EKONOMİ - 13 Aralık 2024 Cuma 15:28

Geleneksel Gaziantep-Ankara buluşması gerçekleşti

A
A
A
Geleneksel Gaziantep-Ankara buluşması gerçekleşti

Gaziantep Ticaret Odası (GTO), geçtiğimiz yıl başlattığı ve geleneksel hale getirdiği Ankara Buluşması’nı bu yıl “Gazi şehrin birlik ruhu, başkentte buluşuyor” sloganıyla gerçekleştirdi.


Ankara TOBB İkiz Kulelerde gerçekleşen önemli buluşmaya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başta olmak üzere Gaziantep protokolü ile Ankara bürokrasisinin üst düzey Gaziantepli isimleri katılırken şehrin mevcut durumu ve geleceği için işbirlikleri ile iş dünyasının sorunları ve beklentileri masaya yatırıldı. Toplantıda, “GTO Perspektifinden Gaziantep İş Dünyasının Sorunları: Öncelikler, Beklentiler ve Çözüm Önerileri” konulu bir sunum gerçekleştiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, buluşmanın hedefinin şehrin güçlü yanlarını daha güçlü kılmak, sorunlarına çözüm üretmek ve şehir için verimli bir sinerji oluşturmak olduğunu belirtti.



TOBB İkiz Kulelerde gerçekleşen buluşmaya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, TBMM İdare Amiri Sermet Atay, Gaziantep Milletvekilleri Melih Meriç, Hasan Öztürkmen, Ertuğrul Kaya, M. Mustafa Gürban, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Önceki Dönem Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Geçmiş Dönem Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcıları Dr. İlhan Hatipoğlu ile Zekeriya Kaya, Gelir İdaresi Başkanı Bekir Bayrakdar, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, İlbank Genel Müdürü Recep Türk ile siyasi partilerin il başkanları, Gaziantep il ve ilçe Oda-Borsa ve Birlik Başkanları ile Gaziantepli üst düzey bürokratlar katıldı.



"Ortak akıl oluşturmak, verimli bir sinerji geliştirmek istiyoruz"


Gaziantep-Ankara buluşmasının açılış konuşmasını gerçekleştiren ve ilkini geçtiğimiz yıl gerçekleştirdikleri organizasyonu gelenekselleştirmek istediklerini söyleyen GTO Başkanı Tuncay Yıldırım, “Bu buluşma serileriyle şehrimizin güçlü yanlarını daha güçlü kılmak, güzelliklerini daha da parlatmak, sorunlarına çözüm üretmek, geleceğini şekillendirmek ana hedefimiz Bu buluşmayla ortak akıl oluşturmak, güçlü ve verimli bir sinerji geliştirmek istiyoruz” dedi.



Konuşmasının devamında, “Bizde güzel bir söz vardır. Açlığımızı karnımızı doyurabileceğimiz yerde söyleriz” diyen Başkan Yıldırım, 45 farklı meslek grubundan 36 bini aşkın işletmenin temsilcisi meclis ve meslek komite üyelerinden aldıkları geri bildirimlerle oluşturdukları ve iş dünyası ile kent hayatını yakından ilgilendiren konuların yer aldığı GTO Perspektif raporu hakkında sunum yaparak sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı.



"Suriye’deki süreç ihtiyatla değerlendirilmeli"


Değindiği konulardan biri Suriye’deki son gelişmeler olan Yıldırım, “Yeni süreç her ne kadar parlak görünse de ihtiyatla değerlendirilmeli” diyerek, Suriyelilerin misafirlik sürecinin sona erdiğine, güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini sağlaması gerektiğine vurgu yaptı. Güvenli geri dönüşlerin sağlanmasının yanı sıra ihracat yollarımızın da güvenliği yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirten Yıldırım, “Suriye iç savaşı öncesinde Körfez ülkelerine ve Suudi Arabistan’a ihracatımız Suriye üzerinde oluşturulan hattan yapılıyordu. Bu hattın yeniden hayata geçirilmesi ihracatçımızın lojistik maliyetlerini büyük oranda aşağı çekerek rekabet gücüne olumlu yansıyacaktır. Öte yandan büyük ölçüde yanmış, yıkılmış olan Suriye’de ciddi bir yeniden yapılanma, inşaat faaliyeti başlayacağını biliyoruz. Önemli bir iş ve istihdam potansiyeli taşıyan bu süreçte, bölge iş insanlarına öncelik verilmesi konusunda desteklerinizi bekliyoruz” diye konuştu.



Yıldırım finansmana erişimi kolaylaştırmak için öneriler sundu


İş dünyasının finansmana erişiminin kolaylaştırılması noktasındaki GTO önerilerini de yetkililere sunan Yıldırım, birçok işletmenin enflasyonist baskı neticesinde mali tablolarında gerçek olmayan büyümelerden dolayı KOBİ statüsünden çıkarak destekler başta olmak üzere bazı devlet desteklerinden faydalanamadığını belirtti. Yıldırım, “İşletmelerin KOBİ tanımı içerisinde yer almalarının devamını teminen net satış hasılatı/mali bilanço toplantı üst limitinin yıllık enflasyon oranındaki artışa göre güncellenmesini bekliyoruz” dedi.



Yıldırım, "Ayrıca finansmana erişimi kolaylaştırmaktaki bir başka önerimiz de TOBB çatısı altındaki işletmelerin Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (TESKOMB) kredilerinden yararlanmasını sağlayacak bir düzenleme yapılması. Elbette burada beklentimiz tüm üyelerimizin değil belirlenecek azami ciro altında kalan işletmelerin faydalanmasını sağlayacak bir düzenleme” şeklinde konuştu.



"POS cihazı komisyonları düşürülmeli"


Özellikle küçük işletmeler için POS cihazlarından kaynaklanan komisyon oranları finansal bir yük oluşturduğuna da değinen Yıldırım, bankalarla yapılan toplu görüşmelerle POS komisyon oranlarının düşürülerek küçük işletmeler üzerindeki yükün hafifletilmesi büyük önem arz etmektedir. Yıldırım sunumunda ayrıca, deprem bölgesine yönelik destekler, barınma problemi, işgücü piyasası, Gaziantep ulaşım ağı, Antep fıstığının desteklenmesi gibi konularda yaşanan problemleri ve çözüm önerilerine yer verdi.



"Gaziantep çok önemli bir ticaret ve girişim merkezidir"


GTO Geleneksel Ankara Buluşması’nda katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gaziantep’in çok önemli bir ticaret ve girişim merkezi olduğunu söyleyerek, “Gaziantep’in geçen yıl ki ihracatı 10 milyar doları aşmıştı. Bu yıl da inşallah aşacak. Dünyamızın bölgemizin zorlu şartlarında ihracatçılarımızı bu başarılarından dolayı yürekten tebrik ediyorum. Bu arada 2002 yılında tüm doğu güneydoğunun ihracatı 1 milyar dolar değildi. Bugün Gaziantep tek başına 10 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor bunun için ne kadar tebrik etsek azdır. Bunlar tabi kendiliğinden olmuyor, yapılan politikalar ve altyapının özel sektör müteşebbis gücüyle birleşmesiyle gerçekleşiyor” dedi.



Suriye’de tarihi bir döneme hep birlikte şahitlik ediyoruz"


“Bugünlerde tarihi bir dönemden geçiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz şunları ifade etti: “Suriye’de tarihi bir döneme hep birlikte şahitlik ediyoruz. Gaziantep başta olmak üzere tüm ülkemizi bu gelişmeler yakından ilgilendiriyor. Türkiye olarak bizim politikamız çok açık ve net. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yana bir politikaya sahibiz. Suriye’de kurumsal ve ekonomik yeniden yapılanmayla birlikte Suriyeli misafirlerimizin gönüllü onurlu güvenli bir şekilde ülkelerine döneceklerine inanıyoruz. Daha sonrasında da inanıyorum ki bu insanlar Türkiye ile Suriye arasında köprü vazifesi görecekler. İki ülke ticarette ve başka alanlarda birlikte yükselecekler. Çok daha güçlü bir gelecek inşa edilecek.”



"Gaziantep Türkiye’de fark oluşturan bir şehir"


TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da toplantıda yaptığı konuşmada Gaziantep Ticaret Odası’na organizasyon için teşekkür ederek, “Gaziantep Türkiye’de fark oluşturan bir şehir. Gaziantep modeli diğer bütün şehirlerimize örnek oluyor. Gaziantep Ticaret Odası tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen buluşma iş dünyası ile bürokrasinin birlik ve beraberliğine güzel bir örnek teşkil ediyor. Bu birlik ve beraberlik ruhunu koruduğumuz sürece, bütün siyasi partilerin temsilcileri aynı masada oturabildiği sürece bu şehrin sırtı yere gelmez diye düşünüyorum. Bu berberliğe katkı veren herkese şükranlarımı sunuyorum. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz ve kabine üyelerinin ne zaman, hangi sebeple kapılarını çalsak elimiz boş çıkmadığımızı burada bir kez daha dile getiriyor ve kendilerine şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kim olursa olsun, sanatını aşkla icra eden, milletin derdiyle dertlenen, millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde konuştu. Ödüllerini tebliğ edeceği bilim ve kültür insanları, sanat ve zanaat erbapları, fikir ve edebiyat zatları ile temsilcilerini tebrik eden Erdoğan, "Eserleriyle asırlara aşıp gelen medeniyet nehrimizin sanat ve kültür kollarını besleyen ödül sahiplerimize bundan sonraki çalışmalarında Mevla’dan başarılar diliyorum. Kılı kırk yaran titiz ve kapsamlı bir değerlendirme süreci ile ödül sahiplerini belirleyen seçici kurul üyelerimize de şükranlarımı sunuyorum" dedi. Bu yıl edebiyattan kütüphaneciliğe müzikten tiyatroya bilim kültürden sinema ve zanaatlara uzanan 8 ayrı dalda ödül takdim edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Prof. Dr. Gönül Tekin ve Prof. Dr. Günay Kut’a Bilim Kültür ödüllerimizi tevdi ediyoruz. Dünyanın önde gelen Türkologlarından olan Gönül Tekin hocamız kitap ve makaleleriyle, araştırmalarıyla, konferanslarıyla eski Türk edebiyatına ışık tutan önemli çalışmalara imza atıyor. Harvard Üniversitesi’nde Osmanlı Türkçesi Özbekçe ve Çağatayca dersleri veren Prof. Dr. Gönül Tekin uzun yıllar editörlüğünü yaptığı Türklük bilgisi araştırmalar dergisi ile batıda Türkçe yayın merkezi Türkoloji çalışmalarının da önünü açtı. Harvard Üniversitesi bünyesindeki Osmanlı Türkçesi yaz okulunun Cunda’da açılmasında önemli pay sahibi olan hocamız Mevlana, Yunus Emre, Ali Şir Nevai, Evliya Çelebi ve Ahmed-i Dai gibi nice abide isimleri disiplinler arası bir bakışla ele aldı. Prof. Dr. Günay Kut ise yine Türkoloji ve Türkiye edebiyatı alanında uluslararası düzeyde tanınan saygın bir hocamız. Merhum Halil İnalcık, ses seçkin talebelerinden olan Günay Kut Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkoloji bölümünü Oxford Üniversitesi’nde ise Atatürk Enstitüsü’nün kurarak Türk kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuştur. Bilhassa coğrafi ve yazma eserler alanında Türkoloji müktesebatında önemli katkılar sunan Günay Kut Türk dilinin ve Türk edebiyatının uluslararası ölçekte tanınması için kritik bir rol oynadı. Bilim kültür ödülü sahibi her iki hocamızı da tebrik ediyor bugüne kadar yaptıkları kıymetli çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum" diye konuştu. Edebiyat ödülünü bu yıl Fatma Karabıyık Barbarosoğlu’na tevdi edeceklerini, yazı hayatına çok erken çağda 18 yaşında adım atan Fatma Barbarosoğlu’nun hikaye, roman, deneme makale, mülakat ve köşe yazarlığıyla Türk edebiyatında yer eden isimlerden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Eserlerinden modernizm-gelenek ilişkisini yabancılaşmayı bilhassa kadınların toplumdaki yerini karşılaştıkları sorunları sevgiyi dostluğu ve diğergamlığı sosyolojik bir bakışla etkileyici bir üslupla ele aldı. Benim ağacım benim tohum kelimelerdir diyerek Fatma Barbarosoğlu’nu da tebrik ediyor yazı ve fikir hayatında başarılarının devamını diliyorum" dedi. Bu yılki müzik ödülünün sahibinin Ahmet Özhan olduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu: "Sanat hayatında 57 yılı geride bırakan Ahmet Özhan hem kişiliği hem de bilgi ve tecrübesiyle klasik Türk müziğine önemli eserler kazandırdı. Besteleri yorumları icraları ve araştırmalarıyla Türk sanat ve tasavvuf musıkımıze eşsiz katkılar sağlamıştır. Geçmişle gelecek arasında sağlam köprüler kurdu. Örnek bir sanatçı emsal bir şahsiyet nasıl olur herkese gösteren Ahmet Özhan‘ı kutluyor sanat ve tasavvuf musikimize yaptığı değerli katkıları için kendisine teşekkür ediyorum." Tiyatro dalındaki ödülün bu yıl Turan Oflazoğlu’na takdim edildiğini, evrensel temaları yerel ve kadim değerlerle işleyen bugünün manzarasını, tarihi olay ve şahsiyetlerle mezceden Turan Oflazoğlu’nun geniş perspektifi ve engin birikimi ile temayüz ettiğini dile getiren Erdoğan, "Türk edebiyatına damga vuran tiyatro oyunlarını şiirleriyle denemeleriyle, senaryo ve çevirileriyle besleyen Turan Oflazoğlu, kültür ve sanat dünyamızda muhkem bir yer edinen güçlü yazarlarımızdan biri olmuştur. Bir eserinde ‘dünyanın açtığı en güzel çiçek olabilecekken dünyanın bağrını oyan bir yara olmakta insan’ diyerek günümüz insanına ayını tutan Sayın Oflazoğlu’nu tebrik ediyor kendisine sağlıklı ve bereketli ömürler temenni ediyorum.Kütüphaneler, milletlerin asırlara sarih hafızalarının yaşadığı, yaşatıldığı, muhafaza alındığı ilim ve kültür mahfilleridir. Bu mekanları nefes alan bir yapıya kavuşturmak, ilim erbabı ve araştırmacılar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin istifadesine sunmak, milli ve manevi kimliğimizin devamı için vazgeçilmezdir. 25 yılını Atatürk kitaplığına vakfeden, şimdilerde Sultan Abdülhamid Han’ın kurduğu Türkiye’nin ilk devlet kütüphanesi olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin müdürlük vazifesini yürüten Ramazan Minder’e kütüphanecilik ödülümüzü tevdi ediyoruz. Demokrasi tarihimizin utanç vesikalarından biri olan 28 Şubat sürecinde Sultan Abdülhamid Han’ın Yıldız Sarayı’ndaki kütüphanesine ait 4 bin 500 kitap kendi tarih Üzerine düşman olanlar tarafından maalesef çöpe atılmıştı. İçinde nadir eserlerin de yer aldığı bu kitapların tamamını Atatürk kitaplığına kazandıran Ramazan Minder Medine Müdafiği Fahrettin Paşa Hamidiye kahramanı Rauf Orbay ve daha nice tarihi şahsiyetin şahsi arşivlerini satın alıp Atatürk kitaplığına taşıdı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndeki yazma ve makbul eserlerin bakımı ve restorasyonu için fedakarca çalışan sayın minderlerime ve kataloglama faaliyetleriyle sosyal mekan düzenlemeleriyle kütüphanelerimizin modernize edilmesinde öncü bir rol oynamıştır. Kütüphanecilik Koleksiyonumuzun bugünkü seviyesine ulaşmasında büyük emek sahibi olan Ramazan Minder’i kutluyor, tarihi ve kültür mirasımıza sahip çıktığı için kendisine şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu. Bu yıl Zanaatlar ödülünü Salih Balakbabalar’a takdim edeceklerini söyleyen Erdoğan, "Hat, tezyinat, ahşap oyma ve sedef işçiliği gibi geleneksel sanatlarımızı kendi üslubuyla harmanlayıp özgün ve modern bir çizgiye taşıyan Hocamızın birçok eseri yurt içi ve yurt dışındaki müze ve koleksiyonlarda sergileniyor.Altın gümüş, sedef, ahşap, fil dişi ve pirinç gibi malzemelerle hat sanatı ve Türk tezyinatının en nadide eserlerine hayat veren kıymetli sedefkarımızı yürekten tebrik ediyor, geleneksel sanatlarımıza yaptığı eşsiz katkılar için kendisine teşekkür ediyorum. Bu yılki vefa ödülümüzün sahibi Türk sinemasının usta ismi Halit Refiğ oldu. 1958’den ebediyete intikal ettiği 2009 yılına kadar sinema çalışmalarını sürdüren Halit Refiğ yarım asırlık sanat hayat danışman, senarist, yapımcı ve yönetmen olarak Türk sinemasına kıymetli eserler kazandırdı. Halit Refiğ öncüsü olduğu Ulusal Sinema hareketiyle Türk sinemasının yerli ve milli değerler üzerine bina edilmesinde ses getiren adeta çığır açan işlere imza atmıştır. Batı’yı esas alan sinema anlayışını yalnızca filmleriyle değil, kitaplarıyla da eleştiren Halit Refiğ Türk sinemasının merkezine kendi tarihimizin özdeğerlerimizin yerleştirilmesini savunmuştur.. Halk kütüğümüzü tarihi birikimimizi ve bizi biz yapan hasletleri ustalıklı ve gerçekçi bir şekilde beyaz perdeye taşımıştır. Ben Halit Refiğ’im Türkiye ve Türk halkı üzerine bugün ne biliyorsam mesleğim ve Türk sinemasına ilgim sayesinde öğrendim. Türkiye’de halktan gelen ve halka dönecek olan ilk gerçek halk sanatının biri olmaktan heyecan ve gurur duyuyorum. Kendisini bu sözlerle tanımlayan Halid Refiğ’e Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Vefa ödülüyle kendisine olan minnet borcumuzu inşallah ifa etmişizdir diye ümit ve temenni Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü kazanan sanatçılarımızı, hocalarımızı, zanaat erbabımızı bir kez daha tebrik ediyor, her birine şahsım, ve milletim adına Şükranlarımızı ifade ediyorum. Geçmişte bu ödüllere layık görülen ve bugün aramızda olmayan kültür ve sanat insanlarımızı da bu vesileyle minnetle yad ediyorum. kalıcı olan Yarınlara akıl, ruh, moral ve köklerden mesaj ileten sadece ve sadece kültür sanat eserleridir. Atalarımız şu veciz cümleyi ilim, fikir ve sanat dünyamıza adeta hediye etmiştir. Kem alet ile kemalat olmaz" dedi. "Gelenekli sanatlarımızı muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmalarımızı günümüzün sunduğu imkanlarla çok daha ileri noktalara taşımalıyız" "Siyasette iş hayatında, eğitimde, aile ve sosyal yaşantımızda rehber edinmemiz gereken bu sözü pek tabii kültür ve sanat faaliyetlerimizde de kılavuz olarak belirlemek önem arz ediyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Şu hususu sizler de çok iyi biliyor, görüyor, tecrübe ediyorsunuz. Vasat malzemeden kaliteli iş asla çıkmaz.Biz elhamdülillah bu açıdan nasipli bir milletiz. Yalnızca ülkemizin değil, gönül coğrafyamızın her bir köşesi, Türk ve İslam medeniyetinden neşet eden kültür hazinesiyle mümtaz eserlerle, önder şahsiyetlerle dolu. Müzikte, mimaride, edebiyatta, bilim, kültür ve sanatın pek çok branşında asırlar boyunca ortaya koyduğumuz eserlerle, bünyemizden çıkardığımız ilim ve kültür insanlarıyla güçlü bir medeniyetin devamıyız. Bugünkü gençlerimizin asla unutmaması gereken hususlardan biri de işte bu medeniyetin daha üç asır öncesine kadar ilim ve sanatta diğer milletlere ilham veren örnek işlere imza atmış olmasıdır. Bilim ve kültür erbabımızın çalışmalarıyla bu mirası ihya etmek, zenginleştirmek ve geleceği çok güçlü bir şekilde kucaklamak zorundayız. Bu noktada her birinize, her birimize önemli vazifeler düşüyor. İçine sirayet ettiği her bünyeyi tek tipleştiren neoliberal kültür akımlarının ve dijitalleşmenin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini arttırdığını görüyoruz. Bunun için tarihten süzülüp gelen gelenekli sanatlarımızı muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmalarımızı günümüzün sunduğu imkanlarla çok daha ileri noktalara taşımalıyız." Erdoğan, ”Marifet iltifata tabidir düsturuyla düzenlediğimiz Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerimizi işte bu amaç doğrultusunda geçmişten aldığımız ışıkla geleceği aydınlatmak üzere icra ediyoruz. Her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da kimsenin dünya görüşüne, yaşam tarzına, siyasi tutumuna bakmıyor, bu ülkeye, bu millete, bu topraklara aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz. Taklit ve takip eden değil, ilhamını kendi kültüründen, toplumundan geçmişinden ve köklerinden alan her sanatçı bizim başımızın tacıdır. Devraldığımız mirası zenginleştirmek için ömrünü vakfeden her sanatçı ilim ve düşünce insanı, bizim gönlümüzde ayrı bir yere sahiptir. Kim olursa olsun saanatını aşkla icra eden, bu milletin derdiyle dertlenen, bu millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Sanatçılarımız hani büyük adam derler ya, bizim nazarımızda işte o büyük insandır" açıklamasını yaptı. Merhum Nurettin Topçu’nun büyük adamı tanımlarken söylediği ‘Büyük adam eserleriyle hayatını birleştiren adamdır’ sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Biz onda şu vasıfları arıyoruz. Önce bütün ömründe aynı kanaatin, aynı imanın sahibi olan adamlardır. Devirlere, zaruretlere, cemiyetlere göre değişmez. Muhitine uymaz, muhiti kendine uydurur. Uydurmazsa çarpışır. Cemiyetten daha kuvvetlidir. Cemiyeti sürükleyicidir. Topluma mihmandarlık yapan siz kıymetli kültür, sanat, ilim insanlarımıza inşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek olmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini kazanan sanatçılarımızı, hocalarımızı, üstatlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Programı teşrif eden her bir konuğumuza teşekkür ediyor, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Tekrar bir araya gelmek temennisiyle hepinizi Allah’a emanet ediyorum” diye konuştu. Bilim-Kültür alanında Gönül Tekin ve Günay Kut, edebiyat alanında Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, müzik alanında Ahmet Özhan, tiyatro alanında Turan Oflazoğlu, kütüphanecilik alanında Ramazan Minder, zanaatlar alanında Salih Balakbabalar ödüle layık görüldü. Vefa ödülü ise merhum yönetmen Halit Refiğ’e verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan törende hazır bulunan Tekin, Kat, Özhan ve Minder’e ödüllerini takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vefa ödüllerine layık görülen yönetmen Refiğ’in ödülünü eşi Gülper Refiğ’e, Oflazoğlu’nun ödülünü kızı Gizem Oflazoğlu Akar’a, Balakbabalar’ın ödülünü oğlu Baki Enis Balakbabalar’a takdim etti. Törene KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve Büyükelçi Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hamza Dağ, Hayati Yazıcı ve Ömer İleri ile Ankara Valisi Vasip Şahin ve Tarihçi ve Yazar Murat Bardakçı da katıldı.