SAĞLIK - 18 Ekim 2024 Cuma 14:52

18 Ekim Dünya Menopoz günü

A
A
A
18 Ekim Dünya Menopoz günü

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı’nda görev yapan Opr. Dr. Necip Deniz, menopozun vücudun bütününü etkileyen hormonal bir durum olduğunu söyledi.


18 Ekim Dünya Menopoz Günü nedeniyle bir açıklama yapan Opr. Dr. Deniz, “Menopoz kelimesi Eski Yunanca men (ay) ve pausis (durmak) kelimelerinin birleşmesi sonucu oluşan ve adet kanamasının durmasını anlatan bir kelimedir” dedi.


Menopozun aslında klinik bir tanı olup kadının bir yıl aralıksız olarak adet görememesi olarak tanımlandığını kaydeden Opr. Dr. Deniz, şu bilgileri verdi:


“Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’nin verilerine göre dünyada ortalama menopoz yaşı 51 yaş olarak bildirilmekle birlikte kadınların yüzde 95’i, 45-55 yaş arasında menopoza girmektedir. Kadınların yüzde 5’i, 55 yaşından sonra (Geç), yüzde 5’i, 40-45 yaş arasında, yüzde 1’i de 40 yaşından önce (Erken) menopoza girmektedir. Ülkemizde ise menopoz yaşının ortalama 46-48 yaş aralığında olduğu bildirilmektedir.”


Menopoz türleri


Opr. Dr. Deniz, menopoz türlerini şöyle sıraladı: “Yaş ile birlikte tükenen hormonlar neticesi kadının adetten kesilmesi ‘beklenen menopoz’ süreci iken; gereklilik halinde yapılan ameliyatlarla rahim ve yumurtalıkların alınması ‘cerrahi menopoz’ olarak adlandırılmakta, gereklilik halinde yapılan kemoterapi ve radyoterapi işlemleri nedeniyle yumurtalıkların etkilenip işlevlerini yitirmesi neticesi gelişen menopoz türüne de ’medikal menopoz’ denilmektedir.”


Menopozun belirtileri


Menopoz öncesi en sık bulgunun adette yaşanan düzensizlikler olduğunu ifade eden Opr. Dr. Deniz, menopozun diğer belirtileriyle ilgili şunları söyledi:


“Bununla beraber ateş basmaları, cinsel istekte azalma, psikolojik değişiklikler, depresif durum, uykusuzluk, idrar kaçırma ciltte yaşlanma belirtileri menopoza giriş döneminde en sık görülen olumsuzluklardır. Menopoz sonrası ise kalp hastalıkları, inme riski, demans/Alzheimer, kemik erimesi gibi sağlığı tehdit eden ciddi hastalıkların görülme ihtimalleri artmaktadır.”


Menopoz vücudun bütününü etkileyen hormonal bir durumdur


Menopoz başlamadan yıllar önce yumurta kalitesinin düşmesine bağlı salgılanamayan progesteron hormonu ve yıllar içinde tükenen östrojen hormonu neticesi tüm vücudun etkilendiğini belirten Opr. Dr. Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Kalp, beyin, kemik sağlığı öncelikle etkilenen sistemlerdir. Ateş basmalarının çok yoğun olması kemik yıkımının daha hızlı olacağının göstergesi olarak kabul edilmektedir. Vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik gibi problemler aile içi sorunlara yol açmaktadır. Beraberinde yaşanan idrar kaçırma gibi durumlar sosyal problemler oluşturmaktadır.”


Menopoza giriş döneminde yapılması gerekenler


Opr. Dr. Deniz, “Menopoza giriş döneminde tam jinekolojik muayene, mamografi gerekirse meme USG, smear testi gibi kanser tarama tetkikleri, kemik ölçümü ayrıca kan yağları, kan şekeri, tansiyon ölçümleri ile kalp hastalıkları açısından değerlendirilme yapılmalıdır” diye konuştu.


Menopoz tedavisi


Menopozun hormonların tükendiği bir hastalık olduğu için hormonların yerine konulması şeklinde tıbben Hormon Replasman Tedavisi denilen protokollerle uygulandığını anlatan Opr. Dr. Deniz sözlerini şöyle sürdürdü:


“Yıllardır süren tartışmalar yapılan bazı çalışmalar hormon tedavilerinin bazı kanser türlerini arttırdığını bildirmekle birlikte ancak konuyla ilgili bir kesinlik bulunmamakta; çalışmalar şüpheden öteye gidememektedir. Konuyla ilgili kesinlik bulunmadığı için hastanın sorunları detaylıca değerlendirilmeli riskler anlatılmalı hekim ve hasta ortak bir karar verip gerekli önlemler alındıktan sonra Hormon Replasman Tedavisi başlamalıdır. Özellikle meme ve serviks taraması yapılmalı sonrasında tedavi konuşulmalıdır. Menopoz tedavisi tek başına ilaç tedavisinden ibaret olmamalıdır. Öncelikle hastanın kilo kontrolü çok önemlidir. Haftada 3-4 gün 20 dakikalık tempolu yürüyüşler mutlaka yapılmalıdır. D vitamini, Magnezyum, Omega 3, Resveratrol, Chia ve keten tohumu mutlaka beslenmeye eklenmelidir. Sigara mutlaka bırakılmalı, alkol kullanımı mümkün olan en az düzeye indirilmelidir. Kişi asla kabız kalmamalı, günde en az 1 kez büyük abdest yapmalıdır. Dirençli kabızlıklarda probiyotik ve prebiyotik destekleri mutlaka kullanılmalıdır. Düşük karbonhidrat tüketimi, proteinden zengin lifli bol sebzeli beslenme, sağlıklı yağların kullanımı başta zeytinyağı tüketimi ile kan şekeri kontrolü sağlanmalıdır.”


Hormon replasman tedavisi


Klasik ilaç kullanımının riskleri ile ilgili tartışmaların, tedavi yönetiminde daha az hormon metaboliti oluşturarak daha az yan etki gösteren uygulamaların ön plana çıkmasını sağladığını kaydeden Opr. Dr. Deniz, sözlerini şöyle tamamladı:


“Hastanemizde Amerika ve Avrupa’da popülaritesi hızla artmakta olan “Biyoeşdeğer Hormon” uygulamalarını kullanmaktayız. Biyoeşdeğer hormon vücutta salgılanan hormonlara birebir eşdeğer preparatların kullanmasıyla olmaktadır. Yan etkileri en aza indirerek daha güvenli bir hormon terapisi yapmaktayız. Yakın hormon takibi ile en uygun dozları sağlamakta bu süreçte kadınlara hem beden hem de ruh sağlığı açısından konforlu bir hayat sunmaktayız.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Büyükşehir ‘Mor Yaşam Projesi’ ile kadın hükümlülerin yanında Sosyal belediyecilik alanında tüm vatandaşların yanında olmak, hizmetlerden yararlanmasını sağlamak için çalışmalarına devam eden Muğla Büyükşehir Belediyesi Mor Yaşam Projesi ile cezaevlerindeki kadınların da yanında oluyor. Türkiye’de ilk olan Mor Yaşam Projesi ile Büyükşehir Belediyesi Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Seydikemer Eşen T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan kadın ve çocukların temel ihtiyaçlarından olan hijyen paketi dağıtımına devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi bugüne kadar iki cezaevindeki kadın hükümlü ve beraberindeki çocuklara ulaşarak 2 bin 259 hijyen paketi dağıttı. Hijyen paketleri 3 ayda bir dağıtılıyor Muğla Büyükşehir Belediyesi cezaevlerinde bulunun hükümlü kadın ve çocuklarına her üç ayda bir hijyen paketi dağıtımı gerçekleştiriyor. Ekipler bu güne kadar iki cezaevinde bulunan kadın ve beraberindeki çocuklara 2 bin 259 adet hijyen paketi dağıtımı gerçekleştirdi. Proje ile dağıtılan paket içerisinde hijyenik ped, ağda, sabun, şampuan, bulaşık deterjanı, çamaşır deterjanı, diş macunu, diş fırçası, banyo lifi, kulak çöpü, dudak koruyucu ruj, çöp poşeti, topuk taşı, bulaşık süngeri, tarak vb. gibi bir çok hijyen ürünü bulunuyor. Başkan Aras; “Vatandaşlarımızın her zaman, her durumda yanlarındayız” Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras belediyecilik hizmetlerinin tüm vatandaşlara ulaşması, ihtiyaçların karşılanması için çalışmalara devam ettiklerini, cezaevlerinde kalan kadınların da Mor Yaşam Projesi ile yanlarında olduklarını belirtti. Başkan Aras; “Herhangi bir nedenle hüküm giymiş, özgürlüğü kısıtlanmış kadınlarımızın cezaevlerinde temel ihtiyaçlarını karşılamak için Mor Yaşam projemize devam ediyoruz. Vatandaşlarımıza her durumda yanlarında olduğumuzu hissettirmeye, onların umudu olmaya devam edeceğiz” dedi.
Muğla Ortaca’nın içme suyu hatları yenileniyor Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ ekipleri Ortaca İlçesi Atatürk Mahallesi İnönü Caddesinde kullanım ömrünü tamamlayan, sık sık arılanarak su kayıplarına ve kesintilere neden olan hatları yeniliyor. Ekipler bunun yanı sıra bölgede kayıp kaçakla mücadele kapsamında hatlar üzerinde akustik dineleme yaparak su kaybı yaşanan hatların da yenileme çalışmalarını sürdürüyor. Vatandaşlara sağlıklı ve kesintisiz içme suyu sağlamak için yeni hat imalatları ve revizyon çalışmalarına devam eden Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü ekipleri bu kapsamda Ortaca Atatürk Mahallesinde çalışma başlattı. İnönü Caddesi üzerinde kullanım ömrünü tamamlayan ve bu nedenle sık sık arızalanarak su kaybına ve kesintilerine neden olan içme suyu hatları yenileniyor. Hatlar böylece bölgenin gelecek yıllardaki nüfus projeksiyonu hesaplanarak yeterli büyüklük ve dayanaklıktaki borular ile değiştiriliyor. Çalışmaların tamamlanmasının ardından Ortaca Belediyesi tarafından bölgede asfaltlama çalışması yapılarak alt ve üstyapısı yenilenmiş bir şekilde vatandaşların hizmetine sunulacak. Hat çalışmalarının yanı sıra Ortaca’da kayıp kaçağın azaltılması için hat tarama çalışmaları sürüyor. Akustik dinleme cihazı ile hatlarda meydana gelen arızlar tespit edilerek tamirat işlemleri yapılıyor. Son olarak 17 noktada gece saatlerinde yapılan taramalarda tespit edilen arızalar giderilerek bölgedeki hatların daha sağlıklı çalışması ve su kayıplarının önüne geçilmesi sağlanıyor. İçme suyu hatları nedeniyle kesintiler yaşadıklarını ve uzun yıllardır bu sorunun çözülmesi için beklediklerini söyleyen Mahalle sakini Murat Çimen, “Yıllardan beri beklenen bir çalışmaydı bu, Ahmet Aras başkanımı ve ekibinin gelmesi ile beraber işlerin daha hızlı olduğunu görüyoruz. En önemlisi çağrılara hızlıca dönülmesi. Atatürk Mahallesi sakini olarak da bu sokağımızın da yapılması, denetlenmesi ve yatırımların gelmesinden dolayı Ahmet Aras ve ekibine çok teşekkür ederiz” dedi. Mahalle sakini Taner Tansel Türkmen, “Büyükşehir’in çalışmalarından dolayı çok teşekkür ederiz. Yol çalışmalarından, içme suyu borularının değişmesinde bize verdiği değer nedeniyle hizmet olarak verilmesi nedeniyle başkanımız Ahmet Aras Bey’e teşekkür ederiz” dedi. Mahallelerinde içme suyu hatlarının yenilenmesi nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getiren Muhtar Talat Dirmilli ise “Mahallemizin sorunları biliyoruz. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras ve çalışan ekibine teşekkür ederiz. Su altyapısına kadar yaptıkları için ayrıca teşekkür ederiz. Bu şekilde mahallemizin sorunlarını yavaş yavaş çözmeye çalışıyoruz” dedi.
İstanbul Çin ve Brezilya’dan daha sürdürülebilir bir dünya hedefi Çin ve Brezilya’nın daha adil bir dünya ve daha sürdürülebilir bir gezegen hedefine yönelik planlarını konu alan bir makale yayımladı. 2014 yılında Çin ve Brezilya arasındaki Belo Monte Ultra Yüksek Voltaj (UHV) iletim projesine yönelik iş birliği anlaşması imzalandı. Bu proje, tropik yağmur ormanları ve nehirleri aşan 2 bin kilometreden uzun bir alanı kapsıyor. Yapılan açıklamaya göre; Brezilya’nın kuzey ve güneyini birbirine bağlayan bir "elektrik otobanı" oluşturan proje, yalnızca sanayi bölgelerine yeterli enerji sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan 22 milyon Brezilyalının enerji sıkıntısını çare buldu. Proje, bugüne kadar 180 terawatt saat hidroelektrik enerji iletimi gerçekleştirerek 64 milyon ton standart kömür tasarrufu sağladı ve 170 milyon ton karbondioksit (CO2) emisyonun önüne geçti. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, yaptığı açıklamada "Çin, Brezilya’nın devam eden enerji dönüşümünde aktif rol oynuyor" dedi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ise başkent Brazilya’da Lula ile yaptığı görüşme esnasında birbirlerinin başarısına katkıda bulunan "altın ortaklar" olarak Çin’in Brezilya’yla çalışmaya ve insanlık için ortak geleceğe sahip bir topluluk inşa etme hedefi doğrultusunda ilerlemeye hazır olduğunu dile getirdi. Yapılan açıklamada şu bilgiler yer aldı: "İki ülke daha adil bir dünya ve daha sürdürülebilir bir gezegen için ortak geleceğe sahip Çin-Brezilya topluluğu anlayışıyla aralarındaki bağları güçlendirdi ve Kuşak ve Yol Girişimi’ni Brezilya’nın kalkınma stratejileriyle uyumlu hâle getirme konusunda anlaşmaya vardı. Bu yıl, Çin ile Brezilya arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıl dönümü kutlanıyor. İki ülke son elli yıl boyunca ekonomik ve ticari bağlarını güçlendirerek ekonomik ve ticari iş birliğinde önemli başarılara imza attı. Diplomatik ilişkilerin 50. yıl dönümünü kutlamak amacıyla Brezilya’nın Recife şehri, kültürel ilişkilere elverişli ortamı geliştirmek amacıyla 2024 yılını "Çin Yılı" olarak belirledi. Çin ve Brezilya, hızla değişen günümüz dünyasında BM, G20 ve BRICS gibi çok taraflı çerçeveler bünyesinde küresel yönetişim ve iklim değişikliği gibi önemli konularda birbirleriyle yakın ve düzenli olarak çalışıyor. Çin ve Brezilya Mayıs ayında Ukrayna krizine yönelik siyasi çözüm konusunda altı maddelik ortak mutabakat yayımladı ve uluslararası toplumdan pozitif tepki aldı. İki ülke aynı zamanda bu siyasi krizle ilgili olarak barışı destekleyen daha fazla ses toplamak amacıyla diğer Küresel Güney ülkeleriyle birlikte "Friends for Peace" (Barış için Dostluk) grubunu kurdu."
İstanbul Bakırköy Belediyesi Kadına yönelik şiddete karşı konferans düzenledi Bakırköy Belediyesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde bir konferans düzenledi. Kadına yönelik şiddetin uzmanlarca hukuki ve sosyal boyutta ele alındığı konferansa katılan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, “Kadınların omuzlarındaki yükleri hafifletebilmek için elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi. Kadınlara hak ettikleri eşit bir yaşamı sunabilmek için çalışmalarına devam eden Bakırköy Belediyesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde bilinçlendirici bir konferans düzenledi. Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Nurcan Alan’ın moderatörlüğünü yaptığı konferansta, ülkenin kanayan yarası olan kadına yönelik şiddet, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüsü, Eşik Üyesi Av. Selin Nakıpoğlu ve Türk Psikologlar Derneği Genel Sekreteri Dr. Öğr. Üyesi Duygu Buğa tarafından ele alındı. Bakırköy Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen program kapsamında kadına yönelik şiddet hukuki ve sosyal boyutlarda değerlendirildi. Konferansta vatandaşlar akıllarındaki soruları da sorma fırsatı buldu. Programa katılan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, katılımcılara katkılarından dolayı teşekkür ederek kadına yönelik şiddetin önüne geçebilmek için her türlü çalışmayı yapacaklarını belirtti. “Her kesimin eşit olduğu, demokratik işleyişin düzgün ilerlediği bir gelecek hayal ediyorum” Programda konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, adaletin sağlanması ile eşit bir geleceğe adım atılabileceğine vurgu yaparak, “Ülke olarak en büyük mücadeleyi adalet ve ekonomi konusunda veriyoruz. Adaletin sağlanması konusunda şüpheler var. Adaleti sağlamak kişilerin kendisine bırakılmamalı. Bu noktada da biz her zaman elimizden geleni yapmak zorundayız. Yasalar, müdahil olduğunda korumak zorunda. Örneğin, gidip şikayette bulunuyorum ama o okları kendi üzerime çekeceğim konusunda da endişelerim var. Sokakta yürürken de birisi bize saldırdığında kimse ‘Başıma bir şey gelir’ diye müdahil olmak istemiyor. Sadece aile içi şiddete değil, toplumsal olarak buna nasıl karşı çıkacağız? Zihinlerdeki şiddeti nasıl durduracağız? Umut ediyorum ki, bunları konuştuğumuz bir gündemimiz olmasın artık. Artık eşitliğimize dair konuşalım. Her kesimin eşit olduğu, demokratik işleyişin düzgün ilerlediği bir gelecek hayal ediyorum” dedi. “Kreşleri kapatmayacağız, açmaya devam edeceğiz" Kreşlerin kapatılmasıyla ilgili tartışmalara da değinen Başkan Ovalıoğlu, “Siyaset doğru kullanıldığında ve doğru kişiler tarafından uygulandığında insanın hayatını kolaylaştıran bir şeydir. O yüzden bu meseleye evrensel olarak bakıyorum. Kadınların hayatını, üzerindeki yükleri rahatlatmak için yerel yönetimler olarak biz neler yapabiliriz? diye düşünerek kadınlara her alanda elimizden gelen desteği verebilmeliyiz. Vermeliyiz ki, kadınlar da gönül rahatlığıyla işini yapsın, ekonomik özgürlüğünü sağlasın. Yani bir yerde kadının ‘susması’ için bir sebep olmasın. Belediyeler olarak kreş mi yapmamız lazım? Daha da çok yapacağız. Bugün bize de kreşleri kapatmamız konusunda yazı geldi. Kapatmıyoruz. Kapatmamaya, hep birlikte kreş açmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim amacımız herkese eşit bir hizmet sunabilmek. Amacımız sadece ekonomik durumu uygun olana anaokulu hizmeti sunmak değil aynı zamanda o ekonomik güce sahip olmayana da eşit, nitelikli ve mükemmel hizmeti sunabilmek. Açtığımız kreşlerle, sunduğumuz hizmetlerle kadının yükünü hafifletelim ki kadın da nefes alabilsin. Kim ne derse desin, evin direği kadın ve biz onun omuzlarındaki yükleri hafifletmek için sosyal hizmetlere daha da ağırlık vererek elimizden ne geliyorsa yapacağız” ifadelerini kullandı. “Yalnız değilsiniz, birlikte güçlüyüz” Kadınlara, yalnız olmadıklarını hatırlatarak birlik ve beraberlik çağrısı yapan Başkan Ovalıoğlu şunları söyledi: “Yasalar konusunda, İstanbul Sözleşmesi konusunda, kadına yönelik şiddete karşı çıkmak konusunda toplum olarak mücadele etmeliyiz. Hep kadını konuşuyoruz ama erkeğin bu zihniyette olarak yanımızda durması şart. Anneler olarak o erkekleri de biz yetiştiriyoruz ama eğitimler de çok önemli. Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı müfredata hem de kendi rehberimize uygun şekilde belediyemiz bünyesindeki kurum içi eğitimleri tamamlayacağız. Bu konuları sadece böyle günlerde konuşmamalı, güncel tutmalıyız. Mesele, yalnız değilsiniz! Hep beraber, birlikte güçlüyüz. Devletler, hükümetler halkının yanındadır. Halkın rahatı için, refahı için onlar gönüllü olarak buraya gelmişlerdir. Biz seçmişizdir, siz seçmişsinizdir. O zaman bizim faydamıza, yararımıza işler yapmakla yükümlüdür. ‘Sence, bence’ olmaz, orada siyaset kalkar. Orada devreye her konuda halkın refahı, güvenliği ve huzuru girer.”