ASAYİŞ - 22 Kasım 2024 Cuma 17:27

Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili 14 yıldır devam eden dava sonuçlandı

A
A
A
Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili 14 yıldır devam eden dava sonuçlandı

Muğla’da 11 Mayıs 2010 tarihinde muhalif görüşlü öğrenciler arasında yaşanan olaylarda Şerzan Kurt’un silahla vurularak ölümüne ilişkin 4’üncü kez yargılanan polis memuru hakkında 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası verildi.


Muğla’da 11 Mayıs 2010 tarihinde bir kız öğrenciye laf atma tartışmasının büyümesiyle muhalif görüşlü öğrenciler arasında kavga çıktı. Gece boyu süren ve polisin müdahale ettiği olaylarda ağır yaralanan Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğrencisi Şerzan Kurt, olaydan 8 gün sonra tedavi gördüğü İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili hakkında işlem başlatılan Muğla Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru G.Ş. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Polis memuru G.Ş. hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘olası kasıtla nitelikli adam öldürme’ suçundan açılan davanın güvenlik tedbiri nedeniyle Eskişehir’de devam etmesine karar verildi. Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan G.Ş. hakkında, 7 Eylül 2012’deki karar duruşmasında 8 yıl hapis cezası verildi. Polis memuru G.Ş., tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliye edildi. Yapılan itirazlar üzerine karar, Yargıtay tarafından bozuldu. Tekrar görülen yargılama sürecinin ardından verilen ‘haksız tahrik indirimi’ iptal edilerek, 16 yıl hapis cezasına çarptırılan G.Ş., 2014 yılında tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2016 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine hakkında ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal’ indirimleri uygulanan G.Ş. tahliye edildi. 2019 yılında tekrar açılan davadan çıkan ve 2021 yılında onanan 7 yıl 6 ay hapis cezası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine 2024 yılında tekrar iptal edildi. Polis memuru G.Ş. hakkında verilen kararın bozulmasının ardından açılan dava, Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrardan görülmeye başlandı.



Davanın bugün görülen karar duruşmasına, tutuksuz yargılanan G.Ş. ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine kendisini son kez kendisini savunan sanık G.Ş, “Ben en başından beri hep aynı savunmada bulundum. Bana imtiyaz sağlandığı söylenmesine rağmen tutukluluğun üst sınırı 5 yıl olmasına rağmen ben 6 buçuk yıl tutuklu kaldım. Tutuklu olduğum dönemde dahi yurt dışına çıkış yasağı uygulandı. Adli kontrol şartı en fazla 3 yıl uygulanabilirken, benim hala devam eden adli kontrol şartım var. Devam eden yurt dışı yasağımda dolayı, eğitimine yurt dışında devam eden çocuğumun yanına gidemedim. Çocuğumun eğitim hayatı sekteye uğradı. Beraatımı talep ediyorum. Zaten tutuklu kaldığım süre talep edilen cezasının üstündedir. Terör örgütünün ölüm listesinde adım yer alıyor. Can güvenliğim dolayısıyla silahımın da iadesini talep ediyorum” dedi.


Mahkeme heyeti, G.Ş. hakkındaki kararını açıkladı. Şerzan Kurt’un ölümünden yargılanan G.Ş. hakkında, 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezasına karar verildi.



“Keşke gerçek faillere ulaşılmış olsaydı”


Duruşmanın ardından Eskişehir Adliyesi önünde açıklama yapan G.Ş.’nin avukatı Erol Halka, “14 yıldan beri sürmekte olan bir hukuk mücadelesinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bundan 14 yıl önce 2010 yılı Mayıs ayında Muğla’da öldürülen Şerzan Kurt’un yargılaması ile ilgili müvekkilim G.Ş. 14 yıl boyunca yargılandı. Bizim başından beri iddia ettiğimiz şey Şerzan Kurt’un katillerinin dışarıda dolaşmasıydı. Çünkü müvekkilim tüm dosya incelendiğinde tekrar görülecektir ki bu suçu işlemedi. Süreçler esnasında heyetler değişti, delil durumu yeterli düzeyde ele alınamadı, ihmallere uğradı. Bir ailenin genç bir evladını kaybetmesinden dolayı biz de üzgünüz. Keşke gerçek faillere ulaşılmış olsaydı. En nihayetinde Ceza Genel Kurulu’ndan gelen karar bugün Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sonuçlandı. Gelinen nokta itibariyle neticeten kasıt olmaksızın insan öldürülmesi suçundan müvekkilime 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası verildi. Bu bize göre de hukuka aykırı. Müvekkilimle henüz görüşme yapmadık. Uygun gördüğümüz takdirde bunun da üst kanun yollarına gidebileceğimiz belirtiyoruz” dedi.



“Adalet tam tecelli etmese de teselli etti”


Şerzan Kurt’un ölümünden yargılanan ve hakkında 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası verilen, daha önceki yargılama süreçlerinde cezaevinde kaldığı süreç göz önüne alınarak tutuklaması gerçekleştirilmeyen emekli polis memuru G.Ş., duruşma ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:


“Avukatım gerekli açıklamaları yaptı. 15 yıldır bu dava sürüyor. Baştan beri söylediğimiz gibi bizim bu davayla bir bağımız yoktu. Bunu söyledik. Adalet tam tecelli etmese de teselli etti. Yine de hak ettiğimiz karar buydu. Beraatımın verilmesi gerekiyordu. Neresinden dönülse kârdır gibi bir karar oldu.”



Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili 14 yıldır devam eden dava sonuçlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: “Formula 1’i İstanbul’umuza kazandırmak istiyoruz” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bizim Formula 1 Kurumu ile ilgili görüşmelerin süreci firmayla birlikte devam ediyor. İnşallah biz bu süreci başarıyla tamamlayıp Formula 1’i İstanbul’umuza kazandırmak istiyoruz” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Ersoy, Kültür Yolu Festivali’ndeki sanatçılar ile ilgili ayrım yapılıp yapılmamasına ilişkin yöneltilen soruya, "Bakın bu seneki kültür yolu festivalinde görev almış büyük konser dediğiniz 87 tane sanatçı listesi burada var. Size veririm. Sanatçı listesini görürseniz de kriterimizin çok çeşitli olduğunu görürsünüz. Herhangi bir ideolojik yaklaşım ile yaklaşmadığımızda çok net bir şekilde görürsünüz. Zaten Google’de arattığınızda bizim sanatçılarımızı orada görebiliyorsunuz. Bu konuda herkesin için rahat olsun” ifadelerini kullandı. “2005 yılında ihaleye çıkmış” Ersoy, kendisine ait olan bir otelin kazandığı ihale iddialarına ilişkin soruya, şu yanıtı verdi: “Gelen bilgi eksik ve yanlış. Maalesef geçen son dönemde de karşıma çıktı ve her seferinde anlattım. İlgili başkan vekillerine de kopyalarını verdim belgelerin. Bu sene de demek ki devam edilecek algıya. Ben net bir şekilde anlatayım. 2005 yılında ihaleye çıkmış Kültür ve Turizm bakanlığı. 2005 yılında ihaleye en yüksek teklifleri benim firmam verdiği için bende kalmış. 2006 yılında ihale bittikten sonra biz ön izin talebini yapmışız. Bize de 2006 tarihinde ön izi belgesini vermişler. Yani konunun günümüzle uzaktan yakından alakası yok. Benim makamım olmadan yaklaşık 20 yıl önceki konudan bahsediyoruz. Belgesi burada.” “Kamuoyuna yansıyan rakamların 20’de birine denk geliyor” Kültür Yolu Festivali’nin yüksek maliyetler ile ilgili yapıldığı iddialarını da yanıtlayan Bakan Ersoy, “Kültür Yolu çok geniş kapsamlı bir etkinlik. 7 aylık bir sürede 16 şehirde 9’ar gün festival olarak hesap ederseniz. 144 festival gününde 6 bin 700 etkinlik içeriyor. Zaten bütün illerin talep etmesinin arkasında bu var. Şimdi büyük sanatçı konserlerinize gelelim. Büyük konserlerin konser başı maliyeti kamuoyuna yansıyan belediye sahnelerinin, çok daha kapsamlı bir sahne artı teknik kısmını söylüyorum. Sadece kamuoyuna yansıyan rakamların 20’de birine denk geliyor. Maliyetler açısından uçurum var ikisinin arasında. Ekranda gördüğümüzün 20’de birine denk geliyor” dedi. “Formula 1’i İstanbul’umuza kazandırmak istiyoruz” İstanbul Park ihalesine ilişkin yöneltilen soruları da yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, şunları kaydetti: “Eğer konu teminatsa 4 milyar değil. Orada bir yanlışlar vardır. Yaklaşık maliyeti teminatın 270 milyon lira. Söz konusu rakam 4 milyar değil. İkincisi, eski firmayla devam ediyor olsaydık şu an da aylık 730 bin lira kira alıyor olacaktık. Şu anda aylık 300 bin dolar kira alıyoruz. Şimdi ayrıca bu firmanın verdiği teminat da şu an da Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün mevzuatına uygun. Kira ödemelerini düzenli yapmaya devam ediyor. Burada bir ayrıntıya girmek istiyorum. Firmanın bir tanesi evrakları yeterli olmadığı için elendi. Zaten açık ihale yapılmıştır biliyorsunuz. İki firma başvurmuş. Firmanın bir tanesi evrakları yeterli olmadığı için elendi. Zaten biz o bir tane firma ile o süreci yürütüyoruz. Bizim rakamlarımızı kabul ediyorsa olabilir. Şimdi esas oradaki konu ne? İhalenin ana konusu neydi derseniz; orada yatırım şartları var. Bak gelirleri artıyor ama esas İstanbul’a Formula 1’i tekrar geri getirilebilir. Bizim aslında bu çalışmayı yapmamızın arkasındaki hepimiz İstanbul’a Formula 1 geri gelsin isteriz değil mi? Hepimiz isteriz. Biz Formula birden bakın biz tek başımıza talip değil. Dünyadaki birçok şehir şu anda Formula 1 almak için İstanbul’la birlikte yarışıyor. Bizim Formula 1 Kurumu ile ilgili görüşmelerin süreci firmayla birlikte devam ediyor. İnşallah biz bu süreci başarıyla tamamlayıp Formula 1’i İstanbul’umuza kazandırmak istiyoruz.” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili kuruluşlarının 2025 yılı bütçesi 53 milyar 202 milyon 392 bin lira şeklinde kabul edildi.
İzmir Cezaevinden tahliye olur olmaz kayınpederini ve eşini bıçakladı: KADES hayat kurtardı İzmir’in Konak ilçesinde, cezaevinden tahliye olduktan saatler sonra dehşet saçan bir kişi, eşini ve kayınpederini bıçakla yaraladı. Talihsiz kadın ve babasını Kadın Destek Uygulaması (KADES) kurtardı. Baba ve kızı kaldırıldıkları hastanede tedavi altına alınırken, polis tarafından yakalanan saldırgan ise çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olay, saat 03.00 sıralarında Konak ilçesi Levent Mahallesi 3486 Sokak’taki bir evde meydana geldi. İddiaya göre, bıçaklı yaralama, kasten öldürmeye teşebbüs ve uyuşturucu konuları gibi birçok suçtan kaydı bulunan S.M.S., 3 yıl önce bıçakla yaralama suçundan tutuklandı. Kırıkkale Cezaevinde tutuklu bulunan S.M.S., cezasının bitmesinin ardından dün tahliye oldu. İzmir’e gelen adam, eşi H.S. (29) ve kayınpederi K.A.’nın (53) yaşadığı adrese gitti. S.M.S., yaşanan tartışma sonrasında bıçakla eşi H.S. ve kayınpederi K.A.’yı yaraladı. Yaşanan olay sırasında, talihsiz kadın H.S., KADES uygulamasından destek istedi. Bunun üzerine, Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Aile iİçi Şiddet Büro Amirliği ekipleri kısa sürede adrese ulaştı. Saldırgan suç aleti ile birlikte polis ekipleri tarafından yakalanırken, yaralanan H.S. ve babası K.A., ambulans ile hastaneye sevk edildi. H.S. ve K.A.’nın hastanedeki tedavisi sürerken, saldırgan S.M.S. işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şahıs, ‘üst soydan akrabayı kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan tutuklandı.