POLİTİKA - 17 Ağustos 2016 Çarşamba 23:29

Başbakan açıkladı: Kaç darbeci öldürüldü ?

A
A
A
Başbakan açıkladı: Kaç darbeci öldürüldü ?

Başbakan Binali Yıldırım, katıldığı canlı yayında 15 Temmuz darbe girişiminin bilançosunu açıkladı.

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi FETÖ darbe teşebbüsünü öğrenir öğrenmez, Cumhurbaşkanı ve hükümetin kararlı davrandığını belirterek, "Bu kararlılığın hemen ardından vatandaşın meydanları doldurması, ‘iş bizde’ demesi beni çok şaşırttı. Bu, bugüne kadar Türkiye’de darbe girişimlerinde hiç olmamış bir şey. Bu sefer başka bir şey oldu. Bu çok gururlandığımız bir şey” dedi.
Yıldırım, darbe girişimi sonrasında hiç ummadığı isimlerin darbeciler arasında yer aldığını öğrendiğinde de çok şaşırdığını dile getirdi. 

Başbakan Binali Yıldırım, TRT ortak yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. 17 Ağustos depreminde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Yıldırım, “Bugün 17 Ağustos. Tam 17 yıl önce Türkiye’de; İstanbul, Yalova, Gölcük, Sakarya, Marmara havzasını adeta büyük acılara boğan, 20 bin civarında insanımızın hayatına mal olan büyük bir felaket yaşandı. O günden sonra birçok şey değişti. Deprem bilinci çok değişti, deprem yönetmeliği tamamen değişti ama ‘bugün tam anlamıyla her türlü depreme karşı, her yerde hazır mıyız’ sorusunu sorarsanız, buna ‘evet’ demek çok mümkün değil. Gelişme var, ilerleme var ama bunun daha zaman alacağını söyleyebiliriz. Hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz. Geride kalanların acıları devam ediyor. Gideni geri getirmek mümkün değil ama en azından yeni olayların, benzer felaketlerin yaşanmaması için alınacak tedbirler, onların yaralarını biraz daha hafifletecektir” değerlendirmelerinde bulundu.

“Toplam 4 bin 262 kurum ve kuruluş kapatıldı”
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ve sonrasındaki süreçle ilgili rakamları paylaşan Yıldırım, “Malum 15 Temmuz darbe teşebbüsünde şehitlerimiz var, en son 240 şehidimiz var. Yaralılarımızın sayısı 2 bin 195. Darbecilerden ölü ele geçirilen 36, yaralı darbeci sayısı 49. Gözaltına alınan polis, asker, yargı mensubu, mülki idare amiri, sivil sayısı toplam 40 bin 29. Gözaltı işlemi devam edenlerin sayısı 5 bin 187. Tutuklu sayısı 20 bin 355. Bunların dökümü var, ne kadarı polis, ne kadarı asker, ne kadarı hakim, savcı detayları da mevcut. Aynı zamanda bu FETÖ kalkışması, darbe teşebbüsü karşısında ilan edilen olağanüstü hal kapsamında da birtakım önlemler alınıyor. Bu bağlamda FETÖ’nün elinde bulunan sağlık, eğitim kuruluşlarına, derneklere, vakıflara el konuldu. Özel sağlık kurum ve kuruluşları hastane sayısı 35, öğretim kurumu sayısı bin 6, yurt sayısı 823, kurs-etüt merkezi 223, vakıf sayısı 129, dernek sayısı bin 125, vakıf yüksek öğretim kurumu yani üniversite 15, sendika 19, basınla ilgili kuruluşlar 16, radyo sayısı 23, gazete sayısı 45, yayın evleri dağıtım kanalları 29, toplam 4 bin 262 kurum ve kuruluş kapatıldı, el konuldu. Ayrıca FETÖ ile ilişkisi olan kamu görevlileriyle ilgili, görevden el çektirme sayısı 79 bin 900, kamu görevinden çıkarılan sayısı 5 bin 14 olmak üzere toplam 84 bin 914 kişi. İki şeyi ayırt etmek lazım; bir memuriyetten çıkarılan sayısı var, o çok fazla değil şuanda, ağırlıklı olarak asker, polis; o rakam 5 bin 14. Ancak açığa alınan 79 bin 900 kişi var. Bu açığa alınanlar da inceleniyor. Bunlardan da gerçekten terör örgütüyle ilişkisi olanların memuriyetten çıkarılması süreci devam edecek, masum olanlar görevlerinde kalacak” ifadelerini kullandı.

“Sıcak bir darbe girişimi ihtimalinden söz etmiyoruz”
Başbakan Yıldırım, darbe teşebbüsüyle ilgili tehlikenin geçip geçmediğiyle ilgili soruya, “Tehlike derken ikiye ayırmak lazım. Bir darbe teşebbüsü var. Bu darbe teşebbüsü milletimizin, hükümetimizin, Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla o gece zaten akamete uğratıldı, başarısızlıkla sonuçlandı. Darbe yapmaya kalkanlar darbe yedi. Ondan sonraki süreç uzun sürecek. Burada 40 yılın birikimi bir yapıdan bahsediyoruz. Saydam olmayan, kapalı bir örgütten bahsediyoruz. Burada titiz bir çalışma yapma ihtiyacı var. O yüzden biraz zaman alacaktır. Bu darbeyi ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırmak, yaptığımız çalışma bu. Gelecekte buna benzer bir kalkışmanın, darbenin olmaması için olağanüstü hal ilan edildi. Olağanüstü hal çerçevesinde tedbirleri alıyoruz. Biz hükümet olarak olağanüstü hali vatandaşlara değil kendimize ilan ettik. Vatandaşın yaşamında, hayatından bu darbe girişiminden sonra herhangi bir şey değişmeyecek. Değişecek olan, terör örgütü tarafından tam anlamıyla kuşatılmış, bütün kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş, terör örgütünün bu bünyeden çıkarılması. Onu da biz yapacağız. Onun için böyle bir olağanüstü hal uygulamasına ihtiyaç vardı. Uzun vadede yeni bir darbe için kamuda bir potansiyel oluşmaması bakımından temizlik harekatı devam edecek. Yarın yine bir silahlı darbe girişimi olacak diye bir ihtimalden bahsetmiyoruz, böyle bir öngörümüz yok. Bu konuda gerekli tedbirler alındı. Burada darbenin baş aktörü niteliğindeki binlerce asker kıyafetindeki terör örgütü mensubu temizlendi. Burada bir sıcak darbe girişimi ihtimalinden söz etmiyoruz. Bu darbeye sebep olan, bunun baş aktörü terör örgütünün bağlantıları henüz tamamıyla ortaya çıkmış ve bunlar tehlike olmaktan çıkmış değil” diye cevap verdi.

“Darbe girişiminin siyasetle ilgili boyutu konusunda henüz ortaya çıkmış bir şey yok”
Yıldırım, ‘darbe girişiminin siyasi bağlantıları ortaya çıktı mı’ sorusuna, şu cevabı verdi:

“Darbeyi nasıl bastırdık? Vatandaşlar Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla, bizim darbe karşısındaki kararlı duruşumuzla, vatandaş meydanlara indi, tanklara göğsünü gerdi, mermilere göğsünü gerdi ve darbeciler hiç ummadıkları bir dirençle karşılaştılar. Vatandaş görevini yaptı, bundan sonra görev bizim. Biz de görevimizi yapıyoruz. Aynı gece savcıları hemen harekete geçirdik. Savcılar hiç zaman kaybetmeden suçüstü olanları gözaltına aldılar, tutuklamalar başladı, ifadeleri alınıyor. İfadeleri alındıkça yeni bağlantılar ortaya çıkıyor ve onlara doğru gidiliyor. Bu böyle çorap söküğü gibi gidecek. Ucunu çektikçe gelecek. Nereye kadar gidecekse gidecek. ‘Şurada dursun, oraya dokunmayalım’ şeklinde bir telkinimiz olamaz. Biz de yargının görevini yapması için ihtiyacı olan şeyleri yapacağız. Bir aksaklık yaşandığında bizim devreye girip o aksaklıkları aşmamız lazım. Onun dışında bir yargıda bir rolümüz yok. Açıkçası siyasetçilerle ilgili, siyasetle ilgili boyutu konusunda henüz ortaya çıkmış bir şey yok. Dedikodular olabilir ama dedikodulara göre amel edemeyiz. Somut belgeli bilgiye dayalı olarak hareket etmemiz lazım. Yargılama süreciyle ilgili yorum yapmak bize yakışmaz. Vatandaş bu yorumları yapabilir ama bizim bu yorumlara katılmamız çok doğru olmaz. Örgütün yapısı saydam değil, kapalı bir yapı. Her gün yeni bir şey çıkıyor. O bakımdan çok iddialı konuşmanın bir manası yok. Bütün ihtimalleri savcılarımız, hakimlerimiz değerlendiriyor. Delillere eriştikçe, itiraflara eriştikçe yeni yeni boyutlar kazanıyor.”

“Vatandaşların hemen meydanları doldurması beni çok şaşırttı”
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla binlerce insanın meydanlara dökülmesine çok şaşırdığını dile getirdi. Milletin kahramanca mücadelesine değinen Yıldırım, “Bizi şaşırtan şu oldu: Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizim darbeyle ilgili duruşumuz çok netti. ‘Bu işin ucunda ölüm de olsa bu yoldan dönmeyeceğiz, bunlara pabuç bırakmayacağız’ dedik. Bu kararlılığın hemen ardından vatandaşın meydanları doldurması, ‘iş bizde’ demesi beni çok şaşırttı. Bu, bugüne kadar Türkiye’de darbe girişimlerinde hiç olmamış bir şey. Bu sefer başka bir şey oldu. Vatandaş ‘siz kıvılcımı çaktınız, iş bende’ dedi ve sahip çıktı. Bu darbecilerin hiç ama hiç hesap edemediği bir şeydi. Bu çok gururlandığımız bir şey. Bizim yeri geldiğinde nasıl ideolojilerimizi, siyasi görüşlerimizi, farklılıklarımızı nasıl bir kenara bıraktığımızı; bayrak için, gelecek için, istikrar için nasıl kenetlendiğimizi gösterdi. Bu konuda toplumda bir umutsuzluk vardı. ‘Eskisi gibi bir olamıyoruz, beraber olamıyoruz, en temel konularda bile ayrışıyoruz, bu Türkiye’nin geleneksel duruşuna uygun değil’ diye çok eleştiriler vardı. Hele hele gençler için, ‘gençler çok apolitik, gençler hiç kafa yormuyorlar, hiç umurlarında değil, sosyal medyada, orada burada lüzumsuz işlerle uğraşıyorlar’ diye ağır eleştiriler varken, biz gençleri en önce ve en önde gördük. Erkekler kadar kadınlar da oradaydı. Ben buna doğrusu çok şaşırdım ama bir o kadar da gururlandım. Darbe sonrası da tabi bizi şaşırtan ‘bu da mı bunlarlaydı’ dedirtecek olaylar gördük. Hiç tahmin etmediğimiz, yakıştıramadığımız simaların da maalesef bu örgüt tarafından zehirlendiğini, akıllarının teslim alındığını gördük” şeklinde konuştu.

Yıldırım, MHP ve CHP genel başkanlarının darbe girişimi duyulur duyulmaz kendisini aradığını ifade etti. 15 Temmuz ve sonrasında siyasi partiler arasındaki birlikteliğin altını çizen Yıldırım, “Her şeyden önce aynı gece, hemen olay duyulur duyulmaz, biz olayın etkisiyle durum tespiti yapmaya çalışırken o ara Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli bizi aramış. İlk aradıklarında görüşemedim. Daha sonra ben ilk açıklamayı yapınca bir televizyon kanalına, ondan sonra kendilerini aradım, ikisiyle de görüştüm. Orada çok net bir şekilde ‘Bu kabul edilebilir bir şey değil. Biz demokrasiden yanayız, hükümetin tutumunu destekliyoruz’ diye açık bir şekilde, tereddüde mahal vermeden desteklerini ilettiler. Ben de onlara ‘bu parti meselesi değil, hepbirlike meydanlara inelim’ dedim. Bu oluşan birliktelik daha sonra devam etti. Biz onları davet ettik, bu konunun detaylarını anlattık. Darbe nasıl gelişti, neler yapıldı… Ondan sonra yapmamız icap eden işleri anlattık. Olağanüstü halin gerekli olduğunu anlattık. Bu konuda bilgi verdik, desteklerini istedik. Daha sonra biz de iadeyi ziyaret yaptık. Orada da kaygılarını, düşüncelerini bütün detaylarıyla öğrenme fırsatımız oldu. O ara Cumhurbaşkanımız bizleri davet etti, üç partinin genel başkanı orada da bu konuları görüştük. Sonra Yenikapı sürecine geldik. Yenikapı’da da yine CHP, MHP, AK Parti Genel Başkanı olarak ben, Cumhurbaşkanımızın Yenikapı davetine icabet ettik” diye konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kürt ile Türkün arasına ayrımcılık sokan hem Kürtün, hem Türkün en çok da Müslümanın düşmanıdır” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgenin ve ülkenin terörden tamamen temizlenmesi için yaptıkları çalışmaları anlatarak önemli mesajlar verdi. Edoğan, bin yıldır birlikte kurulan kardeşliğin bitirilmesini hedefleyen terörün hiç kimseye fayda sağlamadığını belirterek, “Kürt ile Türkün arasına ayrımcılık sokan hem kürtün hem türkün en çok da Müslümanın düşmanıdır” dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti 8. Olağan Kongresine katılmak üzere Diyarbakır’a geldi. Seyrantepe Spor Salonunda partililere seslenen Erdoğan, Diyarbakır’ın huzurunun Türkiye’nin huzuru olduğunu söyledi. Erdoğan, “Diyarbakır’ın huzuru Türkiye’nin huzurudur. Diyarbakır’ın refahı Türkiye’nin refahıdır. Diyarbakır’ın kaderi Türkiye’nin kaderidir. Dicle ve Fırat nasıl tabi ve tazeyse bizim kardeşliğimizde bu şekildedir. Yatırımlardan hak ve özgürlüklerden her anlamda eşi ve benzeri görülmemiş hizmetlerle sizi tanıştırdık. Biz bu aşkla hizmet ederken birileri ideolojilerine uygun suni bir şeyler peşindeydiler. Mayası Müslümanlıkla yoğrulan yurdu bölmek için uğraşıyorlardı. Bu gayretlerinin gerisindeki sinsi niyeti gayet iyi biliyoruz. Kim desteklerse desteklesin küçük çıkarları uğrana bu işlere girişenlerin sonu hüsran olacaktır. Eli kanlı katiller ihanetlerini örtmeye çalışsın biz Diyarbakır’dan yürekten gelen kardeşlik türkülerini söylemeye devam edeceğiz” diye konuştu.“Vatanın bütünlüğünü yılanlara, çıyanlara yedirmeyeceğiz”Konuşmasında milletin birliğini ve vatanın bütünlüğünü korumak için her mücadeleyi vereceklerini belirten Erdoğan, “Milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü, devletimizin ebet müddet gücünü bu yılanlara, bu çıyanlara yedirmeyeceğiz. Yarım asırdır bu milletin geleceğini karartan emperyalist oyunun son halkasını bozma aşamasındayız. Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok. Bölgemizde ve dünyada birliğini beraberliğini kaybeden acıları yaşayanları siz de görüyorsunuz. Vatanına sahip çıkmayanları görüyorsunuz. Ülkesinin ve insanının üzerine titremeyenlerin akibetini sizler de takip ediyorsunuz. Bizi birbirimizden ayırmak isteyenlerin gayesi ne size ne bize iyilik yapmak değil. Bir asır önce nasıl sırt sırta verip ülkemizi kurtarmış ve cumhuriyetimizi kurmuşsak şimdide omuz omuza verip Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz. 81 vilayetimizin her biri gibi Diyarbakırsız bir Türkiye yetim kalır. Türkiyesiz bir Diyarbakır da öksüz kalır. Son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık dur deme vaktidir yine şeyler söyleme vaktidir” şeklinde konuştu.“Terörle mücadelemiz tarihimizin bir parçası olarak kayıtlarda yerini almıştır”Terörle mücadelede binlerce şehit verildiğini dile getiren Erdoğan, bu şehitlerin emaneti olan vatanı son güçlerine kadar koruyacaklarını söyledi. Erdoğan, “Türkiye’nin uzunca bir geçmişe sahip terörle mücadelesi tarihimizin bir parçası olarak kayıtlardaki yerini almıştır. Binlerce şehit verdik. Attığımız her adımın şehitlerimizin canları pahasına bize emanet ettikleri ülkemizin geleceğini güvence altına almak istememizden kimsenin şüphesi olmasın. Kandırılarak dağa çıkarılan 10 binlerce insanın evladı hayatını kaybetti. 5 yıldır evlatlarına kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinin yaşadıklarını da çok iyi biliyoruz. Ülkemizin kalkınması için kullanmamız gereken 100 milyarlarca doları terörün önünü kesmek için kullandık. Vesayet karşısında sivil siyaseti güçlendiremedik. Rahmetli Özal’dan beri terör mücadelesini bitirmek için farklı yöntemlere başvurulmuştur. Biz de terörü bitirmek için çok ciddi insiyatifler aldık. Ancak karşımızdaki yapı bu ülkenin ve bu milletin değil bölgesel ve küresel güçlerin sesine kulak verdiği için bu çabalar sonuç vermedi. Biz ne yapması gerekiyorsa fazlasını yaptık ama bu iyi niyetli çabalarımızın cevabını ilçelerimize kazılan çukurlarla aldık. O hainlerin hepsini açtıkları çukurlara gömdük ama tarihi bir fırsatın önüne geçilmesine engel olamadık. Diğer ülkelerdeki terör unsurlarını da sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Terör örgütü çok ciddi kan ve güç kaybına uğradı. Suriye’de örgütün bölgesel hevesi kursağında kaldı” ifadelerini kullandı.“Terör belasını bitirmek için yeni bir fırsat açtık”Terörü bitirmek için devletin başlattığı çözüm süreçlerinin terör örgütü ve terör örgütüne müzahir siyasi partiler tarafından bozulduğuna dikkat çeken Erdoğan, “ Biz siyasetimizle ve bölgemizde yaşanan kritik bazı gelişmeler sonrasında terör belasını bitirmek için yeni bir fırsatı açtık. Bunun heba edilmesini doğru bulmuyoruz. Terör örgütünün kendini feshetmesi silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, bölücü örgütün baskısıyla bir Türkiye partisi olması imkanı bulmayanların siyasete Türkiye partisi olarak girmesine fırsat verilmesi. Tüm boyutları ve unsurları ile ebediyen tarihe gömmek istiyoruz. Bu büyük ve güçlü Türkiye önündeki en son engellerden birinin devreden çıkarılmasıdır. Bu Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir. Son 22 yılda gerçekleşen birçok reform ile ülkemizin asırlık sorunları birer birer ortadan kaldırılmıştır. 22 sene önce konuşulamayan nice hakkı attığımız adımlarla ülkemize kazandırdık. 85 milyon vatandaşımızın her biri hak ve özgürlük reformlarından istifade etmiştir. Eksiklikler varsa bu hepimizin ortak meselesidir ve çözümü için hep birlikte çalışacağız” dedi."Ekonomik sıkıntılar yılın ikinci yarısından itibaren geride kalacak”Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılara da değinen Erdoğan, bu sıkıntıların 2025 yılının ikinci yarısından sonra geride kalacağını dile getirdi. Erdoğan, “Son dönemdeki ekonomik sıkıntıları yılın ikinci yarısından itibaren geride bırakacağız. Ülkemizin kuzeyi ve güneyi cayır cayır yanarken bu ateşi Türkiye’ye sıçratma planları yapanların bu planını bozmaya niyetliyiz. Burada bugün bu ülkede belli bir dönem hepimiz baskı gördük, zulüm gördük, ayrımcılık gördük. Bizden sizden diye bizi birbirimizden ayırdılar. Bizim ayrımız gayrımız olmadı. Biz hep beraberdik bin yıl boyunca bu topraklarda kardeşçe yaşadık. Irkçılık kendisine oksijen bulamadı. Bizler aynı kıbleye dönüyoruz, aynı kitabı okuyoruz, aynı peygamberin yolunda yürüyoruz. Bizler birlikte medeniyetimizi inşa ettik. Kürt ile Türkün arasına ayrımcılık sokan hem Kürtün, hem Türkün, en çok da Müslümanın düşmanıdır. Sıkıştıkları için Gazze’de soykırım yapan Siyanistlere adeta yalvarıyorlar, bu milleti kimse Siyonistlerin kapısında kul köle yapamaz. Bunların derdi Kürtler, Araplar, Türkler değil, bunların derdi başka. Onun için bunlara hep birlikte el ele vererek karşılık vereceğiz. Terör örgütü aradan çıkınca tarih boyunca olduğu gibi muhabbetle kucaklaşacağız. Bu coğrafyayı kardeşlik coğrafyası yapacağız. Bu memleket bizim, bu vatan bizim, bu bayrak bizim, bu devlet bizim. Ezani Muhammediler bizim, geçmişimiz ortak geleceği de birlikte inşa edeceğiz. Türkiye yüzyılı ülkümüzü hep birlikte gerçekleştireceğiz. Dayatmalara eyvallah yok eski Türkiye eskide kaldı. Milletinin tüm fertleriyle bir ve beraber olan ülke içinde ve dışında zulme dur diyen bir Türkiye var. Elde edilen zaferin terörle kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Irak ve Suriye’de terör bittiğinde bu coğrafyanın yüzü bir başka gülecek. Diyarbakır’dan terörle arasına mesafe koymasını bekliyoruz” diye konuştu.
Konya Selçuklu’da okul dışı öğrenme ortamları nesillerin geleceğini inşa ediyor Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi okul dışı öğrenme ortamlarında yürüttüğü faaliyetlerle eğitim çağındaki çocukların yeteneklerini keşfetmelerine imkan sağlarken onlara yeni ufuklar açmaya devam ediyor. Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Selçuklu Belediyesi’nin okul dışı öğrenme ortamlarından olan Selçuklu Sanat ve Tasarım Atölyesi ile Hatice Hatun Çocuk Mektebi’ni ziyaret ederek burada eğitim alan öğrencilerle bir araya geldi. Atölyelerde eğitim alan öğrencilerle sohbet eden Başkan Pekyatırmacı, yürütülen eğitim faaliyetleri hakkında yetkililerden bilgi aldı. Ziyaretlere, Selçuklu Kaymakamı Eflatun Can Tortop, Selçuklu Müftüsü Selim Yazıcı, AK Parti Selçuklu İlçe Başkanı Arif Bağcı ve belediye meclis üyeleri de katıldı. “SETAP çerçevesinde okul dışı öğrenme ortamlarımızda gerçekleştirdiğimiz eğitimler, çocuklarımıza farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor” Selçuklu Belediyesi okul dışı öğrenme ortamlarının yılın her döneminde yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, "Selçuklu Sanat, Eğitim, Teknoloji ve Atölye programları (SETAP) çerçevesinde yıl boyunca binlerce öğrenciye eğitim veriyoruz. Selçuklu Sanat ve Tasarım Atölyesi; robotik kodlama, resim, kağıt katlama, seramik ve ahşap atölyelerinde verdiği eğitimler ile çocuklarımıza farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor. Çocuklarımız buradaki faaliyetlerle el ve zihinsel becerilerini geliştirirken birbirinden güzel etkinlikler ile keyifli ve faydalı bir vakit geçiriyor. Yine Türkiye’ye örnek bir kompleks niteliğinde olan Hatice Hatun Çocuk Mektebi ile de 4-6 yaş aralığında, okul öncesi çağdaki çocuklarımızın milli ve manevi değerler çerçevesinde geleceğe emin adımlarla hazırlanması için alanında uzman eğitmenlerimiz eşliğinde örnek bir eğitim faaliyeti gerçekleştiriyoruz. SETAP faaliyetleri ile önemli yol kat ettiğimiz bu çalışmaların meyvelerini almak, buradaki çocuklarımızın gelecekleri adına kişisel gelişim noktasında yol kat ettiklerini görmek bizleri mutlu ediyor. Selçuklu Belediyesi olarak evlatlarımızın gelişimine katkı sağlamaya, onları geleceğe en güzel şekilde hazırlamaya devam edeceğiz. Yıl boyunca bu organizasyonların hayata geçirilmesi noktasında paydaşımız olan milli eğitim camiamıza, müftülüğümüze, eğitmenlerimize, çocuklarımıza ve ailelerine teşekkür ediyorum” dedi.
Antalya "Bizim oyunumuzu kimse bozamaz" deyip kadınlara zorla fuhuş yaptırdılar, ’Oyunbozan’ operasyonuyla yakalandılar Antalya, İzmir ve Adana illerinde düzenlenen eş zamanlı Oyunbozan operasyonunda, 23 mağdur kadını fuhşa zorlayan 7’si kadın 15 şüpheli gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilenlerden 13’ü tutuklanan şüphelilerin kendi aralarında, "Bizim oyunumuzu kimse bozamaz çünkü fuhuş evlerimiz kale gibi korunuyor" şeklinde beyanları olduğu öğrenildi. Antalya Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri "Fuhşa teşvik, aracılık ve yer temin etmek" suçuna ilişkin olarak Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla 3 aylık bir çalışma başlattı. Kentte kadınlara zorla fuhuş yaptırıldığı bilgisinin elde edilmesi üzerine; olayla ilgili şahısların yakalanması, bu şahıslar tarafından fuhuş amaçlı zorlanan kadınların kurtarılması, suç ve suç delillerin tespit edilmesine yönelik Antalya merkezli İzmir ve Adana illerinde eş zamanlı Oyunbozan operasyonu başlatıldı. Operasyonlarda, zorla fuhuş yaptırıldığı iddia edilen 23 mağdur kurtarılırken, 8’i erkek olmak üzere toplam 15 şüpheli yakalandı. Yapılan aramalarda ise 7 ruhsatsız tabanca ve tabancalara ait 172 adet fişek, 352 bin 725 Türk lirası, bir miktar döviz ile çok sayıda dijital materyal ve cinsel içerikli malzeme ele geçirildi. Gözaltına alınan şüphelilerden 13’ü sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. “Bizim oyunumuzu kimse bozamaz” Öte yandan şüphelilerin kendi aralarında “Bizi kimse yakalayamaz ve polis bize bir şey yapamaz. Bizim oyunumuzu kimse bozamaz çünkü fuhuş evlerimiz, burası kale gibi korunuyor” şeklinde konuştukları öğrenildi. Mağdur kadınlara ‘kutu’ kod adını takmışlar Şüphelilerin ayrıca çalışmak istemeyen mağdurları silah zoruyla çalıştırdıkları, mağdurları günde 25 şahısla fuhşa zorladıkları, kendi aralarında da mağdur kadınlara ‘kutu’ kod adını taktıkları ve bu şekilde hitap ettikleri tespit edildi.