POLİTİKA - 31 Ocak 2020 Cuma 15:23

AK Parti Ankara Milletvekili Arslan, depremin ardından muhalefetin yaptığı açıklamaları eleştirdi

A
A
A
AK Parti Ankara Milletvekili Arslan, depremin ardından muhalefetin yaptığı açıklamaları eleştirdi

AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, muhalefetin depremin ardından yaptığı açıklamaları eleştirerek, “Samimi değilseniz, poz vererek rant peşindeyseniz; Elazığ’ın acısı tüm tazeliğini korurken, oradan Erzurum’a geçip kayak yapmanın vahametini dahi idrak edemezsiniz” dedi.

AK Parti Yenimahalle İlçe Danışma Meclisi toplantısına katılan Arslan, burada yaptığı konuşmada, 2020’nin ilk ayında menfi hadiselerin ön plana çıktığına dikkati çekerek, Manisa ve Ankara’da hissedilen depremlerin ardından Malatya ve Elazığ’da meydana gelen şiddetli depremlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.

Depremin ardından çadırda yaşamak zorunda kalanların zor bir süreçten geçtiğini ve birinci önceliklerinin depremzedelere el uzatmak, yaralarını sarmak olacağını vurgulayan Arslan, henüz enkazların bile kaldırılmadığı bir ortamda siyasi rant peşinde koşulmasının nahoş bir durum olduğunu, depremin ardından iktidarı yıpratmak adına türlü türlü tezviratlar yapıldığını ifade etti.

Milletvekili Arslan, “Depremzedelere yardım etmek gibi bir derdiniz varsa her şeyden önce samimi olacaksınız. Şov yapmaktan, deprem mahallinde kahkahalar eşliğinde poz vermekten uzak duracaksınız. Ama samimi değilseniz, poz vererek rant peşindeyseniz; Elazığ’ın acısı tüm tazeliğini korurken, oradan Erzurum’a geçip kayak yapmanın vahametini dahi idrak edemezsiniz” diye konuştu.

Arslan, depremin ardından muhalefetin yaptığı açıklamaları eleştirdi. Arslan,"Devletimiz ilk andan itibaren tüm şehirlere, mahallelere, köylere ivedilikle yetişti, sağlıkçısından arama kurtarma ekibine, Kızılay’ından güvenlik güçlerine kadar tüm devlet unsurları vatandaşların yanında yer aldı" dedi.

Başkalarının acizlikleri üstünden siyasi rant devşirmeye çalışmadık”

“Bizler hiçbir zaman felaketi menfaate çevirmeye, başkalarının acizlikleri üstünden siyasi rant devşirmeye çalışmadık, çalışmayız” diyen Arslan, şiarlarının samimiyetle, kalben, vicdanen bu milletin meselelerini çözmek, gelecek nesillere büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesini ziyaret ederek vatandaşların sorunlarını yerinde gördüğünü aktaran Arslan, ilgili bakanların da depremin ilk saatlerinde itibaren sahada olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanından Bakanlara kadar, devletin tüm yetkililerinin, tüm kurum ve kuruluşlarının halkın sorunlarıyla yakinen ilgilendiğini söyleyen Arslan, “Bunu Elazığ’da da somut olarak bir kez daha gördük. Bizler, bu ülkede bir kişinin ayağına diken battığında ciğeri yanan insanlarız” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin afetlere, felaketlere en hazır, sosyal yardım kanalları en iyi işleyen, sosyal politikaları en sağlam ülkelerden biri olduğunun altını çizen Arslan, “En ücra köylerde bir vatandaşımız için ambulans helikopter kaldırabilen bir devletimiz var artık. AK Parti, hamdolsun, hayal bile edilemeyenleri gerçeğe dönüştürmüş bir partidir” şeklinde konuştu.

Doğal afet, deprem, savaş ve terörün Sünni-Alevi, Kürt-Türk ayrımı yapmadığını, şu parti ya da bu parti gözetmediğini sözlerine ekleyen Arslan, AK Parti’nin siyaset anlayışı sadece felaket anında değil, millete her türlü hizmette insan odaklı" dedi.

Elazığ depreminin ardından Türkiye’nin dört bir tarafındaki vatandaşların kalplerinde aynı acıyı hissettiğini, milletin birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğini görmekten mutluluk duyduğunu aktaran Arslan, “Milletimizle ne kadar gurur duysak azdır. Doğal afetler, savaşlar, felaketler, terör tehdidi karşısında, gerçekten tek millet olduğumuzu, hem de büyük bir millet olduğumuzu gösterme konusunda son derece başarılıyız. Aynı duyarlılığı, aynı hassasiyeti normal zamanlarda da gösterebilmeliyiz” diye konuştu.

Arslan, birlikte yaşama kültürünün bu coğrafyanın kaderi olduğuna vurgu yaparak, “Hangi görüşe, hangi ideolojiye, hangi partiye gönül verirsek verelim öncelikle kalbimiz Türkiye’den yana olmalı. Birlikte yaşamayı asırlardır başarabilen, dünyaya örnek bir milletiz” değerlendirmesinde bulundu.

Milletvekili Arslan, Batılı ülkelerin sömürgeci geçmişini anımsatarak, Suriye rejiminin zulmünden kaçan mültecilere kapılarını kapatan Avrupa ülkelerini eleştirerek, “Çağdaş, güya medeni Batı, demokrasinin sadece reklamını yaparken, biz demokrasi kültürünü bizzat yaşıyor, yaşatıyoruz. Bu birikim, bu tecrübe AK Parti’nin adeta şiarı. Biz, kurulduğumuz günden beri, kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan siyaset yaptık” ifadelerini kullandı.

82 milyona hizmet etme derdinde olduklarını ifade eden Arslan, “Müşterek bir kaderimiz var bu ülkede. Hepimiz ortak bir gelecek kurmak için canla başla çalışıyoruz. Cefasını birlikte çektiğimiz gibi, sefasını da birlikte süreceğimiz bir ülke inşa ediyoruz. Demokrasi kültürü, bir arada yaşama tecrübesi bizim en büyük zenginliğimiz, gücümüz” diye konuştu.

“Suriyelilerin denize girmesini yasaklayan CHP zihniyeti, tırnaklarıyla kazıyarak bir canı enkazdan çıkaran Suriyeli Mahmud’u görünce inşallah utanmıştır” diyen Arslan, Türkiye’nin gerçeğini ve milleti anlamak için kurtarma çalışmaları sırasında UMKE görevlisi Emine Kuştepe ile enkaz altındaki depremzede Azize Çelik arasında geçen konuşmaya kulak kabartmak gerektiğini söyledi.

“İdlib’te yaşanacak insani kriz, tüm bölgeyi olumsuz etkileyecek”

Ankara Milletvekili Arslan, bölgede ve dünyada çatışmaların, istikrarsızlığın, küresel güçler arasındaki kavgaların, gittikçe arttığı bir dönemin yaşandığına işaret ederek, İdlib’te yaşanan insanı krize değindi.
Suriye rejiminin ateşkesi çiğneyerek, İdlib’te sivilleri hedef almaya devam etmesinin son derece kaygı verici olduğuna vurgu yapan Arslan, “Rusya’nın Astana ve Soçi’deki taahhütlerine sahip çıkmasını; İdlib’te sivillere yönelik saldırıların durmasını için Şam rejimi üzerindeki nüfuzunu kullanmasını temenni ediyoruz. Aksi takdirde İdlib’te yaşanacak insani kriz, tüm bölgeyi olumsuz etkileyecek, göç dalgası farklı sorunları tetikleyecektir. Bölgenin yeni trajedilere, yeni krizlere değil, tam tersine ivedi çözümlere ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.

Ortadoğu, Akdeniz ve İslam ülkelerinin istikrar, güvenlik ve huzura; halkların iradesine saygı duyan yönetimlere muhtaç vaziyette olduğunu sözlerine ekleyen Arslan, ancak Libya meselesinde olduğu gibi Batılı devletlerin emperyalist hesaplar yaparak, meşru hükümeti devirmeye kalkanlara örtülü destek verdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye için büyük bir şans olduğunu ifade eden Arslan, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımız sayesinde Türkiye, artık kurulan oyunlarda basit bir oyuncu değil, tam tersine oyun kurucu oldu. Türkiye, Tayyip Erdoğan ile küresel güçlerin peşine takılan değil, tam tersine küresel güçleri peşine takan özne haline geldi. Münhasır bölge çıkışımız, akılla, bilgiyle, hukukla ortaya koyduğumuz mücadele dünyada ses getirdi, küresel güçler ne yapacaklarını şaşırdı, adeta çaresiz kaldılar."

Neşra Durmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Salihli Devlet Hastanesi’nden göz sağlığında teknolojik hamle Bölge insanına sunduğu sağlık hizmetlerini ileri teknolojiyle buluşturmaya devam eden Salihli Devlet Hastanesi, son olarak, göz hastalıklarının teşhis ve tedavisinde devrim niteliği taşıyan Optik Koherens Tomografi (OCT) cihazını hizmete sundu. Salihli Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Gürkan Dericioğlu, OCT cihazının bölgedeki hastalar için büyük bir kolaylık sağlayacağını ifade etti. OCT cihazı ile erken tanı konulabileceğini belirten Başhekim Op. Dr. Dericioğlu "Bu cihazın hastanemize kazandırılması, göz sağlığında erken teşhis ve etkin tedaviye yönelik çok önemli bir adımdır. Artık hastalarımızın çevre il ve ilçelere gitmesine gerek kalmadan burada hızlı ve güvenilir bir hizmet almasını sağlayacağız. Teknolojiyi sağlıkla buluşturmak için çalışmalarımız devam edecek." dedi. "Göz dokularının üç boyutlu haritasını çıkarıyor" OCT cihazının kullanım alanları hakkında bilgiler veren Op. Dr. Dericioğlu, "Halk arasında Göz Tomografisi olarak bilinen OCT cihazı, radyasyon içermeyen ışık dalgalarını kullanarak göz dokularının üç boyutlu haritasını çıkarıyor. Bu cihaz sayesinde glokom (Göz Tansiyonu), Retina Hastalıkları, Diyabete Bağlı Göz Problemleri, Sarı Nokta Hastalığı, Retina Damar Tıkanıklığı Sonrasında Oluşan Makula Ödem gibi birçok rahatsızlığın tanısı kolaylıkla konulup, katarak hastalıklarının ameliyat öncesi ölçümleri yapılmaktadır" diye konuştu. "Son teknoloji ile yeniledik" Göz Hastalıkları Kliniğindeki Fako Emülsüfikasyon, Biyometri, Oküler USG ile Görme Alanı Ölçüm Cihazlarının da son teknoloji cihazlarla yenilendiğini belirten Başhekim Op. Dr. Dericioğlu, "Yeni teknolojik cihazlarımızdan Oküler USG arka segment muayenesinde, Biyometri Cihazı katarakt hastalarının ameliyat öncesi ölçümlerinde, Fako Emülsüfikasyon cihazımız ise katarakt hastalarının ameliyatlarında kullanılmaktadır" dedi.
Konya Koyunoğlu Müzesi’ndeki yazma eserler Türkiye Yazma Eserler Kurumu’na devredildi Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı arasında Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi’nde bulunan yazma eserlerin Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’ne devredilmesine ilişkin protokol imzalandı. Konya Büyükşehir Belediyesi Taş Bina’da gerçekleşen imza töreninde konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, protokol kapsamında yeni bir başlangıç yapılacağını söyledi. Başkan Altay, yazma eserlerin daha çok kişi tarafından kullanılmasını, nitelikli ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasını sağlamayı amaçladıklarını belirterek, "Rahmetli İzzet Koyunoğlu, Konya’mız ve ülkemiz adına çok önemli bir koleksiyoner. Biriktirdiklerini bugüne kadar en uygun şartlarda korumuş. İnşallah Yazma Eserler Başkanlığı’mızın tecrübesi ile çok daha güzel günler görecek bir yere emanet edilmiş oluyor. Bir taraftan da Koyunoğlu Müzesi’nin tekrar restore edilerek ya da tekrar yapılarak Konya’ya kazandırılması ile ilgili yoğun bir gayret içerisindeyiz. İnşallah İzzet Koyunoğlu’nun hatırasını ülkemizde ve Konya’mızda yaşatmaya devam edeceğiz. Yazma Eserler Başkanımız Coşkun Yılmaz’a hem bu konularda gösterdikleri hem de Konya’mız ile ilgili tüm konularda gösterdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum. Hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi. "Konya’ya ne yapsak az" Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz da ev sahipliği için Başkan Altay’a teşekkür ederek, "Konya’nın benim şahsi hayatımda çok önemli ve özel bir yeri var. Türk Tarihi’nin, İslam Tarihi’nin çok simge şehirlerinden birisi. Bu açıdan Konya adına, Konya’ya ne yapsak azdır diye düşünüyoruz" diye konuştu. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın bundan 15 sene önce yazma eserlerin en iyi şekilde korunması, muhafazası ve ihtisası anlamında değerlendirilmesi için kurulmuş bir kurum olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Bir tarihçi olarak şunu söylemek isterim ki bin, bin 500 yıllık tarihimize baktığımızda yazma eserlerin tarihini Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı’ndan önce ve sonra diye ikiye ayırıyoruz. Yazma Eserler Başkanlığı bu mirasa sahip çıkmak için kurulmuş ve 15 yıl içerisinde büyük bir başarıyla bugüne gelmiştir. Muradımız ülkemizdeki ve dünyadaki yazmalarımızı en iyi şekilde korumak. İzzet Koyunoğlu Koleksiyonu da gerçekten çok değerli ve kıymetli bir koleksiyon. Ben koleksiyonerimizi rahmetle ve şükranla anıyorum. Çok değerli eserler var. Bu eserler Türkiye Yazma Eserler Kurumu bünyesine geçmekle birlikte Konya’dan ayrılmıyor. Yine Konya’da bulunacak. Zaten protokoldeki temel şartlardan birisi bu. Sizin de hassasiyet gösterdiğiniz gibi en iyi uzmanlar tarafından bakımı, onarımı, restorasyonu ve dünya ölçeğinde hizmete açılması benimseniyor. Başkanlığımızda da bu altyapı olduğu için yine Konya’nın merkezliğinde, Konya’nın ev sahipliğinde Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’müzün himayesinde bir anlamda sizin adınıza bunu bir emanetçi olarak koruyacağız. Bunun da kültür adına çok önemli bir adım olduğunu ifade etmek istiyorum ve size de çok teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından Başkan Altay ve Yılmaz arasında Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi’nde bulunan yazma eserlerin Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’ne devredilmesine ilişkin protokol imzalandı.
Kayseri Melikgazi Antika Pazarı kapılarını açıyor Melikgazi’de antikaseverleri mutlu edecek bir etkinliğe daha imza atan Melikgazi Belediyesi, Hunat Mahallesi’nde yeni yapmış olduğu Dedeman Parkı’nda, ilçede ilk defa düzenleyeceği Antika Pazarı’nın kapılarını açıyor. Antika tutkunlarını ve hatıralarını tazelemek isteyen tüm vatandaşları Antika Günleri’ne davet eden Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Melikgazi Belediyemiz, 2025 yılında yine birçok faaliyete ev sahipliği yapacak. Şehir merkezinde yeni yapmış olduğumuz Dedeman Parkı’nın hemen yanı başında hazırladığımız alanda her ayın 3. pazar günü Antika Günleri düzenleyeceğiz. Antika eşyaların hepsinin ayrı bir hatırası, ayrı bir hikayesi var. Melikgazi’mizde inşallah yine güzel, farklı bir etkinlik olacak. Kayserili hemşehrilerimizi hatıralarla buluşturacağız. Her ayın 3. pazar günü antika severler ve koleksiyonerleri bu etkinliğimizde misafir edeceğiz. Antikacılarımız farklı dönemlere ait değerli eşyaları, ürünleri sergileyerek ziyaretçilere nostaljik bir alışveriş deneyimi sunacak. Dolayısıyla bu pazarda hemşehrilerimize antika kültürünü yaşatma fırsatı da bulacağız. Şehir merkezinde eski eşyaları toplayıp satan antikacılarımız var" ifadelerini kullandı. Palancıoğlu; "Bu güzel organizasyon hem antikacılarımıza ticari anlamda bir fırsat hem de şehrimiz için kültürel açıdan bir fırsat. Antika Günleri’ni yapacağımız yer şehir merkezinde olması hasebiyle ulaşımı çok kolay ve rahat. 16 Mart Pazar günü Dedeman Parkı’nın yanında bulunan Nazım Toker Sanat Merkezi’nin önünde sabah saat 10.00 ve akşam 17.00 arasında düzenleyeceğimiz ‘Antika Günleri’ne herkesi bekliyoruz" dedi.
Manisa El sanatları kurslarıyla yeteneklerini geliştiriyorlar Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Manisa’daki yurtlarda kalan öğrenciler, açılan el sanatları kursları sayesinde kendilerini birçok alanda geliştirme fırsatı buluyor. Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Bağlı Muradiye Kız Öğrenci Yurdu’nda düzenlenen kurslar, öğrencilerin hem sanatsal becerilerini keşfetmelerini hem de kazanç elde etmelerini sağlıyor. El sanatları kurslarına katılan öğrenciler; bayan çantası, havlu, resim tablosu, bayan kıyafeti, hediyelik eşya, ahşap boyama, takı tasarımı ve dikiş gibi birçok alanda yeteneklerini sergileyerek üretime katkı sağlıyor. Öğrenciler tarafından yapılan el emeği göz nuru ürünler, çeşitli etkinliklerde yaşlılara ve köy okullarındaki öğrencilere hediye ediliyor. Ayrıca öğrenciler, yaptıkları bazı ürünleri satarak ek gelir sağlama fırsatı buluyor. Kurslara katılan öğrenciler, burada öğrendikleri becerilerle hem meslek edinip hem de boş vakitlerini verimli bir şekilde değerlendiriyor. El sanatlarına olan ilgileri sayesinde birçok öğrenci, yeteneklerini keşfederek ileride kendi işlerini kurmayı hedefliyor. Kursiyer öğrenci Büşra Ayyıldız, "Ders saatlerimin dışında burada vakit geçirmek benim için çok keyifli. Takı tasarımı öğrendim ve bunu ticarete nasıl dönüştürebileceğimi keşfettim. Eğitimlerimiz verimli ve projeler sayesinde insanlara dokunmayı, mutluluk yaymayı öğreniyoruz. Burası sadece bir atölye değil, aynı zamanda sosyalleştiğimiz, arkadaşlarımızla vakit geçirdiğimiz bir yer. Kolektif emekle ortaya çıkan eserlerimiz bizim için çok değerli. Bitirdiğimizde gururla asıyor ve ’Bu projede benim de emeğim var’ diyebilmekten büyük mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. Öğrencilerden Fatima Üzüm ise, "Önceden dikiş bilmiyordum ama ailemde dikişle uğraşanlar vardı. Bu alana ilgim olduğu için kursa katıldım. Dikiş, sabır gerektiren bir uğraş. Dikerken sökmeyi de öğreniyoruz ve bu bize dikkatli olmayı öğretiyor. Buradaki kurs, çocukluk hayalimi gerçekleştirmeme vesile oldu. Hem keyifli vakit geçiriyoruz hem de birçok yeni şey öğreniyoruz. Sadece dikiş değil, keçeden sabun yapımı, kanaviçe, ebru, ahşap boyama, boncuk işleme ve çanta yapımı gibi farklı sanat dallarıyla da uğraşıyoruz. İleride belki de hiç duymadığımız yeni el sanatlarıyla tanışacağız ve bunlar bizim için bir gelir kapısı olabilir. Bu atölye, hem zamanımızı verimli kullanmamızı sağlıyor hem de sosyal medya bağımlılığı gibi olumsuz alışkanlıklardan uzaklaşmamıza yardımcı oluyor. Bizim için gerçekten büyük bir nimet" dedi. Öğrencilerden Gizem Aslıhan Çolak da "Burada yaptığımız el işlerini satarak gelir elde edebiliyoruz. Örneğin, tel kırma tekniğiyle çanta yaptık, ayrıca puf iplerden bereler örerek köy okullarındaki çocuklara ve yetiştirme yurtlarına hediye ediyoruz. Takı tasarımı ve filografi gibi farklı el sanatlarıyla da uğraşıyorum, yaptığım bileklikleri ve filografi çalışmalarını satarak ek gelir sağladım. Bu kurs, hem yeni şeyler öğrenmemizi sağlıyor hem de maddi açıdan katkı sunuyor" şeklinde konuştu. Dekoratif El Sanatları Öğretmeni Canan Başaran ise, "Atölyemizde gençlere fayda sağlamak amacıyla birçok çalışma yürütüyoruz. Üç yıldır hem yeni hem de unutulmaya yüz tutmuş sanatları tanıtarak güzel projelere imza attık. Keçeden takıya, ahşap boyamadan soğuk porselene kadar geniş bir yelpazede eğitim vererek sanatla dolu bir kurs dönemi geçiriyoruz" dedi. Muradiye Yurt Müdürü Mehtap Şirin de şunları söyledi: "Gençlerimizin okul dışında vakitlerini verimli değerlendirebilmeleri için yurtlarımızda çeşitli sanat kursları açtık. Örgü, ahşap boyama, filografi ve dikiş gibi el sanatlarının yanı sıra gitar ve keman gibi müzik kursları da düzenliyoruz. Amacımız, gençlerin hem hobi edinmelerini hem de ileride meslek olarak değerlendirebilecekleri beceriler kazanmalarını sağlamak."
İstanbul Bakırköy’de kentsel dönüşüm başlıyor Bakırköy için hazırlanan imar planları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden oy birliği ile geçti. Bakırköylülerinin yarısından fazlasının yaşadığı 7 mahalleyi kapsayan imar planları sayesinde, yıllardır evlerini yenilemeyi bekleyen vatandaşların binalarında dönüşümü gerçekleştirilebilecek. Maliyeti önemli oranda düşürmesi beklenen plan notlarında çatı katları da bağımsız daire olarak yapılandırılabilecek. Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, "25 yıllık hasreti bir yıllık çalışmayla bitirdik" dedi.Bakırköy Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile hazırlanan imar planları İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nden oy birliği ile geçti.İlk olarak 11 Temmuz 2024 tarihinde İBB Meclisinde onaylanan 1/5000 ölçekli Bakırköy Merkez Demiryolu Kuzeyi ve Güneyi Revizyon Nazım İmar Planının ardından, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı hazırlanarak, Bakırköy Belediye Meclisi’nde geçti. İBB Meclis gündemine taşınan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı da bugün oy birliğiyle kabul edildi."25 yıllık hasreti bir yılda bitirdik"Kabul edilen planların Bakırköylülere hayırlı olması dileklerini ileten Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, "25 yıllık hasreti bir yıllık çalışmayla bitirdik. Meclisimizde onaylanan bu imar planları sayesinde, 220 bin kişinin yaşadığı Bakırköy’ü deprem dirençli bir ilçeye dönüştürme mücadelemizde artık çok daha güçlüyüz. Bu karar depremde riskli bölgelerden biri olan Bakırköyümüzün muhtemel bir Marmara depremi öncesinde yenilenmesi açısından hayati derecede önem arz etmektedir. Bakırköylüler artık rahat bir nefes alacaktır. 1 yıl gibi kısa bir süreçte önce 1/5000’lik İmar Planlarımızı ardından bugün de 1/1000’lik İmar Planlarımızı onayladık ve bugün Bakırköylü komşularımıza kentsel dönüşümün müjdesini verdik. Bu süreçte emeği geçen, Bakırköy Belediyemiz çalışanlarına, Bakırköy Belediye Meclisimize, İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığımıza, Bayındırlık ve İmar Komisyonumuza, siz değerli meclis üyelerimize ve sürecin başından bu yana büyük destek veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.Deprem dirençli dönüşümün yolu açıldıKabul edilen imar planları sayesinde Bakırköy’ün yarısından fazlasının yaşadığı, Osmaniye, Yenimahalle Kartaltepe, Zuhuratbaba, Cevizlik, Zeytinlik ve Sakızağacı mahallelerinde dönüşüm yapılacak. Plan notlarında kentsel dönüşüm maliyetini düşürecek önemli maddeler yer aldı. Ayrık nizam adalarda dönüşümü çıkmaza sokan parsel birleşimi ve minimum alan şartı sınırlaması kaldırılırken Taban Oturumu TAKS değeri 0.25 den çıkma yapılmamak şartıyla 0.40’a çıkarıldı. Böylece bodrum ve zemin katta büyüme sağlanarak, çıkmasız depreme daha dayanıklı yapı oluşturulmasının önü açıldı.Çatı katları bağımsız daire oluyorOnaylanan imar planları önemli bir değişikliğin de yolunu açtı. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı notlarında yer alan maddelere göre, yenilenecek binalarda çatı katı olarak nitelendirilen alanlar bağımsız daire olarak iskan edilebilecek. Binlerce yurttaşı sevindiren bu plan notunun onaylanması, kentsel dönüşümü kolaylaştıracak önemli bir karar olarak nitelendiriliyor.