YEREL HABERLER - 20 Mart 2012 Salı 13:19

GÜMÜŞHANE PROTOKOLÜ MUHTARLARLA TOPLANDI

A
A
A
GÜMÜŞHANE PROTOKOLÜ MUHTARLARLA TOPLANDI

Gümüşhane Valisi Dr. Yusuf Mayda, sorunların yerinde tespit edilip çözüm üretileceğini söyledi.
Gümüşhane Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği tarafından organize edilen toplantıda Vali Mayda ve protokol üyeleri muhtarlarla buluştu.
Doyum Yemek Salonunda düzenlenen toplantıya İl Jandarma Komutanı Albay Şerafettin Yılmaz, Belediye Başkan Yardımcısı Bilal Özdener, Vali Yardımcıları Armağan Önal, Cahit Karatepe, Emniyet Müdürü Hüseyin Ümit Yüksel, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan, Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay, kamu kurum müdürleri, özel idare birim müdürleri katılırken, muhtarlar sorunlarını birinci ağızdan yetkililere iletti.
“MUHTARLAR BİZİM ELİMİZ, KOLUMUZ”
Burada bir konuşma yapan Vali Mayda, ‘Muhtarlarımız bizim elimiz kolumuz’ dedi. Muhtarların, seçimle geldiklerini ve kamu görevlisi statüsünde olduklarını ifade eden Vali Mayda, “Bizler gibi bulundukları yerlerin mülki amirleri durumundalar. Dolayısı ile gerek kanunlardan gerekse geleneklerden kaynaklanan görev ve sorumlukları var. Biz o görevleri yerine getirirken muhtarlarımıza her türlü desteği sağlıyoruz. Vali Yardımcımız Cahit Karatepe, Köylere Hizmet Götürme Birliği adına köyleri çok hızlı bir şekilde gezdi ve sorunları yerinde tespit etti. Önümüzdeki günlerde ilgili daire müdürlerimizle birlikte bizde köylerimizi grup grup gezeceğiz. Hem sohbet olacak hem de sorunları yerinde tespit edip çözüm üreteceğiz.” dedi.
Köy Kanununun hazırlanması noktasında Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün çeşitli çalıştaylar yaptığını ve muhtarlardan da görüş aldığını dile getiren Mayda, “Muhtarlarımız bir araya gelerek köy kanunu ile ilgili kanaat ve düşüncelerini bir liste haline getirirlerse Vali imzası ile Bakanlığa göndeririz. Mutlak suretle bu da dikkate alınır.” diye konuştu.
Vali Mayda, gerek kamu kuruluşlarının, gerek muhtarların ve gerekse sivil toplum örgütlerinin koordineli çalışmak sureti ile kamu hizmetlerini etkin ve zamanında gerçekleştirme yolunda gayret göstermeleri gerektiğinin altını çizdi.
“TURİZME BU YIL DAHA ÇOK AĞIRLIK VERECEĞİZ”
Konuşmasının ardından muhtarlardan gelen soruları cevaplandıran Vali Mayda, oldukça çetin geçen kış aylarında ciddi bir sorun yaşanmadan, köy yollarının hepsinin zamanında açıldığını belirterek, karla mücadelede gösterdikleri başarı için İl Özel İdaresi ekiplerine teşekkür etti. Vali Mayda, yatırım döneminin bahar aylarıyla birlikte yeniden başlayacağını ifade ederek, şöyle konuştu: “Hem hizmetlerimizin planlanması hem de gerçekleştirilmesi sağlanacak. Eldeki imkanları göz önünde tutacağız. Merkezi imkanlardan Özel İdaremize gelen kaynakları olabildiğince etkili bir şekilde kullanacağız. Bu yıl turizme biraz daha fazla ağırlık vereceğiz. Turizm Gümüşhane açısından önemli. Sanayileşme çok gerçekleşmediği için turizm sektörünü etkili bir şekilde bu işin içine katacağız.”
Gümüşhane İl Jandarma Komutanı Albay Şerafettin Yılmaz da konuşmasında, teröre karşı Gümüşhane’nin hassas bir bölge olduğunu belirterek, Gümüşhane’de güvenlik sorununun olmadığını fakat vatandaşların ve köy muhtarların özellikle şüphe halinde mutlaka kendilerine veya emniyet birimlerine ulaşmalarını istedi.
156 HATTINI CEPTEN ARA, YERİN BELLİ OLSUN
Yılmaz, konuşmasında geçtiğimiz aylarda Sarıçiçek köyünde vatandaşların dağda mahsur kalmasının ardından 156 Jandarma İmdat hattını cep telefonundan arayarak, ‘Acil Konum Belirleme’ sistemi sayesinde bulundukları koordinatın tespit edildiğini de hatırlatarak, vatandaşların bu tür durumlarda yerlerinin tespiti için mutlaka cep telefonlarından 156’yı aramalarını istedi.
Bu sırada söz alan Yağlıdere Muhtarı Gürbüz Demir, kış mevsiminin ağır geçtiği Gümüşhane’de köylerde en ücra köşelere kadar yolları açan ve karla mücadele yapan İl Özel İdaresi ekiplerine teşekkür etti. Demir, kurumların eleştirilirken insaf ölçülerini aşmadan, kurumun imkanlarını da göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Muhtarlar Derneği Başkanı Ekrem Sebat Turan ise konuşmasında Gümüşhane merkez ilçeye bağlı köy ve mahalle muhtarlarından 107’sinin üyeleri olduğunu söyledi. Yemeğin Şehit ve Gaziler Derneği Başkanı Cahit Erdoğan tarafından finanse edildiğini, organizasyonunu da kendilerinin yaptığını ifade eden Turan, muhtarların taleplerini başlıklar halinde dillendirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Misk kedisinin midesinde fermante olan ve titizlikle hazırlanan kahvenin tozu bile ziyan edilmiyor Misk kedisinin midesinde fermante olan dünyanın en pahalı kahvesi ‘Kopi Luwak’ı Sakarya’ya getiren işletmeci, bu kahveyi 3 metrekarelik dükkanında fincanı 480 liradan satıyor. Kilosu bin dolara satılan ve titizlikle tüketime hazırlanan bu kahvenin bir toz taneciği bile ziyan edilmiyor. Endonezya’da kahve meyvesini yiyen misk kedisinin sindirim sisteminden geçen ve dışkı yoluyla çıkan Kopi Luwak (Luwak kahvesi) dünyanın en pahalı kahvesi haline geldi. Luwak kahvesi, daha az kafein içeriğiyle de geleneksel kahvelere göre zengin aroması ile daha yumuşak bir içim sunuyor. Kilosu bin Dolar’a satılan kahveyi Sakarya’ya getiren işletmeci Murat Bilgin, Adapazarı ilçesindeki 3 metrekarelik dükkanında bu kahvenin fincanını 480 liradan satışa sundu. Türkiye üzerinde nadir bulunan ve titizlikle tüketime hazırlanan kahvenin bir toz taneciği bile ziyan edilmiyor. “Kar gözetmeksizin fincanını 480 TL gibi bir fiyata sunuyoruz” Tarihi Uzun Çarşı’da bulunan Tarihi Orta Camii altında 3 metrekarelik dükkanda dünyanın en pahalı kahvesini müşterilere sunan Murat Bilgin, “Türkiye’de nadir bulunmasının sebeplerinden bir tanesi çok pahalı ve nadir üretilen kahve olması. Endonezya’nın Açe bölgesinde üretilen bir kahve. Misk kedisinin sindirim sisteminde fermante olan bir kahve türü. ‘Kopi Luwak’ olarak biliniyor, kopi Endonezya dilinde kahve demek. Türkiye’de çok az bulunuyor, kilosu bin Dolar’a kadar çıkan bir kahve. Vatandaşların bu kahveyi deneyimleyebilmesi için çok kar gözetmeden fincanını 480 TL gibi bir fiyata sunuyoruz. Kahveyi el değirmeninde çekiyoruz, masada demliyoruz hatta istedikleri zaman misafirlerimiz ile birlikte demliyoruz. Kültür alış-verişi ve tat deneyimi yaşatmak istiyoruz” dedi. “Tamamen doğal hayatın içerisinde üretileni tercih ediyoruz” Tamamen doğal hayatın içerisinde üretilen kahveyi tercih ederek sertifikasyon sürecine de dikkat ettiklerini aktaran Bilgin, “Kahvenin üretim aşaması çok meşakkatli. Biz kahveyi satın alırken doğal hayatta yaşayan kedilerden elde edileni aldık ve sertifikasyona bu konuda dikkat ediyoruz. Kafeste beslenen hayvanların değil tamamen doğal hayatın içerisinde üretileni tercih ediyoruz. Kahve, misk kedisinin beslenme unsurlarından birisi. En iyi kahve kirazlarını seçiyor ve yiyor. Bu yediği kirazlar kedinin midesindeki enzimler ile biraz daha yumuşuyor ve sindiremediği çekirdekler, dışkılama ile birlikte dışarıya çıkmış oluyor. Oranın halkı bunu topluyor, temizliyor ve sonrasında kahvenin dışındaki zardan içerisindeki çekirdekleri ayıklıyorlar. Bunun ardından tekrar yıkama işlemi gerçekleştiriliyor. Bu sebeplerden dolayı üretim de kısıtlı oluyor, çünkü ağaçtan toplanan bir ürün değil. Yeşil çekirdek olarak alıyoruz, özel olarak kavruluyor. Kavrulan kahveleri de burada el değirmeni ile öğütüyoruz. V60 denen bir demleme ekipmanı ile filtre kağıdı içerisinde süzerek demliyoruz. Diğer kahvelerden biraz asit oranı biraz daha yüksek olduğu için demlerken gramajını da biraz daha az kullanıyoruz. Aslında bu durum kahveyi deneyimlemek isteyen kişinin de maaliyetini aşağıya indirmiş oluyor” şeklinde konuştu. “Ulaşılması oldukça güç” Sakarya’nın tarihi çarşısına renk katıp, bir cazibe oluşturabilmek amacı ile kahveyi satışa sunduğunu söyleyen Bilgin, “Kahve bütün dünyada çok değerli ve yaygın tüketilen bir içecek türü. Diğer kahvelerin kilogram fiyatları 10-20 Dolar arasında değişirken bunun bin Dolarlık bir fiyatı var. Oldukça yüksek bir fiyat tabi bu kahveyi alıp evde deneyimlemek biraz zor. O yüzden biz işletme olarak çokta kar gözetmeksizin sırf kahve kültürüne bir katkımız olsun ve Sakarya’nın tarihi çarşısına renk katıp, cazibe oluşturalım diye uygun fiyatta sunuyoruz. Sakarya’ya gelen misafirlerimizi de bekleriz. 1750’lerde yapılmış tarihi bir caminin altında 3 metrekarelik bir dükkanımda bu hizmeti sunuyorum. Bildiğim kadarı ile Sakarya’da bu kahve başka bir yerde yok. Türkiye genelinde de iki elin parmak sayısını geçmeyecek kadar yerde bulunuyor bu kahve, ulaşılması oldukça güç” ifadelerini kullandı.
Mersin Yerel yönetimlerde ’iş sağlığı ve güvenliği’ çalıştayda masaya yatırıldı Mersin Büyükşehir Belediyesi, ’Yerel Yönetimlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Çalıştayı’ gerçekleştirdi. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen çalıştayda, sahada yaşanılan sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu. Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Şube Müdürlüğünce çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak, iş kazası sayılarını düşürmek, meslek hastalıklarını önlemek, çalışma ortamlarını iyileştirerek daha güvenli ve sağlıklı hale getirilmesinde rehberlik ve koordinasyonu sağlamak amacıyla ’Yerel Yönetimlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştaya, Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketleri, MESKİ, Akdeniz, Mezitli, Toroslar, Yenişehir, Aydıncık, Bozyazı, Erdemli, Gülnar, Mut ve Tarsus ilçe belediyelerinin yanı sıra TSE Mersin İthalat Müdürlüğü’nden denetçiler katıldı. "İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını önemsiyoruz" Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Serdal Gökayaz, bu sene ilkini gerçekleştirdikleri çalıştayı farklı alanlara da taşımak istediklerini belirtti. Gökayaz, "Yerel yönetimler olarak yol asfalt çalışmalarından park bahçelere, sosyal hizmetlerden tarımsal faaliyetlere kadar birçok alanla ilgileniyoruz. Doğal olarak bu kadar çeşitli alanlarda ve çeşitli konularda çalışıyor olmak birtakım riskleri de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla yerel yönetimler olarak bu riskleri en iyi şekilde yönetebilmek ve bir taraftan da bertaraf edebilmek için iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının büyük bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını önemsiyoruz" dedi. Önümüzdeki yıllarda çalıştay kapsamını daha da genişletmek istediklerini ifade eden Gökayaz, yerel yönetimler arasında ortak bir kültür oluşturmak istediklerini kaydetti. "Sorun ve sıkıntıların çözümü noktasında ortak bir paydada birleştik" Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Hülya Atila da 11 ilçe belediyesinin katılımı ile gerçekleştirdikleri çalıştaydan çok önemli ve değerli sonuçlar çıktığını vurguladı. Atila, "Herkesin sonuna kadar katkılarını ve görüşlerini sunduğu bir çalıştay gerçekleştirdik. Bu anlamda ilçe belediyelerinin sorunlarını dinledik. Mersin Büyükşehir Belediyesi tüm şeffaflığıyla yerel yönetimlerde yaşanan sıkıntıları ve sorunları masaya koydu. İlçe belediyelerimiz de yaşadıkları tüm sıkıntı ve sorunları açık ve şeffaf bir şekilde ortaya koydular. Büyükşehir Belediyesi olarak bu sorun ve sıkıntıların çözümü noktasında ortak bir paydada birleştik" diye konuştu. Bir sonraki çalıştay konusunu da şimdiden belirlediklerine işaret eden Atila, "İlçe belediyeleri hem eğitim anlamında hem iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması ve risk analizlerinin yapılması anlamında bizden yardım talep etti. Biz de seve seve bu konularda birlikte çalışacağımızı ilettik. İş sağlığı ve güvenliğinde çalışanların bu kültürü benimsemesi ve üst yönetimin sahiplenmesi en önemli faktörler. Büyükşehir Belediyesi olarak ISO 45001 belgesi ile çalışan bir belediyeyiz. Tüm çalışanlarımıza da bu kültürümüzü iletmeye çalışıyoruz" dedi.
Erzurum ETÜ’de kadına yönelik şiddete dikkat çekildi Erzurum Teknik Üniversitesi’nde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadına Yönelik Şiddet Semineri düzenlendi. ETÜ Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EKAUM) tarafından “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” etkinlikleri kapsamında düzenlenen seminere Rektör Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Fatih Yetim, Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, Prof. Dr. Naim Ürkmez, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Akbulut, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Birol Soysal, ve çok sayıda erkek akademisyen ile öğrenci katıldı. Kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık oluşturmak ve sorumluluk bilincini geliştirmek amacıyla Prof. Dr. Muammer Yaylalı Konferans Salonu’nda düzenlenen seminerin açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Rektör Çakmak, Kadına yönelik şiddetin toplumsal sorunların bir yansıması olduğuna dikkat çekerek: “Ülkemizde kadın cinayetleri, acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Her yıl yüzlerce kadın, yakınları tarafından, çoğu zaman da en sevdikleri ya da güvendikleri kişilerce hayattan koparılıyor. Bu cinayetlerin her biri, yalnızca bireylerin yaşam hakkına yapılan bir saldırı değil, aynı zamanda toplumun vicdanına, adalet duygusuna ve ortak değerlerine yapılan bir ihlaldir. Kadın cinayetlerini durdurmak için her düzeyde kararlı bir duruş sergilemek zorundayız. Bu cinayetlerin arkasında yatan nedenler arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ayrımcı tutumlar, ekonomik bağımlılık ve şiddeti teşvik eden kültürel normlar yer almaktadır. Ancak şunu unutmamalıyız ki, bu yapılar insan eliyle inşa edilmiştir ve yine insan eliyle dönüştürülebilir. Bu noktada, özellikle erkeklere düşen role dikkat çekmek istiyorum. Kadına yönelik şiddetle mücadele, yalnızca kadınların omuzlarında taşınamayacak kadar büyük bir meseledir. Erkekler, bu mücadelenin sadece destekçileri değil, aynı zamanda aktif öznesi olmalıdır. Şiddeti besleyen toplumsal normlara, kalıplaşmış rollere ve ayrımcı tutumlara karşı ses yükseltmek, her bireyin sorumluluğudur. Erkeklerin gerek bireysel gerek toplumsal düzeyde çözümün bir parçası olmayı seçmesi bu dönüşüm için hayati önemdedir. Bu vesileyle toplumda eşitlik, adalet ve insan onurunun tam anlamıyla sağlandığı bir gelecek için hep birlikte çalışacağımıza olan inancımı bir kez daha vurgulamak istiyorum” diye konuştu. Rektör Çakmak’ın konuşmasının ardından başlayan seminerde Toplumsal Katkı ve Eşitlik Politikaları Koordinatörü Doç. Dr. Burak Başkan, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda dinleyenlere bilgi verirken Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğretim elemanlarından Arş. Gör. Adem Kantar ise şiddet, şiddetin türleri ve kırılgan erkeklik sendromundan bahsetti. İlgiyle takip edilen seminer EKAUM Müdürü Doç. Dr. Bahtinur Möngü’nün konuşmacılara teşekkür belgesi takdim etmesi ile sona erdi.