SAĞLIK - 12 Eylül 2024 Perşembe 09:46

SANKO Sanat Galerisinde karma sergi

A
A
A
SANKO Sanat Galerisinde karma sergi

Ressam Aysel Kul’un “Zamansız Anlar” ve Senem Çınarbaş’ın “Bir Avuç Ses” temalı sergileri SANKO Sanat Galerisi’nde 13 Eylül 2024 Cuma günü sanatseverlerle buluşacak.


Aysel Kul, tual üzerine yağı boya tekniğiyle yaptığı 16 eserinin sergide yer alacağını belirterek, “Bu sergi farklı ruh halleri ve yaşanmışlıkları yansıtan portrelerden oluşuyor. Yaptığım portreler, geçmiş, an ve gelecekteki varoluşlarını aynı anda hissettiriyor ve bize deneyimlerin evrenselliğini anlatıyor” dedi.


Senem Çınarbaş ise atık kauçuk malzemelerle çalıştığını ifade ederek hayata, topluma ve kadına dair söylemek istediklerini "Bir avuç ses" adlı sergide yer alan 13 eseriyle dile getirdiğini söyledi.


Aysel Kul’un “Zamansız Anlar” ve Senem Çınarbaş’ın “Bir Avuç Ses” temalı sergileri, SANKO Park AVM üçüncü katta bulunan SANKO Sanat Galerisi’nde 13 Eylül 2024 Cuma günü saat 18.00’de açılacak.


Trabzon doğumlu sanatçı, Marmara Üniversitesi İktisat Bölümünden mezun olduktan sonra uzun süre kendi alanında çalıştı. İlkokul yıllarında başlayan sanata olan ilgi ve sevgisi ağır basarak başarılı yöneticilik kariyerinden vazgeçti.


Başta Doç. Dr. Letafet Mehmedova olmak üzere, Prof. Fuat Acaroğlu ve Ebulfeyz Ferecoğlu gibi farklı sanat görüşlerine sahip eğitimcilerle birlikte çalışarak resim çalışmalarına yön verdi. Avrupa ve Amerika’da sanat müzelerinde araştırma ve incelemelerde bulundu. Aysel Kul, 2012-2024 döneminde üç kişisel sergi açtı, 21 karma sergi ve sanat fuarı ile bir whorkshopa katıldı.


Sanat tarihi araştırmacısı, sanat yazarı ve eleştirmeni Serkan Azeri’nin, “Aysel Kul, insan merkezli ve mistik içerikli resimlerindeki farklı arayışlarından sonra odaklandığı portreler serisinde geçmiş tecrübelerinden getirdiği insan psikolojisine dair yaklaşımını, farklı zaman süreçleri ve bakış açılarını iç içe geçirerek sentezlediği yeni üretimiyle daha modern bir ifade biçimine ulaştırmaktadır” diye tanımladığı sanatçı, çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdürmektedir.


Aydın Söke doğumlu sanatçı, 1997 yılında Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama bölümünden mezun oldu. 2018 yılında emekli olana kadar Emniyet Teşkilatında yönetici olarak birçok farklı pozisyonda görev aldı.


Çalışma hayatı boyunca sanatsal çalışmalarını ötelemek zorunda kalan sanatçı 2018 yılından itibaren kauçuk sanayiden elde ettiği dönüşüm malzemelerini kullanarak tasarım çalışmalarına başladı.


Sanatçı, katı atıkların oluşturduğu çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla Karadağ Grup Kauçuk Plastik San. Tic. Ltd. Şti ile iş birliği içinde çalışmalarına Ankara’da devam etmektedir.


GESAM üyeliğinin yanı sıra Bir Grup İnsan Sanat Platformu (BGİ) ve BRHD üyesi olup ulusal ve uluslararası karma sergilerde yer almıştır.


Çocukluk ve gençlik yılları Ankara, Elazığ ve Tekirdağ’da geçen sanatçı, daha sonra Erzurum ve İzmir’de yaşadı.


“Yaşadığım şehirlerde, insan ve doğaya ait farklılığın ve çeşitliliğinin güzelliklerini gördüm. Bir şehrin kokusu varsa sende ıhlamur, hanımeli, kekik ya da manolya ya da deniz koktuysa ruhuna, kokusuyla birlikte bir renk olduysa zihninde, mesela mavi rüzgarı dokunduysa tenine, sevdan ile birlikte yazıldıysa düşüncelerine, vay haline. Sadece olayların yaşandığı mekan değildir artık orası, hikayenin ana karakteri olmuştur sinsice. Fark ettiğimizde çok geçtir artık memleket yer etmiştir içimize” diyor.


Sanatçı, kişisel yolculuğunda söylemek istediklerini, toplumsal cinsiyet eşitliği başta olmak üzere, yaşadığı coğrafyayla ilgili dert edindiklerini eserleriyle dile getirmektedir.



SANKO Sanat Galerisinde karma sergi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Doğal gaz firmasından Palu’daki olaya ilişkin açıklama Doğal gaz Şirketi, Elazığ’ın Palu ilçesinde meydana gelen olaya ilişkin yaptığı açıklamada, “İlk incelemeler sonucunda, tarafımıza bilgi verilmeden yapılan tadilatla balkonun kapatıldığı ve açık alanda bulunması gereken doğal gaz kombi bacasının yaşam alanı içerisinde bırakıldığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verdi. Doğal gaz şirketi, Palu’da meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği karbonmonoksit zehirlenmesine ilişkin açıklama yaptı. Şirketten yapılan açıklamada, "21 Eylül 2024 Cumartesi günü Elazığ’ın Palu ilçesine bağlı Çarşı Mahallesi’ndeki iki katlı bir evde gerçekleşen, muhtelif mecralarda ’Elazığ’da doğal gaz zehirlenmesi’ başlığıyla yer alan ve adli soruşturma sürecinin henüz devam ettiği olayda, karbonmonoksit sızıntısı sonucunda aynı aileden iki kişinin tedavi altına alındığını ve bir vatandaşımızın ise yaşamını yitirdiğini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Yaşanan olaya yönelik olarak yapılan ihbar sonucu acil müdahale ekiplerimiz meskene çok kısa sürede intikal etmiştir. İlk incelemeler sonucunda, tarafımıza bilgi verilmeden yapılan tadilatla balkonun kapatıldığı ve açık alanda bulunması gereken doğal gaz kombi bacasının yaşam alanı içerisinde bırakıldığı tespit edilmiştir. Hepimizi derinden sarsan bu üzücü olay vesilesiyle, istenmeyen durumlarla karşılaşmamak ve güvenlik riski oluşmasını önlemek için dağıtım şirketinin onayı ve bilgisi dışında doğal gaz kullanımının yapılmamasını, tesisata ve cihazlara sertifikasız ve ehil olmayan kişilerce müdahale edilmemesini, yapılacak her türlü müdahalede ise dağıtım şirketine mutlaka bilgi verilmesinin önemli olduğunu büyük bir hassasiyetle hatırlatırız. Böylesine üzücü bir olayın tekrarının yaşanmamasını temenni eder, hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileriz” denildi.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’ın duygusal anları: Ağabeyinin yaptıracağı merkezin temel atma töreninde gözyaşlarını tutamadı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, ağabeyi tarafından yaptırılacak olan Alzheimer merkezinin temel atma töreninde duygusal anlar yaşayarak gözyaşı döktü. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’ın ağabeyi Ramazan Büyükkılıç tarafından yaptırılacak olan Ramazan Büyükkılıç ve Kızları Alzheimer Gündüz Bakım Evi’nin temeli atıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bir konuşma yapan emekli öğretmen Ramazan Büyükkılıç, eşinin de 12 yıldır Alzheimer tedavisi gördüğünü söyleyerek; "Bugün hayırlı bir iş toplanmış bulunuyoruz. Bu hayırlı işin bir serüveni var. Benim eşim 12 yıldır Alzheimer hastası. Başkana “Kayseri’mizde hastane var, okul var, üniversite var, engelsiz yaşam merkezi var ama neden bir Alzheimer merkezi yok” dedim. Buna hemhal olmak istedim. Başkanda arsayı buldu ve projeyi hazırladı. Gereği olan bağışı da ben yaptım. Bu tesis için gerekli bağış bedelini ben yalnız kazanmadım. Sevgili eşim ve kızlarım en büyük desteğim oldu" dedi. Başkan Büyükkılıç gözyaşlarını tutamadı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç da, belediyenin sağlık alanında yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Büyükkılıç, "Bir hayra vesile olmak, samimi olmak, dava adamı olmak, gerçek manada ’insanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesi ile yol almak önemlidir. Bizim siyasi kaygımız ve belediyecilik anlayışımız bu. O açıdan biz diyoruz ki belediyecilik bizim işimiz. Belediyecilik felsefe olarak bizim kaygımız. Bizim olmazsa olmazımız. Her alanda olduğu gibi bu alanda da Mevlam mahcup etmesin diyorum. Proje boyutundan bu aşamaya kadar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Değerli büyüğüm ağabeyimi bir kez daha ellerinden öpüyorum" diyerek konuşmasını tamamlarken duygulanarak gözyaşı döktü. Konuşmasının tamamlayan Büyükkılıç, açılışta bulunan ağabeyinin yanına giderek elini öptü. "Hayat her zaman planladığımız gibi de gitmiyor" TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar da, "Hayatın doğal akışı her zaman devam etmiyor. Hayat her zaman planladığımız gibi de gitmiyor. Bir taraftan depremler, bir taraftan sel, bir taraftan yangınlar, bir taraftan da hastalık. Bir taraftan da Netanyahu çetesi gibi insanların başına musibet olan alçaklarla toplum karşılaşıyor. Bu durumlara karşı tedbirli olabilmek bakımından biz bir taraftan eğitim ve öğretim ile insanları yetiştirirken diğer taraftan da burada devlet olarak millet olarak mutlaka bunlara karşı tedbir almamız lazım. Bunlardan bir tanesi hastalı konusunda sağlık hizmetleri. Bazı problemlerimiz var. Bu nedenle devlet her tarafa yetişemiyor. Dün de böyleydi, bugün de böyle. Zaten bizim vakıflar medeniyeti olmamızın da temelinde yatan şey hayırseverlik duygusu. Geçmiş tarihimizde de her şey devlet tarafından yapılmadı. Milletimizin içinde hali vakti yerinde olanlar bunları gerçekleştirdi. Kayseri’de de bunun çok örneğini görüyoruz" diye konuştu. Alzheimer merkezinin temeli edilen duanın ardından atıldı.
Burdur Dünya Temizlik Günü’nde kuraklıkla boğuşan Burdur Gölü etrafında çöp topladılar Dünya Temizlik Günü’nde hem çevre temizliğine hem de kuraklıkla boğuşan Burdur Gölü’ne dikkat çekmek isteyen gönüllüler göl kenarında çöp topladı. Yaşanan iklim değişikliği ve doğaya atılan çöpler nedeniyle hem kuraklık hem de kirlilikle boğuşan Burdur Gölü kenarında Let’s Do It! Türkiye öncülüğünde Dünya Temizlik Günü çerçevesinde Yeşilay ve TEMA Vakfı üyeleri, Burdur Belediyesi ile Burdur Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, gönüllüler ve çocuklar tarafından çöp toplama etkinliği düzenlendi. Burdur Gölü Halk Plajı’nda toplanan gönüllüler kuraklık nedeniyle gölün çekilen alanlarında cam şişe, izmarit ve plastik atıklarından oluşan toplam 40 torba çöp topladılar. Tema Vakfı gönüllülerinden olan Sebahat Gümüş, “Göle daha önce küçüklüğümüzde gelirdik. Çadırlar kurulurdu. Tuzlu, güzel bir göldü. Yavaş yavaş kurumaya başladı. Barajların göle akmaması, yağmurların az yağması nedeniyle göl kurudu ve bu da bizi çok üzdü. Burdur’da irili ufaklı 14 tane göl vardı. Bunların hepsi yavaş yavaş kurudu. Şimdi sadece Salda Gölü gözüküyor bir de Burdur Gölümüz var o da gitmek üzere. Çok üzülüyoruz. Temizlik için geldik. Daha çok cam şişe sigara izmaritleri var. Vatandaşlar izmaritlerini atmasınlar. Vatandaşlar bilinçli olmalı. En güzel yerlerimizi kirletiyorlar. Gölü kurtarmak bizim elimizde ama ne yazık ki olmuyor” dedi. "Burdur Gölü’nü kirletmeyin" Çöp toplama etkinliğine katılan ve göl kenarına çöp atanlara "Burdur Gölü’nü kirletmeyin" mesajını gönderen 10 yaşındaki Eymen Zeybek ise bu etkinlikte çöpleri, tütün maddelerini ve doğaya atılan diğer başka maddeleri topladığını belirtirken, "Bence çöpler doğaya atmak yerine çöp veya geri dönüşüm konteynerlerine atılmalı. Burdur Gölü’nü kirletmeyin" ifadelerini kullandı. Let’s Do It! Türkiye Burdur İl Temsilcisi Mustafa Beydilli ise etkinlik hakkında yaptığı açıklamada, "Bugün burada gönüllülerimizle birlikte Dünya Temizlik Günü kapsamında etkinliğimizi gerçekleştirdik. Bu etkinlik sadece Burdur’da değil hem ulusal da hem de uluslararası çapta 91 ülkede, ülkemizde de 81 ilimizde yapılan bir etkinlik. Bugün Burdur Gölü çevresini, plajını gönüllülerimizle birlikte çeşitli sivil toplum kuruluşları paydaşlığında temizledik. Yaklaşık 40 çöp poşeti dolusu topladık sanırım. Özellikle insanların ziyaret ettiği kültürel ve doğal mirasları koruma konusunda bilinç kazanması yönünde eğitilmesi gerekiyor. Bunlar bizim ortak değerlerimiz ve ortak mirasımız olduğu için de hep birlikte korumamız gerektiğini düşünüyoruz. Bazı kaynaklar geri yerine getirilemeyecek kadar değerli olduğu için bunları korumaya özen göstermemiz lazım" şeklinde konuştu. Etkinlik sonunda toplanan çöpler geri dönüşüm kamyonuna yüklenirken bir yamaç paraşütü sporcusu etkinliğe dikkat çekmek için Burdur Gölü kenarına paraşütle iniş yaptı.
Malatya Malatya Şeker Fabrikası’nda hedef 55 bin ton şeker üretimi Bölgedeki 7 ilden pancar alımına başlayan Malatya Şeker Fabrikası’nda bu dönem 420 bin ton pancar işlenerek 55 bin ton şeker üretilmesi hedefleniyor. Malatya Şeker Fabrikası Müdürü Mustafa Kunter, bu yıl 4 Eylül’de başlayan pancar alım kampanyasıyla 7 ilden pancar aldıklarını belirterek, "İlk alımlara Maraş bölgesinden başladık. Hedefimiz 420 bin ton pancar işleyerek yaklaşık 55 bin ton şeker üretmek. Ayrıca, 17 bin ton melas ve 126 bin ton küspe elde etmeyi planlıyoruz" dedi. Malatya Şeker Fabrikası’nda günlük 3 bin 800 ton pancar işleme kapasiteleri olduğunu belirten Fabrika Müdür Kunter, kampanyayı Aralık ayının son haftasında tamamlamayı öngördüklerini ifade etti. Malatya, Sivas Kangal ve Maraş bölgelerinin alımda ön planda olduğunu vurgulayan Kunter, “Malatya bölgesindeki üretim, toplam işleyeceğimiz pancarın sekizde biri oranında. Bunun yanında, Urfa ve Adıyaman’dan da alımlar yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Yeni yatırımlar ve enerji projeleri Fabrika Müdürü Kunter, fabrikanın yeni yatırımlar aldığını ve bu kapsamda Malatya Fabrikasının genel müdürlük tarafından oldukça önemsendiğini dile getirdi. Bu anlamda yeni bir kireç ocağı yatırımlarının da olduğunu belirten Kunter, “Ciddi yatırım Malatya’ya ayrılıyor. Fakat yine tabii yatırım yapacağımız alanlar var fabrikayla alakalı. Bu anlamda gerek kapasite artışı olsun, gerekse mevcut ekipmanın idame yenilemesi olsun yatırımlarımız Malatya Şeker Fabrikası olarak devam ediyor. Bunun dışında yine bizim önemsediğimiz Enerji Bakanlığımızın da direktifleri var. Bu konuda enerji ekonomisi üzerine yoğunlaşıyoruz. Hem bu sene yaptığımız işler var hem de önümüzdeki sezon planladığımız birtakım işler var. Bunları da yaptıktan sonra hem maliyetlerimizi aşağı çekmek hem de çevremize de faydalı olacak projelerimiz var” ifadelerine yer verdi. Kampanya sonunda satış için bekletilen küspe kokusunun çevreye verdiği koku rahatsızlığı ile ilgili de konuşan Kunter, “Çok şikayet aldık açıkçası. Küspeyi belirli program dahilinde aslında biz çiftçiye veriyoruz ama alınmadığı zaman satışa çıkarıyoruz. Satışa da eğer talep yoksa paketleme alternatifimiz oluyor. Geçen sene de bayağı bir paketleme yapmışız. Fakat bunlar yıl içerisinde talep olmadığı için satılamadı ve tabii bu ister istemez her ne kadar paketli de olsa çevreye bir rahatsız edici koku yayıyor” şeklinde konuştu. Sorunu çözme adına girişimlerde bulunduklarını ifade eden Kunter, “Biz de bu kokunun merkezindeyiz. Biz de burada çalışıyoruz en çok da biz sonunla karşılaşıyoruz. Personelimiz ve çevredeki vatandaşlar tarafından da bu sorunu dile getirenler oluyor. Bu seneki planımız paketleme yapmayı düşünmüyoruz. Peki bu elimizdeki küspeyi nasıl çıkaracağız. Bir kere küspe fiyatını 300 TL gibi bir fiyata açıkladı. Türkiye’deki bu en ucuz fiyat. Geçen sene bile olmayan bir fiyat açıklayarak talebi artırmayı planladık. Kampanyamız başladı, belli bir sürede geçti. Küspemiz uygun fiyatlı olduğu için şuan talep görüyor. Peki yine talep görmezse ne yapacağız işte burada da paketleme yapmadan küspeyi Malatya ve Elazığ’da çöpten enerji üreten firmalara vereceğiz. Kampanyanın bitimi ile beraber burada küspe kalmayacak” diye konuştu.