EKONOMİ - 24 Eylül 2024 Salı 12:03

Bir asırdır geleneksel yöntemlerle üzüm pekmezi yapıyorlar

A
A
A
Bir asırdır geleneksel yöntemlerle üzüm pekmezi yapıyorlar

Gaziantep’te kış hazırlıkları kapsamında, asırlar öncesinden kalma ve “mahsere” olarak adlandırılan ocaklarda yıllardır geleneksel hale gelen yöntemle pekmez yapılıyor.


Sonbahar mevsiminin gelmesiyle asırlardır geleneksel yöntemlerle hazırlanan ve “şifa kaynağı” olarak nitelendirilen üzüm pekmezinin sofraya uzanan zahmetli yolculuğu başladı. Gaziantep’in verimli topraklarında yakıcı güneşin tatlandırdığı üzümler, asırlardır geleneksel yöntem kullanılarak pekmez haline getiriliyor. Gaziantep’in köylerinde çiftçiler tarafından yetiştirilen üzümün pekmeze dönüştürülmesi için yoğun mesai harcanırken, “mahsere” olarak adlandırılan ocaklar çoğu gün 24 saat yanıyor.


Güneş doğmadan önce üzüm bağlarının yolunu tutan çiftçiler, yıl boyunca bin bir zahmetle her türlü bakımlarını yaptıkları üzümleri toplayarak traktörlere yüklüyor. Bağbozumu döneminin başlamasıyla üzümler, bağlardan büyük bir zahmetle toplanarak daha sonra köy meydanlarına getiriliyor.


Şire ürünlerinin büyük bir bölümünün karşılandığı Gaziantep’te çiftçilik yapan vatandaşlar, sonbahar mevsimi ile birlikte yıl boyunca özverili bir bakımının ardından topladıkları üzümleri pekmez yapmak için dev kazanları kurarak zahmetli ve telaşlı bir çalışma içerisine giriyorlar.


Merkez Şehitkamil ilçesinin kırsal Tokdemir Mahallesi’nde bağbozumu döneminin ardından mahsere ocaklarda kaynayan üzümün kokusu yayılıyor. Bin bir zahmetle toplanarak özenle işlenen üzümler, şifa kaynağı üzüm pekmezi, pestil ve cevizli sucuk olarak sofralarda yer buluyor.


Toplanan üzümleri sepet ve kovalara doldurarak, ayaklarına giydikleri çizmelerle ezip suyunu çıkaran çiftçiler, elde ettikleri suyu odun ateşinde büyük kazanlarda saatlerce kaynatıyor. Erkekler tarafından “mengene” olarak adlandırılan özel aletlerle ezilen üzümlerin suyu, önce "şerbet evi" denilen bölümde biriktiriliyor ve ezilen üzümün suyu posasından ayrılıyor. Ardından "tort" olarak adlandırılan kazanda bağlardan ve Antep fıstığı bahçelerinden budama zamanında toplanan odunlarla kaynatılıyor. İnce odun sayesinde elde edilecek pekmez özel bir tat ve renk kazanırken, üzüm suyu daha sonra ise "tekedene" adı verilen bölüme alınarak üzüm suyuna beyaz toprak ekleniyor. Taştan olan bölümde üzüm suyuna ilave edilen toprak filtre görevi yaparak üzüm suyunun içerisinde bulunan tortuyu ve cubur gibi parçacıkların ayrılmasını sağlıyor. Belirli bir süre sonra kazanın altındaki ateş söndürülüyor ve dibine çöken tortu, cubur gibi parçalar ile üste çıkan köpük kısmı alınarak beklemeye bırakılıyor. Burada 2 saat dinlendirilen ve içindeki bütün tortulardan arındırılan üzüm suyu bir kez daha kaynatılıyor. Ortalama 3-4 saat odun ateşinde fokur fokur kaynatıldıktan sonra şıra haline gelen üzüm suyu, bu şekilde pekmez kıvamını alıyor. Kaynatma esnasında sürekli bir kişi kazanın başında delikli süzgeç ile karıştırma işlemi yapıyor. İyice berraklaşan şerbet son olarak bakır kazana aktarılarak burada 3 saat boyunca kaynatılıyor. Her aşaması için bin bir emek verilen pekmezin üzerinden köpüğü alınarak daha sonra bir süre soğumaya bırakılıyor. Bağbozumu döneminde çiftçilerin pekmez ve diğer şire ürünleri hazırlama mesaileri yaklaşık bir ay sürerken köydeki asırlık mahserelerde ise 24 saat mesai yapılıyor.


Köy halkı uzun uğraşlar sonucu elde ettikleri pekmezleri günlük olarak tüketirken bazıları ise satışını yaparak ev ekonomisine katkı sağlıyor.


Dedesinden kalma mahsereyi işleten Tokdemir Mahallesi Muhtarı Adem Yeşilbağ, yıllardır köylerinde bulunan bir asırlık mahserede geleneksel yöntemlerle imece usulüyle pekmez yaptıklarını söyleyerek, “Köylüler üzümlerini topluyor, buraya getiriyorlar. Faş damı dediğimiz yerde çizmeler ile tepeleniyor. Şerbet damında şerbetler birikiyor, tort kısmında tortu çöküyor ayrışıyor ve sal kısmında dinlenip baş kazanında işlemleri bitiriyoruz. Ortalama bu işlem ise 3 ila 5 saat sürüyor” dedi.



“İçerisinde hiçbir şekilde katkı malzemesi yok”


Üretilen pekmezin içerisine katkı maddesi katmadıklarını aktaran Yeşilbağ, “Ürettiğimiz pekmezin içerisinde hiçbir şekilde katkı malzemesi yok. Pekmezden anlamayan insanlar içerisine şeker katıyorsunuz diyor. İşlem esnasında geçen serüven ortada ilk aşamada tortu olduğu anda bende yemem ama tüm aşamalar bitince cam gibi bir pekmez ortaya çıkıyor. Şeker katıyorsunuz diyenler yedikten sonra ise vazgeçemiyorlar” ifadelerini kullandı.


2 yıl öncesinde kadar köylerinde 7-8 tane olan mahsereden sadece bir tane kaldığını ve 100 yıldır aktif olarak çalıştığını belirten Yeşilbağ, “Bu mahsere tam 100 yıldır var. Dedemizden kalma imece usülüyle çalıştırdığımız bir sistemdir. Bu sistemde 7 kiloluk yaş üzümden 1 litre pekmez çıkıyor” şeklinde konuştu.


Yeşilbağ, 24 saat çalıştırılan mahserede günlük 150 kilo yaş üzümden 1 ton 200 litre pekmez çıkarıldığını ve çıkarılan pekmezin ise litresini 250 TL’den sattığını söyledi.



Bir asırdır geleneksel yöntemlerle üzüm pekmezi yapıyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da 17 ton bozuk tavuk ele geçirildi Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerinin Antalya’daki gıda denetimlerinde halk sağlığını tehdit eden ürünler ele geçirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerinin Antalya’da gerçekleştirdiği denetimlerde, son tüketim tarihi / tavsiye edilen tüketim tarihi geçmesine rağmen makine ile yeni tarih kodlanan ve yabancı dilde etiket yapıştırılarak ihraç edilmeye hazır hale getirilen binlerce ithal çikolata, bisküvi ve meyve konservesi gibi gıda maddesi ele geçirildi. Tüketim tarihi geçmiş 65 bin 662 adet ürün tespit edildi Aksu ilçesi Çamköy Mahallesi’nde A.S. ve B.D. isimli kişilere kiralanan bir depoda, Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü gıda kontrol görevlilerince denetim ve kontroller yapıldı. Ekiplerin gerçekleştirdiği incelemelerde, söz konusu depoda son tüketim tarihi / tavsiye edilen tüketim tarihi geçmiş 65 bin 662 adet geneli ithal çikolata, bisküvi, enerji içeceği, dilimli ananas konservesi ve pembe zencefil turşusu gibi gıda ürünleri tespit edildi. İncelemelerde, işletme içerisinde bulunan selülozik tiner ile silinen ürün ambalajlarındaki eski S.T.T./T.E.T.T. bilgilerinin Inkjet kodlama makinası ile değiştirildiği tespit edildi. Ayrıca, genelde 2023 olan S.T.T. ve T.E.T.T. bilgilerinin 2025 olarak yeniden kodlandığı, kodlama işlemleri tamamlanan bazı ürünlerin satışa hazır hale getirildiği, birçok ürünün S.T.T. ve T.E.T.T. bilgilerinin ise silinme aşamasında olduğu belirlendi. Dilimli ananas konservesi ve pembe zencefil turşusu adlı ithal ürünlerin etiketi üzerinde yapılan incelemede ise Tarım ve Orman Bakanlığı kayıtlarında alkolsüz içecek üretimi yapmak üzere faaliyet izni bulunan bir firma tarafından üretildiğine ilişkin bilgi tespit edildi. Öte yandan, söz konusu firmanın gıda güvenliği bilgi sisteminde fermente salamura ürün üretimi ve meyve sebze işleme faaliyeti için kaydının olmadığı belirlenirken söz konusu ürünlerin üretim yeri ile ilgili bir bilgiye ulaşılamadı. Ekiplerin denetim yaptığı işletmede ayrıca, S.T.T./ T.E.T.T. bilgileri yeniden kodlanmış ve kolilenerek satışa hazır hale getirilmiş ürünlere Rusça etiketler yapıştırıldığı tespit edildi. Para cezası yakalandı Bu işlemin, etiketlerde yapılacak kodlama sonrası ürünlerin ihraç edilmesine yönelik yapıldığı değerlendirildi. Birçok ürüne kemirgenler tarafından zarar verildiği tespit edilen işletmede ele geçirilen gıda maddeleri muhafaza altına alındı. Ayrıca, tüketim için uygun olmayan gıdaları piyasaya arz eden sorumlular hakkında kamunun sağlığına dair suçlar kapsamında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu Ayrıca, Bakanlıkça belirlenen hijyen esaslarına aykırı faaliyet göstermeleri nedeniyle sorumlular hakkında 5996 sayılı Kanunun 41. maddesinin (a) bendi kapsamında 29 bin 234 TL, Bakanlığa kayıt yaptırmadan faaliyet gösteren işletme hakkında aynı maddenin (c) bendi kapsamında 14 bin 595 TL ve son tüketim tarihi geçmiş ürünleri satan işletme hakkında yine aynı maddenin (d) bendi gereğince 14 bin 595 TL para cezası uygulandı. 17 ton bozuk tavuk ürünü Öte yandan, Kepez ilçesi Altınova/Sinan Mahallesi’nde bir işletmeye ait depoda, il ve ilçe müdürlüğü gıda kontrol görevlilerince yapılan denetim ve kontrollerde de bakanlıktan onaysız olarak tavuk parçalama faaliyetinde bulunulduğu tespit edildi. Yapılan incelemede, hijyen şartlarını sağlamayan depo içerisinde 17 ton son tüketim tarihi geçmiş, kokuşmuş, bozulmuş, marka ve parti numarası olmayan tavuk, tavuk kıyması ve kemik parçaları tespit edildi. Mekanik kıyma makinesi, parçalama tezgahları ve kıyma tambur makinesi bulunan işletmede, depolanmış şekilde çok fazla miktarda tavuk kıyması da ele geçirildi. Buradan hareketle son tüketim tarihi geçmiş tavukların söz konusu işletmede kıyma haline getirilerek tekrar piyasaya sürüldüğü değerlendirilerek iş yerinde bulunan tüm ürünler imha edildi. Söz konusu işletmeye aynı şekilde 5996 sayılı kanun kapsamında idari yaptırımlar uygulandı.
Tunceli Munzur Üniversitesi’nde akademik yıl açılışı Tunceli Munzur Üniversitesinde 2024-2025 akademik yılı, düzenlenen törenle gerçekleştirildi. Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen Munzur Üniversitesi 2024-2025 akademik yılı açılış töreni saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Açılışta konuşan Tunceli Vali Yardımcısı Okan Yenidünya, akademik yıl açılışının akademik ve idari personel ile öğrencilere hayırlı olması temennisinde bulundu. Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan Peker ise yaptığı konuşmada bu yıl 2 bin 380 öğrencinin Munzur Üniversitesini tercih ettiğini belirterek, kız öğrencilerinin tercih oranının yüksek olmasının ayrıca anlamlı olduğunu söyledi. 2008 yılında kurulan Munzur Üniversitesi yönetiminin yüzde 70’inin kadınlardan oluştuğunu kaydeden Prof. Dr. Peker, “Üniversitemiz 10 bine yaklaşan öğrenci sayısı ile bilimde öncü, düşüncede özgür, fikirde özgün anlayışıyla beşer olan insanın doğal ve sosyal dengede sağlıklı yaşamasının mühendisliğini kültür, sanat ve spor etkinlikleriyle yürütmektedir’’ dedi. Üniversitenin 8 fakülte, 3 meslek yüksekokulu ve 11 araştırma merkezi ile hem yerel hem de uluslararası düzeyde etkin olduğuna vurgu yapan Rektör Prof. Dr. Kenan Peker, diğer üniversitelerden farklı olarak 2023 yılında Munzur Üniversitesinde başlatılan ’eğitimci yazarlık programı’ ile her öğrencinin alanında haftada en az bir sayfa yazmakla başladığı ’eğitimci yazarlık programı’ tüm paydaşların büyük bir motivasyonuyla devam ettiğini ifade etti. Munzur Üniversitesinde derslerin uygulamaları için bu yıl yeniliklerle dolu bir sürecin başladığını kaydeden Prof. Dr. Peker, “Yeni kurulan bilgisayar donanım laboratuvarı, araştırma laboratuvarları, olimpik yüzme havuzu ve su altı teknolojileri, Erasmus business cafe, mobilya tasarım ve imalat atölyesi, kültür, sanat spor yaz festivalleri alanları, harita mühendisliği atölyesi, tercüme merkezi, sinema, yapay zeka kütüphanesi, psikolojik destek hizmetleri, optisyenlik tasarım atölyesi, geleceğin restoranı, turizm uygulama oteli, araç tamir bakım ve servis atölyesi, dijital iletişim stüdyosu, resim atölyesi, müzik stüdyosu, araştırma merkezleri özellikle en son teknolojiyi donatılmış Munzur Üniversitesi Nadir Toprak Elementleri Araştırma Merkezi öğrencilere uygulama imkanları sunmaktadır” diye konuştu. Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan Peker konuşmasının son bölümünde is şu ifadelere yer verdi: ’’Tüm bu faaliyetleri yaparken belirtmek isterim ki başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Yükseköğrenim Kurulu Başkanlığı, Bakanlıklarımız, valimiz, kamu kurum ve kuruluşlarımız ve Tuncelililer tarafından hiçbir kısıt olmayacak şekilde imkanlar sunulmaktadır. Kendilerine huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyoruz. Ne mutlu ki insan doğmuşuz. Cumhuriyetin kazanımlarıyla sevgi, barış ve adaleti kutsal bilmişiz. Ülkemizin her ilinde kurulmuş olan üniversitelerimizde dünyanın her tarafından gelen insanlarla iletişim ve etkileşimde çiçek gibi açıp gülmüşüz ve sonuçta fikir meyveleri üretmişiz. Tabiatla iletişime geçerek tasvir etmişiz. Özgün tasarımlarımızı sürdürülebilirlik için teknolojiye dönüştürmüşüz. Göle bakıp yansımaları düşünmüşüz, dağa bakıp derinliği düşünmüşüz ve uzaya bakıp sonsuzluğu düşünmüşüz. Beden, ruh ve akıldan oluşan bireyler olarak akıl, düşünme, mantık, zekâ, muhakeme, ilim ve irfan sürecinde hikmeti arayarak insanı kamil olmayı hedefliyoruz. Hayat iki sonsuz arasında bir mumdur anlayışıyla hayat boyu öğrenmeyi ve yükseköğrenim hayatını sürdürüyoruz.’’ Müzik dinletilerinin de yer aldığı programa, Vali Yardımcıları Okan Yenidünya, Fikret Dağ, Kemal Sefa Gökmenoğlu, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Niğde Bağımlılıkla mücadelede YEDAM’dan ücretsiz destek Niğde Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) bağımlılıklarla mücadele alanında yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor. Niğde Yeşilay Şubesi’nin Fertek Mahallesi’nde bulunan Danışmanlık Merkezinde düzenlenen basın toplantısında bağımlı bireylere ve ailelerine yönelik verilen ücretsiz psikolojik ve sosyal destek hizmetleri hakkında bilgi verildi. Toplantıda konuşan Yeşilay Niğde Şube Başkanı Hayri Yıldız, YEDAM’ın bağımlılıkla mücadele çalışmalarında medyanın gücüne ihtiyaç olduğunu belirterek bağımlılık alanında uzman psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarının görev aldığı YEDAM’ın bugüne kadar 2 bin 105 görüşme yaptıklarını 399 danışana ise hizmet verdiklerini söyledi. YEDAM’da görevli psikolog ise tütün, madde, kumar ve teknoloji bağımlılığı gibi farklı bağımlılık türleriyle de mücadele ettiklerini vurguladı. Yapılan açıklamada, sigara, alkol, madde, kumar ve internet bağımlılığını hayatından çıkarmak isteyenler Yeşilay Danışmanlık Merkezine davet edildi. Görüşmelerin tamamen gizlilik içerisinde gerçekleştiğinin ifade edildiği açıklamada bağımlılıkla mücadele edenlerin yanı sıra ailelere de destek sağlandığı açıklandı. YEDAM’da bağımlı bireyler ve aileleri ile yapılan görüşmelerde izlenen yolu anlatan görevli psikolog şunları söyledi; "Alkol, madde, internet ve sigara bağımlılığı olmak üzere 5 bağımlılık türünde tamamen ücretsiz bir şekilde tedavisini sağlıyoruz. Danışanlarımız yani bağımlı bireyler, haftalık düzenli görüşmelere katılıyorlar. Görüşmelerimiz tamamen gizlilik içerisinde gerçekleşiyor ve hiçbir kişi ve kurumla paylaşılmıyor. Bazı bireyler görüşmelere katılmak ya da tedavi olmak istemeyebiliyorlar biz de bu durumda ailelere destek veriyoruz. Bağımlılık bir beyin hastalığı olarak tanımlanıyor ve kişinin beynindeki bazı bölgelerde hasarlar ve bozulmalar meydana gelebiliyor. Bu yüzden tedavide aslında üç aşama çok önemli. Öncelikle psikoterapi yani kişinin psikoloğuyla yaptığı görüşmeler, bir yandan sosyal hizmet görüşmeleri ve tıbbi tedavi gerekiyorsa ilaç tedavisi alması da aşamalardan birisi." YEDAM Niğde Şubesinde bağımlı kişiler psikoterapinin yanı sıra hayatını geniş anlamda destekleyebilmek için atölye çalışmalarına da katılıyor. Bağımlılıklarla ilgili bilgi almak isteyenler ücretsiz psikososyal destek için 115 danışma hattı ile irtibata geçebileceği yada http://www.yedam.org.tr/ adresinden detaylı bilgiye ulaşabileceği belirtildi.
Kırıkkale Müşteri gibi pazara geldi, kaşla göz arasında emekli vatandaşın parasını çaldı: O anlar kamerada Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinde pazarda alışveriş yapan emekli bir vatandaşın 7 bin lirası yankesiciler tarafından çalındı. Güvenlik kameralarına yansıyan hırsızlık sonrası, polis ekipleri 4 şüpheliyi kısa sürede yakaladı. Edinilen bilgiye göre, Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinde semt pazarında alışveriş yapan Cemalettin Yüksel isimli emekli vatandaşın cüzdanı yankesiciler tarafından çalındı. Müşteri gibi pazara gelen 4 yankesiciden biri, 67 yaşındaki Cemalettin Yüksel’in pantolonunun arka cebindeki cüzdanını çalarak kayıplara karıştı. 7 bin Türk lirası bulunan cüzdanının çalındığını fark eden Cemalettin Yüksel, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Karakeçili İlçe Emniyet Amirliği ekipleri, Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarını inceleyerek şüphelilerin izini sürdü. Yapılan teknik ve fiziki takip sonucu şüphelilerin Köprü köyü mevkisinde olduğu belirlendi. Polis ekipleri, şüphelileri 27 AJA 665 plakalı araçta yakaladı ve ifadeleri alınmak üzere emniyete götürdü. Gözaltına alınan K.K. (29), T.K. (22), M.K. (37) ve yabancı uyruklu S.E.N. (40), emniyetteki işlemlerinin ardından Kırıkkale Adliyesi’ne sevk edildi. Çalınan 7 bin lira ise tutanak karşılığında Cemalettin Yüksel’e teslim edildi. Olayla ilgili adli süreç devam ederken, yaşlı adamın cüzdanının çalınma anı ise saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı.