YEREL HABERLER - 30 Mart 2017 Perşembe 11:32

Diolaze Lazer Epilasyon ile istenmeyen tüylere son

A
A
A
Diolaze Lazer Epilasyon ile istenmeyen tüylere son

Bihter Fidangül, tüm vücutta, istenmeyen tüylerden kurtulmak için hassas, nazik ve çok etkili bir yöntemin Diolaze Lazer Epilasyon olduğunu söyledi.

Bihter Fidangül, tüm vücutta, istenmeyen tüylerden kurtulmak için hassas, nazik ve çok etkili bir yöntemin Diolaze Lazer Epilasyon olduğunu söyledi.


Dermaslim Estetik Ve Güzellik Merkezi Kurucusu Bihter Fidangül, “Lazer epilasyon konusunda en gelişmiş yöntem olan Diolaze ile güzel ve pürüzsüz bir cilde kavuşun. Tüylerinizden kurtulmak için, ağda, tıraş, sarartma veya tüy dökücü kremler gibi geçici çözümler sunan geleneksel yöntemler kullanıyorsanız, özellikle sizin tüy sorununuzu kökünden çözecek bir uygulamadır Diolaze Lazer Epilasyon. Biliyorsunuz, geleneksel yöntemler sonsuza dek tedavi gerektirir. Oysa Diolaze ile sadece birkaç seans yeterli olur. Çoğu hasta, hemen birkaç seans sonrasında tüylerinde önemli ölçüde azalma olduğunu görür ve çok zaman geçmeden tüysüz, pürüzsüz bir cilde kavuşur” dedi.


“İstenmeyen Tüylerden Kurtulma Şampiyonu”


Bütün kadınların pürüzsüz ve yumuşacık bir cilde sahip olmak istediklerini ifade eden Fidangül, “Yeni lazer epilasyon şampiyonu Diolaze bunun için geliştirildi. “Yetişkin olma çağımda, vücudum çok tüylüydü ve tüm zamanımı ağda ya da tıraşla geçirdim. Diolaze tam bana uygundu. Sonuçlarına bayıldım!” Sophie, Diolaze kullanıcısı Diolaze, istenmeyen tüyleri güvenli ve hassas şekilde yok eden gelişmiş bir lazer epilasyon prosedürüdür. Diolaze, en büyük tedavi alanı boyutuna sahiptir. Bu yüzden tedaviniz hızlı ve rahat biter. Etkinlik, hasta rahatı ve hız kombinasyonu sayesinde Diolaze epilasyonda liderdir” diye konuştu.


Lazer tedavisi sırasında Diode lazer ışınlarının, ciltten kıl köklerine geçtiklerini belirten Fidangül, “Bu geçen enerji, kıl köklerini ısıtarak, tüylerin gelecekte uzamalarını önler. Diolaze sisteminde bulunan cilt soğutma yüzeyi, bütün epilasyon sistemleri arasında en büyük soğutma yüzeyine sahiptir. Tedavinin diğer sistemlere oranla daha rahat olmasının sebeplerinden biri, belki de en önemlisi budur. Çoğu hasta, Diolaze tedavisinin neredeyse acısız olduğunu söyler. Bütün lazer epilasyon yöntemlerinde olduğu gibi Diolaze de bir seri tedavi gerektirir. Lazer epilasyon en iyi etkiyi, kıl kökleri olgun bir aşamadayken gösterir, ancak tüyleriniz farklı büyüme aşamalarına sahipken de etkilidir” ifadelerini kullandı.


Bihter Fidangül, “Her tedavide tüyler gözle görünür biçimde azalır. En iyi sonuç, 4 ile 6 seansın sonunda alınır. Seansların sayısı tüy renginize, tüy tipinize, vücut bölgesine ve cilt tonunuza göre değişir. Vücudun istenmeyen tüylere sahip pek çok yerinde Diolaze güvenli bir şekilde kullanılabilir. Genelde uygulanan bölgeler: bikini, bacaklar, kollar, göğüs, sırt, omuzlar, karın, boyun, yanak ve favorilerdir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Görmediği öğrencilerinin gönlüne ’sazının teliyle’ dokunuyor Kayseri’de doğuştan görme engelli müzik öğretmeni Süleyman Ekici; hiç görmediği özel ihtiyaçlı öğrencilerinin gönlüne sazının teli dokunarak, müzik öğretiyor. Kayseri’de yaşayan 42 yaşındaki doğuştan görme engelli olan müzik öğretmeni Süleyman Ekici, monoton yapısından sıkıldığı masa başı memuriyetten ayrılarak 4 sene önce felsefe grup öğretmenliğine geçti. Ortaokulda ve lisede sanat üzerine eğitim alan Ekici, alan değişikliği ile müzik öğretmeni oldu. 2 yıldır Kocasinan ilçesinde bulunan Şehit Yiğitcan Çiga Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda görev yapan Süleyman Ekici, özel ihtiyaçlı öğrencilerine müzik öğretiyor. Çaldığı sazıyla derslerini sürdüren Ekici, müzik ile öğrencilerinin gelişimine katkıda bulunmak için çalışıyor. "Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir" Hikayesini anlatan Ekici, "Benim hikayem çetrefilli bir hikaye. Ben daha önce TÜİK de 9 sene memurluk yaptım. Aynı zamanda okuyordum. Sosyoloji mezunuyum. Felsefe grup öğretmenliği yaptım. Daha sonra alan değişikliğiyle müzik öğretmenliğine geçiş yaptım. Ortaokulum ve lise eğitimim sanat üzerineydi. Bir dönem müzik eğitiminde materyal sıkıntısı yaşadığımız için okuyamamıştım. Sonra teknolojinin ve eğitim imkanlarının değişmesiyle tekrar güzel sanatlar bölümünü okuyup, müzik öğretmenliğine geçtim. Biraz uzun sürdü ama geçiş yaptım. Öğretmenlik hayatıma 2020 yılında başladım. 2 yıldır da müzik öğretmeniyim. Her şeyden önce ben karakteristik olarak öğrenmeyi, bilgi edinmeyi ve araştırmayı çok seven bir insanım ve edinilen bilgileri paylaşmayı seven bir insanım. Sadece öğrenci ve öğretmen ilişkisinin dışında normal sosyal hayatımda da böyle bir yapım var. Sosyal ortamlarda da bilgi paylaşmayı ve bilgi edinmeyi seviyorum. Bizim önümüzde rol model hocalarımız vardı. Bizim hocalarımız hep görme engelli hocalardı. ‘Bende onlar gibi olacağım’ derdim ve muhtemelen o dönemde bir taklit gerçekleşti. Öğretmenlik mesleğini kendime yakın bir meslek olarak görüyordum. Memuriyet hayatında bir monoton yapı var. 8-5 çalışma mevcut ve bir bilgi üretme yok. Hazır bir şekilde bir işlem yapılıyor. Devletin işleriyle ilgili sürdürülebilirlik sağlanıyor. Ancak öğretmenlik öyle değil. Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir. Sürekli alıştırabilir ve yaptığı araştırmalar sonucu sürekli bir paylaşım yapabilir Öğretmenlik sürecinde sürekli bir akış var. Öğretmenlik karakterimle uyuştuğu için tercih ettiğim bir meslek oldu. Ben daha önce engelli öğrencilerin bulunmadığı bir okulda görev yapıyordum. O zaman bilgisayarımı götürüyordum ve akıllı tahtaya bilgisayarımı bağlayıp, görselleri oraya yansıtarak gösteriyordum. Özel eğitim kurumlarında ise derslere özel eğitimci öğretmenlerimiz ile giriyoruz. Dersin selametini onlarla sağlıyoruz. Biz sadece bilgiyi paylaşıyoruz ve onlarla birlikte dersi işliyoruz. Onlar bir noktada dersi asiste ediyorlar. Bu sayede iletişim sorunu yaşamıyoruz" ifadelerini kullandı. "Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz" Müzik öğretmeni Ekici, "Dünyada ve ülkemizde değişen birçok şey olabiliyor. Bizim insanlar olarak sıklıkla yaptığımız şey şikayet etmektir. Sistemi şikayet ederiz, ortamı şikayet ederiz, şartları şikayet ederiz. Şikayette kolaylıktır. Ben mesleğin yürütülebilmesi için tanık olduğum, duyduğum ve benim de birebir katıldığım birçok şikayet olabilir. Ama bunların hepsi öğrencilerle iletişim kurmaya engel değil. Evet, mesleğimiz zor. Eve iş götürülen tek meslektir. Sınav yaparsın, eve gidip kağıtları tek tek okursun. Mesleğimizi yürütmek zordur ama öğretmenlik mesleği bir kimliktir. Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz. Yeter ki arayalım. Öğrencilerim de özel öğrenciler. Bu aramızda duygusal bir bağ oluşturuyor. Bende görme engelliyim. Burada müziğe mikro düzeyde yaklaşıyoruz. Onların algılayabileceği kapıları aralamaya çalışıyorum. Sürekli araştırıyorum ve uğraşıyorum. O kapıyı bulmaya çalışıyorum" diye konuştu.