SAĞLIK - 26 Kasım 2024 Salı 09:25

Türk bilim adamından umut veren çalışma

A
A
A
Türk bilim adamından umut veren çalışma

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Alper, 2015 yılında başlattığı çalışmalar sonucu “Meme Enfeksiyonu” hastalığında tıp dünyasında heyecan uyandıran sonuçlara ulaştı.



Prof. Dr. Fatih Alper, idiyopatik granülomatöz mastitin kronik bir meme enfeksiyonu olduğunu belirterek, “Bu dünyada nadir olan ancak toplumumuzda sık görülen bir hastalıktır. Memede kızarıklık, şişlik, ısı artışı, meme içerisinde sertlikler, meme cildinde delinmeler, akıntılar ve açık yaralarla seyreden kötü bir hastalıktır. Başlangıcında kanser ile karışan bulguları mevcuttur. Özellikle orta yaş grubu annelerde daha sık görülmektedir. Bu hastalar antibiyotiğe cevap vermeyen ve doktor doktor dolaşan hasta grubudur. Mevcut hastalığını çevresine anlatamamakta ve aylarca yıllarca hastalıkla yaşamaktadır. Halk arasında süründüren denen bir durumdur.” dedi.


“Sıfıra yakın yan etkiyle ameliyata gerek kalmıyor”


21 Eylülde İzmir’de yapılan IGM’ye ait tedavi çalıştayına katıldığını söyleyen Prof. Dr. Fatih Alper, “Oraya pek çok merkez katılmıştı. Tedavide meme içerisine steroid (lokal perilezyonel, intralezyonel), krem şeklinde (topikal), ağızdan (Oral yüksek doz düşük doz steroid ) , romatizma ilaçları (metotreksat), bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (imuran), antibiyotikler, antitüberküloz ilaçlar ve meme ameliyatları gibi pek çok uygulama yapıldığı anlatıldı. Tedavi yaklaşımında Türkiye ve dünyada bir fikir birliği olmayıp kaos mevcuttur. Çalışmakta olduğumuz Atatürk Üniversitesi radyoloji bölümünde uyguladığımız tedavi protokolüyle hastalarda hem başarılı sonuçlar aldık hem de sıfıra yakın yan etki ile ameliyata gerek kalmadan çözümler ürettik.” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Fatih Alper, yaşadığı tecrübeleri ve yaptığı çalışmaları Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim gören öğrencilere de detaylarıyla aktarıyor.


“Ameliyat veya diğer komplike tedavilere gerek kalmıyor”


9 senelik tecrübenin sonucunda sadece meme içerisine steroid vererek bazen krem desteği ile 5-10 seans arası tedavi ile hastalarda tam kür sağlandığını ifade eden Prof. Dr. Fatih Alper, “ Tedavi sürecinde hastalara uygulanan toplam steroid dozu 400 mg ile 800 mg civarındadır (Oral steroid dozu 0.8 mg/kg olup 100 kg hastada 1 günlük oral doz 80 mg iken biz bu dozu haftalık seansta vermekteyiz ). Diğer merkezlerde oral steroidin ve diğer ilaçların pek çok yan etkilerinin yaşandığı ifade edilmektedir. Bu yöntemle ameliyat veya diğer komplike tedavilere gerek kalmadan kür sağlanarak yaklaşık 650 hastayı tedavi ettik. Tüm hastalar tedavi sonrası mutlu bir şekilde ve iyi dileklerini ileterek ayrıldılar. Bu yöntemin etkili olduğunun bilinmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Literatürde ilk benim bulduğum ve kullandığıma dair meme içi steroid uygulaması, oral ve meme içi uygulamayı karşılaştırdığımız, literatürdeki ilk ultrasonik evreleme yaptığımız ve 40 mg ve 80 mg dozların karşılaştırdığımız makaleler uluslarası dergilerde yayınlandı. Bu yayınlar tıp dünyasında oldukça fazla ilgi gördü. Bizlerde mutlu olduk. ” dedi.


“Ameliyat yapılmadan da iyi sonuçlar alabilmekteyiz”


Söz konusu hastalığın Erzurum ve Doğu Anadolu’da daha fazla olduğunu anlatan Prof. Dr. Fatih Alper, “Ülkemizde de sıkça rastlanan bir rahatsızlık. Önceden nadir diye düşünürken yaklaşık 8-9 senelik süre içinde 650 vakaya ulaştığımızı görüyoruz. Erzurum, Iğdır, Kars ve Diyarbakır, Trabzon gibi pek çok şehrimizden bize hasta geliyor. Nahçıvan’dan bile takip ettiğimiz ve tedavi verdiğimiz hastalar var. Yine İzmir’den, Bilecik, İstanbul’dan gelen hastalarımız var. Türk Radyoloji Derneği Meme Grubunda bu hastalıkla ilgili tedaviyle ilgili yardımcı olacağımız ifade ettim. Benzer şekilde Rize’den ve İzmir’den hocalarımızla bağlantı halindeyim. Yaptığımız çalışmalarda özellikle yıllar içerisinde her gün 1-2 saat ayırdığım için yaklaşık 5 binden fazla ultrasona baktım ve yaptığım pek çok bakıda şunu fark ettim. Literatüre iki yeni bulgu ortaya koyacağım. Bununla alakalı çalışmalarım son aşamada ve bulgulardan birisine “Fatih” diğerine ise “Alper” bulgusu ismini koyacağım.


Bu hastalığı taşıyan hastalar şunu bilmeli ki ağır tedaviler (ağızdan tedaviler steroid, metotreksat, kolşisin, v.s ) ve ameliyat yapılmadan da iyi sonuçlar alabilmekteyiz.” diye konuştu.


(MEK-NK)


Görüntü Dökümü;

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kar sebebiyle yolu kapanan köydeki hasta için seferber oldular Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 50 santimetreyi bulan kar kalındığı sebebiyle hastaneye gidemeyen diyaliz hasta UMKE ekiplerinin zorlu mücadelesi ile hastaneye ulaştırılabildi. Kastamonu’nun Bozkurt ilçesine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Tezcan köyünde yaşanan yoğun kar yağışı sebebiyle yollar kapandı. Köyde yaşayan 75 yaşındaki diyaliz hastası Faik Görgü, ulaşımın sağlanamaması sebebiyle hastaneye gidemedi. Faik Görgü’nün yakınları, 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak yardım istedi. Çağrı üzerine harekete geçen Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE), zorlu kış ve hava şartları altında bölgeye ulaşabilmek için büyük çaba sarf etti. Yer yer 50 santimetreye ulaşan kar kalınlığı ve zorlu arazi şartları, ekiplerin ilerlemesini güçleştirdi. Ekipler, yaklaşık 1 kilometrelik yolu yürüyerek Tezcan köyündeki hastaya ulaştı. İlk müdahalesi evinde yapılan hasta, ardından sedye ile paletli ambulansa kadar taşındı. Hasta daha sonra hastaneye götürüldü. Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Çağdaş Derdiyok, ekipleri tebrik ederek, “UMKE ekiplerimiz görevlerinin başında, sağlık hizmetlerini her şartta vatandaşlarımıza ulaştırmak için çaba gösteriyorlar. Zaman ve mekan gözetmeksizin görevlerini başarıyla yerine getiren UMKE personelimize teşekkür eder, görevlerinde başarılar dileriz” dedi. UMKE’den yapılan açıklamada da, “Vatandaşlarımızın hayatını kurtarmak için her zaman hazırız. Zorlu hava şartlarında bile, Yurdumuzun her bir bucağında, kim nerede olursa olsun, insan hayatına hizmet için vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” denildi.
İstanbul TÜRKONFED ile Garanti BBVA KOBİ’ler için iş birliği yaptı TÜRKONFED ile Garanti BBVA, KOBİ’lerin yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik perspektifiyle iş stratejilerini ve operasyonlarını yeniden şekillendirmeleri için “İkiz Dönüşümde Yeni Ufuklar” isimli yeni bir proje başlattı. İlk etkinliği GESİFED ev sahipliğinde Denizli’de yapılan ve toplam beş ilde düzenlenmesi hedeflenen proje kapsamında uzmanların katılımıyla vizyon oturumları, interaktif oturum, atölye ve paneller gerçekleştirilecek. Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ile Garanti BBVA, KOBİ’lerin yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeyi kapsayan ikiz dönüşüm perspektifiyle değişen dünyaya daha hızlı ayak uydurmalarını sağlamak amacıyla yeni bir proje başlattı. “İkiz Dönüşümde Yeni Ufuklar” isimli projenin lansmanı, Güney Ege Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (GESİFED) ev sahipliğinde Denizli’de gerçekleşti. Etkinliğe iş dünyasının yanı sıra kamu yetkilileri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katılım gösterdi. Onur Ünlü: “İkiz dönüşüm rekabet gücümüzün temelini oluşturacak” Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Yeşil Dönüşüm Komisyonu Başkanı Onur Ünlü, ikinci yüzyılında olan Türkiye’nin yakalayabileceği en büyük fırsatlardan birinin ikiz dönüşüm olduğunu söyleyerek, “Bu dönüşümlere yalnızca uyum sağlamak değil, aynı zamanda bu süreçlere yön veren bir ülke olma hedefi, rekabet gücümüzün temelini oluşturacaktır. Dünya, sürdürülebilirlik ve teknoloji ekseninde yeniden şekillenirken Cumhuriyet değerlerimiz bizlere güçlü bir rehberlik sunuyor. Eğitimde nitelikli insan kaynağını artırarak, dijital teknolojileri üretimimizin merkezine koyarak ve doğaya duyarlı politikaları benimseyerek rekabet etmenin ötesine geçebilir, rekabeti tanımlayan bir ülke olabiliriz. Garanti BBVA’nın değerli desteğiyle hayata geçirdiğimiz projemiz de bu vizyonun somut bir adımıdır. Anadolu’nun farklı bölgelerindeki KOBİ’leri merkeze aldığımız bu proje, yeşil ve dijital dönüşüm süreçleri kapsamında iş stratejilerinin yeniden şekillenmesine rehberlik edecek. Yeşil dönüşüm, işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını sağlarken dijitalleşme de küresel pazarların gerektirdiği esneklik ve yenilikçiliği kazandıracak” dedi. Sibel Kaya: “İkiz dönüşüm yalnızca iş dünyası için değil, toplum ve doğa için de büyük fırsatlar sunuyor” Finans sektörünün, sürdürülebilir iş modellerine geçişin önemli bir dinamiği haline geldiğini belirten Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya, “Banka olarak 2000’lerin başında sürdürülebilir finans çalışmalarımıza başladık. Ülkemizde sürdürülebilirliği stratejisinin temeline koyan ilk kurumlardan biriyiz. Bu kapsamda sürdürülebilir finansman stratejimizi ikiye ayırıyoruz. İlki olan yeşil finansman kapsamında özellikle yenilenebilir enerji projelerine, enerji verimliliğini artıran yatırımlara ve sürdürülebilirlikle bağlantılı kredilere ağırlık veriyoruz. İkincisi ise sosyal alanda eşit ve adil dönüşümü sağlayacak, toplumsal cinsiyet eşitliği, nitelikli eğitime erişim ve kadın girişimcilerin desteklenmesi gibi konulara odaklanan, kapsayıcı büyüme projelerine finansman sağlamak. İklim kriziyle mücadelede finans sektörüne kritik rol düştüğünün bilinciyle ‘yeşil finansmanı’ bir adım daha öteye taşıyor, sanayinin net sıfır emisyon hedefine ulaşmasını sağlayacak projeleri özellikle destekliyoruz. Dijitalleşmenin sunduğu avantajları da sürdürülebilirlik hedefleriyle birleştiriyoruz. Yapay zeka bankacılık dahil pek çok sektörü değiştiriyor. Bu değişim kuşkusuz işletmelerimizin faydasına olacak ve KOBİ’lerimiz de bu dönüşümde birlikte değişecek ve gelişecek” diye konuştu. Kaya şöyle devam etti; “İkiz dönüşüm kurumlar için zorlayıcı ama bir o kadar da heyecan verici bir yolculuk. Bu dönüşüm yalnızca iş dünyası için değil, toplum ve doğa için de büyük fırsatlar sunuyor. Birçok firmamızın sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm gibi alanlarda ekiplerinin olduğunu ancak bu konularda daha fazla danışmanlığa ihtiyaç duyduklarının da farkındayız. Garanti BBVA olarak, bu süreçte KOBİ’lerin yanında olmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” Hakan Urhan: “Yeniliği teşvik etmeyi hedefliyoruz” Katılımcılara TÜRKONFED’in yapılanması hakkında bilgi veren GESİFED Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Urhan ise TÜRKONFED’e üye federasyon ve derneklerin bölgede faaliyet gösteren iş insanlarının temsilcileri olduğunu, GESİFED’in de bu federasyonlar arasında yer aldığını belirtti. Yeni projeyi de anlatan Urhan, “Uzun vadede ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak, iş dünyasının stratejilerini ve operasyonlarını yeniden şekillendirmeleri için önem taşıyor. Yeniliği teşvik etmek, istihdam oluşturmak ve sürdürülebilir ekonominin büyümesini desteklemek ise TÜRKONFED’e bağlı üye federasyon ve dernekler ile ticaret ve sanayi odaları, kalkınma ajansları yani bölgede faaliyet gösterip odak konuları iş dünyası olan kamu kurum ve kuruluşlarının öncülüğünde gerçekleşecektir” şeklinde konuştu. KOBİ’lere özgü ikiz dönüşüm yaklaşımı geliştirilecek İkiz Dönüşümde Yeni Ufuklar projesi, Anadolu’nun farklı bölgelerindeki KOBİ’lerin kendilerine özgü bir ikiz dönüşüm yaklaşımıyla değişen dünyanın dönüşüm süreçlerine daha hızlı ayak uydurmalarını sağlamak amacıyla tasarlandı. İlk aşamada beş ilde etkinlikler gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Çalıştaylar, vizyon oturumları, interaktif oturumlar ve panellerin düzenleneceği etkinliklerde, katılımcılara ikiz dönüşümün temel ilkeleri anlatılarak bu alandaki en güncel bilgiler ve iyi uygulama örneklerini sunulacak. Bu sayede KOBİ’lere sektörel liderlik ve sürdürülebilirlik perspektifi kazandırılması da hedefleniyor. Ayrıca etkinliklerde elde edilen bulgular, proje sonunda kapsamlı bir rapor olarak kamuoyu ile paylaşılacak. Bu rapor, KOBİ’lerin rekabet avantajlarını artırma ve sürdürülebilir bir iş modeli oluşturma süreçlerinde bir rehber niteliği de taşıyacak.
Ankara İstanbul’da "Uluslararası İnsani Yardım Zirvesi: Gazze’nin Geleceği" 29 Kasım’da başlayacak Türkiye Diyanet Vakfı ve Al Khair Vakfı tarafından “Gazze’nin Geleceği" başlıklı "Uluslararası İnsani Yardım Zirvesi", 29-30 Kasım tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın açış konuşmasını yapacağı zirveye Türkiye’den ve 33 ülkeden 200’den fazla STK temsilcisi katılacak. Büyükelçi, akademisyen, aktivist, gazeteci ve yazarların da yer alacağı zirvede 35 katılımcı konuşma yapacak. Dünyanın dört bir yanından Filistin davasına destek veren kuruluşların katılacağı zirveye Türkiye’den de AFAD ve Kızılay gibi önemli STK’lar katılım sağlayacak. Zirvenin hedefleri arasında Gazze’deki krizin derinleşen boyutları, insani müdahale stratejilerinin güçlendirmesi, sürdürülebilir kalkınma projeleri, küresel ölçekte iş birliği ve finansal kaynakların seferber edilmesi konuları yer alıyor. Birçok önemli hususun ele alınacağı zirvede, “Gazze’nin İnsani Krizi ve Geleceğe Bakış”, “İnsani Yardım Müdahalesi ve Acil Çözümler”, “Gazze İçin İyileşme ve Sürdürülebilir Stratejiler” ve “Blokajı Sonlandırmak İçin Yenilikçi Stratejiler” konu başlıkları masaya yatırılacak. Katılımcılara Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere üç dilde hizmet verilecek zirve, oturumların ardından 30 Kasım’da sona erecek.
Kastamonu Kar yağışının ardından lastikçilerde yoğunluk: Gece yarısına kadar mesai yapıyorlar Kastamonu’da, 1 Aralık’ta başlayacak kış lastiği uygulaması öncesi etkili olan kar yağışı sebebiyle vatandaşlar lastikçilerin yolunu tuttu. Oto lastikçiler, yaşanan yoğunluk sebebiyle gece yarısına kadar mesai yapıyor. Ülke genelinde hava sıcaklığının düşmesi ile kar yağışı etkili olmaya başladı. Kar yağışı ve buzlanmanın olduğu yollara kış lastiği olmadan çıkan sürücüler zor anlar yaşadı. Kastamonu’da yaşanan yoğun kar yağışlarının ardından sürücüler lastikçilerin yolunu tuttu. 1 Aralık’ta başlayacak olan kış lastiği uygulaması öncesinde yoğunluğun arttığı Kastamonu’daki oto lastikçiler gece yarısına kadar mesai yapıyor. Oto lastikçiler yaşanan yoğunluktan dolayı mutlu olduklarını söyledi. Oto lastikçisi Şükrü Nahar, kar yağışının ardından vatandaşların lastikçilere yöneldiğini belirterek, “Kar yağdığı zaman insanlar ister istemez bir telaşa giriyor. Kış lastiğini taktırmaya çalışıyorlar. Kış lastiği olmazsa araçlar kayabilir, kazalar yaşanabilir. Kar yağışı sebebiyle de lastiklerini değiştirmeye gelenlerden dolayı yoğunuz. Çünkü kış mevsimi başladı, kar yağışı da var. Kış lastiği takmak zaten mecburu, takılmazsa da kazaya sebebiyet verebiliyor. Sadece kışlık lastik takmak da önemli değil, taktığımız kışlık lastiklerin kaliteli ve iyi olması gerekiyor. Böyle olmazsa lastiklerimiz kayar, bu da kazaya yol açabilir. Bizler, Kasım ayının başından itibaren kışlık lastikleri takmaya başladık. Bu yıl yoğun bir talep görüyoruz. Bu yıl kar yağışının fazla olması bekleniyor. Meteorolojinin bu konuda uyarıları bulunuyor. Kar yağışıyla birlikte bizde de yoğunluk oluştu. 3-4 gecedir sabahlara kadar lastik değişimi yapıyoruz. Yoğun talep görüyoruz" dedi. Aracına kışlık lastik taktıran Adem Bekiroğlu ise, “Kışlık lastiklerimizi değiştirmek için geldik. Aslında biraz da geç kaldık sayılır. Geçte olsa mecburen değiştiriyoruz. Kar birden yağdı, artık kar yağışını da bekliyoruz. Mevsimi de geldi. Aralık ayına girmek üzereyiz. Lastikçilerimiz yoğun, randevulu çalışıyorlar. Bizlerde geldik, lastik değişimi için bekliyoruz” diye konuştu.