KÜLTÜR SANAT - 16 Ağustos 2024 Cuma 12:09

Saraçlık mesleği teknolojiye direniyor

A
A
A
Saraçlık mesleği teknolojiye direniyor

Erzurum’da yok olmaya yüz tutan saraçlık mesleğinin son temsilcilerinden Abdulhamit Akbulut, dede mesleğinden vazgeçmiyor.


Erzurum’un geçmişte el sanatlarının önemli yapı taşlarından birisi olan saraçlık, teknoloji ve modern hayatın baskısı altında unutulmaya yüz tutmaya başladı. Erzurum’da 52 yıldır saraçlık yapan 62 yaşındaki Abdulhamit Akbulut, günümüzde saraçlık mesleğinin unutulmaya yüz tuttuğunu söyledi. Erzurum’un eski çarşılarının yoğunlukta olduğu Gürcükapı semtinde saraç ustası olan Abdulhamit Akbulut, babasından devraldığı saraçlık mesleğini gelişen teknolojiye rağmen yarım asırdan fazladır yaşatmaya çalışıyor. Gelişen teknoloji ve at kullanımının azalmasıyla saraçlık mesleğinin eski ihtişamını kaybettiğini ifade eden Abdulhamit Akbulut, “Benden sonra bu mesleğin yok olmasından korkuyorum. Şu anda işyerimde tek başıma çalışıyorum. Benden sonra bu işi yapacak kimse yok” diye konuştu.


“Atlı spora rağbet umut veriyor”


Saraçlık mesleğine 8 yaşında başladığını söyleyen Abdulhamit Akbulut, “Dedemden kalan bu işe başlamamın sebebi; saraçlığın o dönemlerde daha yaygın olmasıydı. Benin mesleğe başladığım zamanlarda yük ve yolcu taşımacılığında at önemli bir unsurdu. Haliyle saraçlıkta bir ihtiyaçtı. Ama zamanla en gözde meslek olan saraçlık, teknolojinin gelişmesiyle unutulmaya yüz tutmaya başladı. Bütün olumsuzlukların yanında son yıllarda ata sporumuz cirit ve atlı sporlara verilen destekten dolayı saraçlık mesleğine olan ihtiyaç artmaya başladı. Bu da bizi mutlu ediyor” dedi.


“Çırak bulmak imkansız hale geldi”


Abdulhamit Akbulut, Erzurum’da saraçlık mesleğinin son temsilcisi olduğunu ifade ederek, “Saraç mesleğinde artık çırak ve usta yetişmiyor. Bizde bu mesleği bırakırsak bundan sonra bu işi yapacak kimse kalmayacak ve belki tarih olacak. Çırak bulmak ve mesleğimizi geleceğe taşımak neredeyse imkansız hale geldi. Aslında at ve atlı sporlar var olduğu müddetçe bu mesleğin devam etmesi gerekir. Ancak Erzurum’da olduğu gibi ülkemizde yetişmiş eleman sorunu artıyor. Devletimizin bu konuya el atması ve geleneksel mesleğimizi geleceğe taşıması için çalışmalar yapması kaçınılmaz oldu” şeklinde konuştu.



Saraçlık mesleği teknolojiye direniyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Filistin’de hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler" Kocaeli’de düzenlenen kitap fuarında Filistin meselesine değinen Yazar Erem Şentürk, "Filistin’de hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler. Çünkü insanların çocuklarını öldürürseniz onların yaşama sevincini ve mücadele direncini kırarsınız. Çocuk yoksa direnmenin de bir anlamı yoktur. Çocuğun olmadığı yerde hayatın hiçbir anlamı kalmıyor" dedi. Bu yıl "Savaşın ve Acının Edebiyatı" teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, yoğun ilgi ile devam ediyor. Karamürsel Alp Salonunda yazarlar Mine Sota ve Erem Şentürk kitapseverler ile bir araya geldi. Millet ve devlet için çocukların ve yeni nesillerin çok önemli olduğunu vurgulayan Yazar Erem Şentürk, "Şuan Filistin’de önce çocuklar öldürülüyor. Niye önce çocuklar öldürülüyor daha sonra anneler öldürülüyor. Doğrudan, şahsen, bilerek, kasten bir hedef var. Hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler. Neden böyle? Çünkü insanların çocuklarını öldürürseniz onların yaşama sevincini ve mücadele direncini kırarsınız. Çocuk yoksa direnmenin de bir anlamı yoktur. Bir ülkenin devamlılığı için nüfustan kıymetli başka hiçbir şey yoktur. Çocuk olmaz ise okul yapmaya gerek var mı? Dolayısı ile çocuk olmaz ise okula gerek olmadığı gibi aslında çocuğun olmadığı bir millette de devlete gerek yoktur. Ne yapacaksın devleti? Sınırlar, bayrak, devlet, millet, ülke ne gerek var ki bunlara. Çocuğun olmadığı yerde hayatın hiçbir anlamı kalmıyor. Dünyanın tüm sistemi alt üst oluyor. Eğer çocuk yoksa, yeni nesil yoksa, tüm sistem alt üst oluyor” diye konuştu. "İnsanlık kadar büyük bir değer var mı?" "Aklı Olan Delirsin" adlı söyleşide konuşan Yazar Mine Sota ise "Psikolojik bazda insanın, psikolojik rahatsızlıklara sebep olan şeyin en başında yaşadığı olayın anlamsızlığı gelir. Anlamını bulamadığınız şeyin anlamı yok değildir. O anlamsız değildir, biz ona anlam veremiyoruzdur. İyi insan olmak için gayret edenlerin gözünden anlarım. Onların duruşu ve samimiyeti bile başkadır. İnsan, dünyanın geri kalan sürecinde öyle bir sürece girdi ki artık sona yaklaştık. Bu sürecin sonunda sadece iyi insanların kalacağı ve tek geçerli akçenin iyi bir insan olmak olacağı bir sürece girdik. Merhametin adının enayilik olduğu bir dönemde, iyi niyetin saflık olarak algılandığı bir dönem, alttan almanın bir eziklik olduğu dönemde, hiçbir idealin paranın üzerine geçemediği daha doğrusu tercih edilmediği bir dönemde eğer kendinizi anlamlı bir hedef arıyorsanız; en azından insan kalmayı seçebilirsiniz. İnsanlık kadar büyük bir değer var mı?” şeklinde konuştu. Öte yandan, sevilen şair ve yazar Sinan Yağmur, "Yunus Emre ve Yürek Terapisi” adlı söyleşi ile 14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katıldı. Yağmur, ilgiyle izlenen söyleşinde, Yunus Emre’nin hayatından kıssalar anlatarak, bu önemli ozanın hayatının tüm insanlığa örnek olması gerektiğini söyledi.
Samsun Üniversiteden 29 çeşit temizlik malzemesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Fakültesi bünyesinde pandemi zamanında dezenfektan ihtiyacını karşılamak için kurulan tesiste 29 çeşit temizlik ve hijyen malzemesi üretiliyor. 2020 yılında pandemi döneminde dezenfektan ihtiyacını karşılamak için OMÜ Fen-Edebiyat Fakültesi bünyesinde "Kampüs Kimya" markasıyla bir tesis kuruldu. Her geçen yıl kendini geliştiren tesis, hijyen malzemesi satışını da hızlandırdı. Öğretim üyeleri, öğrenciler ve diğer çalışanlar tarafından üretilen kolonya, dezenfektan, deterjan, çamaşır suyu, yüzey temizleyici gibi 29 farklı çeşitte temizlik ürünü kurumlara satılıyor. Ürünlerin satışından elde edilen gelir, üniversitenin ihtiyacında kullanılıyor. "Öğrencilerimiz hem bilgilerini artıyorlar hem de gelir elde edebiliyorlar" Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erkan Yalçın, "OMÜ Kampüs Kimya 2020 yılında pandemi şartlarında kurulmuş bir yapıdır. O zaman ortaya çıkan dezenfektan sorununu çözmek amacıyla fakültemiz dekanlığı tarafından kurulmuş ve hala faaliyetlerine devam eden bir kuruluşumuzdur. Döner sermaye çerçevesinde çalışıyor. Döner sermaye çerçevesinde hiçbir yönetici, çalışan burada aylık gelir almıyor. Buradan elde edilen gelirler fakültelerimizin kırtasiye, temizlik ve diğer ihtiyaçları için kullanılıyor. Kampüs Kimyamız hem üniversitelerimizin hijyenik malzeme ihtiyaçlarını karşılıyor hem de belediyelere buradan ihtiyaç duyduklarında ürünlerimizi belli bir ücret karşılığında gönderiyoruz. Belli bir kazancı var. Bu kazanç da fakültemizin ihtiyaçlarını karşılanmasında kullanılacak kadar yeterli bir kazançtır. Ürün yelpazesinde 29 çeşit ürün var. Bunların ulusal akredite laboratuvarlarında hepsinin testi yapıldı. Ruhsatlandırma çalışmaları devam ediyor. Öğrencilerimiz Kampüs Kimya içerisinde staj yapabiliyorlar. Özellik kimya bölümü öğrencilerimiz staj yapıyorlar. Bunun yanı sıra üniversitemizin yarı zamanlı çalıştırdığı öğrencilerimiz var. Hem bilgilerini artıyorlar hem de gelir elde edebiliyorlar" dedi.
Kütahya Tavşanlı’da anlamlı ikram Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde, Öz Sağlık-İş Sendikası Kütahya Şubesi, vefat eden üyelerini ve şehitleri anmak amacıyla anlamlı bir etkinliğe imza attı. Tavşanlı Doç. Dr. Mustafa Kalemli Devlet Hastanesi önünde düzenlenen lokma hayrına, sendika başkan ve yöneticileriyle birlikte çok sayıda üye katıldı. Sendika Başkanı Hatice Başçam yaptığı açıklamada, vefat eden üyelerini hiçbir zaman unutmadıklarını ve sosyal sorumluluk bilinciyle bu tür etkinlikleri düzenlemeye devam edeceklerini belirtti. Başkan Başçam, "Daha önce Kütahya Şehir Hastanesinde bir lokma hayrı gerçekleştirmiştik. En büyük ilçemiz Tavşanlı ve ikinci olarak burada lokma hayrı gerçekleştirdik. Burada vefat eden üyelerimiz, meslek şehitlerimiz, aziz şehitlerimizin ruhları için bugün de burada hayrımızı gerçekleştirdik. Biz vefat eden üyelerimizi sosyal sendikacılık anlamında hiçbir zaman unutmuyoruz. Gerek üyelerimizin kendilerini gerek ailelerini, özel günlerde, her türlü desteğe ihtiyaçları olduğunda kendilerini ziyaret ediyoruz. Sosyal sendikacılık anlayışıyla, üyelerimizin her zaman yanında olmaya çalışıyoruz" dedi. Tavşanlı temsilcisi Mehmet Samet Gümüş de etkinliğe gösterilen ilgiden memnuniyet duyarak, "Bu tür etkinlikler, birlik ve beraberliğimizi güçlendirmenin yanı sıra, vefat edenlere olan saygımızı da göstermemizi sağlıyor. Tüm katılımcılara teşekkür ederim" şeklinde konuştu.