GÜNDEM - 23 Eylül 2024 Pazartesi 10:12

Genç yaşta görülen kalp krizlerine dikkat

A
A
A
Genç yaşta görülen kalp krizlerine dikkat

Genç yaşta görülen kalp krizlerine dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kaplangöray, “Bu durumu önlemek için risk faktörlerini azaltmak gerekiyor. Akdeniz tipi beslenme, kilo kontrolü ve egzersiz şart. Ayrıca sigaradan mutlaka uzak durulmalı” dedi.


Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kaplangöray, 40 hatta 30 yaş altındaki genç bireylerde kalp krizlerinin artışı ve kalp hastalıklarının önüne geçebilmek için önemli bilgiler verdi. Genç yetişkinlerde kalp krizi artışının altındaki nedenlerden birinin obezite olduğunu belirten Doç. Dr. Kaplangöray, obezitenin kan basıncını, kolesterol düzeylerini ve diyabet riskini etkilediğini, bununla birlikte fiziksel olarak aktif olmamanın da kalp krizi riskini yükselttiğini söyledi. Tip 2 diyabetin de arttığına değinen Doç. Dr. Kaplangöray, “Diyabetik hastalarda kalp hastalığı riski normal bireylere göre 2 kat daha fazladır ve kalp sorunları diyabetik bireylerde genç yaşta başlayabilir. Çünkü diyabetten kaynaklanan yüksek kan şekeri seviyeleri, kalbin beslenmesinden sorumlu kan damarlarına ve sinirlere zarar verebilir. Bu kişilerde ayrıca yüksek tansiyon ve obezite gibi rahatsızlıklara sahip olma ihtimali daha yüksektir” şeklinde konuştu.



“Sigara damarları tıkayarak kalp krizine yol açıyor”


Ayrıca sigara dumanının 7 binden fazla zararlı kimyasal içerdiğini hatırlatan Doç. Dr. Kaplangöray, sigaranın kanın kimyasal yapısını değiştirdiğine değindi. Kimyasal yapısı değişen kanın atar damarlarda plak oluşumu ve plağın hızlı ilerlemesine neden olarak tıkanıklığa, dolayısıyla da kalp krizi ve felce yol açabileceğine dikkat çeken Kaplangöray, kalp damar hastalıklarından kaynaklanan ölümlerin yaklaşık 5’te 1’inin sigara içmekle bağlantılı olduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Kaplangöray, kalıtsal risk faktörlerini ise, “55 yaşın altında kalp krizi veya felç geçmişi olan birinci derece baba, erkek kardeşi gibi erkek akrabanın varlığı ya da 65 yaşın altında kalp krizi veya felç geçmişi olan birinci derece anne, kız kardeşi gibi kadın akrabanın varlığı ” şeklinde tanımladı.



“Risk faktörlerini engelleyin, egzersize başlayın”


Kalp krizini önlemenin en iyi yolunun risk faktörlerini engellemek olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kaplangöray, “Ne kadar erken harekete geçilirse başarı da o kadar etkili olur. Yapılması gereken yaşam tarzı değişikliklerinden biri egzersizi yaşamınızın bir parçası haline getirmektir. Bu durum asansör kullanımını en aza indirmek, yaya gidilebilecek mesafelerde mümkün olduğu kadar araç kullanmamak gibi basit egzersizlerden düzenli spor yapmaya kadar değişik yoğunlukta olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, belli yaştan sonra veya herhangi bir rahatsızlığı olan bireylerin özellikle orta yoğunluk dediğimiz tempolu sporlara başlamadan önce bir kalp muayenesinden geçmesinde fayda vardır. Amerikan Kalp Derneği, sağlıklı bireylere haftada 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapmayı önermektedir” diye konuştu.



“Akdeniz tipi beslenme şart”


Sağlıklı kilonun önemine işaret eden Doç. Dr. Kaplangöray, sadece 5 kilo vermenin bile kan basıncında ve kolesterol seviyelerinde fark edilir bir düzelme oluşturabileceğini, sağlıklı bir kalp için vücut kitle indeksinin (VKİ) 20 ile 25 arasında olması gerektiğini söyledi. Kalp hastalıklarına yakalanmada genetik faktörlerin etkisi olsa da, hastalıktan korunmada beslenmenin önemli bir rolü olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kaplangöray, konuşmasına şöyle devam etti:


“Hastalığın ilerlemesine ve hayati riske aslında sağlıksız ve düzensiz beslenme sebep olabilir. Bunun dışında kalp hastalığına yakalandıktan sonra düzenli beslenme daha da önemli bir rol oynar. Dünya genelinde en çok benimsenen beslenme şekli, Akdeniz tipi beslenme alışkanlığıdır. Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı; tahıl, kurubaklagil, taze sebze-meyve, balık, zeytinyağı bakımından zengindir. Et, süt ve süt ürünleri tüketimi daha azdır. Akdeniz tipi beslenme tekli doymamış yağ asidi, posa, kompleks karbonhidrat içeriği yüksek, doymuş yağ, kolesterol ve basit karbonhidrat içeriği düşüktür. Akdeniz beslenme programında her gün tüketilecek besinler, tahıllar, sebze, meyve, kurubaklagiller, süt ve süt ürünleridir. Haftada 1-2 kez balık, tavuk, yumurta önerilmektedir. Bu tip beslenmede kırmızı ete ayda 1-2 kez yer verilmektedir. Yemeklerde zeytinyağı kullanımı tercih edilmelidir."



“Stresten uzak durmak gerekiyor”


Kalp sağlığı açısından stressiz yaşamın faydalarından bahseden Doç. Dr. Kaplangöray ihtiyaç halinde psikiyatri veya psikolojik destek de alınabileceğini hatırlattı. Sigarasız yaşamın hastalıkların ortaya çıkmasını veya var olan hastalıkların ilerlemesini engelleyen bir faktör olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kaplangöray “Ailenizin kalp geçmişini bilmek ve bunun için de alınabilecek tedbirlerin farkında olmak muhtemel kalp krizi ve diğer damar tıkanıklığının önlenmesi ve tedavisinde oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli’de bu yıl 50 bin tonun üzerinde nar hasadı bekleniyor Türkiye nar üretiminde 5’inci sırada yer alan Denizli’de, bu yıl 2 bin 377 hektar ekili alandan 50 bin tonun üzerinde hasat yapılması bekleniyor. Türkiye nar üretiminde 5’inci sırada yer alan Denizli’de uygun iklim özellikleri sayesinde nar üretim merkezi haline gelen Pamukkale ilçesindeki bahçelerde hasat başladı. Pamukkale ilçesine Irlıganlı Mahallesi’nde gerçekleştirilen nar hasadına Vali Ömer Faruk Coşkun, Pamukkale Kaymakam Vekili Abdullah Demir, İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar, İl Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç, İl Jandarma Alay Komutanı Hıdır Ayçiçek, Orman Bölge Müdürü Ahmet Üçgül, Ziraat Odası Başkanı Hamdi Gemici, ilçe müdürleri ile teknik personelin yanı sıra muhtar ve çiftçiler katılım sağladı. Üreticilere bereketli bir hasat sezonu dileyen İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar; “Bugün Pamukkale ilçemizde Nar hasadını başlatıyoruz. Denizli için meyvecilik açısından narın önemli bir yeri vardır. 2023 yılında Denizli’de 2 bin 377 hektar alanda 49 bin 381 ton nar üretimi gerçekleşmiştir. Dekara düşen ortalama nar verimi 2 bin 77 kilogramdır. Meyve veren yaştaki ağaç sayısı 1 milyon 337 bin 622 adet, meyve vermeyen yaştaki ağaç sayısı 204 bin 391 adettir. Meyve veren ağaç başına ortalama verim 37 kilogramdır. 2024 yılında 50 bin tonun üzerinde nar rekoltesi beklemekteyiz. İlimizde yapılan nar yetiştiriciliğinde ana çeşit hicaz çeşididir. Hicaz narının tat, renk, aroma, kalite ve kantitesinin yüksek olması, pestisit kalıntısı probleminin olmayışı bakımından ihracatçı firmaların tercih nedeni olmaktadır. Önceki yıllarda, üretimi yapılan narların yüzde 70-80’i AB ülkeleri başta olmak üzere Rusya Federasyonu ve Ukrayna’ya ihraç edilmiş olup, 2024 üretim sezonunda hasat bugün itibariyle başlamıştır. Hasadımızın ülkemize ve ilimize hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum" dedi. İlk hasatta üreticileri yalnız bırakmayan Vali Ömer Faruk Coşkun ise üretimin önemine vurgu yaparak; ”Üreticilerimizin gerçekten emeklerine sağlık. Geçen yıllar üretimin ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterdi. Üreticilerimize her türlü desteğin verilmesi önem arz etmektedir. Bölgemizin tarımsal üretim anlamında ciddi bir potansiyeli var. İnşallah elbirliği ile tarım teşkilatımız, Bakanlığımızın uygulamaya koyduğu üretim planlaması ve yeni destekleme modeli hayata geçtiğinde daha etkili, verimli bir üretim gerçekleştirmiş olacağız. Bugün başlayan nar hasadının bütün çiftçilerimize hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Vali Ömer Faruk Coşkun, beraberindeki heyet ile nar bahçesine geçerek temsili hasadı gerçekleştirdi. Daha sonrasında nar üreticileri ile birlikte sektörün sorunları ve çözümlerine yönelik istişarede bulunuldu.
Malatya Şarlak: “Yerinde dönüşüm hibe ve kredisi TEFE/TÜFE oranında artırılmalıdır” Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Malatya Şube Başkanı Mustafa Şarlak, deprem sonrası Malatya’nın biran önce ayağa kaldırılması adına yerinde dönüşüm projelerinde verilen desteğin artan maliyetler ve ekonomik sıkıntılar karşısında TEFE-TÜFE oranında artırılması gerektiğini söyledi. Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Malatya Şube Başkanı Mustafa Şarlak, geçtiğimiz günlerde Genel Başkanları Orhan Aydın’ın da katılımıyla gerçekleştirdikleri Malatya Şubelerinin 2. Olağan Genel Kurulu ve Şube Açılış Törenlerinin hayırlara vesile olmasını temenni ederek, "Genel Başkanımız Orhan Aydın’ın da söylediği üzere ASKON olarak başta Malatya olmak üzere deprem bölgelerinde elimizi taşın altına koyacak ve elimizden geleni yapacağız” dedi. "Projelerde birden fazla çarşı üzerine yoğunlaşılmalıdır” Malatya’nın yeniden inşasında önceliğin mutlaka birden fazla merkez üzerine yoğunlaşılması gerektiğini ifade eden Başkan Şarlak, “Ticari hayat bir an önce 21 metrekareden kurtarılmalı ve esnaflarımız yeni iş yerlerine geçmelidir, sürecin uzaması esnafta dirence sebep olacağı unutulmamalıdır. Depremin en fazla yıkıma neden olduğu Malatya, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Adıyaman’da devletimiz yaraları sarmak için tüm gücüyle seferber olmuş durumda. Bir yandan insanlarımızın bir an evvel evlerine dönmesi için konutlar inşa edilirken bir yandan da esnaf için işletmeler yapılmakta. Bizler de ASKON olarak 6 Şubat günü itibariyle hem devletimizin hem milletimizin yanında çalışmalarımızı sürdüreceğimizin sözünü verdik” dedi. “Devletimiz kudretli, ekonomisi güçlü ve işleri yapabilmede kabiliyetlidir” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta devletin imkanlarını Malatya için seferber ettiğini dile getirdiğini de hatırlatan Şarlak, "Devletin gücünü bilen ve üzerinde bu gücü taşıyan Valimiz Seddar Yavuz ile şehrin bir an önce ayağa kaldırılması için çalışmaların yapıldığına bizzat şahidiz. ASKON olarak bizler inanıyoruz ki devletimiz ekonomik olarak güçlü, depremin yaralarını sarmaya kudretli ve bu işleri yapmaya kabiliyetlidir. Umut ediyoruz ki rezerv alan için verilen desteğin artan maliyetler ve ekonomik sıkıntılar karşısında 1.5 milyon TL’lik hibe ve kredinin en az yüzde 60 yani TEFE / TÜFE ayarında artırılmasıdır.” şeklinde konuştu. “6. Bölge teşvik destek süresi uzatılmalıdır” Kalifiye eleman eksikliğinin en baştan beri Malatya için önemli bir eksiklik olduğunu da ifade eden Başkan Mustafa Şarlak, 31 Aralık 2024 tarihinde sona erecek olan 6. Bölge Teşvik Destek süresinin de son güne bırakılmadan tekrar uzatılması gerektiğini ifade etti. Bu teşviklerin şartlarında Malatya merkezli firma olma veya merkezini Malatya’ya taşıma şartı ile akşamdan sabaha taşınacak yatırımların olmaması gerektiğinin altını çizen Şarlak, "ASKON olarak Türkiye başta olmak üzere 7 Kıtada temaslarımızla bu teşviklerin tanıtımını yaparak başta savunma, teknoloji ve medikal olmak üzere devletimizin ihtiyacı olan nitelikli yatırımların Malatya’mızda yapılması için konunun takipçisi olacağız. Yeniden ayağa kalkma mücadelemizde başta üretim olmak üzere sanayi ve ihracat noktasında destekler verilmelidir” diye konuştu.
Gaziantep Göz sağlığı okul başarısını etkiliyor Gaziantep Özel Anka Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Erdal Kaydu, göz sağlığının çocukların okul başarısında önemli bir etken olduğuna dikkat çekti. Ebeveynlerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyleyen Dr. Kaydu, erken teşhis edilen göz sorunlarının, basit müdahale ve önlemlerle çözülebildiğini belirtti. Gaziantep Özel Anka Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Erdal Kaydu, göz sağlının okul çağındaki çocuklarda başarıyı etkileyen önemli bir konu olduğunu belirterek, aileleri çocuklarını düzenli göz muayenesine götürmeleri gerektiği konusunda uyardı. Çocukların göz sağlığının eğitim başarısı üzerindeki etkisinin büyük olduğuna dikkat çeken Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Erdal Kaydu, “Göz sağlığı, çocukların öğrenme sürecinde temel etken. Net göremeyen çocuklar, tahtadaki yazıları seçemeyebilir, kitapları okumakta zorlanabilir ve derslere odaklanmakta güçlük çekebilir. Bu aşamada hem anne babaların hem de öğretmenlerin dikkati çok önemli. Çocuklar genellikle görme problemlerini fark edemez veya bunu ifade edemezler. Ancak sık sık baş ağrısı, gözlerini kısarak bakma, tahtadaki yazıları görememe, kitap okurken zorlanma gibi belirtiler göz problemlerinin işareti olabilir. Bu tür belirtiler gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Erken teşhis edilen göz sorunları, basit müdahale ve önlemlerle çözülebilir ve çocuğun hem sosyal hem de öğrenim hayatı olumsuz etkilenmez” dedi. Göz taramalarının, çocukların gelecekteki başarıları için hayati öneme sahip olduğunu dile getiren Dr. Kaydu, “Göz tembelliği, şaşılık, miyop, hipermetrop ve astigmat çocuklarda en sık görülen sorunlar. Bu sorunların erken tanısı büyük önem taşıyor” diye konuştu.