SAĞLIK - 17 Aralık 2024 Salı 12:00

Yeğeninden ünlü sanatçı Ferdi Tayfur’un sağlık durumuna ilişkin paylaşım:

A
A
A
Yeğeninden ünlü sanatçı Ferdi Tayfur’un sağlık durumuna ilişkin paylaşım:

Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşadığı evde aniden fenalaşan ünlü sanatçı Ferdi Tayfur’un tedavi olduğu Muğla’daki özel bir hastaneden Antalya’ya sevkinin ardından basın danışmanı ve yeğeni Şirin Gözalıcı, Tayfur’un sağlık durumu hakkında sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Gözalıcı, “Sayın Ferdi Tayfur’un, Antalya Medikal Park Hastanesinde normal odada yatışı sağlanmaktadır. Şuuru açık olup önümüzdeki saatlerde ameliyata alınması planlanıyor” ifadelerini kullandı.

Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşadığı evde aniden fenalaşan ünlü sanatçı Ferdi Tayfur, Muğla’nın Menteşe ilçesinde özel bir hastanede tedavi altına alınmıştı. Yoğun bakım ünitesinde yatan Tayfur, ailesi tarafından ilk olarak ambulans helikopterle havalimanına, ardından ambulans uçak ile Antalya’ya sevk edildi. Muğla’da bulunan özel hastanenin başhekimi, sanatçının genel sağlık durumunun iyi olduğunu belirtmişti. Ancak aile üyeleri ve uzman doktorların tavsiyesi doğrultusunda, Ferdi Tayfur dün akşam ambulans uçakla Antalya’ya getirildi. Antalya’da özel bir hastanede tedavisi devam eden Ferdi Tayfur’un yeğeni ve basın danışmanı Şirin Gözalıcı, sabah saatlerinde sosyal medya hesabından Tayfur’un sağlık durumu hakkında bilgi verdi. Gözalıcı, “Sayın Ferdi Tayfur’un, Antalya Medikal Park Hastanesinde normal odada yatışı sağlanmaktadır. Şuuru açık olup önümüzdeki saatlerde ameliyata alınması planlanıyor, tüm sevenlerine duyurulur” açıklamasında bulundu.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’da farklı yerli malı kutlaması Ülkemizde tutumluluğu, yatırımı ve Türk Malları’nı tercih etmeyi hedefleyen yerli malı haftası kutlamaları etkinlikleri Erzurum’da farklı bir boyutta ele alındı. Atatürk Üniversitesi Özel Vakıf Okulları tarafından, "Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası" kapsamında "Yerli Üret, Yerli Tüket" sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikte öğrenciler geleneksel kutlamalardan farklı bir gün yaşadı. Etkinlikte alışıla gelmiş yerli malı haftası kutlamalarının aksine; Türk Savunma Sanayisinin üretmiş olduğu yerli araçlar ve teçhizatlar eşliğinde bir gün yaşandı. Programa Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Türkez, Atatürk Üniversitesi Özel Vakıf Okulları yöneticileri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Etkin alanında yerli üretim zırhlı araçlar, TOGG, polis ve jandarmanın kullandığı ekipmanlar, öğrencilerin geliştirdiği teknolojik projeler sergilendi. Görsel Sanatlar Öğretmeni Mahmut Ergül’ün 2 günlük çalışma ile ortaya çıkardığı “Devrim ve TOGG” resmi ilgi odağı oldu. 9 yaşındaki ikiz kardeşler Esmanur ve Mehmet ise Nenehatun ve Erzurum Bar elbiseleri ile dikkat çekti. Öğrencilerin asker ve polislerin teknolojik imkanlarına yakından ilgilenmesi yanında zaman zaman araçların içinde tecrübe edinmeleri günün önemli kazanımlarından birisi oldu. Atatürk Üniversitesi Özel Vakıf Okulları Genel Müdürü Erdal Karagülle, ülkemizde klasik hale gelmiş yerli malı kutlamalarından farkı olarak, öğrencilere milli teknoloji hamlesi anlamında hem farkındalık oluşturmak hem de bilinçlendirmek amacıyla Erzurum Valiliği’nin destekleriyle hafızalara kazınacak bir gün yaşadıklarını vurguladı.
İstanbul Kokina çiçekleri yılbaşına hazır Yılbaşının sembol çiçeği olarak görülen kokina, rafları süslemeye başladı. Çiçekçiler, kokina fiyatlarının 300 TL’den satıldığını söyledi. Yılbaşının simgelerinden biri olan kokina çiçeği tezgahlardaki yerini aldı. Yılın sonuna doğru yaklaşırken herkesi yeni yıl heyecanı sarmaya başladı. Yeni yıl ile beraber hazırlıklar devam ederken, kokina çiçekleri çiçekçilerin tezgahlarını süslüyor. Çiçekçiler tüm hazırlıkları yaptıklarını belirterek, müşterilerden gelecek siparişleri bekliyor. Kokina çiçeklerinin demeti bu yıl 300 TL’den satılıyor. Yılbaşı için şimdiden kokina çiçeklerini hazırladıklarını belirten çiçekçi Zöhrap Talayhan, “Siparişler gelmeye başladı. Yılbaşına bir hafta kala bu siparişler daha da artacaktır. Kokinalar bize hazır geliyor. Biz burada satışını yaparken müşterilerin talebine göre süsleyip hazırlıyoruz. Çok fazla dikenli olduğu için eldiven ile hazırlıyoruz. Günlük şu anda 10-15 adet sipariş geliyor. Yılbaşına bir hafta kala bu rakam 30-40 adete çıkar. Dükkanımıza gelip alanda oluyor. Fiyatlarda geçen seneye göre çok büyük fark oldu. Demetini bu yıl ortalama 250-300 TL arasında satıyoruz. Kokinanın maliyet ve işçiliği çok fazla. Normalde kokinalar ormanda yetişiyor. Yaprakları farklı dallardan meyveleri farklı dallardan toplanıyor. Meyveler daha sonra dikenli olan yapraklara tek tek takılıyor. O yüzden işçiliği çok zor. Aralık ayının başından bu yana 500 adet satmışızdır. Yılbaşına kadar da 600 adet satmayı planlıyoruz. Toplamda ise bin ile bin 100 adet arasında satmayı planlıyoruz” şekline konuştu.
İstanbul Roketsan Genel Müdürü İkinci: ”Türk savunma sanayii dünya da kendisine örnek teşkil edebilecek bir atılım ve gelişim içerisinde" Savunma Sanayii Buluşmaları etkinliğinde konuşan SAHA İstanbul Başkan Yardımcısı ve Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, "Türk savunma sanayii dünya da kendisine örnek teşkil edebilecek bir atılım ve gelişim içerisinde. Son 20 yılda özellikle yapılan atılımlarla artık Türkiye savunma ürü alan tüketen bir ülke pozisyonundan savunma ihracatı gerçekleştiren, diğer ülkelere gerçekleştirmiş olduğu teknolojilerle ürün ihraç eden bir statüye kavuşmuş durumda. "Uluslararası Uzay Kongresi (IAC 2026) ülkemizde gerçekleştirmeyi hedefliyoruz" dedi. Türkiye savunma sanayiinin milli ve yerli yapısı ile güçlenmesine katkı sunmak amacıyla SAHA İstanbul tarafından düzenlenen Savunma Sanayii Buluşmalarının 6’ıncısı gerçekleştirildi. SAHA İstanbul Başkan Yardımcısı ve Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe, İstanbul Vali Yardımcısı Yücel Gemici, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Gökhan Uçar ile İSO Meclis ve Meslek Komitesi Üyeleri ve savunma sanayi ana tedarikçi firmalarının yöneticileri katıldı. SAHA İstanbul’dan bahseden SAHA İstanbul Başkan Yardımcısı ve Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, “SAHA İstanbul olarak platform ve alt yüklenici firmaları KOBİ’lerimiz ile bir araya getirerek iş geliştirmeleri için zemin hazırlıyor, savunma sanayii ekosistemimizin gelişmesi ve genişlemesi için firmalar, üniversiteler ve ARGE kuruluşları ile oyun değiştiren yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için tüm paydaşları Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda buluşturuyoruz. Biz de ülkemizin yükselen yıldızı savunma, havacılık ve uzay sanayiimizin merkezindeki en önemli sivil inisiyatif konumundaki SAHA İstanbul olarak kurulduğumuz günden bu yana ’Artık Hikayeler Yarım Kalmasın’ diyerek çalışıyoruz. Yaklaşık 10 yıl önce 27 üye ile başlayan yolculuğumuza bugün için 49 şehirden, 52 farklı alanda faaliyet gösteren, büyük bir çoğunluğu KOBİ statüsündeki 1300’den fazla firma, 29 üniversite ve iş birliği içinde olduğumuz çok sayıda önemli kurum/kuruluş ile devam ediyoruz. Böylelikle sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda Avrupa Havacılık ve Uzay Kümeleri Birliği’nin (EACP) de en büyük sanayi kümelenmesi olarak önemli bir ekosistem oluşturuyoruz” diye konuştu. "Türk savunma sanayii dünya da kendisine örnek teşkil edebilecek bir atılım ve gelişim içerisinde" Geliştirilen teknolojilerin dünyada kendisine örnek teşkil ettiğini kaydeden İkinci, “Günümüzün muhabere konsepti içerisinde aslında bütün kavramları temelden değiştiren yeni teknolojik akımlarla muharebe konseptini farklı bir noktaya taşıyan ve bundan sonra da gelişmesine devam edecek büyük bir değişimin içerisindeyiz. Bu değişimde özellikle bizim bağımsızlığımızı korumamız geleceğimizi garanti ve teminat altına alabilmemiz için savunma sanayimizin güçlü olmasının dışında bir seçeneğimiz yok. Çok şükür ki şuana kadar gerçekleştirmiş olduğumuz başarılı faaliyetlerle Türk savunma sanayii dünya da kendisine örnek teşkil edebilecek bir atılım ve gelişim içerisinde. SAHA İstanbul olarak da bizim Türk Havacılık ve savunma sanayinin gelişimi için KOBİ ölçeğindeki firmaların organizasyonlarını gerçekleştirmek onların ihracat odaklı olarak savunma sanayine katkılarını yoğun bir çaba içerisinde devam ediyoruz” dedi. Türkiye’nin ürün alan konumdan savunma ihracatı yapan pozisyona geçtiğini belirten İkinci, “Son dönemde özellikle ortaya çıkan bölgesel çatışmalarda gösterdi ki aslında Türkiye’nin savunma sanayi alanında yapmış olduğu yatırımlar ülkemizin güvenliği açısından bizlere son derece önemli katkılar sağladı. Bundan sonraki dönemde de özellikle bağımsızlığımızın ve ülkemizin güvenliğimizin teminatı olacak savunma sanayine yatırımların, gelişmelerin takip edilmesi artık bir opsiyon değil bizler açısından zaruri bir faaliyettir. Son 20 yılda özellikle yapılan atılımlarla artık Türkiye savunma ürü alan tüketen bir ülke pozisyonundan savunma ihracatı gerçekleştiren, diğer ülkelere gerçekleştirmiş olduğu teknolojilerle ürün ihraç eden bir statüye kavuşmuş durumda. Bizim yurt dışında bağımlı olmamızın aslında bize getirmiş oldu zafiyetlerin bir çoğundan bu süreç içinde kurtulmuş bulunmaktayız. Güvenlik güçlerimiz saha da gece gündüz mücadeleye devam ediyor. Ülke güvenliğimizi garanti altına alabilmek için çok ciddi eforla çok ciddi özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Bizlerde aslında sanayiciler olarak savunma sanayine ürün üreten firmalar, kurumlar, Ar-Ge kuruluşları, üniversiteler, kamu kurumları olarak elimizden geldiğince onları destekleyecek saha da işlerini kolaylaştıracak teknolojileri geliştirmek için biz de gayret gösteriyoruz” diye konuştu. "Uluslararası Uzay Kongresi (IAC 2026) ülkemizde SAHA İstanbul’un desteğinde sanayi bakanlığımızla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz" Uluslararası Uzay Kongresi (IAC 2026) Türkiye’de gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirten İkinci, “SAHA İstanbul savunma sektörünün yanı sıra olarak özellikle havacılık endüstrisi alanında Türkiye’de ihtiyaç duyulan konular üzerinde çalışıyoruz. Bunlardan en önemlisi SAHA İstanbul bünyesinde oluşturmuş olduğumuz Milli Havacılık Endüstrisi Komitesi (SAHA MİHENK). Bu komitenin çalışmaları doğrultusunda aslında uluslararası havacılık kalite grubunun yetkili bir organı olarak bizim havacılık alanındaki faaliyet gösteren firmalarımızın yetkinliğini artıra bilmek için daha maliyeti etkin ve daha hızlı bir sertifikasyon sürecinin de sorumluluğunu üstlenmiş bulunmaktayız. SAHA İstanbul olarak bir yandan aslında savunma ve havacılık konusuna destek verdiğimiz gibi bir yandan da uzay çalışmalarına da çok ciddi şekilde yatırım yapma gayreti içerisineyiz. Ülkemizin savunma alanına yapmış olduğu benzer bir atılımında aslında uzay alanında gerçekleştirilebilecek olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda da SAHA liderliğinde Sanayi Bakanlığımızla beraber Türkiye Uzay Ajansı ve TÜBİTAK’la birlikte ülkemizin uzay yarışında öne çıka bilmesi için şuan da mevcut firmalarımızın yetkinliklerini artırmak üzere bir çok çalışmayı ve faaliyeti hayata geçirmeye gayret gösteriyoruz. Bunun bir sonucu olarak 2026 yılında ülkemiz dünyanın en önemli uluslararası kongrelerden bir tanesi olan Uluslararası Uzay Kongresi (IAC 2026) ülkemizde SAHA İstanbul’un desteğinde sanayi bakanlığımızla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi. Afetler de daha az zarar görülmesi için teknolojiler araştırılması için SAHA İstanbul bünyesinde SAHA ODAK grubu kurulduğundan söz eden İkinci, “Geçen sene çok ciddi bir doğal afet yaşadık. Deprem afeti SAHA İstanbul’da aslında kendi üzerine düşen bir sorumluluğun bir parçası olarak benzer afetlerde daha hızlı organize olabilmek. Savunma ve havacılık alanında ki teknolojileri de bu tür afetlerde ülkemizin bir an önce toparlanması ve bu afetlerden daha az zarar göre bilmesi için kullanma noktasında ne yapabileceğini değerlendirmek üzere SAHA ODAK grubunu oluşturduk. Bu ODAK çalışma grubumuza bu tür afetlerin yaşanması öncesinde engellenmesi ve ya daha az zarar görülebilmesi için uygulanabilir teknolojiler araştırmak, bu tür afetlerde zararların minimuma indirilebilmesi için hangi teknolojilerin kullanılabilmesi için çalışan ODAK grubumuz. Buda aslında bizim hem ülkemiz hem de dost ve kardeş ülkelerin bu konuda ki sıkıntılarına teknolojik anlamda çözüm bulabileceği bir katkı sağlayacağını değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul Savunma Sanayii Başkan Yardımcı Gökhan Uçar: "Dışarı bağımlılığımız tamamen ortadan kalkacak" Savunma Sanayii Başkan Yardımcı Gökhan Uçar, "Halihazırda insansız hava uçaklarımızın motorlarını geliştiriyoruz. F-16’nın yaptığı hemen hemen bütün görevleri yapacak olan KIZILELMA ve ANKA-3’ün motorlarını yerleştiriyoruz. KAAN’nın motorunu yerleştiriyoruz, ALTAY tankımızın motorunu yerleştiriyoruz. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde bunlar tamamen yerlileşecek ve dışarı bağımlılığımız tamamen ortadan kalkacak" dedi. Türkiye savunma sanayiinin milli ve yerli yapısı ile güçlenmesine katkı sunmak amacıyla SAHA İstanbul’un da desteğiyle düzenlenen Savunma Sanayii Buluşmalarının 6’ıncısı gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, SAHA İstanbul Başkan Yardımcısı ve Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe, İstanbul Vali Yardımcısı Yücel Gemici, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Gökhan Uçar ile İSO Meclis ve Meslek Komitesi Üyeleri ve savunma sanayi ana tedarikçi firmalarının yöneticileri katıldı. 18 ana yüklenici firmanın 70 masa ile katıldığı programda 500’den fazla firma hazır bulundu. 2 binden fazla ikili görüşme gerçekleştirildi. Programda “Teknoloji, Gelişim ve İş birliği Perspektifinden Türk Savunma Sanayisine Bakış” başlıklı panel de yapıldı. “5-10 yıl içerisinde dışa bağımlılığımız tamamen ortadan kalkacak” Programda konuşan Savunma Sanayii Başkan Yardımcı Gökhan Uçar, “Bizim süreci size şöyle anlatabilirim, ihtiyacı olan kurum bu TSK olabilir, Emniyet olabilir, Sahil Güvenlik ve Jandarma olabilir. Bize ihtiyaçlarını bildiriyor. O anda bir ortak çalışma grubu kuruyoruz. O ekip ihtiyaçların şartname haline gelmesinde, ihalede, ihale komisyonunda her aşamada beraber çalışıyor. Son aşamada ürün teslim ediliyor. Garantisini takip ediyoruz. Bu süreci yaklaşık 1500 çalışanımız ve 5-10 bin arası devlet çalışanıyla idare ediyoruz. Şirketlerimiz ve başkanlığın desteği ile yılda 3 milyar dolar Ar-Ge’ye yatırım yapıyoruz. Geçen yıl ise sektörün cirosu 15 milyar doları buldu. İhracat ise bu yılı 6-7 milyar dolar arasında kapatacağımızı düşünüyoruz. 3 bin 500 üzerinde şirketimiz ve 100 bin üzerinde çalışanımız bu alanda hizmet ediyor. Bu zamana kadar 85’ten fazla ülkeye 250’nin üzerinde farklı kalemde ürün ihracatı yapıldı. Verdiğimiz her 100 liranın yaklaşık 50 lirası özel sektöre ödeniyor. Örnek vermek gerekirse KAAN projesinde bizim ana yüklenicimiz TUSAŞ biliyorsunuz. Burada ödenen her 100 liranın 30 lirası TUSAŞ’ta kalıyor. 100 liranın yaklaşık 30 lirasını ASELSAN’a veriyor. ASELSAN, KAAN’ın radar gibi çok gelişmiş elektronik cihazlarını üretiyor. ASELSAN bu 30 liranın 15 lirasını kendi alt yüklenicileri olan özel sektöre dağıtıyor. Geri kalanın 20 lirası TÜBİTAK’a. 20 lirası ise TAİ tarafından diğer alt yüklenicilere dağıtılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın çok büyük desteği ile özgün tasarım ve yerli üretim projelerimiz hayata geçer oldu. Hava araçlarında TB2, ANKA, HÜRKUŞ ve GÖKBEY’i yaptık. Deniz araçlarında kendi fırkateynimizi yapar olduk. Kara araçlarında ise personel taşıyıcılarımızı ve nihayetinde kendi tankımızı yaptık. Yaşadığım bir örneği anlatmak isterim. 9 ay önce Güney Kore’nin Savunma Sanayii Fuarı’na katıldım. Kore de bizim rakiplerimizden. Gelecek sene biz ihracatımızı 7-8 milyar dolar seviyelerine koyduk. Umarım bu hedefi başaracağız. 10 milyar dolar ihracatın ardından 1. lig seviyesine çıkıp oranın güçlü bir üyesi olacağız. Kore’nin de güçlü bir savunma sanayisi var. Fakat ABD tarafından çok büyük destekler alıyor. Biz projemizin adını söylüyoruz, altındakiler nereden diye soruyorlar onlar da Türkiye’den. Sistemin seviyesi de yerli, onun da altında yer alan bileşenler de büyük oranda yerli. Halihazırda insansız hava uçaklarımızın motorlarını geliştiriyoruz. F-16’nın yaptığı hemen hemen bütün görevleri yapacak olan KIZILELMA ve ANKA-3’ün motorlarını yerleştiriyoruz. KAAN’nın motorunu yerleştiriyoruz, ALTAY tankımızın motorunu yerleştiriyoruz. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde bunlar tamamen yerlileşecek ve dışarı bağımlılığımız tamamen ortadan kalkacak. Çünkü Azerbaycan-Ermenistan savaşında gördük ki bize çöp bile vermiyorlar. Vida bile verseler o savaşta vermez oldular. Önceliğimiz hakkaniyetli olmak. Hakkaniyetli olmayan hiçbir iş sürdürülebilir olamaz” diye konuştu.
Kayseri Başkan Özdoğan: "Şehitlerimizin emanetine son nefesimize kadar sahip çıkacağız" Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan; 17 Aralık 2016 tarihinde meydana gelen ve 15 kahraman askerin şehit, 54 askerin yaralandığı hain terör saldırısının yıldönümünde, saldırının gerçekleştiği otobüs durağında düzenlenen anma programına katıldı. Talas Bulvarı üzerinde, 1. Komando Tugayı’nda görevli askerlerin çarşı izni sırasında bomba yüklü araçla gerçekleştirilen hain saldırının 8. yıldönümünde, şehitler için düzenlenen anma programında dualar okundu ve şehit askerler tek tek rahmetle yâd edildi. Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, şehitlerin aziz hatıralarını yaşatmanın en büyük sorumlulukları olduğunu ifade ederek şunları söyledi; "8 yıl önce bugün, vatanın 15 yiğit evladı, bölücü terör örgütünün hain saldırısı sonucu şehit oldu. Bu topraklar, kahramanların kanlarıyla vatan oldu ve bizler onların emanetine her daim sahip çıkacağız. Kalbimizde vatan sevgisi, göğsümüzde iman ve cesaretle ‘biz buradayız’.’ Asla geri adım atmayacak, hainlere karşı dimdik duracağız. Şehitlerimizin uğruna can verdikleri değerler, milletimizin ortak değerleri olarak nesilden nesile taşınacaktır.” Başkan Özdoğan, hain saldırının unutulmayacağını vurgulayarak; "17 Aralık 2016’da çarşı iznine çıkan yiğit evlatlarımızı taşıyan otobüse yapılan bu kalleş saldırı, hepimizin yüreğinde derin yaralar açtı. Şehit olan kahraman askerlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Vatan size minnettardır” dedi. Başkan Özdoğan, şehitlerin hatıralarına sahip çıkmanın millet olarak en önemli görev olduğunu belirterek; "Kahraman askerlerimizin emaneti olan bu vatanı, birlik ve beraberlik içinde geleceğe taşıyacağız. Şehitlerimizin kanıyla sulanan bu kutsal topraklarda huzur, güven ve barış içinde yaşamak için mücadelemiz sürecek” ifadelerini kullandı. Anma programı, yapılan duaların ardından sona ererken, Başkan Özdoğan ve katılımcılar şehitler için yapılan anıtın önüne karanfil bırakarak saygı duruşunda bulundu.