YEREL HABERLER - 10 Aralık 2011 Cumartesi 17:29

FETHİYE’DE ZİHİNSEL ENGELLİ BREYLERİN YAŞAMI MASAYA YATIRILDI

A
A
A
FETHİYE’DE ZİHİNSEL ENGELLİ BREYLERİN YAŞAMI MASAYA YATIRILDI

Muğla’nın Fethiye ilçesinde “Zihinsel Engelli Bireylerle Hayatı Paylaşalım” konulu panel gerçekleştirildi. Panelde zihinsel engelle bireylerin bakımından eğitimine ve beslenmelerine kadar bir çok konu ele alındı.
Fethiye Zihinsel Özürlüler Derneği, Fethiye Belediyesi, Fethiye Kent Konseyi Kadın Meclisi, Fethiye Evi Gönüllüleri, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fethiye Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi ile Fethiye Rehberlik Araştırma Merkezi işbirliğinde gerçekleştirilen panele Fethiye Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yılmaz Cesur, Sosyal Hizmetler İlçe Müdürü İsa Eseoğlu, SHÇEK Fethiye Belediyesi Huzurevi Müdürü Adem Güngör, dernek temsilcileri, engelli yakınları ve vatandaşlar katıldı.
Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi Salonu’nda yapılan etkinliğin açılış konuşmasını Fethiye Zihinsel Özürlüler Derneği Başkanı Necdet Yaman yaparken, panelin yöneticiliğini Fethiye Kadın Meclisi Başkanı ve Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Kader Şarlak yürüttü. Panel Başkanı Şarlak, Zihinsel Engelli Bireylere Hayatı Paylaşalım” konuşmasını yaptı. Panelde ilk olarak sunumunu gerçekleştiren Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Yrd. Doç. Dr. Macid Melekoğlu, “Zihinsel Engeli Olan Bireyle İletişim” konulu sunumunu gerçekleştirdi. Daha sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Yrd. Doç. Dr. Orhan Çakıroğlu; “Zihinsel Engeli Olan Bireylerin Beslenmesi” ile ilgili yaptığı sunumda beslenme konusunda dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında katılımcılara bilgi aktardı.
Orhan Çakıroğlu sunumunda, “Zihinsel engeli olan kişilerde genel problemler olarak karşımıza obezite ve yetersiz egzersiz çıkıyor. Burada iş ailede bitiyor. Beslenme süreci ve yiyecek türleri ile ilgili öğretmenleri ile iletişim halinde olmalılar. Besin alerjisi ve çölyak hastalığına dikkat edilmelidir” dedi.
Fethiye Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürü Ali Yakar; “Zihinsel Engeli Olan Çocukların Eğitimi” konulu sunumunda, “Zihinsel engelli çocuğu olan aileler, onların eğitiminde birçok noktayı göz önünde bulundurmalıdır. Farklı özellikteki çocukların kazanabileceği birçok beceri vardır. Bunun öğrenileceği ilk yer ailedir. Zihinsel engelli çocukların özel eğitime ihtiyacı vardır. Çocuğun gelişimi için gereken ilgi ve şefkat gösterilmelidir. Diğer çocuklarla arkadaşlık kurmasına yardımcı olunmalıdır. Onlardan var olanından fazlasını beklemeyin. Başkalarıyla kıyaslamayın” diye konuştu.
Fethiye Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Psikolog Murat Karakaş’ın, kurumu anlatan sunumunun ardından panel sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Çocuklarda menenjite yol açıyor: Uzmanından ’meningokok’ enfeksiyonu uyarısı DİYARBAKIR (İHA) – Memorial Diyarbakır Hastanesinde görevli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Onur, meningokok enfeksiyonunun çocuklarda menenjite neden olduğunu söyledi. Son günlerde meningokok Menenjitten dolayı ölümlerin olduğunu belirten uzmanlar menenjit virüsünün bulaş sonrası belirtileri ve menejit aşısının önemine değindi. Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Onur, meningokok menenjit denilen menenjitin etkeninin nancel menenjit denilen bakteri olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Onur, ‘’Genellikle bu bakteri beyin zarını, kan dolaşımı ile septik tabloya neden olarak ağır meningokok enfeksiyonuna neden olur. Genellikle belirtilerin başlaması bakterinin alınmasından 3-7 günlük bir süre sonra ortaya çıkar ve nazofarinks dediğimiz boğazın üst kısmından tükürük yoluyla bulaşır. Bulaşımın olmasından sonra çocuklarda hafif üst solunum yolu belirtileri ile karşımıza gelir ve saatler içerisinde hızla ilerleyerek meningokok menenjit tablosu dediğimiz menenjit ya da septik tabloya neden olarak ağır septik hastalığa neden olur. Bu tür durumlarda çocuğun ilk hafif ateşlendiği, burnunun aktığı dönemlerde doktora götürülür fakat genellikle bu tanıyı koymak için daha klinik bulguların seyretmesi gerekmektedir. Genellikle de bunlar kısa sürede bu hastalığın başlamasına 3-5 saat sonra hafif vücutta döküntülerin olması, şiddetli ateşin olması ve çocuğun genel durumunun giderek bozulması ile karakterizedir" dedi. ’’Hastalığın belirli bir yaş dönemi yok’’ Uzm. Dr. Onur, hastalığın belli bir yaş döneminin olmadığını kaydederek, ’’Her yaş döneminde olabilir. Burada en önemli sorun tanının doğru konması ve tedavinin erken başlanmasıdır. Genellikle tedaviye erken başlandığı durumlarda dahi bu hastalığın ölüm oranı yüzde 15-20’ler civarındadır yine yüzde 20‘lerin üstünde tedavi edilmesine rağmen sağırlık gibi bazı septik tablonun ağırlaşıp el, ayak gibi ekstremitelerinin kaybıyla giden ampütasyonlara kadar gidebilen tablolar oluşturmaktadır. Tedavinin başlanması ile beraber hastalığın iyileşme süreci de yaklaşık 7-10 gün sürmektedir’’ diye konuştu. Aşının belirli bir yaş aralığının da olmadığını dile getiren Uzm. Dr. Onur, şu ifadeleri kullandı: ’’Ne kadar küçük zamanda çocuğun küçüklük yaşlarında başlarsınız o kadar etkilidir. Belli bir yaş dönemi yoktur her yaşta menenjit aşısı yapılabilir. Yani 15 yaşındaki çocuğumuza da yapabilirsiniz, 50 yaşındaki annenize de yapabilirsiniz. Ama dediğim gibi bu bakteriye karşı korumak istiyorsanız genellikle bu aşının çocukluk döneminin anne üstü aldığı dönemler yani iki ile üç ay civarında başlayıp ilk bir, bir buçuk yıl içerisinde iki aşının da aynı anda yapılıp üçer kez aşılanmayla bağışıklığın yüzde 95-97 civarına geldiği bilinmektedir. Aşıları bu anlamda Türkiye’de şu an temin etme şansımız sadece özel olarak mevcuttur. Özel hastanelerde ya da eczanelerden bu aşılar temin edilebilir. Aşının hafif yan etkisi vardır yüzde 40 civarında ateş yapar aileler bu ateşten de korkup aşı yaptık havale geçirme riski var diye düşünebilirler ama sonuçta bu hastalıktan korunmak istiyorsak bu tür basit şeylerin de önlemini alarak aşı yapmamızı tavsiye ediyoruz."
İzmir Egeli bilim insanı Avrupa’nın derin teknoloji kadın girişimcileri arasında yer aldı Ufuk Avrupa Programı Women TechEU 2. Çağrısı sonuçları açıklandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Barut Selver ve şirketi Limbustem, Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen yenilikçi derin teknoloji kadın girişimciler arasında yer alma başarısı gösterdi. Limbal kök hücre yetmezliğine bağlı görme kaybı tedavisi için doku mühendisliği yaklaşımları ile yenilikçi çözümler geliştiren Limbustem, ülkemizdeki araştırma geliştirme ve ticari faaliyetlerine ilaveten iyileştirilmiş hücresel tedavi ürünü ile Avrupa pazarına açılmayı hedefliyor. Türkiye, çağrıya başvuru sayısında Almanya, Hollanda ve İtalya’yı geride bırakarak, en çok başvuru yapan 3’üncü ülke oldu. Ege Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde faaliyet gösteren Limbustem ise bu çağrı döneminde destek almaya hak kazanan tek Türk teknogirişim firması oldu. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Ufuk Avrupa Programı kapsamında oküler yüzey hastalıkları ve cerrahisi alanlarında yenilikçi tıbbi tedaviler geliştiren çalışmaları Avrupa Komisyonu tarafından desteklenerek yenilikçi derin teknoloji kadın girişimciler arasında yer alma başarısı gösteren Doç. Dr. Özlem Barut Selver’i tebrik ederek, başarılar diledi. Ufuk Avrupa Programı kapsamında, kadın girişimciler odağında, Avrupa Yenilik Ekosistemleri (EIE) Çalışma Programı çerçevesinde yürütülen çağrıya 827 başvuru sunuldu. Değerlendirme sonucunda Türkiye’den Limbustem destek almaya hak kazandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Barut Selver, "Women TechEU Programı ile üst düzey kadın yöneticilerin liderlik ettiği derin teknoloji girişimlerinin büyümesi teşvik ediliyor. Bu kapsamda desteklenen firmalara; 75 bin Avro hibe ile yenilikçi fikirlerini geliştirme ve şirketlerini büyütme imkânı sunuluyor. EIC İş Hızlandırma Hizmetleri (BAS) kapsamında Kadın Liderlik Programı aracılığıyla mentörlük ve koçluk hizmetleri, InvestEU ve Avrupa İşletmeler Ağı (EEN) tarafından düzenlenen özel etkinliklere katılım fırsatı sağlanıyor. Ege Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde faaliyet gösteren Limbustem firmamız bu yıl desteklenenler arasında yer aldı. Firmamız, oftalmoloji (oküler yüzey hastalıkları ve cerrahisi) alanlarında yenilikçi tıbbi tedaviler geliştirmektedir. Geliştirmekte olduğumuz Limbustem PRO AMEX, görmeyi geri kazandırmayı ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan in vitro kültür yöntemleri ile geliştirilen bir limbal epitelyal hücresel tedavi ürünüdür. İyileştirilmekte olan ürün, tüm teknoloji hazırlık seviylerinin tamamlanmasının ardından, Avrupa’da pazara girmeye hazırlanmakta ve Limbustem, bu yenilikçi tedaviyi küresel pazarda en etkili çözüm olarak sunmayı hedeflemektedir" diye konuştu.
Aydın 7 bin kilometrelik yolculuğunu Aydın’da tamamlayan yılan balığının geleceği görüşüldü Meksika Körfezi’nden yola çıkarak okyanusu aşan ve 3 yıl süren 7 bin kilometrelik yolculuğunun ardından Bafa Gölü’ne ulaşan yılan balıklarının habitat alanları ile ilgili çalıştayın üçüncüsü Aydın’da gerçekleştirildi. Türkiye’nin önemli sulak alanlarından Bafa Gölü Tabiat Parkı’nın önemli misafirlerinden birisi olan yılan balıklarının yaşam alanlarının ve göçünün iyileştirmesi hedefiyle yapılan çalıştayın üçüncüsü Aydın’da gerçekleştirildi. Nesli tükenme tehlikesi altında olan Avrupa Yılan Balığı’nı korumak için Aydın’ın ev sahipliğinde düzenlenen önemli çalıştayda, yılan balıklarının yaşadığı alanların korunması ve göç yollarının iyileştirilmesi konuşuldu. Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü Mahalli Sulak Alan Komisyonu kararları doğrultusunda gerçekleştirilen toplantıda, proje kapsamında türün korunmasına yönelik habitat restorasyonu, göç yollarının iyileştirilmesi, sürdürülebilir balıkçılık, kirlilikle mücadele ve farkındalık artırma gibi konular ele alındı. WWF-Türkiye bilim danışmanı Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, bugüne kadar yapılan çalışmalar ve izlenecek yol haritası hakkında bilgi verdi. Dr. Öğr. Üyesi Ozan Deniz ise 2023-2024 yıllarında gerçekleştirilen izleme ve analiz çalışmalarına dair bir sunum gerçekleştirdi. Çalıştayın yılan balıklarının geleceği açısında önemli olduğuna dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü; "Bafa Gölü’nde, akarsuda ve deltada ne kadar sarı ve gümüş yılan balığı var, su tutma yapılarında göç engel teşkil ediyor mu, önemli su yolları nereleri, üremek için ne kadarı kaçabiliyor, avlanabilir stok ne kadar? Yapılacak çalışmalar sonucunda belli olacak. Kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, muhtarlıklar, kooperatifler ve sivil toplum örgütleri işbirliği ile yürütülecek çalışmalar, kritik olarak tehdit altındaki yılan balıklarının geleceği açısından büyük yararı olacaktır" dedi. Yılan balıklarının üremek için 7 bin kilometre yol kat ederek Meksika Sargasso Körfezi’ne gittiklerini sözlerine ekleyen Sürücü; "Vücudu uzun, yılan şeklinde ve kaygan olan Avrupa Yılan balığının ortalama boyu 60-70 santimetredir. Yılan balıkları acı veya tatlı su göllerinde, dere ve çaylarda bulunur. Acı veya tatlı sularda üremez, üremek için 7 bin km. yol kat ederek Sargasso Denizi’ne gider. Burada yumurtladıktan sonra ergin yılan balıkları ölür. Yavruları Akdeniz sularına girerek, Büyük Menderes Nehri vasıtasıyla Bafa Gölü’ne gelir" şeklinde konuştu. Çalıştaya, Tarım ve Orman Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü, DKMP Aydın Şube Müdürlüğü, Söke Ovası Sulama Birliği, Aydın Büyükşehir Belediyesi, DSİ 21. Bölge Müdürlüğü, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Adnan Menderes Üniversitesi, Yeşilköy Muhtarlığı ve EKODOSD Derneği temsilcileri katıldı.