SAĞLIK - 13 Mart 2025 Perşembe 11:02

"Ramazan sigarayı bırakmak için bir fırsat"

A
A
A
"Ramazan sigarayı bırakmak için bir fırsat"

Ramazan ayında sigarayı bırakmanın daha kolay olacağını belirten Erzincan Sağlıklı Hayat Merkezi’nden Uzman Dr. Elif Pala Gün, "Sağlıklı bir yaşam için sigarayı bırak" diyerek önemli açıklamalarda bulundu.


Dünyanın en büyük halk sağlığı sorunlarından biri olan tütün kullanımı, önlenebilir hastalık ve ölüm sebeplerinin başında geldiğini aktaran Uzman Dr. Elif Pala Gün, "Tütün kullanımı kanser, akciğer hastalıkları, kalp-damar hastalıkları gibi ölüme sebep olabilecek pek çok kronik sağlık sorununa yol açmaktadır. Tütün ve tütün ürünü kullanımını bırakmak, her zaman ve her yaşta büyük fayda sağlamaktadır. Bu nedenle geç kalmadan sigarayı bırakmak için adım atmak çok önemlidir. Şunu unutmamız gerekir ki sigara bağımlılığı bir hastalıktır ve tedavisi mümkündür" dedi.


Ramazan ayının sigara bağımlılığından kurtulmak için bir fırsat olduğunun altını çizen Dr. Elif Pala Gün, "İçerisinde bulunduğumuz Ramazan ayı boyunca uzun saatler sigara içilmemesinin ardından, iftar sonrası üst üste sigara içen kişilerde baş dönmesi, mide bulantısı, çarpıntı, tansiyon yükselmesi, kalp krizi, beyin kanaması gibi rahatsızlıkların görülme ihtimali artmaktadır. Bu sebeple iftarla birlikte hemen sigara içmeye başlamamak bunun yerine Ramazan ayını sigara bağımlılığından kurtulmak için bir fırsata dönüştürecek adımlar atmak son derece önemlidir. Sigara bağımlılığı ile mücadelede, sigaradan ayrı kalınan süreler ne kadar uzun ve sürekli ise sigaraya duyulan ihtiyaç da bir o kadar azalacaktır. Bu sebeple ramazan ayı dönemini sigara bağımlılığından kurtulmak için bir fırsat olarak değerlendirmek gerekmektedir. Ramazan ayı sigara kullanan kişilerin kararlılığına ve iradesine pozitif katkılar sağlamaktadır. Oruç nedeniyle uzun süre sigara içmeden kalabilmek, iftar sonrasında da sigara içmemek konusunda kişileri cesaretlendirmektedir. Bu cesaret ve motivasyon, sigara bırakma yolunda başarılı sonuç almanın ilk adımı kabul edilmelidir.


Sağlıklı bir yaşam için ramazan ayında sigarayı bırakın hayata yeniden başlayın. Ramazan ayında sigarayı bırakmak isteyen tüm vatandaşlarımızı Erzincan Sağlıklı Hayat Merkezi Sigara Bırakma Polikliniğimize bekliyoruz" ifadelerini kullandı.



"Ramazan sigarayı bırakmak için bir fırsat"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyin pili, psikolojik hastalıklar ve epilepsi için de umut vaat ediyor İstanbul Atlas Üniversitesi’nde "Bir Beyin Düşünür, Dünya Değişir" sloganıyla gerçekleşecek Beyin Farkındalık Haftası başladı. Açılış konferansında beyin pili teknolojisinin günümüzde sağladığı imkanlar ve geleceği ele alındı. Her yıl mart ayının ikinci haftasında kutlanan Beyin Farkındalık Haftası kapsamında düzenlenen etkinlikler, İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak’ın "Beyin Stimülasyonunda Güncel Durum ve Gelecek" başlıklı konferansıyla başladı. "İnsan ömrü uzadıkça Alzheimer ve Parkinson görülme sıklığı artıyor" İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, Beyin Farkındalık Haftası’yla ilgili bilgi vererek "Bilim ve teknolojideki bunca gelişmeye rağmen beynimiz hâlâ büyük oranda gizemini koruyan bir organ. Yine bilinen bir gerçek ki kalp rahatsızlıkları ve kanser gibi hastalıklarda tedavi süreçlerinde çok yol alındı, bununla bağlantılı olarak ortalama yaş ömrü arttı. Ancak bu uzayan ömür, artan yaşla beraber görmüş olduğumuz Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların görülme sıklığını da artırıyor. Bu anlamda son 20-25 yıldır Beyin Farkındalık Haftası ismiyle beyin sağlığı ve hastalıkları hakkında toplumsal farkındalığın oluşması adına birtakım etkinlikler düzenleniyor. Bizler de Atlas Üniversitesi olarak hafta boyunca sürecek etkinlikler planladık" dedi. Prof. Dr. Kocabıçak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beyin Farkındalık Haftası, Parkinson ve Alzheimer benzeri hastalıkların görülme sıklığı arttığı ve yakın gelecekte bu hastalıkların tedavisine daha fazla ihtiyaç duyulacağı için bu konudaki farkındalığın yaygınlaştırılması ve bu alanda yapılabilecek çalışmaların bilim insanları tarafından tartışılması amacıyla düzenlenen bir hafta. Bu hafta içerisinde üniversitemiz akademisyenlerinin beyni çeşitli yönleriyle ele alan konferansları olacak. Burada amaç, beyin farkındalığını artırmak ve beyin sağlığını geliştirici yöntemleri halka duyurmak." "Uygun hastada kullanımı olumlu sonuç veriyor" Beyin stimülasyonu yani beyin pilinin şu anda birçok hastalığın tedavisinde umut olduğunu ve gelecekte birçok hastalık için de tedavi olanağı sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, "Derin beyin stimülasyonu, halk arasındaki adıyla beyin pili, özellikle Parkinson hastalığında etkin bir tedavi yöntemi. Yakın gelecekte başka diğer hastalıklara da umut vaat edecek çözümler sunacağı öngörülüyor. Parkinson hastalığı dışında diğer hareket bozukluklarında da beyin pili tedavisini sıklıkla kullanıyoruz. Esansiyel tremor olarak bilinen, dedelerimizde, anneannelerimizde sık görülen el titremelerinde de sıklıkla tercih ediyoruz. Distoni dediğimiz, kasılmalarla gelen bir hastalık var ki onda da etkililiğini klinik olarak gözlemlemekteyiz. Son yıllarda bazı psikiyatrik hastalıklarda da tercih edilmektedir. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) dediğimiz takıntı hastalığında, Tourette Sendromu dediğimiz tik hastalığında ya da ağır depresyonda bu tedavi uygun hastalar için kullanıma girmiş vaziyette. Epilepside de benzer bir şekilde, Avrupa ve ABD’de sıkça tercih edilmektedir. Son çalışmalar derin beyin stimülasyonunun obezite, yeme bozuklukları, bağımlılıklar, Alzheimer hastalığı ve otizm gibi hastalıklarda da kullanılabileceğini göstermektedir" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, "Derin beyin stimülasyonu tıp dünyasında sınırları zorlayan bir teknoloji olarak beyin biliminde yeni bir çağın kapısını aralamaktadır." diyerek sözlerini tamamladı. İstanbul Atlas Üniversitesi’ndeki etkinlik, konferanslar, film gösterimleri ve atölye çalışmaları ile 14 Mart Cuma gününe kadar devam edecek.
Ankara Aleyna Çakır davasında, Ümitcan Uygun hakim karşısına çıktı Kamuoyunda Aleyna Çakır olarak bilinen Sema Esen’in ölümüne ilişkin Ümitcan Uygun’un, "intihara teşvik etmek" "intihar kararını kuvvetlendirme" ve "eziyet etme" suçlarından 18 yıla kadar yargılandığı davanın görülmesine başlandı. Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya başka dosyadan hükümlü ve tutuklu Ümitcan Uygun ile taraf avukatları ve maktul Sema Esen’in ailesi katıldı. Mahkeme başkanı yargılamanın başladığını belirterek sanık Uygun’a söz verdi. Olayın yaşandığı gün maktul Esen’le tartıştıklarını söyleyen Uygun, "Asker gecesine gidecektim, orda erkekler olduğu için Sema’yı götürmek istemedim. Tartışmanın büyümemesi için telefonumu uçak moduna aldım, suçlamaları kabul etmiyorum. Dosyada bir video var bu video olay gecesinden daha önceye aittir. Sema’yla karı koca ilişkisi yaşıyorduk. Sema’nın zaten gece kulübünde çalıştığını tüm ailem öğrendi. Ben aileme rest çekerek Sema’yla yaşamaya başladım. Ancak sonrasında olmayacağını anlayınca ayrılma kararı aldım" dedi. "Fiziksel bir şiddet uygulamadım, Sema’nın vücudunda ki morluklarla bir alakam yoktur" Sema’ya karşı herhangi bir şiddet uygulamadığını iddia eden Uygun, "Bir kere videodaki olay yaşandı, sözlü tartışmalar olmuştur ancak fiziksel bir şiddet uygulamadım. Sema’nın vücudunda ki morluklarla bir alakam yoktur. Beraatimi talep ediyorum" beyanına yer verdi. Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine konuşan maktul Esen’in annesi Hatun Esen ise kızını elleriyle yıkadığını söyleyerek, "Yavrumun her yeri mosmordu, yavrum toprakta çürüyor. O da hapiste çürüsün. Ben sonuna kadar davaya katılmak istiyorum" ifadelerinde bulundu. Mahkeme başkanının avukatların sanığa karşı sorularını aldığı sırada maktul Sema Esen’in babası Mehmet Esen söz alarak beyanlarda bulunmaya başladı. O sırada araya giren mahkeme başkanı Esen’e, "Sema’nın senden de şikayeti vardı, burası televizyon programı değil, burası mahkeme salonu. Sorun nedir?" dedi. Bunun üzerine Esen, sorusu olmadığını söyleyerek yerine oturdu. Müşteki beyanlarının ardından tanık dinleneceğini söyleyen mahkeme başkanı, olayın gerçekleştiği binadaki komşuları, L.K.’ye söz verdi. Tanık L.K., bir zamanlar komşu olduklarını ifade ederek, "Onlar binaya taşındıktan sonra dövme ve bağırma sesleri duymaya başladım. ‘Öldürüyorlar beni, eziyet ediyorlar bana’ diye bağırıyordu. Aleyna bana, ‘Bana eziyet ediyor, ne yapayım?’ dedi. ‘Gitmen lazım’ dedim. Çok sesleri geliyordu, uyarıyordum. Bana Aleyna, ‘Merdivenden inme, seni iter’ diye ikaz ediyordu. Sonra da o evden taşındım" dedi. "Ümit’in Sema’nın elinden para zarfını aldığını görüyordum, dövdüğünü görüyordum" Dinlenen diğer tanık M.G. ise, geçmişte Sema’yla aynı yerde çalıştıklarını söyleyerek, "Ümit’in mekana gelerek başka kızlarla oturup Sema’ya ‘Sen ödeyeceksin’ dediğini biliyorum. İş çıkışında Ümit’in Sema’nın elinden para zarfını aldığını görüyordum, dövdüğünü görüyordum. Sema’nın kollarında ve bacaklarında morluklar olduğunu gördüm" beyanında bulundu. Sanık, tanık ve avukat beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Sema Esen’in hayatını kaybettiği dairede tekrardan keşif yapılmasının reddine karar verdi. Müşteki avukatlarının yeni tanık dinlenmesi talebini kabul eden mahkeme heyeti, Ümit Uygun’un 17. Asliye Ceza Mahkemesinde ki dosyasını dava dosyasına eklenmesini istedi. Ayrıca olayın yaşandığı mesken yakınında bulunan binaların kamera kayıt görüntülerinin dava dosyasına kazandırılmasını reddeden mahkeme bir sonraki duruşmayı 23 Mayıs’a erteledi.