başına olan bir olay değil. Destekleyenlere ve elinden tutup buralara getiren hocalarına çok teşekkür ediyoruz" dedi.

Baba Mehmet Çolak ise oğlunun başarısının 19 yıllık bir emeğin karşılığı olduğunu ifade etti.

Sponsor desteği bekliyorlar
Öte yandan milli sporcular, bu zamanlar çıktıkları uluslararası şampiyonalarda devlet desteği dışında sponsor desteği bulamadıklarını söyledi. Milli sporcular, 2020 Tokyo Olimpiyatları öncesinde sponsor desteğinin gelmesinin kendileri için daha olacağını ifade ederek, bu konuda desteğe açık olduklarını belirttiler. Sporcu İbrahim Çolak'ın ailesi de bu zamana kadar oğullarını yurtdışında destekleme imkanı bulamadıklarını, gelecek destekle beraber Tokyo Olimpiyatları'nda İbrahim'in yanında olmak istediklerini söyledi.

Salih Yılmazsoy - Halil Karahan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarması, bu yönde atılmış çok cesur bir adımdır. Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı bu cesur kararı destekliyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Kabinesi Toplantısı Sonrası Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Erdoğan, "Öncelikle, maarif davamızın öncüleri olan öğretmenlerimizin, dün kutladıkları 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü bir kez daha tebrik ediyorum. 23 Kasım’da gerçekleştirdiğimiz programla hem ulvi bir vazifeyi yerine getiren sevgili öğretmenlerimizle bir araya geldik. Hem de 20 bin yeni öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Vatanımızın her bir köşesinde, birer eğitim neferi olarak aşkla görev yapacaklarına inandığım yeni öğretmenlerimizi tekrar kutluyorum" dedi. Eğitimi, son 22 yıldır önceliklerinin ilk sırasına yerleştirmiş bir iktidar olduklarının altını çize Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Şurası da bir gerçektir ki; eğitimde değişime ve yeniliğe direnmek, bizatihi hayatın kendisine direnmek manasına gelir.Ülkemizde maalesef kendini halen 1940’ların şartlarında gören, eğitime bir gelişim ve tekâmül aracı olarak değil, bir ideolojik formatlama aracı olarak bakan bir kesim bulunuyor. ’Kökü mazide ati’ tasavvurumuza uygun bir şekilde hayata geçirdiğimiz Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizin uygulanmasında, bu çevrelerin temelsiz eleştirilerine, engellemelerine ve sabotajlarına maruz kalıyoruz” dedi. "Milletçe hepimizin geleceğini ilgilendiren eğitim meselesi, günlük siyasi tartışmaların ve ideolojik takıntıların objesi haline getirmenin yanlıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm paydaşların katkısı alınarak hazırlanmış, bilimsel, kuşatıcı, modern, milli ve manevi değerleri önceleyen, insanı merkeze alan yeni modelimiz, Türkiye Yüzyılının inşasını kolaylaştıracaktır. İstikbalimizin teminatı olarak gördüğümüz 20 milyon öğrencimizin en iyi şekilde yetişmesi, en iyi eğitimi alması, imkanlardan en iyi şekilde ve eşit olarak istifade etmesi için üzerimize düşeni yapacağız. Yine önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ekonomik şartları iyileştikçe, bunun öğretmenlerimize de etki etmesi için her türlü adımı atacağız. Bir kez daha tüm öğretmenlerimize emekleri, fedakarlıkları, sabırları için ülkem ve milletim adına teşekkür ediyor, şehit öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, emekli öğretmenlerimize sağlıklı, hayırlı ömürler diliyorum" diye konuştu. "Kadın hakları konusunun araçsallaştırılmasına izin vermeden, kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık" 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde, şiddetin olmadığı bir Türkiye ve dünya için çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, "Kim ne derse desin, Türkiye, bizim hükümetlerimiz döneminde, kadına şiddet başta olmak üzere şiddetin her çeşidiyle mücadelede tarihi nitelikte kazanımlar elde etmiş, ülkemiz çok ileri bir noktaya gelmiştir. Kadına yönelik yanlış algıların kırılmasından iş, eğitim ve siyaset alanındaki bariyerlerin kaldırılmasına kadar nice başlıkta sorunları çözdük, eksikleri giderdik, meselelerimizin üzerine gitme cesareti gösterdik. Kadın hakları konusunun araçsallaştırılmasına izin vermeden, kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık" dedi. Son 22 yılda bu konuda çok köklü, çok kapsamlı reformları devreye aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette tüm sorunları çözdük iddiasında değiliz. Ama geriye doğru baktığımızda aşılmaz görülen duvarların yıkıldığı, nice yanlışın, nice hatalı uygulamanın düzeltildiği tartışmasız bir gerçektir. Dünün gözümüzde büyüyen sorunları bugün artık tarihe karıştı; inşallah bugünün sorunları da yarın önümüze çıkmayacak. Kadınlarla dayanışma içinde fiziki ve psikolojik şiddete karşı mücadelemizi devam ettireceğiz" değerlendiresinde bulundu. "Türkiye olarak, İsrail hükümetinin saldırgan politikasına ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz" Dış politikada oldukça yoğun ve karmaşık bir gündemle karşı karşıya olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırıların Lübnan’ı, Suriye’yi ve diğer bölge ülkelerini de içine alacak şekilde genişlediğine dikkat çekti. Erdoğan, "Birileri ısrarla görmezden gelse de, Türkiye’nin hemen yanı başında son derece kanlı, son derece tehlikeli bir savaş tam 14 aydır devam ediyor. Türkiye olarak, İsrail hükümetinin saldırgan politikasına ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz. Katıldığımız her uluslararası toplantıda, Gazze’de yaşanan vahşete dikkat çekiyoruz. Gazze’ye gönderilen insani yardımlar noktasında da 86 bin tona ulaşan yardım miktarıyla ilk sırada yer alıyoruz. İsrail’le ticareti tamamen keserek, yaklaşık 9,5 milyar dolarlık bir ticaret hacminden sarfı nazar ettik. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma başvurumuzu geçtiğimiz aylarda yaptık. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası örgütlerde İsrail’i çatışmaları durdurmaya zorlayacak tedbirler alınması için uğraşıyoruz. İslam dünyasının İsrail hükümetine karşı tek yürek, tek bilek olması için yoğun gayret gösteriyoruz” açıklamasını yaptı. “Biz, insanlığımızın sınandığı bu imtihan günlerinde; Filistin halkına ve Gazzeli mazlumlara kardeşlik görevimizi yerine getirmenin derdindeyiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin, Filistin halkının haklı mücadelesine verdiği güçlü desteğin en yakın şahidi, bizzat Filistinli, Gazzeli kardeşlerimizdir. Böyle insani bir meseleden dahi siyasi rant devşirmeye çalışan siyaset tüccarlarını, bugüne kadar muhatap almadık, bundan sonra da almayız. Çoğu çocuk ve kadın 50 bin masumun kanı üzerinden oy hesabı güdenleri önce Allah’a, sonra da aziz milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Şahsımıza, partimize ve iktidarımıza işbirlikçi iftirası atanlar, önce gitsinler, Filistin direnişine terör yaftası vuranlarla kurdukları işbirliğini sorgulasınlar; 14-28 Mayıs seçim sürecinde Suriyeli mazlumlara yönelik ırkçı söylemlere sessiz kalmalarının hesabını versinler. Kimse kusura bakmasın; bizim, Filistin Davasına sağladığımız desteğin zekâtı bile bunların tamamının yaptıklarından katbekat fazladır" diye konuştu. "Soykırım duruncaya, Gazze ve Filistin tamamen özgürleşinceye kadar tüm gücümüzle, tüm imkanlarımıza kardeşlerimizin yanında olacağız" Türkiye’nin Filistin, Gazze ve Lübnan için görünenden, konuşulandan, basına yansıyandan çok daha fazlasını yapmakta olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Soykırım duruncaya, Gazze ve Filistin tamamen özgürleşinceye kadar tüm gücümüzle, tüm imkanlarımıza kardeşlerimizin yanında olacağız. Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi İkinci Olağanüstü Ortak Zirvesi’ndeki konuşmamızda, bu dik ve dirayetli duruşumuzu yine çok güçlü biçimde ortaya koyduk. Riyad toplantısında, Gazze’deki katliamın durdurulması için ülkemizin attığı adımlardan ve insani yardım çabalarından sitayişle bahsedildi" dedi. Dünya Liderleri İklim Eylemi Zirvesi’ne katılmak üzere gittikleri Bakü’de de iklim krizi yanında Gazze’deki İsrail barbarlığını gündeme getirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada ayrıca Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede attığı adımları anlattım. Eşim Emine Erdoğan’ın girişimleriyle başlatılan ve kısa sürede küresel bir projeye dönüşen ’Sıfır Atık Hareketi’nin önemini ifade ettim. Her iki zirvede pek çok devlet ve hükümet başkanıyla görüşmeler yaptık; ve bunların tamamında Gazze ve Lübnan’daki katliamlara dikkat çektik. 14 Kasım’da ülkemize resmi ziyarette bulunan Katar Emiri Şeyh Temim’le olan görüşmemizin ana konusu ticari ve ekonomik ilişkilerimizin yanı sıra, Gazzeli ve Lübnanlı kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntılardı. Aynı şekilde 18-19 Kasım tarihleri arasında Brezilya’nın RİO şehrinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesinde de Gazze soykırımıyla birlikte İsrail’in işgal ve istila politikasının ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için oluşturduğu tehdidi tüm boyutlarıyla muhataplarımıza izah ettik” değerlendirmesini yaptı. "İnsan haklarında mangalda kül bırakmayanların katliamlarını sürdürmesi için İsrail’e verdiği koşulsuz destek, herkes gibi bizi de öfkelendiriyor" Tüm bunlar apaçık ortadayken, Filistin meselesi konusunda Türkiye’yi haksızca eleştirmenin, bir hassasiyetin değil, kötü niyetin göstergesi olduğunu söyleyen Erdoğan şunları kaydetti: “Şehit edilen her Filistinli kardeşimizin acısı, herkes gibi bizim de yüreğimizi dağlıyor. Sıkıştırıldıkları 360 kilometrelik dar bir alanda, bombaların altında hayatta kalma mücadelesi veren kardeşlerimizin dramları, herkes gibi bizi de hüzünlendiriyor. İnsan haklarında mangalda kül bırakmayanların katliamlarını sürdürmesi için İsrail’e verdiği koşulsuz destek, herkes gibi bizi de öfkelendiriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden uluslararası medya kuruluşlarına kadar elimizi attığımız her yerde şahit olduğumuz ikiyüzlülük, herkes gibi bizim de umutlarımızı kırıyor. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen, yılmadan, siyonist lobinin baskılarına teslim olmadan, kimseden çekinmeden, korkmadan Filistin halkına ve Gazzeli kardeşlerimize destek oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz. Filistin halkı da bu zor günlerin sonunda felaha, barışa, huzura kavuşacak; zalimler kaybedecek, kazanan Filistin Davası olacaktır.” Soykırım suçlularının döktükleri masum kanlarının hesabını mutlaka adalete vereceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarması, bu yönde atılmış çok cesur bir adımdır. Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır. Bu kararın uygulanması, Roma Statüsüne taraf ülkeler için bir samimiyet testi teşkil ediyor Kararı uygulamakla yükümlü ülkelerin çoğunun destek beyan etmesini, bu bakımdan takdire şayan buluyoruz. Türkiye olarak, biz de, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı bu cesur kararı destekliyoruz” diye konuştu. "Diğer sahalarımızla birlikte 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğalgaz üretimimizle karşılıyoruz" BOTAŞ’ın kuruluşunun 50’nci yıldönümü münasebetiyle Anadolu Ajansı öncülüğünde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı desteğiyle tertiplenen İstanbul Enerji Forumu’nun sektörün geleceğine ufuk çizen bir toplantı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Enerjide Tam Bağımsız Türkiye hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Madenciliğin, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki hacmini 20 yıl gibi bir sürede 4 katına çıkararak, 2023 yılında 270 milyar liraya ulaştırdık. Maden ihracatımızı 7 kat artırarak 2023 yılında 5,7 milyar dolara çıkardık.2024 yılında bor ürünlerinden, yüzde 97’si ihracat olmak üzere, toplam 1,3 milyar dolar satış rakamını yakalayacağız. Doğalgazda, Sakarya Gaz Sahası’ndaki üretimimiz 7 milyon metreküpü buldu. Diğer sahalarımızla birlikte 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğalgaz üretimimizle karşılıyoruz. Bölücü terör örgütünden temizlediğimiz bölgelerde petrol arama-sondaj çalışmalarımız kesintisiz sürüyor. Muhalefetin, keşfimizi açıkladığımızda akıllarınca dalga geçtiği Gabar’daki petrol kuyularımızda, günlük üretim miktarı 57 bin varile yükseldi. 2024 yılında; Şırnak, Hakkâri, Van başta olmak üzere toplam 84 sondajı tamamladık. Bu sondajlarda 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin şu an günlük ürettiği petrol miktarı 155 bin varili geçmiştir. Son bir yılda yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi neticesinde, 11 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını önledik. Önümüzdeki 11 yılda rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü, 4 kat artışla, 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz. Ülkemizin 70 yıllık hayali olan nükleer enerjiyi, Akkuyu Santrali projemizle gerçeğe dönüştürüyoruz. Akkuyu Santrali devreye girdiğinde, inşallah Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu temin edecek. Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle artan enerji ve emtia fiyatlarından vatandaşlarımızın olumsuz etkilenmemesi için her türlü tedbiri aldık. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgaz faturalarına, 2023 yılında 328 milyar lira, 2024 yılının ilk 10 ayında da 275 milyar lira destek olduk. Halihazırda meskenlerde kullanılan elektriğe düşük kademede yüzde 60, yüksek kademede yüzde 40; doğalgaza ise yüzde 63 destek uygulanıyor” ifadelerini kullandı. Dar gelirli vatandaşlara elektrik tüketim desteği kapsamında hanedeki kişi sayısına göre aylık 150 kilovatsaat kadar destekleme yapıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yıl başından beri 4,1 milyon haneye 8,1 milyar lira elektrik tüketim desteği, 654 bin haneye ise 1,4 milyar liralık doğalgaz tüketim desteği verdik. Bu sene içinde 1,6 milyon haneye toplam 1,4 milyon ton kömür dağıtımı yapıyoruz. Bir taraftan enerjide yeni atılımlar gerçekleştirirken, diğer taraftan da sosyal devlet vasfımızın gereğini ifa etmeye çalışıyoruz” dedi. Bugünkü kabine toplantısında çalışma-sosyal güvenlikten dış politikaya, içişlerinden savunma ve güvenlik meselelerine kadar pek çok konuyu değerlendirdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bakanlıklarımızın 2025 yılı bütçesine dair görüşmeler, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam ediyor. Halka hesap vermenin en önemli nişanesi olan bütçe sürecine, kabine olarak, büyük önem atfediyoruz. Geçen yıl boyunca yaptıklarımızı tek tek anlatırken, gelecek yılla ilgili vizyonumuzu ve hedeflerimizi de milletimizin temsilcileriyle paylaşıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi, bizim halkımızdan gizlimiz-saklımız yoktur” dedi. "Bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz de yoktur" Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde bütçe görüşmelerinde yaşananlar da vardı. Erdoğan, "Bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz de yoktur. Hükümetlerimizin alameti farikası bugüne kadar daima şeffaflık ve hesap verebilirlik olmuştur. Muhalefetten gelen her çeşit yapıcı eleştiriye, tenkite, teklife, fikre açık olduğumuzu defalarca vurguladık. Türkiye’nin ufkunu açan, yolunu aydınlatan, millete ve memlekete hayrı dokunacak her öneriye kapımızı ardına kadar açık tutuyoruz. Ama; zorbalığa, kabadayılığa, komisyon basıp Gazi Meclis’in çatısı altında terör estirilmesine de hiçbir surette eyvallah etmeyiz. Geçtiğimiz günlerde Meclis’imizden yansıyan sahneler, hepimizin yüzünü kızartmış, muhalefetin hizmet gibi bir derdinin olmadığı görüşmüştür. Genel Kurul safahatında benzer kötü sahnelerin yaşanmaması en büyük temennimizdir. Herkesin sorumluluk duygusuyla hareket ederek, Gazi Meclis’imizin milletimizin gözündeki konumuna gölge düşürmeyeceğine inanıyorum” açıklamasını yaptı. Kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi; eğitim, sağlık, gıda, ticaret gibi alanlar başta olmak üzere tüm hizmetlerin vatandaşların hak ve menfaatlerini koruyacak şekilde icra edilmesinin öncelikleri olmaya devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatandaşlarımıza hizmet veren her kurumun denetim ve teftişi konusunda bugüne kadar gösterdiğimiz hassasiyet kamuoyumuzun malumudur. Ancak son günlerde kamuoyuna yansıyan birtakım hadiselerde denetim ve yaptırım zafiyeti olduğuna dair bir intiba oluştu. Bu algının önüne geçmekte kararlıyız. Kim olursa olsun hiç kimse hukuktan, nizamdan, kanunun kendisine yüklediği mesuliyetleri yerine getirmekten azade değildir. Devlet kadroları içinde farklı vasıflarda çalışan herkesin görevi, halkımıza en iyi şekilde hizmettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 85 milyonun tamamının hizmetindedir, bütün vatandaşlarının emrindedir. Millete hizmetten kaçmanın, halkın verdiği imkanları suistimal etmenin hiçbir mazereti olamaz. Hele hele bulunduğu konumu menfaat sağlama vasıtası olarak görenlere asla müsamahayla yaklaşamayız. Bir süredir milletimizden çokça şikâyet aldığımız yetkisiz çakar ve tepe lambası kullanımıyla ilgili cezaları artırdık. Ruhsatsız ateşli silahlar konusunda da kapsamlı bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Her iki hususta da bundan sonra kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız” diye konuştu. Kamu kurum ve kuruluşlarının inceleme ve denetleme faaliyetlerinin daha etkin ve düzenli bir şekilde yürütülmesi amacıyla bir adım daha attıklarını duyuran Erdoğan,” Devlet Denetleme Kurulumuzla ilgili bir genelgeyi inşallah bugün yürürlüğe koyuyoruz. Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulumuz; teftiş, rehberlik ve denetim faaliyetlerini bundan sonra çok daha sıkı takip edecek. Hatası, kusuru, ihmali, yanlışı olan kim varsa, bunun gereğinin yapılmasını temin edecek" ifadelerini kullandı.