- 11 Temmuz 2018 Çarşamba 12:15

Suriyeli çocukları gülümseten proje

A
A
A
Suriyeli çocukları gülümseten proje

Uluslararası bir vakıf tarafından hayata geçirilen proje ile Gaziantep ve Şanlıurfa’da yaşayan Suriyeli çocukların ağız ve diş sağlığı, hijyeni konusunda bilinçlendirme çalışmaları başlatıldı.

Uluslararası bir vakıf tarafından hayata geçirilen proje ile Gaziantep ve Şanlıurfa’da yaşayan Suriyeli çocukların ağız ve diş sağlığı, hijyeni konusunda bilinçlendirme çalışmaları başlatıldı.


Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı (International Blue Crescent Relief and Development Foundation -IBC), Gaziantep ve Şanlıurfa’da koruma altındaki Suriyelilerin ağız ve diş sağlığı ve hijyeni ile ilgili bilinçlenmeleri konusunda önemli çalışmalar yapıyor. Vakfın Güneydoğu Anadolu Bölge Koordinatörü Asuman Tongarlak, Sağlık Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelileri diş hijyeni ve sağlığında bilgilendirme ve farkındalık arttırılması konusunda bir projeye ihtiyaç olduğunun belirlediklerini kaydetti. Vakıf tarafından koruma altına alınan Suriyeli çocuklar ve yetişkinlere yönelik proje hazırlandığını belirten Asuman Tongarlak, Gaziantep ve Şanlıurfa’da uygulamaya konulan proje kapsamında ağız ve diş sağlığı ve hijyeni konusunda bilgilendirme çalışmalarına başlanıldığını kaydetti. Tongarlak, yapılan kontrollerde tedavi ihtiyacı olan çocuk ve yetişkinlerin ilgili devlet sağlık kurumlarına yönlendirildiğini söyledi. Vakfın Relief International ortaklığı ile gerçekleştirdiği proje kapsamında bin 750 adet ağız ve diş sağlığı kiti dağıtımı da yaptıklarını anlatan Tongarlak, “Yetişkinlere yönelik ağız ve diş hastalıkları, hijyen sağlama yöntemleri ve önemi bilinçlendirme toplantıları yapıyoruz. Proje özellikle çocukların bilincini arttırmayı hedefliyor. Çocuklara yönelik oyun tabanlı aktiviteler ile ağız bakımı konusunda bilgilendirmeler yapıyoruz. Eğitim toplantılarının bitiminde ise diş sağlığı taraması yapılarak, gerekli vakalar kamu hastanelerine yönlendirilerek ve takibi yapılmaktadır. Ayrıca proje kapsamında diş fırçası, diş macunu ve diş ipi içeren diş hijyeni kiti dağıtımı yapıyoruz. Suriyeli sığınmacılara yönelik bu projemiz Eylül ayının sonuna kadar sürecek” dedi.


IBC’nin hedefi


Tongarlak, amacın hayatları iyileştirmek ve çocukların yüzünü güldürmek olduğunu belirterek, bu amaçla hazırlanan proje ile Gaziantep ve Şanlıurfa’da kurulan bilgilendirme ofisleri ile iki kentte 10 bin kişiye ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti. Tongarlak, "Diş sağlığı saha çalışanlarının ofis olarak kullandıkları ofislerimizde, bilgilendirme materyalleri de hazırlıyoruz. Ayrıca ön muayene ve gerekli vakaların kamu hastanelerine yönlendirilmesi gerçekleştirilirken, bu vakaların takibi de sağlanmaktadır. Ağız ve diş sağlığı tedavileri yapılan Suriyeli çocukların mutluluğunu ve yüzlerindeki o gülümseyen ifadeyi görmek bizleri de çok mutlu ediyor” diye konuştu.


Aynı hizmeti Bursa ve İstanbul’da da veren projeyi hayata geçiren Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı (IBC), felaket ve sıkıntı yaşayan insanların, özellikle de dünya nüfusunun en dezavantajlı kesiminin hayatlarını iyileştirmeyi hedefliyor. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (UN-WFP) ile 1999 yılının Arnavutluk’ta gerçekleştirilen işbirliği kapsamında kurulan IBC’nin Kosova’da başlayan çalışmaları, daha sonra Türkiye’de deprem bölgelerinde ardından da savaş bölgelerinde devam etti. IBC’nin “Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi Özel Danışmanlık Statüsü” de 2006 yılı Temmuz ayında onaylandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Günel eski Dışişleri Bakanı Karayalçın’ı ağırladı Türkiye’nin eski Dışişleri Bakanı ve SHP’nin geçmiş dönem Genel Başkanı Murat Karayalçın, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e nezaket ziyaretinde bulundu. Başkan Ömer Günel’den kent genelinde yapılan yatırımlarla ilgili bilgi alan deneyimli siyasetçi, Kuşadası’nda gerçekleştirilen belediyecilik faaliyetlerini çok başarılı bulduğunu söyledi. Kuşadası Belediyesi ve Kuşadası Kent Konseyi tarafından düzenlenen ’Kentsel Dönüşüm ve Yeni Kent Projelerine Katılım’ isimli panel için Kuşadası’na gelen siyaset bilimci Murat Karayalçın, Başkan Ömer Günel’e nezaket ziyaretinde bulundu. CHP Aydın İl Başkanı Hikmet Saatçi, CHP Kuşadası İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek ve diğer ilçe parti yöneticileri ile Kuşadası Kent Konseyi Başkanı Mustafa Ünver’in de katıldığı ziyarette, Murat Karayalçın, Başkan Ömer Günel’den kent genelinde yapımı tamamlanan ve yaşama geçirilecek projeler ile alt ve üstyapı yatırımları hakkında bilgi aldı. Kuşadası’nda gerçekleştirilen belediyecilik faaliyetlerini çok başarılı bulduğunu belirten Murat Karayalçın, “Türkiye’nin içinden geçtiği bu zorlu ekonomik süreçte büyükşehir ve ilçelerde sosyal belediyeciliğin önemi çok arttı. Gördüğüm kadarıyla Kuşadası’nda Belediye Başkanımız Ömer Günel, bunu çok iyi yapıyor. Kendisine ikinci hizmet döneminde de başarılar diliyorum” dedi. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ise, “Öncelikle ülkemizin eski Dışişleri Bakanı ve SHP’nin geçmiş dönem Genel Başkanı Murat Karayalçın’a nazik ziyaretleri için çok teşekkür ediyorum. Kendilerini Kuşadası’nda ağırlamaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Karayalçın, Türkiye’ye uzun yıllar farklı görevlerde hizmet etmiş çok deneyimli bir siyasetçi. Bilgi birikimi ve deneyimlerinden her zaman faydalanacağız” diye konuştu.
İzmir Gurbetçiler dizilerde de "Öteki" Yaşar Üniversitesi doktora öğrencisi Cenk Çakar, Almanya’daki Türk göçmenlere yer veren son 30 yılda çekilen 15 dizi içinden 35 karakteri inceledi. İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ürün Yıldıran Önk’ün tez danışmanlığını yaptığı araştırmada, gurbetçilerin dizilerde ’Alamancı’ ve ’gavur’ gibi ifadelerle ötekileştirildiği vurgulandı. Almanya’daki Türk göçmenlere yer veren son 30 yılda çekilen 15 dizi içinden 35 karakteri inceleyen Yaşar Üniversitesi doktora öğrencisi Cenk Çakar, dizi sektörünün gelişmesine rağmen gurbetçilerin bu dizilerde dikkate değer oranda temsil edilmediğini, ’Alamancı’ gibi ifadelerle anılan gurbetçilerin dizilerde de ötekileştirildiğini vurguladı. Çakar, gurbetçilerin dizilerde genellikle yüzeysel veya karikatürize edilerek tasvir edildiğini belirterek, "30 yıllık bir sürece yayılan ana akım geleneksel televizyon kanallarındaki dizilere yoğunlaştık. Kanalların dağılımına dikkat ettik. Toplamda 35 karakteri inceledik. 30 yıl boyunca çekilen yerli dizi sayısını dikkate alırsak 35 karakter oldukça az. Bunların da sadece 4-5 tanesinde ana odak noktası gurbetçi aileler. Birçoğunda sadece bir karakter olarak görülüyor. Dizilerde gurbetçi karakterlerde; basmakalıp, marjinalleştirme ve karikatürleştirme yöntemleri kullanılmış. Ayrıca Almanya’daki Türklerin sosyokültürel hayatlarına dair gösterilmek istenmeyen konular ise çeşitli film stratejileriyle gözden uzak tutulmuş" dedi. Dizilerdeki temsilleri Almanya’daki Türklerin 60-70 yıl boyunca her zaman iki kültür arasında kalmış iki tarafa da ait olmayan bireyler olarak biraz da yadırganarak temsil edilmiş olduğunu anlatan Çakar, "Türkçeyi de güzel konuşamıyor, Almancayı da. Hiçbir yere ait değil gibi algılanıyordu. Diziler, ilk jenerasyonu görgüsüz olarak resmediyordu. Sonraki jenerasyonu da karikatürleştiriyor ve komedi unsurları katıyor" diye konuştu. Sözlerini sürdüren Çakar Çakar, şunları kaydetti: "Oysa göçmenlik sadece Türklere özel bir durum değil, dünyanın pek çok ülkesinde göçmen gruplar var. Ancak Almanya’daki Türkler ciddi anlamda geniş bir topluluk. Uzun süredir bir entegrasyon ya da tezde ifade ettiğim gibi bir kültürleşme süreci içindeler. Almanya’daki Türklerin kültürel olarak melezleştikleri, Almanya’da karşılaştıkları kültür ve Türkiye’den götürdükleri orijinal kültürü sentezleyip yeni üçüncü bir kültür oluşturdukları varsayımına dayanan bu tez çalışması onların Türkiye’deki televizyon dizilerindeki temsillerini sosyokültürel özelliklerine odaklanıyor. Bu çalışma, Türk televizyon dizilerinin gurbetçileri nasıl temsil ettiklerini, yani ötekileştirip dışlayan mı yoksa kapsayıp kucaklayan bir biçimde mi temsil ettiklerini araştırmaktadır." "Bastırılmış kadın karakteri" Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ürün Yıldıran Önk’ün tez danışmanlığını yaptığı araştırmada, TV dizilerindeki kadın karakterlerin temsillerini de ele aldıklarını anlatan Çakar, şunları söyledi: "Kadın temsillerine baktığımızda kadınların çoğunlukla istedikleri hayatı yaşayamadıklarını gördük. Kadının cinselliği toplum kaygısı olarak görüldüğü için ergenlik çağına gelen kızların Türkiye’ye gönderilmesi ya da oradaki Almanlarla flört etmelerinin istenmemesi bir diğer ifade ile nerede yaşayacakları, kimle evlenecekleri gibi hayatlarının aileleri tarafından kurgulandığını görüyoruz. Bastırılmış bir Türk kadını portresi var. Menekşe ile Halil dizisinden örnekleyecek olursak, kız Berlin’de gezemiyor, iş yerine ailesi götürüyor, Türkiye’den birisine başlık parası karşılığında evlendirilmeye zorlanıyor, Menekşe istemeyince de töre cinayeti ile karşı karşıya kalıyor. Aslında jenerasyonlar arasında da farklılıklar var. Anne karakterleri bu baskıyı kabul eden, direnç göstermeyen kadınlar. Henüz kültürleşmemiş kendi kültürünü küçük Almanya’sında sürdüren kadınlar. Bir sonraki jenerasyonda kabuğunu kırmaya çalışan kadınlar var. Bir de marjinal diye konumlandırdığımız kadınlar var. Türkiye’ye dönen ve Almancı olarak nitelenen kadınlar. Özellikle daha genç yaşta olan, özgürlükçü Türk toplumuna da uyum sağlayamayan bir tarzları var." Türkiye’nin çok fazla beyin göçü verdiği bir dönemde olunduğunu vurgulayan Çakar, "60-70 sene önce oraya giderek yerleşmiş vatandaşlarımızla bu durum başlı başına bir paradoks oluşturuyor. Bu insanların memleket hasreti var. Çünkü uzun yıllar ırkçılıkla mücadele ettiler. Ayrıca yıllarca işçi sınıfı olarak büyük zorluklar yaşadıkları da oldukça net bir gerçeklik. İşte bu nedenle bu konuyu incelenmeye değer buldum" ifadelerine yer verdi.
İzmir Liseliler ‘oyun geliştirmek’ için buluştu İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu, ‘Gameathon 4.0’ etkinliğini düzenledi. Etkinlikte, 72 lise öğrencisi 24 saat boyunca oyun tasarlamak için çaba gösterdi. Etkinlik sonunda geliştirilen 17 oyun, oyun firmalarında çalışan jüri üyeleri tarafından taktir topladı. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Meslek Yüksekokulu, hızla gelişen oyun sektörüne liseli gençlerin ilgisini artırmak amacıyla ‘Gameathon 4.0’ etkinliğini gerçekleştirdi. İzmir’deki liselerde eğitim gören 72 öğrenci, 24 saat boyunca en iyi oyunu tasarlamak için çalıştı. Zamanın önemini vurgulamak için ‘Bir Saniye Daha’ temasıyla düzenlenen etkinlikte 17 oyun geliştirildi. Macera, strateji, spor ve aksiyon gibi farklı konularda oyunlar hazırlayan gençler, etkinlik sonunda düzenlenen yarışmada birinciliğe ulaşmak için kıyasıya yarıştı. Gençlerin projeleri, farklı oyun firmalarında çalışan jüri üyeleri tarafından büyük beğeni topladı. İEÜ Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı Öğretim Görevlileri Dr. Hüseyin Tokat, Burak Evrentuğ ve Turgay Zülam’ın koordinasyonunda başarıyla düzenlenen Gameathon 4.0 etkinliğinin sponsoru ise bir teknoloji firması oldu. İEÜ Konferans Salonu’nda bir araya gelen gençler, oyun sektörünü tanıdı ve kendilerine doğru bir kariyer rotası belirlemek için tecrübe edindi. İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu da etkinliği ziyaret ederek hem çalışmaları inceledi hem öğrencilerle sohbet etti. İEÜ Bilgisayar Programcılığı öğrencileri ise, liseli gençlere rehberlik yaparak oyun geliştirmeye ilişkin tüm süreçlerde destek sağladı. İlk 3’e ödül Geliştirilen tüm oyunlar, etkinlik sonunda jüri tarafından değerlendirildi. Oyun takımlarından Expendables, birinciliğe uzanarak 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Steel Ball Run ikinci olarak 15 bin TL’lik ödülü alırken, üçüncülüğe ulaşan Kosh90 takımı ise 10 bin TL ile ödüllendirildi. Seneye de devam edecek İEÜ Bilgisayar Programcılığı Programı Öğretim Görevlisi Turgay Zülam, Gameathon etkinliğini önümüzdeki yıllarda da devam ettireceklerini belirterek, “Üniversitemize konuk olan öğrencilerimiz, 24 saat boyunca farklı oyun yazılımları kullanarak yenilikçi projeler geliştirdi. Oyun projelerini tamamlamak için oldukça yoğun bir şekilde gece geç saatlere kadar çalıştılar. Heyecan ve coşku dolu bir süreci tamamladık. Bizim amacımız, oyun sektörü ile öğrencileri tanıştırarak gençlerimizin 21’inci yüzyıl problem çözme becerilerini geliştirmelerine katkı sağlamaktı. Bunlara ek olarak, öğrencilerin oyun sektörü hakkında bilgi sahibi olmalarını da istedik. Liseli gençler, hem üniversite ortamını gördü hem de sektör temsilcileriyle birebir konuşma imkanı buldu” diye konuştu.