MAGAZİN - 11 Nisan 2010 Pazar 19:02

"Bal" film ekibi Ayder'de

A
A
A
"Bal" film ekibi Ayder'de

Yönetmen Semih Kaplanoğlu: "Filmi çekerken yörenin güzelliğinin filme çok büyük katkılar sağlayacağını biliyorduk ve öyle de oldu. Filmimiz Çamlıhemşin'in sayesinde Altın Ayı'ya layık görüldü"

60. Berlin Film Festivali'nde "Altın Ayı" ödülü kazanan Bal'ın Rize'deki galası öncesi Ayder Yaylası'na bir ziyaret gerçekleştiren Yönetmen Semih Kaplanoğlu, "Film Berlin'de gösterildiği andan itibaren de oradaki bütün Almanlar, yabancı basın, uluslararası seyirciler, sinema kamuoyu, filmi nerede çektiğimizi sormaya başladılar" dedi.

 


Yusuf Üçlemesi'nin son filmi olan Bal'ın yönetmeni Semih Kaplanoğlu, başrol oyuncularından Rize'li Bora Atlaş ve Tülin Özen, Çamlıhemşin Kaymakamı İsmail Çiçek, Çamlıhemşin Belediye Başkanı İdris Lütfü Melek, İl Genel Meclis Üyesi Osman Haşimoğlu, Sahil Köy Muhtarı Mustafa Memoğlu, Bora Altaş'ın ailesi ve yakınlarının katıldığı basın açıklaması öncesi, Ayder Doğa Alabalık Tesisleri'nde kahvaltı yapıldı. Burada Bora Atlaş ile yakından ilgilenen Yönetmen Semih Kaplanoğlu, kendisine dersleriyle ilgili sorular sordu ve öğütler verdi.

 


Kahvaltı sonrası açıklamalarda bulunan yönetmen Semih Kaplanoğlu, "Bal, üçlemenin üçüncü filmi. Yusuf Üçlemesi fikri, çok eskiden yazdığım bir senaryoyu yeniden ele aldığım bir sırada oluştu. Bu senaryo aslında üniversite çağındaki Yusuf'u anlatan Süt'ün hikayesiydi. Yusuf karakterini ayrıntılandırırken bu genç adamın bir yetişkin olarak geleceği (Yumurta) ve küçük bir çocuk olarak geçmişi (Bal) üzerine düşünmeye başladım, geçen sene bu vakitlerde Ayder'i keşfettim ve Çamlıhemşin'de çalışmaya karar
verdim. Filmimizi çekerken, hem yöre halkından, hem belediyeden, herkesten çok büyük bir destek aldık. Her yönden önümüzdeki engelleri aşmamıza yardım ettiler. Filmi çekerken yörenin güzelliğinin filme çok büyük katkılar sağlayacağını biliyorduk ve öyle de oldu. Filmimiz Çamlıhemşin'in sayesinde Altın Ayı'ya layık görüldü" dedi.

 



"BORA'NIN FİLME BÜYÜK KATKISI OLDU"

 


Ayder'in doğasıyla Berlin'e seçildiklerini söyleyen Kaplanoğlu, "Filme oyunculuğu, sempatisi ile Bora'nın da çok büyük katkıları oldu. Film Berlin'de gösterildiği andan itibaren de oradaki bütün, Almanlar, yabancı basın, uluslararası seyirciler, sinema kamuoyu, filmi nerede çektiğimizi sormaya başladılar. Birkaç kere Türkiye haritası getirip, 'gösterir misiniz, nerede çekildi bu film' diye sormaya başladılar. 'Çünkü biz oraya gidip, oraları görmek istiyoruz' dediler. Bu da demek oluyor ki Ayder'in
dünyada tanıtımına çok büyük katkısı oldu Bal'ın" ifadelerini kullandı.
Bora Altaş'ın filme katkısının çok olduğunu belirten Kaplanoğlu, "Bora'nın becerisi oyunculukla sınırlı kalmamalı. Büyük bir yönetmen olarak bölgesini, bölge insanı gözüyle çekmeli ve bütün dünyada tanıtmalıdır" dedi.

 



"BÖLGEYE TEKRAR GELİP FİLM YAPABİLİRİM"

 


Bölge halkına ve belediye başkanına teşekkür eden Kaplanoğlu, "Bu anlamda çok sevinç duyduk bundan. Bu ödül alınır alınmaz, sağ olsunlar Belediye Başkanı ve burada tanıdığımız insanlar beni arayarak tebriklerini ilettiler ve manevi desteklerini sürdürmeye devam ettiler. Her türlü fedakarlığı bizlere sunan bölge halkı, film çekilmeden önce göstermiş olduğu fedakarlığı halen daha sürdürmektedir" dedi. Bal filminin çekildiği Ayder Yaylası'nın artık bir sinema platosuna dönüştüğünü kaydeden Kaplanoğlu, ilerleyen yıllarda yeni bir proje ile bölgeye tekrar gelip film çalışması yapabileceğini belirtti.

 


Doğu Karadeniz'de çekilen filmlerin asıl amacının bölgenin korunması olması gerektiğini savunan Kaplanoğlu, "Bu film ve yapılacak olan filmler umuyorum ki doğayı ve örtüsünü, buranın doğal kaynaklarını sadece tek yönlü bakış açısıyla, özellikle hidroelektrik santrallerinden (HES) bu rantçı anlayıştan korur. Bu güzellikleri dünyada tanıtmak, dünyanın hiçbir yerinde olmayan özellikleri yansıtmak gerekir. Ben bölgede 400'den fazla HES'in yapılacağını biliyorum. Artvin Borçka'da, İkizdere'de yapılan
katliamları gördüm ve tek mesajım bölge halkı bu katliama karşı tepkisi koysun" dedi.

 


Daha sonra Ayder Yaylası'nda gezintiye çıkan film ekibi, burada hatıra fotoğrafları çektirdi, tulum eşliğinde horon oynadı.

 


ÖMER FARUK ZENGİNAL-RİZE

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara Kalesi’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor Kentin tarihi simgelerinden biri olan Ankara Kalesi’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı koordinatörü Bekir Ödemiş ve Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalında Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferit Çakır, Koç Müzesi önünde tarihi Ankara Kalesi’ndeki surlarda oluşan çatlağa ilişkin onarım çalışmaları hakkında bilgi verdi. Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Ödemiş, Ankara Kalesi’ndeki çatlakların onarım çalışmalarını belirterek, “Çalışmaları 2025 yılı Mart ayında tamamlamayı planlıyoruz. Çok titiz bir çalışma yapılıyor burada ama sırf sur duvarlarındaki çatlaklar değil, Kale’nin batı yüzü de dediğimiz kısımdaki surlarda da çok ciddi bilimsel restorasyon çalışmalarını yaptık. Çatlak olmayan kalenin diğer surlarını da onarımlarını yapıyoruz. Amacımız; Ankara’daki kültür turizmin, tarihi kent merkezinin en önemli yapısı diyebileceğimiz Ankara Kalesi’ndeki uzun süredir devam eden sorunlara bilimsel teknik çözüm üreterek hem kaleyi geleceğe aktarabilmek hem de Ankara’nın kültür turizmdeki değerini yaşatabilmek” dedi. “Kalenin içerisinde de ABB olarak restorasyon çalışmalarını tamamlamak üzere olduğumuz 77’si klasik Ankara konakları var” Ankara Kalesi’nin tarihinde çok fazla restore edildiğini ve sorunlarının fazla olduğunu kaydeden Ödemiş, “Kalenin içerisinde de ABB olarak restorasyon çalışmalarını tamamlamak üzere olduğumuz 77’si tescilli 248 adet de Genç Osmanlı dediğimiz klasik Ankara konakları var. Bunlarda restorasyon çalışmaları bitmek üzere. Ankara Kalesi’nin özellikle sur duvarlarına ilişkin ciddi sıkıntılar vardı uzun süredir. Geçmiş dönemde Kale meydanındaki yapılan düzenlemelerde Kale’nin topuğu dediğimiz kaya kısmında ağır kırıcı makinalar çalışıldığı için tahribat daha da artmış. Daha sonra da Bursa Evi diye bilinen Bursa Büyükşehir Belediyesince yapılmış olan evin üzerine terasına atılan beton da aynı şekilde sıkıntı vermiş. Sonra da nemlenme ve içerisindeki harç dolgu malzemelerinin erimesi ve dezenformasyonla çatlak giderek büyümüştü” dedi. Ödemiş, çalışmaların 2025’in Mart ayında tamamlamayı planladıklarını belirterek, “Çok titiz bir çalışma yapılıyor burada ama sırf sur duvarlarındaki çatlaklar değil, gördüğünüz gibi Kale’nin batı yüzü de dediğimiz kısımdaki surlarda da çok ciddi bilimsel restorasyon çalışmalarını yaptık. Arka planda belki gözüküyordur yine çatlak olmayan kalenin diğer surlarını da onarımlarını yapıyoruz. Yine tarihi saat kulesi var biliyorsunuz. Onun da aslına uygun restorasyon çalışmalarını yapıyoruz. Amacımız şu, Ankara’daki kültür turizmin, tarihi kent merkezinin en önemli yapısı diyebileceğimiz Ankara Kalesi’ndeki uzun süredir devam eden sorunlara bilimsel teknik çözüm üreterek hem kaleyi geleceğe aktarabilmek hem de Ankara’nın kültür turizmdeki değerini yaşatabilmek” ifadelerini kullandı. “Sistemsel olarak yukarıda uygulamalarımız devam ediyor” Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalında Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Ferit Çakır da elindeki ürünün paslanmaz çelikten imal edildiğini belirterek, “Esneyebilen, depremde performansı yüksek olan ürünlerden biri. Bunu çatlakların etrafına üç farklı sistemle uyguluyoruz. Bunlar hem çatlağın arka tarafına, çatlağı arka tarafa bağlayacak şekilde oluyor, hem de çatlağın açılıp daha fazla büyümesini engelleyecek şekilde oluyor. Sistemsel olarak yukarıda uygulamalarımız devam ediyor. Bu havada bile üretim yapabiliyoruz. Arka tarafta bizim için imkan sağlandı. 4 kişilik bir ekiple geldik buraya. Şu an üretim devam ediyor. Birkaç gün daha üretim burada devam edecek. Son yine ölçümlerimiz olacak. Devam eden süreçte bazı uygulamalarımız yine olacak. Bu sayede yapının en azından birinci aşamadaki güçlendirme çalışmalarını tamamlamayı planlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Muş Yaygınspor namağlup lider olarak play-off’lara yükseldi Muş Süper Amatör Lig A Grup’unda 28 puanla son haftaya lider olarak giren Yaygınspor, Zaferspor’u 12-1 mağlup ederek grubunu namağlup lider tamamlayarak puanını 31’e yükseltti. Muş Süper Amatör Lig A Grubu’nda Teknik Direktör Abas Bakış, önderliğinde başarılı bir sezon geçiren Yaygınspor, son hafta Zaferspor’u 12-1 gibi farklı bir skorla mağlup ederek grubunu namağlup lider tamamladı. Sezon boyunca üstün bir performans sergileyen ekip, bu galibiyetle puanını 31’e yükseltti. Namağlup bir şekilde grubunu zirvede bitiren Yaygınspor, önümüzdeki günlerde başlayacak olan 4’lü Play-Off karşılaşmalarında mücadele edecek. Şampiyonluk hedefiyle play-off’lara çıkacak olan takım, sezonun en güçlü ekiplerinden biri olarak dikkat çekiyor. Yaygınspor’un namağlup lider olarak grubunu tamamlamasının ardından açıklamalarda bulunan Kulüp Başkanı Hakim Çalışcı, takımın sezon boyunca sergilediği performanstan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bu başarı, takımımızın ne kadar kenetlendiğinin ve inandığının bir göstergesidir. Teknik ekibimiz ve futbolcularımız, sezon başından bu yana büyük bir özveriyle çalıştılar. Bu emeklerin karşılığını namağlup bir şekilde grubumuzu tamamlayarak aldık. Elbette işimiz burada bitmedi. Hedefimiz, Play-Off karşılaşmalarını da en iyi şekilde tamamlayarak bu sezonu şampiyonlukla taçlandırmak. Taraftarlarımızdan ve camiamızdan tek ricamız, bize inanmaya ve destek vermeye devam etmeleridir. Yaygınspor, bu destekle daha büyük başarılara imza atacaktır" ifadelerini kullandı. Başkan Çalışcı, ayrıca bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür ederek, "Özelikle sponsorlarımız, İş Adamı Turgut Fırat ve birlikte çalıştığımız herkesin katkısı çok büyük. Yönetim kurulumuzdan teknik ekibimize, oyuncularımızdan taraftarımıza kadar herkesin payı var. Bu başarı hepimizin” dedi.