GÜNDEM - 12 Şubat 2018 Pazartesi 11:39

Ak Parti Milletvekili Ünüvar, “Sigara kullanımı uyuşturucu madde kullanımını özendiriyor”

A
A
A
Ak Parti Milletvekili Ünüvar, “Sigara kullanımı uyuşturucu madde kullanımını özendiriyor”

Madde kullanımına dikkat çekmek amacıyla İstanbul Aydın Üniversitesi tarafından düzenlenen “Türkiye’de Madde Kullanımı ve Bağımlılığı; Toplumsal Kesimler- Çeşitlilik- Kapsam- Mücadele Yolları” adlı panelde bir konuşma yapan Ak Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar, sigara kullananların uyuşturucu madde kullanım oranından yüzde 16 daha fazla olduğunu söyleyerek; “Sigara kullanımının uyuşturucu madde kullanımını özendiriyor” dedi.

Madde kullanımına karşı çalışmalarıyla bilinen Ak Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar, İstanbul Aydın Üniversitesi’nde “Türkiye’de Madde Kullanımı ve Bağımlılığı; Toplumsal Kesimler- Çeşitlilik- Kapsam- Mücadele Yolları” başlıklı bir konferans verdi. Milletvekili Ünüvar’ın katılımcılara sunun yaptığı konferansta; madde bağımlılığı, tütün, alkol gibi fiziksel bağımlılıkların yanı sıra; kumar, teknoloji, alışveriş ve oyun gibi davranışsal bağımlılıklara da değindi. Konferansta ayrıca bir anne ve madde bağımlısı oğlu da yaşadıkları acı tecrübeleri üniversite gençleriyle paylaştı. Konferans sonrasında ‘Aydın Düşünce Platformu’nun 44’üncü toplantısına da katılan Ünüvar, Türkiye’deki madde kullanımı ve bağımlılık konusunda bilgi paylaşımına orada da devam etti.
 

“Madde bağımlılığı zincirleme kaza gibidir”

Bağımlılıkta en önemli faktörün meraktan ileri geldiğini ifade eden Ünüvar, “Bütün dünyanın en önemli problemlerinden biri bağımlılıktır. Madde bağımlılığı vakalarının birçoğu merakla başlar. Aslında madde bağımlılığı zincirleme bir kaza gibidir. Öncelikle sigara ile başlar sonrasında alkol ve uyuşturucu madde kullanımı şeklinde devam eder. Türkiye de 15 milyon kişi sigara kullanıyor ve yapılan araştırmalar gösteriyor ki uyuşturucu madde kullanımında sigara kullananlar yüzde 16 daha fazladır. Bağımlılık deyince tütün, alkol gibi fiziksel bağımlılıkları ve kumar, alışveriş, oyun ve teknoloji bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıkları da hesaba katmak gerekir. Aslında Türkiye’deki uyuşturucu madde kullanım deneme oranı çok yüksek değildir. Ancak Türkiye’nin Afganistan’da üretilen afyonun geçiş güzergâhında olması ve çok genç bir nüfusa sahip olması nedeniyle ülkemiz iki açıdan risk altındadır” açıklamalarında bulundu.

Madde bağımlılığıyla ilgili yürütülen mücadelenin dışında bir diğer bağımlılık olan tütün kullanımında da önemli mücadeleler verildiğini söyleyen Ünüvar, “ Türkiye özellikle tütün ile mücadelede önemli başarılar elde etmiştir. 2004 yılında Birleşmiş Milletler ’de Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi imzalandıktan sonra 2013 yılında sözleşmede belirtilen kriterlerin tamamını uygulayan tek ülke sıfatıyla Dünya Sağlık Örgütü Direktörü tarafından Cumhurbaşkanımıza bizzat ödül takdim edilmiştir” dedi.

“Önemli çalışmalarımız var”

Bağımlılıkla ilgi uygulamada olan çalışmalardan da bahseden Ünüvar, “Başbakan Yardımcı Sayın Akdağ’ın başkanlığında bir Bağımlılık Yüksek Kurulu’muz var. Bu kurulun bünyesinde 11 bakanlığın müsteşar yardımcıları var. Sağlık komisyonunu başkanı olarak da ben varım. Düzenli olarak yaptığımız toplantılarla eylem planları yaparak bu alanda başarı hikâyesini yakalamak istiyoruz. Hükümetimiz yakın zamanda 2018 ve 2020 yıllarını kapsayan bir eylem planı açıklayacaktır. Narkotimlerimiz çok yoğun bir şekilde uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili önemli çalışmalar yürütüyor. Bunun yanı sıra bu konuda özel eğitimli ve deneyimli emniyet kuvvetlerimiz de çok yoğun çalışıyor. 2023’e kadar çok yoğun bir şekilde bağımlılığın her türüyle ciddi mücadelelerle gençlerimizi bu illetten korumak için elimizden gelen ne varsa onu yapacağız. Bunun için çok çalışıyoruz” açıklamalarında bulundu.

“Adli tedbirlerin yanında eğitim çalışmaları da gerekiyor”

Son dönemlerde uyuşturucu maddelerin çok farklı türlerinin de ortaya çıktığına değinen Ünüvar, “Bütün dünyada uyuşturucu ile ilgili yeni maddeler ortaya çıkıyor. O maddeleri özellikle gençlere alıştırmak için ciddi çalışmalar yapılıyor. Türkiye bu çerçevede sadece transit geçiş ülkesi olması nedeniyle hedef ülke konumundadır. Gençlere bu illeti alıştırarak hem geçliğin dimağını zehirleyerek Türkiye’nin geleceğini tehdit ediyorlar hem de ekonomik kazanç elde etmeye çalışıyorlar. Uyuşturucu ile ilgili sadece adli tedbirler yetmez. Eğitim çalışmaları da gerekiyor. Ailelerin gençlerin ve toplumun çok duyarlı olması gerekiyor. Bir yandan da bunu sağlamaya çalışıyoruz. Sadece bağımlı olanlara değil bağımlı olma riski olanlara da karşı ciddi tedbirler alıyoruz. O tedbirleri çok net bir şekilde orta koyarak geçlerimizi bu illetten koruyacağız” dedi.

Madde kullanımı ve bağımlılık konusunu Aydın Düşünce Platformu’nun 44. toplantı konusu olarak belirlediklerini söyleyen Aydın Düşünce Platformu Koordinatörü Prof. Dr. Necat Birinci ise, güncel olan bu konuyu gençlerle de paylaşmak istedikleri için bu konferansı düzenlediklerini belirtti. Dışa açık bir katılımla bu konferansı gerçekleştirdiklerini ifade eden Birinci, “Bu ayki Aydın Düşünce Platformu’nda güncel bir konu olan madde bağımlılığı ve teknoloji bağımlılığını konuşacağız. Bu bağlamda yapılan konferansta gençlere bir anne ve bağımlı oğlu konuştu. Canlı iki örnek deneyimlerini gençlerle paylaştı. Türkiye madde bağımlılığı konusunda önemli tedbirler alıyor. Nitekim Türkiye bu konuda felakette değildir” yorumlarında bulundu.

“Sigara öldürüyor, teknoloji süründürüyor”

Aydın Düşünce Platformu’nda söz alan Türkiye Sigarayla Savaş Derneği (TSSD) İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Melahat Dönmez de bağımlılıkla ilgili alınan tedbirlerin uygulanmasında yaşanan sorunlara dikkat çekerken, İAÜ Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erman Bülent Tuncer ise uyuşturucu mafyası olgusunun altını çizdi. İAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mahmut Arslan sanayileşen ve şehirleşen toplumlarda “kalabalık içinde yalnızlık” kavramının insanları uyuşturucuya yönlendirmesine değinirken, AB Eski Bakanı Egemen Bağış ise, “Narcos” adlı televizyon dizisinden hareketle uyuşturucunun dünya genelindeki pazarından ve ekonomik boyutundan söz etti. 18’inci Dönem Sakarya Milletvekili Dr. Yalçın Koçak son zamanlarda sık sık gündeme gelen madde bağımlısı servis şoförleri haberlerinden hareketle okul servislerinin şoförlerinin kadın olması önerisini getirirken, THY Eski Genel Müdür Yardımcısı Sevgi Gümüştekin ABD’nin Afganistan işgalinin sebebinin yüzde 90’ının uyuşturucu olduğunu ileri sürdü. Son olarak söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Nureddin Nebati ise teknoloji bağımlılığına dikkat çekti. Nebati, “Artık köylerde bile teknoloji var, bu da bağımlılığı körüklüyor. Sigara öldürüyor, teknoloji bağımlılığı süründürüyor” dedi.

“Fahri sigara müfettişliği” geliyor

Aydın Düşünce Platformu toplantısında son olarak söz alan İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı ve Türkiye Sigarayla Savaş Derneği (TSSD) Genel Başkanı Dr. Mustafa Aydın ise, TSSD’nin üstünde çalıştığı “fahri sigara müfettişliği” uygulamasından söz etti. Sigara yasağının birçok yerde delindiğine dikkat çeken Aydın, “Bu konudaki denetimler için, tıpkı fahri trafik müfettişliği gibi fahri sigara müfettişliği uygulaması üzerinde çalışıyoruz. Bu konuda sivil toplum kuruluşları yakın iş birliği içerisinde olmalı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kışlık sebze hasadı başladı Yaz sezonunun sona ermesinin ardından kışlık sebzeler pazarlarda ve manavlarda yerini almaya başladı. Doğu Anadolu’nun sebze ve meyve ambarı Erzincan’da kışlık sebze hasadı başladı. Mükemmel coğrafi koşullarıyla Erzincan, birçok sebze ve meyvenin yetiştirilmesine olanak veriyor. Kadim Erzincan topraklarının bereketi, doğal su kaynaklarının temizliği ve Erzincan çiftçisinin emeği birleşince birbirinden lezzetli sebze ve meyveler rahatlıkla yetiştiriliyor. Son yıllarda seracılığa yapılan yatırımlar meyvelerini vermeye başladı. Yazlık sebzelerin yanı sıra marul, maydanoz, roka, karnabahar ve marul gibi kışlık sebzeler artık Erzincan çiftçisi tarafından yetiştiriliyor. Erzincan Bahçeliköy’de tarımla uğraşan Cihan Evcan, sera ve açık alanda kışlık sebze hasadına başladı. Üretici Cihan Evcan 12 dekarlık tarlasında karnabahar üreterek hasada başladı. Evcan aynı zamanda 4 dekarlık serada ise marul, roka ve maydanoz gibi kışlık sebzeleri üreterek hasat ediyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin, Bahçeliköy çiftçilerinden Cihan Evcan’ın sera ve tarlalarında ziyaret ederek Evcan’ın hasat mutluluğuna ortak oldu. Cihan Evcan’a tarımsal üretime katkılarından dolayı teşekkür eden İl Müdürü Şahin burada yaptığı açıklamada; “Erzincan yaz sezonunu geride bıraktı ve kış dönemine girdi. Ama tarımsal üretim kaldığı yerden devam ediyor. Bugün Erzincan seralarında kışlık sebzeler yetiştiriliyor ve çiftçilerimiz bu işte de son derece başarılı. Erzincan olarak tarımsal anlamda sahip olduğumuz zenginliklerin farkındayız ve bunları en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Valimizin talimatlarıyla Erzincan’daki sera varlığımızı artırmak amacıyla sürekli projeler geliştiriyoruz. Gerek Bakanlığımız gerekse Valiliğimiz bu noktada Erzincan çiftçisine büyük destekler sağlıyor. Şundan eminiz ki Erzincan’daki seralar yaz döneminde salatalık, domates gibi ürünler üretirken geçiş dönemlerinde de marul, maydanoz, roka gibi kışlık sebzeleri üretiyor. Sera varlığımız arttıkça üretimimiz de artacak. Biz kışlık sebze portföyünde de sadece Erzincan’a değil çevre illere de sebze üretmenin gayreti içerisindeyiz. İnşallah yakın zamanda bunu da başaracağız” diye konuştu. Üretici Cihan Evcan ise ziyaretinden dolayı Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin’e teşekkür ederek, “bu sezon 4 dekar seramızda maydanoz, marul ve roka yetiştiriyoruz. Ayrıca açık alanda yer alan 2 tarlamızda da karnabahar yetiştiriyoruz. Sezon gayet iyi geçiyor. Ürettiğimiz sebzenin kalitesi ortadadır. Elbette önümüzdeki yıllarda daha fazla üretmek istiyoruz. Bu süreçte bizleri yalnız bırakmayan devlet yetkililerine de şükranlarımızı sunuyoruz. Erzincan olarak üretmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Bayburt Rektör Türkmen, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanı seçildi Türkiye Üniversite Sporları Federasyonunun 6. Olağan ve 8. Mali Genel Kurulu, Ankara’da gerçekleşti. Toplam 194 delegenin oy kullandığı ve iki adayın yarıştığı seçimde, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mutlu Türkmen 119 delegenin oyunu alarak Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) Başkanı olarak seçildi. Diğer aday Prof. Dr. Hürmüz Koç ise 65 oyda kaldı. Geçtiğimiz hafta Uluslararası Bocce Konfederasyonu (CBI) Başkanlığı görevine yeniden seçilen Rektör Türkmen, Türkiye Bocce, Bowling ve Dart Federasyonu (TBBDF) Başkanlığı görevinden ise kısa süre önce TÜSF Başkanlığı seçimi için ayrılmıştı. “Spor Akademisi Tecrübesinden Akademi Sporları Vizyonuna” sloganıyla seçim sürecini yürüten Rektör Türkmen, üniversiteler, spor akademileri ve ilgili kurumlar arasında etkin ve eş güdümlü bir iş birliği hedefini ortaya koydu. Seçim sonrasında yüksek teveccühleri için delegelere teşekkür eden Rektör Türkmen, spor yönetimi alanındaki deneyim ve bilgi birikimiyle üniversite sporlarına dair güçlü bir vizyon sundu. Konuşmasında üniversite sporlarının, Türkiye’nin spor odaklı gelişimindeki önemine dikkat çekerek, “Üniversitelerimizde spor kültürünü güçlendirerek, gençlerimizin fiziksel ve zihinsel gelişimini desteklemek için var gücümüzle çalışacağız. Üniversite sporlarının sadece gençlerimize değil, ülkemizin spor ekosistemine katkı sağlayacak nitelikte bir alan olarak büyümesi için kapsamlı stratejiler geliştireceğiz.” dedi. Spor yönetimi ve başarı ilkeleri Yeni dönemde üniversite sporlarına yönelik olarak geliştirdiği yönetim ilkelerinden bahseden Rektör Türkmen, şu mesajları paylaştı: “Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu olarak, sporun birleştirici gücünü, üniversitelerde öğrencilerimize ve tüm spor camiasına entegre etmek için çalışacağız. Eğitim ve sporun iç içe geçtiği bir yapıyı destekleyerek, sadece spor yapan değil, sporu bir yaşam tarzı olarak benimseyen bir gençlik inşa etmeyi hedefliyoruz. Planladığımız projeler, üniversiteler ve spor kurumları arasında köprüler kurarak koordinasyon sağlayacak. Bu süreçte uluslararası spor deneyimlerimizi, üniversitelerimizde akademik yapılarla harmanlayarak uygulamayı amaçlıyoruz. Yeni dönemde hedefimiz, Türkiye’de üniversite sporlarını daha yaygın hale getirmek ve gençlerimizin akademik başarıları kadar spor alanında da gelişimini sağlamak. Bu vizyon, akademiden spor alanına yön verecek, yenilikçi ve stratejik adımları içeriyor. Türkiye’nin spor ekosistemine katkı sağlayacak olan bu vizyonla, üniversitelerimizi spor alanında dünya çapında temsil eden bir konuma getirmeyi ve Türkiye’nin spor kültürünü uluslararası düzeyde tanıtmayı planlıyoruz. Hep birlikte, eğitim ve sporun buluştuğu noktalarda, gençlerimizi destekleyerek ülkemizi sporun her alanında güçlendireceğiz.” Bayburt Üniversitesi öncü spor merkezleri arasında yer alacak Delegelerden büyük destek alarak bu göreve seçilen Rektör Türkmen, yeni dönemde Türkiye Üniversite Sporları Federasyonunu daha ileriye taşıyacak projeler ve stratejilerle Türk sporuna katkı sunmaya hazırlanırken, üniversitemizi, tüm üniversiteleri kapsayacak spor organizasyonları için bir merkez haline getirme hedefini de paylaştı. Rektör Türkmen, “Üniversitemizin öncü bir spor ekolü olma yönündeki kayda değer başarıları ve ulusal organizasyonlardaki başarı kapasitesi, TÜSF olarak planladığımız organizasyonlara ev sahipliği açısından fırsat değeri taşıyor. Çünkü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi “Bayburt, Türkiye’dir” vizyonunu ilke kabul ediyoruz. Şehrimizi, üniversite sporlarının parlayan yıldızı haline getirerek spor turizmi altyapısında köklü gelişmelere imza atacağız.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Yedikule Hisarı’ndaki ecdat mirası Fatih Mescidi’nin ihya çalışmalarında sona gelindi Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’un fethinin ardından Yedikule Hisarı’na inşa ettirdiği Fatih Mescidi’nde sürdürülen ihya çalışmalarında sona gelindi. Fatih Belediyesi tarafından Koruma Kurulu onaylı proje doğrultusunda aslına uygun olarak ihya edilen ecdat mirası havadan görüntülendi. Fatih Sultan Mehmed komutasındaki ordunun 6 Nisan 1453 tarihinde başlayan İstanbul kuşatması, 29 Mayıs 1453’te fetihle son buldu. Fethin ardından Fatih Sultan Mehmed Han 1458-60 yılları arasında Yedikule Hisarı’nı inşa ettirdi. Aynı zamanda Sultan Fatih’in talimatıyla tarihi hisarda Altın Kapı’ya giden yolun soluna bir de Fatih Mescidi yapıldı. Dikdörtgen planlı olarak inşa edilen mescit, Ayasofya Vakfı’na bağlandı. 1905 yılına kadar ayakta kalan yapı, sonraki dönemde ise yıkıldı. Fatih Belediyesi 2020 yılında Koruma Kurulu onaylı proje doğrultusunda Yedikule Hisarı’nda restorasyon çalışmalarına başladı. Çalışmalar çerçevesinde, günümüze sadece minaresi ulaşan mescit alanında kazı çalışmaları yapıldı. Temel izleri ortaya çıkarılan tarihi mescidin ihyası için proje hazırlanarak Koruma Kurulu onayı alındı. Projeler doğrultusunda yaklaşık 1 yıl önce ihya çalışmalarına başlanan Fatih Mescidi’nin rekonstrüksiyonunda sona gelindi. Bu ayın sonunda ziyarete açılması planlanan İstanbul’un tarihi mirasına önemli bir katkı sağlayacak. Tarihi mescit, yeniden açılmasıyla birlikte ziyaretçilerine kültürel zenginliğini gözler önüne serecek. Aslına kavuşan Sultan Fatih’in emaneti mescit havadan görüntülendi. “Yapım talimatı Fatih Sultan Mehmed Han tarafından verilmiştir” Fatih Mescidi hakkında konuşan Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, “Yedikule Hisarı içinde en önemli mekanlardan birisi; Ebu-l Fetih Mescidi veya Fatih Mescidi. Yapım talimatı Fatih Sultan Mehmed Han tarafından verilmiştir. Biz geldiğimizde kalıntıları vardı. Orijinalinden kalan eser olarak bir tek minaresi bulunuyordu. Burada kazılar gerçekleştirdik. Yaptığımız her çalışma Bilim Kurulu tarafından yürütüldü. Koruma Kurulu onaylı projeler doğrultusunda yapıldı. Minare yıkılmak üzereydi. Döneminden kalan minare restore edildi. Yapı aslına uygun olarak inşa edildi. Bugün neredeyse sonuna doğru geldik. Talimatı, Fatih Sultan Mehmed tarafından verilmiş olan mescidi tekrar ihya etmiş olacağız. Birçok sıbyan mektebini, yok olmuş medreseleri ayağa kaldırıyoruz. Yok olmuş camilerimiz var, onları da ihya ediyoruz. Bu camide onlardan bir tanesi” dedi. Fatih Mescidi’nin ihya çalışmalarında sona gelindi Fatih Mescidi’nin ihya çalışmalarını anlatan Bilim Kurulu Üyesi Yüksek Mimar İhsan Sarı, “Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u fethinden yaklaşık 5 sene sonra Yedikule civarına gelerek bu kalenin inşasını başlatıyor. 1458 ile 1460 yılları arasında Yedikule Hisarı inşa ediliyor. Burada çok önemli kültürel detaylar var. Hem Bizans hem de Osmanlı döneminin detaylarını içinde saklayan bir anıt eser. Fatih Belediyesi 2020 yılında Kültür Bakanlığından burayı devraldıktan sonra hızlıca bir Bilim Kurulu oluşturuldu. Anıt eserin Bizans duvarındaki çökmeleri restore edildi. Türk İslam Eserleri Müzesi Uzmanları denetimde yapılan kazılarla 564 yaşında olan Osmanlı döşemesine ulaştık. Fatih devrinde yapılmış 160’tan fazla caminin olduğunu biliyoruz. Döşemelerin yanında bu camilerden birinin daha kalıntısına ulaştık. Kalıntının minaresi ayakta duruyordu. Hemen onu konsolide edip, koruma altına aldık. Kazıların ardından temel izleri ortaya çıktı akabinde projeler geliştirildi. Yeniden anıt eserin ihyası için ilgili proje çalışmaları akabinde çalışmalara başlandı. Bir hayırsever camiyi ihya edebileceğini söyledi. Yaklaşık 1 sene önce ihya çalışmaları başladı. Şu anda bitme aşamasında. Caminin kurşunları kaplanıyor. Caminin minaresi ve yanındaki çeşmenin arkasındaki haznenin orijinal olduğunu değerlendiriyoruz. Bugün için diyebiliriz ki; mescidin minaresi ve çeşmenin arkasındaki hazne 564 yaşında olan bir kültür varlığı. Caminin ince işçilikleri kaldı. Minarenin ve külahının kurşunu bitti. Alemi altın varaklanıyor ve yerine konulacak. Devamında caminin iç tezyinatına başlanarak yılbaşına varmadan cami bitmiş olacak” ifadelerini kullandı.
Erzincan Ekşisu Sazlığı birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor Munzur ile Keşiş Dağları arasındaki ovada yer alan ve 17 yıl önce "Ulusal öneme haiz sulak alan" ilan edilerek koruma altına alınan Erzincan’daki Ekşisu Sazlığı, dünya mirası kabul edilenlerin de yer aldığı 300’e yakın kuş türünün, Afrika ve Asya kıtaları arasındaki zorlu yolculuklarında mola noktası oluyor. Kışı Afrika’da geçirdikten sonra göç yolunda Ekşisu Sazlığına gelen yüzlerce tür göçmen kuş, zorlu yolculukları sırasında güç toplamak için sulak alanlarda dinlenme imkanı buluyor. Doğası ve bitki çeşitliliğiyle eşsiz manzaralara ev sahipliği yapan Erzincan, sonbaharın sonları kış aylarına yakın günlerde turna, yeşilbaş ördek, elmabaş, çamurcun, çıkrıkçık, sakarmeke, ak leylek, pelikan, balıkçıl, kaşıkçı, karabatak, yaban kazı, yaban ördeği ve ötücülerden oluşan yüzlerce türe ev sahipliği yapıyor. Göçmen kuşların Afrika- Asya kıtaları arasındaki binlerce kilometrelik yolculuğunun mola noktası olan Erzincan, her göç döneminde kuşlarla şenleniyor. Ekşisu Sazlığı, iklim yapısı ve bitki örtüsü çeşitliliğiyle 52 sürüngen ve memeli ile 149 kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Dünyada, nesli tehlike altında olan kuş türlerinin kuluçkaya yattığı, kışladığı ve göç sırasında konaklama alanı olarak kullandığı sazlık bölge, göçmen kuşlar için doğal bir koruma alanı oluşturuyor. Kuş türlerinin her geçen gün arttığı alanda yapılan gözlemlerde, turna gibi bazı göçmen kuşların, elverişli iklim şartları, güvenli ortamın varlığı ve beslenme kaynaklarının zenginliği dolayısıyla bölgede yerleşik yaşama geçtikleri tespit edildi. Turnalar, yeşilbaş ördek, elmabaş, ak leylek gibi birçok farklı türde kuş, bu bölgeyi üremek için kullanmakta. Alanın sazlık olması, kuşların burada korunmalarına, barınmalarına ve beslenmelerine imkan sağlamakta.
Erzincan “Yenilikçi Mahalli Hizmet İçi Eğitim Programı” Erzincan’da başladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 81 il müdürlüğü personeline yönelik “Yenilikçi Mahalli Hizmet İçi Eğitim Programı” Erzincan’da başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından 81 ilde düzenlenen "Yenilikçi Mahalli Hizmet İçi Eğitim Programı” Erzincan’da başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesinde görevli mesleki personellere yönelik 4 - 8 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan eğitim programı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Erkan Güvenç ve İl Müdürü Serdar Demirci, personellerin katılımlarıyla başladı. Eğitim programının İl Müdürlüğü ve bağlı kuruluşlardaki personelin mesleki ve kişisel gelişimlerini destekleyerek ilgili meslek elemanlarının performanslarını artıracağını ifade eden İl Müdürü Serdar Demirci, katılan tüm eğitmen ve personele teşekkürlerini iletti. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Erkan Güvenç ise, "Birlikte çok önemli bir sorumluluğu icra ediyoruz. İşte bu bakış açısıyla hizmet içi eğitim programları oluşturularak Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’ın himayelerinde 81 ilimizde “Yenilikçi Mahalli Hizmet İçi Eğitim Programı” uygulanmaya başlandı. Tüm personelimizin dönüşümlü olarak iş akışını bozmadan, çocuk, kadın, engelli ve yaşlı, aile ve toplum temalarında 4 farklı program içeriğiyle eş zamanlı olarak 5 gün boyunca 20’şer saatlik hizmet içi eğitim almalarını planlıyoruz. Taşrada bulunan siz değerli personelimizin Bakanlığımızın yanlarında olduğunu her zaman hissetmesini istiyoruz. Burada toplandığımız bu ortam, bilgi paylaşımının ve deneyimlerin aktarımının gerçekleşeceği bir alan olacak. Her birinizin farklı deneyimleri ve bakış açıları, bu eğitim sürecini zenginleştirecek. Ve sizlerin Sorularınızla, katkılarınızla ve paylaşımlarınızla bu programı daha da değerli kılacak” dedi. Hizmet içi eğitim programı üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek odalarında görevli alanında uzman eğitmenler tarafından ayrılık sürecinde çocuklara yaklaşım ve destek programı, zorlu yaşantılar karşısında psikolojik sağlamlığı artırmak, aile içi iletişim, çatışma çözme ve problem çözme teknikleri ile çocuklarda mizaç eğitimi başlıklarıyla 5 gün süresince mesleki personellere aktarılacak.