EĞİTİM - 07 Kasım 2024 Perşembe 16:25

GAÜN’de 6. Uluslararası Geleneksel ve Yöresel Değerler Sempozyumu başladı

A
A
A
GAÜN’de 6. Uluslararası Geleneksel ve Yöresel Değerler Sempozyumu başladı

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Güzel Sanatlar Fakültesi ile Akdeniz Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "6. Uluslararası Geleneksel ve Yöresel Değerler Sempozyumu", GAÜN Cenani Konağı Kültür ve Sanat Merkezi’nde başladı.


Programın açılış konuşmasını yapan GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Sarıbıyık, Geleneksel Sanatlar ve Yöresel Değerler Sempozyumu’nun köklü bir geçmişe sahip olduğunu söyleyerek, sempozyumun Gaziantep’te yapılmasının anlamlı bulduğunu ifade etti. Prof. Dr. Sarıbıyık, “İçinde bulunduğumuz Bey Mahallesi Gaziantep’in en tarihi mahallelerinden biridir ve bu mahallede yer alan Cenani Ailesi’nin geleneksel konağı sempozyumun yapıldığı mekân olarak büyük bir anlam taşımaktadır. Bu sempozyumun burada düzenlenmesi hem şehrin kültürel mirasını yansıtması hem de farklı kültürleri bir araya getirmesi açısından oldukça önemli" dedi.


Konuşmasında GAÜN Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Sanatlar Bölümünün sempozyum organizasyonuna büyük katkılar sağladığını belirten Prof. Dr. Ayhan Özer, “Kültür ve sanat merkezi olan Gaziantep’te, bu tarihi mekanda bir sempozyum deneyimi yaşamak bize nasip oldu. Katkı sunan herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.


Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ali Eroğlu ise konuşmasında şehrin tarihî ve kültürel önemine dikkat çekti. Eroğlu, Gaziantep’in Gazilik unvanı almış bir şehir olduğunu hatırlatarak, “Bu kadar önemli bir şehirde sempozyum düzenliyor olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Gaziantep hem gastronomisi hem de kültürel mirasıyla önemli bir değer taşıyor" diye konuştu.


17 farklı üniversiteden katılımcıların yer aldığı ve Gaziantep Olgunlaşma Enstitüsü’nün desteğiyle gerçekleştirilen sempozyum, hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak 13 Kasım 2024 tarihine kadar devam edecek.



GAÜN’de 6. Uluslararası Geleneksel ve Yöresel Değerler Sempozyumu başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Karadeniz fıkralarını aratmayan noktada Samsun ve Ordu protokolü buluştu Türkiye’de eşi ve benzeri bulunmayan, 1 adımla il değiştirip, 1 dakika farla iftar açtıkları için Karadeniz fıkrası gibi olan Samsun’un Ambartepe Mahallesi ile Ordu’nun Şentepe Mahallesi, her 2 ilin protokolünü ağırladı. Samsun’un Terme ilçe merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Ambartepe Mahallesi ile Ordu’nun İkizce ilçe merkezine 18 kilometre mesafedeki Şentepe Mahallesi’nin sınırları, 7 metre genişliğindeki bir yol ile ayrılıyor, hal böyle olunca da ortaya Karadeniz fıkraları gibi bir tablo çıkıyor. Mahalleliler bir adımla il değiştirirken, bölgede birbirine çok yakın 2 cami olduğundan dolayı kimi zaman ezan sesleri karışıyor. Yolun ortası sınır çizgisi olarak kabul ediliyor Bölgede her iki büyükşehrin sınır çizgisi olarak kabul edilen yolun yarısı Samsun’a ait iken, diğer bir tarafı ise Ordu topraklarında yer alıyor. Durum böyle olunca her iki mahallede bulunan camilerden ezan sesi kimi zaman farklı anlarda yükseliyor. 2025 yılında 19 gün aynı, 10 gün 1 dakika farkla iftar açacaklar Mahalleliler, yaklaşık 10 metre mesafedeki karşı komşularını aramak istediklerinde dahi şehirlerarası kodu girmek zorunda kalıyor. 2025 yılı Ramazan ayının 19 gününde aynı, geri kalan 10 günde ise 1 dakika farkla iftar açacak olan mahalleliler, bölgede bulunan 2 caminin arası yaklaşık 100 metre olsa da, Ordu tarafında ikamet edenler, Samsun bölgesinde yaşayanlara göre 1 dakika daha erken iftarlarını açıyorlar. Her 2 ilin protokolü iftar sofrasında buluştu Yıllardır Ramazan aylarında gündemde olan nokta, bu yıl her 2 ilin protokolünü ağırladı. Samsun ve Ordu protokolü, 2 mahallenin ortasında Samsun ve Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu 2 bin kişilik iftar sofrasında buluştu. Samsun Valisi Orhan Tavlı, Ordu Valisi Muammer Erol, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda insanın katılımı ile düzenlenen iftar yemeğinde buluştu, iftar vaktinde aynı anda ezan okunduğu, aynı anda iftar açıldı. "Buradaki en önemli şey kardeşlik duygusu" Programda konuşan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, "Bu mutluluğun resmi, güzel bir birlikteliği birlikte yaşadık. Üzerinde bulunduğumuz yol 2 ili ayırıyor, ama aynı zamanda da birleştiriyor, kalplerimiz birleştiriyor. Burada Samsun Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte uzun bir masa kurduk ve Ordu ve Samsun taraflarına masaları kurduk. Güzel bir iftarı birlikte gerçekleştirdik. Buradaki en önemli şey kardeşlik duygusu. Zaten Samsun ile biz yıllarca bu birlikteliği sürdürdük, bugün de ayrıca fiziki olarak gerçekleşmiş oldu. Ordu tarafını Orduspor’un rengi olan mor beyaz, Samsun tarafını ise Samsunspor’un rengi olan kırmızı beyaza boyayacağız" dedi. "İnsanların iç içe olduğu bu noktayı iftar sofrası ile pekiştirmek istedik" Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan ise, "Çok kıymetli hemşehrilerimiz ile birlikte olmak istedik. Ramazan ayı insanların aynı masada buluştuğu, dostlukların pekiştiği günler. Bu etkilik Ordu ve Samsun açısından çok anlamlı oldu. Burası farklı bir sınır ama hepsi ülkemizin güzellikleri. Farklı bir yerde bu kadar yakın olan noktalar yoktur. İnsanların iç içe olduğu bu noktayı iftar sofrası ile pekiştirmek istedik. İnsanlar da kırmadı, hep birlikte katılım sağladılar. Buradaki bu kardeşliği, binalarımızın renkleri ile farklı bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Buralar her haliyle Samsun ve Ordu’ya örnek olacak bir mahalle olacak inşallah" diye konuştu. Her 2 belediyeden Ramazan ayına özel etkinlikler Öte yandan programda, Samsun ve Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından Ramazan ayına özel olarak hazırlanan gösteriler de sunuldu.
Batman İçişleri Bakanı Yerlikaya: "Bu toprakları bize vatan kılan cevher kardeşliğimizde saklıdır" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Batman’da iftar programına katıldı. Bakan Yerlikaya, Türkiye’nin farklı etnik ve mezhepsel kimliklere sahip tüm vatandaşlarının ortak bir vatana sahip olduğunun altını çizdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Necat Nasıroğlu Külliyesi’nde düzenlenen iftar programına katıldı. Bakan Yerlikaya, konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulunarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi ayrımı olmadan herkesin ortak yurdu olduğunu belirtti. Tarih boyunca ülkenin bağımsızlığı ve milletin refahı için birçok zorluğa birlikte göğüs gerildiğini ifade eden Yerlikaya, "Bizlere eşsiz bir ülke ve miras bırakıldı. Bizi birbirimizden ayırmaya çalışan emperyalist güçlere karşı galip gelen her zaman kardeşliğimiz oldu" dedi. "Terörün kökünü kazıyacağız" Türkiye’nin yıllardır mücadele ettiği terörle ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, güvenlik güçlerinin mücadelesi sayesinde terörün son bulmaya yakın olduğunu vurguladı. "Milletimizin başına musallat olan terör, bir daha açılmamak üzere kapanıyor" diyen Yerlikaya, hedeflerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde 40 yılı aşkın süredir devam eden bölücü terör girdabını ortadan kaldırmak olduğunu belirtti. "Büyük ve güçlü Türkiye için birlik şart" Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe kavuşmasıyla birlikte, daha büyük ve güçlü bir ülke inşa edileceğini dile getiren Yerlikaya, en büyük gücün kardeşlik olduğunu ifade etti. "Bu toprakları bize vatan kılan cevher kardeşliğimizde saklıdır" diyerek konuşmasını sürdüren Bakan, milletin birliğinin ve beraberliğinin çağlar boyunca yaşatılacağını söyledi. Batman’daki iftar programında vatandaşlarla da bir araya gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye’nin her köşesinde huzur ve güven ortamının sağlanması için çalışmalara kararlılıkla devam edeceklerini belirtti.
İzmir Katledilen Fatma’nın acılı babası: "Gelinlik yerine kefen giydirdim" İzmir’in Ödemiş ilçesinde eski sevgilisi tarafından vahşice öldürülen 27 yaşındaki Fatma Kara’nın babası açıklamalarda bulundu. Kızının takıntılı olduğunu söylediği zanlı tarafından daha önce de çok kez şiddete maruz kaldığını söyleyen baba, "Çocuğuma gelinlik giydireceğime, kefen giydirdim" dedi. Olay, 11 Mart’ta saat 01.30 sıralarında Türkmen Mahallesi Bayındır Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Fatma Kara (27), sokaktaki bir parkta eski sevgilisi Olgun G. (34) ile buluştu. İkili arasında çıkan tartışma büyürken, Olgun G. kadını darbetmeye başladı. Saldırgan, Fatma Kara’nın başını defalarca asfalta vurarak ağır yaraladı. Çevre sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Saldırgan Olgun G., polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı. Sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde Fatma Kara’nın hayatını kaybettiği belirlendi. Talihsiz kadının cansız bedeni, savcı tarafından yapılan incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Otopsi işlemlerinin ardından ailesine teslim edilen Kara’nın cenazesi, Aydın’ın Söke ilçesindeki cenaze töreninin ardından toprağa verildi. Öte yandan, daha önce de Olgun G.’nin Fatma Kara’ya defalarca şiddet uyguladığı, bu nedenle mahkemelik olduğu ve uzaklaştırma kararının bittiği öğrenildi. Olay gecesi de ikilinin konuşmak için parkta buluştukları öğrenildi. Gözaltına alınan saldırganın ilk ifadesinde, "Alkol aldık, tartışma çıkınca birbirimize vurmaya başladık. Kendime hakim olamadım; Fatma’nın yerde hareketsiz olduğunu görünce öldüğünden şüphelendim" dediği öğrenildi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Olgun G., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. "Oğlum, ablasını kanlar içinde yerde yatarken görüyor" Evladının acısını yaşayan Fatma Kara’nın babası Yılmaz Kara, olay anını güçlükle anlattı. Kara, "Sabah saatlerinde kızımı aradım, ulaşamadım. Defalarca aradım açmadı. Saat 12’de tekrar aradım açmayınca kızımı merak ettim ve oğlumu Ödemiş ilçesine gönderdim. Kızım orada ablasının evinde kalıyor ve kardeşinin çocuklarına bakıyordu. Olgun G. takıntılı bir şahıs ve kızımı takip ediyor. Zaten daha öncelerden de rahatsız ediyormuş. Belki 7-8 kez kızımı darp etmiş. Kolu kırıldı, bir gün gözü morardı. Bunları sorduğumda ‘Kapı çarptı’ gibi bahaneler söylüyordu. Çocuk da bunu tehdit ediyor. Normal bir insan olsa bunları herhalde yapmaz. Bu esnada kızım doğum günü için aynı mahallede oturan arkadaşının evine gidiyor. Telefonunu da ablasının evinde şarjda bırakıyor. Oğlumda Ödemiş’e varır varmaz önce ablasının evine gidiyor orada olmadığını görünce nerede olduğunu öğrenip ablasının arkadaşının evine gidiyor. Oğlum mahallede kızımın diğer arkadaşının evine giderken maalesef bu şahıs karşıdan geliyor. Benim oğlum da bu şahsı tanıyor. Sokakta yanından geçince işkilleniyor ve koşuyor. Mahallenin köşesine bakınca ablasını kanlar içinde yerde yatarken görüyor. Kızımı öldüren cani de hızla motoruna biniyor ve kaçıyor" diye konuştu. "Çocuğuma gelinlik giydireceğime, kefen giydirdim" Yılmaz Kara, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "İçim o kadar yanıyor ki ben kızımı gördüğümde kafası resmen dağılmış durumdaydı. Bir baba olarak ben şunu söylemek istiyorum. Kızım, benim ve oğlumun başının belaya girmesinden korktuğu için yaşadıklarını bize anlatmadı. Bu şahıs tarafından yapılan baskılar artınca çocuğum gidiyor şikayette bulunuyor ve uzaklaştırılma kararı aldırıyor. Çocuğuma o gün kumpas kuruyor ve sokakta feci şekilde dövüyor. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bir baba olarak Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenmek istiyorum. İdam cezasının getirilmesini istiyorum. 27 yaşında çocuğuma gelinlik giydireceğime, kefen giydirdim. Buz gibi evladımı toprağa verdim. Ayakta duracak halim yok. Ben kızıma kıyamazken başkalarını benim çocuğuma kıydı. Hiçbir annenin, babanın acı çekme hakkı yok. Bebeklikten evlilik çağına kadar, gelinlik çağına kadar kuzu gibi bakıyorsun ama takıntılı şahıs geliyor senin evladını senden koparıyor. Gencecik bir çiçeği koparıyor. İçim köz gibi yanıyor. Çok kötü bir vahşet, çok kötü bir olay." "Annesi bana emanet etmişti" Önceki yıllarda hayatını kaybeden annesinin Fatma’yı kendisine emanet ettiğini söyleyen ve Fatma Kara’nın yanında büyüdüğü akrabası Çiğdem Duran da, "Bu acının tarifi gerçekten yok. Benim canımı aldı. Annesi bana emanet etti. Emanetine 27 yaşına kadar bakabildim. Bu insanlık değil, başka bir şey. Çocuğumu mahvetmiş. Çocuğumu benden aldı. Benim yanımda yaşıyordu zaten. Annesi bana emanet etmişti onu. Bana anneler gününde hediye alırdı. Beni çocuğum ‘Sen annem gibisin’ diyordu bana. Ben ona kıyamazken buz gibi topraklara koyuldu. Saçının teline zarar gelmesini hiç istemedim. Artık kimsenin canı yanmasın. İdamın gelmesini istiyorum. Hiçbir anne çocuksuz kalmasın" açıklamasında bulundu. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Hatay Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum’a Hatay’da hemşehrilik beratı verildi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a Hatay’da fahri hemşehrilik beratı verildi. AK Parti grubunun Hatay Büyükşehir Belediye Meclisi’ne Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a fahri hemşehrilik beratı verilmesini içeren önergesi kabul edilmişti. Asrın felaketi sonrası Hatay’ın ayağa kalkmasına verdiği emeklerle takdir toplayan Bakan Kurum’a hemşehrilik beratı verilmesi için program düzenlendi. Mustafa Kemal Üniversitesi Atatürk Konferans salonunda düzenlenen programa; Hatay Valisi Mustafa Masatlı, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk, Hatay Milletvekilleri Hüseyin Yayman ile Necmettin Çalışkan ve vatandaşlar katıldı. "Yılbaşına kadar 11 ilimizde 453 bin bağımsız bölümün teslimini tamamlamak için koşuyoruz" Deprem bölgesinde 201 bin konutun Ocak ayı itibariyle teslim edildiğini ifade eden Bakan Kurum, "Bu iyi niyetlerle; teslim ettiğimiz konut sayısını Eylül’de 100 bine, Ekim’de 130 bine, Kasım’da 155 bine, Ocak’ta 201 bine ulaştırdık. Şu anda da hızımızı olabilecek en yüksek seviyeye çıkardık. Yılbaşına kadar 11 ilimizde 453 bin bağımsız bölümün teslimini tamamlamak için koşuyoruz. Şundan herkes emin olsun ki yolumuz, o çok istediğimiz yere varana kadar koşacağız. Bahtımız, o hayalini kurduğumuz anı getirene kadar çalışacağız. 11 ilimizde yuvasına kavuşmayan tek bir anne, iş yerini açmayan tek bir baba, yüzü gülmeyen tek bir yavru bırakmayacağız. Bu anlamlı buluşmada sizleri sayılarla meşgul etmek istemem. Ama ben izninizle Hatay’ımız özelinde devam eden çalışmaları şöyle kısaca izah etmekte fayda görüyorum. Bugüne kadar Hatay’da 46 bini aşkın yuvamızı kardeşlerimize teslim ettik. İnşallah 2025 yılı sonuna kadar toplam 153 bin bağımsız bölümü teslim etmiş olacağız" dedi. Kendisine verilen hemşerilik beratı için teşekkürlerini dile getiren Bakan Kurum, "Her partiden meclis üyelerimize ve Büyükşehir Belediye Başkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Şundan emin olun, bu hemşerilik beratını, bir ömür boyu bir şeref madalyası olarak taşıyacağım, evimin en güzel yerine asacağım, bu dünyadan göçene kadar da çocuklarıma anlatacağım. Hatay’ın hemşerilik beratı benim için hem çok anlamlı, çok değerlidir. Çok anlamlıdır çünkü Hatay benim ellerimi göğe açıp, ‘Allah’ım sen Hataylıları kimseye muhtaç etme, bizi de onlara mahcup etme’ dediğim yerdir. Bu berat çok değerlidir çünkü zor zamanlarda söz söylemenin, o sözü tutmanın tescilidir. Her şeyden önemlisi kardeşliğimizin belgesidir. Ben bir evladınız, bir kardeşiniz, bir hemşeriniz olarak bu onura layık olmak için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da durmadan, dinlenmeden çalışacağım, çalışacağım, çalışacağım" dedi. "Ben buradan, aklı sadece hizmette olanlara, gönlü daima kendi işinde olanlara selamlarımı gönderiyorum" Hatay’da yürütülen çalışmalarda etkin rol alanlara teşekkürlerini dile getiren Bakan Kurum, "Devlet, millet, belediyelerimiz, sivil toplum ve bilim insanlarımız hep birlikte çok çalıştık, halen de çalışıyoruz. Hatay’a gelip söz üstüne söz koyanlara değil, Hatay için taş üstüne taş koyanlara çok teşekkür ediyorum. Yalana değil, hizmete sarılanlara süslü cümleleri değil, geleceği kuranlara şükranlarımı sunuyorum. Şimdi siyasete bakıyorsunuz, daha kendi işini beceremeden, gönlünü başka makamlara kaptırmış olanları görüyorsunuz. Ben buradan, aklı sadece hizmette olanlara, gönlü daima kendi işinde olanlara selamlarımı gönderiyorum" ifadelerini kullandı.