GÜNDEM - 27 Haziran 2021 Pazar 11:01

Beyşehir Gölü'nde su seviyesinin azalması yat işletmecilerini tedirgin ediyor

A
A
A
Beyşehir Gölü'nde su seviyesinin azalması yat işletmecilerini tedirgin ediyor

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nde bu yıl yaşanan kuraklık ve yetersiz yağışlar nedeniyle su seviyesinin gözle görülür şekilde düşmesi, Konya’nın Beyşehir ilçesinde göl üzerinde adalara gezi düzenleyen yat işletmecilerini tedirgin ediyor.

Beyşehir Gölü yüzlerce çeşit kuş ve su kuşunun yaşam sürdüğü ya da zaman zaman bir süreliğine göç ettiği bir alan olarak bu özelliğiyle ülkenin kuş cenneti olarak da nitelendirilirken, dünyada grup vaktinin en güzel izlendiği yerlerden birisi olarak değerlendiriliyor. Gölde daha temmuz ve ağustos ayları gelmeden su seviyesinin azalması nedeniyle kıyı kesimlerde yaşanan metrelerce su çekilmesi ve sığlaşma tekne işletmecilerini korkutmaya başladı. Pandemi dönemindeki kısıtlamalar dolayısıyla faaliyetlerine uzunca bir süre ara vermek zorunda kaldıkları için zor günler yaşayan ve yaşadıkları sıkıntıları atlatabilmek için gözlerini 1 Temmuz’dan sonraki normalleşme döneminde yapacakları işlere çeviren sektör temsilcilerini şimdi de göl su seviyesinin düşmesi nedeniyle yakın gelecekte faaliyetlerini sürdürüp sürdüremeyeceklerinin endişesi sardı.

Beyşehir Gölü'nde su seviyesinin azalması yat işletmecilerini tedirgin ediyor

“Daha temmuz ve ağustos aylarına girilmeden kıyılardaki su derinliği azaldı”

Köprübaşındaki yat limanında yıllardır yat işletmeciliği yaptığını belirten Ahmet Bülbül, Beyşehir Gölü’ndeki su seviyesinin bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle oldukça düştüğünü belirtti. Daha temmuz ve ağustos aylarına girilmeden kıyılardaki su derinliğinin azaldığına dikkati çeken Bülbül, “Geçtiğimiz yıllarda esas çekilme temmuz ve ağustos aylarında olurdu. Bu yıl ise daha temmuz ayı gelmeden haziran ayında büyük bir çekilme var. Yatlarımız şu anda hareket ediyor ama 1 ay sonra, 1,5 ay sonra limanlarımızdan açıklara çıkabileceğimiz şüpheli. Yıllar önce de benzer bir manzara yaşanmış ve bizim açıklara çıkıp geriye döndüğümüz yer dere gibi kalmıştı. Şimdi tekrar o günler gelecek diye çok endişe ediyoruz. Gölde yeterli su olmadığı için de otlanma çok oluyor. Göl kıyılarında su azlığına bağlı otlanma, yabani bitkiler de gölün yüzeyini kaplamış durumda. Eskiden yat limanında teknenin alt katında oturduğumuzda karşıdaki parkın içerisini seyredebiliyorduk. Ama şimdi yatımızın üst katından bile park zor gözüküyor. Teknemiz yüksek olmasına rağmen su seviyesi azaldıkça daha da çukurda kalıyor. Sular çekilince kıyılar da ottan iyice halı gibi kaldı, kirlilik artıyor, bu arada otlanma teknelerimizin pervanelerine de zarar veriyor. Göl kıyılarında sürekli balıkçı tekneleriyle ot ve yabani bitki temizliği yapılmak zorunda kalınıyor. Balıkçı tekneleri de açıklara çıkmak için oldukça zorlanıyor” dedi.

Yat işletmecisi Zafer Aydoğan da, haziran ayı itibarıyla göldeki su seviyesinin geçtiğimiz yılların aynı dönemine göre çok düşük olduğuna dikkati çekerken, bunun olumsuzluklarını daha temmuz ve ağustos ayları gelmeden yaşamaya başladıklarını anlattı. Göldeki en büyük sıkıntılardan birisinin de “göl çanağının dolması” olarak nitelendirilen göl tabanının dolması ve balçıkla kaplanması olduğunu vurgulayan Aydoğan, “Göle baktığınızda üstte su varmış gibi görünüyor ama işin doğrusu öyle değil. Gölün tabanını araştırmaya gelen bir ekibi geçtiğimiz yıl Yılanlı Adası açıklarına götürmüş ve buradaki görevliler sondajla gölün tabanında inceleme yapmıştı. Onların ifadesiyle göl tabanında 3,5-4 metre civarında dolma var. O göl dibindeki çamur ve dolguyu çıkaracak olsanız bugün gölde hiç su kalmayacak. Su seviyesinin düşmesi, güneş ışınlarının tabana yansıması ve tabanda da balçığın olması, yüzeyde otlanmaya daha çok zemin oluşturuyor. Otlanma arttıkça gölde pis koku, kirlilik ve nihayetinde sinek oluşumu da hız kazanıyor. Bunun olumsuzluklarını göl çevresindeki tüm yerleşimlerde hep birlikte yaşıyoruz. Gezinti yatları olarak şu anda açıklara çıkarken zorlanıyoruz. Önümüzdeki günlerde sıcakların daha da artmaya başlamasıyla buharlaşma kayıplarının üst noktaya çıkmasıyla su seviyesi daha da azalacağından temmuz ve ağustos aylarında muhtemelen biz yat işletmecilerini zor günler bekliyor. Faaliyetlerimizi nasıl sürdüreceğiz şimdiden onu kestiremiyoruz” diye konuştu.

Yat işletmecisi Mehmet Kesen ise, su seviyesinin azalmasının beraberinde de otlanma, su kaybı, kirlilik gibi birtakım olumsuzlukları getirdiğine işaret ederek, teknelerinin de tabanının değerek açıklara çıkabildiğini belirterek, “Gölün eskiden en derin yerleri 15-16 metre idi. Şimdi ise açıklarda derinliği 4-5 metre olan yerler çok az. Kıyıların durumunu ise anlatmaya gerek yok. Birçok kıyı kesiminde onlarca metre çekilen yerler var. Gölde açıklara baktığınızda yaşanan manzaraya ilişkin çelişkiye düşebiliyorsunuz. Gölün dibi çamur üzerindeki sular bizleri yanıltmasın. Gölde otlanma ve su miktarının düşmesine bağlı kirlilik sorunu da yaşanmaya başladı. Eskiden suyu içebiliyorduk, ama şimdi içemiyoruz çünkü şimdi çamursu bir koku oluyor. Eskiden limanlarından açıklara çıkan balıkçı teknelerinin sahipleri arkasına bakmadan ilerliyordu. Ama şimdilerde sürekli arkasına bakıp sürekli pervane temizliği yapmak zorunda kalıyorlar. Şu anki göl kıyılarındaki manzaraya baktığımızda temmuz ve ağustos ayları bizi şimdiden kara kara düşündürmeye başladı. Limanlarımızdan o günlerde sular daha da azalırsa çıkabilir miyiz, teknelerimizi kıyılara yüzdürebilir miyiz bilemiyoruz” ifadelerini kullandı.

Ali Rıza Önses

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Onat Kutlar vefatının 30. yılında Beyoğlu’nda anıldı Şair, yazar, sinema eleştirmeni Onat Kutlar vefatının 30’uncu yılında Beyoğlu Belediyesi tarafından hazırlanan “Onat Kutlar: Başkaldırı ve Şenlik Günleri” isimli programla anıldı. 11 Ocak 1995’te düzenlenen bombalı saldırının ardından 59 yaşında hayatını kaybeden Onat Kutlar anısına düzenlenen etkinlik, gazeteci ve yazar Zeynep Oral’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Programa, yazar Adnan Özyalçıner ve gazeteci Zeynep Avcı konuşmacı olarak katıldı. Etkinlikte Onat Kutlar’ın eşi Filiz Kutlar ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney de yer aldı. Sanatçılar Nazan Kesal, Halil Ergün ve Tayfun Erarslan’ın metin okumaları ve şiir dinletileriyle katkı sunduğu etkinlikte genç yetenek Balkız Mercan Eruluğ’un müzik dinletisi de büyük beğeni topladı. Programda bir konuşma yapan Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, “Yitip gidenler diyoruz, ancak biz onları anmaktan vazgeçmeyeceğiz. Anmak, demokratlığımızın bize yüklediği bir görev. Aslında onları anmak demek, sadece o şahsiyeti anmak demek değil, onun fikrini yaşatmaktır. Bu anlamda Onat Kutlar’ın savunduğu fikri, güzel ve aydınlık günler için mücadeleden vazgeçmemeyi biz onun satırlarında okuyarak öğrendik. Bu nedenle onları anmayı ve bunu sürekli kılmayı çok önemsiyorum. Ve 30 yıl sonra Beyoğlu Belediyesi’nin bu anmaya ev sahipliği yapıyor olması beni hem duygulandırdı hem de diğer türlü de mutlu etti. Tabii Onat Kutlar Beyoğlu’nu çok seviyordu. Son 1,5 yılında Beyoğlu’nda yaşamış, Beyoğlu’nda üretmiş ve Beyoğlu’nun belki de bütün sokaklarını ezbere biliyordu desek yanlış olmaz. Aynı şekilde ülkesini çok seviyordu. 12 Eylül’ün o karanlık günlerinde bile ülkesinin aydınlık günlerine inanıyordu, demokrasiye inanıyordu ve Aydınlar Bildirgesi’nin mimarlarından birisiydi Onat Kutlar” şeklinde konuştu (MKK-RU
Aydın Çok sevdiği koyunlardan 32 yıldır kopamıyor Aydın’ın Koçarlı ilçesinde yaşayan ve 7 yaşından bu yana ata mesleği koyun çobanlığı mesleğini devam ettiren 39 yaşındaki Musa Türkoğlu, çok sevdiği koyunlardan kopamazken, yıllardır mesleğini severek yapıyor. Koçarlı ilçesi Boydere Mahallesi’nde yaşayan 39 yaşındaki Musa Türkoğlu, yaklaşık 32 yıldır çobanlık yaparak geçimini sağlıyor. Ömrünü hayvanlara adayan Türkoğlu, günün büyük bir kısmını koyunlar ve kuzularla geçiriyor. Çobanlık mesleğini yapanların sayısının her geçen gün azaldığına dikkat çeken Türkoğlu, birçok kişinin sığır çobanlığına döndüğünü söyledi. Çobanlık mesleğini babasından devraldığını belirten Türkoğlu; “7 yaşımdan beri çobanlık yapıyorum. Zaten ata mesleğimiz. Koyunların içinde büyüdüm. Çobanlık, güzel olduğu kadar zor bir meslek. Çünkü, koyunlar düğün, cenaze dinlemez. Gününüzün büyük bölümü onlarla geçer. İlgi ister. ’Koyun, arı ve kadın’ gezmezse olmaz derler. Koyunlar hep gezdiği için bizim de günümüz meralarda geçiyor" dedi. "İnternet çobanların en büyük ihtiyacı oldu" Son günlerde haberlerde aylıkla çobanlık yapanların maaşın yanında internet taleplerini de bir çoban olarak değerlendiren Türkoğlu, çobanların bu isteğinin oldukça makul karşılanması gerektiğini belirterek, "Artık hayat şartları değişti. Z kuşağı denilen yeni nesil ve 21. yüzyıla ayak uyduran çobanlar da bir sosyal hayat istiyor. Dağ bayır dolaşıp koyun güden bizlerin en önemli eğlencesi artık internet oldu. Koyun yattığı anda bizler de sosyal medyada takılıyoruz. Çeşitli platformlarda paylaşımlar yapıp sanal ortamda da olsa konuşuyoruz. Eskiden çoban çoktu. Hayvanlar yatınca biz de aramızda muhabbet ederdik. Şu anda bir dağda 2 çoban olmuyor ki kiminle hasbıhal edelim. Bu nedenle çobanların iş ararken internet talep etmesi gayet makul karşılanmalı. Haliyle günümüzde internet de gerekiyor. Çünkü vakit geçirmek gerekiyor. Artık çobanın sosyal hayatı internet oluyor" dedi. Gün geçtikçe çobanların sayısının azaldığını, gençlerin bu mesleğe ilgi göstermediğini ve çobanlık mesleğinin devamlılığının tehlikede olduğunu belirten Türkoğlu; “Eskiden bu bölgede çoban çoktu. Ama artık çobanlık yapan kalmadı. Herkes sığırcılığa dönüyor. Ben oğluma ’gel yap’ desem bu işi yapmaz. Artık bu işi yapacak insan bulamıyoruz. Aslında devlet teşvik edip, sosyal güvence verse belki genç nesil yapar ama en önemlisi de bu işi sevmesi lazım" diye konuştu. Mera yapısından dolayı koyun sürüsünü sakız cinsinden karya cinsine çevirdiğini ifade eden Musa Türkoğlu, "Karya cinsinin bakımı merinos veya tahirovaya göre daha rahat oluyor" dedi. Genç ve bekar olan çobanların en büyük sorunun evlilik olduğunu da kaydeden Türkoğlu, bir çok genç çobanın kendisine mesleğinden dolayı kız verilmediği için çobanlığı bırakıp asgari ücretle başka işlerde çalışmaya başladığını kaydetti.