Beşar Esad’ın işkence merkezi olan Sednaya Hapishanesi’nde 21 yıl boyunca mahkum olarak kalan 48 yaşındaki Riyad Avlar, Sednaya Hapishanesi’nde gördüğü işkenceleri ve yaşadığı zulmü anlattı. 1995 yılında Hatay’dan dil eğitimi için gittiği Suriye’nin Halep şehrinde Türkiye adına casusluk yaptığı iddiasıyla tutuklanan Avlar, 21 boyunca Sednaya Hapishanesi’nde tutuklu kaldı. 19 yaşında henüz genç iken Suriye istihbaratı tarafından gözaltına alındıktan tutuklanan Riyad Avlar, 2 yıl hücrede çeşitli işkencelerden geçirildikten sonra Sednaya Hapishanesi’ne konuldu. 2010 yılına kadar ailesinin kayıp olarak aradığı Riyad Avlar, ailesine 2015 yılında haber verebildi ve 21 yılın ardından 2017 yılında da özgürlüğüne kavuştu. 2017 yılında geldiği Gaziantep’te Sednaya Hapishanesi’ndeki Tutuklular ve Kayıp Kişiler Derneği’ni kuran Avlar, Suriye’de kayıp olan kişileri bulmak için çalışmalar yürütüyor.
"21 yıl Suriye’de cezaevinde kaldım"
21 yıl boyunca yaşadıklarını duygu dolu cümlelerle anlatan Avlar, “Ben 21 yıl Suriye’de cezaevinde kaldım. 21 yıl içerisinde zorla kaybedilen biriydim. 2017 yılında ülkeme tekrar döndüm. Gaziantep’e geldim ve Sednaya Hapishanesi’ndeki Tutuklular ve Kayıp Kişiler Derneği’nin kurucularındanım. Aynı zamanda Sivil Hukuk Derneği olarak da çalışmalar yapıyoruz” dedi.
“Bu rejim yakın tarihimizdeki en feci diktatör rejimdi ve halkını acımasız bir şekilde katleden bir rejimdi”
Baas rejiminin zulmünü anlatan Avlar, “Ben baba Esad hem de oğul Esad döneminde cezaevinde kalan biriyim. Bu rejim yakın tarihimizde en feci diktatör rejimdi ve halkını acımasız bir şekilde katleden bir rejimdi. Baas rejiminin düşüşünü görünce çok mutlu oldum. 21 yıl boyunca hep acı ve işkenceler yaşadım. Fiziki, psikolojik ve cinsel işkencelere maruz kaldım. Her şey çok kötüydü. İlk iki yıl boyunca yoğun işkenceler vardı. İşlemediğimiz suçu kabul ettiriyorlardı. Evrakları getirdiler, zorla bana parmak bastırdılar. Zaten bilseydim o kadar işkenceye maruz kalmazdım. İşkence içinde işkence yapıyorlardı. İki yıl boyunca yerin altında kapkaranlık bir hücrede kaldım. Dün de o hücrenin görüntüleri bana geldi” ifadelerini kullandı.
“Cezaevinin şartları çok kötüydü”
Sednaya Hapishanesi’nin görüntülerini izlerken çok duygulandığını belirten Avlar, “Evet, o günler çok ama çok kötüydü. Cezaevinin şartları çok kötüydü. Sağlık şartları iyi değildi. Bize çok az bir şey yemek getiriyorlardı, zaten yemekler yenmezdi. Ama hayatta kalabilmek için mücadele ediyorduk. İlk defa belki bir duygu yaşadım. Gerçek bir duygu yaşadım. Sednaya Hapishanesi’ndeki hücre videosunu izleyince, ‘Yarabbi ben bu hücrede nasıl iki yıl kaldım’ dedim. Gerçekten acı verici bir durumdu. Hücre karanlıktı, tek başımaydım ve hücre çok kirliydi. İlk defa çok acı verici biri durum yaşadım” ifadelerini kullandı.
“Yıllardan beri bu insanlar her türlü zulmü ve acıyı yaşadı”
Suriye’de yıllardır yaşanan zulümlerin tekrardan yaşanılmaması için muhasebe yapılması gerektiğini ifade eden Avlar, “İntikam olmamalıdır. Ben kesinlikle intikamdan yana değilim. Suriye halkı gerçekten özgürlüğü hak etti. Çünkü yıllardan beri bu insanlar her türlü zulmü ve acıyı yaşadı. Hafız Esad ve Beşar Esad dönemi, hatta önceki dönemlerde de zulüm gördüler. Benim yaşadığım acıları hiç kimsenin yaşamasını istemiyorum. Hatta bana işkence yapanların bile acı yaşamasını istemiyorum. Bana işkence yapanları tanıyorum. Biraz olsa da adaleti yaşıyoruz. Bize işkence yapanların kaçtıklarını görünce adaleti yaşıyorum” şeklinde konuştu.
“Gözümün önünde onlarca kişi hukuk ve kanun dışı katledildi, beni Türkiye ajanı olarak suçladılar”
19 yaşında Arapça ve İngilizce öğrenmek için gittiği Halep’te casusluk faaliyeti yürüttüğü iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandığını söyleyen Avlar, “2011 yılından önce insan hakları ihlalleri, işkenceler vardı. Ama 2011’den sonra artık insanlık suçu işlemeye başladılar. Gözümün önünde onlarca kişi hukuk ve kanun dışı katledildi. Beni Türkiye ajanı olarak suçladılar. Bu kadar yılı ajan suçlamasıyla yattım. 15 yıl boyunca ailem nerede olduğumu bilmiyordu. Aileme haber vermiyorlardı ve ailemle görüşmeme izin vermiyorlardı. Ailem Sednaya Hapishanesi’ne gelince bilgi vermiyorlardı. 15 yıl boyunca ailemle bana bu şekilde psikolojik işkence ettiler. Ailem umut satıcılarına yerimi öğrenmek için çok para ödedi. Ama ailem kesinlikle benden hiçbir şekilde haber almadı. 15 yıl sonra, 2010’da ’Ailene haber gönderebilirsin’ dediler. Şam’dan bir arkadaşım annesiyle benim aileme Sednaya Hapishanesi’nde olduğum bilgisini verdi” ifadelerine yer verdi. Ailesiyle ilk buluşmasını da anlatan Avlar, “Annem beni ilk gördüğünde ve baba sarıldığında beni öpmedi, beni kokladı. Ben bunun nedenini yıllar sonra baba olunca anladım. Oğlum olunca evlat kokusunun bir anne için ne kadar önemli olduğunu anladım” diye konuştu.
Fatma Altınbaş - İbrahim Koçyiğit