DÜNYA - 08 Ocak 2025 Çarşamba 20:23 | Son Güncelleme : 08 Ocak 2025 Çarşamba 23:19

Bakan Fidan’dan GKRY ve Yunanistan’a Kıbrıs çağrısı: “Geleceği kaybetmeyelim”

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile düzenlediği ortak basın toplantısında, GKRY ve Yunanistan’a Kıbrıs’ta iki devletli çözüm konusunda çağrıda bulunarak, "Bu gelecek dün de bizi bekliyordu ama bu formülü hayata geçirmediğimiz için dünü kaybettik, geleceği bari kaybetmeyelim” dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, resmi ziyaret kapsamında geldiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile başkent Lefkoşa’da ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, “Kıbrıs Türk'ünün son 50 yıldır maruz kaldığı izolasyon biliyorsunuz neredeyse sessiz bir insanlık suçu haline dönüşmüş durumda. Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu insanlık suçunun maalesef sessiz ortakları var. Ve birçoğu bunu ya bilerek ya bilmeyerek icra ediyorlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin maruz kaldığı bu izolasyondan en az şekilde etkilenmesi için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin tüm kurumları ve bakanlıklarıyla her alanda KKTC ile iş birliğini artırmaya devam edeceğini vurgulayan Bakan Fidan, “Bildiğiniz gibi son 50 yılda adada bir gerçeklik oluşmuş durumda. Bu gerçeklik Kıbrıs'ta iki ayrı toplumun iki ayrı kesimde birbirinden ayrı kendilerini yöneterek bugüne kadar gelmesini sağlamıştır. Bu gerçekliğin artık bir hukuksallığa bürünerek iki devletli bir çözümle Kıbrıs'ın yoluna devam etmesi gerekiyor. Var olan gerçekliği göz ardı ederek 50 yıl önceki statükoyu bugün bile kendilerinin kabul etmediği bir çözüm formülüyle masaya getirip buradan Kıbrıs sorununa çözüm üretmeye çalışmak gerçekten beyhude zaman harcamaktır. Bunu konuştuğumuz muhatapların kendileri de biliyorlar” dedi.

“Diğer çözüm yolları gerçekten büyük bir samimiyetle denendi”

Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında başka bir çözümün mümkün olmadığını vurgulayan Bakan Fidan, "İki devletli çözüm dışında adadaki Türk varlığının statüsünün tescil edilmesi, devlet statüsünün tescil edilmesi, bağımsızlığın tescil edilmesi dışında başka bir seçenek olmadığını herkes görüyor. Diğer çözüm yolları gerçekten büyük bir samimiyetle denendi. Hayata geçirilmeye çalışıldı. Ama hiçbir yere bildiğiniz gibi gidilemedi. Bu süreç içerisinde de yeni bir gerçeklik oluştu. Hayat devam ediyor. Çocuklar büyüyorlar. Ekonomi gelişiyor. Hayat kendi yoluna akıp buluyor. Bu gerçeklik içerisinde bizim hala hazırda gerçeklikle bağdaşmayan zorlama bir yöntemi hayata geçirmeye çalışmamız hem uluslararası sistem açısından, uluslararası hukuk açısından iyi bir husus değil” dedi.

Kıbrıs'ta iki devletli çözümün vuku bulması akabinde adada bir kalkınma hamlesinin gerçekleşeceğini ifade eden Bakan Fidan, "Buranın her türlü şekilde enerjisiyle, ekonomisiyle, turizmle büyük bir kalkınma hamlesi içerisinde olacağı kesindir. Birbirine güvenen birbirinin egemenliğine sınırına güvenliğine saygı duyan adada bulunan iki devletin geliştireceği çeşitli iş birlikleriyle belki bir arada aynı çatı altında bulunmaktan çok daha fazla olumlu etkiyi ekonomik kalkınmayı, barışı, istikrarı bölgeye onun ötesinde muazzam bir katkı getirme potansiyelini de beraberinde taşıyacaktır” dedi.

“Herkes kendi ezberini bozmadan, risk almadan siyasi olarak yoluna devam ediyor”

Bu fırsatı görmezlikten gelenlerin ve ifade etmeye bile cesaret edemeyenlerin olduğunu belirten Bakan Fidan, "Çünkü herkesin kendi politik endişeleri var. Buradaki siyasetçilerin kendi politik tartışma alanları var. Rum kesimindeki siyasetçilerin tartışma alanları var. Herkes kendi ezberini bozmadan, mümkün olduğunca güvenli alanda bulunarak, risk almadan siyasi olarak yoluna devam ediyor. Peki bu adaya bir çözüm getiriyor mu? Getirmiyor. Geçen yılların oluşturduğu ekonomik kayıpları telafi ediyor mu? Etmiyor” dedi.

"Doğu Timor'da oldu, Güney Sudan'da oldu, neden Kıbrıs'ta olması?"

İki devletli çözümün bölgeye ve küresel barışa yapacağı katkı inanılmaz derecede büyük olacağını ifade eden Bakan Fidan, "Dolayısıyla biz uluslararası toplumu bu konuda pozisyon almaya bu hususa destek vermeye davet ediyoruz. Alternatifinin pratikte mümkün olmadığı tek çözümün Kıbrıs Türkleri’nin diğer tarafın bir azınlığı olarak muamele görmesi olduğu başka türden çözüm modellerinin dayatılma şanslarının bir yere gitmeyeceğini herkes biliyor. Uluslararası ortamlarda beraber kaldığımız zaman var olan gerçekliğin artık bir hukuksallığa büründürülmesi gerektiği konusunda herkese en fikir. Doğu Timor'da oldu, Güney Sudan'da oldu, neden Kıbrıs'ta olması?” dedi.

Kıbrıs’ta 1974'ten bu yana iki kesimli hayata geçildikten sonra kan dökülmediğine dikkat çeken Bakan Fidan, “Savaş oldu mu? Olmadı. Rum kesimi ekonomisiyle kalkınıp gidiyor mu? Gidiyor. Yatırım alıyor mu alıyor, turizm alıyor mu alıyor mu? Savaş tehdit var mı yok, terör tehdit var mı yok mu? Ha keza burası kendi yoluna barışla devam ediyor mu? Ediyor. Bunu daha yapısal hale neden getirmiyoruz? Uluslararası toplum bunu neden görmemezlikten geliyor? Ben burada asıl çağrımı gerçekten Kıbrıs Rum kesimindeki vatandaşlara ve siyasi liderliğe yapmak istiyorum. Onlar da Kıbrıs adasını daha ileriye modern bir şekilde kalkınmış olarak barışçıl bir şekilde ve güvenliği sonsuza kadar teminat altına almak istiyorlarsa bu türden çözümleri hayata geçirmede cesur davranmaları gerekiyor. Ben buradan kendilerini bu konuda cesur olmaya davet ediyorum. İnanıyorum bu konuda sağduyusu olan insanlar ellerinden geleni yapacaktır” dedi.

“Daha iyi bir geleceği bölgemizde inşa etmemiz mümkün”
Yunanistan'la Türkiye arasında cereyan eden olumlu havanın adada da yankı bulmasını temenni eden Bakan Fidan, “Yunanistan'ın, Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Rum kesiminin hep beraber bir araya gelerek, daha iyi bir geleceği bölgemizde inşa etmemiz mümkün. Bu gelecek dün de bizi bekliyordu ama bu formülü hayata geçirmediğimiz için dünü kaybettik, geleceği bari kaybetmeyelim. Dört kesim bir araya gelelim ve bölgemizde hem Ege'de hem Akdeniz'de beraber barış dolu, huzur dolu bir geleceği inşa edelim. Bu sadece kendi halklarımıza değil bölgeye de muazzam bir refah ve barış getirecek” dedi.

Gökçe Örnekal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Battalgazi’de çarşılar koruma altında Battalgazi Belediyesi, Kanalboyu ve Öğretmenevi Konteyner Çarşılarında başlattığı çatı çalışmalarını tamamladı. Battalgazi Belediyesi, Kanalboyu ve Öğretmenevi Konteyner Çarşılarının üzerini kapatma çalışmalarını tamamladı. Ayrıca, Öğretmenevi Konteyner Çarşısı’nda kilit taş döşeme çalışmaları gerçekleştirildi. Başkan Bayram Taşkın’ın esnaf ve vatandaşlara verdiği söz hayata geçirilirken, çarşılar dört mevsim korunaklı hale getirildi. Artık çarşılar, kış aylarında yağmur ve karın olumsuz etkilerinden, yaz aylarında ise güneşin kavurucu sıcağından korunuyor. Belediye Başkanı Bayram Taşkın’ın daha önce verdiği bu sözün gerçekleşmesi, hem esnaf hem de vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Proje kapsamında, çarşıların üzeri dayanıklı ve uzun ömürlü malzemelerle kaplanarak alışveriş yapan vatandaşlar ve çarşı esnafı için daha konforlu bir ortam oluşturuldu. Üst kaplama çalışmaları, çarşıları kış aylarında yağmur ve kar gibi olumsuz hava koşullarından korurken yaz aylarında da güneşin kavurucu sıcağını engelleyecek şekilde tasarlandı. Aynı zamanda, Öğretmenevi Konteyner Çarşısı’nda yapılan kilit taş döşeme çalışmaları, alanın estetik görünümünü iyileştirerek hem esnaf hem de vatandaşlar için daha kullanışlı bir çarşı ortamı sundu. Bu çalışmalar sayesinde hem esnafın işlerini daha verimli bir şekilde yürütebilmeleri hem de vatandaşların yılın her döneminde rahat bir alışveriş yapmaları hedeflendi. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, çarşı ziyaretleri sırasında özellikle kış aylarında yaşanan olumsuzluklara dikkat çekerek, esnaf ve vatandaşlardan gelen talepler doğrultusunda bu çalışmayı öncelikli projeler arasına almıştı. Yeni düzenleme ile çarşıların hem estetik hem de işlevsellik açısından iyileştirilmesi sağlanarak bölgenin ticaretine de katkı sunulması amaçlandı. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, çalışmalara ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Geçici olarak hizmet veren bu konteynerlara kalıcı bir çözüm getirdik. Kışın yağışlardan, yazın güneşten koruyan bu düzenlemeyle, çarşılarımız artık dört mevsim boyunca daha işlevsel hale geldi. Çarşı inşaatları tamamlandığında esnafımız inşallah kendi dükkânlarına geçecek. Bu süreçte esnafımıza ve vatandaşlarımıza en iyi şartları sağlamak için çalışıyoruz. Battalgazi Belediyesi olarak verdiğimiz sözleri tutmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Esnaf ve vatandaşlardan olumlu dönüşler alan bu proje, Battalgazi Belediyesi’nin vatandaş odaklı çalışmalarının bir örneği olarak öne çıkıyor. Kanalboyu ve Öğretmenevi Konteyner Çarşıları, yeni görünümleriyle Battalgazi’ye modern ve işlevsel bir çarşı anlayışı kazandırırken, Battalgazi Belediyesi, vatandaşların yaşam kalitesini artıran projelerine hız kesmeden devam edeceğini vurguladı.
Adana Mete Apartmanı’nda oğlunu kaybeden anne mahkemede gözyaşlarına boğuldu: “Suçlu ölen oğlum mu?" Adana’da Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan 12 kişinin yaşamını yitirdiği Mete Apartmanı’nın müteahhidi Muzaffer Mete ve inşaat mühendisi Atilla Tuğran’ın 22 yıl 6’şar ay hapis cezası talebiyle yargılandığı davada bilirkişi raporu bekleniyor. Çukurova ilçesindeki Mete Apartmanı’nın 6 Şubat 2023’teki depremlerde yıkılması sonucu 12 kişi yaşamını yitirdi. Depremin ardından apartmanın müteahhidi Muzaffer Mete ile inşaat mühendisi Atilla Tuğran hakkında Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya devam edildi. Duruşmaya ‘konutu terk etmemek’ adli kontrol şartıyla tahliye edilen tutuksuz sanıklar Muzaffer Mete ve Atilla Tuğran ile tarafların avukatları ve depremde ölenlerin yakınları katıldı. Mahkeme başkanı, bilirkişiden beklenen raporun gelmediğini belirterek, "Tüm Türkiye kendilerine gönderdiği için bir yoğunluk var. Biz de kalemimiz vasıtasıyla iletişime geçip, raporun hangi aşamada olduğunu takip ediyoruz. Ancak henüz gelmedi" dedi. Depremde yıkılan apartmanda oğlunu kaybeden Zerrin Gözen, duruşmada gözyaşları içinde, "Ben evladımı kaybettim. Ortada suçlu yok. Ne hak, ne hukuk var. Benim oğlum mu suçlu oldu ölerek. Ben adaletin tecelli etmesini istiyorum" diye konuştu. Mahkeme heyeti, sanıkların adli kontrollerinin devamına karar vererek, bilirkişi raporunun beklenilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Gaziantep Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında iş birliği protokolü Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan Yayın Faaliyetlerine İlişkin İş Birliği Protokolü ile toplum değerlerinin daha çok yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Milli ve manevi değerleri gözeterek başta çocuklar olmak üzere toplumun geneline hitap edecek yayınların ve materyallerin yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan iş birliği protokolü, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın imzalarıyla yürürlüğe alındı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda yapılan törene Gaziantep İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar da katıldı. Protokol kapsamında eğitimin temelinde vicdanlı, toplumsal değerlerin farkındalığını yakalamış, ahlaki normlara sahip nesillerin yetişmesi amacıyla yapılan iş birliği kapsamında Gazi şehirde yaş gruplarına uygun basılı ve dijital materyallerin yaygınlaştırılması amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile ortak hareket ederek yayınlar gerçekleştirilecek. "Çocuklarımıza merhameti, vicdanı, şefkati öğretmenin yolu okul öncesinde çok ciddi destek verme" İmza töreninde konuşma yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını aile yılı ilan ettiğine dikkat çekerek, “4-6 yaş o kadar önemli bir hal almış durumda ki bizim bu çocuklarımızı çok iyi yetiştirmemiz lazım. Çocuklarımızı eğer çok iyi yetiştiremezsek bugün yaşadığımız dünyada şikayetlerle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bu kitaplar çocuklarımıza merhameti, iyiliği ve şefkati öğretiyor. Çocuklarımıza merhameti, vicdanı, şefkati öğretmenin yolu okul öncesinde çok ciddi destek verme” dedi. "Bu protokolle biz, yaşatan, sevgiyi, iyiliği büyüten, insanı güzel yetiştiren bir imza atıyoruz" Dijital çağın çocuklara oluşturduğu tehditleri ve ebeveynlere düşen sorumluluklara dikkat çeken Başkan Şahin, “Yapay zeka, metaverse çok hızlı bir şekilde geliyor. Eğer bunu yönetemezsek bomba olarak çocukları öldürüyor, eğer bunu doğru yönetirsek de ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’a dönüşüyor. Aslında bugün bu protokolle biz, yaşatan, sevgiyi, iyiliği büyüten, insanı güzel yetiştiren bir imza atıyoruz. Ben şahsınıza, bütün hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Şehri imar etmek için aileyi huzurlu hale dönüştürmemiz gerekiyor. O da kişiden başlıyor. O yüzden de yönetici olarak ailenin huzuru ve mutluluğu, şehrin erdemli olması, huzur ve mutluluğu için çocuklarımıza çok iyi odaklanmamız ve onlara en azından şefkati, merhameti, vicdanı, iyiliği öğretmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Bu çalışmalarımızı arttırırsak çalışmalarımız daha bereketli olacak, daha verimli olacak” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da törende yaptığı konuşmada protokolün önemini aktararak, "Cenab-ı Hak’tan niyazımız iyilik, hayır ve eğitim için yapacağımız bu faaliyetlerde iş birliğimizi arttırması, birbirimizin birikimlerinden istifade etmemiz, daha çok çocuğa, gence, aileye yayınlarımızı ulaştırmamız. Hem basılı olarak hem dijital olarak bu çalışmalarımızı arttırırsak öyle inanıyorum ki çalışmalarımız daha bereketli olacak, daha verimli olacak. Bu birliğimiz, bu birlikteliğimiz bütün illerimizde hem müftülerimiz hem belediye başkanlarımız ve diğer kurum başkanları arasında bu iş birliği büyüdükçe verimimiz de bereketi de artacak” diye konuştu.
Mersin ’Bir Işık, Bir Nefes’ projesi Alzheimer hastalarına umut oluyor Tarsus Belediyesince, Alzheimer hastalarına ve bakım verenlere büyük destek olacak ’Bir Işık, Bir Nefes’ projesi hayata geçiriliyor. Tarsus Belediyesi, Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi ve Mersin Alzheimer Derneği iş birliğiyle Alzheimer hastaları ve onların bakım verenlerine yönelik projeyi başlattı. ’Bir Işık, Bir Nefes’ adıyla hayata geçirilen proje, Alzheimer hastalarının yaşam kalitesini artırmayı ve bakım verenlerin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçlıyor. Tamamen ücretsiz olarak sunulan proje kapsamında, ilk evre Alzheimer hastaları, belediyenin tahsis ettiği araçlarla evlerinden alınarak Tarsus Ülker Aydın Yaşlı Dayanışma Evi’ne getirilecek. Burada uzmanlar eşliğinde zihinsel, fiziksel ve sosyal aktiviteler gerçekleştirilecek. Bu aktiviteler, hastaların zihinsel fonksiyonlarını desteklerken, sosyal bağlarını güçlendirmeyi ve günlük yaşamlarına pozitif bir katkı sağlamayı hedefliyor. Hastalığın ilerlememesi için önemli bir proje olduğunun altını çizen Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, “Ben bu kentin evladıyım ve bu kente borcum var. Benim sorumluluğum bu kente ihanet etmemek, bu kentte yaş almışlarımızın bilgi birikimini, deneyimini gençlerimize aktarmak. Bir belediye başkanı olarak makam ve mevkiim ne kadar yükselirse, benim boynum sizlerin önünde o kadar eğilecektir. Kişisel bir beklentisi olan bir adam değilim. Toplumsal menfaatler benim için her şeyden önce geliyor. O yüzden derneğimizin bugün burada yapmış olduğu etkinlik çok önemli. Tarsus Belediyesi olarak bu etkinliğe destek vermek çok önemli. Bu proje hastalarımız için ayrı, onların bakmakla mükellef olan aileleri için ayrı bir önemi vardır. Ailelerin ve sizlerin daha iyi şartlarda yaşaması ve hastalığın ilerlememesi adına böyle bir projeyi imza atmaktan çok mutluyum" dedi. "Projeye imza atmaktan mutluluk duyuyorum" Bu projede var olmaktan mutluluk duyduğunu kaydeden Boltaç, “Ben Alzheimer hastalarının derdini anlıyorum ama onlara bakanlarında derdini de anlamak lazım. 7/24 onlara bakmakla yükümlü aileler var. Biz görev başına geldik. Öncelikle mali disiplinimizi sağlamamız gerekiyordu. Bu arada Alzheimer Derneği kapımızı çalarak projeyi devreye koyalım dedi. Ailesinde Alzheimer hastası biriyle yaşamış birisi olarak bu proje için gerçekten çok heyecanlandım. Projeye imza atmaktan mutluluk duyuyorum” diye konuştu. Proje bilgilendirme konuşması gerçekleştiren Dr. Esin Esen Delibaş ise, “Demans yani bunamanın türü olan Alzheimer, çağın hastalığı öngörülmektedir. Bu hastalık ilerleyen yaşlarda çok daha sık karşıya çıkarmaktadır. Kesin tedavisi olmayan Alzheimer oldukça maliyetli bir hastalıktır. Çok uzun süre hastalıkla birlikte yaşanır" diyerek hastalıkla ilgili bilgi verdi. Projenin önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aynur Özge, “Hastalarımızın buraya ilk gelişiyle, aylar sonra gelişindeki değişimine bire bir tanıklık ettik. Burada da inanıyorum bekleme listeleri hemen dolacak. Değerli başkanımız ve paydaşlar inanıyoruz ki bunun çıktılarıyla motive olacaklar. Daha fazla alan oluşturmak için seferber olacaklar. Çok önemli bir başlangıç. Bu çalışma için başkanımıza, tüm belediye çalışanlarına ve Tarsus meleklerimize teşekkür ediyorum. Bu projede dernek olarak elimizden gelen her şeyi yapacağız" şeklinde konuştu.