GENEL - 05 Nisan 2012 Perşembe 00:30

"ÜLKÜCÜLER" FİLMİNİN GALASI YAPILDI

A
A
A
"ÜLKÜCÜLER" FİLMİNİN GALASI YAPILDI

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, ülkücü hareketin özelikle 12 Eylül`deki mücadelesini Türk milletinin, yeni yetişen neslin mutlaka doğru bir şekilde öğrenmesi gerektiğini belirterek, "Bugüne kadar sinema filmlerinde, dizilerde 12 Eylül öncesinin sol tarafı gösterildi. Sol taraf hep iyi olan taraf olarak gösterilirken, ülkücüler sanki bu işin karşıt tarafıymış gibi kötü adam pozisyonunda gösterildi. Bu haksızlığa artık bir son verilmesi gerekiyor. Bu film inşallah bir öncülük yapar" dedi.
Yönetmenliğini Bilal Kalyoncu ve Halil Sarı`nın yaptığı ``Ülkücüler`` filmi, Alparslan Türkeş`in ölüm yıldönümünde gösterime girdi. Bir alışveriş merkezindeki sinema salonunda düzenlenen galaya BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, MHP`li milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı. Destici, galada yaptığı açıklamada, ülkücülerin bu ülke için hiçbir karşılık beklemeden geleceklerini ortaya koyarak, ailelerini ihmal ederek vatan ve millet için mücadele ettiklerini söyledi.
Ülkücü hareketin çok ağır bedeller ödediğini, belirten Destici, "Ülkücü hareketin özelikle 12 Eylül`deki mücadelesini Türk milletinin, yeni yetişen neslin mutlaka doğru bir şekilde öğrenmesi bilmesi lazım. Bugüne kadar sinema filmlerinde, dizilerde 12 Eylül öncesinin sol tarafı gösterildi. Sol taraf hep iyi olan taraf olarak gösterilirken, ülkücüler sanki bu işin karşıt tarafıymış gibi kötü adam pozisyonunda gösterildi. Bu haksızlığa artık bir son verilmesi gerekiyor. Bu film inşallah bir öncülük yapar.
Bundan sonra bunun gibi onlarca daha büyük bütçeli, daha geniş kadrolu filmlerle ülkücü hareketin o dönemi anlatılır. Çünkü bu milletin bu mücadeleyi bilmeye, bu mücadeleyi tanımaya, bu ruha ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.
"12 EYLÜL" DAVASI
12 Eylül darbesine ilişkin davanın başladığını hatırlatarak, değerlendirmesi sorulan Destici, "Bu davanın özü iki tane 90 yaşına gelmiş generalin yargılanması, hapse atılması değil; bu davanın özü bir daha hiçbir zümre, kesim kendisinin milli iradenin üzerinde görmesin ve milletin seçtiklerini darbe yoluyla ortadan kaldırmasın. İlerde Türkiye 28 Şubatlar, 12 Eylül İhtilalleri yaşamak istemiyorsa bunun tek bir yolu var: Türkiye`nin acilen sivil demokratik bir Anayasa`ya kavuşması..." diye konuştu.
Yapımcılığını Siyah Türk Medya adına Arif İlke ve Bilal Kalyoncu`nun üstlendiği filmde ülkücülerin 1980 öncesi ve darbe sonrası cezaevi anıları anlatılıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Kıyafetlerdeki yazılarda olumsuz mesajlara dikkat Kıyafetler üzerindeki yabancı dilde yazılan çeşitli yazılarla genellikle olumsuz mesajlar verildiğini belirten Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, “Yürüyen billboard olmayın. Gönüllü olarak birilerinin mesajlarını taşıyorsunuz” dedi. Konya Teknik Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü Başkanı Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, gelişen teknolojiyle beraber internet siteleri ve oyunlar üzerinden yürütülen bilinçaltı faaliyetlerinin yanı sıra kıyafet üzerindeki yazılarla da çeşitli subliminal mesajlar verildiğini belirtti. Doç. Dr. Küçükbezirci, “Üzerimizde bulunan tişörtlerde ne yazdığı konusunu yıllardan beri eleştiriyoruz, araştırıyoruz. İnsanları bu konuda uyarıyoruz. Bizim buradaki amacımız, özellikle tişört yazıları konusunda insanları bu konuda aydınlatmaya, bilgilendirmeye çalışıyoruz; bakıp görmek, görüp fark etmek yani farkındalık oluşturmak. Tişörtlerde neler var denildiğinde, tişörtlerdeki yazılarla genellikle olumsuz mesajlar veriliyor. Bu olumsuz mesajların içerisinde cinsellik içeren, insan öldürmekle alakalı olan mesajlar var. Onun haricinde ülkemizi kötüleyen mesajlar var. O kadar çok mesajlar var ki örneğin İslamofobi ile alakalı tişört yazıları var. Yani İslam düşmanlığıyla alakalı yazılar var. Bugün Filistin’de yaşanan, yapılan katliamla alakalı yıllar öncesinde bir tişört yazısı; hamile kadın, tüfeğin dürbününde bu hamile bayan var, altında da Türkçe olarak söylüyorum ‘bir taşla iki kuş yazıyor’ tişörtün altında. Kadını öldürmek, toplumu öldürmek demektir. Çocuğu öldürmek, o bebeği öldürmek de toplumun geleceğini öldürmektir” dedi. “Toplum olarak en çok mazeret üretiyoruz” Subliminal mesajların her yerde olduğunun altını çizen Doç. Dr. Küçükbezirci, “Fakat insanlara sorduğum zaman tişörtünde ne yazıyor diye, böyle eğilip bakıyor, okuyamıyorum ya da sırtında yazıyorsa diyor ki, ‘Nasıl okuyabilirim ki.’ Ben de diyorum ki ‘Ya kardeşim bunu alırken ya da ne bileyim evdeyken hiç çıkartıp bakmıyor musun.’ Bakıyorum cevabını alıyorum ama bu sefer İngilizce bilmiyorum diyorlar. Ben de cep telefonumu gösteriyorum, burada uygulamalar var, tüm dünya dillerini biliyor. Siz tişörtünüzde ne yazdığını, uygulamaya yazdığınız zaman orada ne olduğunu Türkçe olarak görebiliyorsunuz. Yani dolayısıyla anlayabiliyorsunuz. Fakat ben şu sözü de çok kullanıyorum; ‘Biz yerli ve milli olarak, toplum olarak en çok mazeret üretiyoruz.’ İşte nereden bileyim, ben İngilizce bilmiyorum, Almanca bilmiyorum ya da şu dili bilmiyorum diyorum ama işte o sözlükte yazıyor. Dijital dünyanın bize sağlamış olduğu olumlu yönlerden bir tanesi bu. İstediğiniz zaman orada sözlüğe girip ne yazdığını görebiliyorsunuz” şeklinde konuştu. “Gönüllü olarak birilerinin mesajlarını taşıyorsunuz” Küçükbezirci, “Benim özellikle toplumumuza tavsiyem, tişört alırken özellikle bilmediğiniz yazıları alıp, birilerinin amaçlarına aracı olmayın. Yürüyen billboard olmayın, en büyük söylediğim söz de bu. Yani bu konuyla alakalı en yaygın olarak yürüyen billboard oluyorsunuz. Gönüllü olarak birilerinin mesajlarını taşıyorsunuz olumsuz anlamda. O yüzden de dikkat etmek gerekiyor” diye konuştu. Yazılı kıyafet giyen gençlerden bazıları bilinçli olarak kullanmadıklarını söylerken, çoğunluğu yazının anlamını bilmeden giydiklerini belirtti.