GÜNDEM - 24 Eylül 2024 Salı 14:59

Oturma eylemi düzenlediler

A
A
A
Oturma eylemi düzenlediler

Erzurum’da TES-İŞ üyeleri, çalışma hayatında karşılaşılan sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla oturma eylemi düzenledi.


Erzurum TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) 15. Bölge Müdürlüğü’nde TES-İŞ üyeleri, geçim şartları başta olmak üzere, iş barışını bozan ücret ve vergi adaletsizliği, kamuda ücret dengesizliği, devam eden taşeron uygulamaları gibi çalışma yaşamında karşılaşılan sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla oturma eylemi düzenledi.


Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yerv erildi; “Hayat pahalılığı, satın alma gücümüzdeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, işsizlik, güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlar başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir.


Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz.


“İşçiler enflasyonun sebebi değildir”


Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar “çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz.


Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır.


“Toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalı


Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir. Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir. Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık. Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır.


“İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir


Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir. Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir. Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır. Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir. Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.


“Kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olmalı”


Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatıdır. İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmekte, çocuklarını evlendirmekteydi. Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda “kızımın çeyizi oğlumun düğün parası” dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk. TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.”



Oturma eylemi düzenlediler

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da dron eğitimlerine ilgi artıyor Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından lisans yetki belgesi olan Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde İnsansız Hava Aracı (İHA) eğitimleri başladı. Bünyesinde Sivil Havacılık Yüksekokulu Havacılık Yönetimi Bölümü, Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği Programı ile İnsansız Hava Aracı Teknolojisi ve Operatörlüğü Programları bulan Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ)’nin sivil havacılık alanına katkıları devam ediyor. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (MTÜSEM), Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından verilen, “İHA-0 ve İHA-1 Ticari Sınıfında İnsansız Hava Aracı Eğitim Kuruluşu Yetki Belgesi’ni almaya hak kazandı. Bu kapsamda ilk dron eğitimleri üniversitenin Battalgazi Kampüsü’nde gerçekleştirildi. İlk etapta 15 kursiyerin katıldığı eğitimlerde öğrenciler hem pratik hem teorik eğitimlerden geçti. Sürekli Eğitim Merkezi tarafından alınan yetki Malatya’da ilk ve tek olma özelliği taşırken kursa öğrenciler ile okul dışından dron meraklıları yoğun ilgi gösterdi. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Selçuk Kayhan, Malatya’da yetkilendirilen tek kuruluş olduklarını belirterek ilk kurslarını gerçekleştirdiklerini söyledi. İHA teknolojisinin son yıllarda gelişen bir sektör olduğunu ifade eden Kayhan, bu alanın önümüzdeki yıllarda da gelişecek bir alan olarak gördüklerini ifade etti. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yetkilendirilmiş bir kurum olarak verdikleri eğitimlerin uluslararası standartlara uygun olduğunu dile getiren Kayhan, bu alana ilgi duyan herkesi üniversitelerine beklediklerini söyledi. Kursiyerlerde Malatya’da Turgut Özal Üniversitesi bünyesinde açılan İHA eğitimlerine katıldıkları için mutlu olduklarını söyleyerek emeği geçenlere teşekkür ettiler.
İstanbul İBB, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında ‘kentsel dönüşüm’ protokolü imzalandı Kartal’ın kentsel dönüşüm süreçlerini işbirliği içerisinde yönetmek amacıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında protokol imza töreni düzenlendi. Törende konuşan Başkan Gökhan Yüksel, “Kartal’da kentsel dönüşüm sürecini tek elden yürütebilmek, hem büyükşehirimizin hem KİPTAŞ’ın sürece daha etkin şekilde dahil olabilmesinin şartlarını bugün imza altına almış oluyoruz” dedi. Kartal’ın geleceğini sağlamlaştırmak, kentsel dönüşüm süreçlerini ortak akıl yaklaşımı ve işbirliği içerisinde yönetmek düşüncesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında protokol imza töreni düzenlendi. Kartal Bilim, Mühendislik ve Teknoloji Merkezi Makina Hangar’da düzenlenen törene Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, belediye birim görevlileri ve Kartal’ın mahalle muhtarları katıldı. KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, “Bu işbirliklerini çok önemsiyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki bürokratlar ve iştiraki şirketleri, Kartal Belediyemiz gibi birçok ilçe belediyemiz bu mücadelenin içinde. Bugün atacağımız imzanın diğer kurumlara ve belediyelere de örnek olmasını diliyoruz. Amacımız, İstanbul Yenileniyor süreçlerinden vatandaşlarımızın daha rahat ve şeffaf şekilde faydalanmasını sağlamak, evrak yükünü hafifletmek, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin sağladığı maddi destek programlarından maksimum şekilde faydalanmalarını sağlamak. Amacımız aslında süreci hızlandırmak ve güç birliği yapmak. Tek sesli olmadığımız sürece İstanbul’u muhtemel bir Marmara depreminden önce daha dayanıklı hale getiremeyeceğimize inanıyoruz. O yüzden bu tür çalışmalar, imzalar bizim için önemli” dedi. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, “İstanbul’un en önemli konusu olan, depreme dayanıklı bir İstanbul’u inşa etme sürecinde bu işbirliğinin, dayanışmanın son derece önemli ve gerekli olduğunu biliyoruz. İstanbul’un 39 ilçesinde de en önemli konu kentsel dönüşüm. Ama kentsel dönüşümde özellikle bugün yaşadığımız ekonomik kriz şartlarında dönüşüm gerçekleştirmek çok zorlaşmış durumda. Biz o yüzden bütün iştiraklerimiz, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz ve ilçe belediyelerimizle ve vatandaşlarımızla işbirliği halinde bu yola baş koymuş durumdayız. Bugün yaptığımız protokol de bunun önemli bir adımı” diye konuştu. Başkan Gökhan Yüksel, “Ülkemizin birinci gündemi dirençli kentler. Birçok depremin sebep olduğu acılarla yoğurulmuş süreci hep birlikte yaşadık. Dolayısıyla Kartal’da kentsel dönüşüm sürecini tek elden yürütebilmek, hem büyükşehirimizin hem KİPTAŞ’ın sürece daha etkin şekilde dahil olabilmesinin şartlarını bugün imza altına almış oluyoruz. Geçtiğimiz yıllarda da biz çok aktif şekilde işbirliği yaptık. Kartalımızda özellikle E-5 üstü mahallelerimizde önceden başlamış sorunlarını çözümünü şu anda arkadaşlarımız masaya yatırmış durumda. Bürokrasi çözüldükten sonra, uygulama devreye giriyor. Dolayısıyla bu bir takım işi. Hem belediye şirketimiz KARYAPSAN, hem KİPTAŞ bir uyum içerisinde Kartal’da yakın gelecekte dönüşümdeki hızı artıracaktır. Yeni protokollerimiz de olacak” dedi. Yapılan kürsü konuşmalarının ardından Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün arasında protokol imzalandı.