GENEL - 19 Mart 2012 Pazartesi 13:19

DAVUTOĞLU, TÜRKİYE`NİN AFGANİSTAN`DAKİ MEVCUDİYETİNİ AÇIKLADI

A
A
A
DAVUTOĞLU, TÜRKİYE`NİN AFGANİSTAN`DAKİ MEVCUDİYETİNİ AÇIKLADI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Afganistan’da yürütmekte olduğumuz misyon, bizim tarihi kardeşlerimiz olan ve ebediyete kadar kardeşlerimiz olacak olan Afgan halkıyla ilgili bir misyondur. Biz, hiçbir zaman Afgan halkının kaderine terk etmedik ve hiç bir zamanda terk etmeyeceğiz" dedi.
Dışişleri Bakanlığı, görevleri sırasında yurtdışında menfur saldırılarda şehit edilen Bakanlık personeli Cebeci Asri Mezarlığı’nda Dışişleri Şehitliğinde yapılan törenle anıldı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu şehitlikte yaptığı konuşmada, bir milletin tarihe koyduğu ölçünün dünyanın değişik coğrafyalarında toprağa verdiği şehitlerin olduğunu belirterek, Türkiye’nin dünyanın hemen hemen bütün coğrafyalarında tarihe hak, barış, adalet, huzur ne kadar büyük katkıda bulunduğunun göstergesinin verilen şehitler olduğunu söyledi.
Bükreş’ten Kore’ye Bakü’den Çanakkale’ye Yemen’e bütün topraklarda şehitliklerin olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Bu topraklarda şehit düşen aziz şehitlerimiz bize hep şu mesajı verirler: Tarih boyu bu milletin başı dik olmuştur. Bizler, sizlerin ve sizden sonra gelecek nesiller için o nesillerin başının dik olması, milletinin vakur bir şekilde tarihte yerini alması için, bu diyarlarda toprağa düştük. Şimdi sizlerin bu emaneti yüceltme göreviniz var" şeklinde konuştu.
Dışişleri personelinin 28 terörist saldırıda 42 şehit verdiğini anlatan Davutoğlu, 2004 yılına kadar da şehit verdiklerini kaydetti. Davutoğlu, Afganistan’da 12 subayın şehit olmasına da değinerek, "Bu şehitlerden birisi de Tahsin Barutçu’ydu. Ablası Beyza Barutçu da Lübnan Büyükelçiliğimizde görevliydi. Ben aileyle görüştüm. Tahsin kardeşimizin babası da Afganistan’a giden ilk birliklerimizdeki Albaylarımızdan biri. Gördüğünüz gibi, babadan oğla, abladan kardeşe bütün bu başkentlerde coğrafyalarda
bayrağımızı yüceltme görevini sürdürüyoruz, vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Afganistan’da yürütmekte olduğumuz misyon, bizim tarihi kardeşlerimiz olan ve ebediyete kadar kardeşlerimiz olacak olan Afgan halkıyla ilgili bir misyondur. Biz, hiçbir zaman Afgan halkının kaderine terk etmedik ve hiç bir zamanda terk etmeyeceğiz. Anadolu işgal altındayken ve Milli Mücadele’ye hazırlanırken, tek bir subaya, askere ihtiyaç hissederken, Gazi Mustafa Kemal Aralık 1920’de Mareşal Fevzi Çakmak’a şu talimatı verir: ’Afgan ordusunun temsili için, bir heyet-i zabıtanın, subaylar heyetinin
izamını ehem ve elzem görmekteyiz.’ "
Davutoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Mareşal Fevzi Çakmak’a en seçkin subaylarını Afganistan’a göndermesi talimatının verdiğini aktararak, "Niye? Bu hem bir tarih bilincinin, hem de geleceği okuyan stratejik bir bakışın eseridir. Kendisini sadece savunmakla sorumlu olduğu topraklara hapseden milletler ve insanlığın kaderiyle ilgilenmeyen. Kardeş milletlerin kaderiyle ilgilenmeyen milletler kendi sınırlarını da koruyamazlar" dedi.
Afganistan’da şehit olan askerler rahmetle anan Davutoğlu, "Afgan ordusunu o gün Mustafa Kemal’in emrine uyarak, tanzim etmekle görevli subaylarımızı olan Afgan ordusunu eğitirken bizzat ziyaret etmişimdir. Afganlı kardeşlerimizin hangi etnik kökenden olursa olsun, Türk subaylarına nasıl baktıklarını bilirim, Afgan halkının nasıl baktıklarını bilirim. Bizim bayrağımızı gördüğünde kıpır kıpır olan Afgan halkının kaderine terk edilmeyeceğini biliriz. Onun için bu büyük mücadelede şehit düşen bu büyük
askerlerimizin, subaylarımızın hepsi aslında bu aziz milletin, kardeş bir halkın kaderiyle nasıl ilgilendiğini, kardeş coğrafyalarda barış ve huzur için nelere katlanmayı göze alabileceğini bir kere daha gösterdikleri için onları minnetle anıyor, rahmet diliyorum" diye konuştu.
Şehitlerin bıraktıkları emaneti daha da ileri götürmek için gece gündüz çalışacaklarını belirten Davutoğlu, bir fedakarlık üstlenmek gerektiğinde canları da dahil her şeylerini feda etmeleri gerektiğine bir an bile tereddüt etmeyeceklerini ifade etti.
Şehitler için dua okunması ve mezarlarına çelenk konması ile tören sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’daki market iki aylık kârını Filistin’e bağışlıyor Van’da bir yerel market, Filistin’e destek için örnek bir dayanışma sergileyerek kasım ve aralık ayındaki tüm kârını Gazze’deki mağdurlara bağışlama kararı aldı. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda, büyük kısmı çocuk olmak üzere binlerce kişi yaşamını yitirdi. Bu saldırılara tepki olarak, İsrail’e doğrudan ya da dolaylı destek veren firmaların ürünlerine yönelik boykot kampanyaları başlatıldı. Van’daki bir market de bu kapsamda, 7 Ekim’den itibaren boykot listesinde yer alan ürünleri raflarından kaldırdı. Bununla yetinmeyen market yetkilileri, kasım ve aralık ayındaki tüm kârlarını Filistin’e bağışlama kararı alarak duyarlı bir adım daha attı. Market yetkilileri, boykot kampanyasının yanı sıra yerel halkın desteğiyle anlamlı bir dayanışma örneği sergilendiğini belirtti. Gazze’deki zor durumdaki insanlara yardım eli uzatmak için başlatılan bu kampanya ise takdir topladı. “Boykot ürünlerini raflardan kaldırdık” Konuya ilişkin konuşan AVM sahibi Faruk Tasan, boykot edilen ürünleri satmama yönündeki duruşlarının yanı sıra, bu kampanyanın halktan büyük destek gördüğünü belirtti. 2023’ten itibaren İsrail ve destekçilerine ait ürünleri raflardan kaldırdıklarını ifade eden Tasan, “Buna rağmen cirolarımızda bir büyüme var. ‘Bu ürünlerini çıkarmayın cirolarınız düşer’ diyenler çok oldu. Ancak cirolarımızda yüzde 95’lik bir büyüme mevcut. Biz hem boykot ürünlerinden kurtulmuş olduk ve yerel ürünlere de destek vermiş olduk. Yerli ürünlerin tercih edilmesi sayesinde ülkemizin cari açığının azalmasını da vesile olacaktır” dedi. “En yüksek ciromuzu yaptık” Yönetim olarak aldıkları kararla iki aylık kârı Filistin’e bağışlayacaklarını açıklayan Tasan, “Halkımız bu kampanyaya büyük destek veriyor. Kasım ayının ilk haftasında, 2024 yılına dair en yüksek ciromuzu yaptık. Bu, halkın duyarlılığı ve dayanışmasının bir göstergesidir. Boykot kararımıza destek olan vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Tasan, yerli ürünlerin tercih edilmesiyle hem yerel ekonominin desteklendiğini hem de toplumun ortak değerlerine sahip çıkıldığını kaydetti.
Elazığ Düğününe 6 ay kala eşini öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi Elazığ’da 9 ay önce eşini özel bir hastanenin bahçesinde silahla vuran şahıs ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Olay, 8 Şubat 2024 tarihinde Elazığ Medikal Hospital arkası Onkoloji Merkezi girişinde meydana gelmişti. Edinilen bilgiye göre, hastanede fizyoterapist teknikeri olarak görev yapan Burcu Demir (32), Ocak ayında resmi nikah yaptığı eşi uzman çavuş ile bahçede konuşmaya başladı. Ardından ikili arasında tartışma çıktı. Tartışmanın ardından Murat Coşansel belinden çıkardığı tabanca ile Demir’e peş peşe ateş ederek eşini öldürdü. Olayın ardından yakalanarak gözaltına alınan zanlı tutuklanıp cezaevine gönderildi. 2. Ağır Ceza Mahkemesinde karar duruşması görülen duruşmada, sanık Murat Coşansel, mahkeme heyetinin karşısına çıktı. Hakim tarafından son sözleri sorulan sanık Murat Coşansel, ’’Ben öldüreceğim diye bir şey demedim. Sadece boşanmak için tehdit ettim. Ben burcuyu canıyla tehdit etmedim. Sadece mahkeme yoluyla tehdit ettim. Hastaneye konuşmak için gittim. Olay günü ben istediğimle istediğimi yaparım dedi. Ağır sözler söyleyince silahımı kendisine doğrulttum. Beni mi vuracaksın falan dedi gülerek sonrasını hatırlamıyorum. Ben Sinop’tan birisini öldürmek için gelmedim. Ben hastaneye eşimin yanına gitmeden iş yerinden arkadaşımı arayarak bugün çalışmıyorum yarın işe geleceğim dedim. Çünkü işimi düşünüyordum öldürmek için gelmedim. Konuşmalarda boşanmak istediğim bellidir. Sinop’tan gelirken dönüş yapacak gibi geldim. Geldiğim taksiciye öğlen saatlerinde döneriz dedim fakat aklımda olmayan bir durumla karşılaştık. Ben mağdurum. Ben bu olayı isteyerek yapmadım. Düşüncem dahi olmadı. Ben yapmak isteseydim başka bir materyal ile de yapabilirdim. Pişmanım keşke böyle bir şey olmasaydı şuan boşanma duruşmasında olsaydık” dedi. Yapılan savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık Murat Coşansel’e eşi Burcu Coşansel’i kasten öldürmek suçundan ağırlaştırmış müebbet cezasına çarptırdı.
Denizli Türkiye’de ilk kez uygulanan topraksız dikey tarım safran tesisinde hasat başladı Denizli’de iki arkadaşın ortak kurduğu ve Türkiye’de ilk kez uygulanan topraksız dikey tarım safran üretim tesisinde hasat heyecanı yaşandı. Denizli’de çocukluk arkadaşı olan Oğuzhan Etiler ve Mehmet Köseoğlu Türkiye’de ilk bir ilke imza atarak topraksız dikey tarım safran üretim tesisi kurdu. Gram bazında satılması nedeniyle kırmızı altın olarak anılan safran tıp alanından gıda sanayisine kadar pek çok alanda kullanılıyor. Tarihte seçkin kumaşların boyanmasında da kullanılan safran günümüzde ise organik gıda boyası ve tıp alanında kanser ve mutasyon önleyici özelliğinden dolayı kullanılıyor. İki arkadaşım kurduğu safran tesisinde hasat heyecanı yaşandı. Safran haşatını ziyaret eden Tarım ve Orman İl Müdürü Şakir Çınar’a bilgi veren işletme sahipleri, “Milli ekonomik menfaatlerimizi önceleyerek, katma değeri yüksek her ürünü, sürdürülebilir tarım stratejileri ile globale taşıma niyetimiz var bu nedenle, çalışmalarımızı büyüterek 5 milyon dolar yatırım hedefimiz mevcut. Bir zamanlar önemli bir safran ihracatçısı olan ülkemizde son yıllarda üretim yok denecek kadar azalmış durumda. Dünya piyasalarında İran’ın hakimiyeti var. Hindistan, Yunanistan ve İspanya önemli üretici ülkeler. Ülkemizde de son yıllarda yaygınlaştırılmaya çalışılan safran önce iç pazarda değerlendirilip, belli bir üretim seviyesine ulaşınca dış piyasalarda pazar bulma imkanları araştırılmaktadır” dedi. “İthal edilen 100 bin adet safran soğanından çiçekler çıkmaya başladı” Bu yıl 100 bin safran soğanının ithal edildiğini belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir ÇINAR; “Baklan ve Pamukkale ilçelerimizde tarlalarda az miktarda üretimi yapılan safranın kontrollü şartlarda topraksız tarım yöntemi ile de üretimi yapılmaya başlandı. Bu yıl ithal edilen 100 bin adet safran soğanından çiçekler çıkmaya başladı. Her sabah açan safran çiçeklerinin toplanması ile başlayan bu zevkli uğraşı hava şartlarına göre 10-15 gün sürüyor. Safran çiçeğinin içerisinde bulunan 3 parçalı kırmızı renkli dişi organlar ayıklanarak kurutulup satışa sunuluyor. Çok yıllık bitki olan safrandan 3-4 yıl ürün alınabilmektedir” ifadelerini kullandı.