YEREL HABERLER - 31 Mart 2012 Cumartesi 09:49

HİDROELEKTRİK SANTRAL PROJELERİNE ETKİN DENETİM...

A
A
A
HİDROELEKTRİK SANTRAL PROJELERİNE ETKİN DENETİM...

Hidroelektrik santral projelerinin daha etkin denetimi için çeşitli tedbirler alındı ve belirlenen program çerçevesinde sıkı denetimler gerçekleştirildi.
Hidroelektrik santrallerin inşaat ve işletme safhasında tespit edilen sıkıntıların sunulduğu toplantı neticesinde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı`nın yetki görevleri kapsamında İl Çevre ve Orman Müdürlüklerinin koordinasyonunda, DSİ Bölge Müdürlükleri ile OGM Bölge Müdürlükleri tarafından izleme-kontrol komisyonları oluşturulmasına karar verilmişti. Bu komisyonların hidroelektrik santrallerde yapılan çalışmalar hakkında aylık rapor hazırlayarak ilgili genel müdürlüklere sunmaları da karara bağlanmıştı.
Ayrıca 09.02.2011 tarihinde yapılan toplantıda da Su Kullanım Hakkı Anlaşması kapsamında işletmeye geçmiş projelerde; akım gözlem istasyonlarının sayısı, tabii hayata bırakılacak su ve mansap su haklarının takibinin ilgili DSİ Bölge Müdürlüğü tarafından izlenmesi ve 3 ayda bir rapor halinde sunulmasına karar verilmişti.
Alınan kararlar çerçevesinde yapılan denetimlere dair hazırlanan Ocak-Mart 2011 tarihli rapora göre, ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü`nce merkez ve taşrada toplam 22 ilde 87 adet HES denetimi yapılarak toplam 164.343 TL idari yaptırım uygulandı. Yine aynı dönemde 20 ilde 5 tesis için ÇED Olumlu kararı verilirken, 32 faaliyet için ÇED Gerekli Değildir kararı verildi.
Bilindiği üzere 2011 yılı sonunda, hidroelektrik santralleri (HES), rüzgar enerjisi santralleri (RES) ve madencilik faaliyetlerinin tabiata zarar vermemesi ve daha etkin denetlenmesi maksadıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı`nca yeni düzenlemeler yapılmıştı. Bu çerçevede HES, RES ve madencilik faaliyetleri için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) safhasında, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü`nce, her bir faaliyet alanı için ayrı ayrı olmak üzere yeni proje değerlendirme formatları belirlenmişti.
Ayrıca 16.12.2011 tarihinden itibaren de HES, RES ve madencilik faaliyetleri sonrası tahrip olan sahaların geri kazanımı gayesiyle ``Peyzaj Koruma Projeleri`` de istenmeye başlanmıştı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Yozgat’ta Yüksek Hızlı Tren şantiyesi işçileri iş bıraktı Yozgat’ın Yerköy ilçesinde Ankara-Yerköy-Kayseri hattındaki Yüksek Hızlı Tren şantiyesinde çalışan işçiler, maaşlarının eksik yatırıldığını belirterek iş bıraktı. Yerköy’de Yüksek Hızlı Tren şantiyesinde Doğuş İnşaat bünyesinde çalışan yaklaşık 2 bin 190 işçiden bin 500’e yakını, mağduriyet yaşadıklarını iddia ediyor. Firmanın personel alımı esnasında vadettiği şartlar ile şimdiki çalışma şartlarının birbirinden farklı olduğunu söyleyen işçiler, 12 Mart Çarşamba günü maaşlarındaki eksikliği fark edince iş bırakma kararı aldı. Bugün iş bırakan işçiler adına konuşan Davut Yorulmaz, "Yerköy-Kayseri Yüksek Hızlı Tren İstasyonu projesinde Doğuş firmasında çalışıyoruz. Bu firmada çalışan ne kadar işçi varsa tamamının maaşları eksik yattı. Bize saat ücretiyle çalıştığımızı söylüyorlar. Biz saat ücreti istemiyoruz. Biz net maaş istiyoruz. Bizi günlük 9 saat çalıştırıyorlar. ‘Pazar günleri gelmezsen bu maaşı da alamazsın’ diyorlar. Biz yağmur, kar, kış demeden çalıştık. Bu durumu kabul etmiyoruz" dedi. Mehmet Yurttaş, "Yılbaşından beri zam bekliyoruz. İlk ay zam vermediler ama ikinci ay geldi, bizim maaşımızdan kesinti yaptılar" ifadelerini kullandı. Ekskavatör operatörü olan Reyhani Kunduz ise, "Bizim burada haklarımız yeniliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. İzinlerimiz kesiliyor, pazar günlerimiz kesiliyor. Çalışırsan parasını alırsın, çalışmazsan para yok diyorlar. Şu an burada bin 750 kişi civarındayız. Hepimiz eylemdeyiz" dedi. Yetkililerle görüşen CHP Yerköy İlçe Başkanı Hakan Uyar ise, görüşmenin ardından işçilerle bir araya geldi. Uyar, "Çetin Bey ile görüştüm. Size onun dediğini iletiyorum. Yetişirse bugün, en geç yarın bu mağduriyetten doğan alacaklarınızın hesaplarınıza yatırılacağını söyledi. Muhasebe birimindekilerin yanlış hesaplamasından kaynaklanan bir hatanın olduğunu ve 2 bin 190’a yakın personelden bin 500’ünün bu konuda mağduriyet yaşadığını söyledi. 1 Şubat’tan günümüze kadar olan yanlış hesaplamalardan doğan mağduriyetin giderileceğini söylediler. Biz bunun takipçisi olacağız. Alın teriyle geçinmeye çalışan vatandaşın yanında olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Yüksek Hızlı Tren projesinin Kayseri ve Kırıkkale şantiyelerinde de işçilerin iş bıraktığı öğrenildi.
Elazığ Elazığ’da ’Anayasa Değişsin, Aile Korunsun’ kampanyası Elazığ’da ‘Anayasa Değişsin, Aile Korunsun’ başlığı altında stant kurularak imza kampanyası başlatıldı. Memur-Sen Temsilciği tarafından 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda kadim aile yapısının anayasal güvence altına alınması için imza kampanyası başlatıldı. İyi yetiştirilmiş bir neslin geleceğin teminatı olduğunu belirten Memur-Sen Elazığ Temsilcisi İbrahim Bahşi, "İyi yetişmiş bir neslin en önemli şartı, iyi aileye sahip olmaktır. Aile, toplumun temel direği ve değerlerin taşıyıcısıdır. Geleceğimizi inşa etmek için güçlü bir aile yapısına sahip olmamız gerekmektedir. Ailenin zayıfladığı bir ortamda ne kültürümüzü koruyabiliriz, ne millet olarak ayakta kalabiliriz ne de sağlam bir gelecekten bahsedebiliriz. Ne yazık ki aile yapımız bu günlerde küresel sapkın ideolojilerin büyük tehdidi altındadır. Aile yapımızı hedefleyen uluslararası lobiler, birtakım sapkın anormallikleri özgürlük olarak sunmakta, sosyal medya, moda, dizi ve film sektörleri üzerinden aileyi zayıflatan kültürel operasyonlar yürütmektedir. Bazı medya kuruluşları ve sivil toplum örgütleri de bu sapkınlıkları çıkarları doğrultusunda pazarlayarak lobilere destek olmaktadırlar. Bunların yanı sıra işsizlik, şiddet, bağımlılık gibi toplumsal sıkıntılar da ailemizi tehdit eden diğer unsurlardandır. Bazı televizyon kanallarının gündüz kuşaklarındaki programlara ise ayrı bir başlık açılması gerekir. Aile yapısını tehdit eden, genel ahlak yapısına kasteden bu programlar reyting uğruna insan onurunu ve haysiyetini hiçe saymaktadır. Yapılan yayınlarla en mahremi bile faş etmekten geri durmayan, aile yapısının yanında hukuk sistemine de zarar veren bu programlar, kendilerini kimi zaman polis, hakim ve savcı yerine koyarak pervasızlıkta sınır tanımamaktadır. RTÜK’ü bir an önce harekete geçerek bu tür programların tamamını yayından kaldırmasını talep ediyor, aile yılında bunun elzemliğini hepinizin takdirlerine sunuyoruz" dedi. Aileyi korumanın sadece bireysel bir mesele değil, toplumsal ve kültürel bir sorumluluk olduğunun da altını çizen Bahşi, "Aileyi savunmak, değerlerimizi yaşatmak ve nesillerimize aktarmak için zorunluluktur. Bu sebeple Anayasa’nın 41. maddesine, ’Aile, kadın ve erkekten oluşur. Aile ilişkisinin temeli evliliktir’ cümlesinin eklenerek anayasal güvence verilmesi talebimizdir. Aile kurumunun sapkın ideolojilere karşı korunmasını ve ailenin tanımının kadın, erkek ve çocuklardan oluşan bir yapı olarak kabul edilmesini istiyoruz. Ayrıca kadınlarımızın başörtüsü nedeniyle ayrımcılığa uğramaması için başörtüsü özgürlüğünün anayasal güvence altına alınmasını talep ediyoruz. Anayasa’nın 24. maddesinde gereken düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. Ailemizi korumak ve başörtüsü özgürlüğünü güvence altına almak için Gazi Meclisimizi biran önce harekete geçmeye çağırıyoruz. Aileyi korumak ve başörtüsü özgürlüğünün güvence altına alınması için başlattığımız imza kampanyasıyla diyoruz ki anayasa değişsin, aile korunsun. Yarınlarımızın korunması ve güvence altına alınabilmesi için bugünden harekete geçmeye ve kampanyamıza tüm halkımızı destek olmaya çağırıyoruz. Genel merkezimizin öncülüğünde tüm illerde kurulan stantlarımız kıymetli halkımızın duyarlılığına matuftur. Biz de ilimizde 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda vatandaşlarımızı imzalarını atmaya ve kampanyayı desteklemeye davet ediyoruz’’ diye konuştu.