2015 GENEL SEÇİM - 09 Nisan 2015 Perşembe 13:59

Demirtaş, annesinin elini öpüp seçim çalışmalarına başladı

A
A
A
Demirtaş, annesinin elini öpüp seçim çalışmalarına başladı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, anne ve babasını evlerinde ziyaret etti.

Demirtaş, annesi ve babasının elini öpüp hayır dualarını alarak seçim startını verdiklerini söyledi.
HDP, geçtiğimiz Salı günü milletvekili adaylarını Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etti. Türkiye’nin 81 ilinden 550 milletvekili adayı gösteren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, aday işlemlerinin belirlenmesinin ardından anne ve babasını ziyarete geldi. Ailesinin Kayapınar ilçesinde bulunan evini ziyaret eden Demirtaş, burada annesi ve babasının elini öpüp hayır dualarını aldı.
Daha sonra eşi, kardeşleri ve yakınları ile birlikte aile fotoğrafı veren Demirtaş, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

"550 MİLLETVEKİLİ ADAYIMIZLA HALKIMIZIN KARŞISINA ÇIKMAYA HAZIRLANIYORUZ"
Ailesini uzun zamandır ziyaret etmediğini belirten Demirtaş, annesinin ve babasının hayır duasını almaya geldiğini söyledi. Demirtaş, “Bütün partiler adaylarını açıkladılar. Halkların Demokratik Partisi olarak biz de 550 milletvekili adayımızla halkımızın karşısına çıkmaya hazırlanıyoruz. Her şeyden önce bütün adaylara başarılar diliyorum. Adaylar, halkımız için hayırlı uğurlu olsun diyorum. Ortaya çıkacak sonuç, ülkemiz için, bütün halklar için inşallah hayırlı bir sonuç olacaktır. Bizler de Cuma gününden itibaren artık fiili olarak da seçim kampanyamızın startını veriyoruz. Ankara’da aday tanıtımı ile birlikte çalışmalarımız başlayacak. Yoğun bir dönem olacak tabi. Uzun süredir annemi, babamı ziyaret edememiştim. Bugün onları da ziyaret edip hayır dualarını aldım. Bütün annelerin babaların duaları ile birlikte bu yola çıktığımızda başarılı olacağız” dedi.

HDP İLK DEFA TÜM TÜRKİYE'DE MİTİNG YAPACAK
Partilerinin, diğer partilere göre daha avantajlı olduğunu belirten Demirtaş, şunları söyledi:
“Biz bir defa diğer partilere göre biraz daha avantajlıyız çünkü iki genel başkan var, eş genel başkanlık sistemi olduğu için avantajlıyız. Ben ve Figen hanım hedef olarak Türkiye’nin 81 iline de ve birçok ilçesine gitmeyi planlıyoruz. Zaman çok sınırlı, 2 ay çok uzun bir zaman değil. Türkiye büyük bir coğrafya. Çok sayıda yerleşim birimi seçim bölgesi var. Bu nedenle yetiştirmekte biraz zorlanabiliriz ama hedef olarak, her yerde miting yapamasak da, mutlaka bir etkinlik planlaması ile iki eş genel başkan olarak ulaşmayı, yetiştirmeyi düşünüyoruz.”

"HDP BÜTÜN ÜLKENİN ORTAK PARTİSİDİR"
Halkların Demokratik Partisi’nin bütün ülkenin ortak partisi olduğuna dikkat çeken Demirtaş, şöyle devam etti:
“Edirne’de de orayı temsil eden adaylarımız var, Kırklareli’nde de Trabzon’dan da, Kırıkkale’de de İzmir, Antalya, Hakkari, Van’da, Diyarbakır’da da o yereli temsil eden adaylarımız var. Ama her yerde aynı zamanda bütün Türkiye’yi kucaklayacak aday isimleri de var. Dolayısıyla, batıdaki adaylarımız da, batıdaki kitleler tarafından son derece coşkuyla karşılandı. HDP zaten uzun süredir, politikası ile söylemi ile Türkiye’de ciddi bir umut yaratmış, ciddi bir heyecan yaratmıştır. Biz öyle sanıyorum ki seçim kampanyası ilerledikçe, bunu mitinglerimizdeki, coşkulu heyecanı rahatlıkla görebileceğiz. Batından da çok olumlu tepkiler alıyoruz. Çok olumlu referanslar alıyoruz. Daha önce başka partilere oy vermiş kesimler, bizleri, partililerimizi, milletvekillerimizi gördükleri yerde mutlaka ilgilerini belirtiyorlar. Tabii ki, bu ne kadar oya dönüşür, bunu 7 Haziran akşamı hep birlikte göreceğiz. Ama biz, bizlere, partimize olan ilgiden son derece memnunuz. Ve buna layık olmaya çalışıyoruz. Bize duyulan umudu, bize duyulan ilgiyi, güveni, boşa çıkarmadan insanlarımızın beklediği sonucu ortaya çıkararak, demokrasi, barış ve özgürlük konusunda da Türkiye’nin önünü açacak bir zaferi bütün Türkiye’ye armağan etmek için hazırlanıyoruz.”

"BİZ BARAJI AŞACAĞIMIZA KESİNLİKLE İNANIYORUZ"
Yüzde 10’luk seçim barajını aşacaklarına kesinlikle inandıklarını belirten Demirtaş, “Barajın sınırında olduğumuzu belirttim. Evet, biz barajı aşacağımıza kesinlikle inanıyoruz. Çok yüksek oylarla, halkın desteğini alabileceğimize yürekten inanıyoruz. AKP’de de ciddi bir düşüş olduğunu görüyoruz. Yani AKP tam da iktidardan hükümetten düşmenin sınırında. Biz de barajı aşmanın sınırındayız. Bu ikisi, bir biriyle ters orantılı bir şekilde ilerliyor. Biz arttıkça AKP geriliyor ve tek başına iktidar olma iddiasını hükümet gittikçe kaybediyor. Barajı aşacağımızdan benim kuşkum yok. Bu destek böyle devam ettikçe ve bizle halkımıza layık olacak bir politikayı ortaya koydukça, Türkiye’nin temel sorunlarında HDP’nin bu geniş, barışçı vizyonu iyi anlatılırsa, baraj sorunumuzun ortadan kalkacağını düşünüyorum” diye konuştu.

"ALTAN BEY ÖZÜ SÖZÜ BİR OLAN SİYASETÇİLERİMİZDENDİR"
Altan Tan’ın son dakikada listeye girdiği iddialarını değerlendiren Demirtaş, şöyle dedi:
“Tabii ki bütün milletvekillerimiz, adaylarımız, birbirinden değerli, birbirinden kıymetli arkadaşlarımızdı. Altan Bey de özü sözü bir olan siyasetçilerimizdendir. Biz kendisi ile devam etmek istediğimizi belirttik. Kendisine birkaç il alternatifi sunduk. Kendisi de bunları düşüneceğini belirtti. Biz parti olarak zaten tartışmaya devam ediyorduk. Biz Altan beyi aday yapmayacağız şeklinde bir açıklamada bulunmadık. Kendisine de bu şekilde ifade etmedik. Erzurum’dan Şanlıurfa’dan, biraz daha farklı katkılar sunabileceği yerlerden aday olabilir mi diye tartıştık kendisiyle. Kendisi de düşüneceğini, ölçüp biçeceğini belirtti. Biz de parti olarak, yönetim olarak tartıştık. Altan beyle daha sonra bir araya geldiğimizde Diyarbakır’dan tekrar devam edeceğinin uygun olacağını birlikte kararlaştırdık. Diğer adaylarımız için de bu geçerli. Değişik alternatifli teklifler sunduk adaylarımıza. Hep birlikte kararlaştırdık yani bizim milletvekillerimizi çizme gibi bir anlayışımız olmaz bizim kültürümüzde böyle bir şey yoktur. Her biri mücadele geleneğinden gelmiş insanlardır. Aday yapamadığımız arkadaşlarımız değersiz oldukları için, çalışmadıkları için ye da partiye ters düştükleri için adaylıktan maalesef ki yer bulamadılar diye bir şey yok. Ama sonuçta partinin ve halkın beklentilerini karşılayacak listeyi çıkarırken, bir tercih, bir seçim yapmak zorundasınız. 550 adayı başvurular içinden seçmek zorundasınız. Biz bu zorlukla çok karşılaştık, çünkü çok sayıda nitelikli, halkı temsil edebilecek aday adayımız vardı. Bu bizim için büyük bir şanstır, büyük bir öz güvendir başvuranlar açısından da. Ben bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Aday yapamasak da bizimle birlikte mücadeleye devam eden bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Altan bey de bunlardan biriydi, kendisi ile tartıştık, bu kararı birlikte verdik.”

AİLE FOTOĞRAFINDA NURETTİN DEMİRTAŞ EKSİK
Ağabeyi Nurettin Demirtaş’ın aile fotoğrafında bulunmamasını da değerlendiren Selahattin Demirtaş, “Biliyorsunuz, kendisi Demokratik Toplum Partisi’nin Eş Genel Başkanı idi. Bu ülkede yaklaşık 15 yıl haksız yere hapis yattı. Üniversite öğrencisi iken cezaevine girdi. Hayatının yarısını cezaevlerinde geçirdi. Demokratik siyasete girmek istedi. Partiye girdi, yönetici oldu, eş genel başkan oldu. Fakat devlet ve hükümet onu hiçbir şekilde hazmedemedi. Yani yargı baskısıyla, haksız davalarla, soruşturmalarla siyaset yapamayacak bir hale getirmek istedi. Çok ağır cezalar verildi kendisine. Haksız yargılamalar, davalar, konuşmalarından dolayı yaptığı açıklamalardan dolayı hakkında dava açıldı. Yüzlerce yıl hapisle yargılanmaya başlandı. Dolayısıyla kendisi burada bir kez daha yıllarını cezaevinde geçirsin istemedik. Şu anda Güney Kürdistan’da Hevler’de yaşıyor. Sadece onun durumu değil. On binlerce insan var bu şekilde. Avrupa’da, dünyanın çeşitli ülkelerinde sürgünde yaşamak zorunda kalan on binlerce insan var özellikle Avrupa’da. Bu insanlar Türkiye’de çözümün demokrasinin gelişmesini bekliyor. Her biri benim için yaradır burukluktur, sadece ağabeyim değil, o da onlardan biridir sadece. On binlerce insan bu şekilde ülkesinden vatanından ayrı bir şekilde sadece düşüncelerinden dolayı ülkesine gelemez durumdalar. İnşallah 7 Haziran’dan sonra ortaya iyi bir sonuç çıkarırsak, bizler bu konuları çözme konusunda daha da inisiyatifli olacağız. Ülkenin iç barışına ulaşması konusunda da önemli fırsatlar yakalamış olacağız” şeklinde konuştu.

BABASININ SIHHİ TESİSAT DÜKKANINI ZİYARET ETTİ
Selahattin Demirtaş, evdeki basın açıklamasının ardından, babasının Yenişehir ilçesinde bulunan sıhhi tesisat dükkanını ziyaret etti. Çevredekiler tarafından sevgiyle karşılanan Demirtaş, babasının dükkanında bir süre kaldıktan sonra vatandaşlarla selamlaşıp bölgeden ayrıldı. 

AYDIN YORAT - BURAK EMEK
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’dan dünyaya uzanan başarı hikayesi: Nurten Öğretmen Samsun’da görev yapan ve dünyanın en iyi 10 öğretmeni arasına girerek ’Eğitim Nobel’ine aday gösterilen Nurten Akkuş, "Yoluma bir çocuk değişir, dünya değişir diye çıktım. Çok sevmek, kendinden öte çocukları düşünmek, kendini sürekli geliştirmek olmazsa olmazım. Ülkemi ve tüm Türk devletlerimizi uluslararası alanda temsil etmek bir onurdur" dedi. Gerçekleştirdiği projelerle 2018 yılında ’dünyadaki en iyi 10 öğretmen’ arasına girme başarısına sahip ilk Türk öğretmen Nurten Akkuş, adını Samsun’dan dünyaya duyurdu. Başarı hikayesi İhlas Haber Ajansı’na(İHA) anlatan Nurten Akkuş, "Yoluma bir çocuk değişir, dünya değişir diye çıktım. Kaybedecek zamanım ne de kaybedecek tek bir çocuğum vardı. Mutlu çocuklardan dünyaya mutlu bir gelecek yayılacaktı. Buna yürekten inandım. Merkeze çocuklarımızı aldım. Ailesi, çevresi, gelecekteki öğretmen adayları, kim varsa gelin çocuklarımız için el ele verelim, ’değişelim’di mesajım. Öyle de oldu. Hem eğitim hem de toplumsal alanda fark oluşturan çalışmalar kısa zamanda birçok insanın yaşamında fark oluştu. Kadınlarımız için ilk gezici köy atölyelerini açarak eğitimler verdik. Kadınlarımızın eğitim, sosyal ve ekonomik alanda kendilerini geliştirmeleri için çalışmalar yürüttük. Çocuklar ve babalar için proje geliştirdik. Yaşlılarımız ve çocuklarımız arasında kuşaklararası bağların kuvvetlendirilmesi için farkındalık oluşturan çalışmalar yaptık. Kadınlarımız ve çocukların yaşamlarında ilkleri gerçekleştirmeyi hedefledim. Ülkemizdeki birçok okula ve çocuğa destek sağlayan oyuncak kumbarası projesini uyguladık. ’Sen Dilinde Kadın’ projesiyle kadınlarımızın hikayelerini anlatmalarını ve birçok kadına örnek olmalarını teşvik ettik. İklim değişikliği temasıyla dünya geneli proje uyguladık. Yine dünya genelinde örnek oluşturan ve eğitim süreçlerine katkı sunan çalışmalar ve projelerin yanı sıra uluslararası öğretmen eğitimlerinde de yer almaktayım. Daha birçok fark oluşturan çalışmalar önce ülkemizde sonra da dünyada da yankılandı. Birçok ulusal ve uluslararası ödüle layık görüldü" diye konuştu. "Her rolüm ayrı bir gurur benim için" Nurten Akkuş başarıları ile ilgili şunları söyledi: "İlk Türk öğretmen olarak ’Dünyanın İlham Veren Öğretmeni’ ödülü, Küresel Öğretmen Ödülü’ gibi ödüllerin yanı sıra, Dünyanın İlham Veren Kadınları arasına seçilerek Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alan ilk Türk kadın oldum. Gerek ülkemizde, gerekse yurtdışında birçok konferanslara katıldım. Bazen yazdığım kitaplarla, bazen sözlerle içimdekileri anlattım. Milyonlarla bir araya gelme fırsatım oldu. Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerle buluştuk. Ayrıca Eğitim Nobeli olarak bilinen Global Teacher Prize Eğitim Elçiliği görevini de yürütmekteyim. Bu başarılar sadece ülkemiz için değil, tüm Türk Devletleri adına da bir ilkti. Onun için tüm Türk Devletlerinin de desteğini ve duydukları gururu da hep hissettim. Ülkemi ve tüm Türk Devletlerimizi uluslararası alanda temsil etmek bir onurdur. Sevincime, gururuma, umuduma, öğretmenliğe ve çocuklara olan sevgime tüm dünya şahit oldu. Ben bir kadınım, bir öğretmenim, bir gencim. Her rolüm ayrı bir gurur benim için. Her bir rolümle ilham olmak da o kadar değerlidir. Çok sevmek, kendinden öte çocukları düşünmek, kendini sürekli geliştirmek olmazsa olmazım. Öğretmen olduktan sonra daha da anlıyorsunuz bunların önemini. Daha da anlıyorsunuz bugün yetiştirdiğimiz her bir çocuğun yarın geleceğimiz olduğunu. Hepimizin yaşamlara dokunuşları çok değerlidir. Birbirimizdeki farklılıklar ancak birbirimizi tamamlamak içindir. Buna inanıyorum. Yaklaşık bir milyon öğretmeniz. Yılda sadece bir çocuğun hayatını değiştirsek bir milyon çocuk değişir. Biz ki her yıl milyonlarca öğrencinin yaşamına dokunuyoruz. Onların yaşamlarında izler bırakıyoruz. Bu muhteşem bir duygu. Eserimiz çocuklarımız, eserimiz geleceğimiz. Öğretmenler Günü’nde başta başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ve şehit öğretmenlerimizi saygıyla anıyor; tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en içten dileklerimle kutluyorum. İyi ki öğretmeniz."
Konya Fedakar öğretmenler yaptıklarıyla çocuklara hem anne hem baba oldu Konya’da öğrencilerinin büyük çoğunluğu dezavantajlı grupta olan çocuklardan oluşan tarihi okulun idareci ve öğretmenleri yaptıkları çalışmalarla çocukları okula bağladı. Çocukların kıyafetinden kırtasiye ihtiyacına, yiyeceği ara öğünden atölye çalışmalarına kadar yardımcı olan öğretmenler, aile ziyaretleri yapıp çocukların okula devam etmeleri, onların topluma faydalı bireyler olarak yetişmeleri için büyük emek vererek çocuklara hem anne hem baba oluyor. Konya’da ilk binası 1890 yılında inşa edilen ve 1934 yılında Erkek Ortaokulu, sonrasında yapılan binalarda 1949 yılından 2014 yılına kadar Karma Ortaokulu adıyla hizmet veren okul, 2014 yılından itibaren de Alaaddin Keykubat İmam Hatip Ortaokulu ismini aldı. Okulun öğrencilerinin büyük çoğunluğu dezavantajlı çocuklardan oluşuyor. Çocuklara hem maddi hem de manevi olarak destek çıkan okul idareci ve öğretmenleri yaptıkları faaliyetlerle çocukları sanatsal faaliyetlere yönlendirerek okula bağlıyor. “İlk çıktığımız nokta tedavi etmenin en güzel yolunun sanat olduğunu fark ettik” Alaaddin Keykubat İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Sami Durgut, 7 yıldır okulda görev yaptığını belirterek, "Öğrencilerimiz normalin altında, hayatın zorluklarını daha bu yaşta yaşayan öğrenciler. Bu da haliyle çocukların eğitim öğretim hayatlarında aksaklıklara yol açabiliyor. Okuldan kopmalar, bazen suça sürüklenme olabiliyor. İlk geldiğimizde bunları görünce biz bunlara nasıl bir önlem alabiliriz, bu çocukları önce okula kazandırma, arkasından buradan gönderdikten sonra sağlıklı bir birey olarak hayatlarına devam edebilmeleri için hayata hazırlama noktasında neler yapabiliriz, ekip olarak bunu düşündük ve bu bakış açısıyla yola çıktık. Biz bu çocuklara nasıl dokunabiliriz, nasıl rehabilite edebiliriz bunun yollarını aramaya başladık. İlk çıktığımız nokta, tedavi etmenin en güzel yolunun sanat olduğunu fark ettik. Şuanda bulunduğumuz atölye binası bu bakış açısıyla yola çıktı. Mesela seramik atölyesi var. Masal odamız ve sinema odamız var. Biz çocuklara burada, onların yaşadığı hayatın sıkıcı ve zor ortamından kopararak farklı bir dünyada belli bir süre de olsa vakit geçirmelerini istiyoruz. Bunun için çabalıyoruz" dedi. "Toplumun daha iyi olmasına katkıda bulunmak istiyoruz" Şu anda günde 50 öğrenciye hayırseverler vasıtasıyla yemek ikramı, tost ikramı ve içecek ikramı yaptıklarını belirten Okul Müdürü Sami Durgut, "Çocuğumuz buraya geldiği zaman hiçbir şekilde aç olmamalı veya aynı sırada oturduğu arkadaşının resim defteri, sulu boyası, resim malzemesi varken kendisi kalemsiz, deftersiz kalmamalı diye düşündük. Okul kıyafetini, kırtasiye ihtiyacını sağladık. Yeri geldi ara öğün ihtiyacını, yiyecek, içecek ihtiyacını sağlamaya çalıştık. Bunları sağladıktan sonra biraz önce bahsettiğimiz rehabilite etme, sanatsal faaliyetlerle çocuğun temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra ikincil ihtiyaç diyebileceğimiz sanatsal faaliyetlerle ruhunu doyurmaya başladık. Çocuklarımızdan çok önemli dönüşler aldık. Birçok öğrencinin okula devamını sağladık. Böyle davrandığımız öğrencilerin okuldan sonra da eğitim öğretim hayatlarına devam ettiklerini gördük veya bağımlılığa düşmediklerini gördük. Çünkü çocuk kendisine sahip çıkıldığını gördü. Bunu gördüğü, artık sizi kendisine yakın hissettiği zaman, ben bu dünyada, bu toplumun içerisinde yalnız değilim duygusunu verdiğimiz anda çocuğun hayata bakışını değiştirmeyi hedefledik. Aslında bizim yaptırmaya çalıştığımız seramik veya eline verdiğimiz tost veya üzerine giydirdiğimiz kıyafet bizim ona duyduğumuz sevginin sadece maddi göstergesi. Bu anlamda düşünüp yola çıktığınız zaman çocukların da gerçekten değiştiğini fark ettik. Hedefimiz, dokunabildiğimiz kadar çok insana dokunarak toplumda hem dezavantajlı grupta yanlışa düşen birey sayısını azaltmak hem de bunları daha iyi bireyler olarak topluma kazandırarak gerçekten toplumun daha iyi olmasına katkıda bulunmak” diye konuştu. “Burada amacımız sağlıklı bireyler topluma sunmak” Öğretmenler olarak okulda bazı çalışmalar yaptıklarını belirten bilgisayar öğretmeni Emre Gökçe, “Eğer biz bu çocukları eğitmezsek topluma sıkıntılı bir kitle göndermiş olacağız. Bunun için de okulumuzda bazı çalışmalar oluyor. Bu çalışmaları da öğretmenler yapıyor. Burada bu çocuklar için mücadele eden bir grup var. Bu okulda bu grup mevcut. Bu çocuklar için mücadele ediyoruz. Biz bu çocukları geleceğe nasıl hazırlayabiliriz, daha sağlıklı bir şekilde bu topluma nasıl kazandırabilirizin mücadelesi oluyor burada. Şartları kolay değil, öncelikleri okul değil bu çocukların. Bir şekilde okulda sağlıklı bir eğitim görmesini istiyoruz” şeklinde konuştu. Türkçe öğretmeni Zeliha Baş Pasin da okul çevresinin biraz dezavantajlı ailelerden oluştuğunu ifade ederek, "Bu da beraberinde çok ciddi manada okul terkini, okul devamsızlığını gösteriyor. Biz yine farklı bir projeyle ‘Okula dön, kalbine dön, kendine dön’ projesi başlattık. Bunun için tek tek velilerimizin kapısını çaldık" ifadelerini kullandı.
Antalya Antalya’da hortum yıkıp geçti: Hasar gören evler ve seralar görüntülendi Antalya’nın doğu ilçelerinde etkili olan sağanak ve fırtına, Aksu’da hortuma yol açtı. Hortum, seralar ve evlere zarar verirken, ağaçlar devrildi, elektrik telleri koptu ve Kurşunlu Mahallesi’nde elektrik kesintisi yaşandı. Ekipler bölgede onarım ve temizlik çalışmalarına başladı. Hortum anlarında işçilerin seralarda olmaması kimsenin zarar görmemesinde etkili oldu.Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün turuncu kodla uyardığı Antalya’nın doğu ilçelerinde dün etkili olan sağanak yağış, hayatı olumsuz etkiledi. Yağışın yanı sıra fırtına uyarısının da yapıldığı bölgelerden Aksu ilçesinde akşam saatlerinde hortum meydana geldi. Hortum, evler ve seraların bulunduğu alandan geçerek naylon ve cam seralara zarar verdi. Hortum nedeniyle ağaçlar yollara devrildi, elektrik telleri koptu ve Kurşunlu Mahallesi’nde elektrik kesintisi yaşandı. İtfaiye ve belediye ekipleri devrilen ağaçları kaldırmak için çalışma başlatırken, AEDAŞ ekipleri de kopan elektrik hatlarını onarmaya çalıştı. Bazı evlerin kapı ve pencereleri de hortum nedeniyle hasar gördü."Uçak düşüyor sandık”Kurşunlu Mahallesi sakini Mustafa Atalay, “Akrabalarımızın yanına gelmiştik. Bir saat önce burada hortum olayı yaşandı. Biz uçak düşüyor sandık. Burada kıyamet koptu. Şu an elimizden gelen hiçbir şey yok. Asıl hasar sabah belli olacak. Zarar çok büyük” dedi.Zarar gören ev sahibi Ramazan Sargın ise, “İki dakika içinde hortum geldi, geçti ve temizledi. Evlerimiz, seralarımız, ahırlarımız, güneş panellerimiz zarar gördü. Yardım bekliyoruz, seraları kaldırmak için" ifadelerini kullandı.Hasan Kaya da, "Allah’tan bu olay gündüz olmadı. Çünkü gündüz olsaydı seraların içinde çalışan insanlar olurdu, dışarıda gezenler olurdu ve ölümlere ya da yaralanmalara sebep olabilirdi. Tek tesellimiz bir can kaybımızın olmaması. Ama malımızda çok büyük zarar var, diye konuştu.
Antalya Mantar toplamak için çıkıp bitkin halde bulunan yaşlı adam hastanede hayatını kaybetti Antalya’nın Manavgat ilçesinde mantar toplamak için evden ayrılan yaşlı adam 24 saat sonra 4 kilometre uzaklıkta bulundu. Bitkin halde bulunan ve hiportermi geçirdiği değerlendirilen yaşlı adam, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiOlay, Antalya’nın Manavgat ilçesi tarihi ismi Zerk olan Altınkaya Mahallesi’nde meydana geldi. 22 Kasım Cuma günü öğlen saatlerinde mantar toplamak için evinden ayrılan 76 yaşındaki Fikri Öz’den haber alamayan yakınları durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Beşkonak Jandarma Karakolu ekipleri, Jandarma Asayiş timi, JAK timi, AFAD timi, komandalar, İz Takip köpeği, Manavgat STK’ları ve mahalle sakinleri tarafından arama-kurtarma çalışması başlatıldı.Yorgun ve bitkin halde bulunduGece boyunca yapılan arama-kurtarma çalışmalarından sonuç alınamazken arama çalışmaları sabah erken saatlerde yeniden başlatıldı. Fikri Öz, 24 saat sonra evine 4 kilometre mesafede Ev Andızı mevkiinde yaralı ve bitkin bir halde bulundu. 112 Acil Sağlık ekipleri tarafından yağmur ve soğuk nedeniyle bitkin düşen ve kalbi duran Fikri Öz’ü yaptığı kalp masajıyla hayata döndürüldü. Ambulans ile Manavgat Devlet Hastanesine kaldırılan Fikri Öz, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.