GÜNDEM - 04 Temmuz 2020 Cumartesi 15:25

MHP İl Başkanları Toplantısı sonrası Bahçeli açıklamalarda bulundu

A
A
A
MHP İl Başkanları Toplantısı sonrası Bahçeli açıklamalarda bulundu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasıyla ilgili haklı beklentimizin hilafına, egemenlik haklarımıza yönelik, özellikle ABD ve AB kaynaklı şantaj ve saldırganlıklar bizim nazarımızda yok hükmündedir” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanları Toplantısı, Genel Başkan Devlet Bahçeli liderliğinde gerçekleşti.

Normal şartlarda 27 Haziran Cumartesi günü gerçekleşmesi gereken MHP İl Başkanları Toplantısı, sokağa çıkma yasağı nedeniyle 4 Temmuz Cumartesi gününe ertelenmişti. MHP Genel Merkezi Gün Sazak Konferans Salonunda gerçekleştirilen, 81 İl Başkanı'nın katıldığı toplantı korona virüs tedbirleri kapsamında basına kapalı gerçekleşti.

İl Başkanları Toplantısında açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli, “Ayasofya Camisi’nin ibadete açılmasıyla ilgili haklı beklentimizin hilafına, egemenlik haklarımıza yönelik, özellikle ABD ve AB kaynaklı şantaj ve saldırganlıklar bizim nazarımızda yok hükmündedir. Danıştay’ın konuyla ilgili makul, mukaddesatımıza saygılı ve maşeri vicdana müzahir tarihi nitelikli kararını kısa zaman içinde açıklayarak tartışmalara son noktayı koyacağını ümit ediyoruz. Milli varlığımıza karanlık pusular kuran, milli haklarımızı çiğneyip çürümeye terk etmeyi kurgulayan iç ve dış odaklarla mücadelemiz amasız ve amansız düzeydedir” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) zorda olduğunu dile getiren Bahçeli, “Türkiye düşmanlarından sipariş alarak icazetli siyaset yapan Kılıçdaroğlu’nun, Cumhur İttifakı’nın millet iradesiyle ve 15 Temmuz mücadelesiyle örülen hisarlarında en ufak gedik açması hezeyan ötesi bir hayaldir. CHP Genel Başkanı öncelikle kimlerin dolduruşuna gelip hangi hıyanet lobilerinin taşeronu ve teşrifatçısı olduğunu yüreği varsa itiraf, cesareti varsa da ilan etmek durumundadır. CHP zordadır, daralan zillet çemberinin içinde sıkışmıştır. Kılıçdaroğlu’nun partimizi kast ederek; ‘Türkiye son seçimlerde yüzde 11,9 oy almış bir partinin tahakkümü altında yönetiliyor’ isnat ve ifadesi hayâsız bir uydurma, sahibini hüsrana uğratacak kuyruklu bir yalandır. Türkiye’yi yöneten bellidir, hamd olsun sağlam ve milli bir irade hükümet sorumluluğunu üstlenmiştir. Cumhur İttifakı al-ver ortaklığı, menfaat birlikteliği, makam ve mevki üzerine bina edilmiş gevşek, pazarlıkçı ve iş bitiminde dağılacak ucuz bir yapı değildir. Bu kutlu ittifak anlayışının temeli vatanseverlikle atılmış, harcı fedakarlık kültürüyle karılmış, ilkeleri şehitlerimizin anılarıyla yoğrulmuştur. Kılıçdaroğlu’nun kafası bu gerçekleri kesinlikle almayacak ve anlamayacaktır” diye konuştu.

CHP’nin 37’inci Olağan Büyük Kurultayı’nı işaret eden Bahçeli, söz konusu kurultayı hakkında, “Geldiğimiz bu aşamada üzerinde durulması ve aracısız sorulması gereken asıl soru; CHP’yi kimin yönettiği, tarlasını kimlerin sürdüğü muammasıdır. 26-27 Temmuz tarihinde yapılacak CHP’nin 37’inci Olağan Büyük Kurultayı siyaset tarihimizde ayrı bir önem ve özelliğe sahiptir. Çünkü CHP’nin kaynağına ve tarihsel hüviyetine dönerek bugünkü teslimiyetçi yönetiminden kurtulması, Atatürk’ün partisinde süregelen işgalin sonlandırılması maksadıyla altın bir fırsat önümüzdedir. Bu partinin içişlerine karışmak bizim işimiz değildir. Ancak yaşı Cumhuriyet ile aynı olan bir partinin siyasi istikrar ve denge açısından milli bir bünyeye, ehil ve emin bir yönetim anlayışına, geleneksel yapısına süratle kavuşması samimi dileğimizdir” ifadelerine yer verdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP hakkında şu şekilde konuştu:

“Bugünkü CHP, FETÖ’nün geçim kapısıdır. Bugünkü CHP, PKK’nın nefret yayan ağzıdır. İP, CHP’nin gölgesinde kuruyup giderken, HDP ilik nakli yapmaktadır. Bir zamanlar AK Parti’den nemalanan, üstelik koltuk ve şöhret kazanan, sonra da kulaklarına fısıldanan dedikodulara kanıp indikleri treni taşlamaya başlayanların CHP’nin kuytusunda ikbal arayışları sadece bir tenakuz değil, aynı zaman tenkit edilmesi gereken bir erdemsizlik örneğidir. CHP yola dökülen eskileri toplayarak, hurdaya çıkmış isimleri zillet şemsiyesi altına alarak siyasette mevki elde edip mesafe kat edeceğini zanneden acıklı ve arızalı bir zihniyetin ta kendisidir. Bu parti kendi gerçeğine sırt dönmüş, kendi ana yatağına ters düşmüş, tarihsel rotasından şiddetle savrulmuştur. Karşımızdaki CHP olgusu Türkiye’nin milli güvenliğini riske atan çok bilinmeyenli bir denklemdir. Türk milletinin ruh kökünden kopmuş, milli hedeflerinden uzaklaşmış, Türkiye’nin karşısındaki zulüm bloklarına kapılanmış partilerin takip ettikleri politikalar geleceğimizi de tehdit etmektedir.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda görüşülen ve barolar hakkında yapısal değişikliği öngören yasa hakkında da konuşan Bahçeli, “Cüppelerini çıkarmadan siyasete soyunan, ülkemizin iç huzur ve barış ortamını zedeleyen bazı baro temsilcilerinin kışkırtıcısı CHP’dir, İP’tir, HDP’dir. Diğer yedeklerle ilgili söz söylemek ise boşuna bir emektir. Dediğim dedik, çaldığım düdük diyen, kendi çıkarları olunca demokrasiyi hatırlayıp, olmayınca despotluk suçlaması getiren bazı baroların TBMM’nin giriş kapısında sergiledikleri ibretlik manzaralar talihsizlik ve ilkelliktir. Hak aramak yerine hadise çıkarmaya bilhassa gayret edenler, Türkiye’nin sağduyu ve sükûnet ortamını bozmak için baronluğa heveslenenler tarihi bir hatanın içindedir. Türk milletinin iradesi tahakküm altına giremeyecektir. Kimin ne düşüncesi varsa, ne talebi bulunuyorsa TBMM’de dile getirmesi hem doğru bir tercih hem de meşru bir temindir. ‘Savunmayı savunuyoruz’ bahanesiyle sokaklara dökülen baronlaşmış bazı baroların kanun dışı yol ve zorlamalara tevessül etmeleri Türkiye’nin belini bükmeyi amaçlayan çevrelere koz vermektir” dedi.

Fransa’da meydana gelen ‘Sarı Yeleklilerin’ eylemlerine atıfta bulunan Bahçeli, barolara sert uyarılarda bulundu. Bahçeli, “Hiç kimse Fransa’yı kasıp kavurmuş sarı yeleklilerin eylemlerine özenmeyi, Gezi benzeri bir kalkışmanın fitilini tutuşturmayı aklından ve hayalinden geçirmemelidir. Zira sonuçları ağır olacaktır. Yıllardır baroları kendi çiftlikleri haline getirenlerin, ideolojik saplantılarla dar kadroculuk yapanların gayri ahlaki ayrıcalıkları sorgulanmalı, nihai olarak sonlandırılmalıdır. Demokrasi baro yönetimlerine kusursuz şekilde hâkim olmalıdır. Savunma kavramı Türkiye’ye saldırı ve suikast kılıfı haline getirilmemelidir. Akl-ı selimin öne çıkıp anlaşma ve uzlaşma dinamiklerinin egemen olması temennimizdir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin, Libya’dan Akdeniz’e, Suriye’den Ege’ye, Irak’tan Kıbrıs’a kadar pek çok sorunla uğraştığının altını çizen Bahçeli, “Terörle mücadelemiz yüksek bir şuur ve inanmışlıkla devam etmektedir. Bugünkü hassas dönemde; istiklal için birlik, istikbal için dirlik ortak paydamız olmalıdır. Nihayetinde kazananın Türkiye olması için de el birliği, güç birliği ve hedef birliği stratejik bir öncelik halini almalıdır” diye konuştu.

MHP’nin 14 Mart 2020’de yapacağı 13. Olağan Büyük Kurultayı’nın ana temasının öneminden bahseden Bahçeli, “Çağrımız zamanlar üstü bir kavrayış ve kader ortaklığının özetidir: ‘İstiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye olacak’. 13. Olağan Büyük Kurultayı’mıza giden süreçte, Siyasi Partiler Kanununa uygun olacak şekilde yapılması lazım gelen il ve ilçe kongrelerimiz 9 Ağustos 2020 tarihinde Samsun’un İlkadım ilçesiyle birlikte başlayacaktır. Bu kurultayımız Milliyetçi Hareket Partisi’ni 2023’e ulaştıracak kadro, siyaset ve programın belirlenmesini de sağlayacaktır” dedi.

İl başkanlarının yörelerinde sorumluluk duygusuyla ve dava ruhuyla hareket etmelerini söyleyen Bahçeli, “İnsanüstü bir çalışma azmini sahaya aynen yansıtarak partimizi muvaffakiyetle temsil edeceklerdir. Dün Sakarya’nın Hendek ilçesinde kurulu bulunan havai fişek fabrikasında yaşanan kahredici patlama bizleri derin bir üzüntüye sokmuştur. Bu faciada hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tedavi gören vatandaşlarımıza şifalar, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. İnanıyorum ki, vahim patlamanın yaraları süratle sarılacak, bu felaketin üstesinden dayanışma ve yardımlaşma hissiyatıyla gelinecektir. Allah’tan niyazım aziz milletimizi her türlü kaza, bela ve hastalıktan koruması ve kollamasıdır” diye konuştu.

Bayram Türüdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Ilıcabaşı’nda üretilen rattan avizeler moda oldu Aydın’ın Efeler ilçesi Ilıcabaşı’nda üretilen ve sahil bölgelerini güzelleştiren ürünler arasında bu yıl en çok tercih edilen avize oldu. Yeni sezon için hazırlık yaptıklarını belirten Aydın Romanlar Derneği Federasyonu Başkanı Abdül Aydeniz, önceki yıllarda sepet favori ürün olduğunu 2024 yılında ise rattan avizelerin ön palana çıktığını söyledi. Aydın’ın Efeler ilçesi Ilıcabaşı Mahallesi, sahil kesimlerini süsleyen bambu, hasır, kamış ve rattan gibi malzemelerden üretilen ürünlerle dikkat çekiyor. Yılda tonlarca ürünün işlendiği ve halkının geçiminin büyük kısmını bu işten sağladığı mahallede, 2025 sezonu için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Aydın Romanlar Derneği Federasyonu Başkanı Abdül Aydeniz, mahallenin geçim kaynağı olan bambu ve sepetçilik işini, ilkokul yıllarında öğrenmeye başladığını belirtti. Aydeniz, “Okuldan sonra ustalarımızın yanına gidip bu işi öğrendik. Şu anda sepet ve hasır üzerine yapamayacağımız hiçbir ürün yok. Ustalarımıza teşekkür ederim, bu mesleği onların sayesinde öğrendim” dedi. Son yıllarda özellikle rattan avizelere olan talebin arttığını belirten Aydeniz, 2024 ve 2025 yıllarında rattan avize modelinin ön planda olacağını söyledi. Aydeniz, “Önceden sepetler çok tercih edilirdi ama şimdi rattan avizeler popüler. Plajlar, oteller, restoranlar ve beach club’larda rattan ve bambu abajur modellerine büyük ilgi var” şeklinde konuştu. 2024 sezonunun güzel geçtiğini ancak bazı siparişlere yetişemediklerini ifade eden Aydeniz, bunun nedenini yeterli sayıda usta olmamasına bağladı. Aydeniz, "Gençler bu mesleğe ilgi göstermiyor. ‘Ne iş yapıyorsun?’ diye sorulduğunda, çoğu genç ‘sepetçiyim’ diyemiyor, bu yüzden usta sıkıntısı yaşıyoruz" dedi. Ayrıca, zaman zaman malzeme sıkıntısı çektiklerini ancak bu durumda yurt dışından rattan temin ettiklerini de sözlerine ekledi. Ilıcabaşı Mahallesi’nde üretilen bambu, rattan ve diğer doğal malzemelerden yapılan ürünler arasında avize, sehpa, masa, telefonluk, kütüphane, koltuk, sepet gibi pek çok seçenek bulunuyor. Aydeniz, “Müşterinin talepleri doğrultusunda her türlü ürünü yapabiliyoruz. Biz burada genelde avize ve çeşitli mobilya ürünleri üretiyoruz, talep doğrultusunda bambu ve diğer malzemelerle her türlü ürünü üretmemiz mümkün” diye belirtti. Çin mallarının yerli üreticilere olumsuz etkisi olduğunu vurgulayan Aydeniz, ancak son yıllarda özellikle pandemi sonrası yerli ürünlere olan talebin arttığını dile getirdi. Akdeniz, "Çin malları, dayanıksız ve kalitesiz olduğu için insanlar artık yerli ürüne yöneliyorlar" dedi. En çok talep gelen ürünlerin turizm sektörü tarafından alındığını belirten Aydeniz, Bodrum, Marmaris, Çeşme, Kuşadası, Didim, Antalya ve İstanbul gibi yerlerden talepler aldıklarını söyledi.
Manisa Manisalı kadınlar kol kola girip gece yürüyüşü yaptı Şehzadeler Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, Manisa’da ilk kez gece yürüyüşü gerçekleştirdi. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, yürüyüş sonrası yaptığı açıklamada kadın cinayetleri son bulana kadar mücadele edeceğini vurgulayarak, “Şiddete, hukuksuzluğa ve bu karanlık zihniyete karşı yaşamı ve eşitliği savunmaya devam edeceğiz” dedi. Manisa’da Şehzadeler Belediyesi tarafından düzenlenen gece yürüyüşünde kadınlar, kadına yönelik şiddet ve baskıya karşı seslerini yükseltti. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay öncülüğünde gerçekleşen yürüyüşe, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Manisa Baro Başkanı Av. Sevgi Başak Yeşil Malay, Yunusemre Belediye Başkan Yardımcıları Ali Gök, Mesut Doğan, Özge Arslan, Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Erdem Yıldırım, STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlikte, kadınlar hep birlikte dayanışma ve mücadele mesajı verdi. “Katledilen her kadın isyanımızdır!” Hakkı İplikçi Parkı’ndan başlayan yürüyüş, Manolya Meydanı’nda son buldu. Burada kalabalığa hitap eden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, aynı zamanda politik, hukuki ve yapısal bir mesele olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Durbay, “Ülkemizde kadınlar; aile içinde, sokakta, okulda, iş yerinde, siyasette, medyada, çarşıda, pazarda, tarlada olmak üzere, erkekler tarafından her gün daha da artarak; fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddete uğramaya devam etmektedir. Bu şiddet ve cinayetlerin önlenememesi sadece bireysel değil, aynı zamanda politik, hukuki, kültürel, ekonomik ve yapısal bir mesele olarak hala varlığını korumaya devam etmektedir. Ülkemizde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri tırmanırken, sadece 2024’ün ilk 10 ayında 327 kadın erkekler tarafından hayattan koparılmıştır. 2014 yılından bu güne son 10 yılda 2 bin 982 kadın öldürülmüş, binlerce kadın; fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddete maruz kalmıştır. Katledilen her kadın isyanımızdır. Biz kadınlar, boşanmak istedik diye, kahkaha attık diye, gece sokağa çıktık diye, mini etek giydik diye her gün erkekler tarafından öldürülmeye devam ediyoruz. Şiddete, hukuksuzluğa ve bu karanlık zihniyete karşı isyandayız. Baskılarınız karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz. Kadın cinayetleri son bulana kadar mücadele etmeye, sesimizi bu akşam olduğu gibi birlikte yükseltmeye devam edeceğiz” dedi. “Namusumuzu korumak kimsenin haddine değil!” Türkiye’de her yıl 400 kadının erkekler tarafından öldürüldüğüne dikkat çeken Başkan Durbay, şiddeti önleyen yasaların acilen uygulanması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti “İstanbul Sözleşmesini fesh edenlerin, 6284 sayılı yasayı uygulamayanların istediklerinin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. İstanbul Sözleşmesini fesh edenlerin hepsi kadın cinayetlerinin ortağıdır. Seçilmiş bir kadın belediye başkanı olarak tüm kız kardeşlerime söz veriyorum, bu karanlık zihniyete karşı gücüm yettiğince yanınızdayım. Kadına yönelik şiddet son bulana kadar sizlerle birlikte omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğim. Biz kadınlar, kimsenin anası, bacısı, eşi, namusu, emaneti değiliz. Bizler eşit yurttaşlarız. Namusumuzu korumak da kimsenin haddine değil. Bizler, şiddetin, sömürünün, yoksulluğun karşısında birlikte güçlüyüz. Şiddete, cinayetlere ve baskılara karşı; isyanımızla, mücadelemizle var olmaya, yaşamı ve eşitliği savunmaya devam edeceğiz. Kadın cinayetlerinde yaşamını yitiren tüm kadınları saygıyla anıyor, Şiddete karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha haykırıyorum. Yaşasın kadın mücadelesi.” “Kadınlar birlikte daha güçlüdür” Etkinlikte söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen de kadınların hukuki haklarını savunmak ve şiddeti sonlandırmak için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın kadına yönelik şiddetin önlenmesinde kritik bir rol oynadığını vurgulayan Gökçen, “Fiziksel şiddetin yanı sıra ekonomik, psikolojik ve sosyal şiddetin de kadınların hayatını derinden etkilediğini görüyoruz. Kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel değil toplumsal bir sorun olduğunu unutmamalıyız. Manisa’da ilk kez düzenlenen bu yürüyüşte gördüğümüz dayanışma, tüm kadınların şiddete karşı bir araya geldiğinde neler başarabileceğinin bir örneği” dedi. Taksim Meydanı’nda gece yürüyüşü yapan kadınların polis barikatlarına karşı verdiği direnişin de bu mücadelenin simgelerinden biri olduğunu belirten Gökçen, kadınların birbirine destek oldukça daha güçlü olacağını ifade etti. “Kadın hakları için elimizden gelen her şeyi yapacağız” Manisa Baro Başkanı Av. Sevgi Başak Yeşil Malay ise “Ben, yüz yıllık bir kurum olan Manisa Barosu’nun başına gelen ilk kadın başkan olarak, hala bu memlekette kadın başkan, kadın komutan, kadın müdür tamlamalarını kabul etmediğimiz bir Türkiye’de yaşamak istemiyorum. 6284 sayılı yasanın hakkıyla uygulanmadığı, İstanbul Sözleşmesi’nden sudan bahanelerle çıkıldığı bir ülkede, kadın hakları ve gece yürüyüşleri gibi konularda yeterince adım atılmadığı bir ülkede yaşamak istemiyorum. Kadın hakları için elimizden gelen her şeyi sonuna kadar yapacağımızı ve Manisa Barosu’nun tüm avukatlarıyla birlikte her zaman yanınızda olacağımızı buradan beyan ediyorum” ifadelerini kullandı. Kadınlar, gece boyunca şiddete, sömürüye ve ayrımcılığa karşı hep birlikte seslerini yükseltti. Şehzadeler Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bu etkinlik, Manisa’da kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin sembolü haline geldi.
Trabzon Akçaabat’ta kesintisiz bisiklet ve yürüyüş yolu için çalışmalar sürüyor Trabzon’un Akçaabat ilçesinde ‘Kesintisiz Bisiklet ve Yürüyüş Yolu’ projesi için çalışmalar sürüyor. Akçaabat ilçe merkezinden başlayarak Yaylacık-Söğütlü ve Yıldızlı Mahallesi’nin sonuna kadar devam edecek olan Kesintisiz Bisiklet ve Yürüyüş Yolu projesi kapsamında yapılan çalışmalar kapsamında Söğütlü Köprüsü tamamlandı. Projenin planlandığı aks üzerinde bulunan geçiş güzergahlarının uygun hale getirilmesi için Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü koordinesinde Kireçhane Deresi Sahilinde de köprü inşaatı yapılıyor. Ayrıca yine çalışmalar kapsamında Kof Deresi ve Şehit Deresi ıslah ve menfez yapım çalışmaları da devam ediyor. Kesintisiz Bisiklet ve Yürüyüş Yolu Projesi için açıklamalarda bulunan Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, “ Trabzon Büyükşehir Belediyemizin destekleriyle başlattığımız Kesintisiz Bisiklet ve Yürüyüş Yolu Projemizde kesintisiz yürüyüş ve bisiklet yolu, kafeteryalar, aktivite alanları, aquapark, amfi tiyatro ve etkinlik sahaları gibi alanlar yer alacak. Yıldızlı Mahallemize kadar ulaşan bu projemiz, devamında Trabzon Büyükşehir Belediyemiz tarafından yürütülen Gülcemal Projesi ile birleşecek ve Ganita mevkiine kadar kesintisiz bir hat oluşacak. Hayalimizdeki proje olarak nitelendirdiğimiz bu projemizi hayata geçirdiğimizde Akçaabat bambaşka bir şehir haline gelecek. Kesintisiz bisiklet ve yürüyüş yolu projemiz Akçaabat’ın boynuna adeta bir inci gerdanlık gibi bürünecek” dedi.