GÜNDEM - 04 Ağustos 2021 Çarşamba 20:33

Beyrut’taki patlamanın yıldönümünde binlerce Lübnanlı sokaklara döküldü

A
A
A
Beyrut’taki patlamanın yıldönümünde binlerce Lübnanlı sokaklara döküldü

Lübnan’daki Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos 2020 tarihinde meydana gelen patlamanın yıldönümünde binlerce Lübnanlı sokaklara dökülürken, güvenlik güçleri ile protestocular arasında çıkan çatışmalarda 56 kişi yaralandı.

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta bulunan Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos 2020 tarihinde meydana gelen ve 218 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın üzerinden bir yıl geçti. Patlamanın yıldönümünde halk sokaklara dökülerek patlamanın yaşandığı limanın yakınında toplandı. Protestoya, hayatını kaybedenlerin aileleri, patlamada sakat kalanların yanı sıra işsiz kalan yüzlerce Lübnanlı katıldı. Protestocular ellerinde, Lübnan bayrağı ve patlamada hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının yanı sıra “Gerçekliği istiyoruz”, “Susmayacağız”, “2 bin 750 ton amonyum nitratı limanda kim koydu?” ve “Kanunların uygulanmasını istiyoruz“ yazlı pankartlar taşıdı. Limana bakan bir binaya asılan büyük bir pankarta ise, "Ölüm saçan bir devletin rehineleri" ifadeleri yazıldı.

Patlamanın acısını hala taze olduğunun altını çizen göstericiler, sorumlu yetkililerin tutuklanmaları çağrısında bulunarak, siyasetçilere olan güvenin azaldığını belirtti. Lübnan’da patlamadan bu yana ekonomik kriz derinleşirken, yüzlerce Lübnanlı işsiz kaldı. Ülkede, petrol ve ilaç başta olmak üzere pek çok ürün tedarikinde sıkıntı yaşanıyor.

Beyrut’ta çıkan olaylarda 56 kişi yaralandı

Beyrut'ta parlamento binası yakınlarında toplanan bazı protestocular, patlamadan sorumlu tuttukları siyasi isimleri aleyhine sloganlar attı. Protestocuların parlamento binasına ilerlemek istediği sırada protestocular ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Güvenlik güçleri, protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz bombası atarken, protestocular ise güvenlik güçlerine taş atarak karşılık verdi.

Gemmayzeh bölgesinde ise Komünist Parti ve Lübnan Kuvvetleri Parti destekçileri arasında çatışma çıktı. Çatışma sırasında havaya ateş açıldığı aktarıldı.

Lübnan Kızılhaçı tarafından yapılan açıklamada, çıkan çatışmalarda 56 kişinin yaralandığı ifade edilirken, 11 yaralının hastaneye sevk edildiği, 45 yaralının ise olay yerinde tedavi edildiği belirtildi.

Beyrut’taki patlamanın yıldönümünde binlerce Lübnanlı sokaklara döküldü

Lübnan’daki siyasi kriz

Beyrut’taki patlamanın ardından eski Başbakan Hassan Diab hükümeti istifa etmiş, patlamanın ardından halihazırda ekonomik kriz ile mücadele eden ülkede durum giderek kötüleşmişti. 22 Ekim'de yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen bir önceki aday Saad el-Hariri ise Cumhurbaşkanı Aoun ile anlaşamadığı için 15 Temmuz’da görevi bıraktığını duyurmasının ardından hükümeti kurma görevi 26 Temmuz’da eski Başbakan ve milyarder Necip Mikati’ye verilmişti.

Beyrut’taki patlamanın yıldönümünde binlerce Lübnanlı sokaklara döküldü

Beyrut patlaması

Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos 2020 tarihinde 2 bin 750 ton amonyum nitratın patlaması sonucu büyük çaplı yangın çıkmıştı. Limanda meydana gelen şiddetli patlama nedeniyle 218 kişi hayatını kaybetmiş, 7 bin kişi yaralanmıştı. Başkentte 77 bin daire zarar görürken, 300 binden fazla kişi de evsiz kalmıştı. Beyrut, “felaket bölgesi” ilan edilmiş, şehrin altyapısında 390-475 milyon dolar arasında hasar meydana gelmişti.

Nisrine Borghol-Hamad Alnajjar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Tahliye olması için cumhuriyet savcısının tehdit edilmişti: Sanık Tuğçe Toptemel savunma yaptı İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor. Tahliyesi için savcının tehdit edildiği hemşire Tuğçe Toptemel savunma yaptı. Toptemel kendi mesaisinde ölen bir bebek ile ilgili savunmasında “Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dördüncü gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, tahliye olması için Mustafa Kemal Zengin tarafından Yenidoğan Çetesi soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcısının makamında tehdit edildiği Birinci Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Toptemel savunma yaptı. "Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı" Tutuklu sanık Toptemel savunmasında, “Yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Bundan dolayı çok üzgünüm. Hakan Doğukan Taşçı kendini doktor olarak tanıtıyordu gece hastanemizde çocuk doktoru yoktu. Aileler bize tepki gösterirdi doktor olmadığı için. Hiçbir çıkarım yoktur benim bu olaydan. Opera bebeğin hayatını kaybettiği gün bebek kötüleşmeye başladı monitör ötünce başına gittim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım bebeğin kalbini hissedemediğim söyledim, monitörün fotoğrafını gönderdim. Bebek 6 aylık siyahi büyük bir bebekti. Israrla ‘bir şey yapılacak mı?’ diye sordum bana ‘kan şekeri bak’ dedi. Bana bir şey yapılmayacak denmesine rağmen bebeğe müdahale ettim, kalp masajı yaptım. Mesai saatim bitmişti. Buna rağmen bebeğe müdahale ettim. Bebeğin nabzını kontrol ettim. Mesaim dolduğu için diğer hemşireler geldi. Nöbeti teslim ettim bebeğin durumunu anlattım. Defalarca mesajda söyledim ‘bebeğin kalp atışı hissedemiyorum’ dedim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım ‘bebeğin nabzını hissedemiyorum bir şey yapılacak mı?’ dedim bana ‘hayır’ dedi. Ben 6 aylık bebeğin yeni doğan servisinde olmasını sorguladım. Bana Fırat Sarı ve Hakan Doğukan Taşçı’nın getirdiğini söylediler. Yine olsa yine bebeğe müdahale ederdim bu durumdan pişman değilim. Ben bebeği nabzı atar şekilde teslim ettim. Bebek kusmuştu. Baştan sona olan süreci Hakan Doğukan Taşçı’ya anlattım. Çocuk ilaç aldığı için baygın ve sersem gibiydi. Olay bu şekilde gerçekleşti. Benden sonra bebeğe bakan hemşire de derinden bebeğin nabzını hissettiğini söylüyor. Yani ben bebeği diğer hemşirelere teslim ettiğimde bebek yaşıyordu. Bebek bize sevk olarak geldi. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bebeğin kalbi 2 kez durmuş. Bize bebeğin kalbinin durduğu bilgisi verilmedi. Bebeği teslim alan kişi Hakan Doğukan Taşçı’dır. 6 aylık bebeğin yeni doğan ünitesine teslim alınması yasal değil. Ben sorguladım bu durumu. ‘Bu hastayı kim kabul etti’ dedim. Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı. Gece acil bir şey olduğunda Hakan Doğukan Taşçı’yı arardık. Doğukan kendisinden bilgi alınmasını isterdi” dedi. “Vicdanım gerçekten rahat” Sanık Toptemel savunmasının devamında, "Biz her bebeğe hakimiz. Bebek gözümün önündeydi. Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım. Fırat Hoca Doğukan’a para verirdi Doğukan bazen bana atardı. Böyle olacağını bilseydim almazdım. Keşke almasaydım. Çok büyük miktarda paralar da değildi” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi Ordu’da Türkiye Dayanıklı Peyzaj Entegrasyonu Projesi (TULIP) Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında Ordulu üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Proje kapsamında, Bolaman Irmağı ve kollarına sınır olan 12 ilçe ve 242 mahallede tarımsal ve hayvansal üretimi artırmak, üretici gelirlerini yükseltmek ve ürün çeşitliliği sağlamak amacıyla çeşitli hibe faaliyetleri yürütülüyor. Bu kapsamda Fatsa Mezbaha ve Hayvan Pazarında üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. “Bölgenin tarım kalkınması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” Programda konuşan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, “Bugün en mutlu günlerden birini yaşıyoruz, Dünya Bankası projesi bu. Dünya Bankası ile yaptığımız çalışmalarda üç tane büyük vadimiz var. Başta Bolaman’a ağırlık verdik. Bolaman, Melet ve Ünye ilçesinde Cevizdere Vadisi. Bu proje Bolaman’ı harikulade şekilde ihya etmek üzere yapılan bir projedir. Simentaller bu bölgeye en uygun besi ve süt konusunda önemli bir hayvan. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak koyun, manda, koç dağıttık. Jarsey inekleri ile beraber kaz ve hindi dağıtımında bulunduk ve bölgenin tarım kalkınması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, proje kapsamında 25 üreticiye 50’şer tane küçükbaş, 3’er tane de koç ile birlikte toplamda bin 325 küçükbaş hayvanın dağıtımının devam ettiğini söyledi. Yılmaz, “Geçen yıl il müdürlüğümüzce 36 adet gebe düve ile 300 adet koyun ve 18 adet koç dağıtılmıştı. Bugün de süt sığırcılığının geliştirilmesi faaliyeti kapsamında yüzde 70 hibe destekli olarak, 20 üreticimize 60 adet gebe simental düve dağıtımı yapılacak. Ayrıca, bin 250 adet koyun ve 75 adet koçun da dağıtımına başladık. Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında toplamda il müdürlüğümüz tarafından bugüne kadar 96 adet gebe düve ve bin 643 adet küçükbaşın dağıtımını gerçekleştirmiş olacağız” diye konuştu. Proje kapsamında tarım teşkilatı olarak 15 farklı konuda proje yürüttüklerini belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, “Proje kapsamında Ordu ilinde il müdürlüğümüzce uygulanacak tarım projelerine ayrılan kamu kaynağı yaklaşık 5,3 milyon avrodur. Bu zamana kadar yaklaşık 1,2 milyon avroluk kamu kaynağı kullanılmıştır. 2027 yılı sonuna kadar Yaklaşık 4,1 milyon avroluk kamu kaynağının daha kullanılması planlanmaktadır” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, kura çekimi yapılarak, Vali Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve diğer protokol üyeleri tarafından üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Programa, Ordu Valisi Muammer Erol, Fatsa Kaymakamı Avni Kula, Ordu Orman İşletme Müdürü Ömer Akça, protokol üyeleri ve üreticiler de katıldı.