EKONOMİ - 17 Aralık 2024 Salı 12:05

Antep fıstığının kullanım alanı ve ihracatı arttı

A
A
A
Antep fıstığının kullanım alanı ve ihracatı arttı

Baklavadan yemeklere, tatlılardan çerezlik ürünlere ve Dubai çikolatası gibi pek çok alanda kullanılan Antep fıstığının kullanım alanı arttıkça ihracatı da artıyor. Yılın 9 ayında 88 ülkeye 144 milyon 489 bin dolarlık Antep fıstığı ihracatı gerçekleştirildi.


Önceki yıllarda sadece kuruyemiş alanında çerezlik ürün olarak tüketilen ve baklavanın yanı sıra bazı tatlı çeşitlerinde kullanılan Antep fıstığı, artık pek çok alanda kullanılıyor. Çerezlik ürün olmanın yanı sıra artık önemli bir sanayi ürünü haline gelen Antep fıstığında rekoltenin, kullanım alanının ve ihracatın her geçen gün artması yüzleri güldürüyor.


Türkiye’de yaygın olarak yetiştirildiği Gaziantep ve Şanlıurfa’da "yeşil altın" olarak da nitelendirilen Antep fıstığının kullanım alanının artması ihracata da yansıdı. Yüksek getirisi dolayısıyla son dönemlerde üreticinin büyük ilgi gösterdiği ve başta Gaziantep, Kilis ile Şanlıurfa olmak üzere Türkiye’deki birçok ilde yetiştirilen Antep fıstığı, çerezlik ürün olmakla birlikte, özellikle son yıllarda kullanım alanının genişlemesiyle endüstriyel bir ürün haline geldi. Başta Gaziantep olmak üzere Güneydoğu Anadolu bölgesinin ekonomisi açısından da önemli bir ürün olan Antep fıstığı, Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfa gibi bölge illerinin yanı sıra Ege ve Akdeniz bölgesinde de yetiştirilmeye başlandı.


Yılın 9 ayında 88 ülkeye 144 milyon 489 bin dolarlık Antep fıstığı ihracatı


Türkiye’den yılın 9 ayında 88 ülkeye 144 milyon 489 bin dolarlık Antep fıstığı ihracatı gerçekleştirildi. Hasat sezonu olarak kabul edilen 1 Ağustos ile 31 Ekim 2024 arasındaki dönemde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 94 oranında ihracat artışı sağlandı. 2014 yılında 53 bin ton olan Antep fıstığı rekoltesi 2024 yılında 500 bin ton olarak gerçekleşti. Son dönemlerde Dubai çikolatasındaki kullanımı nedeniyle fiyatı da artan Antep fıstığı geçtiğimiz aylarda "TasteAtlas" isimli platform tarafından hazırlanan dünyanın en iyi 10 kuruyemişi listesinde de ikinci sırada yer aldı.


“Bu yıl 500 bin ton Antep fıstığı rekoltesi elde edildi”


Girdiği her ürüne lezzet katan Antep fıstığının kullanım alanının ve ihracatının arttığını belirten fıstık işletmecisi Özgür Atakan, son aylarda daha çok Dubai çikolatasında kullanılan Antep fıstığına yılbaşı öncesi de talebin arttığını söyledi. Türkiye’de fıstık üretiminin ve rekoltesinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Atakan, “Antep fıstığında her yıl üretim miktarı artmaktadır. Geçen yıl 150-160 bin ton Türkiye genelinde rekolte varken bu yıl 500 bin ton çok yüksek miktarda Antep fıstığı rekoltesi elde edildi. Bu yüksek rekolte de ihracatçılarımızın, odalarımızın ve özel şirketlerin tanıtımıyla Antep fıstığı yurt dışında ciddi bir pazar buldu. 500 Bin ton fıstığın yüzde 10-15’i ihracata gidiyor. Geri kalanı ise iç piyasada tüketiliyor” dedi.


“Her geçen yıl Antep fıstığı ihracatı artmaktadır”


Antep fıstığında fiyat dengesinin çok önemli olduğunu ifade eden Atakan, “Amerika’da ve İran’da da fıstık var. Bu ülkelerle rekabetçi fiyatlarımız oluştuğu zaman ihracat oluyor. İhracat konusunda bir kısıtlama yok. Ama gönül ister ki Antep fıstığının yüzde 70-80’ini ihraç edelim. Ama bu zamanla olacaktır. Yine de önceki yıllara göre her geçen sene Antep fıstığı ihracatı artmaktadır” ifadelerini kullandı.


“Antep fıstığı girdiği her ürüne değer katıyor”


Daha önce sadece çerez olarak tüketilen Antep fıstığının önemli bir sanayi ürünü haline geldiğini ifade eden Atakan, “Antep fıstığı yaklaşık 10-15 yıldır artık sanayi ürünü oldu. Her sene de artarak sanayi alanında kullanımı artmaktadır. Tatlılarda, baklavalarda, helvada, hatta kebaplarda bile Antep fıstığı kullanılıyor. Antep fıstığı girdiği her ürüne değer katıyor. Dolayısıyla her gıda maddesini Antep fıstığı ile tanıştırmak istiyoruz. Bazı gıda ürünleri de gerçekten Antep fıstığı ile birleştiğinde kabul görüyor. Bunlardan biri bu sene Dubai çikolatası oldu. Dubai çikolatası tüm dünyayı kasıp kavurdu. Antep fıstığı çok özel bir lezzettir. Her sene üretimimiz artıyor. Buna bağlı olarak ihracatımızın da artacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.


“Aflatoksinli ürün ülkemizde tüketilemez ve imha edilir”


Antep fıstığında yüksek oranda aflatoksin tespit edildiği iddialarına da değinen Atakan, “Aflatoksin yağlı tohumların hepsinde yıllardır olan bir çeşit mantardır, yani küftür. Antep fıstığının ağaçta toplanma şekilleri, işletmenin hijyen şartları da aflatoksini etkiliyor. Fakat bu geri dönen ürünler her sene olabiliyor. Yalnız geri dönen ürünler bir prosedür gereği limanlarda bekletilir, analiz edilir ve o üründe aflatoksin varsa o ülkeye getirilmesine izin verilmez. Bir yıl içinde aflatoksin analizine tabi olmayan ülkelere ihracat yapılması istenir. Şayet bu olmazsa o ürün imha edilir. Dolayısıyla gitmeyen ürünün tekrar gelip iç piyasada kolay bir şekilde satılması mümkün değil” ifadelerine yer verdi.


“Yılbaşı öncesi Antep fıstığına talep var”


Yılbaşı öncesi en çok tercih edilen çerezler arasında Antep fıstığının da yer aldığını bildiren Atakan, “Antep fıstığı endüstriyel bir ürün olmasının yanı sıra kuruyemiş olarak da tüketilen bir üründür. Her yılbaşında olduğu gibi bu sene de Antep fıstığına talep artmaktadır. Çünkü her insan yılbaşı gecesinde Antep fıstığı tedarikini sağlamaktadır. O yüzden satışlarda artmaktadır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Oksijen yerine azot verilmişti; minik Ege hayata tutunamadı İzmir’in Torbalı ilçesinde iddiaya göre, göz ameliyatı esnasında oksijen yerine azot verilmesi sonrası solunumu ve kalbi duran Ege Avcı, 6 yıllık yaşam mücadelesini kaybetti. Torbalı’da yaşayan İpek Yeşilçam ve Ünal Avcı’nın ikinci çocukları Ege Avcı, 4 yaşındayken tek gözünde şaşılık şikayetiyle 12 Aralık 2018’de bir hastanede ameliyata alındı. Anestezi esnasında 19 dakika boyunca oksijen yerine azot verilmesi sonrası solunumu ve kalbi duran Ege, Ege Üniversitesi Hastanesine sevk edildi. 26 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Ege’ye serebral palsi (beyin felci) teşhisi konuldu. Ege Avcı’ya yüzde yüz engelli raporu verildi. Ailenin suç duyurusunda bulunması üzerine Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı Yaşam mücadelesini kaybetti O günden beri engelli olarak yatağa bağımlı yaşayan Ege, 2 Eylül’de Behçet Uz Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Ege, 15 Aralık’ta verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Ailesi, Ege’nin hayatını karartan bu ihmal nedeniyle yıllardır hukuk mücadelesi verirken, olayın üzerinden geçen 6 yıla rağmen dava sonuçlanmadı. 19 kişi hakkında dava açılmıştı Soruşturma sonrası anestezi cihazının bağlantılarını yapan medikal firmasının yetkilileri F.K. ile A.Y., mekanik eksikliklerin giderilmesi için anlaşılan firma yetkilisi N.Ö., hastanenin faaliyete geçtiği tarihten kesin kabulüne kadar bakım ve onarımının yükümlülüğünde sorumlu olan firma yetkilisi V.B., Torbalı Devlet Hastanesi Başhekimi Ş.T., Hastane Müdürü A.A., Mekatronik Teknikeri T.O., Biyomedikal Teknikeri F.G., Ameliyathane Sorumlu Hemşiresi A.Ö., Anestezi Teknisyeni S.A. ve Anestezi Uzmanı Dr. G.G.’nin de aralarında bulunduğu 19 kişi hakkında Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, ’taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan 1,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
İstanbul Sultangazi Belediyesi’nden çölyak hastalarına glütensiz gıda desteği Sultangazi Belediyesi, çölyak hastaları için glütensiz gıda desteğini sürdürüyor. Glüten hassasiyeti bulunan vatandaşlar için içinde ekmekten kek yapımına gerekli malzemelerin bulunduğu koliler, her ay düzenli olarak sahiplerine ulaştırılıyor. Günümüzün önemli rahatsızlıklarından biri olan biri olan çölyak hastalığına dikkat çeken Sultangazi Belediyesi, glüten alerjisi olan hastalara kolaylık sağlamak için glütensiz malzemelerden oluşan gıda desteğinde bulunuyor. Ekmekten kek yapımına Çölyak hastalarının evlerinde sağlıklı ve glütensiz ekmek, kek ve tatlı yapmaları için gerekli malzemelerin bulunduğu koliler her ay düzenli olarak çölyak hastalarına teslim ediliyor. Kolilerin içerisinde yer alan glüten içermeyen un, makarna, karabuğday, mısır nişastası, kraker ve kurabiye gibi ürünler çölyak hastalarına büyük kolaylık sağlıyor. Nasıl başvurulur Çölyak tanısı konulan ve raporu olan vatandaşlar Sultangazi Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne başvurabiliyor. Başvurusu kabul edilen çölyak hastalarına düzenli olarak her ay glütensiz gıda kolisi teslim ediliyor. 5 yıldır dağıtılıyor Çölyak hastalarının dikkatli beslenmesi gerektiğinin altını çizen Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun; “Glütensiz gıdalara ulaşmak bazen kolay olmuyor. Bizler Sultangazi Belediyesi olarak hastalıkla ilgili farkındalık oluşturmak ve glüten hassasiyeti bulunan komşularımıza kolaylık sağlamak adına düzenli olarak gıda desteğinde bulunuyoruz. Komşularımız gıda kolisinin İçerisindeki malzemelerle kendi kek ve ekmeklerini yapabiliyor. Yaklaşık 5 yıldır glütensiz gıda desteğimizi sürdürüyoruz. Hastalarımıza bir nebze kolaylık sağlayabiliyorsak ne mutlu bize” diye konuştu.
İstanbul Suriye’nin yeniden inşasında Hatay ’üs’ oluyor Suriye’de 53 yıllık Esad rejiminin devrilmesinin ardından bölgede yeniden yapılanma süreci başladı. Türkiye’nin özellikle altyapı, lojistik, inşaat gibi sektörlerde önemli rol oynaması, tedarik aşamasında da Hatay’ın merkez üs olması bekleniyor. Suriye’de 53 yıllık Esad rejiminin devrilmesinin ardından Dışişleri Bakanlığı stratejik hamlelerini ardı ardına sürdürüyor. Yaklaşık 12 yıldır devam eden savaşın yıkıcı etkisiyle altyapısı büyük oranda zarar gören Suriye, yeniden inşa sürecinde çeşitli alanlarda ülkeler için yeni iş olanakları sunacak. Türkiye, yeniden inşa ve büyük dönüşüm sürecinde kilit rol üstlenecek. Bu kapsamda 9-13 Aralık tarihleri arasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen 15’inci Büyükelçiler Konferansı’nda Suriye’nin yeniden inşasında Türkiye’nin rolü de gündeme geldi. Suriye’nin yeniden inşasında Türkiye için çok büyük fırsatlar olduğunu belirten Liberya Fahri Başkonsolosu Selahattin Yılmaz, bu kapsamda Hatay’ın stratejik önemine dikkat çekti. Yılmaz, “Suriye ile sınır olan Hatay hem tarihi hem de coğrafi olarak çok stratejik bir konumda. Birleşmiş Milletlerin raporuna göre Suriye’nin yeniden inşa 400 milyar dolara mal olacak. Analizlerde, yenilenme ve ticaret koridorunun açılmasıyla Türkiye’ye 100 milyar dolarlık pazar açılacak. Hatay ise bu pazara açılan kapı. O nedenle Suriye’nin yeniden inşasında Hatay ‘üs’ olacak” dedi. Suriye’nin yeniden inşa sürecinin Türkiye’ye 100 milyar dolarlık pazar fırsatı sunduğunu belirten Yılmaz, “Bu pazara açılan kapı ise lojistik konumu ile Hatay olacak. Hatay’ın deprem yaralarını Suriye, Suriye’nin savaş yaralarını Hatay saracak. Birbirlerine merhem olacaklar” dedi. ‘‘Hatay bölgede küresel düzeyde önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olacak’’ 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremde en büyük yarayı Hatay’ın aldığını aktaran Yılmaz, “Depremin ardından devletimizin sağladığı altıncı bölge teşvikleri ile Hatay’da büyük bir yeniden yapılanma sürecini başladı. Bu süreç hem yerel hem de uluslararası düzeyde bölgenin kalkınma potansiyelini hızla artırdı” diye konuştu. Bu sürecin parçası olarak Suriye’nin yeniden inşanda Hatay’ın ekonomik öneminin daha da artacağına dikkat çeken Yılmaz, “Hatay bölgede küresel düzeyde önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olacak. Savaş yarası alan Suriye ile deprem yarası alan Hatay birbirine merhem olacak. Yaralarını birlikte saracaklar” ifadelerini kullandı. 6’ncı Bölge Teşvikleri’nin Hatay’daki yatırımların hızla büyümesine olanak tanıyacak vergi avantajları, düşük faizli krediler ve diğer devlet desteklerini içerdiğini aktaran Yılmaz, Yatırımcılar, bu teşviklerden yararlanarak yatırımlarını daha verimli hale getirebilir ve bölgedeki projelerinden yüksek verim alabilirler” dedi. 6’ncı Bölge Teşvikleri ile Hatay’ın güçlü sanayi altyapısına ulaşacağının altını çizen Yılmaz, şehrin stratejik coğrafi konumu ile büyük bir yatırım merkezi haline geleceğine dikkat çekti. Hatay’daki en önemli ticaret alanlarından birinin İskenderun Limanı olduğunu hatırlatan Yılmaz, “Bu liman Türkiye’nin en büyük limanlarından biri. Burada bir kapasite artışı, bölgedeki lojistik faaliyetlerin daha verimli hale gelmesini sağlayacak ve ticaret hacmini artıracak. Hatay’ın coğrafi olarak, Türkiye ve Suriye’nin önemli ticaret yolları üzerinde yer alması, lojistik sektöründe büyük fırsatlar oluşturuyor. Liman altyapısına yapılacak yatırımlar, bu süreçte Hatay’ı önemli bir lojistik üssü haline getirecek” şeklinde konuştu. Suriye’nin yeniden inşa sürecinde özellikle altyapı projeleri, inşaat sektörü ve lojistik faaliyetlerde büyük bir büyüme sağlayacağını anlatan Yılmaz, “Hatay’ın coğrafi olarak, Suriye’nin tamamına açılan bir kapı işlevi görmesi, bölgedeki ticaretin artmasına ve bölgenin sanayi kapasitesinin büyümesine olanak tanıyacak. Hatay, hem Türkiye hem de Suriye için ekonomik bir üs haline gelerek, büyük bir ekonomik büyüme ivmesi kazanacak” dedi. Suriye’nin yeniden inşa sürecinin Hatay’ın sanayi ve lojistik sektörlerinde büyümeye devam etmesine de olanak tanıyacağını aktaran Yılmaz, bölgedeki ticaret hacminin hızla artacağını ve Suriye’nin yeniden yapılanmasına katkı sağlayan bir merkez haline geleceğini kaydetti. ‘‘Türkiye bölgedeki ekonomik kalkınmaya katkı sağlıyor’’ Irak savaşının ardından Türkiye’nin üstlendiği rolü ve bölgedeki ekonomik kalkınmaya sağladığı katkıyı hatırlatan Yılmaz, “O dönemde Türkiye, sadece iç piyasasında değil, dış ticaret alanında da büyük bir atılım gerçekleştirdi” dedi. Benzer bir sürecin Suriye’nin yeniden inşasında da yaşanacağını anlatan Yılmaz, “Hatay, coğrafi olarak Suriye’ye yakınlığı sayesinde, Suriye’nin yeniden inşasında merkezi bir yer tutacaktır. Bu süreç, Hatay’ın ekonomik gücünü daha da artıracak, Hatay ve çevresi ulusal ve uluslararası ticaretin önemli bir parçası haline gelecek” diye konuştu. İş insanlarını Hatay’a yatırıma davet eden Yılmaz, şunları anlattı: “Hatay’da sanayi, lojistik, inşaat, dijital altyapı ve turizm gibi alanlardaki fırsatlar, yatırımcılar için büyük kazançlar sunuyor. Hatay, sadece Türkiye’nin değil, bölge genelinde ekonomik bir güç merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Bu süreçte, diplomatik ilişkilerin de güçlenmesiyle birlikte, yatırımcılar ve iş insanları için şehir büyük fırsatlar sunuyor. Suriye’nin yeniden inşa sürecine katılarak Hatay ve çevresi büyük bir ekonomik büyüme yakalayacak. Bu bölge uluslararası arenada daha da güçlü bir konum elde edecek.”