SAĞLIK - 22 Kasım 2024 Cuma 10:05

Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nden yararlanan çocuk sayısı 78 bini aştı

A
A
A
Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nden yararlanan çocuk sayısı 78 bini aştı

Tepebaşı Belediyesi’nin koruyucu hekimlik çalışmalarının en başarılı örneklerinden biri olan Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nden yararlanan çocuk sayısının 78 bini aştığı açıklandı.


Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, Eskişehirli çocukların sağlıklı bir ağız yapısı ile yetişmesi adına çalışmalarını sürdürüyor. Hiçbir ücret talep edilmeyen ve Türkiye’de 4’üncü, Eskişehir’de ise ilk olan merkez gerçekleştirdiği çalışma ile örnek bir merkez olarak gösteriliyor. Muayeneye giden çocuklar tamamen kendileri için tasarlanmış merkezde çizgi filmler izleyip eğitimlere katılırken, bir yandan da sağlıklı dişlere kavuşuyor. Merkezde 4-18 yaş grubu çocuklara yönelik psikolojik danışmanlık, diş sağlığı eğitimi ve acil müdahale ve tedavi işlemleri gerçekleştiriliyor. Koruyucu hekimliğin ve sosyal belediyeciliğin bir araya geldiği merkezde, 2013 yılından bu yana 78 bin 723 çocuk taramadan geçtiği ve 37 bin 128 çocuğun da tedavi edildiği açıklandı. Ayrıca 5 bin 824 çocuğa psikolojik destek sunulduğu ve 25 bin 489 çocuğa eğitim verildiği belirtildi.



“Burada yapılan iş çok kıymetli”


Eskişehir’de bir ilk olan ve ücretsiz olarak hizmet veren poliklinik hakkında değerlendirmede bulunan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, "Öncelikle mesleğim diş hekimliği. Belediye başkanlığını bir görev olarak addederim. Belediye başkanlığı olunca da bu hekimlik duygum ön planda oldu. Hep kafamda olan çocuklarımız için bir ağız diş sağlığı merkezi açmaktı. 2013 yılında Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniğini açtık. Bilinir, sağlık ağızdan başlar. Kafamda, Tepebaşı bölgesinde yaşayan çocuklarımızın ’Sıfır çürük’ olması konusu hedef oldu. Çünkü bunu İsveç başarmıştı. 10 yılda çocukların ağızlarındaki çürüğü sıfırlamışlardı. Bunun 2 yolu var; biri tedavi edici yöntem, diğeri ise koruyucu hekimlik. İnsanın hastalanmadan korunması çok önemli. Polikliniğimizde de koruyucu hekimlik esaslarını ön planda tuttuk. Polikliniğimize gelen çocuklara önce koruyucu hekimlik konusunda eğitimler verdik, daha sonra tedavilerine devam ettik. 78 bin 723 çocuğumuzu taramadan geçirmişiz, 37 bin 128 çocuğumuzu tedavi etmişiz. Bu çok önemli bir sayı. Sağlık maliyetleri, yine ağız diş sağlığı maliyetleri çok yüksek olduğu için buradaki yapılan işin ne kadar kıymetli olduğunu ispatlamış oluyoruz. Memnuniyetimiz yüksek çünkü anne babalarla karşılaştığımızda kliniğin ne kadar değerli olduğunu, insanların anlamaya başladığını gördük. Bu da bizim memnuniyetimizi artırdı. Hep birlikte çocuklarımıza ağız ve diş sağlığı konusunda doğru bilinci aşılamak, onların sağlıklı bir geleceğe adım atmalarını sağlayacağız” dedi.



"Çok değerli meslektaşlarımın işlerini en iyi şekilde yapacaklarına inanıyorum"


Diş Hekimleri Günü ve Ağız Diş Sağlığı Günü dolayısıyla da değerlendirmelerde bulunan Başkan Ataç, “Ben buradan çok değerli meslektaşlarımın bu önemli günlerini kutluyorum. Onların kentimize de çok iyi hizmet verdiğini çok yakinen biliyorum. 15 yıl yaklaşık oda başkanlığı yapmış bir hekim olarak çok değerli meslektaşlarımın işlerini en iyi şekilde yapacaklarına inanıyorum” ifadelerini kullandı.



Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nden yararlanan çocuk sayısı 78 bini aştı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin SEECO Projesinden sosyal girişimcilere yüzde 100 hibe desteği Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ile Dünya Bankasının koordinasyonunda yürütülen Sosyal Girişimcilik, Güçlendirme ve Uyum Projesi (SEECO) kapsamında, Mardin’de kadınlar ve gençler için sosyal girişimcilik alanında mali destek sağlayacak başvurular kabul edilmeye başlandı. SEECO Projesi, TRC3 Bölgesinde olan Mardin’de kadınların ve gençlerin sosyo-ekonomik yönden güçlendirilmesi ve toplumsal uyumun sağlanması amacıyla başlatıldı. Proje, özellikle kadın ve genç girişimciliğini teşvik etmeyi ve dezavantajlı grupların ekonomik faaliyetlere katılımını artırmayı hedefliyor. Ayrıca, ev sahibi ve misafir toplulukları arasında sosyal uyumu artırmak amacıyla girişimlerde iş birliğini teşvik etmek de programın önemli bir önceliği olarak belirlendiği belirtildi. Programda sağlanacak hibe desteğinin, 5 bin Avro ile 25 bin Avro arasında değiştiği açıklandı. Başvuruların, 21 Kasım - 6 Aralık 2024 tarihleri arasında alınacağı ve başvuru sahiplerinin, en az bir yıl önce Mardin ilinde kurulmuş yasal işletmeler veya üretici kooperatifleri olması gerekeceği bildirildi. Ayrıca başvurularda kadın sahipli ya da kadın istihdamı yüksek olan işletmelere öncelik verileceği kaydedildi. Başvuruların ardından, projeler uygunluk kontrolünden geçirilecek ve seçilen projeler Aralık 2024’te duyurulacak. Seçilen işletmelerle hibe sözleşmesi imzalanacak ve 6 ay süresince izleme yapılacak. Proje kapsamında, gıda, mobilya, el sanatları ve yöresel ürün imalatı gibi sektörlerdeki projeler önceliklendirilecek. Tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektörlerine yönelik başvurular ise programa dahil edilmeyecek. Programın amacına uygun projelerin desteklenmesi hedefleniyor. Başvurular için iş planı, satın alma planı, gelir vergisi beyannamesi ve mali raporlar gibi belgeler talep edilecek.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "22 yıl boyunca aktörler değişti, genel başkanlar değişti. CHP’nin enerji hamlelerimizle ilgili karın ağrısı bir türlü geçmedi" Cumhurbaşkanı Erdoğan: "22 yıl boyunca aktörler değişti, genel başkanlar değişti. CHP’nin enerji hamlelerimizle ilgili karın ağrısı bir türlü geçmedi"- "’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesi enerji ile ilgili yürüttüğümüz çalışmalarda temel referans kaynağımızdır"- "Yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60’a yükselttik. Bu oranla Avrupa’da 5’inci, dünyada 11’inci sıradayız."- "31 bin megawatt olan rüzgar ve güneş enerjisi gücümüzü 2035 yılında 120 bin megawatta yükselteceğiz"- "Akkuyu NGS ile temiz enerji yanında milletimizin 70 yıllık hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz"- "Sinop ve Trakya NGS projelerine ilaveten küçük modüler reaktörlere yönelik çalışmalar da yürüyor."- "Türkiye 7 doğal gaz boru hattı, ikisi yüzden 4 LNG tesisi, 15 giriş noktası ve diğer avantajlarıyla dünyanın önde gelen enerji ticaret merkezi olmaya ziyadesiyle sahiptir"- "Enerjide Türkiye gerçekten tarih yazarken halkımız bundan sevinç duydu. Muhalefet bu sevinci ve gururu paylaşmaya ne yazık ki yanaşmadı"- "Hiçbir gayretimizde hükümetimize destek vermediler. Karadeniz’deki keşfimize çamur attılar"- "22 yıl boyunca aktörler değişti, genel başkanlar değişti. CHP’nin enerji hamlelerimizle ilgili karın ağrısı bir türlü geçmedi"- "Biz siyasi parti olarak çarşı, pazar, sokakta muhalefetten çok daha güçlü şekilde varız."- " Sayın Özgür Özel bizi davet etmek yerine önce kendisi Türkiye’nin enerji yatırımlarını bir tanısın, ziyaret etsin"- "Komisyon basarak terör estirerek muhalefet yaptıklarını zannedenler derin yanılgı içindedir. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde kabadayılığa boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyiz"-" CHP’nin bölücü örgütün siyasi aparatlarıyla kurduğu ve kent uzlaşısı dediği ittifak CHP’yi zehirlemektedir. CHP’nin bir an önce kantin solculuğu alışkanlığından kendisini kurtarmasını ümit ediyorum"
Adana Kışın vazgeçilmez sokak tatlarından kestane kebap tezgahları kuruldu Adana’da kış aylarının vazgeçilmez sokak tatları arasında yer alan kestane kebap tezgahları kuruldu. Sokak tezgahlarında satılmaya başlanan kestane kebabın fiyatı cep yakıyor. Kış aylarının vazgeçilmez yiyeceklerinden olan çiğ kestane 300 liradan, pişmiş kestane ise kilosu 500 liradan satılıyor. Aradaki fiyat farkından dolayı vatandaşlar kestaneyi çiğ alıp evlerinde pişirerek yemeyi tercih ediyor. Kentte seyyar tezgahta uzun yıllardır kestane satan Velit Bektaş, kestane fiyatlarının kırmızı et fiyatlarıyla yarıştığını belirterek, “Kestanemiz ne olursa olsun etten ucuzdur. Başka illere göre kestaneyi Adana’da biz daha ucuz satıyoruz. Adana’da havaların soğumasıyla birlikte kestaneye bu hafta başladık. Pişirdiğimiz kestanenin 100 gramı 50 lira, kilosu 500 lira. Çiğ kestanenin de kilosu 300 lira. Küçük boyuttaki kestanenin fiyatı ise 200 liradan satılıyor” dedi. “Çin kestanesine dikkat edilsin” İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropol illerde kestane fiyatlarının daha yüksek olduğunu söyleyen Bektaş, “Bu kestanenin aynısının İstanbul’da kilosu bin, bin 200 lira arasında satılıyor. Bizim bu sattığımız kestane yerli ancak buraya Çin’den kestane getiriyorlar. Çin kestanesinin hiçbirisi yenmez. Vatandaş bunu alırken dikkat etsin. Kestanenin faydası çoktur” diye konuştu. Kestane satın alan Yılmaz Aslan isimli vatandaş, “Pişmiş kestane pahalı olduğu için yarım kilo çiğ kestane aldım. Fiyatların düşmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "Karakterimizin gelişmesinde aileden sonra en önemli rolü öğretmenlerimiz üstlenmektedir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Şahsiyetimizin inşasında, karakterimizin gelişmesinde, kimliğimizin şekillenmesinde aileden sonra en önemli rolü öğretmenlerimiz üstlenmektedir" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’nde ’ilim izzete, şiddet zillete götürür’ konulu cuma hutbesi irat etti, cuma namazı kıldırdı. Erbaş, "İslam, eğitim ve öğretimin temeline; iyiliği, adaleti, merhameti, sevgi ve saygıyı koymuştur. İslam’a göre okumanın ve yazmanın amacı, insanlığa faydalı olmak, toplumların kalkınması için gayret göstermektir. Şahsiyetimizin inşasında, karakterimizin gelişmesinde, kimliğimizin şekillenmesinde aileden sonra en önemli rolü öğretmenlerimiz üstlenmektedir. Allah Resûlü (Sallallahü teala aleyhi ve sellem), ’Ben ancak bir muallim olarak gönderildim.’ buyurarak, öğretmenlerin nebevi bir mirasa sahip olduklarını haber vermektedir. Öğretmenler, insanların ruh ve ahlaki gelişmelerine katkı sağlayan, milletlerin geleceklerine yön veren müstesna şahsiyetlerdir. Fertler ve toplumlar, öğretmenlerin eseridir. Dolayısıyla dün olduğu gibi bugün de, Rabbimizin emaneti olan çocuklarımızın imanla, ibadetle, güzel ahlakla, saygı ve nezaketle buluşması öğretmenlerimiz eliyle gerçekleşecektir. Gençlerimizin; kendine, ailesine ve milletine faydalı bir nesil olarak yetişmeleri, öğretmenlerimiz marifetiyle mümkün olacaktır" dedi. Erbaş, "Branşı ne olursa olsun her öğretmen, öğrencilerinin milli ve manevi değerlerimizle, ahlaki ilkelerimizle donanması; Rabbini bilen, Peygamberini tanıyan, ahiret bilincine sahip, devletini ve milletini seven insanlar olarak yetişmesi için gayret etmelidir. Öğrencisine evladı gibi şefkatle muamele eden öğretmenlerin, öğretmenine anne babası gibi saygı gösteren öğrencilerin bulunduğu bir okul; mutlu bir ailenin, huzurlu bir toplumun ve neticede sevgi medeniyetinin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Yüce Rabbimiz, ’İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten meneden bir topluluk bulunsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir’ buyurmaktadır. İşte tüm öğretmenlerimiz bu müjdeye nail olma imkanına sahip mübarek bir mesleğin mensuplarıdır" şeklinde konuştu. "İslam ile şiddet asla bir arada zikredilemez" İslam’ın emrettiği ilim, irfan ve hikmetten mahrum kalınması sebebiyle toplumdaki şiddet olaylarının arttığını ifade eden Erbaş, "Kur’an ve sünnetin rahmet yüklü mesajlarından uzaklaşıldığından dolayı yeryüzünde zulüm ve haksızlıklar günden güne artıyor. İslam’ın emrettiği ilim, irfan ve hikmetten mahrum kalındığı için sevgi ve saygı azalmaya, şiddet ve nefret çoğalmaya başladı. Gün geçmiyor ki, kadına, çocuğa, yaşlıya yönelik yüreklerimizi sızlatan bir şiddet haberi duymayalım. Oysaki yüce dinimiz İslam’a göre şiddet; zulümdür, Allah’ın haram kıldığı büyük bir günah, vebali ağır bir kul hakkı ihlalidir. Hiçbir mazeret, şiddeti meşru hale getiremez. Kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın şiddetin hiçbir çeşidi kabul edilemez. Rahmet ve barış dini İslam ile şiddet asla bir arada zikredilemez" diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Gün ilimle hikmeti, bilgiyle ahlakı buluşturma günüdür. Zaman ailemizi ve çocuklarımızı zararlı alışkanlıklardan ve batıl ideolojilerden koruma zamanıdır. Vakit her türlü teknolojiyi ve çağın imkânlarını kullanarak ülkemizi ve milletimizi güçlü kılma vaktidir" ifadelerini kullandı. Ali Erbaş duasında, "Ya Rabbi, Müslümanların birliğini, beraberliğini temin ederek güçlerini birleştirerek dünyanın mazlum coğrafyalarında, özellikle Filistin’de, Gazze’deki Müslüman kardeşlerimize yardım ederek zalim işgalcilerin zulümlerinden, işgallerinden kurtulmalarına vesile eyle. Ya Rabbi dualarımızı kabul eyle, bize dünyada ve ahirette de iyilikler ihsan eyle" ifadelerini kullandı.
Muş Muş’ta "İklim ve Çevre Sorunları Temelinde Birlikteyiz" projesi eğitimleri tamamlandı Muş İl Özel İdaresi tarafından hazırlanan "İklim ve Çevre Sorunları Temelinde Birlikteyiz" projesinin eğitim süreci başarıyla tamamlandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Muş Valiliği, Avrupa Birliği Başkanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ve Muş İl Özel İdaresi işbirliğiyle "Yeşil Bir Gelecek için Eşleştirme Hibe Programı" kapsamında hazırlanan "İklim ve Çevre Sorunları Temelinde Birlikteyiz" projesinin eğitimleri tamamlandı. Proje kapsamında Türkiye’nin AB çevre uyum sürecine katkı sağlanması adına Muş ve İtalya’nın Mirabello Sannitico kentleri arasında sürdürülebilir çevre çözümleri geliştirdiklerini ifade eden İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, ayrıca yerel düzeyde de güçlü bir işbirliği kurduklarını belirtti. Proje boyunca İtalya’nın Mirabello Sannitico Belediyesi ile işbirliği içinde çalıştıklarını söyleyen Yentür, “1 yıldır devam eden Avrupa Birliği’nin şehir eşleştirmeleri projesi kapsamında ‘İklim ve Çevre Sorunları Temelinde Birlikteyiz’ projesinin bir yılık süresini tamamlamış bulunmaktayız. Bu projeye Avrupa Birliği’nden İtalya’nın Milano bölgesindeki Mirabello Belediyesi ortağımızdı. Bir ağaç, bir çocuk kampanyasıyla okul bahçelerine ağaç diktik. Bunun dışında Muş’un 5 yıllık çevre eylem planını oluşturduk. Hem ilimizin üst yöneticileri proje ekibiyle beraber hem de İtalya’nın belediye başkanı ve ekibiyle beraber karşılıklı ziyaretlerde bulunduk. Bu projeden kaynaklanan çevrenin ve çöpün nitelikli bir şekilde alınması noktasında da hepimiz gayret sarf edeceğiz. Muş’un yaklaşık 90 köyünde 60 bin nüfusun çöpünü alıyoruz. Nitelikli çöp ayrıştırması ve çöp alınması ile ilgili bu projenin ana fikrini kendimize şiar edeceğiz. Yaklaşık 100 bin euro hibe ile alınan bir projeydi. Bizim mali katkımız eş finansman olarak iki tane proje çalışanımızın 6 aylık maaş giderleriydi. Diğerlerini tamamıyla projenin bütçesinden karşıladık” dedi.