GÜNDEM - 11 Ekim 2024 Cuma 15:59

Türk Ocağı’nda Prof. Dr. Ali Akar, ortak alfabenin önemine dikkat çekti

A
A
A
Türk Ocağı’nda Prof. Dr. Ali Akar, ortak alfabenin önemine dikkat çekti

Eskişehir Türk Ocağı’nda konuşan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akar, "Gelecekte kurulacak Türk birliğinin tabanını kültür, tavanını ekonomi ve siyaset oluşturacaktır. Bu bakımdan, Türk birliğinin temelinin güçlü, sağlam ve kalıcı bağlarla sağlanması gerekir. Bunun yolu da ortak (benzer) alfabe, ortak dilden geçmektedir" dedi.


Türk Dünyası’nda Alfabe Birliği (Dün-Bugün-Yarın) konulu bu haftaki perşembe sohbetinde Prof. Dr. Ali Akar yer aldı. Akar’ın konuşmasından önce yeni kabul edilen üyelere rozet takma töreni yapıldı. Yeni üyelere Akar ve Ocak Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal tarafından rozetleri takıldı. Daha sonra Akar, konuşmasına başladı.



"Osmanlılar tarafından kurulan büyük dünya imparatorlukları onları bir kez daha yeryüzünün efendileri yapmıştır"


Türklerin bilinen 3 bin yıllık tarihlerinin son bin 200 yılını farklı coğrafyalarda geçirdiklerini söyleyen Akar, "10’uncu yüzyıldan itibaren Doğu Türkistan’dan Batıya doğru yaptıkları büyük göç, onları tarih ve coğrafya bakımından birbirlerinden ayırmıştır.


13-15’inci yüzyıllar arasında Karahanlılar, Gazneliler, Safaviler bölgede hakimiyet kurmuşlardır ve nihayet 16’ncı yüzyılda doğuda Temürlüler, batıda Osmanlılar tarafından kurulan büyük dünya imparatorlukları onları bir kez daha yeryüzünün efendileri yapmıştır. Fakat bu yüzyılda başlayan coğrafi keşifler, silah teknolojisinin gelişmesi, bilim ve teknikteki büyük ilerlemelere ayak uyduramayan Türkler 20’nci yüzyılın başında batıda ve doğuda iyice gerilediler" dedi.



"Türkiye Cumhuriyeti’ni hazırlayan Osmanlının son 80 yılındaki eğitim ve hukuk alanındaki atılımları oluştur"


19’uncu yüzyılda buhrandan çıkıp çağın gereklerine göre yeniden organize olma yoluna gitmeleri imparatorluğu kurtarmaya yetmediğini ifade eden Akar, "Fakat 19’uncu yüzyılda başlayan Osmanlı modernleşmesi hem insan hem de imkân bakımından semerelerini Cumhuriyet döneminde vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni hazırlayan Osmanlının son 80 yılındaki eğitim ve hukuk alanındaki atılımları oluştur. Orta Asya Türklüğünün 16-19’uncu yüzyıllar arasındaki en büyük siyasi ve askeri gücü olan Temürlü Devleti, 19’uncu yüzyılın sonlarına doğru Rus ve Çin egemenlik sahasında kalmıştır. Büyük güçlerin dıştan müdahalesi, boy beylerinin ve hanların da iç mücadeleleri sonucu Temürlü devleti çökmüş, ortada irili ufaklı hanlıklar ve Rus idaresine girmek için ’hazır’ hâle gelmiş bir Türkistan kalmıştır İşte bu buhran çağlarında 19’uncu yüzyılın sonları doğru Rusya içinde, Türkistan’da ve Osmanlı devletindeki aydınlar buhrandan çıkış yolunun batı teknolojisi ve medeniyetine sahip olmak olduğunu anladılar. Çünkü önlerinde bir Rus modernleşmesi vardı ve Petro, Rusları Batı medeniyetine böyle entegre etmişti" şeklinde konuştu.



"Dil ve alfabe meseleleri yenileşme döneminin temel gündemini teşkil etmiştir"


Prof. Dr. Ali Akar, konuşmasının devamında şunları söyledi:


"Rusya’daki Tatar aydınları bu amaçla Cedit hareketini başlattılar. Bu hareket her bakımdan yenileşme idealini taşıyordu. Fakat asıl yenileşme eğitimde olacaktı. Yeni okullar açılacak, çocuklar yeni usullere göre eğitilecek ve böylece Türkler arasında beyin gücü geliştirilecek ve toplum aydınlanacaktı. Bunun için de ilk yapılacak iş kullanışlı bir alfabe ve bütün Türklerin anlaşabileceği ortak bir dile kavuşmaktı. Dil ve alfabe meseleleri bu bakımdan yenileşme döneminin temel gündemini teşkil etmiştir. Gaspıralı İsmail bey, dil alanında bu ilk adımını atarak Bahçesaray’da Tercüman gazetesini yayımlamaya başladı. Gazete bütün Türk dünyasında büyük yankılar uyandırdı ve ‘Eminönü’deki kayıkçıdan Kaşgardaki nalbanta’ kadar bütün Türklerin bir dilde birleşebileceği düşüncesini uyandırdı. Bu düşünce bugün bile Türk yüreklere heyecan vermeye devam ediyor. Türk dünyasının her tarafından Gaspıralı ve Tercüman bir birlik sembolü haline gelmiştir."



"Talih, Doğu Türkleri için henüz gülmemiştir"


Türk dünyasındaki uyanışın akademik toplantıların gündemi haline geldiğine ve Rusya Müslümanları Kongreleri düzenlenmeye başlandığından bahseden Akar, "Bunu daha sonra Türkoloji Kongreleri takip etmiştir. Alfabe konusunda ise yapılan bir dizi toplantıda Türk lehçelerinin hepsini kapsayacak, ortak sesleri doğru biçimde yansıtacak bir yazı sistemi oluşturulması ve bunun da Latin esaslı olması hususunda büyük mutabakat sağlanmıştı. Bu amaçla, 1926 yılında Bakü’de yapılan 1’inci Türkoloji Kongresi’nde bunun için bilimsel ve entelektüel temel oluşturmuştur. Bu toplantının en önemli sonucu, Batı Türklüğünün birkaç sene sonra buradaki kararları uygulamaya koyarak Türkiye’de hemen hemen bu alfabeye yakın bir sistem hayata geçirilmiştir (1 Kasım 1928). Talih, Doğu Türkleri için henüz gülmemiştir. 1940 yıllardan sonra tarihin en diktatoryal rejimi olan Stalinst baskılar altında kalmışlardır. Bu ölüm kalım günlerinde hayatlarını devam ettirme dışında bir şey düşünemez olmuşlardır. Söz konusu yoğun baskılar 1950’lerden sonra gevşese de bu durum 1990’lara kadar devam etmiştir. SSCB’nin çökmesiyle Türk dünyasında yeniden birlik ve kültürel bütünleşme düşünceleri filizlenmiştir. Bu amaçla 1991, 2018 yıllarında İstanbul’da, 2024’te Bakü’de yapılan toplantılarda, 1926’da yarım kalan alfabe birliği düşüncesi yeniden gündeme oturmuştur. Bu 30 yıl içinde Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan Latin esaslı alfabeye geçmişlerdir. Fakat Azerbaycan dışındaki ülkelerin bu konuda yapmaları gereken çalışmalar vardır. Gelecekte kurulacak Türk birliğinin tabanını kültür, tavanını ekonomi ve siyaset oluşturacaktır. Bu bakımdan, Türk birliğinin temelinin güçlü, sağlam ve kalıcı bağlarla sağlanması gerekir. Bunun yolu da ortak (benzer) alfabe, ortak dilden geçmektedir“ dedi.



Soru ve cevaplardan sonra Ocak Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal, konuşmacıay Şükran Beratı takdim etti.



Türk Ocağı’nda Prof. Dr. Ali Akar, ortak alfabenin önemine dikkat çekti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Polis olma hayali kuran Hiranur’un mutluluk çığlıkları duygu dolu anlar yaşattı Polis olma hayali kuran özel birey Hiranur’un polis olma hayali 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nde gerçek oldu. Bir günlüğüne Polis üniforması giyerek temsili Polis olan Hiranur’un mutluluğu duygu dolu anlar yaşattı. Dünya Kız Çocukları Günü kapsamında Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Konyaaltı Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen etkinlikte, özel çocuklardan Hiranur, polis üniforması giyip, polis memurları ile birlikte görev yaparak hayalini gerçeğe dönüştürdü. En özel günde en anlamlı görev Konyaaltı ilçesinde annesi ile birlikte yaşayan ve Engelli Evde Bakım Hizmetinden yararlanan Hiranur isimli özel çocuk, polis olma hayalini Konyaaltı Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü ile paylaştı. İlgili kurumların koordinasyonu ile Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürlüğüne davet edilen Hiranur, burada Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Tatar ve teşkilat mensupları tarafından karşılanarak merak ettiği birimleri gezdi ve İlçe Emniyet Müdürüyle hayalleri ve polislik mesleği hakkında sohbet etti. Daha sonra Polis aracına binerek ekiplerle birlikte devriye görevi gerçekleştiren Hiranur, Polis aracındaki siren ve megafon ile vatandaşları selamladı. Polis üniforması giymekten çok mutlu olduğunu ifade eden Hiranur’a Dünya Kız Çocukları Günü anısına İlçe Emniyet ve Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinin personeli tarafından çeşitli hediyeler verildi.
İstanbul Ataşehir’de İETT otobüsü alev alev yandı, faciadan dönüldü İstanbul Ataşehir ilçesinde seyir halindeki bir İETT otobüsü alev alev yandı. Olayda ölen veya yaralanan olmazken, İETT otobüsünün içindeki vatandaşlar tahliye edildi. Olay, Ataşehir ilçesi Barbaros Mahallesi Mor Menekşe Sokak üzerinde saat 17.00 sıralarında yaşandı. İddiaya göre, 34 TP 2892 plakalı İETT otobüs seyir halindeyken motor kısmından dumanlar yükselmeye başladı. Çıkan dumanlar bir anda büyüyerek alevlere dönüştü. Otobüsün yandığını fark eden İETT otobüsünün şoförü aracı yolun sağına çekerek, tüm yolcuları aşağıya indirdi. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri alevlerin sardığı otobüsü yaklaşık 30 dakikalık müdahale ile söndürdü. Yangında ölen veya yaralanan olmazken, yanan otobüsün motor kısmı küle döndü. Polis ekipleri trafiği kontrol altına alırken, olayla ilgili de inceleme başlattı. Vatandaşlar yanmaktan son anda kurtuldu Öte yandan yangını fark eden otobüsün şoförü aracı yolun sağına çekerek tüm yolcuları aşağıya indirdi. İş çıkışı ve okul çıkışı olması nedeniyle tıka basa dolu olan otobüsün içindeki vatandaşlar ise yanmaktan son anda kurtuldu. Olayı gören çevredeki vatandaşlardan Muhammed Karagöz, "Otobüs bir anda motor kısmından alev aldı. Yolcular tahliye edildi. Kimse yaralanmadı. Polis ve itfaiye ekipleri müdahale etti" dedi.
Antalya Antalya’da ilkokul öğrencilerinin gözü önünde mide bulandıran olaya mahalleli tepkisi Antalya’da çocuklar bahçedeyken okul duvarına yaslanan ve madde bağımlısı olduğu ileri sürülen bir şahıs, cep telefonuyla kayıt alındığını fark edince çocukların gözü önünde uygunsuz hareketlerde bulundu. Şahıs, vatandaşlar tarafından bölgeden uzaklaştırılırken mahalle sakini ve esnaf duruma tepki gösterdi. Olay, geçtiğimiz günlerde Muratpaşa ilçesine bağlı Muratpaşa Mahallesi’ndeki Cumhuriyet İlkokulu etrafında yaşandı. Madde bağımlısı olduğu ileri sürülen kimliği belirsiz bir kişi, okulun bahçe duvarına yaslanıp bir şeyler yemeye başladı. Yanında bir poşet içerisinde uçucu bir madde olduğu görülen şahıstan rahatsız olan bir esnaf, cep telefonuyla kayda başladı. Esnafın görüntü almasına öfkelenen şahıs, çocukların gözü önünde hayasızca hareketlerde bulundu. Bunun üzerine vatandaşlar adamı bölgeden uzaklaştırdı. “Oğlum bu adam ne yapıyor diye soruyor” Görüntüyü çeken Halil İbrahim Toymaz, “Elindeki poşetin içine madde vardı ve şişirerek buraya geldi. Daha sonra ona burada çocukların olduğunu ve başka bir yere gitmesini söyledim. Kendisi ‘bana karışamazsın, ben bu mahallenin adamıyım’ şeklinde cümleler kurdu. Daha sonra gelip okulun dış duvarının önüne oturup bacaklarını falan açtı. Ben de cep telefonu kameramla o anları çekiyordum. Bana ‘neyi çekiyorsun’ dedi. Ben de onu ünlü edeceğimi söyledim. Saldırır diye korktum ve polis olduğumu söyledim. Sonra öyle çekilmez deyip hayasızca hareketlerde bulundu. Şimdi ben bu şahsı dövsem başım belaya girecek. Ben de bu şekilde görüntüsünü çekip sosyal medyalara paylaştırdım. Benim de 4 yaşında oğlum var. Bu adamı görünce bana bu adam ne yapıyor diye soruyor. Şikayetçi oluyoruz, polis ekipleri gelinceye kadar kendisi ortalıktan kayboluyor. Bunların dışında da esnaflara zarar veriyor. Gece mahalleye gelip güvenlik kameralarımızı kırmaya çalışıyor, klimaların hortumlarını ve borularını kesiyor. Bu şekilde bir insan kendisi. Bu okuldaki çocukların sağlığı için yetkililerden bir an önce bu şahsın yakalanmasını istiyoruz” dedi. “Çocukların onu örnek almasından korkuyorum” Bir başka esnaf Faruk Akaylı da, “Sürekli dükkanımın şalterlerini kapatıyor, kapıları çarpmaya çalışıyor. Arabaların arkasında ve sokak ortasında idrarını yapıyor. Arabaların lastiklerini kesiyor ve yan tarafımızda cami var onunda çeşmelerini kırıyor. Elinde sürekli bir uyuşturucu poşeti ile geziyor ve burası ilkokul olduğu için küçük çocuklar var, onu örnek alacaklar diye çok korkuyorum. Yetkililerin bu durumu çözmesini bekliyorum” diye konuştu. “Arabanın lastiklerini bıçakla kesiyor, bunu gördüğümden bu yana kendisinden çok korkuyorum” Bir diğer esnaf Öznur Şenkaya ise, “Ben o şahsı yaklaşık 4 aydır takip ediyorum. Çantasında bir bıçak bulunduruyor ve çıkarıp arabaların lastiklerini kesiyor. Bunu gördüğüm zamandan beridir kendisinden çok korkuyorum. Dükkanımızın levhalarını alıp sağa sola fırlatıyor. Sürekli elinde bir uyuşturucu poşeti var. Çocuklara bir şey yapacak diye korkuyoruz. İnşallah yakalanır” ifadelerini kullandı.