ASAYİŞ - 07 Ekim 2024 Pazartesi 19:46

Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili yargılanan polis memuru hakkında 4’üncü kez dava açıldı

A
A
A
Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili yargılanan polis memuru hakkında 4’üncü kez dava açıldı

Muğla’da 11 Mayıs 2010 tarihinde karşıt görüşlü öğrenciler arasında yaşanan olaylarda Şerzan Kurt’un silahla vurularak ölümüne ilişkin yargılanan polis memuru hakkında verilen hapis cezası kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından dava 4’üncü kez görülmeye başlandı.


Muğla’da 11 Mayıs 2010 tarihinde bir kız öğrenciye laf atma tartışmasının büyümesiyle karşıt görüşlü öğrenciler arasında kavga çıktı. Gece boyu süren ve polisin müdahale ettiği olaylarda ağır yaralanan Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğrencisi Şerzan Kurt, olaydan 8 gün sonra tedavi gördüğü İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili hakkında işlem başlatılan Muğla Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru G.Ş., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Polis memuru G.Ş. hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘olası kasıtla nitelikli adam öldürme’ suçundan açılan davanın güvenlik tedbiri nedeniyle Eskişehir’de devam etmesine karar verildi. Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan G.Ş. hakkında,7 Eylül 2012’deki karar duruşmasında 8 yıl hapis cezası verildi. Polis memuru G.Ş., tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliye edildi. Yapılan itirazlar üzerine karar, Yargıtay tarafından bozuldu. Tekrar görülen yargılama sürecinin ardından verilen ‘haksız tahrik indirimi’ iptal edilerek, 16 yıl hapis cezasına çarptırılan G.Ş., 2014 yılında tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2016 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine hakkında ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal’ indirimleri uygulanan G.Ş. tahliye edildi. 2019 yılında tekrar açılan davadan çıkan ve 2021 yılında onanan 7 yıl 6 ay hapis cezası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine 2024 yılında tekrar iptal edildi. Polis memuru G.Ş. hakkında verilen kararın bozulmasının ardından açılan dava, Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrardan görülmeye başlandı. Duruşmada taraf avukatları yer aldı. Tutuksuz yargılanan G.Ş. ve 21 yaşında hayatını kaybeden Şerzan Kurt’un ailesi ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.


Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine kendisini savunan sanık G.Ş, Şerzan Kurt’un avukatlarının mahkeme heyetini yanıltmak için asılsız beyanlarda bulunduğunu söyledi. Suçsuz olduğu halde 6 yıl cezaevinde yattığını belirten G.Ş., 14 yıldır mağdur olduğunu dile getirerek, "Suçsuz biri özür diler mi? Burada özür dilenmesi gereken biri varsa o da benim" dedi.


SEGBİS ile duruşmaya katılan Şerzan Kurt’un babası Ömer Kurt ise, "34 yıl öğretmenlik yaptım. Ben sanığın ruh halini gördüm. G.Ş. o karanlık çete grubuyla işbirliği yaparak oğlumu hedef seçerek öldürmüştür. Savunma hakkına saygı duyuyorum. Sanık, ifadelerinde ateş ettiği mesafeyi sürekli artırmıştır. Savunması çelişkilidir. Olayın üzerine perde çekilmesini kabul etmiyorum. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum” dedi.


Cumhuriyet savcısı, mütalaada olay tarihinde sanığın 17 yıllık polis memuru olduğunu, müdahale sınırını kast olmaksızın aştığını belirterek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı doğrultusunda G.Ş’nin "bilinçli taksirli ölüme sebebiyet verme" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılmasını talep etti.


Mahkeme heyeti, G.Ş’ye ait silahın iadesine ilişkin talebi reddederek, yurt dışına çıkış yasağının devamına hükmedip duruşmayı 22 Kasım’a erteledi.



“Heyetler tarafından 4 defa dosya gitti geldi”


Sanık G.Ş’nin avukatı Erol Halka, duruşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, “Genç bir delikanlının hayatının baharında ölümüne sebebiyet verilmesi yönüyle dosya trajik bir durum taşıyor. Bu durum benim müvekkilim tarafından yapılmadı. Komik, bu yargılama süreci toplam 14,5 yıldır sürüyor. Şu anda da kasıma ertelendi. Cumhuriyet savcısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ndan gelen mütalaa doğrultusunda ’bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçundan dolayı cezalandırılmasını istedi. Toplam yanılmıyorsam heyetler tarafından 4 defa dosya gitti geldi. Başta dava ’kasten adam öldürme’ suçundan açıldı. Bugün ’bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermeye’ düştü. Benim müvekkilim kesinlikle bu işlenen suçlarda masum. Çünkü birçok eksik hususlar var. Bunları biz duruşma esnasında sayın başkana, heyete izah ettik. Biz de bu eksik hususların ikbalini istiyoruz. Müvekkilimizin de inşallah beraatını ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde NÖHÜ’de “Bir Asırlık Dostluk: Türk-Japon İlişkisi” paneli düzenlendi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nde (NÖHÜ) “Bir Asırlık Dostluk: Türk-Japon İlişkisi” paneli düzenlendi. Panelin açılışında konuşan Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Takahiko Katsumata, Türkiye ile Japonya’nın tarihi süreç içerisinde kültürel değerlerine bağlı kalarak modernleşme yolunda ilerlediğini söyledi. Türkiye ve Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıl dönümü dolayısıyla Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nde Japonya Büyükelçiliği iş birliğiyle “Bir Asırlık Dostluk: Türk-Japon İlişkisi” paneli düzenlendi. Her iki ülke milli marşlarının çalınmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Takahiko Katsumata, iki ülke arasındaki ilişkilerin 1890’da Ertuğrul Fırkateyni kazasıyla başladığını, 1924’te ise Lozan Antlaşması ile diplomatik ilişkilerin resmiyet kazandığını belirtti. 2024 yılında her iki ülke arasında ilişkilerin kuruluşunun 100’üncü yılının kutlandığını hatırlatan Büyükelçi Katsumata, Türkiye ile Japonya’nın tarihi süreç içerisinde kültürel değerlerine bağlı kalarak modernleşme yolunda ilerlediğini ifade etti. “Her iki ülke arasındaki ilişkiler her alanda dostane bir biçimde vuku bulmuştur” Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu ise, bir asırdır iki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda dostane bir şekilde vuku bulduğuna vurgu yaparak, bu ilişkilerin kurulmasında her iki ülkede emeği geçen devlet büyüklerine minnettar olunması gerektiğini ifade etti. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin dünya sıralamalarında elde ettiği başarılar hakkında bilgi veren Rektör Uslu, üniversitede İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi bünyesinde Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün açılabileceği sinyallerini de verdi. Rektör Uslu, "Üniversitemizin Orta Doğu’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Türk Dünyası ve Uzak Asya’ya kadar ikili iş birliği ve ilişkilerini genişletme çabası içindeyiz. Bu anlamda kardeş ülke Japonya’daki üniversitelerle öğrenci ve öğretim üyesi değişimi başta olmak üzere her türlü iş birliğine hazırız" dedi. Program açış konuşmalarının ardından panelle devam etti. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yalap’ın moderatörü olduğu panelde Birleşmiş Milletler tarafından kurulan Avrupa Barış ve Kalkınma Merkezi Barış Üniversitesinden (ECPD) çevrim içi olarak katılan Prof. Dr. Ljiljana Markovic, Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Merthan Dündar, Erciyes Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Volkan Erdemir ile Dr. Öğr. Üyesi Nihan Kara Sencer, Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihi, günümüzdeki durumu ve geleceği hakkında bilgiler verdi. Program kapsamında ayrıca üniversite merkez yerleşkesinde Türk-Japon Dostluk ve Hatıra Ormanı kuruldu. Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Takahiko Katsumata, Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Nafiz Tok, Prof. Dr. Ersin Aydın ve Prof. Dr. Recep Çiçek, Genel Sekreter Abdulgani Özkan, il protokolü, akademik ve idari birim yöneticileri ile öğretim elemanları ve çok sayıda öğrenci katıldı.