SPOR - 21 Nisan 2023 Cuma 23:37

Buse Tosun Çavuşoğlu, Avrupa ikincisi

A
A
A
Buse Tosun Çavuşoğlu, Avrupa ikincisi

Büyükler Avrupa Güreş Şampiyonası kadınlar 72 kilo finalinde Buse Tosun Çavuşoğlu, Rumen Alexandra Nicoleta Anghel’e 4-4’lük sonuçla mağlup olarak gümüş madalya kazandı.

Hırvatistan'da düzenlenen Büyükler Avrupa Güreş Şampiyonası'nda bir madalya da Buse Tosun Çavuşoğlu'ndan geldi. 72 kiloda mindere çıkan Buse Tosun Çavuşoğlu, çeyrek finalde Rus asıllı İsrailli Ilena Kratysh'i (6-0) öndeyken tuşla yenerek yarı finale yükseldi. Bu turda İtalyan Dalma Caneva'yı (10-0) teknik üstünlükle mağlup eden Çavuşoğlu finale kaldı. Finalde Rumen Aleksandra Nicoleta Angel ile karşılaşan ay-yıldızlı sporcu maçı 4-4 tamamladı. Son puan avantajıyla rakibine mağlup olan Çavuşoğlu, gümüş madalyanın sahibi oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Süper Lig’de en fazla Cihan Aydın ve Mehmet Türkmen düdük çaldı Trendyol Süper Lig’in ilk 12 haftasında Merkez Hakem Kurulu (MHK) tarafından 9’ar maça atanan Cihan Aydın ve Mehmet Türkmen en fazla düdük çalan hakemler oldu. 13 kez VAR koltuğuna oturan Mustafa İlker Coşkun da bu alanda zirvede yer aldı. Trendyol Süper Lig’de 12. hafta maçlarının tamamlanmasıyla milli araya girildi. Ligde geride kalan haftalarda hakem performansları her sezon olduğu gibi bu sezon da çok tartışıldı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK) ise geçtiğimiz dönemlere kıyasla daha çok genç hakemlere şans verdi. En fazla düdük çalan Cihan Aydın ve Mehmet Türkmen Ligin geride kalan bölümünde en çok düdük çalan hakemler Cihan Aydın ve Mehmet Türkmen oldu. Aydın ve Türkmen, 9’ar maçta hakem olarak sahada yer aldı. Bu iki ismi 8 kez ile Zorbay Küçük izledi. Kadir Sağlam, Direnç Tonusluoğlu, Muhammet Ali Metoğlu ve Oğuzhan Çakır da 7’şer defa düdük çaldı. VAR koltuğuna en çok Mustafa İlker Coşkun oturdu Süper Lig’in ilk 12 haftasında Video Yardımcı Hakem (VAR) görevini en fazla üstlenen isim Mustafa İlker Coşkun’du. Coşkun, MHK tarafından 13 müsabakaya VAR olarak atandı. Özgür Yankaya 12, Onur Özütoprak da 11 defa bu görevi üstlendi. Volkan Ahmet Narinç ise 9 kez Video Yardımcı Hakem Asistanı (AVAR) unvanıyla VAR odasına girdi. Deniz Caner Özaral, Serkan Olguncan ile Süleyman Özay da 8 defa AVAR oldu. Sarı kartlarda zirvede Muhammet Ali Metoğlu var Muhammet Ali Metoğlu, 52 sarı kartla bu alanda zirvede yer aldı. Metoğlu, 1 kez de çift sarı karttan kırmızı karta başvurdu. Ligde en fazla sarı kartına başvuran hakem olan Muhammet Ali Metoğlu’nu 40 kartla Kadir Sağlam takip etti. Mehmet Türkmen kırmızıyı seviyor Süper Lig’de oynanan 12 mücadelede 9 defa düdük çalan Mehmet Türkmen, aynı zamanda en fazla kırmızı kartına başvuran isim. Türkmen, 3’ü çift sarıdan, 1’i de direkt olmak üzere toplam 4 kez kırmızı kart gösterdi.
Gaziantep Pelvik taban rehabilitasyonu SANKO Üniversitesi Hastanesi’nden Uzm. Fizyoterapist Selver Seval Ergücen, pelvik taban rehabilitasyonunun sağlığa yapabilecek bir yatırım olduğunu söyledi. Pelvik taban kaslarının leğen kemiğinin iç tabakasında yer alan mesane, rahim, prostat, rektum (Bağırsağın son kısmı) vb. organları destekleyen kas grubu olduğunu belirten Uzm. Fizyoterapist Ergücen, “Doğru fonksiyonda çalışamayan pelvik taban kasları zayıflar veya gevşeme fazını doğru yönetemez. Bunun sonucunda idrar kaçırma, kabızlık, pelvik ağrı, cinsel işlev bozuklukları, pelvik organ sarkmaları, idrar boşaltamama problemleri görülebilmektedir” dedi. Pelvik taban rehabilitasyonu nedir Uzm. Fizyoterapist Ergücen, pelvik taban rehabilitasyonunun pelvik taban kaslarını güçlendirmeye ve fonksiyonellik kazandırmaya yönelik egzersizler çeşitli solunum teknikleri, manuel terapi, biofeedback eğitimi, elektrik stimülasyonu, davranışsal terapi teknikleri, sağlıklı mesane ve bağırsak eğitimini içeren hastaların yaşam kalitesini arttırmaya ve pelvik taban kaslarının normal işlevlerini yerine getirmesine yardımcı olan bir tedavi bütünü olduğunu ifade etti. Koruyucu pelvik taban rehabilitasyonu nedir Koruyucu pelvik taban rehabilitasyonu olarak tanımlanan pelvik taban kaslarının düzenli olarak güçlendirilmesi ve doğru şekilde çalıştırılmasının pelvik taban kaslarının fonksiyon kaybını önlemeye yardımcı olduğunu anlatan Uzm. Fizyoterapist Ergücen, bu rehabilitasyondan özellikle fayda görecekleri ve faydalarını şöyle sıraladı: “Hamilelik ile doğum pelvik taban kaslarının zayıflamasına ve idrar kaçırma problemlerine neden olabilmektedir. Doğum esnasında zorlamaya bağlı da pelvik taban kaslarında sarkmalar görülebilmektedir. Yaşla birlikte pelvik taban kasları güç kaybeder. Pelvik taban rehabilitasyonu yaşa bağlı kas zayıflamasını yavaşlatır ve idrar kaçırma gibi sorunların ortaya çıkmasını önleyebilmektedir. Ağır kaldırma gibi fiziksel aktivite ve sporla ilgilenen bireylerin pelvik taban kaslarının güçlü olması yaralanmaları ve kas zorlamalarını önleyebilmektedir. Yapısal ve genetik olarak bazı bireyler pelvik taban sorunlarına daha yatkındır. Düzenli pelvik taban eğitimi bireylerin ileride yaşayabilecekleri problemleri önlemektedir. Pelvik taban problemleri çözülemediği taktirde cerrahi müdahale gerekebilmektedir. Rehabilitasyon, cerrahi riskleri ve ihtiyaçları azaltabilmektedir. Pelvik taban kaslarının güçlü olması karın içi basıncı dengeler ve duruşu destekler. Aynı zamanda mesane ve bağırsak kontrolünü iyileştirip genel sağlık üzerinde etkilidir.” Pelvik taban rehabilitasyonun koruyucu olarak uygulanmasının, bireyin sağlığını uzun vadede korumak için yapılabilecek önemli bir yatırım olduğunun altını çizen Uzm. Fizyoterapist Ergücen, sözlerini şöyle tamamladı: “Kasların güçlendirilmesi, sadece mevcut şikayetleri azaltmakla kalmaz aynı zaman da bu bölgedeki organların uzun vadeli işlevini korumaya da katkıda bulunur. Hayat kalitenizi korumak ve artırmak için pelvik taban terapistine başvurmalısınız.”
Gaziantep 14 Kasım Dünya Diyabet Günü SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı / Endokrinoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mehmet Baştemir, diyabet hastalığının küresel sağlık sorunu olduğunu söyledi. Bu yıl “Diyabet ve İyi Olmak” temasıyla kutlanan 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle açıklama yapan Prof. Dr. Baştemir, “Diyabet (şeker hastalığı), vücudun insülin hormonunu yeterince üretememesi veya etkili bir şekilde kullanamaması nedeniyle kan şekerinin yükseldiği kronik bir hastalıktır” dedi. Diyabetin kalp hastalığı, böbrek yetmezliği, körlük ve sinir hasarı gibi ciddi komplikasyonlara yol açabildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Baştemir, şöyle devam etti: “Tedavi edilmediği takdirde diyabet, yaşam kalitesini düşürür ve erken yaşam kayıplarına neden olabilir. Dünya çapında 537 milyon kişi diyabetle yaşıyor. Diyabetli hastaların yüzde 50’ye yakını teşhis edilmemiştir. Diyabetli her 4 kişiden 3’ü düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşıyor. Diyabet, sadece bireylerin sağlığını etkilemekle kalmayıp aynı zamanda toplumların ekonomik yükünü de artırmaktadır.” Diyabet türleri Diyabetin Tip 1 ve Tip 2 diyabet olmak üzere iki ana türü bulunduğunu belirten Prof. Dr. Baştemir, Tip 2 diyabetin, genetik yatkınlık, obezite ve hareketsiz yaşam gibi faktörlerle tetiklenen ve dünya genelinde en sık görülen diyabet türü olduğunu hatırlattı. Diyabet ve fiziksel sağlık Diyabetin, düzenli kan şekeri kontrolü, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve düzenli tıbbi takip gerektiren kronik bir hastalık olduğunu ve fiziksel sağlığı korumanın, diyabetin komplikasyonlarını önlemek ve yaşam kalitesini artırmak için hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Baştemir, şu bilgileri paylaştı: “Kan Şekeri Kontrolü: Kan şekeri seviyelerini hedeflenen aralıkta tutmak, diyabetin neden olduğu uzun dönemli hasarları önlemek için en önemli adımdır. Sağlıklı Beslenme: Düşük glisemik indeksli, lifli besinler ağırlıklı bir diyet, kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Düzenli Egzersiz: Egzersiz, insülin duyarlılığını artırır, kan şekerini düşürür ve genel sağlığı iyileştirir. Düzenli Tıbbi Takip: Doktor kontrolleri ve gerekli testler, diyabetin etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar.” Diyabet ve zihinsel sağlık “Diyabet, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda zihinsel sağlığı da etkileyebilir. Depresyon, anksiyete ve stres, diyabetle yaşayan bireylerde sık görülen duygusal durumlar arasındadır” diyen Prof. Dr. Baştemir şu önerilerde bulundu: “Stres Yönetimi: Stres, kan şekerini yükseltebilir. Bu nedenle, yoga, meditasyon gibi gevşeme teknikleri ve hobilerle stres yönetimi önemlidir. Sosyal Destek: Aile, arkadaşlar ve destek grupları, diyabetle başa çıkmada önemli bir rol oynar. Psikolojik Destek: Gerektiğinde bir psikolog veya psikiyatr ile çalışmak, duygusal zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olabilir.” Diyabet ve yaşam kalitesi Diyabet, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebileceğini ancak, doğru tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile diyabetle yaşayan bireyler de sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebileceğini kaydeden Prof. Dr. Baştemir, şu noktalara dikkat çekti: "Kendini Kabul Etmek: Diyabetli olmak, kimliğin bir parçası olarak kabul edilmelidir. Hedefler Belirlemek: Küçük ve gerçekçi hedefler belirlemek, motivasyonu artırır. Sosyal Aktivitelere Katılmak: Diyabet, sosyal hayattan kopmaya neden olmamalıdır. Hobilere Zaman Ayırmak: Hobiler, stresi azaltır ve yaşam kalitesini artırır.” Diyabet ve iyi olmak için öneriler Prof. Dr. Baştemir “Diyabet ve İyi Olmak” için önerileri şöyle sıraladı: “Bilgi Edinmek: Diyabet hakkında doğru bilgi sahibi olmak, hastalığı yönetmede önemlidir. Doktorla İş Birliği Yapmak: Doktorun önerilerini takip etmek ve düzenli olarak kontrol yaptırmak gerekir. Sağlıklı Yaşam Tarzı Benimsemek: Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku, diyabet yönetiminde temeldir. Sosyal Destek Almak: Aile, arkadaşlar ve destek gruplarından destek almak önemlidir. Kendine Zaman Ayırmak: Stres yönetimi için zaman ayırmak, hobilere vakit ayırmak ve dinlenmek gerekir.”