GÜNDEM - 14 Eylül 2022 Çarşamba 14:32

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını söylerken boğazı düğümlendi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını söylerken boğazı düğümlendi

Karabağ şehidi Binbaşı İlkin Ahadzade’nin babası Gelemşah Ahadov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bahsederken boğazı düğümledi, gözyaşlarını tutamadı.

Karabağ şehitlerinin çocuklarına kapılarını açan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) örnek bir çalışmaya daha imza atarak Türkiye ve Azerbaycan da bulunan şehit aileleri arasında “Kardeş Aile Projesi” geliştirdi. SCÜ ev sahipliğinde ilk olarak Karabağ şehidi Binbaşı İlkin Ahadzade’nin ailesi Sivas’ta misafir edilerek Sivaslı Şehit Kara Pilot Üsteğmen Şükrü Pürlü’nün ailesi ile bir araya getirildi. Sivas Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Harun Tan nezaretinde Sivas’ta bir araya getirilen her iki aile bugün SCÜ Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız’ı ziyaret etti.

Erdoğan’dan bahsederken boğazı düğümlendi

Burada konuşan Karabağ şehidi Binbaşı İlkin Ahadzade’nin basası Gelemşah Ahadov, misafirperverliklerinden dolayı Rektör Yıldız’a ve Karabağ savaşında Azerbaycan’ın yanında olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti. Ahadov, Erdoğan’dan bahsederken boğazı düğümlendi, göz yaşlarını tutamadı. Ahadov açıklamasında, “Gördük Ki Türk’ün Türk’ten başka dostu ve kardeşi yoktur. Türk kardeşlerimizin bize çok büyük yardım ve destekleri oldu. Kardeş kardeşliğini dar günde gösterdi. Güzel günlerde herkes kardeşinizdir. Esas kardeş dar günde anlaşılır. Hepsi var olsun. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ediyoruz. Azerbaycan’ın her zaman yanında olan öz evlat olarak kabul ediliyor. Bize çok yakın oldu, çok destek verdi, var olsun. Her iki ülkemizin Cumhurbaşkanlarının dostluğu kardeşliği daim olsun. Her iki Cumhurbaşkanımızdan çok memnunuz onları çok seviyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını söylerken boğazı düğümlendi

Karabağ şehitlerinin çocuklarına kapılarını açtı

SCÜ Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, ziyaretten dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek Karabağ şehitlerinin ve gazilerinin çocuklarını üniversitelerinde öğrenci olarak kabul etmeyi sürdüreceklerini belirtti. Rektör Yıldız, “İki yıl önce Karabağ takımımız Sivas’a geldiğinde savaş devam ediyordu. İki ülke arasında neler yapabileceğimizi düşündüğümüzde ortaya şöyle bir fikir çıktı; Karabağ’da ki şehitlerimizin Türkiye’de okutulması. Dedik ki ‘biz bunu yaparız’. Hemen bir protokol yaptık ve bu öğrencilerimiz bize geldiler. İki yıldır bizde eğitim görüyorlar. Yine bu yıl Azerbaycan’a gittiğimizde şehit ailelerimizi ziyaret ettik. Orada da ‘şehit ailelerimizi Türkiye’ye davet edip Türkiye’deki bir şehit ailesi ile kardeş yapalım” dedik. Bu sebeple ilk ailemiz geldi. Bu ziyaretten çok memnunuz. Azerbaycan’dan da 40 şehit ailemiz ülkemize gelecek. Karabağ savaşında ki şehitlerimiz ve gazilerimizin de çocuklarını üniversitemize bekliyoruz” şeklinde konuştu.

“Azerbaycan’a karşı yapılan Türkiye’ye karşı yapılmış sayılır”

Rektör Yıldız, Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı yapılan düşmanca girişimlerin başarılı olamayacağını belirterek şu ifadelere yer verdi, “Dün Azerbaycan’da 50 şehit haberi aldık. Hem Azerbaycan’da ki hem de Türkiye’de ki tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye büyük devlet. Azerbaycan ile Cumhurbaşkanlarımızın dostluğundan dolayı Karabağ savaşında gösterilen yakınlık devam edecektir. Elbette her iki ülkeye karşı bu tip girişimler olacaktır. Azerbaycan’a karşı yapılan bu girişimler aslında Türkiye’ye karşıda yapılmış sayılır. Bu tip girişimlerin başarılı olamayacağını biz biliyoruz. İnşallah Karabağ tamamen kurtulmuş olacak “
Rektör Yıldız ziyaret sırasında her iki şehit ailesine ve şehit çocuklarına çeşitli hediyeler takdim etti.

Onur Erden

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.