POLİTİKA - 05 Ocak 2022 Çarşamba 10:02

AB süreci fiilen donmuş gibi gözükse de hukuken devam ediyor

A
A
A
AB süreci fiilen donmuş gibi gözükse de hukuken devam ediyor

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda çalışmalar yürüten Doç.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda çalışmalar yürüten Doç. Dr. Ali Onur Özçelik, Türkiye’nin pandemi öncesi ve sonrası batı ile olan ilişkilerini değerlendirerek, "AB süreci fiilen donmuş gibi gözükse de hukuken devam etmektedir” dedi.


Özçelik, Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerine bakıldığında, pandemi öncesi ve sonrası diye bir ayrım yapmanın çok mantıklı olmadığını bunu anlatmak için önce Batı kavramının tanımlanması gerektiğini anlattı. Batıdaki 27 üye devleti barındıran Avrupa Birliği ve ABD ile yürütülen ilişkiler ve bu ilişkilerin iyi olduğu ülkeler ile ilişki kurmakta zorluk çekilen ülkeler olduğunu ifade eden Doç.Dr. Ali Onur Özçelik, “Pandemi öncesi Türkiye ile Batının ilişkilerini değerlendirdiğimizde, bazı kırılma noktalarının ilişkilerde gerginlikler oluşturduğu dikkat çekiyor. Bu gelişmeler, Arap Baharı ile başlayan süreçten Orta Doğu’da yaşanan gelişmelere kadar farklı şekillerde bakılması, özellikle iktidarın Gezi Parkı olayları ve akabinde başarısız olan hain bir darbe girişimi var. Sonrasında ise Batının açık ya da örtülü olarak bunlara destek olduğunu ya da en azından Türkiye’nin yanında yer almadığını değerlendirebiliriz. Kısmen bu sebeplerden, kısmen de AB’nin Türkiye ile olan ilişkilerini, göç konusu ve Doğu Akdeniz’deki meselelere kadar indirgemiş olmasından dolayı AB süreci, fiilen donmuş gibi gözükse de hukuken devam etmektedir” dedi.



“AB Türkiye’ye bir aday ülke gibi davranmıyor”


“Pandeminin ilk başlarında Türkiye’nin kamu diplomasisini geliştirmek adıyla gerek ABD’ye, gerekse Avrupa’da çeşitli ülkelere gönderdiği maske ve diğer dezenfektan malzemeleri, kriz döneminde dikkatleri üzerine çekmiştir” diyen Özçelik, “Batı’nın diğer önemli bir ayağı olan ABD ile olan ilişkilerimizi değerlendirecek olursam; S-400 krizi, Rahip Bruson olayı ve Donald Trump ile gerçekleştirilen ekonomik politikalar ve Washington’un Suriye politikaları, ikili ilişkilerin en sıcak gündemini oluşturmaktadır. Masadaki bu konuların ağırlığı, bir taraftan Türkiye’nin Batı dışı ittifaklara yönelmesine sebep olurken diğer taraftan kendi özgün dış politikasını oluşturma çabası olarak da değerlendirilebilir. Diğer taraftan AB ile olan süreçte ise, tüm ilişkilerin stratejik temeller üzerine kurulması ve normatif değerlerin bir tarafa bırakılarak hareket edilmesi Türkiye’ye bir aday ülke gibi davranılmadığını bize göstermektedir. Bu bağlamda, Brüksel-Ankara hattında ön plana çıkan iki temel konu vardır ki, Doğu Akdeniz genelindeki Kıbrıs meselesi ve Arap Baharı sonrasında Orta Doğu’nun istikrarsız bölgelerinden kaçarak ülkemize sığınan göçmenler” diyerek sözlerine açıklık getirdi.



“AB’ye şüphe ile yaklaşan devlet sayısı artıyor”


AB’de Brexit sonrası oluşan yeni düzlemde ve hazırlıksız olarak yakalandığı pandemi sürecinde, kendi iç meselelerine yönelik yoğun bir mesai harcadığını ve sürekli ileriye yönelik projeler üreten AB’nin, pandemi süreci başında yetersiz bir imaj çizmesine rağmen şu an uyguladığı politikalar dolayısıyla durumu toparlayabildiğini vurgulayan Ali Onur Özçelik, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:


“Polonya ve Macaristan örneklerinde olduğu gibi AB’ye şüphe ile yaklaşan devlet sayısı artıyor. Bu büyük uluslar üstü mekanizma, kendine bir gelecek senaryosu hazırlıyor. Öncelikle temel insan hakları ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü, yolsuzluklarla mücadele gibi meselelerin bazı üye ülkelerde dikkate alınmaması, artan AB şüpheciliği, kendi içinde oluşturmaya çalıştıkları harmoniyi şimdilik bozmaktadır. Şu an için AB’nin en büyük problemi, kendi bünyesinde bir uyum yakalayamaması ve pandeminin başında gördüğümüz gibi yardımlaşama konusunda zayıf kalmasıdır. Her ne kadar ilerleyen süreçte 1,8 trilyon Euro gibi bir ekonomik kurtarma paketi açıklamış olsa bile, bazı sorunları sadece ekonomik olarak çözmenin zor olduğunu söylememiz gerekir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Çorum’da sağanak yağış hayatı olumsuz etkiledi: Yollar dereye döndü, ev ve iş yerlerini su bastı Çorum’da akşam saatlerinde aniden bastıran şiddetli yağmur nedeniyle yollar dereye döndü, araçlar yolda kaldı, ev ve iş yerlerini su bastı. Uzun süre etkili olan kuvvetli yağış nedeniyle birçok cadde ve sokakta su birikintileri oluştu, Sürücüler, yollarda biriken sular nedeniyle zor anlar yaşadı. Osmancık Köprüsü civarında bulunan bölgede su birikintisi iş yerlerine kadar geldi. Çevre esnafı yağmur sularının ev ve iş yerlerine girmemesi için büyük çaba harcadı. Şaban Cirlan isimli esnaf “Her yağmur yağdığında dükkanlarımıza su girmemesi için ellerimizde çek pasla adeta nöbet tutuyor, yağmur sularını kendimiz temizliyoruz. Mazgallar tıkanıyor, sular dükkanlarımıza doluyor. Yetkililer bu bölgeye mutlaka çözüm bulmalılar” şeklinde konuştu. Uzun süren yağış nedeniyle kentte bir çok cadde ve sokak da yükselen sular araçların geçmesine izin vermedi, bir çok araçta yollarda mahsur kaldı. Polis ekipleri sel sularının fazla olduğu bölgelerde tedbir alarak araçları alternatif yollar yönlendirdiler. Belediye ekipleri de su baskını olan ev ve işyerleri için seferber oldular. Yoğun sağanak yağışın gece yarısından sonra durmasının ardından sel suları çekildi, kentte hayat normale döndü. Sağanak yağış ilçelerde de etkili oldu Çorum’da akşam saatlerinde aniden bastıran ve gece yarısına kadar devam eden şiddetli yağmur, ilçelerde de etkili oldu. Sağanak yağış Osmancık ilçesinde elektrik kesintisine neden oldu. Akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış sonrasın da ilçede elektrikler kesildi. İlçenin tamamını etkileyen yaklaşık 40 dakikalık elektrik kesintisi YEPAŞ ekiplerinin yaptığı çalışmalar sonrasın tekrar sona erdi. Sağanak yağış kentin kuzeyinde bulunan Laçin, Dodurga, Oğuzlar, Osmancık ve Kargı ilçelerinde de etkili oldu.
Düzce Düzce Valiliği’nden Düzcespor-Bursaspor açıklaması Düzcespor-Bursaspor maçında çıkan olaylarla ilgili Düzce Valiliği’nden açıklama yayınlandı. Türkiye Futbol Federasyonu 3. Lig açılış maçında Düzcespor, evinde Bursaspor’u ağırladı. Mücadele Bursaspor’un 2-0 üstünlüğü ile sona ererken, Bursaspor taraftarlarının çıkardığı olaylar ile ilgili Düzce Valiliği’nden açıklama yayınlandı. Yapılan açıklamada 450 kontenjan verilen Bursaspor taraftarlarının şehre daha kalabalık geldiği belirtilen açıklamada, “07.09.2024 günü saat 16.00’da oynanan Düzcespor - Bursaspor müsabakasına kulüplerimizin ortak talebi doğrultusunda il Spor Güvenlik Kurulu kararı ile stadyum kapasitesinin %10’u oranında (450) misafir takim seyircisi için yer ayrılması kararlaştırılarak kulüplere bildirilmiştir. Ev sahibi kulüp tarafından (450) bilet tahsis edilmesine karşın müsabakayı izlemek için (1200) Bursaspor taraftarı stadyuma gelmiştir. Stadyumun misafir takım trübününün fiziki kapasitesi olan (450) seyircinin maç saati öncesinde kontrolleri yapılarak müsabakaya girişleri sağlanmıştır. Biletsiz ya da aynı seri numarasi içeren fotoğraf kartına basılmış taklit biletle stadyuma girmeye çalışan taraftarlara misafir takım trübününün dolduğu, stadyuma alınamayacakları defaten iletilmiştir. Ancak dışarda bulunan bazı taraftarların dış güvenlik bariyerini aşarak stada girme teşebbüsünde bulunmalar üzerine yaşanan arbede sırasında istenmeyen bazı olaylar meydana geldiği gözlemlemiştir. Yaşanan olayların çok yönlü olarak incelenmesi için idari tahkikata başlanılmış olup zor kullanma yetkisini aştığı değerlendirilen (1) personel görevden uzaklaştırılmıştır” denildi.
Burdur Kontrolden çıkan otomobil, refüjü aşarak karşı şeritten gelen otomobilin üzerine düştü: 2 ölü, 3 yaralı Burdur-Fethiye Karayolu’nda kontrolden çıkarak takla atan otomobilin karşı şeritten gelen başka bir otomobilin üzerine düşmesi sonucu 2 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi ise yaralandı. Kaza saat 21.30 sıralarında Burdur-Fethiye Karayolu Kuruçay mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Burdur’dan Fethiye istikametine seyir halinde olan Mehmet Peşen (18) idaresindeki 15 ACL 809 plakalı Tofaş marka otomobil, Kuruçay köyü çıkışına geldiği esnada sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Refüjü aşan otomobil, taklalar atarak karşı şeritten gelen Ali Ç.(33) idaresindeki 15 DF 105 plakalı Volkswagen otomobilin üzerine düştü. Kazada Tofaş sürücüsü Mehmet Peşen ve araçta yolcu olarak bulunan Emir Özer(20) araçtan fırlayarak ağır yaralanırken, diğer araç sürücüsü Ali Ç. ve eşi Fatma Ç.(31) ve çocukları Duru Ç.(7) yaralandı. O esnada yolun kenarında bulunan ve kazayı gören İsmail Dinçer hemen araçların yanına gelerek 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber vermesinin üzerine olay yerine çok sayıda sağlık, itfaiye, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrollerde Mehmet Peşen ve Emir Özer’in hayatını kaybettiği belirlenirken itfaiye ekiplerinin çalışmalarıyla araçtan çıkarılan diğer araç sürücüsü Ali Ç., Fatma Ç. ve çocukları Duru Ç. ilk müdahalelerinin ardından ambulans ile Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Mehmet Peşen ve Emir Özer’in kaza haberini alıp olay yerine gelen yakınları gençlerin ölüm haberini alınca sinir krizi geçirirken, gençlerin cenazesi savcı ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmalarının ardından otopsi yapılmak üzere Burdur Devlet Hastanesi Morgu’na götürüldü. Öte yandan Burdur Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalesi yapılan ve durumu ağır olan Ali Ç. buradan Isparta Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. "Hızla gelen arabanın sesini duydum bir baktım kafa kafaya çarpıştılar" Kaza anında yol kenarında bulunan işletmesinde temizlik yapan ve yardıma ilk koşan görgü tanığı İsmail Dinçer, “İşletmemde etrafı temizleyip Kuruçay tabelasının yanındaki bayrakların kontrolünü yaparken bir anda kavşaktan itibaren gürültülü bir ses geldi. Tahminimce saatte 150 kilometre civarı bir hızla gelen Tofaş otomobil, bir anda tam benim bulunduğum yerden 100 metre geride araç savrularak refüjü aşıp taklalar atarak karşı şeritteki arabaya çarptı. Olay yerinde ilk ben olduğum için hemen koşarak yanlarına gittim ve 112’yi aradım. İki aracın çarpıştığını, insanların savrulduğunu ölü olup olmadığını bilmediğimi ambulansın acele gelmesini istedim. Daha sonra araçların kontakları alıp stop ettim. Arabanın içinde kadın ve çocuk vardı yaralı onları çıkardım. Şoför ise sıkışmıştı ama bilinci açıktı. Görevliler gelene kadar trafik tedbirlerini aldım. İnsanlık görevi diyerek elimden geleni yapmaya çalıştım” dedi. "Aynı yerde sürekli kaza oluyor" Yıllardır kazanın olduğu bölgede işletmecilik yaptığını ve sürekli kazalara şahit olduğunu da söyleyen İsmail Dinçer, “Burada sürekli kaza oluyor Hatta bende dinlenme tesisimi kapatıp lastikçi veya oto kurtarıcı dükkanı açayım diye düşündüm. İlerdeki kavşaktan dönen araçlar yolun düz olduğunu görüp devamlı gaza basıyorlar ve burada da devamlı bu sıkıntı meydana geliyor” şeklinde konuştu. Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.