GÜNDEM - 13 Aralık 2024 Cuma 10:05

21 yıl Sednaya Hapishanesi’nde kalan Riyad Avlar: "Baas zulmünü unutamam"

A
A
A

Sednaya Hapishanesi’nde 21 yıl boyunca kalan Riyad Avlar, “Baas rejimi yakın tarihimizin en feci diktatör rejimiydi. Halkını acımasız bir şekilde katleden bir rejimdi. Baas rejiminin düşüşünü görünce çok mutlu oldum” dedi.

Beşar Esad’ın işkence merkezi olan Sednaya Hapishanesi’nde 21 yıl boyunca mahkum olarak kalan 48 yaşındaki Riyad Avlar, Sednaya Hapishanesi’nde gördüğü işkenceleri ve yaşadığı zulmü anlattı. 1995 yılında Hatay’dan dil eğitimi için gittiği Suriye’nin Halep şehrinde Türkiye adına casusluk yaptığı iddiasıyla tutuklanan Avlar, 21 boyunca Sednaya Hapishanesi’nde tutuklu kaldı. 19 yaşında henüz genç iken Suriye istihbaratı tarafından gözaltına alındıktan tutuklanan Riyad Avlar, 2 yıl hücrede çeşitli işkencelerden geçirildikten sonra Sednaya Hapishanesi’ne konuldu. 2010 yılına kadar ailesinin kayıp olarak aradığı Riyad Avlar, ailesine 2015 yılında haber verebildi ve 21 yılın ardından 2017 yılında da özgürlüğüne kavuştu. 2017 yılında geldiği Gaziantep’te Sednaya Hapishanesi’ndeki Tutuklular ve Kayıp Kişiler Derneği’ni kuran Avlar, Suriye’de kayıp olan kişileri bulmak için çalışmalar yürütüyor.

"21 yıl Suriye’de cezaevinde kaldım"

21 yıl boyunca yaşadıklarını duygu dolu cümlelerle anlatan Avlar, “Ben 21 yıl Suriye’de cezaevinde kaldım. 21 yıl içerisinde zorla kaybedilen biriydim. 2017 yılında ülkeme tekrar döndüm. Gaziantep’e geldim ve Sednaya Hapishanesi’ndeki Tutuklular ve Kayıp Kişiler Derneği’nin kurucularındanım. Aynı zamanda Sivil Hukuk Derneği olarak da çalışmalar yapıyoruz” dedi.

21 yıl Sednaya Hapishanesi’nde kalan Riyad Avlar:

“Bu rejim yakın tarihimizdeki en feci diktatör rejimdi ve halkını acımasız bir şekilde katleden bir rejimdi”

Baas rejiminin zulmünü anlatan Avlar, “Ben baba Esad hem de oğul Esad döneminde cezaevinde kalan biriyim. Bu rejim yakın tarihimizde en feci diktatör rejimdi ve halkını acımasız bir şekilde katleden bir rejimdi. Baas rejiminin düşüşünü görünce çok mutlu oldum. 21 yıl boyunca hep acı ve işkenceler yaşadım. Fiziki, psikolojik ve cinsel işkencelere maruz kaldım. Her şey çok kötüydü. İlk iki yıl boyunca yoğun işkenceler vardı. İşlemediğimiz suçu kabul ettiriyorlardı. Evrakları getirdiler, zorla bana parmak bastırdılar. Zaten bilseydim o kadar işkenceye maruz kalmazdım. İşkence içinde işkence yapıyorlardı. İki yıl boyunca yerin altında kapkaranlık bir hücrede kaldım. Dün de o hücrenin görüntüleri bana geldi” ifadelerini kullandı.

“Cezaevinin şartları çok kötüydü”

Sednaya Hapishanesi’nin görüntülerini izlerken çok duygulandığını belirten Avlar, “Evet, o günler çok ama çok kötüydü. Cezaevinin şartları çok kötüydü. Sağlık şartları iyi değildi. Bize çok az bir şey yemek getiriyorlardı, zaten yemekler yenmezdi. Ama hayatta kalabilmek için mücadele ediyorduk. İlk defa belki bir duygu yaşadım. Gerçek bir duygu yaşadım. Sednaya Hapishanesi’ndeki hücre videosunu izleyince, ‘Yarabbi ben bu hücrede nasıl iki yıl kaldım’ dedim. Gerçekten acı verici bir durumdu. Hücre karanlıktı, tek başımaydım ve hücre çok kirliydi. İlk defa çok acı verici biri durum yaşadım” ifadelerini kullandı.

“Yıllardan beri bu insanlar her türlü zulmü ve acıyı yaşadı”

Suriye’de yıllardır yaşanan zulümlerin tekrardan yaşanılmaması için muhasebe yapılması gerektiğini ifade eden Avlar, “İntikam olmamalıdır. Ben kesinlikle intikamdan yana değilim. Suriye halkı gerçekten özgürlüğü hak etti. Çünkü yıllardan beri bu insanlar her türlü zulmü ve acıyı yaşadı. Hafız Esad ve Beşar Esad dönemi, hatta önceki dönemlerde de zulüm gördüler. Benim yaşadığım acıları hiç kimsenin yaşamasını istemiyorum. Hatta bana işkence yapanların bile acı yaşamasını istemiyorum. Bana işkence yapanları tanıyorum. Biraz olsa da adaleti yaşıyoruz. Bize işkence yapanların kaçtıklarını görünce adaleti yaşıyorum” şeklinde konuştu.

“Gözümün önünde onlarca kişi hukuk ve kanun dışı katledildi, beni Türkiye ajanı olarak suçladılar”

19 yaşında Arapça ve İngilizce öğrenmek için gittiği Halep’te casusluk faaliyeti yürüttüğü iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandığını söyleyen Avlar, “2011 yılından önce insan hakları ihlalleri, işkenceler vardı. Ama 2011’den sonra artık insanlık suçu işlemeye başladılar. Gözümün önünde onlarca kişi hukuk ve kanun dışı katledildi. Beni Türkiye ajanı olarak suçladılar. Bu kadar yılı ajan suçlamasıyla yattım. 15 yıl boyunca ailem nerede olduğumu bilmiyordu. Aileme haber vermiyorlardı ve ailemle görüşmeme izin vermiyorlardı. Ailem Sednaya Hapishanesi’ne gelince bilgi vermiyorlardı. 15 yıl boyunca ailemle bana bu şekilde psikolojik işkence ettiler. Ailem umut satıcılarına yerimi öğrenmek için çok para ödedi. Ama ailem kesinlikle benden hiçbir şekilde haber almadı. 15 yıl sonra, 2010’da ’Ailene haber gönderebilirsin’ dediler. Şam’dan bir arkadaşım annesiyle benim aileme Sednaya Hapishanesi’nde olduğum bilgisini verdi” ifadelerine yer verdi. Ailesiyle ilk buluşmasını da anlatan Avlar, “Annem beni ilk gördüğünde ve baba sarıldığında beni öpmedi, beni kokladı. Ben bunun nedenini yıllar sonra baba olunca anladım. Oğlum olunca evlat kokusunun bir anne için ne kadar önemli olduğunu anladım” diye konuştu.

Fatma Altınbaş - İbrahim Koçyiğit

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Kar eksikliği Küpkıran Kayak Merkezi’nde sezonu erteledi Ağrı’da kış sporlarının önemli merkezlerinden biri olan Küpkıran Kayak Merkezi, bu yıl kar yağışının yetersiz olması nedeniyle kayak sezonuna başlayamadı. Kent merkezine 2 kilometre uzaklıkta yer alan tesis, hem Ağrı’dan hem de çevre illerden gelen kayak severlerin uğrak noktasıyken, iklim değişikliğinin etkisiyle yaşanan kar eksikliği kayak tutkunlarını hayal kırıklığına uğrattı. Geçtiğimiz yıl da sadece 9 gün hizmet verebilen tesiste, bu durumu aşmak için Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile iş birliği yapılarak suni karlama sistemi kurulması planlanıyor. “İklim değişikliği kayak turizmini etkiliyor” Küpkıran Kayak Merkezi işletmecisi Ali Yılmaz, sezonun açılamamasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “2024-2025 kış sezonunu maalesef açamadık. Normalde kar yağması gerekiyordu ancak iklim değişikliği nedeniyle kar yağmıyor. Erzurum’daki kayak merkezleri suni karlama sistemi sayesinde açık ve insanlar orada kayak yapabiliyor. Artık orijinal kar bulmak çok zor. Yeni gelen Gençlik ve Spor İl Müdürümüz bu konuda tecrübeli. Kendisiyle görüştük ve seneye suni karlama sistemi kurarak kayak sezonunu garanti altına alacağımız müjdesini aldık” dedi. “Sadece 9 gün kayak yapılması tesis için büyük zarar” Yılmaz, geçen yıl yalnızca 9 gün kayak yapılabildiğini ve bunun işletmeye ciddi zarar verdiğini vurgulayarak şunları ekledi: “Böylesine büyük bir tesisin sadece 9 gün hizmet verebilmesi işletmenin ayakta kalmasını imkânsız hale getiriyor. Şu an bungalov evler ve diğer projelerle yatırımlarımızı geliştirdik ama yeterli kar yağışı olmadığı için mağduruz. Tesisimizde 25 kişi çalışıyor, bunların 7’si profesyonel kayak odasında görev yapıyor. Ancak kar olmayınca gelen talepleri karşılayamıyoruz. Özellikle çevre illerden ve ilçelerden büyük bir ilgi var. İnsanlar bize Erzurum’daki suni karlama sistemini soruyor, biz de seneye bu sistemi kuracağız yanıtını veriyoruz.” “Kayak sporu ve sporcular etkileniyor” Yılmaz, kar eksikliğinin yalnızca turizm açısından değil, sporcular için de olumsuz etkiler doğurduğunu belirterek, “Milli sporcularımız ve olimpik sporcularımız burada yeterince eğitim alamıyor. Geçen yıl yalnızca 9 gün kayak yapabildik ve bu sürede tesisimiz ana baba günüydü. Gece kayağı gibi özel hizmetlerimiz var ama kar olmadığından bunları sunamıyoruz. Ağrı’da çok ciddi bir potansiyel var. Üniversiteler, fakülteler, çevre il ve ilçelerden yoğun talep alıyoruz. Ancak kar eksikliği nedeniyle bu talebi karşılamakta zorlanıyoruz.” İfadelerine yer verdi. “Suni kar ile sezonu 120 güne çıkarmayı hedefliyoruz” Suni karlama sisteminin devreye girmesiyle sezonda 120-150 gün hizmet vermeyi planladıklarını ifade İşletme Sahibi Ali Yılmaz, “Ağrı kar bölgesi olmasına rağmen kar yağışında yaşanan eksiklik nedeniyle tesisimizi aktif kullanamıyoruz. Ancak suni karlama sistemiyle bu sorunları aşacağımıza inanıyoruz. Yeni yıla karla girmeyi umut ediyoruz” diye konuştu.