GÜNDEM - 01 Şubat 2025 Cumartesi 11:17

Damat odası şehit odası oldu

A
A
A
00:00
00:00
HD

Suriye’de 5 yıl önce rejim güçlerinin saldırısı sonucu 4 arkadaşıyla birlikte şehit düşen Piyade Uzman Onbaşı İbrahim Halil Açıkgöz’ün anısı, evinde hazırlanan odayla anılıyor. Yıllar önce ailesinin damat odası yapmayı düşündüğü oda şehidin eşyalarıyla donatıldı, yatağına ise ay yıldızlı albayrak serilmesi herkesi duygulandırdı.

İdlib’de 10 Şubat 2020’de çatışmaların önlenmesi maksadıyla bölgeye takviye olarak gönderilen Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarına Esad rejimi tarafından topçu atışı ile saldırı gerçekleştirildi. Hain saldırıda 5 asker şehit olurken, 5 asker de yaralandı. Saldırıda şehit düşen 22 yaşındaki Piyade Uzman Onbaşı İbrahim Halil Açıkgöz’ün Gaziantep’teki baba evine acı haber ulaştı. Aradan geçen yıllara rağmen hala acılarını ilk günkü gibi yaşayan anne Süreyya Açıkgöz ve baba Hasan Açıkgöz oğullarının anısına evlerinin bir odasını şehide ait eşyalarla donattı. Şehit Açıkgöz’ün anısını her zaman yaşatmak istediklerini söyleyen aile, odaya girince bir nebze olsun acılarının dindiğini ifade etti.

Damat odası şehit odası oldu

"Baba, ben uzman çavuş olacağım ve geri dönmeyeceğim"

Şehit İbrahim Halil Açıkgöz’ün en büyük hayalinin asker olmak olduğunu söyleyen baba Hasan Açıkgöz, "Oğlum askere gitmeden iki ay önce, bana dönüp ‘Baba, ben uzman çavuş olacağım ve geri dönmeyeceğim’ dedi. Ben de ona hayırlısı olsun dedim. Ancak aslında o dönemde sevdiği kızla tartışmış, sinirle elini duvara vurmuş ve bileğinde çatlak oluşmuştu. Kolunu alçıya aldılar ve o halde askerliğe kabul edilmedi. Bu duruma annesi sevindi, çünkü eve geri dönecekti. Fakat ben biraz üzüldüm, çünkü oğlumun hayalleri yarım kalmıştı. Daha sonra askere gitti ve orada bir komutanı ona, ‘Senin gibi uzun boylu, yakışıklı bir asker görmedim. Seni bırakmam, bizimle devam edeceksin’ dedi. Oğlum da spora devam etti ve kısa sürede toparlandı. Telefonla konuştuğumuzda neden o yolu seçtiğini sordum, ama çok detaya girmedi. Güldüm, geçtim. Bir süre sonra izin aldı, 3-5 gün yanımızda kaldı ve sonra tekrar birliğine döndü. O dönemde Suriye’de zorlu günler geçiriyordu. Yine birkaç günlük izne geldi, ama çok geçmeden tekrar birliğine katıldı. Ancak üç ay dolmadan şehadet haberini aldık" dedi.

"Böyle bir evlat yetiştirdiğimiz için hem gururlu hem de hüzünlüyüz"

Şehit babası olmanın verdiği gururu ve hüznü anlatan Baba Açıkgöz, "Böyle bir evlat yetiştirdiğimiz için hem gururlu hem de hüzünlüyüz. O, vatanına ve milletine hayırlı bir evlat olmuş. Allah ondan razı olsun. Biz de ona minnettarız. Vatan sağ olsun. Evet, zamanla acımız biraz hafifledi ama içimizde derin bir boşluk var. Onun uğruna nice canların verildiği bu toprakları kolayca başkalarına teslim etmek istemiyoruz. Çünkü o topraklarda bizim evlatlarımızın kanı var" ifadelerini kullandı.

Damat odası şehit odası oldu

"Oğlumuzun odasını olduğu gibi koruyoruz"

Şehit İbrahim Halil Açıkgöz’ün anısını yaşatmak için özel bir oda hazırladıklarını söyleyen baba, "Oğlumuzun odasını olduğu gibi koruyoruz. Damat odası olmadıysa şehit odası olsun dedik. Şehadet yıldönümünde oraya gidip dualarımızı ediyoruz. Her gün kapısından geçerken durup odasına bakmadan edemiyoruz; ancak böyle rahatlıyoruz. Ona ait her şeyi sakladık. Çocukluk eşyaları olmasa da büyüdüğü dönemde giydiği kıyafetler, nişan yapmayı düşündüğümüz zamanlar için aldığı hediyeler, Isparta’dan getirdiği kolonyalar. Hatta ‘Canım babam, canım annem’ yazılı küçük notları bile duruyor. Onun eşyalarıyla vakit geçirerek özlemimizi biraz olsun dindiriyoruz. Oğlumuzun başına böyle bir şey geleceğini bilemezdik, ama demek ki eşyalarını saklamamız boşuna değilmiş. Şimdi onlarla avunuyoruz" şeklinde konuştu.

"Yine de resimlerini her yerde yaşatıyorum, çünkü onları görmezsem yaşayamam"

Şehit İbrahim Halil Açıkgöz’ün fotoğraflarına bakarak rahatladığını söyleyen anne Süreyya Açıkgöz, "Önceden giriyordum, hala da girmek istiyorum ama artık fazla giremiyorum. Sadece kapının önünde durup bakıyorum. Yine de resimlerini her yerde yaşatıyorum, çünkü onları görmezsem yaşayamam. Nereye dönsem onu görmek istiyorum. Kapıdan içeri girince, odasına girince, balkona çıkınca sanki nefes alıyorum. Onun resimlerini gördükçe huzur buluyorum. Son izne geldiğinde çantasını hazırlamıştı. Yengesi, ‘İbrahim, bu ne?’ diye sorduğunda, ‘Yenge, bu benim evim. Her şeyimi bu çantaya koyuyorum’ demişti. ‘Evim hep sırtımda. Hatta sevdiğimi bile sırtımda taşıyacağım’ diyerek gülümsemişti. O çanta, şehit düştükten altı ay sonra geri geldi. Ama ben odaya giremediğim gibi, o çantaya da bakamıyorum. Çünkü o çantaya bakmak, içimdeki özlemi daha da büyütüyor" diye konuştu.

Damat odası şehit odası oldu

İbrahim Koçyiğit-Fatma Altınbaş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Başkan Alemdar, sağlık çalışanlarıyla buluştu Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Tıp Bayramı dolayısıyla sağlık camiasıyla iftar sofrasında buluştu. Alemdar, "Siz gece gündüz çalışarak Allah’ın şifasını dağıtan, insanlara en zor zamanlarında el uzatanlarsınız. Bu kutsal mesleği, canı gönülden yapabilmek için gösterdiğiniz fedakarlıklarınızın en yakın tanıklarıyız" dedi. İftar organizasyonu öncesi Başkan Yusuf Alemdar, hekimler başta olmak üzere hekim adayları ve sağlık çalışanlarına gül takdim ederek, 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladı. Alemdar, sağlıkçıların devletin vatandaşlara uzattığı sevgi eli olduğunu ifade ederek, en büyük hedefin kendini geliştiren, yenileyen ve araştıran hekimlerin yetişmesi ve Türkiye’nin sağlık alanında en gelişmiş noktaya ulaşması olduğunu söyledi. Alemdar, "Sizler, tanımadığınız insanlara gecenizi gündüzünüze katarak Allah’ın şifasını dağıtan, insanlara en zor zamanlarında el uzatan kutsal meslek sahiplerisiniz. Hepimiz, canımızın derdine düştüğümüz anlarda sizlerin kurtuluş ellerine sığınıyoruz. Bu kutsal mesleği, canı gönülden yapabilmek için fedakârlıklarınızın en yakın tanığıyız. İnsanların hayatlarına dokunmak, dünya üzerindeki hiçbir para birimiyle ölçülemeyecek kadar değerli bir iştir. Sizler, devletin vatandaşlara uzanan sevgi ellerisiniz. Haklarınız asla ödenemez. Allah hepinizden razı olsun" dedi. "Genç hekim adaylarına baktıkça, doktorluk mesleğinin sönmeyecek ateşini ve ışığını görüyorum" Konuşması sırasında tecrübeli hekim ve hekim adayları gençleri bir arada gören Alemdar, "Bugün bu salonda, doktorluk mesleğine hayatını adamış büyüklerimiz ve hekimlik mesleğinin geleceğini oluşturacak, özverili bir şekilde bu yolu tercih etmiş genç hekim adaylarımız bulunuyor. Genç hekim adaylarına baktıkça, doktorluk mesleğinin sönmeyecek ateşini ve ışığını görüyorum. En büyük hedefimiz, gelişen teknolojiyle sürekli kendini yenileyen, empati duygusu gelişmiş, araştırma yaparak hekimlik mesleğini daha ileriye taşıyan ve vatanına, milletine bağlı bir tıp geleceği yetiştirmektir. Bu yeni neslin, devraldığı görevi daha da ötelere taşıma arzusu içinde olduklarını biliyorum" diye konuştu. "Hastalarınızı anne, babanız gibi görün" Sağlık alanından doktor, hemşire ve tüm görevlilere tavsiyede bulunan İl Sağlık Müdürü Kayhan Özdemir, "Bugün duayen hocalarımız ve tıp öğrencilerimiz ile birlikteyiz. Tıp, yalnızca bir meslek değil, sevgiyle icra edilen sanattır. Hekimlik, bilgi birikimi, empati ve özveri gerektiren bir meslektir. Bu mesleği seçecek öğrencilerimize en büyük tavsiyem, hastalarınızı anne, baba ve kardeş gibi görmenizdir" şeklinde konuştu. "Tıp Fakültemiz, Türkiye’nin en önemli fakültelerinden biri haline geldi" SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza Al ise "Üniversitelerin eğitim, araştırma ve topluma katkı gibi önemli fonksiyonları vardır. Genellikle fakülteler, bu fonksiyonlardan birine odaklanır. Ancak bizim Tıp Fakültemiz, eğitim, araştırma ve topluma katkıyı bir araya getirerek bu alanda fark oluşturuyor. Yeni kurulmuş olmasına rağmen hızla kadrolaştı ve şu an Türkiye’nin en önemli fakültelerinden biri haline geldi. Bugün olduğu gibi her zaman yanımızda duran Alemdar’a teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun hakim karşısına çıkacakları tarih belli oldu Menajer Ayşe Barım’ın ‘Gezi Parkı’ soruşturması çerçevesinde Savcılığa ifade veren Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun yalan tanıklık yaptıkları iddiasıyla 4’er yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıkacakları tarih belli oldu. Ergenç ve Kocaoğlu’nun yargılanmasına 9 Mayıs tarihinde İstanbul 24.Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. Menajer Ayşe Barım hakkında Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde, oyuncular Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu ‘tanık’ sıfatıyla ifade vermişti. Ergenç ve Kocaoğlu’nun yalan tanıklık yaptığı iddiasıyla 2’şer yıldan 4’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. 9 Mayıs’ta hakim karşısına çıkacaklar Konuya ilişkin Ergenç ve Kocaoğlu’nun hakim karşısına çıkacakları tarih belli oldu. Şüphelilerin yargılanmasına 9 Mayıs tarihinde İstanbul 24.Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ifadelerinde Gezi Parkı döneminde yapılacak eylemlerle ilgili yurt dışında eğitim alarak, ayrıca gezi parkı eylemlerinde aktif rol alarak özellikle sosyal medya üzerinden ve park içerisinde yaptığı açıklamalarla olayların büyümesini ve canlı tutulmasını sağlayan gezi parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora ile irtibatlarının bulunup bulunmadığına yönelik sorulan sorulara ilişkin ifadelerinin çeliştiği anlatıldı. Hiçbir şekilde irtibatlarının olmadığını söyledi, 12 kez iletişim tespiti bulundu Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun, ifadelerinde gezi parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora ile hiç bir şekilde irtibatlarının bulunmadıklarını yalnızca sanat camiası kapsamında sektörden birbirlerini tanıdıklarını söyledikleri ancak şüpheliler hakkında gezi parkı olaylarına yönelik 2013 yılı itibari ile alınan HTS-Baz sinyal bilgisi incelemesi raporunda şüpheli Halit Ergenç ile gezi parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora arasında 12 kez iletişim tespiti bulunduğu, aralarındaki iletişimin gezi parkı döneminde özellikle yoğunlaştığının görüldüğü kaydedildi. Gezi parkı eylemlerinin yoğunlaşmaya başladığı dönemde iletişim kaydının bulunduğu belirtildi İddianamede, şüpheli Rıza Kocaoğlu’nun ise Alabora ile gezi parkı eylemlerinin yoğunlaşmaya başladığı 2013’de görüşmelerinin bulunduğu, ilgili tarihte gezi parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora tarafından şüpheli Rıza Kocaoğlu’nun 06:49 saatinde arandığı şeklinde iletişim kaydının bulunduğu aktarıldı. Kol kola yürüyüş yaptıklarının tespit edildiği kaydedildi Şüpheliler ile gezi parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora arasında iletişim tespitinin ve ortak baz sinyal bilgisinin bulunduğu dönemlere ilişkin yapılan açık kaynak araştırmasında ise gezi parkında kitlesel olarak eylemlerin yoğunlaştığı tarihte bir araya gelerek kol kola yürüyüş yaptıklarının tespit edildiğinin belirtildiği iddianamede, ayrıca aynı karede olduklarına dair fotoğrafların bulunduğu ve şüpheliler Ergenç ve Kocaoğlu’nun yalan beyanlarda bulundukları kaydedildi. 4’er yıla kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede şüpheliler Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun ‘yalan tanıklık’ suçundan 2’şer yıldan 4’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. (SD-RU