GÜNDEM - 20 Kasım 2024 Çarşamba 12:22

Erzincan’da araç sayısı 76 bin 252 oldu

A
A
A
Erzincan’da araç sayısı 76 bin 252 oldu

Erzincan’da trafiğe kayıtlı araç sayısı Ekim ayı sonu itibarıyla 76 bin 252 oldu.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim ayı motorlu kara taşıtları verisini açıkladı. Türkiye’de Ekim ayında 209 bin 401 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı.


Ekim ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %50,9’unu motosiklet, %35,6’sını otomobil, %8,2’sini kamyonet, %2,8’ini traktör, %1,4’ünü kamyon, %0,7’sini minibüs, %0,3’ünü otobüs ve %0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.


Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %1,4 azaldı


Ekim ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre otomobilde %19,1, özel amaçlı taşıtta %6,3, kamyonette %1,6, otobüste %0,3 artarken minibüste %18,4, kamyonda %14,5, motosiklette %11,7 ve traktörde %5,6 azaldı.


Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %13,3 arttı


Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı motosiklette %31,0, minibüste %20,9, otobüste %19,6, kamyonette %10,0 artarken özel amaçlı taşıtta %18,3, kamyonda %16,9, traktörde %15,5 ve otomobilde %1,1 azaldı.


Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Ekim ayı sonu itibarıyla 30 milyon 883 bin 668 oldu


Ekim ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %51,9’unu otomobil, %19,8’ini motosiklet, %15,1’ini kamyonet, %7,3’ünü traktör, %3,2’sini kamyon, %1,7’sini minibüs, %0,7’sini otobüs ve %0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.


Ekim ayında 1 milyon 6 bin 9 adet taşıtın devri yapıldı


Ekim ayında devri(1) yapılan taşıtların %67,7’sini otomobil, %15,0’ını kamyonet, %10,0’ını motosiklet, %3,0’ını traktör, %1,9’unu kamyon, %1,7’sini minibüs, %0,5’ini otobüs ve %0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.


Ocak-Ekim döneminde 2 milyon 170 bin 857 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı


Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %13,7 artarak 2 milyon 170 bin 857 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı da %6,9 artarak 26 bin 806 adet oldu. Böylece Ocak-Ekim döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 2 milyon 144 bin 51 adet artış gerçekleşti.


Ocak-Ekim döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %62,6’sı benzin yakıtlıdır


Ocak-Ekim döneminde trafiğe kaydı yapılan 821 bin 231 adet otomobilin %62,6’sı benzin, %15,2’si hibrit, %12,1’i dizel, %9,0’ı elektrikli ve %1,1’i LPG yakıtlıdır. Ekim ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 16 milyon 38 bin 61 adet otomobilin ise %34,4’ü dizel, %32,2’si LPG, %30,1’i benzin, %2,2’si hibrit ve %1,0’ı elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen(3) otomobillerin oranı ise %0,2’dir.


Ocak-Ekim döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı


Ocak-Ekim döneminde trafiğe kaydı yapılan 821 bin 231 adet otomobilin %32,8’i 1300 ve altı, %22,3’ü 1401-1500, %16,2’si 1301-1400, %12,7’si 1501-1600, %6,3’ü 1601-2000, %0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.


Ocak-Ekim döneminde kaydı yapılan otomobillerin 316 bin 985’i gri renklidir


Ocak-Ekim döneminde trafiğe kaydı yapılan 821 bin 231 adet otomobilin %38,6’sı gri, %26,0’ı beyaz, %13,0’ı siyah, %11,1’i mavi, %5,9’u kırmızı, %2,9’u yeşil, %0,8’i sarı, %0,8’i turuncu, %0,5’i kahverengi ve %0,4’ü diğer renklidir.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Dünyada en çok görülen kanserlerden kolon kanserine yeni bir çare “Kara Mürver” meyvesi Burdur’da akademisyenler çalışmalarıyla kolon kanseri hücreleri ile savaşabilen yeni bir özüt keşfettiler. Burdur ve Türkiye’nin bir çok yerinde doğada yetişen “Kara Mürver” meyvesi özütünü bileşenlerine ayıran bilim insanları bu bileşenlerin kanserli hücreleri yok ettiğini ispatladılar. Dünyada en çok görülen kanserlerden bir olan ve dünyada üçüncü ölümcül kanser olarak bilinen kolon kanseri erken teşhis edilmediği sürece ölüm riskinin yüksek olduğu bir kanser olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde neredeyse her 10 kişiden birinde ortaya çıkan bu kanser halk arasında kalın bağırsak olarak bilinen sindirim sisteminin en son kısmındaki bölgede ortaya çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre ülkemizde de en sık görülen ilk beş kanser türü (akciğer, meme, prostat, kolon ve tiroid kanserleri) arasında yer alan kolon kanseri, birkaç yıl öncesine kadar 50 yaşından sonra gözlense de son zamanlarda adeta ‘bir salgın gibi’ daha genç insanlarda ortaya çıkmaya başladı. Burdur MAKÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hulusi Dinçoğlu ve ekibi 2023 yılı Şubat ayında kolon kanserinde etkili olabileceğini düşündükleri ve içinde bulundurduğu antioksidan ve bağışıklık sistemi düzenleyici etkileriyle dikkat çeken bir meyve olan “kara mürver meyvesi” üzerinde çalışmalara başladı. Prof. Dr. Dinçoğlu ve ekibi kendi geliştirdikleri sentez yöntemiyle yaptıkları bu çalışmalar sonrasında kara mürver meyvesi özütünün bileşenlerinin kolon kanseri hücreleri üzerinde öldürücü bir etkisi olduğu sonucuna vardı. Ülkemizde bir çok yerde doğal olarak yetişebilen kara mürver meyvesi bu özelliği ilerleyen dönemlerde yapılacak çalışmalar sonrasında kolon kanseri tedavisinde kullanılabilecek bir hale getirilecek. Yapılan TÜBİTAK destekli tamamen milli ve yerli bu çalışma hakkında konuşan Prof. Dr. Ahmet Hulusi Dinçoğlu; “Biz Kara Mürver meyvesinin yapısında bulunan “antosiyaninler” demiş olduğumuz bileşiklerin kansere karşı etkili olup olmayacağına dair bir çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışmaya ekibimizle beraber geçen sene başladık. Bu çalışmada diğer buna benzer çalışmalardan farklı olarak daha yenilikçi ve yeşil bir teknoloji dediğimiz “sentez” yöntemini kullanmış olduk. Bu yöntem kendi geliştirdiğimiz bir yöntemdir. Kullandığımız yöntem ile kara mürver meyvesinin yapısında yer almış olan kansere karşı etkili olabileceğini düşündüğümüz bileşikleri saf bir halde özütleyebildik. Bu sonuç bizim çalışmamızın şu anki aşaması için zaten oldukça verimli bir basamaktı ve başarıyla sonuçlanmış oldu. Sonraki basamakta da biz bu bileşenlerin yapısına dair özellikleri inceledik. Bu süreci de başarılı bir şekilde tamamladık ve daha sonraki süreçte de laboratuvar deneyleriyle hücre testleri gerçekleştirerek bu bileşenlerin kolon kanseri hücrelerine karşı nasıl bir etki ortaya koymuş olduğuna dair çalışmalar gerçekleştirmiş olduk. Laboratuvarda gerçekleştirilen bir çok test ve yöntem ile bu süreç ilerlemiş oldu ve çalışmamızın sonucunda elde ettiğimiz veriler bize kara mürver meyvelerinden kendi özütleme yöntemimiz ile elde ettiğimiz bileşenlerin kolon kanseri hücrelerine karşı öldürücü yıkımlayıcı bir etki göstermiş olduğunu ortaya koydu” dedi. Ülkemizde birçok yerde doğal bir şekilde yetişiyor Çalışmalarda kullandıkları kara mürver meyvesi hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Ahmet Hulusi Dinçoğlu; “Kara mürver meyvesi Burdur ve çevresinde yetişebilen bir meyvedir. Özellikle Burdur’da Altınyayla ilçesinde yaygın bir şekilde doğada var olan bir meyvedir. Çok fazla ticari olarak kullanımı olmayan bir meyve olduğundan dolayı üretiminde genel olarak doğada kendiliğinden yetişmiş olan ağaçların bulunmuş olduğu bir flora yaygın. Fakat ülkemizde de yine güneyde, İç Anadolu’nun güney kesimlerinde bu kara mürver meyvesi yetişebilmekte. Bu meyve son zamanlarda yapısındaki sağlık açısından olumlu etki gösteren bileşenlerden dolayı oldukça ilgi görmekte ve birçok ülkede yetiştiriciliği de yapılmaktadır. İnanıyorum ki ülkemizde de bizim bu çalışmalarımızla beraber bu ağacın, bu bitkinin ve meyvenin yetiştirilmiş olması, ekonomiye kazandırılması ile çalışmalar artacaktır. Bizim çalışmamız olayın sadece bir boyutu. Bu meyvenin bileşenlerinin bir çok farklı sağlık etkisi vardır olumlu yönde gerçekleşen. Biz bu çalışmaların yanında başka araştırmalar da yürütüyoruz. Onlarla da ilgili çok güzel sonuçlarımız var. Bu meyvenin yetişmesi çok önemli şartlar istemiyor, doğada, ülkemiz ikliminde yetişebilen bir bitki türü olarak karşımıza çıkıyor.” şeklinde konuştu. Çalışmaları tamamlayıp endüstriyel aşamaya geçmek istiyoruz Kara mürver meyvesi ile yapılan ilk çalışmaların tamamlandığını ve şimdi ise deney ve üretim olarak diğer aşamalara geçeceklerini de belirten Prof. Dr. Dinçoğlu; “Bu çalışmada biz birinci basamak aşaması olan “Faz 1” dediğimiz bir çalışma gerçekleştirmiş olduk. Hücre testleri ile süreci yürütmüş olduk. Burada önemli olan zaten olumlu sonuçlar elde edebilmiş olmaktı. Eğer olumlu sonuçlar elde edememiş olsaydık zaten bu çalışmanın bu aşamasından sonra ilerleyebilmemiz mümkün olmayacaktı. Elde ettiğimiz olumlu sonuçlar artık bizi ikinci ve üçüncü aşamalarda yani deney hayvanları veya onlardan olumlu sonuçlar elde edersek insanlar üzerinde gerçekleştireceğimiz çalışmalar ile artık nihai sonucu alma ve daha sonrasında da artık gerçekleştirilebilirse endüstri ile iş birliği yapılarak onlarda ürün geliştirme çalışmalarına girme süreçleri ile devam edecektir. Fakat şu an için sadece birinci basamak çalışmaları bitti. Bu çalışmalarda bize bu ürünün kolon kanseri üzerinde etkili olabileceğini gösterdi.” ifadesinde bulundu.