DÜNYA - 19 Ocak 2024 Cuma 18:16 | Son Güncelleme : 19 Ocak 2024 Cuma 18:24

Almanya'da yeni vatandaşlık yasası meclisten geçti: Çifte vatandaşlık yolu açıldı

A
A
A

Almanya’da yeni vatandaşlık yasasının federal mecliste kabul edilmesiyle Alman vatandaşlığına geçiş kolaylaştırılarak, çifte vatandaşlığın önündeki engel kaldırılmış oldu.

Almanya'da yeni vatandaşlık yasa tasarısı bugün federal mecliste yapılan oylamayla kabul edildi. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller'in koalisyon hükümeti tarafından hazırlanan yasa tasarısı, muhalefet partilerinin karşı çıkmasına rağmen 234 ret, 23 çekimser ve 382 “evet” oyuyla kabul edildi.

“Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu” adı verilen yeni yasa, Alman vatandaşlığına geçişleri kolaylaştıracak ve hızlandıracak. Almanya'da yaşayan milyonlarca Türk vatandaşını da yakından ilgilendiren yasa ile Alman vatandaşlığına geçerken diğer ülkenin vatandaşlığından çıkma zorunluluğu da kaldırıldı. Böylece isteyenler çifte vatandaşlığa sahip olabilecek.

Vatandaşlığa geçiş süresi 5 yıla indi

Yeni düzenlemeye göre Alman vatandaşlığına geçmek için yasal olarak istenen 8 yıl ikamet etme şartı da 5 yıla indirildi. Kişinin ülkedeki yaşam şartlarına hızlı uyum sağlaması, sosyal alanda gönüllü çalışmalar yapması, okulda veya çalışma hayatında özel başarı göstermesi gibi durumlarda bu süre 3 yıla kadar inebilecek.
Almanya’da doğan ancak Alman vatandaşı olmayan çocuklar, ebeveynlerinden birinin en az 5 yıl yasal olarak ülkede ikamet etmesi halinde vatandaş olabilecek. Almanya'da doğup büyüyen ve ebeveynlerinin vatandaşlığı ile Alman vatandaşlığı da almış olan gençlerin 23 yaşına girince iki ülkeden birini seçme zorunluluğu da kaldırıldı.

Vatandaşlığa geçişte aranan şartlar

Alman vatandaşlığına geçişte büyük kolaylıklar sağlayan yeni yasa, bazı ön şartları da beraberinde getiriyor. Buna göre Alman vatandaşı olmak isteyenlerin kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini sosyal yardım almadan sağlaması gerekiyor. Koalisyon ortağı FDP’nin özel talebiyle konulan maddede 1974'ten sonra Almanya'ya gelen misafir işçiler ile Doğu Almanya'daki eski sözleşmeli işçiler için bazı istisna durumlar yer alıyor. Ülkeye entegrasyon sağladıklarını ve iyi derecede Almanca bildiklerini kanıtlamak zorunda olan başvuru sahiplerinin 'Einbürgerungstest' olarak adlandırılan vatandaşlık testini geçmesi gerekiyor. Ancak yıllar önce Almanya'ya göç ederek burada çalışan, şu anda ise çoğunlukla emekli olan birinci kuşak misafir işçilerden yazılı sınav veya Almanca dil sınavı gibi şartlar talep edilmeyecek. Koalisyon hükümetinin bu istisna ile eski neslin “yaşam boyu başarılarını” onurlandırmayı amaçladığı belirtiliyor.

Kimler Alman vatandaşlığı alamıyor?

Alman pasaportu almak isteyen yabancılardan öncelikle Almanya anayasasında yer alan özgür, demokratik temel düzene bağlı kalması bekleniyor. Antisemitist, ırkçı, cinsiyetçi ve benzeri eylemlerde bulunanlar, aynı zamanda bu kapsamda ceza alanlar vatandaşlığa alınmayacak. Ayrıca çok eşli olanlar veya anayasada yer alan kadın-erkek eşitliğine aykırı davrananlar da Alman vatandaşı olamayacak.

Vatandaşlık geri alınabilecek

Vatandaşlığa kabul işlemi bazı durumlarda 10 yıl içerisinde geri alınabilecek. Vatandaşlığa geçiş sürecinde kasıtlı olarak yanlış bilgi verilmesi gibi durumlarda bu kişilerin Alman vatandaşlığı iptal edilebilecek. Anayasal temel düzene ters düşecek beyanlarda ve davranışlarda bulunmak da Alman vatandaşlığının iptaline yol açabilecek.

“Mutlu ve gururluyuz”

Oylamadan sonra kısa bir açıklama yapan SPD Milletvekili Hakan Demir, bugünün önemli bir gün olduğunu, mutlu ve gurur verici bir gün yaşadıklarını söyledi. Demir, “Bugün vatandaşlık reformunu parlamentodan geçirdik. Bunun için 20 seneden beri çalışıyoruz. Bu koalisyonda geçen son iki senede bu konu üzerine çalıştık. Artık 8 sene sonra değil, 5 sene sonra Alman vatandaşı olabilirsiniz ve çifte vatandaşlık da mümkün olacak” ifadesini kullandı.
Federal meclis tarafından kabul edilen yasa tasarısının 2 Şubat’ta Federal Konsey oturumunda onaylanması ve Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'ın imzalamasının ardından yürürlüğe girmesi bekleniyor. Federal İçişleri Bakanlığı'na göre şu anda Almanya'da yaklaşık 12 milyon yabancı uyruklu yaşıyor. Bunlardan yaklaşık 5.3 milyonu en az 10 yıldır Almanya'da bulunuyor.

Mahmut Tosun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ferhat Gündoğdu: "Artık kulüplerin içinde olduğu, yönettiği hakemlik sistemine geçiliyor" Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Ferhat Gündoğdu, yeni hakemlik sisteminde, Süper Lig ve 1. Lig’i ilgilendiren konuları Danışma Kurulu’nun yürüteceğini söyledi. Gündoğdu, kulüplerin içinde olduğunu, denetlediği ve yönettiği bir hakemlik sistemine geçileceğini, bunun da hakemlik sistemi için dönüm noktası olduğunu belirtti. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu, Süper Lig Kulüpler Birliği Vakfı üyeleri ve 1. Lig Futbol Kulüpleri Birliği Derneği ile TFF Riva Hasan Doğan Millî Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde bir araya geldi. Toplantının ardından TFF Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ferhat Gündoğdu, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığında, yönetim kurulu ve Kulüpler Birliği Süper Lig ve 1. Lig Kulüpler Birliği Vakıf başkanları ve üyeleriyle çok önemli bir toplantı yaptıklarını ifade eden Gündoğdu, "Göreve başladığımız ağustos ayının başlarında ilk yaptığımız toplantıda, Kulüpler Birliği’nin geçmiş yıllardan gelen bir konu üzerinde bizden bir talebi olmuştu. Merkez Hakem Kurulu’nun yeniden yapılanması ve bir şirket adı altında hakemlik sisteminin yönetimiydi. Biz de o zaman Futbol Federasyonu yönetimi ve Merkez Hakem Kurulu olarak buna sıcak baktığımızı ve bu konu hakkında yeteri kadar çalıştıktan sonra kendilerine düşüncelerimizi ve çalışmalarımızı raporlayacağımızı, önerilerimizi getireceğimize için söz vermiştik. O süreden bugüne kadar öncelikle İngiltere ve Almanya modellerini, İspanya ve Portekiz’deki uygulamaların da orada şirketleşme adı altında değil ama bu Merkez Hakem Kurulu yapılanması adı altında, buralarda bir takım incelemeler yaptık. Şirketleşme modelinin, hakemlik sisteminin daha modern, daha sistematik, daha profesyonelce yönetimi konusunda iyi örneklerle karşılaştık. Bunu da Türkiye Futbol Federasyonu yönetimimize sunduk. Biz böyle bir sistemi uygularsak, ’Nasıl ilerlememiz gerekiyor ve bu süreç nasıl bir yapılanma gitmemiz gerekiyor?’ Bunu raporladık ve bunu Kulüpler Birliğimize sunduk. Öncelikle bir şirketin kurulması ve bu şirket adı altında hakemlik sisteminin yönetilmesi, burada şunu belirtmek istiyorum sadece Süper Lig ve 1. Lig yönetiminden bahsediyorum. Çünkü sistem bunu öngörüyor. Bu yönetimi şirket adı altında yapmak için bir takım statü değişiklikleri ve yasal mevzuat değişikliği gerekiyor. Onun için de en doğru zamanlamanın, en sisteme uygun zamanlamanın sene sonunda olabileceği öngörülüyor. Bunun bu süreyi beklerken acaba nasıl bir yaklaşımla biz bunu tecrübe edinebiliriz ve bu süre zarfında nasıl doğrularını, yanlışlarını geliştirebiliriz, buna biraz çalışmıştık ve bunu bir dönüşüm süreci adı altında adlandırdık. Dönüşüm sürecini bir Danışma Kurulu adı altında bir kurulla Süper Lig ve 1. Lig hakemlik sistemini kurguladık. Nasıl çalışıyor? Şu an Merkez Hakem Kurulu, Süper Lig ve 1. Lig hakemlik sistemini nasıl yönetiyorsa bu Danışma Kurulu’nun yetkisiyle yönetilmesini öngörüyor. Nasıl oluşuyor bu danışma kurulu? Diğer ülkelerde bu 3 yönetim kurulu üyesinin Türkiye Futbol Federasyonu veya ilgili federasyonunun görevlendirdiği kişiler, 2 kişi de Kulüpler Birliği’nin görevlendirdiği kişilerden oluyor. Buradaki mantık, kulüplerin hakemlik sistemi yönetiminde yer alması. Bu yönetimin içerisinde bir görevli olarak yer almasını öngörüyor" şeklinde konuştu. "Bu hakemlik sistemi için çok önemli bir dönüm noktası" Neden böyle bir şeyin ihtiyaç olduğuna açıklık getiren Başkan Gündoğdu, "Günümüzde tartışmaların odağında futbolun özellikle en önemli konusu hakemlik gibi görüldüğü için ve bir noktada da hakemlik sistemiyle ilgili önemli eleştiriler olduğu için en büyük hizmeti alan hakemlikle ilgili kulüpler ve kulüplerin taraftarları olduğu için bu hakemlik sistem içerisinde kulüplerin olması da aslında bu işin doğası gereği görülüyor. Zaten Futbol Federasyonu Başkanımız göreve geldiğinde bu işin sahibinin kulüpler olduğunu ve bu konuda hizmet ettiğimizi söylemişti. Bu mantıkla geldiği için yönetim kurulu zaten yönetim açısından da, Merkez Hakem Kurulu açısından da bunu içselleştirmek çok kolay oldu. Danışma Kurulu faaliyete geçerse ve bu kurul üyeleri atanırsa 19. hafta, 20. hafta veya ne zaman karar verilirse o haftadan itibaren atamalar, performans yönetimi, kamuoyu bilgilendirmeleri ve eğitim sistemleriyle ilgili Süper Lig ve 1. Lig’i ilgilendiren her konuyu Danışma Kurulu yürütecek. Hakemlik sisteminin teknik işlerini yürüten CEO, şu an benim yaptığım görev Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı. Kurumsal işleri yürüten bir CEO adı altında iki CEO profesyoneliyle birlikte sistemin yürütülmesini öngörüyor. Danışma Kurulu, bu sistemde bütün stratejik kararları verebiliyor. Atamalarla ilgili, eğitimlerle ilgili her türlü hakemlik sistemini ilgilendiren kararı verebilme yetkisine sahip. Federasyon başkanımızın yaklaşımı ’5 üyeyi de siz atayabilirsiniz, bizim hakkımız olan 3 kişiyi bizim belirlememize gerek yok, tamamen içinde olun, tamamını atayabilirsiniz’ diye önermişti. Bugün Danışma Kurulu’nun görevleri, bu geçiş sürecindeki görevleri, yapacağı işleri, hangi mantıkla, hangi açıklıkla, hangi şeffaflıkla bunu istediğimizi veya bunu önerdiğimizi gördüğünde Kulüpler Birliği’nin yaklaşımı çok olumlu oldu ve bu Danışma Kurulu sürecini kabul ettiler. En kısa zamanda da önümüzdeki günlerde başkanın da deklare ettiği üzere önümüzdeki hafta 3 danışma kurulu üyesini federasyona bildirecekler. Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu da 2 üye atayarak, Danışma Kurulu faaliyetine belirlenen haftadan itibaren başlayacak. Bu hakemlik sistemi için çok önemli bir dönüm noktası. Artık kulüplerin içinde olduğu, kulüplerin belirlediği kişilerin denetlediği, yönettiği bir sisteme geçiliyor. Dolayısıyla tek yönlü bir yönetim değil, iki taraflı bir yönetim tarzıyla hakemlik sistemi daha sorgulanabilir, daha şeffaf, daha profesyonelce yönetim için bir geçiş aşamasına giriyor. O yüzden bugünkü bu toplantı çok önemliydi. Kulüpler Birliği de buna çok sıcak yaklaştı, olumlu yaklaştı ve kabul ettiklerini de söylediler. Önümüzdeki haftadan itibaren bununla ilgili başlayacak ve sene sonunda her ay Danışma Kurulu’na CEO’ların vereceği rapor doğrultusunda haziran ayına geldiğimizde Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na ve Kulüpler Birliği Vakfı Yönetim Kurulu’na sunacak rapor doğrultusunda bu geçiş sürecinde elde edilen tecrübelerin sonucunda bir karar verilecek ve gerçekten şirketleşmeye geçilecek mi, geçilmeyecek mi konusu artık o günlerin konusu olacak. Biz önümüzdeki 4.5-5 aylık dönemde bu fırsatı çok iyi değerlendirmiş olacağız ve önemli bir geçiş süreci kazanacağız diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı. "Yabancı VAR konusu görüşülmedi" Toplantıda yabancı VAR konusuyla ilgili konuşulup, konuşmadığının sorulması üzerine Ferhat Gündoğdu, "Görüşmenin çerçevesi tamamen bu danışma kurulu ve daha sonra olası bir şirketleşmeyle ilgili süreçlerin değerlendirilmesiydi. Dolayısıyla herhangi diğer konu görüşülmedi ama yabancı VAR veya atamalarla ilgili, sistemle ilgili her türlü stratejik kararı, Danışma Kurulu’nun yetkisinde, gündeminde olacağı ve onların karar vereceği iletildi" diye cevap verdi. Bu sistemin hakemleri nasıl etkileyeceğiyle ilgili soruya ise Gündoğdu, "Hakemler sadece hakemlik görevlerini yapacakları için onlar için pek fazla bir şey değişmiyor ama zaman zaman bu konuda yaptığımız seminerlerde bilgilendirdik. Bu kadar ayrıntılı olması söz konusu değil. Çünkü bu bir yerde bizim yürüttüğümüz bir çalışmaydı. Bütün ayrıntıları yönetime sunmadan, netleşmeden ve kamuoyunda şu an sizlerle paylaşıyoruz. O zamana kadar bazı konuların özelde kalması gerekiyordu ama genel taslağıyla hakemlerimiz biliyor" dedi.
Muğla Yangında zarar gören üreticilere zeytin fidanı dağıtıldı Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından, Menteşe İlçesi Kıran Mahallesi’nde yangından zarar gören tarım alanlarında yeniden ağaçlandırma çalışmaları kapsamında zeytin fidanı dağıtımı gerçekleştirildi. Bölge halkına ekonomik destek sağlamayı amaçlayan bu çalışma, bölgenin tarım potansiyelini yeniden canlandırmayı hedefliyor. İlk etapta 8 bin 250 adet zeytin fidanı dağıtılırken, ilerleyen süreçte bu sayı artırılacak. Yangından zarar gören arazilere destek Muğla’nın Menteşe ilçesindeki Çatakbağyaka, Sarnıç, Denizova ve Kıran Mahallelerinde 30 Eylül - 18 Ekim 2024 tarihlerinde meydana gelen yangınlarda toplamda 1.025 dönüm tarım alanı zarar gördü. Yangınlar özellikle zeytin ağaçlarını etkileyerek bölge halkının geçim kaynağı olan zeytin üretimini olumsuz yönde etkiledi. Bölge halkının ekonomik kayıplarını azaltmak ve yeniden üretimi teşvik etmek amacıyla Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, ÇEKUD (Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği) ile iş birliği yaparak zeytin fidanı dağıtımını başlattı. Muğla: Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı merkezi Muğla, Türkiye’nin önde gelen zeytin ve zeytinyağı üretim merkezlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 verilerine göre, Muğla’da 19 milyon 700 bin zeytin ağacı bulunuyor ve yıllık 174 bin ton zeytin üretimi gerçekleştiriliyor. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 18 bin 712 zeytin üreticisinin bulunduğu şehirde, zeytin tarımı hem ekonomik hem de kültürel açıdan büyük bir önem taşıyor. Muğla’nın zeytin ve zeytinyağı, yalnızca Türkiye pazarında değil, uluslararası arenada da geniş bir talep görüyor. Coğrafi işaret almış olan Milas zeytinyağı, bölgenin kalitesini dünya çapında kanıtlamış durumda. Bölgenin iklim özellikleri ve coğrafi yapısı, zeytinyağı üretiminde kaliteyi artıran önemli unsurlar arasında yer alıyor. Ekonomik ve çevresel katkı Yangından zarar gören alanların yeniden yeşillendirilmesi amacıyla başlatılan zeytin fidanı dağıtım kampanyası, bölgenin tarımsal üretim potansiyelini geri kazanmasını hedefliyor. ÇEKUD ve Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün iş birliğiyle ilerleyen günlerde yeni fidan dağıtımları da planlanıyor. Böylece hem doğanın kendini yenilemesine katkı sağlanacak hem de zeytin üretiminin ekonomik faydaları bölge halkına yeniden ulaştırılacak. Zeytin fidanlarının yüzde 6 eğime sahip arazilere uygun şekilde dağıtıldığını belirten yetkililer, yangından etkilenen bölgelerde yeniden bir üretim zinciri oluşturmayı amaçlıyor. Projenin, yangınlar sonrası oluşan ekonomik yaraları sarmak adına önemli bir adım olduğu ifade ediliyor. Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak zeytinin Muğla’da sadece bir tarım ürünü değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik miras olduğunu bölgedeki tarımın yeniden canlandırılması için çalışmaların devam edeceğini açıkladı. Yangın felaketinin ardından başlatılan bu ağaçlandırma çalışmasının, yalnızca bölge ekonomisini değil, aynı zamanda doğanın ve insan yaşamının sürdürülebilirliğini destekleyeceğini belirten Saylak, “Fidanlar, yeni bir yaşamın simgesi olarak toprakla buluşurken, Muğla’nın güçlü tarım geleneği de yeniden canlanıyor" dedi.
Kütahya Kütahya’da tüm kamu hastaneleri "Anne Dostu Hastane" statüsüne kavuştu Kütahya, sağlık hizmetlerinde önemli bir başarıya imza attı. Kütahya Şehir Hastanesi ve Emet Dr. Fazıl Doğan Devlet Hastanesi’nin "Anne Dostu Hastane" unvanı almasıyla birlikte, ildeki tüm doğum yapılabilen kamu hastaneleri bu önemli statüye sahip oldu. "Anne Dostu Hastane" unvanı, anne ve bebek sağlığını ön planda tutan, mahremiyeti esas alan ve modern doğum standartlarını benimseyen sağlık tesislerine veriliyor. Bu unvan kapsamında, tek kişilik doğum odalarında, yanında bir yakını ile ev konforunda doğum imkanı sağlanıyor. Doğum sonrası anne ve bebek arasında en kısa sürede ten tene temas başlatılıyor. Emzirme desteği, doğum öncesi ve sonrası bakım, aile eğitimleri ve bebek dostu ortamlar gibi kaliteli hizmetler sunuluyor. Ayrıca, "Anne Dostu Hastane" unvanı, Sağlık Bakanlığı’nın "Normal Doğum Eylem Planı" kapsamında belirlediği önemli kriterlerden biri olarak kabul ediliyor. Kütahya İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Ensar Durmuş, yaptığı açıklamada Kütahya’nın bu alanda Türkiye’de örnek bir il olduğunu belirterek şunları söyledi: “Emet Devlet Hastanesi ve Kütahya Şehir Hastanesi’nin Anne Dostu Hastane unvanını almasıyla, Kütahya’daki tüm doğum yapılabilen kamu sağlık tesisleri bu statüye ulaşmıştır. Diğer illerde benzer çalışmalar yapılmakla birlikte Kütahya bu alanda bir ilki gerçekleştirmiştir. Tüm sağlık çalışanlarımız ile gebelik sürecinde gebelerin, bebeklerin ve ailelerin yanında olmak için seferber olmaya devam edeceğiz. Bu başarıda emeği geçen tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ederim.”
Batman Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam Halk Kütüphanesi açılışına katıldı Batman’ın Beşiri ilçesindeki Beşiri Halk kütüphane açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, kütüphane girişinde gençlerin şarkılarıyla karşılandı. Batman’ın Beşiri ilçesinde düzenlenen açılış törenine, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Batman Valisi Ekrem Canalp, AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Şansi, Beşiri Kaymakamı Mahmut Şener, kamu kurum müdürleri ile vatandaşlar katıldı. Yeni hizmete giren Beşiri Halk Kütüphanesi toplantı salonunda konuşan Bakan Yardımcısı Serdar Çam, "Geçtiğimiz tarihi kitaplara, hatıralara baktığımız zaman, çok büyük acılar yaşadık, büyük bir dönemi kapadık. En az iki asırdır büyük zorluklar yaşadık. Uluslararası bir takım çabaların getirmiş olduğu zorlukları tarihte yaşadık. Bugün ise Türkiye çok büyük bir katma değere ulaştı; büyük bir bilgi ve tecrübe birikimine sahip. Biz bir medeniyet yürüyüşündeyiz. Beşiri Halk Kütüphanesi aslında bu medeniyet yürüyüşünün bir parçası. Bireysel ve tekil olarak sadece ilçe ile alakalı bakarsanız, sadece burayı ilgilendiren bir konu olarak görürsünüz. Ama büyük bir medeniyet yürüyüşünün bir parçası olarak gördüğümüzde, olay çok farklı oluyor" dedi. Bakan Yardımcısı Çam, konuşmasının ardından kütüphane içinde gençlerin söylediği şarkıları dinledi, ardından minik öğrencilere hediye dağıttı.