ÇEVRE - 23 Eylül 2024 Pazartesi 07:55

Erzincan’ın etrafını çeviren dağların yüksek kesimlerine mevsimin ilk karı düştü

A
A
A

 Erzincan'da 3 bin 549 metre yüksekliğindeki Keşiş Dağı'nın zirve noktası Esence’ye ve Munzur Dağlarının yüksek kesimlerine mevsimin ilk karı düştü.

Hava sıcaklığının mevsim normallerinin 3 ila 5 derece altına düştüğü kentte yüksek kesimlere mevsimin ilk karı düştü. Keşiş Dağı'nın zirve noktası Esence’nin beyaza bürünmüş hali ve Munzur Dağlarının kardan beyaza bürünen zirvesi kent merkezinden görüldü.

Yüksek kesimlerde bulunan köylerde kış telaşı erken başladı, sobalar yakıldı.
Öte yandan Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğü ekiplerince yapılan son değerlendirmeye göre, bugün bölge genelinde hava parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı mevsim normalleri altında seyredecek. Rüzgar güneyli yönlerden hafif, zaman zaman orta kuvvette esecek.

Ahmet Akbuğa

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Parça parça dolandırıyorlar Nevşehir’de otomobil alım satımı yapan bir vatandaşın satmak için ilana koyduğu hasarlı aracının fotoğraflarını alan dolandırıcılar, aracın parçalarını satışa çıkartarak vatandaşları dolandırıyor. Vatandaşlara parçaları gönderme vaadinde bulunan dolandırıcılar, parça bedelinin tamamını ya da bir kısmını aldıktan sonra kayıplara karışıyor. Acıgöl ilçesinde yaşayan İsmail Tekeç, hasar gören araçları satın alarak yaptırıp tekrar satışa çıkartıyor. Son olarak 6 Şubat depremlerinde hasar gören araçları satın alarak yaptıran Tekeç; deprem bölgesinden aldığı çekme belgeli kamyonetini ise yaptırmadan tekrar hasarlı olarak satmak istedi. Tekeç aracını satmak için internet sitelerinde ilan verdi. Kamyonetin fotoğraflarını alan dolandırıcılar, aracın parçalarını internet sitesi üzerinde satışa çıkarttı. İnternet sitelerinde parçaları satışa çıkartılan aracın kendisine ait olduğunu söyleyen İsmail Tekeç, vatandaşları bu tuzağa düşmemeleri konusunda da uyardı. Tekeç; "Bu araçları 7 ay önce toplu olarak aldık. Deprem hasarlı olan araçları yaptırarak sattık. Bu aracı da bir türlü yaptırma fırsatımız olmadı. Geçtiğimiz günlerde alım satım sayfalarında dolaşırken bu aracın fotoğraflarını gördüm. Aracımı parça parça satıyorlar. Hatta aracın motor ve şanzımanına da müşteri olduk. 30 binden 12 bin liraya kadar düştü. Kargoya teslim mesajı gelince ödemeyi yaparsınız dediler” şeklinde konuştu. Şu ana kadar kendisinin bir mağduriyetinin olmadığını söyleyen İsmail Tekeç; vatandaşların dolandırılmaması için suçluların biran önce yakalanmasını istedi.
Antalya Basketbol oynarken kolu tele takılan küçük kız kanlar içinde kaldı Antalya’da bir parkta 12 yaşındaki küçük kız basketbol oynarken kolunun tele takılması sonucu yaralandı. Hastaneye kaldırılan ve koluna 24 dikiş atılan küçük kızın annesi, olay sonrası göz yaşlarına hâkim olamayarak, “Bu olaydan kim sorumluysa şikâyetçiyim” dedi. Olay, geçtiğimiz hafta Kepez ilçesinde bulunan bir parkta meydana geldi. İddiaya göre, Şerife ve Ramazan Okudan çiftinin 12 yaşındaki ortaokula giden kızı Meltem Deniz Okudan, basketbol oynarken top bir anda saha dışına çıktı. Topu aldıktan sonra saha içerisine tekrar girmek isteyen küçük kız, parkın girişinde bulunan tellere takıldı. Kıyafetinin takıldığını düşünen Meltem, bir anlık refleksle kendisini çekince sağ kolu yırtıldı. Arkadaşları hemen durumu fark ederek Okudan’ı bir banka oturtup su içirmeye çalıştılar. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, küçük kızı ambulansla hastaneye kaldırdı. “Bu olaydan kim sorumluysa şikâyetçiyim” Olayın ardından parkta güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiği vurgulayan anne Şerife Okudan, gözyaşlarına hakim olmayarak olayı şu şekilde anlattı: “Geçtiğimiz Pazartesi günü akşam saat 18.45 sıralarında kızımı parka göndermiştim. Parkta gördüğüm manzara sonrası şok oldum. Kızım top oynamak için sahanın içerisine giriyor daha sonra top sahanın dışına çıkıyor, topu alıp içeri girmek isterken kapı girişindeki çıkıntı tele kolu takılıyor ama kıyafetinin takıldığını zannediyor ve sert bir şekilde çekmek isterken kolunun bir kısmı yırtılıyor. Sonra bakıyor kazakta hiç bir şey yok. Ardından biz babasıyla buraya geldik ve olayı gördüğümüzde şok olduk. Bugün benim çocuğuma olduysa yarın başka birisinin çocuğuna da olabilir. Küçük çocuklarımız da bu sahaya giriyor. Şu sahanın içerisine bakarsak zaten tamamen ihmalkârlık burası. Ben bu olayda kim sorumluysa şikâyetçiyim.” “Bu şekilde bir saha istemiyoruz” Çocuğunun kolunda 24 tane dikiş atıldığını ve yarasının derin olduğunu ifade eden anne Okudan, “Bu tel yüzüne de gelebilirdi, yüzünde de bir yara oluşabilirdi, iki gün sonra aynaya baktığı zaman psikolojisi daha da ok bozulabilirdi. Bütün arkadaşlarından utanacaktı. Bu şekilde bir saha istemiyorum. Zaten hepsinden şikayetçi oldum. Çocuk şube de geldi buraya, fotoğraflarımızı çekti. Şuan hala kapıdaki telde kızımın et parçası duruyor. Kızım 15 gün sonra plastik cerrahi bölümüne gidecek, umarım büyük bir şey diye her gün dua ediyorum. Bu ihmalkarlık bir an önce düzeltilsin ve başka anne babalar ağlamasın. Bu olay kızımda travma haline geldi. Bir gün hastanede kaldık. Oradaki hemşireler bizlerle çok ilgilendi, şimdi her iki güne bir pansumanını yaptırıyoruz ve on gün sonra da plastik cerrahiye gideceğiz” dedi. Küçük kız yaşadığı anları anlattı Meltem Deniz Okudan, kazanın nasıl gerçekleştiğini şöyle ifade etti: “Sahanın içinde top oynuyorduk, top dışarı kaçtı. Dışarı çıkıp topu almak istedim ama kapı girişindeki tele takıldım. Kıyafetim takıldı zannettim. O an acı hissetmedim ama kanama oldu. Arkadaşlarım hemen yardım etti." Okudan ailesi, olay sonrası durumu ilgili mercilere bildirdi. Antalya İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı çocuk şube ekipleri olay yerinde incelemelerde bulunarak, kazanın oluştuğu alanın fotoğraflarını çekti. Aile, ayrıca parkta güvenlik önlemlerinin artırılmasını ve tehlikeli alanların daha dikkatli bir şekilde düzenlenmesini talep etti.
Elazığ Elazığ’dan Gaziantep’e ’fıstıklı’ gözdağı Elazığ’da 32 dönüm alan üzerinde kurulan Antep fıstığı ağaçlarında hasat başlarken, toplanan fıstıklar başta yurtdışı olmak üzere iç pazarda da yoğun ilgi görüyor. Elazığ merkeze 10 kilometre uzaklıkta bulunan Gümüşbağlar köyünde ikamet eden 4 çocuk 9 torun sahibi Mehmet Hanifi Türkay (69), kentte bir ilke imza attı. Sanayide yedek parça üzerine 35 yıldır esnaflık yapan ve çevredekilerin ‘Mehmetçik’ lakabıyla tanıdığı Türkay, 29 yıl önce hobi olarak fıstık yetiştirmeye başladı. O dönemlerde Gaziantep’ten aldığı destekle menengiç ağaçlarına yaptırdığı aşıyla üretime başlayan Türkay, şu anda 32 dönüm arazi üzerine 2 bin ağaçla fıstık üretimi yapıyor. Elazığ’da bir ilki başararak rengi ve aromasıyla, kaliteli ve lezzetli ürünler elde eden Türkay, fıstığın başkenti olan Gaziantep’teki fıstık ihracatçılarının da ilgisini çekti. Yıllık ortalama 3 ton fıstık rekoltesi elde eden Türkay’ın ürünleri, ABD başta olmak üzere yurt dışından birçok ülkeye ihraç ediliyor. Öte yandan tarla sahibi Türkan, Elazığ’da üretilen Antep fıstıklarının Gaziantep’te üretilen fıstıklardan daha kaliteli olduğunu savundu. "Gaziantep’in adı var, bizim fıstıklarımız daha güzel" 32 dönüm alanda 2 bin adet Antep fıstığı ağacı olduğunu belirten tarla sahibi Mehmet Hanifi Türkay, “Burada üretilen fıstıklar çok kalitelidir. Gaziantep’in adı var ama bizim fıstığımızın kalitesi daha iyi. Burada fıstıkları toplayan arkadaşlarımız, temizledikten sonra Avrupa ve özel müşterilerine gönderiyor. Kalite yönünden çok kalite bir Antep fıstığına sahibiz. Çalışmalar 4 gündür başladı. Burada toplanan Antep fıstıkları Adıyaman’ın Besni ilçesine gidecek. Orada işlendikten sonra satışı yapılacak. Bu sene geçen seneye oranla rekolte daha fazla. Geçen sene bin 750-2 bin arasıydı bu sene ise daha fazla bekliyoruz. Hasada sabah saat 06.30’da başlıyoruz akşam saat 17.00’a kadar çalışıyoruz. Şuan burada 15 kişi çalışıyor yarın 20 kişi daha gelecek. Toplamda 35 kişiyle hasadı gerçekleştiriyoruz. Elazığ’da Gaziantep’in menengiç dedikleri bizim de burada sakız ve Harput yöresinde çedene dedikleri ağaçlara aşı yaptık. Gaziantep’ten aşı yapan arkadaşları getirdim ve ağaçları aşıladılar. Kalitemizin güzel olmasının tek nedeni, hava şartlarıdır. Gaziantep’in havası sıcaklar bir anda bastırdığı için bitkiyi hemen olgunlaştırıyor. Bizim burada hava serin olduğu için fıstık yavaş yavaş olgunlaşıyor. Bundan dolayı aroma ve kalite yönünden bizim buranın fıstığı daha iyidir. Gaziantep’te bu kalitede fıstık yok. Adamlar orada ürettikleri fıstığı Avrupa’ya gönderemiyor fakat bizim buradan aldıkları fıstıkları Avrupa’ya gönderiyorlar. Bizim buranın fıstıklarının kaliteli olmasının tek sebebi hava şartlarıdır. Yoksa ürün de aynı ağaçta aynı” dedi. Aldıkları fıstıkları Gaziantep’e götürdüğünü belirten Mehmet Gezer ise “Orada kavurduktan sonra kurutuyorum. Ondan sonra yurtdışı başta olmak üzere baklavacılar ve dondurmacılara satışını gerçekleştiriyoruz. Buranın Antep fıstığının kalitesi çok güzel. Fıstık iyi olduğu için buraya geldik ve toplayıp götüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Mersin ’Yaşamı Sahiplen Destek Büyükşehir’den kampanyası ilgi görüyor Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı ’Yaşamı Sahiplen Destek Büyükşehir’den kampanyası kapsamında 52 köpek ve 32 kedi sahiplendirildi. Kampanya çerçevesinde son olarak Kaşlı Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nden Turan Küpeli ve Ahmet Başer birer köpek sahiplendi. Büyükşehir Belediyesinin 23 Ağustos’ta başlattığı, Başkan Vahap Seçer tarafından da tanıtımı yapılan ’Yaşamı Sahiplen Destek Büyükşehir’den kampanyası sürüyor. Büyükşehir Belediyesinin mama, bakım ve veteriner ücretleri dolayısıyla sahiplenme sayılarında yaşanan düşüşü de göz önünde bulundurarak, sahiplenmeye teşvik edecek pek çok kolaylık sağladığı kampanya çerçevesinde kısa sürede 52 köpek ile 32 kedi sahiplendirildi. "Bireysel sahiplenme sayılarında artış var" Sahipsiz Hayvanlar Şube Müdürü Hünkar Yıkılmaz, kampanya çerçevesinde Büyükşehir Belediyesi ve MESKİ birimleri yerleşkelerine en az birer köpek sahiplendirmeye başladıklarını söyledi. Bireysel sahiplenme sayılarında da artış olduğunu ifade eden Yıkılmaz, "Ekonomik sıkıntılardan dolayı insanların hayvan bakımını maddi olarak üstlenemeyeceğini düşünmesi, sahiplenme oranını yıllık bazda son derece düşmüştü. Ağustos ayı başına kadar toplam 300 civarında kedi ve köpek sahiplendirmesi mevcutken, şu an ciddi bir artış var" dedi. sahiplen.mersin.bel.tr adresi üzerinden, sahiplendirilecek kedi ve köpekler hakkında bilgi alınabileceğini vurgulayan Yıkılmaz, "Çok sayıda vatandaşımız kampanya kapsamında köpek sahiplenmek için bakımevimize geliyor. Özellikle köpeklerde mama sorunu, veteriner hekim ve ilaç ücretlerinin pahalı olmasından kaynaklanan sorunlardan dolayı köpek sahiplenme sayısında ciddi bir azalma vardı. Aynı zamanda sahipli olan köpeklerin de maalesef bakımevlerine veya sokağa terk edilmesi söz konusuydu. Bu konuda vatandaşlarımız kampanyadan son derece memnun" diye konuştu. "Bakımevlerinde ilgiye ve sevgiye muhtaç çok fazla hayvan var" Kampanya kapsamında Kaşlı Geçici Hayvan Bakımevi’nde Rottweiler cinsi bir köpek sahiplenen ve ismini Roze koyan Turan Küpeli de bir cana yuva olmaktan dolayı son derece mutluluk duyduğunu ifade etti. Küpeli, "Bakımevindeki personel mama desteği verdi. 2 yıl boyunca aşı ve herhangi bir sorunda ameliyat desteği vereceklerini de söylediler. Özellikle hayvan beslemek isteyen, ancak maddi durumu olmayanlar için çok iyi bir uygulama. Barınakta Roze’u gördüm ve aramızda bir sıcaklık hissettim. Bunun üzerine sahiplenmek istedim" dedi. Yeni kısırlaştırılan Roze’un 1,5 yaşında olduğunu belirten Küpeli, "Büyük ırk olduğu için evde beslenmez deniliyor. Ama bu yetiştirme tarzına bağlı. Havlaması, saldırması veya zararı yok. Çok uysal ve akıllı bir köpek. Herkesle çok iyi anlaşıyor3 diye konuştu. Satın almak yerine bir can dostu sahiplenmenin önemine değinen Küpeli, hayvan bakımevlerinde gerçekten ilgiye ve sevgiye muhtaç çok fazla hayvan olduğuna kaydetti. "İmkanı olan herkes bir canlıya sahip çıkmalı" Jack Russell Teriyer melezi Moly’i sahiplenen hayvanseverlerden Ahmet Başer ise hayvanları çok sevdiğini belirterek, baktığı bir köpekleri daha olduğunu ifade etti. 6 aylık olan Moly’nin kendilerine hemen alıştığını kaydeden Başer, "İmkanı olan herkes sadece köpek değil; kedi de olabilir, kuş da olabilir bir canlıya sahip çıkmalı. Biz bunu yaparak, gerçekten manevi bir haz alıyoruz. Kafamızı yastığa koyduğumuz zaman, rahat uyuyabiliyoruz. Çünkü sonuçta bir can kurtarıyorsunuz. Bu tek bir kişinin yapabileceği bir şey değil. Toplum olarak buna el attığımız zaman, her şey daha güzel olur" dedi. Kampanya kapsamındaki destekler Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından başlatılan kampanya kapsamında sahiplenilen köpeklerin 2 yıl süreyle günlük kuru mama ihtiyaçları belirli periyotlarla karşılanacak. Ayrıca 3 ayda bir iç ve dış parazit ilaçları uygulanırken, 6 ayda bir pet kuaför hizmeti verilecek. Yılda bir kez kuduz aşısı uygulamasının yapılacağı kampanya çerçevesinde, yavruyken sahiplenilen köpeklerin kısırlaştırılması da Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak. Mersin Veteriner Hekimler Odası ile yapılan protokol doğrultusunda, anlaşmalı veterinerlerde yapılacak operasyonlar ve her türlü müdahaleler de yüzde 25 indirimli olacak.
Antalya Antalya’nın Nijeryalı Cüce Keçileri: Avuç içine sığıyorlar, görenler biblo sanıyor Antalya’da bir vatandaş hobi amacıyla yetiştirmeye başladığı Nijerya Cüce Keçileri türünden çiftlik kurdu. Çiftlik, yeni doğan yavrularla renklenirken avuç içine ve pantolon cebine dahi sığan ortalama 500 gram ağırlığındaki yavruları görenler gerçek olduklarına inanamıyor. Antalya’nın Kepez ilçesi Duraliler Mahallesinde yaşayan Hüseyin Kılar isimli vatandaş 2017 yılında hobi amacıyla 2 adet Nijerya Cüce Keçisi cinsi keçi ile besiciliğe başladı. Yılda iki kez gebe kalan ve her doğumda 2-3 adet yavru veren keçilerin zaman içinde sayısı git gide arttı. Duraliler mahallesindeki ikametinin ön tarafını ağıla çeviren ve kendisine bir çiftlik oluşturan Kılar’ın şu anda 50’den fazla Nijerya Cüce Keçisi mevcut. Cüce keçilerin Batı Afrika kökenli ve minyatür hayvanlar olarak bilindiğini söyleyen Kılar, dişilerin ilk gebeliklerinde tek yavru, ilerleyen yıllarda ise 2 veya 3 yavru doğurabildiklerini belirtti. Görenler inanamıyor Nijerya Cüce Keçileri’nin son derece sevimli, cana yakın, kişilik sahibi hayvanlar olduğunun altını çizen Hüseyin Kılar, ilk doğduklarında avuç içine hatta pantolon cebine dahi sığan boyutları nedeniyle görenlerin gerçek olduklarına inanamadığını belirtti. 2 cüce keçi ile başladığı hayvancılıkta şu anda 50 civarında bir sayıya ulaştığını söyleyen Kılar, “2017’de başlamış olduğum 2 tane cüce keçiyle şu an hızla çoğalarak 45-50 tane cüce keçimiz var. Süs gibi, bahçede besleyebilmek için genelde alıyorlar. Yeni yavrularımız dün akşam doğdu. Çoğaldıkça çoğalıyorlar, bu yüzden onlara yeni bölmeler yaptık. Şu an eşimde beraber hayvanlara bakıyoruz” dedi. "Bir yavrunun ağırlığı ortalama 500 gram" Cüce keçilerin sosyal medyada da ilgi gördüğünü ve çok sayıda ünlünün yanı sıra sosyal medya fenomenlerinin de çiftliğe geldiğini belirten Kılar, “Sosyal medyada da çok ilgi oldu, sanatçılarımızdan da gelenler oldu. Sosyal medya fenomenlerinden de gelenler oldu. İlk doğduklarında ortalama 600-700 gram ağırlığında olurlar, 400 gram olanlar da var. Şu anda elimde olanlar muhtemelen 600 gram ağırlığındadır. En küçük doğan erkek yavrumuz var, o 400 gram doğdu. Bilimsel olarak 15 ile 18 yıl arasında yaşam ömrü olduğunu gördüm. Yetişkinlerin maksimum ağırlıkları erkeklerde 25-30 kilogram, dişiler ise 20-25 kilogram arasında değişir. İlk bu işe başladığım hayvanım hala benimle ve doğum yapıyor. Yaklaşık 2.5-3 yaşında almıştım, şu an iki tane yavrusu var” ifadelerini kullandı. Hüseyin Kılar’ın yeni doğan yavru Nijerya Cüce Keçileri ile kimi zaman araçla gezerken, kimi zamanda hassas terazi içerisinde çektiği fotoğraf ve videoları sosyal medyada büyük beğeni topluyor.