TEKNOLOJİ - 05 Mayıs 2021 Çarşamba 11:44

20 Years Challange akımına kapılmadan önce iki kez düşünün!

A
A
A
20 Years Challange akımına kapılmadan önce iki kez düşünün!

Tüm dünya genelinde yayılan Selfie, Ice Bucket Challenge, Kiki Dansı ve Falling Stars akımları sosyal medyayı kasıp kavururken, bu akımlar kullanıcılardan yoğun ilgi görüyor.

 Adeta bir virüs gibi yayılan bu akımlar başlangıçta eğlence amaçlı görünen masumane bir yapıya sahip.... Özellikle son günlerde 20'li yaşlara ait fotoğraflar paylaşma akımına ünlülerin de dâhil olması sosyal medyada viral bir etki oluşumuna sebep oldu. Televizyon, müzik ve sanat dünyasının önde gelen isimleri gençlik yıllarına ait fotoğrafları #20liyaslarchallenge #20yearschallenge #20yearsold #20yaş hashtagleriyle paylaşmaya başladılar. Peki bu akımlara katılmak doğru mudur? 20’li yaşlar akımına katılmak tehlikeli midir? Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık konuya açıklık getirdi.

BU AKIMLAR MASUMANE DEĞİL!

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık, “Zararsız bir eğlence gibi görünen bir şeye katılmayı veya hatta çocuklarınızın katılmasına izin vermeyi düşünmeden önce, göz önünde bulundurmanız gereken birkaç şey olabilir. Zira yapay zeka, toplu bilgi veritabanlarını toplamak için makine öğrenimi tekniklerini kullanmaktadır. İyi vakit geçirdiğiniz eğlenceyi yayınlarken, kişisel verileriniz, yani yüzünüz birçok farklı şirketin yüz tanıma yazılım programları tarafından taranıyor. Bu programlar sizi etiketliyor, bilgilerinizi inceliyor ve kişisel hesabınızda bilgi oluşturuyor. Sosyal medyada arkadaşlarınızla fotoğraf paylaşmak eğlenceli olabilir, ancak gizlilik ayarlarınızı ve bu verileri kimlerle paylaştığınızı bilmek de aynı derecede önemlidir. Zira son iki günde Türkiye’de bu akıma dâhil olan kullanıcı sayısı 30 milyonun üzerine çıkmış durumda…” dedi.

20 Years Challange akımına kapılmadan önce iki kez düşünün!

BEĞENİLME ARZUSU BAŞINIZA DERT AÇABİLİR!

Beğenilme arzusunun bağımlılık yapabileceğini dile getiren Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Kırık, “Beğeni beynimize endorfin salgılar ve bizi katılma ve daha fazlasını başarmaya yönelik bir arayışa gönderir. Bazı kişilerin sosyal medya katılımları yoluyla gördükleri olumlu ilgi, onları tekrar tekrar paylaşım yapmaya itmektedir. Aynı şekilde büyük veri, ele alınamayacak kadar büyük veya karmaşık olan veri kümelerini analiz etme, sistematik olarak bilgi çıkarma veya bunlarla başka şekilde ilgilenme yollarını ele alan bir alandır. Akımların büyük veriye hizmet ettiğini ifade edebilmek mümkündür. Örnek vermek gerekirse yaşla ilgili özellikler ve daha spesifik olarak yaş ilerlemesi (örneğin, insanlar yaşlandıkça nasıl görünecekleri) üzerine bir yüz tanıma algoritması oluşturmak istediğinizi düşünün. İdeal olarak, çok sayıda insanın resmini içeren geniş ve titiz bir veri kümesi istersiniz. Böylelikle yüz tanıma algoritması sistemlerini ciddi bir veri desteği sağlanmış olur. Böylece haz uğruna kendi elimizle kişisel verilerimizi paylaşmış oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

20 Years Challange akımına kapılmadan önce iki kez düşünün!

VERİLERİMİZ YAPAY ZEKÂ VE YÜZ TANIMA SİSTEMLERİNE HİZMET EDİYOR!

Yüz yapısı, dış hatları, cilt rengi ve yaşlanmadaki değişiklikleri daha iyi anlamak için yüz tanıma algoritmalarını geliştirmek için tüm bu verilerin çıkarılabileceğini aktaran Doç. Dr. Kırık; “Basitçe söylemek gerekirse, çoğu insan 20 yıllık bir dönemi göz önünde bulunduracaksa nasıl göründükleri konusunda önemli farklılıklar gösterir. Bu, yapay zekanın insanlarda yaş ilerlemesini daha iyi öğrenmesine yardımcı olur. Yapay zekanın çalışma şekli beynimizin çalışma şekline çok benzer. Beynimiz, bilgiyi bir alandan diğerine taşıyan sinir ağları üzerinde çalışır ve tekrarlanan veri girişi yoluyla, sonunda bilgiyi saklar ve öğreniriz. Öğrenme yeteneğinde ustalaştıktan sonra, veri parçalarını bir araya getirmeyi ve fikirler oluşturmayı ve hatta sorunlara çözümler keşfetmeyi başarırız. Yapay zekanın temel tasarımı, yapay bir sinir ağı sistemidir. Oluşturulduğunda bilgi olmadan başlar, ancak veri beslemesi gerekir. Örneğin, bir yüz tanıma programına öğrenmesi için milyonlarca yüz verilebilir. Bebeklerden yaşlılara kadar insanların görüntülerini kapsar. Buradaki temel sorun bu verilerin bir gün kötüye kullanılacağı ve kendi kişisel verilerinizin rızanız olmadan toplanacağı fikridir. Şirketler imajınızdan yararlanıyor ve katılımınız için size para bile verilmiyor.” şeklinde konuştu.

PAYLAŞIMLARLA İSTENEN HEDEFLİ REKLAMCILIK!

Yüz tanıma sistemlerinin biyometrik verilerimizi kullanarak reklamcılık adına bir faaliyet güdüldüğünün altını çizen Doç. Dr. Ali Murat Kırık; “Zaten sosyal ağlara bütün fotoğraflarınızı yüklediğinizi ve bu ağların tüm fotoğraflarınıza eriştiğinizi düşünebilirsiniz. Buradaki mesele kullanıcıların eski ve yeni fotoğraflarını yan yana paylaşmasıdır. Böylece kullanıcılar belirli bir sırayla fotoğraflarını için sosyal ağların bunları analiz etmesi çok daha kolaydır. Ayrıca, insanların nasıl göründüğünü ve nasıl yaşlandıklarını yakalamaya çalışan teknoloji için bu durum çok daha kullanışlıdır. Yani bir pazarlama aracıdır. Sonuç olarak bu yeni derlenmiş verilerle, hedefli reklamcılığa destek olunacağı açıktır. Yaşlarımız ilerledikçe, reklam mesajları bizler için birçok özelliğe göre değiştirilecek ve görsel özellikler de önemli bir kriter haline gelebilecektir. Böylece bu durum konum izleme, beğenilerimiz ve etkileşimlerimiz ile bir araya geldiğinde durumun vahameti daha iyi anlaşılmaktadır. Katılmak eğlenceli olsa da, çevrimiçi gönderdiklerinizin kişisel verileriniz için riske değdiğinden emin olunuz. Her zaman gizlilik ayarlarınızı kontrol edin ve zamanınıza ve emeğinize değecek şeylere katılımınızı sınırlayın. Çocuklarınızı da koruyun ve yayınlayabileceklerini sınırlayın. Ayrıca, herhangi bir görüntüyü göndermeden önce, fotoğraf arka planınızdaki tüm meta verileri kaldırdığınızdan emin olun. Zira yüzünüzü başkasına veriyorsanız yakın gelecekte ev adresinizi de vermenize gerek kalmayacak…” diyerek sözlerini noktaladı.

CANAN BEŞTAŞ / İHA
  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Minik şampiyon motosikletçi Ali’nin hedefi dünya şampiyonluğu İzmir’de 2 yaşından itibaren motora binmeye başlayan 6 yaşındaki Ali Tok, geçmişte motosiklet şampiyonluğu bulunan babasının izinden giderek yarışlara hazırlanmaya başladı. Katıldığı 2 Türkiye Süpermoto Şampiyonası’nda da 50 cc mini kategorisi 5-7 yaş grubunda şampiyon olan Ali’nin en büyük hedefi dünya şampiyonu olup İstiklal Marşını okutmak. İzmir’in Konak ilçesinde yaşayan 6 yaşındaki motosiklet sporcusu Ali Tok, bu sporda daha önce şampiyonluğu bulunan babasının yolundan giderek 2 yaşında motosiklete binmeye başladı. Ali’nin aynı zamanda eğitmeni olan babası Barış Tok, oğluna özel eğitimler vererek yeteneğinin gelişmesini sağladı. İlk motorunu 2 yaşındayken alan Ali Tok, 4 yaşına gelince ise ilk lisansını aldı. Minik Ali, lisansını aldıktan sonra babasının da şampiyonluk numarası olan 13 numara ile artık motosiklet yarışları için hazırlanmaya başladı. 2 sene üst üste Türkiye birincisi oldu Ali, 2023 yılında İzmir’de yapılan ve katıldığı ilk yarışı olan Türkiye Süpermoto Şampiyonası 50 cc Mini kategorisi 5-7 yaş grubunda Türkiye birincisi oldu. Ardından 2024 yılında Uşak’ta düzenlenen aynı şampiyonada, 6 yarışın tümünü kazanarak hem Türkiye birincisi oldu hem de 50 cc mini kategorisinin pist rekorunu kırdı. Minik Ali’nin en büyük hedefi ise dünya şampiyonu olup pistte İstiklal Marşı’nı okutmak. “İlk denge bisikletiyle başladı” Ali’nin motosiklet kariyerinin nasıl başladığını anlatan milli yarışçı baba Barış Tok, “Benim de Türkiye Pist, Enduro, Motokros ve Drag Şampiyonluğum var. Şimdi sıra Ali’de. Ali, bizim motosiklet yarışlarındaki başarılarımı gördü ve kendisi de motora ilgi duydu. Ali’ye 1 yaşında denge bisikleti aldım. Ayaklarıyla iterek ona binmeye başladı. 2 yaşında ise pedallı bisiklet aldım. İlk başta biraz zorlandı ama alışınca binmeye devam etti. 2 yaşında bir tane motosiklet aldık. Motora ilk başta yan tekerleklerle binmeye başladı. Daha sonra 4 yaşında lisansı çıkınca Türkiye Şampiyonası’nda yarışmaya başladı. Ali son yarışlarda üst üste kendi rekorunu kırıyor. Antrenmanlara ve yarışlara devam ediyoruz. Şimdi önümüzdeki sezona hazırlanıyoruz” ifadelerini kullandı. “Ali ‘Büyüyünce MotoGP’ye katılacağım’ diyor” Bu sporu sevdiklerini anlatan Baba Tok, kendisinin yıllarca, eşinin de bir sezon yarıştığını söyledi. Ali’nin de çok ilgili ve sevdalı bir şekilde aralarına dahil olduğunu ifade eden Tok, “Ali, bütün motor ve lastik markalarını biliyor. Bize ‘Baba büyüyünce ben de şampiyon olacağım, MotoGP’ye katılacağım’ diyor. Birlikte çok sıkı çalıştık. Ben Ali’nin hem hocası hem de mekanikeriyim. Annesi de bize yemek yaparak destek veriyor. Ali bizden sürekli olarak ilgi istiyor” açıklamalarında bulundu. “Birincilik turunu Türk bayrağıyla atıyor” Ali’nin Türkiye’yi uluslararası arenada temsil etmesini, Türk bayrağını dalgalandırmasını istediklerinin altını çizen Barış Tok, “Ali katıldığı her yarıştan sonra ‘Bayrağım nerede?’ diyor ve Türk bayrağını alıp birincilik turunu bayrağıyla atıyor. Zor bir yol ama onun için elimizden geleni yapıyoruz. Biz aileye ve çocuğa her konuda destek oluruz. Ebeveynler çocuklarını motosiklete bindirmek istemiyorlar. Fakat artık yarışlar tehlikeli değil. Çünkü trafiğe kapalı alanda, eksiksiz ekipmanlar kullanılıyor. Dolayısıyla çocukların başınıza bir şey gelmiyor. Tehlike en az seviyeye iniyor. Çocuklar ne kadar erken yaşta bu spora başlarsa o kadar yetenek kazanıyor” şeklinde konuştu. “Motora bindiği zaman adam, motordan inince küçük bir çocuk” Ali’nin çocuk olmasına rağmen motosiklete bindiğinde savaşçıya dönüştüğünü vurgulayan Tok, “Ali motosiklete bindiği zaman büyük bir adam, savaşçı. Motosikletten indiği zaman da bir çocuk. Motosiklete bindiğinde rakipleri var. Onları geçmeye çalışıyor. Çocuklar pistte rakipler, dışarı çıktıkları anda hep beraber oyun oynuyorlar” diye konuştu. Yetkililere ‘pist’ çağrısı İzmir’de antrenman yapacak alan kısıtlığından yakınan Baba Tok, İzmir yarış pistinin kapandığını aktardı. Pistin tekrar açılması temennisinde bulunan Tok, dünya şampiyonasında yarışacak gençlere bir alanın lazım olduğunu, sporun antrenmansız olmadığını ve bu sebeple yetkililerden destek beklediklerini kaydetti. Toprak Razgatlıoğlu ile yarışmak istiyor Motorun üstünde olmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirten minik şampiyon Ali Tok, “Motor sürmeyi çok seviyorum. Türkiye şampiyonuyum. Arkadaşlarımla atak yapmayı ve rakiplerimi geçmeyi seviyorum. Toprak Razgatlıoğlu’nu seviyorum. Onun gibi bir yarışçı olmak istiyorum. Onun motoru benimkinden hızlı da olsa kendisiyle yarışmak istiyorum. Onunla yarışmak bana mutluluk verir” ifadelerine yer verdi. En büyük hedefi dünya şampiyonu olup İstiklal Marşı’nı okutmak Aynı zamanda büyüyüp Türkiye ve dünya şampiyonu olmak istediğini vurgulayan minik Ali, dünya şampiyonluğunu elde ettikten sonra ise pistte İstiklal Marşı’nı okutmayı hedeflediğini aktardı.