ASAYİŞ - 06 Eylül 2024 Cuma 18:11

Hindistan uçağına bomba ihbarı: Erzurum Havalimanı’na acil iniş yaptı

A
A
A
Hindistan uçağına bomba ihbarı: Erzurum Havalimanı’na acil iniş yaptı

Hindistan’dan Almanya’ya havalanan uçakta bomba olduğu ihbarı üzerine uçak, Erzurum Havalimanı’na acil iniş yaptı.


Mumbai’den Almanya’nın Frankfurt kentine giden Vistara Hava Yolları’na ait yolcu uçağında bomba ihbarı yapılınca uçak, Erzurum’a acil iniş yaptı. Ekipler uçakta arama yapıyor.


Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Erzurum hava sahasının uçuşlara kapatıldığını açıkladı. 600 kişi kapasiteli olan uçakta 247 yolcu bulunuyor.



Hindistan uçağına bomba ihbarı: Erzurum Havalimanı’na acil iniş yaptı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Başkan Köymen: “Maltepe’de yaşam var deyip, yaşamı birlikte örgütleyeceğiz” Maltepe Belediyesi’nce “Cumhuriyet’in Yeni Yüzyılında Laiklik, Özgürlük, Adalet ve Barış” temasıyla düzenlenen “Maltepe Kitap Günleri”, 9. ve son gününde düzenlenen 2 söyleşi, 12 imza günü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Oda Müziği Topluluğu’nun verdiği muhteşem konserle kapılarını kapattı. Geceye ev sahibi Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen’in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökce, Rize Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu, Sol Parti PM Üyesi Alper Taş ve Maltepe Belediyesi Başkan Yardımcıları katıldı. “Öncü Kadınlar” sahnede Kapanış gecesi düzenlenen imza günleriyle başlarken gecenin ilerleyen saatlerinde değerli akademisyen ve yazarlardan Serpil Çakır, Elfin Tataroğlu ve Özlem Özdemir tarafından “Cumhuriyet’in Öncü Kadınları ve Kadın Mücadelesi” konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Serpil Çakır, Türkiye’nin zorlu dönemlerinden ön plana çıkan Ulviye Melvan Civelek, Nezihe Muhiddin ve Şirin Tekeli gibi kadın hareketinin öncü isimlerinden bahsederken, bu üç ismin hayatında yaptıkları işleri ve o dönemin şartlarını da konu alan bir konuşma yaptı. İkinci konuşmacı Elfin Tataroğlu ise Türkiye’deki devrimin, Atatürk’ün ve o dönemde kadınlara verilen değerle hakların öneminden bahseden bir değerlendirmede bulundu. Tataroğlu fedakâr ve yurtsever kadın modelinden kadın haklarının ulaştığı noktalara değindiği konuşmasını Bahriye Üçok gibi düşüncelerin uğruna ölümü göze alan kadın aydınların mücadelesinden verdiği örneklerle bitirdi. Son konuşmacı Özlem Özdemir ise, Türkiye’nin ilk tarih profesörü Afet İnan, astrofizikçi Dilhan Eryurt ve Türkiye’nin ilk kadın mühendisi Sabiha Rıfat Gürayman’ın hayatından kesitler sundu. Zeybekten Taş’a ortak fikir: Kamucu yönetim anlayışı Gecenin son söyleşisinde ise, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökce, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu ve Sol Parti PM Üyesi Alper Taş, “Toplumcu Belediyecilik ve Kamuculuk” konusunda görüşlerini paylaştı. Kendisinin de Maltepeli olduğunu ve geçmiş dönemlerde Maltepe Belediye Başkanlığı yapan Yalçın Kızılay’ı anarak sözlerine başlayan ve aynı zamanda panelin moderatörü olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, büyükşehirlerin rant kapısı olarak görülmesinin meydana getirdiği tahribatı ve CHP’li belediyelerin bu konudaki çalışmalarını özetleyen, bununla birlikte toplumcu-kamucu belediyecilik anlayışının örneklerini anlatan bir konuşma gerçekleştirdi. Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu ise, son zamanlarda halkın yönetime katılmasının önemli bir örneği olan, Fındıklı’da hayata geçirilen Meci Dayanışması ile ilgili bilgi verdi. Çervatoğlu, “170 kişilik halk meclisimiz var. Benim ne kadar yetkim var, onların da o kadar yetkisi var. Doğaya saygı duyan, kendi üreten ve sorunlarına kendi çözümlerini bulan bir belediyeciliği uygulamaya çalışıyoruz” dedi. İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökce de, kamucu belediyecilik anlayışıyla rantçı belediyecilik anlayışını birbirinden ayıran kurallar ve kamucu anlayışın başarılı örneklerini ortaya koydu. Gökce, “Yönetim anlayışı her kademede emekten, doğadan, tarihin korunmasından, verginin eşit dağıtılmasından mı yana, yoksa ranttan, doğaya düşman olmaktan mı yana? Yani siz kamu olarak kaynağınızı kimden yana harcıyorsunuz? Bu bir turnusol kağıdıdır. Turnusol kağıdının diğer parçalarıysa, doğa ve çevredir. Örneğin yeşile nasıl bakıyorsunuz? O rantın siyasi ranta dönüşmesi için çaba mı sarf ediyorsunuz?” diye konuştu. Son konuk Sol Parti PM Üyesi Alper Taş ise, Maltepe Belediyesi’nin düzenlediği kitap günlerinin önemli bir kamucu-toplumcu anlayışın örneği olduğunu belirterek Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen’e teşekkür etti. Alper Taş, kitap okumanın uzun ve güzel yaşamanın sırrı olduğunu belirterek başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Kamuculuk ve toplumculuk bir zorunluluktur. Ya gezegenin sonu, ya kamuculuk. Böyle bir araftayız. Özelleştirme, neoliberal politikalar dediler, ne hale geldik. Siyasi, ekonomik, ahlaki ve kültürel olarak buhran içerisindeyiz. Hani özelleştirme olacaktı da refah artacaktı? Savaşlar başladı, bitmek bilmiyor. Hani sınırlar kalkacaktı? Her tarafa sınırlar örülüyor. Mültecilere, göçmenlere, dezavantajlı gruplara cehennem yaşatılıyor. Hani tahakkümcü, baskıcı devlet gidiyordu, devlet güvenlik aygıtı olarak büyüdü. Ne oldu, yeni bir faşizm süreciyle karşı karşıyayız. İnsanlık, geleceğimiz ve gezegenimiz için kamuculuğa dönmeliyiz.” dedi. Kapanış konuşması Köymen’den Söyleşi sonrası Belediye Başkanı Esin Köymen tarafından katılımcılara teşekkür belgesi verildi. Köymen sahnede yaptığı konuşmada, “Etkinliğimize İoanna Kuçuradi ile başlamıştık. Şimdi kapanışı siz değerli arkadaşlarım ve meslektaşlarımla yapmak benim için ayrı bir onur. Biz Maltepe’de yaşam var diye yola çıkmıştık. Elbette kamucu politikalarla toplumcu bir yerel yönetim modelini hayata geçirmek istiyoruz ve birlikte aslında bir göreve talip olmuştuk. Dolayısıyla bu dokuz günlük kitap fuarı, kitap günleri, söyleşilerimiz tam da buna hizmet etmek için yapılan bir çalışmaydı. Bu anlamda meydanların da bir kentin demokratik işleyişinin göstergesi olduğunu, kamusal alanların mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu da ifade ederek, buradan Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Ekrem İmamoğlu’na ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Bu kamusal alanı tekrar Maltepelilere ve bizlere kazandırdıkları için. Hep birlikte ‘Maltepe’de yaşam var’ diyeceğiz ve Maltepe’de yaşamı birlikte örgütleyeceğiz. İyi ki varsınız, sağ olun.” diyerek kitap günlerinin kapanış konuşmasını gerçekleştirdi. Gecenin sonundaysa İBB Oda Müziği Topluluğu muhteşem bir konser verdi.
İstanbul Avrupa Hareketlilik Haftası etkinlikleri Sancaktepe’de başladı Sürdürülebilir kentsel hareketlilik konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla her sene düzenlenen Avrupa Hareketlilik Haftası, Sancaktepe’de çeşitli etkinlikler ile kutlanmaya başladı. Minik öğrencilerin Karate gösterisi, jimnastik gösterisi ve Zumba performansı ile başlayan kutlamalar, birbirinden farklı etkinlikler ile devam edecek. Sürdürülebilir kentsel hareketlilik konusunda farkındalık kampanyası olan ve her sene 16 - 22 Eylül tarihleri arasında düzenlenen Avrupa Hareketlilik Haftası kutlamaları, Sancaktepe Belediyesi’nin düzenlediği çeşitli etkinlikler ile kutlanmaya başlandı. Her yıl farklı temalar çerçevesinde kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası’nın 2024 teması ise ‘Paylaşımlı Kamusal Alanlar’ olarak belirlendi. Sancaktepe Belediyesi binasında bulunan fuaye alanında düzenlenen etkinliklerde, minik Karate öğrencileri performans sergiledi. Etkinlikte ayrıca jimnastik öğrencilerinin performansı ve Zumba dansı performansı da yer aldı. Etkinliğe katılan vatandaşlar ve belediye personeli, performansları ilgiyle izledi. Sancaktepe’de Avrupa Hareketlilik Haftası kutlamaları, 18 Eylül Çarşamba günü Edev Hareketli Yaşam Etkinliği, 21 Eylül Cumartesi günü Çevre Temizliği etkinliği ve 22 Eylül Pazar günü Doğa Yürüyüşü etkinlikleri ile devam edecek. Kutlamalar hakkında konuşan Sancaktepe Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Kılıç, “2002 yılından beri markalaşmış olan bir etkinlik, Avrupa Hareketlilik Haftası. Sancaktepe Belediyemizin de önceden beri kutladığı, çeşitli faaliyetler yaptığı, özellikle toplu ulaşımın özendirilmesi konusunda ve kamusal alanların kullanımı konusunda çeşitli etkinliklerin yapıldığı bir hafta. Biz bunu biraz daha geliştireceğiz. Çünkü bugün Sancaktepe’nin imkanları geçmişten biraz daha farklı. Hem kamusal alanların kullanımı, hem kent meydanlarının daha işlevsel hale gelmesi, hem de toplu ulaşımın daha vatandaş tarafından kullanılan ulaşım şekli haline gelmesi sebebiyle biz bu haftanın önemini biraz daha vurgulamak istiyoruz. Etkinliği aslında Meydan Park’ta düzenleyecektik ama yağmurun şiddetli olması sebebiyle belediyemizin fuaye alanını aldık. Bir çok genç sporcu kardeşimiz burada etkinlikleri sergilediler” dedi.
Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanından grip uyarısı: “Grip olan çocuklarınızı okula ya da kreşe göndermeyin” Acıbadem Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Bekteş, grip hastalığına yakalanan çocukların okula ya da kreşe gönderilmemesi tavsiyesinde bulundu. Acıbadem Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Bekteş, gribin, influenza A ve B virüsünün yol açtığı bir enfeksiyon olduğunu vurgulayarak, “Kas, baş ve boğaz ağrısı, titreme, 40 dereceyi bulan ateş, burun akıntısı, öksürük, ishal ve kusma görülür. Birkaç gün ile 2 hafta arasında iyileşir. Şikayet başlangıcından 1 gün önce ve hastalandıktan 5-7 gün sonraya dek bulaştırıcıdır” dedi. “Grip olan çocuklarınızı okula ya da kreşe göndermeyin” Grip olan kişilerin hapşırık ve öksürük yoluyla virüsü yaydığını belirten Dr. Bekteş, “Virüsü ağız ya da burun yoluyla soluruz. Gripli kişinin temas ettiği yerlere temas edip elimizi ağız veya burnumuza dokundurduğumuzda da alırız. Hastanın kapalı ortama girip çıkması bile risklidir. Örneğin asansörler bu nedenle çok risklidir” diye konuştu. Korunma yollarının iyi bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Dr. Bekteş, korunmada ilk şartın hastalarla temastan ve kalabalık ortamlardan uzak durmaktan geçtiğini belirtti. Ayrıca vücut direncini yüksek tutmanın çok önemli olduğunu; bunun için düzenli uyku, stresten uzak kalmak, bol taze-meyve tüketmek, terlemeyecek şekilde giyinmek, sık sık el yıkamak, maske kullanımı ve ortamın nemini artırmak gerektiğini ifade etti. Grip hastalığına yakalanan çocukların okula ya da kreşe gönderilmemesi gerektiğinin de altını çizdi. “Grip ve soğuk algınlığı birbirinden farklıdır” Gribin soğuk algınlığına farklılıklar gösterdiğine değinen Dr. Bekteş, “200’den fazla virüs soğuk algınlığı yaparken influenza A ve B grip yapar. Gripte yüksek ateş, baş ağrısı, halsizlik ve öksürük daha şiddetli iken boğaz ağrısı nadirdir. Tanı boğaz sürüntü testi alınarak konulur. Antibiyotikler bakteri üzerinde etkilidir, virüslere etkisi yoktur. İlk 48 saat içinde tanı konulduğunda antiviral tedavi verilir. Tedavi destekleyicidir. Bol sıvı tüketimi, istirahat gerekirse ateş düşürücü ve kas ağrısını gidermek için parasetamol-ibuprofen kullanılabilir” dedi. “Grip aşısı her yıl yeniden yapılmalı” Gripten korunmada en etkili yöntemlerden birinin grip aşısı yaptırmak olduğunun altını çizen Dr. Bekteş, “Bir kez grip hastalığı geçirmek hastalığa karşı bağışıklık sağlamamaktadır. Intramuskuler yani kas içi ve deri altı enjeksiyon ile uygulanmalı ve işlem öncesi iyice çalkalanmalıdır. İnaktif yani ölü aşıdır. Her yıl kış aylarında görülmesi beklenen grip virüslerine karşı yeniden hazırlanır. Grip virüsü her yıl değişim gösterir. Her yıl yeni aşı yapılmalıdır. Aşı iyi tolere edilir. Genellikle yan etki görülmez. Aşı yerinde ağrı nadiren olabilir. Aşı sonrası nadiren hafif geçen 1-2 gün içinde kendiliğinden geçen nezle benzeri şikayetler oluşabilir. Sistemik ve lokal etkiler 24-48 saat içinde kaybolur” diye konuştu. Genellikle ekim ve mayıs ayları arasında grip görüldüğünü belirten Dr. Bekteş, grip vakalarının görülmeye başlamadan en az iki hafta önce yani eylül ve ekim aylarında yapılmasını tavsiye etti. Aşının koruyucu hale gelmesi için 2 hafta geçmesi gerektiğini, koruyucu etkisinin ise 6 ila 8 ay arasında olduğunu da sözlerine ekledi. Aşının ciddi gribe yakalanma oranını yüzde 75 azalttığını ve özellikle ağır hastalık tablosu ve hastane yatışından koruduğunu vurguladı. “Riskli gruplar ihmal etmemeli” Dr. Bekteş, aşının kimler için uygun olduğuna dair soruyu ise şöyle cevapladı: “6 aylıktan itibaren herkes grip aşısı yaptırmalıdır. 6 ay ila 5 yaş arası çocuklara, ilk 3 aydan sonra gebeler, emziren anneler de hiç endişelenmeden aşı olabilirler. Ayrıca risk altındaki gruplar var; bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, sağlık çalışanları, yaşlılar; astım, diyabet, kalp, böbrek hastalığı, nörolojik hastalık, kanser, organ ve kemik iliği nakli olmuş hastalar, çeşitli kronik hastalıklar yaşayanlar ve onlarla aynı evde yaşayan ile bakım veren kişiler de aşıyı mutlaka yaptırmalılar.” Risk grubunda olmayan çocukların dahi aşılanması gerektiğinin altını çizen Dr. Bekteş, “Hafif üst solunum yolu enfeksiyonu aşı yapılmasına engel olmaz. Bazen geçirilen hastalığın influenza olup olmadığı kesin anlaşılamaz. Şüphede kalındığında grip geçirmiş kişiye aşı yapılsa da herhangi bir yan etki oluşmaz. Gebeyken aşı yapılırsa, doğum sonrası bebek aşı olacağı zamana dek birkaç ay anne karnındaki aldığı antikorlarla korunur” dedi. “Grip geçiren kişinin aşı olmasına gerek kalmaz.” 6 aydan küçük bebeklerin anne sütü sayesinde koruma altında olduğu için aşıya gerek duymadığından bahseden Dr. Bekteş, “İlk 3 ayındaki gebeler, doktoru tarafından kesin gerekli olduğu saptanırsa grip aşısı olabilir. Ayrıca alerji uzmanlarına danışarak şiddetli yumurta alerjisi olanlar da yaptırmalılar. Aşının sakıncalı olduğu hastalık grupları da var. Geçmişte alerjik reaksiyonu olanlar, influenza aşısını takiben 6 hafta içinde gullian-barre sendromu geçirme öyküsü olanlar, ateşli orta-ağır hastalığı olan çocuklar için aşının sakıncaları olabilir” dedi. Aşı olmadan önce aynı yıl içinde grip geçirmiş kişinin zaten virüse karşı bağışıklık kazandığını, o sene aşı olmasına gerek olmadığını anlattı. Aşı dozları önemli Dr. Bekteş 6 ay ve 3 yaş arası çocukların daha önce aşılanmamışsa yarım doz (0,25 ml), 4 hafta sonra ikinci doz yapıldığını; geçen yıl yapıldıysa 3 yaş altına tek ya da iki dozun yeterli olduğunu; daha önce yapılmadıysa 3-8 yas arasında 4 hafta arayla tam doz (0,5 ml) uygulanması gerektiğini dile getirdi. 9 yaş üzerindekilere tek ve tam dozun yeteceğini belirten Dr. Bekteş, 2 doz yapılması gereken yerde tek doz yapılırsa koruyuculuğun hiç olmayacağı ya da az olacağı uyarısında bulundu. Anne babaların, aşının içinde cıva bazlı koruyucu thimerosal olup olmadığını sorduklarını aktaran Dr. Bekteş “Bu, çoklu dozlu aşılara eklenen ve mikroorganizma bulaşını önlemeye yarayan bir maddedir. Tek doz aşılar bunu içermez. Ayrıca bilimsel çalışmalar bu maddenin lokal şişlik ve kızarıklık dışında başka bir zararlı etkisini bildirmemiştir” dedi.
İstanbul ‘Hesabını Bilen Kadınlar’ programında eğitimlerin ilk yılı tamamlandı Garanti BBVA’nın ‘Hesabını Bilen Kadınlar’ programında KEDV işbirliğinde yürütülen eğitimlerin ilk yılı başarıyla tamamlandı. Garanti BBVA’nın ‘Hesabını Bilen Kadınlar’ programı, kadınların ekonomik hayata aktif katılımını artırmak amacıyla Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) iş birliğiyle yürüttüğü eğitimlerin ilk yılıyla önemli bir başarıya imza attı. 2023 Ekim - 2024 Haziran döneminde İstanbul, İzmir, Manisa, Muğla, Gaziantep ve Şanlıurfa’dan 26 kadın kooperatifi ile yapılan iş birliği sayesinde toplamda 5 bin 515 kadın bu programdan faydalandı. Eğitimler, katılımcı kadınların finansal okuryazarlıklarını artırarak kendi bütçelerini daha iyi yönetmelerine, emeklerini kazanca dönüştürmelerine ve ürün geliştirme ile satış-pazarlama konularında girişimcilik yeteneklerini geliştirmelerine odaklandı. Düzenlenen eğitimler sonucunda, katılımcıların piyasanın temel kavramlarıyla ilgili bilgi düzeyinin yüzde 26’dan yüzde 69’a, bütçe oluşturma ve gelir-gider takibi konularındaki bilgi düzeyinin ise yüzde 38’den yüzde 77’ye çıkması, programın etkileyici sonuçlarından birkaçıdır. Ayrıca, programda yer alan kadın kooperatifleri, liderlik ve yönetişim kapasitelerini geliştirirken Garanti BBVA, bu kooperatiflerin idari giderleri ile teknolojik alt yapı ihtiyaçlarına destek sağladı. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ceren Acer Kezik, programın etkilerini değerlendirerek, “Ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelinde fırsat eşitliği yatıyor. Buradan hareketle, stratejik önceliğimiz olarak gördüğümüz kapsayıcı büyüme doğrultusunda kadınların güçlenmesi için projeler hayata geçiriyoruz. Uzun yıllardır çeşitli kollardan kadın girişimciliğine verdiğimiz destek devam ederken hayata geçirdiğimiz ‘Hesabını Bilen Kadınlar’ programıyla kadınların temel finansal konularda bilgi birikimlerini artırarak kendi bütçelerini daha iyi yönetmelerini sağlamak için çalışıyoruz. Bir bankacılık ürününe sahip olmayan, bütçesini yönetmekte desteğe, finansman kaynaklarına ihtiyaç duyan kadınlara ulaşmak, potansiyellerini keşfetmelerini, ekonomik hayata aktif katılımlarını sağlamak ve yaşamlarını kolaylaştırmak üzere bir yıl önce yola çıktık. Geçen bu süre boyunca KEDV ile yürüttüğümüz eğitimlerin oluşturduğu etkiyi gözlemlemek ve olumlu dönüşler almak bizi gururlandırıyor. Katılımcı kadınların ekonomik dinamiklere dair farkındalıklarının artması, onların hayatlarına olumlu bir katkı sağladığını gösteriyor. Bu tür iş birlikleri ve desteklerle eşitsizliklerin azaltılması için çabamızı sürdüreceğiz” dedi. KEDV Genel Müdürü Şengül Akçar ise “Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) olarak kadınların yerel kalkınmadaki liderliklerini desteklemek ve ekonomiye katılımlarını artırmak amacıyla çeşitli projeler yürütüyoruz. 2023 yılında Garanti BBVA ile iş birliği içinde yürütmeye başladığımız ‘Hesabını Bilen Kadınlar’ projesi, kadınların ekonomik olarak güçlenmeleri için uyguladığımız önemli projeler arasında yer alıyor. Tüketici, ücretli çalışan ya da girişimci olarak ekonomik sistemin içinde var olan kadınlar için temel ekonomi ve finans bilgilerine sahip olmak artık zorunlu bir hale geldi. Bu projenin temel hedefi olan finansal okuryazarlık becerileri, kadınların hem aile hem de toplumdaki durumlarını güçlendirmek ve ekonomiye anlamlı katılımlarını sağlamak açısından temel bir ihtiyaç olduğu gibi aynı zamanda etkili bir güçlendirme potansiyeli de taşıyor. Bu projeyle farklı illerde 5 bin 515 kadına ulaşmanın ve gerçek bir toplumsal değişim için kurumlar ve sektörler arası dayanışma ve iş birliğinin sevincini yaşıyoruz” diye konuştu. ‘Hesabını Bilen Kadınlar’ programı kapsamında, kendi adına bir bankacılık ürününe sahip olmayan ve yaşamlarını kolaylaştırmak üzere bankacılık ürünlerine ihtiyaç duyan kadınlara özel ürünler de sunuluyor.