YEREL HABERLER - 21 Mart 2012 Çarşamba 13:48

GENÇ ARAŞTIRMACILAR YETENEKLERİNİ SERGİLİYOR

A
A
A
GENÇ ARAŞTIRMACILAR YETENEKLERİNİ SERGİLİYOR

Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurulu (TÜBİTAK) Bilim İnsanının Destekleme Dairesi tarafından bu yıl 43`üncüsü düzenlenen "Ortaöğretim Öğrencileri Arası Proje Yarışması"nın Bursa Bölge ayağına ev sahipliği yapıyor.
43. Ortaöğretim Öğrencileri Arası Proje Yarışması, Bursa Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Muhlis Özkan ve davetlilerin iştirakiyle Merinos AKKM fuar alanında başladı. 15 Şubat tarihinde başlayan süreçte Afyonkarahisar, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Eskişehir, Kütahya ve Yalova illerinden toplam 250 başvuru yapılırken, bunlardan 51 tanesi Bilim Kurulu tarafından seçilerek ikinci aşamada değerlendirilmeye davet edildi.
Fizik, biyoloji, matematik, kimya gibi birçok alanda projelerin bulunduğu sergi, öğrencilerin ve halkın ziyaretine açık tutuluyor. Geleceğin genç araştırıcı ve bilim insanlarını teşvik etmeyi hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Muhlis Özkan, "Bilimsel araştırma kültürünün yaygınlaştırılması ve yöntemlerin hayatın her alanında kullanılmasını geleceğimiz açısından önemli görüyoruz. Gözlem ve deneylerle bilgi toplama, düzenleme, ilişkilendirme, sorgulama, tartışma, bilgi ve sonuçları yazılı olarak aktarma basamaklarından geçmiş olan bu gençlerle buluşmanın yararlı olacağını düşünüyoruz" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında 112 ambulans şoförü savunma yaptı İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davada savunma yapan ve 112 acil çağrı merkezinde çalışan tutuklu sanık Gıyasettin Mert Özdemir, savcılığın soruşturmasına ilişkin, "Art niyetliydi" dedi. Mahkeme başkanı ise, "Neden art niyetli olsun, bebek ölümlerini soruşturmak, usulsüzlüğü soruşturmak art niyet mi oluyor" diyerek tepki gösterdi. Sanık ayrıca savunmasında, "Medisense’den para karşılığı hasta sevki yaptığımı kabul ediyorum. Normalde yaptığım iş burada bitiyor" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak fezleke hazırlanmıştı. Fezleke değerlendirme yapılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. İddianame Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Davanın görülmesine 5’inci gününde devam ediliyor Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine ilk celsesinin görülmesine 5’inci gününde devam ediliyor. Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmaya bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada mahkeme heyeti de yerini alarak duruşmayı başlattı. Duruşmada 112 acil çağrı merkezinde çalışan tutuklu sanık Gıyasettin Mert Özdemir savunma yaptı. "Hastaneler, 112 protokol numarasını arayarak, hastaları kendilerine naklettiriyordu" Suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini belirten sanık Gıyasettin Mert Özdemir, "Suçlamaların hiç birini kabul etmiyorum. Ancak hasta sevki yaparken maddi kazanç sağladığımı kabul ediyorum. 112 ve Sağlık Bakanlığı birimlerinin farklı kurumlar olduğunu belirtmek istiyorum. Tıp merkezinde sadece 4 tane kuvöz vardı. 112 ekiplerinin hastaları tıp merkezlerinden alıp hastanelere götürmeleri 4 saat sürüyordu. Bu ekipler anlaşmalı hastanelerde yer olduğunda hastaları götürüyorlardı. Tıp merkezinde yoğun bakım ihtiyacı olan bebeğin hastaneye gitmesi 4-5 saat sürüyordu ve uygulanması gereken hiçbir kural uygulanmıyordu. 112 ekipleri bu süreyi bu kadar uzun tutmamak için yakındaki hastanelerle anlaşma yapılıyordu. Hastaneler, 112 protokol numarasını arayarak, hastaları kendilerine naklettiriyordu" ifadelerini kullandı. "Hasta nakillerinde çoğu kurallar pratikte ve teorikte uygulanmıyordu" Savunmasının devamında diğer bir sevk algoritmasından bahseden Özdemir, "Yoğun bakımı olmayan bu hastaneler 112 nakil birimine mail olarak hasta bilgisiyle bildiriliyor ve bu işlem 30 dakika sürüyordu. 112 listesinde çeteleme kuralı var. Bu listede yoğun bakımı olmayan hastaneler hasta nakillerini kendi ayarlıyorlardı. Hasta nakillerinde çoğu kurallar pratikte ve teorikte uygulanmıyordu. Yaptığım iki sevk bildiriminde de sevk yönetimim sadece dört tane kuvöz ekibi vardı. Yani İstanbul Avrupa Yakası’nda bebekleri kuvöz ihtiyaçlarını karşılayacak dört ekip vardı" diye konuştu. "Hiçbir kuvöz ihtiyacı olan bebeğin sevkini ben yapmadım" İstanbul dışı 112 nakil birimine de değinen sanık, "Bu nakillerin hepsini 112 birimleri biliyordu. Yoğun bakımlarında yer bulunmadığında beni arıyorlardı. İddianame bin 400 sayfa olmasına rağmen hiçbir 112 çalışanının bilgi sahibi olarak ifadesi alınamamıştır. Diğer il dışı 112 sağlık çalışanlarının da bu konuya ilişkin ifadeleri alınmalıdır. Hiçbir kuvöz ihtiyacı olan bebeğin sevkini ben yapmadım. Ben acil çağrı bölümünde çalışmaktayım. Hastalar GPS ile takip ediliyordu. Benim hakkımdaki suçlamalar, hem 112’nin diğer çalışanlarını hem de beni zan altında bırakmaktadır. Ben hasta yönlendirmesi yaptığım dönemde, ben sadece Fırat Sarı’nın danışmanlık yaptığı hastanelere değil, diğer başka hastanelere de hasta yönlendirmesi yapıyordum ama her yerde sanki ben sadece Fırat Sarı’nın hastanesine nakil yapıyormuşum gibi bir algı var. Bu suçlamalar artık komiktir" dedi. "Eşimin çalıştığı Medisense’nin patronu Fırat Sarı’nın eşidir" Eşinin sigortalı olarak gösterilmesine ilişkin savunma yapan sanık, "Savunmamı tek bir bebek üzerinden yapabilirim. Diğer bebeklerle ilgili bilgim yok. Kaya bebek, bebek sevki değil bir gebe sevkidir. Gebeliğin 28.haftasında yüksek riskli gebelik tanısıyla 112 nakil birimine bu hastayı bildirdiler. İstanbul’daki gebe sevkleri özel hastaneye yapılmamaktadır sadece kamu hastanelerine yapılmaktadır. Kaya bebek 4 saat belki 5 saat boyunca 112 nakil birimine bildirilmiş, hiçbir kamu, şehir eğitim ve araştırma hastanesinde yer bulunamamıştır. Özel hastaneye de bu vaka ile ilgili arama yapılmamıştır. Saatler geçip yer bulunamadığından dolayı hastane yetkilileri 112’den umudunu keserek hastaya yer bulmaya çalışmışlardır. Bu vakayı kimsenin kabul etmediğini belirtmek de isterim. Medisense’den para karşılığı hasta sevki yaptığımı kabul ediyorum. Normalde yaptığım iş burada bitiyor" ifadelerini kullandı. "Esenler Güney Hastanesi Başhekimine söyleyerek sevkini sağladım" Savunmasında her ne kadar 10 bebekle suçlansa da adının sadece Kaya bebekle geçtiğini belirten Sanık Gıyasettin Mert Özdemir, "10 bebeğin ölümünden sorumlu tutuluyorum. Savunmamı sadece Kaya Bebek üzerinden yapabilirim. 28 haftalık gebe birinin sevkiyle başlayan bir süreçti Kaya Bebek, 112 nakil birimine bu hastayı bildirdiler. Gebe sevki ile ilgili aramalar sadece kamu hastanelerine yapılıyordu ancak o hastanelerde yer olmadığı için 112 kuralı gereği hiçbir özel hastaneye sevki yapılmamıştır. Saatler sonra yer bulunamadığı için hastaya kendi imkanlarla özel hastaneye sevki sağlanmıştır. Esenler Güney Hastanesi Başhekimine söyleyerek sevkini sağladım" diye konuştu. Mahkeme Başkanı sanığa, "Hiç sevk yapmamış gibi konuşuyorsun ama konuşmalarda sevk yapacağın hastaları 112’ye bildirtmeyeceğini söylüyorsun, ne demek istiyorsun" diye sordu. Sanık ise, "Bildirmeyeceğimden kastım 112’ye bildirdiğimde zaman açısından değişiklik olmayacak, hastanın sevk süresinden bahsediyorum" diye yanıtladı. Mahkeme Başkanı, "Neden konuşmalarında 112’ye bildirilmesi konusunda panik yaşıyorsun o zaman" diye sordu. Sanık, "Yanlış anlaşılma var. Bir panik olma durumu söz konusu değildir" diye yanıtladı. Savunmasına devam eden sanık, "Şafak Hastanesi’nden 67 bin 500 lira ve sonrasında 47 bin lira civarı para aldım hasta naklettiğim için" dedi. Mahkeme başkanı sanığa, "Telefonlarınız hiç susmuyor, birçok işle uğraşıyorsunuz sizin demek ki çok boş vaktiniz var, hasta sevki dışında başka işlerde yapıyorsunuz, 112 dışında çok fazla konuşman var" dedi. Sanık bu soruyu "Ben çalışmayı seviyorum" diye cevapladı. Mahkeme Başkanı’ndan sanığa “Savcılığın görevini yapması art niyet mi oluyor” tepkisi Sanık Gıyasettin Mert Özdemir, savcılığın hastane soruşturmasına ilişkin, "Art niyetliydi" dedi. Mahkeme başkanı ise, "Neden art niyetli olsun, bebek ölümlerini soruşturmak, usulsüzlüğü soruşturmak art niyet mi oluyor" diyerek tepki gösterdi. Sanık ise, "Ben bunu şöyle açıklamak istiyorum, müdürlükten gelen denetim mi art niyetli yoksa savcılıktan gelen mi?" dedi. Mahkeme başkanı ise bu kez, "Savcı neden art niyetli olsun. Senin bu dediğin, ’Ya biz bebek öldürecektik, niye geldiniz, çok art niyetlisiniz’ demek oluyor. Görevini yapmak art niyet mi? diye sordu. Sanık ise, "Bu benim kendi düşüncem" diye cevapladı.
Batman Batman’da gastronomi festivalinde Erzurum çağ kebabına yoğun ilgi Batman’da 2’incisi düzenlenen Gastronomi Festivalinde yöresel Erzurum çağ kebabı rağbet görüyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yöresel yemek lezzetleri Batman Gastronomi Fuarı’nda sergileniyor. Festivalde en yoğun ilgi yerel lezzetlere gösteriliyor. “Günde 50 kilo çağ kebabı satıyoruz” Erzurum çağ kebap ustası Bayram Şener, Batmanlıların kebaba yoğun ilgi gösterdiğini belirterek, “Erzurum çağ kebabı yapıyorum. Batman’ın güzel bir potansiyeli var ve Batman halkı çok misafirperver. Batmanlı vatandaşların çağ kebabına ilgisi büyük. Çağ kebabı yatay yapılır, dikey yapılmaz, üstü burada pişer, altı mangalda pişer. Yataylığın amacı döner olmadığını gösterir ve kuzu etinden yapılır. Erzurum dağlarında çağ kebabının adı eşkıya kebabı diye geçer. Zamanla adı çağ kebabı oldu. Günde 40 ile 50 kilo satış yapıyoruz” dedi. “Tatmak için Erzurum’a gidiyorduk” Çağ kebabını yemek için Erzurum’a gittiklerini söyleyen İlyas Kara, “Çağ kebabını yemek için Erzurum’a gidiyorduk. Sevdiğim bir yemek türüdür. Sağ olsunlar yöneticilerimiz Batman’da gastronomi festivali yaptıkları için çok mutluyuz. Yöresel yemekleri severek yiyoruz. Bu yöresel yemekleri tatmaları için herkesi festivale davet ediyoruz” diye konuştu. Çiğköfte ustası Sertip Taş, “Batman 2’inci gastronomi festivalinde organik çiğköftemizle Batman halkına hizmet vermekteyiz. Çiğköftemiz doğal halde organiktir, herhangi bir katkı maddesi bulunmamaktadır. Kış aylarında yiyebileceğiniz en güzel lezzetlerden bir tanesi organik çiğköftedir" ifadelerini kullandı.
Batman Batman’da gastronomi festivalinde Erzurum çağ kebabına yoğun ilgi Batman’da 2’incisi düzenlenen Gastronomi Festivalinde yöresel lezzetler büyük ilgi görüyor. Erzurum çağ kebabı, organik çiğköfte, içli köfte, şam böreğinin de aralarında bulunduğu yöresel tatlar kısa sürede kapışıldı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yöresel yemek lezzetleri Batman gastronomi fuarında sergileniyor. Festivalde en yoğun ilgili yerel lezzetlere gösteriliyor. “Günde 50 kilo çağ kebabı satıyoruz” Erzurum çağ kebap ustası Batmanlıların kebaba yoğun yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. Çağ kebap ustası Bayram Şener... “Erzurum çağ kebabı yapıyorum. Batman’ın güzel bir potansiyeli var ve Batman halkı çok güzel misafirperver. Batmanlı vatandaşların çağ kebabına ilgisi büyük beğeniyorlar. Çağ kebabı yatay yapılır, dikey yapılmaz, üstü burada pişer, altı mangalda pişer. Yataylığın amacı döner olmadığını gösterir ve kuzu etinden yapılır. Erzurum dağlarında çağ kebabının adı eşkıya kebabı diye geçer. Zamanla adı çağ kebabı oldu. Günde 40 ile 50 kilo satış yapıyoruz. Batmanlılar çağ kebabına ilgi gösteriyor” dedi. “Çağ kebabını yemek için Erzurum’a gidiyorduk” Çağ kebabını yemek için Erzurum’a gittiklerini söyleyen vatandaş İlyas Kara “Çağ kebabını yemek için Erzurum’a gidiyorduk. Sevdiğim bir yemek türüdür. Sağ olsunlar yöneticilerimiz Batman’da gastronomi festivali yaptıkları için çok mutluyuz. Yöresel yemekleri severek yiyoruz. Bu yöresel yemekleri tatmaları için herkesi festivale davet ediyoruz” diye konuştu. Gastronomi festivalinde organik çiğköfte yapan usta Sertip Taş “Batman 2’inci gastronomi festivalinde organik çiğköftemizle Batman halkına hizmet vermekteyiz. Tamamen çiğköftemiz doğal halde organiktir, herhangi bir katkı maddesi bulunmamaktadır. Kış aylarında yiyebileceğiniz en güzel lezzetlerden bir tanesi organik çiğköftedir" ifadelerini kullandı. (OA-AKK-Y)
Trabzon Yol kenarında araçları izlemeyi seven engelli Cengizhan için ‘Cengizhan’ın Engelsiz Durağı’ isimli durak yapıldı Trabzon’da küçük yaştan itibaren araçları izlemeyi alışkanlık haline getiren 30 yaşındaki engelli Cengizhan Doğan için isminin yazılı olduğu bir durak yapıldı. Trabzon’un Ortahisar ilçesi Yenicuma Mahallesi’nde yaşayan Hacı Bayram Doğan ve eşi Leyla Doğan, bedensel ve zihinsel engelli oğulları Cengizhan Doğan’ı büyük bir ilgi duyduğu araçları seyredebilmesi için yaz kış demeden her gün evlerine 300 metre uzaktaki otobüs durağına götürüyor. Doğan ailesinin soğuk ve yağışlı havalarda yaşadığı zorluğu öğrenen Ortahisar Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, Başkan Ahmet Kaya’nın talimatı üzerine harekete geçti. Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından Cengizhan için Yenicuma Mahallesi Gözaçan Camii mevkiinde yağmur, rüzgar ve soğuktan korunarak araçları izleyebileceği, ‘Cengizhan’ın Engelsiz Durağı’ isimli bir durak yapıldı. Başkan Kaya’nın da katılımıyla Cengizhan’a ayrıca yeni bir tekerlekli sandalye ve ilgi duyduğu çeşitli oyuncaklar hediye edildi. Cengizhan ve ailesi durağın yapılmasından dolayı büyük bir sevinç yaşarken, baba Hacı Bayram Doğan, Başkan Ahmet Kaya ve belediye ekiplerine teşekkür etti. Yenicuma Mahallesi Muhtarı Semra Halkevi, “Cengizhan mahallemizin evladı. Arabaları seviyor, arabalara karşı çok büyük bir ilgisi var. Arabaları görmezse hem kendine hem ailesine rahatsızlık veriyor. Başkanım sağ olsun Cengizhan için çok güzel, seyir terası gibi bir yer yaptı. Başkanıma çok teşekkür ederiz” dedi. “16 senedir arabaları izliyor” Baba Hacı Bayram Doğan ise, “Başkanımızdan Allah razı olsun. Bu durağı bize yaptı. Soğukta, yağmurda ıslanmadan Cengiz’imizi getirip arabaları izlemesini sağladı. Çok sağ olsun. Cengizhan yağmur, çamur, kar, kış demeden her gün buraya gelmek istiyor. 16 seneden beri saat 12.00’de geliyoruz, 3’e, 4’e kadar burada arabaları izliyor” şeklinde konuştu. “Normal bir çocuk olarak yetiştirdim” Anne Leyla Doğan da, yapılan durak sayesinde Cengizhan’ın araçları rahat bir ortamda izleyebileceğini belirterek, Başkan Kaya’ya teşekkür etti. Anne Doğan, “Cengizhan 9 yaşındayken başka mahallede oturuyorduk. 9 yaşından beri sokaklarda geziyor. Engelli değil de normal bir çocuk olarak onu yetiştirdim. Kendini ifade edemediği için sıkıntılı zamanları da oluyor. Gittiği yerde düşebiliyor. Motor algısı az olduğu için çukurları falan bilmiyor. Ama yine de şükürler olsun. Sizlere de çok teşekkür ediyoruz. Günde 2-3 saat arabaları izliyor ve rahat ediyor” diye konuştu. “Gönül rahatlığıyla arabaları izlesin” Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, “Bize bilgisi geldiğinde, ‘Cengizhan üşümesin, ona güzel bir durak yapalım dedik. Buradan gönül rahatlığıyla izlesin arabaları. Burası senin, artık güle güle kullan” ifadelerini kullandı.