ÇEVRE - 23 Eylül 2024 Pazartesi 09:58

ESDAĞ üyeleri hem hayvanları besledi hem de çöp topladı

A
A
A
ESDAĞ üyeleri hem hayvanları besledi hem de çöp topladı

Eskişehir Doğa Aktiviteleri Grubu (ESDAĞ) üyeleri Kayzer kalesine tırmanırken, hem çöp topladı hem de bayat ekmekleri hayvanların yemesi için doğaya bıraktı.


Eskişehir Doğa Aktiviteleri Grubu üyeleri, Avrupa Hareketlilik Haftası etkinlikleri kapsamında Türkmen Dağları’nda yer alan Kayzer Kalesine tırmandı. 15 kilometrelik mesafeyi yanlarında getirdikleri bayat ekmekleri hayvanlar için doğaya bırakan grup, yerlere atılan çöpleri ise topladılar. 20 katılımcının yer aldığı anlamlı etkinlik ile üyeler hem spor yaptı hem de farkındalık oluşturdu. Üyeler gün sonunda hatıra fotoğrafı çekindi.



ESDAĞ üyeleri hem hayvanları besledi hem de çöp topladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Engellilerin yaşamı kaldırımlara takılıyor Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşayan engelli vatandaşlar, şehir merkezinde temel ihtiyaçlarını karşılamakta büyük zorluklarla mücadele ediyor. Kaldırımlardaki rampaların yetersizliği, iş yerleri ve kurumlardaki erişilebilirlik sorunları, engellilerin günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Tekerlekli sandalye kullanan engelliler, çarşıya çıkarken bile engellerle karşılaşıyor. Engelli vatandaşlar erişebilir kaldırımlar, önü araçların park alanı olmayan kaldırım rampaları, alışverişlerde, bankalar ve kurumlarda kimseye ihtiyaç duymadan sosyal hayatın içinde yaşamak istediklerini dile getirdi. Kimsenin yardımı olmadan kendi ihtiyaçlarını karşılamak istediğini söyleyen Zozan İğdi, "Bugün beraber şehir merkezini dolaştık ve yaşadığımız zorlukları gördünüz. Kaldırımlarda, marketlerde, iş yerlerinde ve kurumlarda engellilere özel rampalar yok. Çarşıya çıkmak istediğinizde rahat dolaşamıyorsunuz. İlla birilerinin yardımına ihtiyacımız oluyor. Bizim istediğimiz engellilere karşı farkındalık oluşmasıdır. Yardım almadan rahatça dolaşabilmek istiyoruz. Normal vatandaşlarda bu kaldırımlarda, yollarda yürüyemiyor. Toplumun bu konuda bilinçlenmesini ve daha hassas davranmalarını istiyoruz. Yetkililerimizin de bu konuda farkındalık çalışmalarını yapmalarını ve herkesin de birer engelli adayı olduğunu fark etmelerini istiyorum. Artık tek başımıza rahatça dolaşabilelim" dedi. Çarşıda bin bir zorluklarla karşılaştıklarını belirten Emin Aydın, "Toplumun bizi kendi açılarından empati kurmaları bizi zorluyor. Çarşıya çıkarken kaldırımlarda giderken zorlanıyoruz. Bu konuda tepki gösterdiğimizde farklı bir tepki vermeleri ve olumsuz olmaları bizi daha fazla üzüyor. Toplum olarak biz engelli adayıyız diyorlar haklısınız ama bari biz hali hazırda engelli olanlara biraz farkındalık, yaşam alanı sunun. Dışarıya çıkmamız ve sosyal alanlarımızın dar olması konusunda yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bugün beraber dolaştık kaldırımları, caddeleri gördünüz ve ne zorluklar yaşadığımızı gördünüz. Bu yaşadığımız zorlukların daha minimize edilmesi için yetkililerin bizler için çalışmalar yapmasını istiyoruz" diye konuştu. Cizre Engelliler Derneği Başkanı Necmettin Özen, ilçede yaşayan yaklaşık 8 bin engelli vatandaşın olduğunu düşündüklerini söyledi. Özen, "İlçemizde yaşayan engelli vatandaşlarımızın yüzde 55’i erkek, yüzde 45’i kadın olmak üzere bin 200’ü 18 yaş altında çocuktur. Kaldırımlarımızda özellikle rampaların giriş çıkışlarının kapalı olması ve gerek rampaların olmayışı ve işgal edilmesi biz tekerlekli sandalye kullanan arkadaşlarımız için çok büyük sıkıntılar yaşatıyor. Sadece bizler değil bebek arabası kullanan kadınlar için de çok büyük sorunlar oluşturmaktadır. Toplu ulaşım araçlarımız maalesef engellilere göre uygun değil. Çarşıda dolaşırken görüntülerde göreceksiniz gerçekten şehir içinde dolaşmak, alışveriş yapmak, kamu kurumuna gitmek gerçekten zor. Bunların hepsinin erişilebilirlik şartlarının yerine getirilmesinden sonra ancak bu hizmetlere ulaşabiliyoruz. Maalesef bu hizmetler ve standartlar yeterince yerine getirilmediği için engelli durumunda olanlar olarak bu hizmetlere de ulaşamıyoruz. Bu konu ile ilgili başta yöneticilerimiz, mülki amirlerimiz ve STK temsilcilerimiz olmak üzere, hepimizin duyarlı olması gerekiyor. Bu sorunları çözmemiz için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini düşünüyoruz. Yarın başımıza ne geleceği hiç belli olmaz. Özellikle bu konularla ilgili üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirip sorunların çözümü için katkı sunmalarını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Kayseri Pınarbaşı Belediyesi’nde meclis üyelerinden çalışanlara "sendika" mobbingi Hizmet İş Kayseri Şube Başkanı Serhat Çelik; Pınarbaşı Belediyesi’nde bazı meclis üyelerinin çalışanlarda Hizmet İş Sendikası’ndan istifa etmeleri yönünde mobbing yaptıklarını söyleyerek; konuyla alakalı savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Çelik: "Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir" dedi. Hizmet İş Kayseri Şube Başkanı Serhat Çelik; belediyede toplu iş görüşmesinin devem ettiğini söyleyerek; "Pınarbaşı’nda seçimlerin ertelenmesi nedeniyle 16 Mayıs’ta başlayan toplu iş sözleşmesi süreci hem seçimlerin ertelenmesinden dolayı hem de şu ana kadar işverenle ortak noktada buluşamadığımızdan dolayı bugüne kadar devam etti. Şu anda da Çalışma Bakanlığı sürecinde devam ediyor. 17 Eylül 2024 tarihinde Pınarbaşı Belediyesi’nde çalışan arkadaşlarımızdan Pınarbaşı Belediyesi’nin ilk 6 ay için yüzde 20 ikinci 6 ay için ise yüzde 20 oranında zam teklifini kabul etmemiz noktasında arkadaşlarımızdan zorla bir imza toplatıldı. Fakat biz süreç hakkında ayrıntılı şekilde sahayı bilgilendirdik. Arkadaşlarımızın da süreç hakkında bilgileri var. Temsilcimiz de sürekli çalışan arkadaşlarımızı süreç hakkında bilgilendiriyorlar. Seçimlerden sonra 16 Haziran’da Pınarbaşı Belediye Başkanımız Deniz Yağan’ı ziyaret ettik. Başkan Bey ile gerçekten çok sıcak bir görüşmemiz gerçekleşti. Toplu İş Sözleşmesi süreci hakkında da bilgi verdik. Kendisi de bir komisyona havale edeceğini, bu komisyonun değerlendirip, Toplu İş Sözleşmesi sürecinin bir an evvel bitirilmesi noktasında talimat vereceğini ifade etti. Ama daha sonra komisyondan herhangi bir bize dönüş olmayınca 10 Temmuz tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri İl Başkanımızı ziyaret ettik. Kendisine süreç hakkında bilgi verdik. Oda süreci süreçle ilgileneceğini, hassas bir sürecin içerisinde geçtiklerini belirtiler, biz de çalışma hayatıyla ilgili yaşadığımız diğer sorunları da anlattık. Kendisi de bize 1-2 hafta müsaade etmemizi ve inşallah hem çalışma hayatıyla ilgili yaşamış olduğumuz sorunları, sıkıntıları hem de toplu iş sözleşmesiyle ilgili sorunların çözüleceğini ifade ettiler. Biz buna istinaden hem Belediye Başkanımız Deniz Yağan’ın ifadesiyle hem de Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanımızın sözleri nedeniyle bekleme sürecine geçtik. Fakat burada tabii ki Çalışma Bakanlığı’nda toplu iş sözleşmesi sürecimiz devam etti. 60 günlük yasal süremiz bitti. Arabulucuya gidildi. Maalesef belediye herhangi bir teklifte bulunmadığı için süreç yine Çalışma Bakanlığı’nda devam etti" ifadelerini kullandı. "Hizmet İş üyesi işçilerin yerleri değiştirildi" "Pınarbaşı’nın huzuru bozulmasın, Pınarbaşı zaten sıkıntılı bir sürecin içerisinden geçti. Biz de bu sürecin bir parçası olmayalım, sıkıntı yaşatmayalım" diye sustuklarını kaydeden Çelik; "En son geçen ay içerisinde süreç devam ederken, Pınarbaşı Belediyesi’nde çalışan saha amirlerine meclis üyeleri tarafından sendikamızdan istifa etmeleri noktasında bir talimat geldiği ifade edildi. Bu sahada çalışan arkadaşlarımıza meclis üyelerinin talimatı, Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası’ndan istifa edilmesi noktasında talimatın olduğu ifade edilerek, arkadaşlarımız sendikamızdan istifa etmeleri noktasında yönlendirilmişler. Biz tabii ki istifalar düşünce hem sahayı dolaştık hem de belediye başkanımızla görüştük. Belediye başkanımızın bize ifadesi ‘kesinlikle bizim öyle bir talimatımız yok. Arkadaşlarımız hangi sendika da mutlularsa onunla devam edebilirler’ dediler. Tabi ki seçimlerden sonra biz başkanımızı ziyaret ettiğimizde kendisi aynen "1 Haziran itibariyle siyaset bitmiştir. Pınarbaşı’na yapacağımız hizmetleri konuşmamız gerekiyor" ifadesini kullandı. Bu zamana kadar da biz Deniz Yağan Başkan’dan farklı bir ifade duymadık. Her konuda çalışma hayatıyla ilgili sorunlar, sıkıntılar yaşadığımızda bize destek oldu. Yardımcı olmaya çalıştı. Ama meclis üyelerinin ve sahada maalesef her dönemin adamı olan birkaç amirim baskısı 7-8 arkadaşımızı bıktırdığından dolayı istifa etmek zorunda kaldılar. 65 arkadaşımızın birimleri değiştirildi. Bununla ilgili bir engelli kardeşimiz, büro personeli olmasına rağmen arkadaşımızı aldılar ve park bahçeye beden işçisi olarak verdiler. Yani biz bunları sadece Pınarbaşı’nın huzuru bozulmasın, Pınarbaşı zaten sıkıntılı bir sürecin içerisinden geçti. Biz de bu sürecin bir parçası olmayalım, sıkıntı yaşatmayalım diye arkadaşlarımız telkin ettik, sakinleştirdik. Biz arkadaşlarımıza tabii ki Deniz Cihan Başkanın herhangi bir sendikaya zorla geçilmesi noktasında bir talimatının olmadığını söyleyince sahayı biraz toparladık. Tekrar sendikamıza üye oldular. Ama geçen hafta içerisinde grev kararı alınıp, toplu iş sözleşmesinin Yüksek Hakem Kurulu’na gönderilmesi noktasında bir prosedürü işletmemiz gerektiğini, başkan yardımcımıza anlattık. O da bize ‘bir yıllık bir sözleşme yapalım, ilk 6 ay için yüzde 20, ikinci 6 ay içinde yüzde 20 verelim’ dedi. Ama bu zamana kadar, bu teklif yapılmadan önce hemen hemen dört ay bize herhangi bir oran verilmedi. Hatta başkan yardımcımız bu seçim öncesinde yapılan ek protokolle yan haklara iyileştirmenin yapıldığını, yeteri kadar iyileştirmenin olduğunu ifade ettiler. Bizim toplu iş sözleşme yürürlük süremiz zaten protokol de üç yıllık olarak geçmiş. Üç yıllık sözleşme yapmamız gerektiğini ifade ettik Başkan yardımcımız ısrarlı bir şekilde bir yıl sözleşme yapılmasını istediler ama dediğim gibi bu protokol yapıldı. Biz yapmış olduğumuz tutanakların 5 nüshasını çıkartıyoruz ve 1 nüshasını Çalışma Bakanlığı’na bildiriyoruz. Şu anda toplu iş sözleşmesi 3 yıllık olarak Çalışma Bakanlığı’na bildirildi. Dolayısıyla son yapmış olduğumuz, geçen haftaki toplantıya kadar işverenin bize herhangi bir teklifi olmadı. Eğer olsaydı arabulucu nezdinde gelip görüşebilirdik. Ancak bulucuya gelmediler. 60 günlük yasal süre doldu. 60 günlük yasal süre içerisinde herhangi bir teklif vermediler. Madem sendikaya teklif vermiyorlar, sahaya ‘sendikadan istifa edin’ diye baskı yapan o 4-5 arkadaşımıza o teklifi sunsalardı. Madem arkadaşlarımız bu teklifi kabul ediyordu, 60 günlük yasal süre içerisinde niye bu zamana kadar beklediler? 4 ay bu arkadaşlarımıza niye hak mahrumiyeti yaşattık? Ara bulucuya gelmediniz. 60 günlük yasal süreyi doldurdunuz, herhangi bir teklif vermediniz. Geçen hafta içerisinde bir teklif verdiniz. Bunu da ikinci ve üçüncü yılların teklifini vermediğinizden dolayı biz kabul etmedik ve toplu iş sözleşmesi sürecimizi devam ettiriyoruz" şeklinde konuştu. "Bizim mücadelemiz hak mücadelesi" Başkan Çelik; "Bu toplu iş sözleşmesi ile ilgili süreci manipüle etmek isteyen ve Pınarbaşı’nın huzurundan, huzursuzluk çıkartmak isteyenlere özellikle basın aracılığıyla bir mesaj vermek istiyorum. Biz Pınarbaşı Belediyesi’nde yaklaşık otuz yıllık yetkili sendikayız. Pınarbaşı unlu mamullerde herhangi bir sendika yokken biz teşkilatlanma çalışmamızı yaptık. Şu anda 135 üyemiz var. Herhangi bir sendikadan, herhangi bir siyasi görüşten Pınarbaşı Unlu Mamulleri A.Ş.’yi teslim almadık. O yüzden bizim mücadelemiz hak mücadelesidir. Herhangi bir siyasi mücadele değil. Ben Pınarbaşı Belediye Başkanımızdan, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanımızdan sürece dahil olmalarını ve bu sürecin en kısa zamanda neticelendirilmesini talep ediyoruz. Bu sahada zorla imza toplayan arkadaşlarımızla ilgili bugün Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacağız. Çünkü bu bir suç. O yüzden sahadaki arkadaşlarımızı da özellikle sakin olmaya, sürecin bizim tarafımızda yürütüldüğüne inanmalarını istiyoruz. İnşallah en kısa zamanda toplu iş sözleşmemizi üç yıllık olarak imzalayıp arkadaşlarımızın huzura kavuşmalarını istiyoruz" diye konuştu.