EKONOMİ - 10 Ekim 2024 Perşembe 13:46

Gaziantep’in coğrafi işaretli ürünleri YÖREX Fuarında tanıtıldı

A
A
A
Gaziantep’in coğrafi işaretli ürünleri YÖREX Fuarında tanıtıldı

Gaziantep’in yöresel lezzetleri ve coğrafi işaretli ürünleri Antalya’da düzenlenen YÖREX Fuarında görücüye çıktı. Gaziantep Ticaret Odası (GTO) ve Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) iş birliğinde açılan ‘Gaziantep Standı’, Antalyalıların ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen katılımcıların yoğun ilgisini çekti.


Gaziantep geleneksel lezzetlerinin sergilendiği standı ziyaret eden TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Eski Dışişleri Bakanı ve Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’na kentin coğrafi işaretli ürünleri, gastronomi sektörüne yönelik sürdürülen hizmetler ve projeler hakkında bilgiler verildi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) öncülüğünde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteğiyle bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, ANFAŞ Fuar Merkezi’nde kapılarını ziyaretçilerine açtı.


‘Sizin oraların nesi meşhur’ sloganıyla 9-13 Ekim’de Ekim tarihleri arasında Anadolu’nun lezzet buluşmasına ev sahipliği yapacak olan fuarda, Gaziantep’in eşsiz lezzetleri GTO ve GTB iş birliğinde açılan Gaziantep standında yerli ve yabancı misafirlerin beğenisine sunuldu. Açılış töreni sonrası Gaziantep standını ziyaret eden TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’na GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım ve GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı tarafından bilgiler verildi.


YÖREX’i Gaziantep ürünlerinin tanıtılması açısından önemli bir fuar olarak gördüklerini belirten ve bu kapsamda Gaziantep Ticaret Borsası ile geniş bir stant kurarak birçok yöresel ürünün ve gastronomiye yönelik hizmetin tanıtımını yaptıklarını ifade eden GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, "Yöresel tarım, gıda, el sanatı ve sanayi ürünlerini ulusal ve küresel ölçekte tanıtmak amacıyla düzenlenen Fuar’a Gaziantep Ticaret Borsamızla birlikte katılarak geniş standımızda Gaziantep’imizin coğrafi işaretli ürünlerini tanıttık, Odamızın Gaziantep gastronomi sektörüne yönelik tüm hizmetlerini ve projelerini katılımcılara anlattık. Şehrimizdeki gastronomi kültürünü geliştirmek, hizmet kalitesini artırmak için Mesleki Yeterlilik Merkezimizle yaptığımız belgelendirme ve sınav hizmetleri, Gaziantep Gastronomi Akademimizle verdiğimiz eğitimler, atölyeler, coğrafi işaretli ürünlerimiz, gelecek projelerimiz gibi kentimiz gastronomisine değer katacak her şeyi misafirlerimize aktardık. Ülkemizin dört bir yanından gelen birbirinden kıymetli ve değerli ürünlerin sergilendiği bu Fuar’da yer almak çok kıymetli. 13 Ekim’e kadar devam edecek Fuar’ın herkes için hayırlı olmasını diliyorum. Yolu Antalya’ya düşen herkesi de standımıza davet ediyorum” dedi.



YÖREX’in 13 yıldır Türkiye’nin yöresel ürünlerinin buluştuğu bir vitrin haline dönüştüğünü kaydeden GTB Başkanı Akıncı ise burada ülkenin tüm renkleri ve lezzetlerini bir arada bulmanın mümkün olduğunu söyledi. Zengin sofra kültürünü UNESCO Gastronomi şehri unvanıyla taçlandıran, bu alanda ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe başarıyla imza atan Gaziantep’in 106 ürünle Türkiye’de en fazla tescilli ürüne sahip il olduğunu vurgulayan Akıncı, “Gaziantep adına oda ve borsalarımızın yanı sıra, Gaziantep Büyükşehir Belediyemiz ve GAGEV tarafından 106 farklı ürünümüze coğrafi işaret tescili kazandırıldı. Bu rakam birçok Avrupa ülkesinin toplam tescilli ürün sayısından çok daha fazla” ifadelerini kullandı.



GTB’nin Türkiye’de bulunduğu şehir adına en fazla coğrafi işaret tescili yapan borsalar arasında ilk sırada yer aldığını dile getiren Akıncı, “Gaziantep kültürünü ve mutfak lezzetlerini tanıtmaya, yaşatmaya ve gelecek nesillere taşımaya gayret ediyoruz. Bu nedenle borsa olarak Gaziantep adına 24 ürünümüzü coğrafi işaretle taçlandırdık. Gaziantep’in 5 ürünü için Avrupa Birliği (AB) tesciline, 2 ürünü içinde Türk Patent ve Marka Kurumuna resmi başvurularımızı yaptık” diye konuştu.



Gaziantep’in coğrafi işaretli ürünleri YÖREX Fuarında tanıtıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Yanlış yapılan antrenman ve rastgele alınan zararlı takviyeler kalbe ciddi zarar verebilir Eskişehir Acıbadem Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Şenol, yanlış yapılan antrenman ve rastgele alınan zararlı takviyelerin kalbe ciddi zararları olabileceği konusunda uyardı. Spor yapıp zinde kalmak isteyen bireyler, spor salonlarında antrenman yapıyor. Fakat kontrolsüz ve bilinçsiz antrenman hareketleri kişiye zararları olabiliyor. Uzmanlar tarafından spor yapacak kişilerin antrenör eşliğinde yapılan programa uyarak spor yapmaları tavsiye ediliyor. Öte yandan 40 ve üzeri yaşa sahip olan vatandaşların kardiyoloji uzmanına muayene olması öneriliyor. Eskişehir Acıbadem Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Şenol, sporcuları bahse konu başlıklarda uyardı. Sporcuların ek takviye aldıklarına da değinen Şenol, alınana takviyelerin rastgele alınmaması gerektiği konusunda konuştu. Yapılan yanlış antrenman ve zararlı takviyelerin kalbe zararı olduğuna dikkat çeken Utku Şenol, uzman kontrolünde ek takviye alınması gerektiği konusunda uyardı. “40 yaş üzeri hastaların, kardiyoloji muayenesinden geçmelerini öneririz” Yanlış yapılan antrenmanın zararları hakkında konuşan Acıbadem Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Şenol, "Spor salonlarında spor yapanlar oksijen problemi gibi bir sorunla pek kolay kolay karşılaşmazlar. ’Mutlaka dışarıda spor yapılması lazım, açık havada sporun ekstra bir faydası var’ gibi bir sonucumuz yok. Ancak vatandaşlar spor salonlarında aletlerle çalıştığı, kendi kondisyonlarıyla antrenman yapmadıkları için sakatlanma ve kontrolsüz hareketlere bağlı kalbe aşırı yükleme gibi bir riskleri var. O yüzden spor salonlarında bir antrenman yapılacaksa mümkünse bir hoca eşliğinde ve kontrollü yapılması; özellikle 40 yaş üzeri hastaların, kalp hastalarının ve kronik hastaların mutlaka bir kardiyoloji muayenesinden geçmelerini öneririz. Sonrasında kondisyonlarını belli seviyelerde, antrenman dozlarını küçük küçük arttırarak devam etmelerini ve ani hareketler yapmamalarını tavsiye ederiz. Dışarıdaki yürüyüşlerle salondaki yürüyüşler arasında kontrollü yapıldığı sürece ciddi bir fark çıkmayacaktır" dedi. “Dozunun ayarlanması, kullanımın yönetilmesi gerekmektedir” Spor yapan bireylerin bilinçsiz aldıkları ek takviyeler hakkında Dr. Şenol, "En sık kullanılan proteinlerden birisi bizim whey protein dediğimiz peynir altı suyundan elde edilen proteinlerdir. Bunlar çok ciddi zararları olan bir protein kaynakları değildir ancak yapılan spora, hastanın kilosuna ve protein ihtiyacına göre belirlenmesi gerekmektedir. Rastgele kullanılması böbrek üzerinde ciddi protein yükü yapabilir. Hatta nefrotik sendromu dediğimiz ciddi bir böbrek hasarı oluşturabilir ve gut hastalığı gibi başka rahatsızlıklara neden olabilir. O nedenle kişiye, kilosuna ve antrenmana göre doz ayarlanması zaruridir. Eğer doğru bir şekilde doğru kişi kullanıyorsa whey protein kullanılabilir. Aslına bakarsanız bugün bilimsel olarak kanıtlanmış protein ihtiyacı sadece bizim esansiyel amino asitler olarak bilinen, vücudun kendisinin üretemediği ve dışarıdan almamızın zaruri olduğu amino asitlerin teminidir. Ancak çok ağır antrenman yapan kişiler için bazen protein ihtiyacı gerekmektedir. Dışardan sentetik ek protein kullanılacak ise, mutlaka ya spor hocaları ya da bizim gibi sağlıkçılar tarafından dozunun ayarlanması, kullanımın yönetilmesi gerekmektedir. Rastgele kullanılmaları önerilmez" şeklinde konuştu. “Kullanılmasını kesinlikle tavsiye etmiyoruz” Kreatin ve L-Karnitin gibi yağ yakıcılar hakkında da konuşan Utku Şenol, şöyle devam etti: "Enerji versin diye kullanılan ilaçlar var. Bunlar zaten hiçbir şekilde faydası gösterilememiş, kanıtlanamamış ilaçlardır. Yani çok profesyonel sporcular dışında rutinde herhangi birinin kullanmasını tavsiye etmeyiz. Büyüme hormonları ve testesteron dediğimiz hormonel kaynaklar var. Kimyasal yollarla üretilmiş, büyüme hormonları ve testesteron gibi takviyelerin kullanılmasını kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Bunlar kişilerin hem bütün hormonel dengesini bozmakta hem ciddi yan etkilere sebebiyet vermekte hem de damarsal hastalıkları hızlandırmaktadır. Ayrıca kalp krizine ve kalp hastalıklarına sebebiyet verebilir. Bunlar ancak büyük yarışmalara katılan profesyonel kişilerin kullandığı desteklerdir. Ayrıca protein desteği alınacaksa, mutlaka onaylı ve kaliteli ürünlerin alınması zaruridir."
Mersin Mersin’de ebeveynlere ’çocuklarda ekran kullanımı’ anlatıldı Mersin Büyükşehir Belediyesince, Toroslar ilçesinde yaşayan ailelere yönelik çocukların erken çocukluk döneminde maruz kaldığı ekran kullanımını konu alan ’Erken Çocukluk Döneminde, Çocukların Ekran Kullanımı’ başlıklı seminer verildi. Seminerde, 7 yaşa kadar olan süreçte yapılması gerekenler, çocukların gelişimsel yolculuğunda ekran kullanımının etkileri ve dijital demans gibi konular anlatıldı. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından Toroslar Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, Çocuk Gelişim Merkezleri Genel Koordinatörü Özlem Tanışık tarafından verilen seminer, interaktif şekilde gerçekleştirildi. Ekran kullanımı konusunda kritik yaş seviyesinin 7 yaşa kadar olan süre olduğuna dikkat çeken Tanışık, günümüzde ekran kullanımının erken çocukluktaki olumsuz etkilerini bilimsel veriler eşliğinde anlattı. Seminerde, 7 yaşa kadar olan sürenin altın yaş olduğunu vurgulayan Tanışık, "7 yaşa kadar olan dönem, çocukların birçok davranış kalıplarının oturduğu kritik bir dönemdir. Bu kritik dönem ve altın çağda, ebeveynler olarak mümkün olduğunca onların bu yolculuğunu gelişimsel alanlarına teşvik edecek oyunlarla rehberlik etmemiz gerekiyor" dedi. "Daha sağlıklı bireyleri ekrandan uzak tutarak yetiştirebiliriz" Seminerde; dil ve konuşma, obezite, uyku sorunlarının yanı sıra şiddet eğilimi ve sosyalleşmede ciddi problemler yaşandığını başlıklar halinde açıklayan Tanışık, "Günümüz çocuklarında okullarda yaşanan uyum problemi, sosyal hayatta yaşanan temel uyum problemleri, ekrana fazla maruz kalmaktan ortaya çıkabiliyor. Çocukların normal gelişim evrelerini tamamlamakta zorlanmaları, fazla ekran kullanımı ile birlikte tüm bu süreçte çocuklarda duygusal etkiler oluşturduğu gibi, onların fizyolojik yapılarında bozulmalara yol açarak ’dijital demans’ kavramını doğurmaktadır" diye konuştu. Ekran kullanımının kısıtlanması amacıyla tercih edilecek etkinlik ve aktiviteler konusunda da ebeveynlere öneriler veren Tanışık, "Çocuklarımızın geleceğine ışık tutmak için geç değildir. Bugün alacağımız kararlarla ve onlara oluşturacağımız rutinlerle, daha sağlıklı bireyleri ekrandan uzak tutarak yetiştirebiliriz" ifadelerini kullandı. "Ailelerin, önce kendi ekran bağımlılığını gözden geçirmesi gerekiyor" Seminere katılan Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu da gerçekleştirdikleri etkinliklerle çocukların ekrandan biraz da olsa uzak kalmalarını sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Dokucu, "Tarsus Gençlik Kampı’nda, doğa içinde yaşına uygun etkinliklere katılan çocukların telefon veya tablet taşımadıklarını görüyoruz. Çünkü dikkatlerini yönlendiren çalışmalar yapılıyor" diye konuştu. Çocukların sağlıklı gelişmesine darbe vuran ekran bağımlılığının ekran manipülasyonu olduğuna dikkat çeken Dokucu, "Ailelerin sağlıklı aile bütünlüğü için de önce kendi ekran bağımlılığını, sonra da çocuğunun ekran bağımlılığını gözden geçirmesi ve üstüne düşen görevi yapması gerekiyor" dedi.