POLİTİKA - 24 Mart 2019 Pazar 19:06

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TGRT Haber ve İHA seçim özel yayınında konuştu!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TGRT Haber ve İHA seçim özel yayınında konuştu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TGRT Haber ve İHA seçim özel yayınında önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TGRT Haber ve İHA seçim özel yayınında önemli açıklamalarda bulundu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Fırat'ın doğusuna yönelik yapılacak operasyonda son aşamaya gelindi. Önceliğimiz seçim önce onu atlatacağız. Tüm yığınağımızı orada Türkiye olarak yaptık. Bir gece ansızın girmemiz gerekiyorsa gireriz' dedi.

İŞTE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TGRT HABER'DE SEÇİME ÖZEL AÇIKLAMALAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları:

- TGRT Haber'e ortak yayın sebebiyle teşekkür ediyorum. Seçimlerin tüm ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Meydanların dili çok farklı, gittiğim yerlerdeki tepkiler çok güzel. Özellikle İstanbul'da bugün özellikle yerel yönetimlere yönelik açıklamalarım oldu. Özellikle Binali Yıldırım'ın da yol haritasını içeren bir konuşmaydı. Bugüne kadar yapılan ve bundan sonra yapılacak olanları ve bilgileri biz bugün mitingde açıklamış oldu. 1 Milyon 600 bin kişinin hiç dağılmadan soğuk olmasına rağmen dağılmadan bizi dinlemesi umutlarımızı yeşertti. Alana gelenlerin heyecanı gayet iyi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TGRT Haber televizyonunda soruları cevapladı. Mabeyn Köşkü’nde gerçekleşen canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mansur Yavaş ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 

'Bir gece ansızın girmemiz gerekiyorsa gireriz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Fırat'ın doğusuna yönelik yapılacak operasyonda son aşamaya gelindi. Önceliğimiz seçim önce onu atlatacağız. Tüm yığınağımızı orada Türkiye olarak yaptık. Bir gece ansızın girmemiz gerekiyorsa gireriz' dedi. 

Mabeyn Köşkü’nde gerçekleşen canlı yayında önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş’ın ‘benim oyum yüzde 56’ açıklamalarına ilişkin, “Mürebbiyesi Bay Kemal. Onun verdiği derse çalışıyor ve her şey yalan üzerine” ifadelerini kullandı. 

İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir televizyon programında bu iş birliğini siyasi kanka olarak değerlendirdi. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan şu cevabı verdi: 

“Önce bir kankayı sormak lazım, siz kanka deyince ne anlıyorsunuz. Bu aslında kan kardeşliğidir. Güzel bir yakıştırma. Bende farklı bir versiyonunu kullanıyorum, pazara değil, mezara kadar bu birlikteliğimizi taşıyacağız diyorum. Burada ifade edilen böyle bir dayanışma ruhudur ve bunu bu şekilde götürmek, bizim MHP ile azami müştereklerimiz var, asgari değil. Diğer dörtlünün asgari müşterekleri bile yok. Bizim azami müştereklerimiz de ne var; tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet var. Diğerlerinde böyle bir şey yok. Bugün, HDP’nin adayı İstiklal Marşını okumadı. CHP’liler orada İstiklal Marşı okuyor ama onun ağzında bir hareket bile yok. İstiklal Marşımıza bile karşı olan, CHP İstiklal Marşına karşı olanla beraber oluyor. Bunlar bayrağımızı kongrelerinde dahi asmayacak kadar bayrak düşmanıdır. Bunlarla iş birliği yapıyorsun. Aynı şekilde İYİ Parti’de buna benzer ifadeler kullanıyor, sözde milliyetçi. Buyur, ne ile izah edeceksin? Saadet Partisi, ne ile izah edeceksin? Bunlarla siz şu anda tam manasıyla iş tuttunuz. Elhamdülillah bizim böyle bir sorunumuz yok.”
“Karşı tarafın ortak paydası Erdoğan düşmanlığı olabilir mi?” sorusuna ise Erdoğan, “Ona bende doğrusu olumlu bakabilirim, Erdoğan düşmanlığı olabilir” karşılığını verdi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN AYASOFYA AÇIKLAMASI!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Üzerinde bunun öyle dururuz ki, ‘müze’ ifadesi ile değil, ‘Ayasofya Cami’ olarak koyarız. Müze statüsünden çıkar. Zaten biliyorsunuz daha sonradan böyle bir statü buraya verildi. Bu da CHP zihniyetinin adımıdır, bu CHP zihniyetinin attığı bu adımı değiştiririz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TGRT Haber televizyonunda İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevapladı. Mabeyn Köşkü’nde gerçekleşen canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’nın ‘müze’ statüsünden çıkartılıp ‘Ayasofya Cami’ olarak değiştirilebileceğini söyledi.

“CHP zihniyetinin attığı bu adımı değiştiririz”

Ayasofya’ya girişlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına girişin ücret olup olmayacağının sorulması üzerine Erdoğan, “O anormal bir teklif değil, olabilir niye olmasın. Rahatlıkla olabilir. Hatta üzerinde bunun öyle dururuz ki, ‘müze’ ifadesi ile değil, ‘Ayasofya Cami’ olarak koyarız. Nasıl Sultanahmet Cami’ne turistler geliyorlar, ödeme yapmıyorlar, Süleymaniye aynı şekilde, Fatih Cami’nde aynı şekilde. Aynı şeyi Ayasofya’da da yapılabilir. Müze statüsünden çıkar. Zaten biliyorsunuz daha sonradan böyle bir statü buraya verildi. Bu da CHP zihniyetinin adımıdır, bu CHP zihniyetinin attığı bu adımı değiştiririz” diye konuştu.  

"GBT sisteminin doğru çalıştığına inanmıyorum" 

Terör örgütü PKK ile bağlantılı isimlerin CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi tarafından belediye meclis üyesi adaylığına yazıldığı ile ilgili ise önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Bunların içinde bu soruşturmayı geçirdi geçirmedi hepsi bir tarafa hemen hemen haklarında soruşturma açılmayanı yok gibi. Gelecekte YSK’nın bu işi çok daha farklı ele alması lazım. GBT sisteminin doğru çalıştığına inanmıyorum. GBT sisteminin çok daha doğru çalışması lazım. Bu tür adamların adaylıklarının baştan silinip atılması lazım. Seçim sonrası 300 küsur bu isimler ile ilgili başta benim partim olmak üzere hepimiz yükleneceğiz. Bunların hepsinin başkansa başkanlığını, meclis üyesi ise meclis üyeliğinin, bunların hepsinin düşürülmesi için müracaatlarımızı yapacağız. Biz bu ülkeyi teröre bulaşmış, teröristler ile kalkıp da yönetilmesine müsaade edemeyiz. Bunların önünde duracağız. Başkanlıklarda geçen dönemde olduğu gibi bunların içinde CHP’nin Kandil adayları var. Bir tanesi şu anda CHP’den Abdülbaki Karaagaç diye bir isim. Bütün bunlar yarın seçim neticeleri belli olduktan sonra hepsinin üzerine üzerine gideceğiz. Kayyumluk olayı bizim dönemimizde çıkmış bir şey değil ki. Bu kurum var ve bu müessese olduğunu göre, devletin, milletin parasını bu belediyelere gönderiyor, bunlarda bu paraları Kandil’e gönderiyordu. Artık biz bunlara bu fırsatı veremeyiz. O dönemlerde bu paralar nasıl harcandı diye baktığımızda, maalesef karşımıza çukurlar, hendekler çıkıyor. Ne yazık ki, sözde İYİ Parti’nin bir temsilcisi utanmadan, sıkılmadan çıkıyor, şu ifadeyi kullanıyor: ‘Bu çukurların açılmasının bilgisi Erdoğan’da vardır.’ Bu terbiyesizliğin daniskasıdır. Erdoğan’da bunların bilgisinin var olduğunu söyleyen önce bunu tespit etmesi lazım. Bu sende olabilir, sen cezaevine niye girdin yattın? Bakanlığın döneminde maalesef birçok yolsuz işlere karıştığın için girdin yattın. Tayyip Erdoğan’ın hayatında böyle bir şey göremezsin, gösteremezsin. Tayyip Erdoğan’ın ne gönül dünyasında ne de görev yaptığı belediye başkanlığı döneminde, ne de başbakanlığı döneminde böyle bir dosyayı ortaya koyamazsın. Benim geçmişimde de bugünümde de sadece vatanıma olan sevgim, milletime olan sevgim vardır ve bütün eserlerimizle biz ortadayız” dedi.

Beka tartışmaları 

İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın beka tartışmalarına ilişkin sorduğu bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, “Beka meselesi olayında ülkemize karşı yürütülen tüm yıpratma savaşları ve bunların doğuracağı istikrarsızlık bir beka meselesidir. 17-25 Aralık olayı aslında bunun yargıda ki en önemli göstergesidir. Yargıda olduğu gibi yerel yönetimlerde de bunun göstergeleri var. Devletten gelen bütün imkanları aldığı gibi Kandil’e gönderenler olduğu gibi, Güneydoğu’nun, Doğu’nun birçok yerlerinde bu çukurların kazılması, buralara genç dimaların, o çocukların öldürülerek oralara gömülmesi, bunlar beka meselesi değil de nedir. Bizim sınırımızda bu kadar savaşlar oluyor. Güney’den bakıyorsunuz oralarda PKK’nın diğer kanadı olan YPG/PYD bunların bizim topraklarımıza attıkları havan topları vesaire tüm bunlarla verilen mücadele bir beka sorunu değil de nedir? Bizim Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te verdiğimiz mücadele bir beka sorunu değil de nedir? 15 Temmuz bir beka sorunu değil de nedir? Bu FETÖ’cular ne yapmışlardı, devletin çok ciddi kurumlarını ele geçirme durumundaydılar. Silahlı Kuvvetlerimize, polis teşkilatımıza sızmışlar mıydı, sızmışlardı. Devletin bütün kurumlarına yerleşmişler miydi? Yerleşmişlerdi. Bütün buralarda bir beka sorunu çok açık ve net ortadaydı. Ne ile bu meydana çıktı. 15 Temmuz ile çıktı. 15 Temmuz’un tabi bizim 253 şehidimiz var, 2 bin 191 gazimiz var, bütün bunlar ciğerimizi dağladı o ayrı ama diğer taraftan böyle bir durumun ortaya çıkması bakımından çok hayırlı oldu. Şu anda içerde hukuk mücadelesi devam ediyor. Yargılananlar var, ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapse mahkum olanlar var. Ama bunların başı durumunda olan baş terörist, alçak, o şu anda Pensilvanya’da. Onunla birlikte kaçanlar var. Almanya’ya, Avrupa’nın çeşitli yerlerine kaçanlar var. Bunların bir kısmını biz yakalıyoruz. Bunları biz bırakamayız. Gezi olayları, 17-25 Aralık kumpasları, terör çukurları, 15 Temmuz işgal girişimi, terör koridoru girişimleri, ekonomik ve finansal operasyonlar, İslam karşıtı çevrelerin ezanımızı özellikle de terörle içli dışlı olan ittifakların bayrağımızı hedef alması, bu akşam İstiklal Marşına karşı takınılan tavırlar bunların hepsi beka meselesinin en somut örnekleridir. Bunların da baş aktörleri PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C gibi örgütlerde bunların baş aktörleri konumundadır” açıklamasında bulundu.

"Ey Ekrem sen kula kulsun, muhatabım değilsin" 

Fetullahçı Terör Örgütü'nün firari medya imamlarından Ekrem Dumanlı’nın yayımladığı videonun sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok müptezel birisi. Karşımızda el pençe duran birisiydi. Savcılık soruşturmayı açtığı anda kaçıp gidenlerden birisi. Düş yakamızdan ifadesini kullanıyor, sen kime kullanıyorsun, sen kimsin, senin her yerin yakan olsa ne olur, uşaksın, kulsun ama Allah’a değil, FETÖ’ye kulsun. Şu anda zannediyor ki bunlar 15 Temmuz ile bu işi bitireceğiz. Ne oldu, bitirebildiniz mi? Eski Türkiye yok. Biz kula kul değiliz. Ey Ekrem sen kula kulsun, bunu bir defa bil. Muhatabım değilsin. Yanındaki (Cemil Bayık) PKK’nın dağdaki temsilcisi. O zaten malum, her yönüyle bitmiş, tükenmiş. Bunlar 12, 13, 14 yaşlarındaki kızları dağa kaçırıp, onları taciz eden alçaklar. Bunlar o tür teröristler. Hala HDP’ye gönül veren kardeşlerim, Güneydoğu’lu kardeşlerim, Diyarbakır Belediyesi’nin önünde günlerce, aylarca orada çadırlar kurup ağlayan Kürt anneler, bunların kızları dağlara kaçırıldı. O günleri hatırlayın ve bunların peşinden artık gitmeyin. Bizim şu anda PKK terör örgütü tarafından kaçırılmış olan astsubaylarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz var. Değişik yöntemlerle onlar konuşturulmaya çalışılıyor. Bu adamın benim ülkemle, vatanımla bir bağlantısı olabilir mi? Olamaz. Şu anda Kandil’de yaşıyor. Geçen gün bunların çok önde olan liderlerinden bir tanesi vuruldu, şu anda ölümle pençeleşiyor belki de” ifadelerini kullandı.

"Kürt kardeşlerime saygısızlık yapıyor, hakaret ediyor" 

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin, “Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP'lileri yok sayarak, Kürtleri yok sayarak, Ankaralıları yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür. Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt'ün oyuyla seçilmiştir. Kürtlere rağmen siyaset yapamayacağını bilecektir” açıklamalarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adam Kürt değil. Bu adam benim Kürt vatandaşlarım üzerinden kendisine siyasi sermaye edinmeye çalışıyor. Mansur Yavaş gelsin şunun hesabını versin. ‘Ankara’da eğer Yavaş kazanacaksa bizimle kazanacak.’ Aynı şeyi İstanbul’daki için de söylüyor. Sanki Kürtlerin oyları onlar tarafından ipotek altında. Benim Kürt kardeşlerime de saygısızlık yapıyor, hakaret ediyor. Benim nice inanıyorum ki bize gönül vermiş Kürt kardeşlerim var. Bunların ifadesi bunlar için bir saygısızlıktır, hakarettir” dedi.  

“Aday arkadaşlarımıza baktığımız zaman hepsinin yerel yönetimde bir hassasiyeti var” 

50’ye yakın vilayete gittiğini ilçeleri de katınca 70’i bulduğunu belirten ve seçim haftasında boyunca miting için gideceği illeri sıralayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanların dilinin çok farklı olduğunu kaydetti. Gittiği yerlerdeki heyecandan bahseden Erdoğan, “İstanbul 81 vilayetimizin temsilcilerinin olduğu bir il. Bugün bütünüyle yerel yönetime yönelik açıklamalarım oldu. Bu açıklamalar aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Binali Yıldırım Beyin de açıkladığı yol haritasını da içeren bir konuşmaydı. 1 milyon 600 bin insanın sonuna kadar alanda durması umutlarımızı çok daha farklı bir şekilde yeşertti. Şunu görüyorum, alana gelenlerin heyecanı gayet iyi ve alana gelenlerin bu 1 haftayı nasıl değerlendireceğine dair kesin hesapları var. Bu İstanbul’un havası. Ankara’yı, İzmir’i bu şekilde gördüm. Gaziantep, Diyarbakır, Konya, Kayseri aynı şekildeydi. Büyükşehirlerde bu havayı kokladım. Antalya, Arana, Denizli, Manisa, Mersin’de bu havayı gördüm. Tekirdağ hakeza öyle, önümüzdeki hafta pazar gününün ortaya koyacağı tablo, Trabzon’dan alın, Ordu, Samsun’da o heyecanı gördüm. Temenni ediyorum ki, yerelde milletimin menfaatine olacak, bu işin bilen arkadaşları belirledik. Bütün bu aday arkadaşlarımıza baktığımız zaman hepsinin yerel yönetimde bir hassasiyeti var. Kocaeli’nde bir vali arkadaşımız, işi biliyor, kenardan köşeden getirilmiş insanlar değil. Bu adalarla birlikte biz ülkeyi yerel yöneticilikte uçuracağız. Van’a gideceğim. Biz Van’a büyük hizmetler verdik, 25 katrilyonluk Van’a yaptığımız yatırımlar var. Ağrı ve Muş’a da gideceğim. Büyükşehirleri yaparken diğer şehirleri de unutmuyoruz” diye konuştu. 

Bu seçimin bir özelliği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tayip Erdoğan 4,5 yıl daha Cumhurbaşkanı olarak bu ülkenin başında. Bizim partimizin, Cumhur İttifakı’nın adaylarının seçimi ile bir şey olacak. Cumhurbaşkanı ile kabinesinin yönetimindeki Türkiye’de yerelde bütünleşmesi, yerel ile o dayanışmanın olması ve hizmetlerin bir dayanışma içinde bütünlük sağlamasının illerimize getireceği katkı, değişim farklı olacak” şeklinde konuştu.

”On binler geliyorsa meydana bir sebebi var” 

Anket çalışmaları yaptırdıklarını, fakat en belirleyici anketin meydanlar olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anket çalışmalarını yaptırmıyoruz dersek doğru olmaz. Ancak ben vatandaşımızın nabzını anketlerden çok daha meydanlarda tutuyorum. Halkımın sofralarına oturuyorum, onlarla beraber karşılıklı bir elektrik alıp verme olayı çok farklı. Çay içiyorum, sohbet ediyorum, nasıl gidiyor dediğimde onlardan aldığım cevaplar var. Artık bazı kamuoyu araştırmalar maalesef sipariş üzere yapılıyor. Sosyal medya üzerinden, telefonla yapılan anketler var. Bütün bunlara baktığınız zaman çok büyük çelişkiler görüyorsunuz. Onlara takılıp kalırsanız seçim kampanyası yürütemezsiniz. En ideali meydanların dili ne söylüyor? On binler geliyorsa meydana bir sebebi var. Ya size güveni var, inanıyor, bunun için geliyor. Şikayetleri de vardır, sıkıldığı yerler de vardır. Fakat bu meydana 1 milyon 600 bin insan geliyorsa Cumhur İttifakı’nın liderlerini seviyor, taktir ediyor, buraya da geliyor. Biz de arkadaşlarımızla, ekibimizle adaylarımızı belirlerken yüzde 100 isabet etmemiş de olabiliriz. Ben şimdi partimin Genel Başkanı olarak. Sayın Bahçeli de partisinin Genel Başkanı olarak adaylarımızı belirlemede bugüne kadar olan yanlışlar ortada, onları zaten bir kenara koymuşuz. Bundan sonraki süreçte de oralardan esinlenerek bu yanlışları minimize edip çok daha vasıflı, bu işi götürebilecek arkadaşlarımızı bir artık adayımız olarak gösterdik, onlarla bu seçime giriyoruz” ifadelerini kullandı.

“Böyle bir insanın Ankara gibi bir yere belediye başkan adayı olması hazmedilemez” 

Mansur Yavaş’ın Mehmet Özhaseki’yi kastederek 10 puan fark attığını yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış. Bu arkadaş belediye başkanlığını Ankara’da gibi bir şehirde yapacak kapasitede birisi değil. Beypazarı nere, Ankara Büyükşehir nere. Burada ufuk gerekir, Bunda böyle bir ufuk yok. İki seçimde kaybetmiş, bunu CHP yine öne sürmüş. Bay Kemal yerini kimseye kaptırmak istemiyor.

Bunun da kaybedeceğini biliyor. ‘Öyle bir aday koyuyum ki, yarın beni zora sokmasın’ diyerek bunu öne çıkartmış vaziyette. Burada dörtlü mekanizmayı çalıştırıyorlar. Başta CHP, onunda HDP var, onun yanında İYİ Parti var, bir de bunların yanında Saadet Partisi var. Bu dörtlü mekanizma ile bu işi güçlendirme gayreti içindeler. Ankara’da bizim durumumuz öyle değil. Biz MHP ile AK Parti olarak birlikte giriyoruz. Bizim adayımızın kimliği, kişiliği, gücü onunla mukayese edilmez. Mehmet Bey elif gibi dimdiktir. Öyle sahte senet yaz, ondan sonra çeşitli şeylerle, yargıda kesinleşmiş, böyle bir durumu var. Bu zatın zaten seçim öncesi ya da seçim sonrası ne olacağı belli değil.

Ankara bir belirsizlik içerisinde olan bir durumda. Yasal olarak duruma baktığınız zaman seçimden sonra zaten yargı kararı belli olduğuna göre gereken kararı kovalanacaktır. Bu senetle ilgili olarak adı geçen şahıs ‘benim böyle bir şey ile yakından uzaktan alakam yok’ diyor. Yavaş, vergi noktasında da vergi kaçakçısı. Maliye Bakanlığı kayıtlarında bu durum da geçiyor. Neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Böyle bir insanın Ankara gibi bir yere belediye başkan adayı olması hazmedilemez. ‘Bizim sözümüz senet’ demekle bu işi savuşturamazsınız.

Böyle siyaset yapılmaz. Bir defa sözünün eri olacaksın. ‘Sözümüz senet’ diyeceksin ama senedi sahte çıkan adamı aday yapacaksın. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun hesabını Bay Kemal veremez. Bay Kemal’in de akşam yalan sabah yalan, hayatı bu. Man Adaları hikayesi var. Yargı bununla ilgili kararı verdi, 2,5 milyona mahkum etti. Üst mahkemelerde onay aldıktan sonra 2,5 milyonu tahsil edeceğiz. Bay Kemal bakıyor ki, ‘nasılsa benim cebimden çıkmıyor.’ Milletvekilleri bir yardım sandığı kurmuşlar onun için, oraya 5’er bin lira para ödüyorlar.

Bu parayı orası ödeyecek. Biz de o parayı Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağız. CHP’de kendine yaraşır bir Ankara adayı bulmuş. Biz Mehmet Özhaseki kardeşimiz ile inşallah Ankara’da bu yarışı kazanacağız. Meydana 450 bin insanın gelmesi bir sinyaldir. Bundan büyük anket var mı? Bu 450 milyon buraya gelmişse bunun bir de geometrik bir çarpanı vardır. Durgun suya taşı attığınız zaman nasıl daire daire genişliyorsa, meydana gelen insanlara benim çağrım o” açıklamasında bulundu.  

'CHP'nin İzmir'deki listelerinde PKK ile ilişkili 27 kişi tespit edildi'

Mabeyn Köşkü’nde gerçekleşen canlı yayında önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP ile HDP arasındaki ittifak iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin seçimlerde en çok HDP'den medet umduğunu dile getiren Erdoğan, Ankara'da, İstanbul'da ve İzmir'de HDP'nin adayının olmasının manidar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demek ki CHP bütün umudunu oraya bağlamış, oradan gelecek olanlara. Tabii listelerinde bolca da HDP'lilere yer vermişler. Aynı şekilde İYİ Parti de öyle. Mersin karmakarışık oldu. Adana'da benzer bir durum var, benzer bir şekilde Adıyaman'da Saadet Partisi giriyor HDP girmiyor. Birçok yerde HDP seçime girmiyor, sebebi sadece orada AK Parti'ye kazandırılmasın ve AK Parti kazanırsa nelerin olabileceğini, nasıl bu ülkede bir güç devşirmesi veya yerel yönetimlerde başarı grafiğinin artacağını çok iyi görüyorlar" diye konuştu.

"İzmir'in sadece 14 ilçesindeki CHP listelerinde terör örgütü PKK ile ilişkili 27 kişinin tespit edildiğini biliyorum" diyen Erdoğan, 27 kişiden 19'unun direkt dağ kadroları ile bağlantılı olduğunu açıkladı.

"FETÖ ile PKK'yı almışlar oturup listeleri birlikte yapmışlar"

Medyada CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nden belediye meclis üyesi olan yüzlerce ismin PKK ile ilişkisini resmeden kayıtların ortaya konulduğunu belirten Erdoğan, "Manzara korkunç, sıradan bir olay yaşamıyoruz. FETÖ ile PKK'yı almışlar oturup listeleri birlikte yapışlar yetmemiş bir de belediye meclis üye listelerinde bunlara yer vermişler. Seçim stratejilerini de birlikte belirliyorlar" şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "ülkücüyüm" ifadelerine ilişkin soruyu yanıtlayan Erdoğan, "Bay Kemal çok taklacıdır, çok takla atar. Akşam yatarken sabah kalkarken söylediği yalanları takipte zorlanıyoruz. Onun hiçbir yerinin milli olması mümkün değil. Kesinlikle böyle bir yanı yok. Vatansever olması da mümkün değil, Alman parlamentosunda terör örgütünün paçavralarıyla resim çektirenlerle birlikte yan yana poz veren bir adamdan bu ülkeyi seven birisi olması mümkün değil. Bunların anlayamadığı bir şey var siyasette omurgalı siyaset vardır, omurgasız siyaset vardır. Bunların ki omurgasız siyasettir. İstedikleri yere eğilirler. Biz siyasete böyle bakmadık, bizim hayatımız siyasetle geçti" diye konuştu. 

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu ifade ederek, "Ülkücüleri darağacına yürütenlerle beraber yol yürüyor" dedi.

"Marmaray altta olduğu için göremeyebilir" 

"17 yılda ne yaptınız" sorusuna ilişkin Kılıçdaroğlu'na hitap eden Erdoğan, "Bak biz boğazın içinde üstüne üçüncü gerdanlığı taktık, Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Altta Marmaray var ona göremeyebilir haklıdır, alttan geçtiği için. Raylı sistemi anlamaz zaten o raylı ile lastikliyi. Bir diğer tarafta da Avrasya Tünelini koyduk, o da yine boğazın altından geçiyor. Bak bay Kemal 3 tane bunlar var. İstanbul-İzmir şu anda otoyolunu yapıyoruz ve sonuna doğru yaklaştık. Osmangazi Köprüsü'nden geçmeni tavsiye ederim, oradan şöyle bir geç bir Bursa'ya doğru gitmende fayda var, hiç olmazsa bazı yeşillikleri de görürsün, nasıl güzel bir yol var. Ve bu yıl sonuna kadar inşallah bitiriyoruz ve 8-10 saat olan İstanbul-İzmir yolunun İzmir Milletvekili olduğu için beyefendinin bunları iyi bilmesi lazım. Ve Sabuncubeli Tüneli var, Manisa-İzmir arasında yani o tüneli de herhalde görmüştür diye düşünürüm. Ve şu anda bu yolun yapımı da hızla devam ediyor yıl sonu inşallah orayı da bitirmiş olacağız ve 3 saat 15 dakika veya 3 buçuk saate İstanbul-İzmir arasını indirmiş oluyoruz. Bütün bunların dışında tabii Türkiye'de biz dağları deldik. Yani göreve geldiğimiz zaman 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol uzunluğumuz varken şu an anda bizim bölünmüş yol uzunluğumuz 22-23 bin kilometreye çıkmış vaziyette tüm Türkiye genelinde. Bütün bunlarla beraber şunu görmesi lazım, şu anda Üçüncü Havalimanı ortada. Ankara hava limanından merkeze o yol yoktu. 76 üniversite ile aldık, şu anda bizim 206 üniversitemiz var. 81 vilayetin tamamında bay Kemal üniversite var ya eline diline dursun. '17 senede ne yaptınız' derken bunlar kendiliğinden olmadı, bunları biz yaptık. Bir diğer tarafta sağlıkta yaptıklarımız, şu anda bütün illerde, ilçelere varıncaya kadar devlet hastaneleri var. Hepsinden öte şehir hastanelerine başladık" ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hizmetlerden CHP'li vatandaşların da yararlandığını vurgulayarak, zamanında neden yapılmadığını sordu. İzmir'de su olmadığı zamanları anımsatan Erdoğan, İzmir'de baraj yapıldığını ve su getirildiğini anlattı.

"Yassıada demokrasi ve özgürlükler adası olacak" 

Batuhan Yaşar'ın Yassıada ile ilgili ayrıntıları sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burayı demokrasi ve özgürlükler adası yapalım dedik. Şuanda çalışmaları devam ediyor. TOBB ile anlaştık, proje çok çok güzel bir proje. Karşısında Sivriada var, onunla da entegre edeceğiz birbirine. Burada uluslararası toplantılar yapacağız. bir iki ay içerisinde son rötuşları yapılacak ve açacağız" karşılığını verdi.  

'AHLAKSIZLIĞIN DANİSKASIDIR'

CHP'nin Kandil adayları var. Kayyum olayı bizim zamanımızda çıkmış birşey değil. Devlet için gelen paraları bunlar Kandil'e gönderdiler. İYİ Parti'nin temsilcisi 'Bu çukurların açılmasında Erdoğan'ın bilgisi var' dedi.Bu saygısızlıkdır ahlaksızlığın daniskasıdır. Bütün eserlerimizle ve vatandaşlarıma olan sevgimizle biz ortadayız. 

Önemli açıklamalardan satır başlıkları: 

- 'Bay Kemal çok taklacıdır. Söylediği yalanları takipte zorlanıyoruz. Milli bir yanı asla yoktur, vatansever olması da mümkün değildir'

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'İstanbul İzmir yolunu bu yıl bitiriyoruz'

- 'Biz 17 yılda Türkiye'de dağları deldik. Tüm bunlarla beraber bay Kemal'in şunları görmesi lazım, Üçüncü Havalimanı ortada, 206 üniversitemiz var'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda'da ki katliam hakkında 'Bu örgütlü terör eyleminin arkasında kimler var eminim bu meydana çıkacaktır. Sayın Başbakanın yaptığı açıklamalar takdire şayandır'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Nur Sertel ikna odalarının baş mimarıydı'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Golan'ı BM'ye taşıyoruz'

'Fırat'ın doğusuna yönelik planladığımız hazırlıklar son aşamaya geldi'

'S-400'le ilgili geri adım söz konusu değil'

'3600 Ek gösterge seçim sonrası ele alınacak'

'Erken yaşta emekliliğe karşıyız'

'EYT'de Demirel bir yanlışın içine düştü'

'Dövizdeki hareketliliğin arkasında bazı bankalar var'

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Hiç evlenmeyen 69 yaşındaki Emine ninenin kına gecesi hayali gerçek oldu Burdur’da huzurevinde kalan ve daha önce hiç evlenmeyen 69 yaşındaki Emine Gülay’ın hayali olan kına gecesi öğrenciler ve huzurevi sakinleri tarafından gerçekleştirilen organizasyonla gerçek oldu. 69 yaşında bindallı giyen Gülay’ın mutluluğu gözlerine yansıdı. Burdur’da Aile Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne bağlı Hilmi Hafize Evin Huzurevi ve Yaşlı Bakım Rehabilitasyon Merkezi’nde yaşayan Emine Gülay Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ile Huzurevi arasında imzalanan protokol çerçevesinde huzurevinde düzenlenen zihinsel, biyopsikososyal gelişim atölyesinde üniversite öğrencilerine daha önce hiç evlenmediğini, bu yüzden de bir kına gecesinin olması hayalinin olduğunu söyledi. Bunun üzerine harekete geçen MAKÜ Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Huzurevi yönetimi "Hayaller gerçekleştiriliyor projesi" çerçevesinde Emine Gülay için huzurevi bahçesinde bir kına organizasyonu düzenledi. Organizasyona bindallısını giyip süslenerek gelen Emine Gülay’ın mutluluğu gözlerine yansıdı. Halk oyunları gösteri ile başlayan kına organizasyonunda yerel sanatçılar sahne aldı. Kırmızı bindallısı ile öğrencileri ve huzurevi sakinlerini etrafına toplayan Gülay vur patlasın çal oynasın diyerek kurtlarını döktü. 69 yıllık hayali gerçek olan Gülay, ellerine kına yakıldığı esnada ise duygulanarak mutluluktan gözyaşlarına boğuldu. "Hayalim gerçek oldu" Kına gecesi hayalinin gerçekleştiği için çok sevinçli olduğunu söyleyen Emine Gülay, "Ben daha önce hiç evlenmedim. Huzurevi müdürüm ve hocalarımın sayesinde bugün hayalim gerçek oldu. Kına gecemin olmasını çok işitiyordum. Allah razı olsun herkesten. Benim için kına gecesi yaptılar. Çok mutlu oldum. Şimdi kına gecemde bol bol oynatacağım kızları. Kendime de kına yaktıracağım, altın toplayacağım. Gelen tüm misafirlerimin ayaklarına sağlık. İyi ki varsınız yavrularım" dedi. "Allah devletimizden razı olsun" Kına organizasyonuna katılan Emine Gülay’ın abisi Mehmet Gülay (78) ise, "Kardeşimin bu mutlu gününü daha önce görebilseydim keşke. Biz hanımınla kardeşlerime anne baba olmaya çalıştık. Garibandık eskiden biz, nasip olmadı. Bizim kimsemiz yok. Allah devletimizden razı olsun" şeklinde konuştu. "Yaşlılarımızın yüzünde küçük de olsa bir mutluluk gerçekleştirebildiysek ne mutlu bize" Organizasyonun gerçekleştirilmesinde büyük rol oynayan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Deniz Şahin, "Biz Yaşlılık Çalışmaları Merkezi olarak Hilmi Hafize Evin Huzurevi’nde son bir yıl içerisinde 30 farklı zihinsel, sosyal, etkileşim atölyesi gerçekleştirdik. Bir yıla yaydık bu atölye çalışmalarımızı. Atölye çalışmalarımız sırasında burada huzurevi sakinlerimizi çok daha iyi tanıma fırsatımız oldu. Kendi yaptığımız sohbetler de ve görüşmelerimiz sırasında bazı hayallerinin olduğunu ve gerçekleştiremedikleri bazı şeylerden bize bahsettiler. Biz de Huzurevi Müdürümüz İbrahim Çetinkaya ile bu hayalleri gerçekleştirebilir miyiz acaba diye düşündük. İlk olarak Emine teyzemizin kına organizasyonunu yaptık. Çünkü Emine teyzemiz bize buraya geldiğimiz zaman atölye çalışmalarımızda şunu söylemişti; ’Ben hayatımda hiç evlenmedim, düğün değil ama kına gecesi çok içimde kaldı. Bir kına gecem olsaydı çok isterdim’ dedi. Biz de ilk önce Emine teyzemin hayalini gerçekleştirmeyle işe başlayalım dedik. 2025 yılının aile yılı teması olması da bizim için çok kıymetli. Çünkü biz burada şunu gördük. Biz yaşlımızla, gencimizle, çocuklarımızla aslında ülke olarak koskocaman bir aileyiz. Bu minvalde yaşlılarımızın yüzünde bir gülümseme oluşturabildiysek, onları mutluluklarından minnacık da olsa bir katkımız olduysa ne mutlu bize" ifadelerini kullandı.
Elazığ Elazığspor’da hazırlıklar 3 puan için TFF 2. Lig’de şampiyonluk umudunu sürdüren Elazığspor, hafta sonu oynayacağı Karacabey Belediyespor maçının hazırlıklarına devam ediyor. Nesine 2. Lig Kırmızı Grup’un 32. haftasında evinde Karacabey Belediyespor ile karşılaşacak olan Elazığspor’da bu maçın hazırlıkları sürüyor. Hedefini TFF 1. Lig olarak belirleyen bordo-beyazlı ekipte antrenman öncesi teknik direktör Fırat Gül, futbolcular Maksut Taşkıran ve Muammer Zülfikar Yıldırım açıklamalarda bulundu. "3 puanla ayrılmak istiyoruz" Her an her oyuncunun forma şansı bulabileceğini belirten teknik direktör Fırat Gül, "Önümüzdeki süreç ne gösterir bilmiyoruz. Karacabey ligin dinamik takımlarından birisi. İlk geldiğimde de söylemiştim biz sadece kendi maçımızla ilgileniyoruz. Tek amacımız Karacabey maçından 3 puanla ayrılmak. Taraftarlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Bize olan destekleri bizi motive ediyor. 3’te 3’le başlamak ve tarihte bunu yapan ilk teknik direktör olmaktan çok gurur duydum. İnşallah kırılması güç bir rekora imza atarız. Bu 4’te 4 olur, 5’te 5 olur, nereye kadar giderse" dedi. "3’te 3 yaptık, seriyi sürdürmek istiyoruz" Teknik direktör değişiminin ardından takımda yakalanan olumlu havaya dikkat çeken Maksut Taşkıran, "Güzel bir yoldayız. Hoca değişikliğinden sonra iyi bir hava yakaladık. Üst üste 3 galibiyet aldık ve bu seriyi sürdürmek istiyoruz. Hedefimiz kalan maçların tamamını kazanmak ve rakiplerimizin puan kaybetmesini beklemek. Şu an tüm odağımız Karacabey maçı. Teknik ekibimizle birlikte analizlerimizi yaptık. Antrenmanlarımızı da bu doğrultuda sürdürüyoruz. Bu maç, play-off hedefimiz için kritik öneme sahip" ifadelerini kullandı. "Hata yapma lüksümüz yok" Karacabey Belediyespor karşılaşmanın final niteliğinde olduğunu belirten Yıldırım, "Şimdi gerçekten final gibi bir maç oynayacağız. Bu süreçte hata yapma lüksümüz yok. Aksaray ve Serik birbiriyle oynuyor. Onların sonucunu bekleyeceğiz ama bizim önceliğimiz kendi işimizi yapmak. Sahada kazanmak için her şeyi ortaya koyacağız" diye konuştu.
Bursa Bursa’da "Uludağ Enerji Zirvesi" start aldı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, "Türkiye’nin kurulu kapasitesi gücü yaklaşık 120 bin megavata ulaştı. Geçtiğimiz hafta açıklanan verilerle, bu yıl içinde bin 400 megavatlık ilave yatırımın da devreye girmesi bekleniyor. Böylece toplam kapasite dört kat artış göstererek bu seviyelere ulaştı. 2035 yılına kadar kurulu kapasitenin 226 bin megavata çıkarılması hedefleniyor" dedi. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Enerji Konseyi destekleriyle "Geleceğin Enerji Stratejisi" temasıyla düzenlenen "Uludağ Enerji Zirvesi", Bursa Business School’da başladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada Türkiye’nin enerji konusunda 22 yılda önemli adımlar kat ettiğini açıkladı. Türkiye’nin enerji üretimindeki artışın büyük kısmını yenilenebilir enerjiden sağlanacağını belirten Dermircan, "Devletin yaptığı yatırımlar, özel sektör yatırımları ve kamu-özel iş birlikleriyle enerji alanında önemli adımlar atıldı. 2025 yılı Şubat ayı itibarıyla Türkiye’nin kurulu kapasitesi gücü yaklaşık 120 bin megavata ulaştı. Geçtiğimiz hafta açıklanan verilerle, bu yıl içinde bin 400 megavatlık ilave yatırımın da devreye girmesi bekleniyor. Böylece toplam kapasite dört kat artış göstererek bu seviyelere ulaştı. Bu büyümenin neredeyse tamamı özel sektör yatırımcıları sayesinde gerçekleşti. Özel sektör yatırımcıları, şeffaf, erişilebilir ve rekabete dayalı bir piyasa yapısının sağlandığını gördüğünde yatırım yapmaya devam ediyor. Oyunun kuralları önceden belirlenmiş, düzenlemeleri yapılmış bir yapı içinde herkesin eşit şartlarda faaliyet gösterdiği bu sistemin başarıyla işlediği vurgulanıyor. 2035 yılına kadar kurulu kapasitenin 226 bin megavata çıkarılması hedefleniyor. Bu dönüşüm, sanayi kuruluşlarının da katkısıyla gerçekleşecek. 2002 yılında 133 teravatsaat olan enerji tüketimi, günümüzde 348 teravatsaate ulaşmış durumda. Bu rakamın 510 teravatsaate çıkacağı öngörülüyor. Artışın büyük kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacak. 2002 yılında yenilenebilir enerjinin toplam portföydeki payı yüzde 61’di. Bu oranın büyük bölümü hidroelektrik barajlardan geliyordu. O yıllarda güneş enerjisi yok denecek kadar az, rüzgar ise sadece Çanakkale ve Ege kıyılarında küçük kapasiteyle vardı. 2005 yılında çıkan bir yasa ile süreç başladı ve 2007’de ilk büyük ölçekli yatırımlar yapıldı. Bugün toplam kurulu gücün yüzde 77’si yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Bu kapasitenin neredeyse tamamı özel sektör tarafından inşa edilip işletiliyor. 2035 hedefi doğrultusunda, bu oranın korunarak enerji dönüşümünün devam ettirilmesi planlanıyor" ifadelerini kullandı. "Kömür santrallerinin maksimum kapasiteye ulaşabilmesini sağlayacak yaklaşım geliştirmeye çalışıyoruz" Kömür üretiminin desteklenmesi için yapılan çalışmaların yakında duyurulacağını söyleyen Demircan, "Geliştirdiğimiz bazı stratejik plan. özellikle daha çok yerli ve daha çok yenilenebilir yaklaşımımızı mümkün olduğunca sistem içerisindeki yerli potansiyeli bu kömür ağalarında söylüyorum. Sistemi alabilmemiz lazım. Tabii ki yani kömür üretiminde değişik zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz. Bundan önemlisi maliyet, alternatif yakıtlarla kıyasladığınızda yerli kömür, alternatif yakıtlarla maliyeti açısından rekabet edilebilir durumda değil. Bu kapsamda belirli teşviklerle, en azından özellikle enerjiden kaynaklı dış ticaret açığının azaltılmasında önemi olduğunu bildiğimiz için yani kömürün desteklenmesine yönelik çok yakın zamanda bakanımız Alparslan Bayraktar tarafından da açıklanacak bir hususumuz var. Halihazırdaki kömür santrallerinin sistem içinde maksimum etkin kapasiteye ulaşabilmesini sağlayacak bir yaklaşım geliştirmeye çalışıyoruz" dedi. "Bursa gibi ekonomisi güçlü ve enerji ihtiyacı yüksek bir şehirde böyle bir zirvenin düzenlenmesi önemli" Enerjinin ülke ekonomisi için önemli bir güç unsuru olduğuna dikkat çeken Bursa Valisi Erol Ayyıldız ise, "İnsan vücudu için kan dolaşımı ne kadar önemliyse enerji de ülkeler için o kadar önemli bir unsur haline gelmiştir. Ülkemizin son 22 yılda gerek enerji çeşitliliği gerekse verimliliği açısından başarılı bir noktaya ulaşmasını sağlayan Bakanlığımıza vizyonları için teşekkür ediyoruz. Ayrıca Bursa gibi ekonomisi güçlü ve enerji ihtiyacı yüksek bir şehirde böyle bir zirvenin düzenlenmesini de önemli buluyorum. Bu konuya sahip çıkan ve zirveye öncülük eden BTSO Başkanımıza ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum" dedi. "Türkiye’nin sahip olduğu yenilenebilir enerji potansiyeli elimizdeki en büyük fırsattır" RES ve GES kapasitelerinin arttırılmasının iş dünyasına yatırım daveti olarak değerlendiren BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, "Türkiye’de son 20 yılda üç kat büyüyen enerji talebinin 2035 yılına kadar 510 teravatsaate ulaşması bekleniyor. Bu büyümeyi sürdürülebilir kılmak için düşük karbonlu kalkınma çözümleri artık kaçınılmaz hale gelmiştir. İş dünyası olarak iki önemli konumuz var, yeşil ve dijital dönüşüm. İhracata dayalı büyüme hedefleyen bir ülke olarak yeşil enerji bizim için olmazsa olmaz. Türkiye’nin sahip olduğu yenilenebilir enerji potansiyeli, bu dönüşümde elimizdeki en büyük fırsattır. RES ve GES kapasitesinin 30 bin megavattan 120 bin megavata çıkarılması hedefi, iş dünyamız için bir çağrı, yatırıma, iş birliğine ve vizyona davettir" diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından etkinlik sponsorlarına plaketleri takdim edildi. Uludağ Enerji Zirvesi, iki gün boyunca "Yerli Teknoloji ve Mega Enerji Yatırımları", "Enerji Yatırımlarında Finansal Dönüşüm: Sermaye Yapıları ve Fonlama Modelleri", "Fosil Yakıtlarda Dönüşüm Stratejisi" gibi 8 farklı konuda düzenlenecek panellere ve özel konuşmacılara ev sahipliği yapacak.