GENEL - 17 Mart 2012 Cumartesi 17:39

HATAY`DA YENİ ÇADIR KENTLER KURULUYOR

A
A
A
HATAY`DA YENİ ÇADIR KENTLER KURULUYOR

Suriye’deki olaylardan kaçıp Türkiye’ye sığınanların sayısı her geçen gün artarken, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde sığınmacılar için 5 bin kişilik ’aile sistemli’ yeni bir çadır kent kurulduğu bildirildi.
Geçişlerin en yoğun yaşandığı bölgelerden biri olarak öne çıkan Reyhanlı’da Hac Konaklama Merkezi olarak kullanılan alanda oluşturulan çadır kent tamamen doldu. Ancak Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınanların sayısı artması üzerine Cilvegözü Sınır Kapısı’na giden çevre yolu üzerinde yer alan ve daha önce Zirai Donatım Kurumu’nca kullanılan ambarlar, Suriyeli sığınmacılar için yeni barınma yeri olarak hazırlandığı kaydedildi. Söz konusu ambarda genel bir temizlik çalışması yapılırken, duvarları boyanıp
camları takıldığı ve çöken çatısı da onarılıp, kullanıma hazır hale getirilmeye çalışıldığı belirtildi.
Yaklaşık 5 bin kişinin barınacağı şekilde hazırlanan yeni kampta aydınlatma çalışmalarının yanı sıra tuvaletlerin de yapılacağı, söz konusu tadilatın ardından da her bölüme ranzalar yerleştirilerek, burada sıcak yemek ve sağlık hizmeti verilecek alanlar da oluşturulacağı öğrenildi. Yeni alanda ayrıca her aile için yaşam alın oluşturulacağının altı çizilirken, Suriye sınırında yer alan Kavacık Köyü’nden Türkiye’ye gelenlerin, burada geçici olarak konaklamalarına izin verileceği, sağlık kontrolü ve kayıt
işlemleri yapılanların da bir süre sonra Kilis’teki konteyner kentlere nakledileceği bilgisi verildi.
Öte yandan, bakım-onarım çalışmalarıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan işçiler adına konuşan Ömer İşler, geniş bir alana sahip olan binada çalışmaların bir süre önce başlatıldığını anlattı. Suriyeli sığınmacıların barınabilmesi için söz konusu yapının çok uygun olduğunu vurgulayan İşler, kendilerine verilen talimat doğrultusunda da binayı elden geçirip, eksikliklerini giderdiklerini söyledi. Mevcut yapının yaklaşık 5 bin kişiyi ağırlayabileceğini ifade eden İşler, ambarların da geçici konaklama yeri
olarak kullanılacağını da sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de ’Sözümüz bitmedi, şiddeti durduracağız’ paneli Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediyesi tarafından, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında, uzmanların katılımı ve ‘Sözümüz bitmedi, şiddeti durduracağız’ şiarıyla panel düzenlendi. Belediye konferans salonunda düzenlenen panelde, Akdeniz Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürü Mutlu Aymaz, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Avukatı Berna Bozdağ ile Mimoza Derneğinden Psikolog Beritan Onuk konuşmacı olarak yer aldı. Moderatörlüğünü Akdeniz Belediye Meclis Üyesi Feride Aslan Bilgiç’in yaptığı ve yoğun ilgi gören panele, Akdeniz Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız, kurum personeli ile çok sayıda kurumlardan kadın temsilciler de katıldı. “Çekin elinizi kadınlardan ve çocuklarımızdan” Panelin açılışında konuşan meclis üyesi Nuriye Arslan, erkeğin kadına yönelik şiddeti, çocuk ölüm ve istismarlarına karşı kadın hareketinin direnişinin önemine vurgu yaparak, “Kadınlara kıyan, çocuklarımıza kıyan, el uzatanlara izin vermeyeceğiz. Kadınlar var oldukça, çocuklarımızın dünyasını karartmaya izin vermeyecekler. Diyoruz ki; çekin elinizi çocuklarımızdan. Çekin elinizi geleceğimizden. Çekin elinizi bedenimizden ve yaşamımızdan” dedi. “Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetiyoruz” Akdeniz Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürü Mutlu Aymaz ise katılımcılara, müdürlük olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Aymaz; “Belediyede çalışan kadınları yalnızca ev temizliği, yaşlı bakımı, kuaförlük hizmetleri gibi alanlara sıkıştıran, kadına yönelik şiddetin ş’sini bile bilmeyen bir müdürlük halinden çıkarmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Belediye olarak, yaptıkları her işte toplumsal cinsiyet eşitliğini gözettiklerini kaydeden Aymaz; “Kadın Müdürlüğü olarak toplumsal cinsiyet üzerinden yola çıktık. Önceliğimiz, toplumsal cinsiyet paradigmasının ifade ettiği şekilde kadına yaklaşım, çocuğa yaklaşım, aile içi şiddet olaylarını değerlendirmek ve bu noktada kadınları, birey olarak yaşama hazırlamak, onlara psikolojik ve ekonomik destek sunmaktır” diye konuştu. “Şiddetin en sinsisi, psikolojik şiddet” Sunumunda, şiddet türlerini tanımlayan Psikolog Beritan Onuk ise anlaşılması ve teşhisinin konulması en zor olan şiddet türünün ‘psikolojik şiddet’ olduğunun altını çizdi. Onuk, “Psikolojik şiddet; aslında tüm şiddet biçimlerinin temelinde yatıyor ve en sinsi olanıdır. Fark etmemiz pek mümkün olmayabiliyor. Günlük yaşamımızda da buna çok fazla maruz kalıyorken çoğu kez bunun şiddet olduğunu anlamlandıramıyoruz” ifadesini kullandı.
Aydın Yılan balığı çalıştayı Aydın’da gerçekleştirildi Meksika Körfezi’nden yola çıkarak okyanusu aşan ve 3 yıl süren 7 bin kilometrelik yolcluuğunun ardından Bafa Gölü’ne ulaşan yılan balıklarının habitat alanları ile ilgili çalıştayın ikincisi Aydın Anemon Otel’de gerçekleştirildi. Türkiye’nin önemli sulak alanlarından olan Bafa Gölü Tabiat Parkı’nın önemli misafirlerinden birisi olan yılan balıklarının yaşam alanlarının ve göçünün iyileştirmesi hedefiyle yapılan çalıştayın ikincisi Aydın’da gerçekleştirildi. Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü Mahalli Sulak Alan Komisyonu’nca alınan komisyon kararlarına göre geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan 1. Teknik Çalıştay’ın ardından gerçekleştirilen ikinci çalıştayda yılan balığının küresel ve bölgesel önemine dikkat çekildi. Ayrıca çalıştayda dünyada ve Türkiye’de su krizi ve ekosistem tahribatı, Bafa Gölü ve çevresiyle ilgili bilgilendirmeler yapıldı. Karar seçenekleri ve değerlendirme ölçütleri belirlendikten sonra oluşturulan karar matrisi ve yol haritasının oluşturulmasıyla ilgili ortak bir değerlendirmenin de gerçekleştirildiği çalıştayda yılan balığıyla ilgili Söke’nin yakın geleceğinin tasarlanması, su kıtlığı ve su kalitesi sorunlarının çözümü için hangi kuruluşların nasıl görev almaları konusunda bir grup çalışması yapıldı. Kurumların 2025 yılı ve gelecek 5 yıl planlarının aktarılmasına yönelik değerlendirmelerden sonra çalıştay sonlandırıldı. Çalıştayın yılan balıklarının geleceği açısında önemli olduğuna dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü; “WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Onsekiz Mart Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen yılan balığının göç yollarındaki tehditlerin ortadan kaldırılması için yapılan çalıştaylara katılan ilgili tüm kurum ve kuruluşların katkıları ve çözüm yolları için yapılacak işbirlikleri, kritik olarak tehdit altındaki yılan balıklarının geleceği açısından büyük yararı olacaktır” diyerek Avrupa Yılan balığının kırmızı listedeki kritik olarak tehdit altında olan türler arasında olduğunu söyledi. Yılan balıklarının üremek için 7 bin kilometre yol kat ederek Meksika Sargasso Körfezi’ne gittiklerini sözlerine ekleyen Sürücü; “Vücudu uzun, yılan şeklinde ve kaygan olan Avrupa Yılan Balığının ortalama boyu 60-70 santimetredir. Yılan balıkları acı veya tatlı su göllerinde, dere ve çaylarda bulunur. Acı veya tatlı sularda üremez, üremek için 7 bin km. yol kat ederek Sargasso Denizi’ne gider. Burada yumurtladıktan sonra ergin yılan balıkları ölür. Yavruları Akdeniz sularına girerek, Büyük Menderes Nehri vasıtasıyla Bafa Gölü’ne gelir” şeklinde konuştu. Gün boyunca Aydın Anemon Otel’de gerçekleştirilen çalıştayın oldukça verimli geçtiğini belirten EKODOST Başkanı Bahattin SÜrücü, katılımcılara teşekkür etti.
İstanbul Martı TAG’a üst mahkemeden iyi haber İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi (İstinaf Mahkemesi) Martı lehine karar verdi. Martı ve Taksiciler Odası arasında 2.5 yıldır süren davada Martı’nın itirazlar haklı bulundu. Martı TAG artık serbest olarak kullanılacak. Martı’dan yapılan açıklamaya göre, İstanbul Taksiciler Odası’nın Martı TAG’ı kapattırma talebi İstinaf Mahkemesi tarafından reddedildi. Martı’nın yaptığı istinaf başvurusu kabul edilerek yerel mahkeme kararının hatalı olduğuna hükmedildi. İstinaf Mahkemesi’nin tespitleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin verdiği kararı şu gerekçelerle hatalı buldu: Martı’nın itiraz ve savunmalarının yeterince incelenmediği ve raporlara yansıtılmadığı, Bilirkişi raporlarının eksik ve çelişkili olduğu, Alanında uzman kişilerden rapor alınmadığı ve davanın tam olarak aydınlatılmadığı, Tarafların eşitliği ilkesine uyulmadığı ve Martı’nın savunma hakkının ihlal edildiği, İdare mahkemelerinin Martı TAG lehine verdiği kararların göz ardı edildiği, İBB’den alınması gereken cevap beklenmeden karar verilerek Martı’nın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, Martı’nın dava dosyasına sunduğu uzman görüşlerinin dikkate alınmadığı, Mahkeme, bu eksiklerin giderilmeden haksız rekabetin tespit edilemeyeceğini belirterek erişim engeli kararını bozdu. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Martı TAG Kurucusu Oğuz Alper Öktem, “Haklının acelesi yok. Türk teknolojisinin düşmanları nihayet yenildi. İyiler kazandı. Bol bol Martı TAG kullanın” dedi.
İzmir EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’tan OSB’lere eğitim iş birliği çağrısı Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üniversite ile TOSBİ arasında başarılı bir şekilde sürdürülen projenin İzmir’deki diğer organize sanayi bölgelerinde de uygulanması için sanayicilere çağrıda bulunarak, “Sanayiye nitelikli insan gücü kazandırmak için Ege Üniversitesi olarak, Meslek yüksekokullarımızı organize sanayi bölgelerine taşımak istiyoruz” dedi. Üniversite-sanayi iş birliğinin örnek uygulamalarından biri Ege Üniversitesi Tire Kutsan Meslek Yüksekokulu (TKMYO) ile Tire Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü(TOSBİ) arasında başarılı bir şekilde sürdürülüyor. Cumhurbaşkanlığının desteği ile Yüksek Öğretim Kurulu(YÖK) tarafından başlatılan “Üniversite Sanayi Eğitimi projesi” kapsamında hayata geçirilen model uygulama ile meslek yüksekokulu öğrencileri sanayide uygulamalı eğitim görüyor. Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, Ege Üniversitesi ile TOSBİ arasında başarılı bir şekilde sürdürülen model projenin İzmir’deki diğer organize sanayi bölgelerinde de uygulanması için sanayicilere çağrıda bulunarak, “Sanayiye nitelikli insan gücü kazandırmak için Ege Üniversitesi olarak, Meslek yüksekokullarımızı organize sanayi bölgelerine taşımak istiyoruz” dedi. Ege Üniversitesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın himayelerinde yürütülen “Üniversite Sanayi Eğitimi Projesi” kapsamında sürdüren çalışmalar düzenlenen toplantıda değerlendirildi. Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın başkanlığında rektör yardımcıları ile yüksekokul ve meslek yüksekokullarının yöneticilerinin katıldığı toplantıda, Organize Sanayi Bölgelerinde kurulacak yerleşkelere yönelik çalışmalar masaya yatırıldı. Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Teknoloji ve sanayi üretiminde ileri seviyede bulunan gelişmiş ülkelerin, kalkınmanın merkezine üniversite-sanayi iş birliklerini koyduklarını görüyoruz. Ege Üniversitesi olarak son yedi yılda üniversite-sanayi iş birliklerini kendimize odak noktası yaparak bilimsel faaliyetlerimizi, araştırma geliştirme ve inovasyon çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz. Bir yandan bilimsel birikimimizi sanayiye aktarırken bir yandan da endüstrinin problemlerine yenilikçi çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda Üniversitemiz Tire Kutsan Meslek Yüksekokulu ile Tire Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü arasında model uygulamayı iki yıl önce hayata geçirmiştik. Tire Kutsan Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Teknolojisi Programını, TOSBİ’ye taşımıştık. Böylece Meslek Yüksekokulumuzda eğitim gören öğrencilerin sanayide uygulamalı eğitim görmelerini sağladık. İşbaşı eğitimini mümkün hale getirdik. Öğrencilerimizin sanayi ile iç içe endüstri ekosistemi içinde bulunmaları öğrenimlerine devam etmeleri sağladık. Üniversitemiz bünyesinde toplam 11 Meslek yüksekokulunda 74 programda her yıl binlerce genci çalışma yaşamına kazandırıyoruz. Tam akredite bir araştırma üniversitesi olarak öğrencilerimize çağın koşullarına uygun en ileri müfredatları uyguladığımız eğitimleri veriyoruz. Amacımız sanayiye nitelikli iş gücü yetiştirmek. Bu noktada yüksekokullarımızın organize sanayi bölgelerine taşınması ile sanayinin ihtiyaç duyduğu iş gücünün en verimli şekilde yetiştirilmesi sağlanmış olacak. Sektöre nitelikli insan kaynağı kazandırmak için bu modelin yaygınlaştırması gerekiyor. Organize Sanayi Bölgelerine yaptığımız bu çağrının olumlu yanıt bulacağına yürekten inanıyorum.” diye konuştu. “Uygulama ve beceri yetkinliği yüksek öğrenciler yetiştiriyoruz” Bu uygulamanın bölgede ilk olduğuna dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “YÖK tarafından, sanayi eğitimi alan üniversite öğrencilerinin uygulamalı eğitim görmeleri için başlatılan “Üniversite Sanayi Eğitimi Projesi” kapsamında sürdürülen uygulamamız başarılı bir şekilde devam ediyor. Sanayinin ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip, uygulama ve beceri yetkinliği yüksek öğrenciler yetiştiriyoruz. Organize Sanayi Bölgelerinde meslek yüksekokullarına yer tahsis edilmesi, öğrencilerin meslekleri ile ilgili eğitimi sanayi ortamında almaları, teori ile uygulamanın harmanlanarak sürdürülmesini sağlıyor. Bu uygulanın hem üniversiteler tarafından hem de organize sanayi bölgeleri tarafından desteklenmesi ülkemizin geleceği için önem arz ediyor. Cumhurbaşkanlığı ve YÖK’ün ortaya koyduğu bu vizyon, meslek yüksekokullarımız için oldukça önem arz ediyor. Ege Üniversitesi olarak bu pilot uygulamanın bir paydaşı olmaktan oldukça memnunuz ve projenin faydalı olması adına gereğini yapacağız. Pilot üniversite olarak yer aldığımız Üniversite-Sanayi Eğitimi Projesi kapsamında, yüksekokullarımızın Organize Sanayi Bölgelerinde kurulacak yerleşkelerine yönelik çalışmaları yüksekokul yönetimlerimizle değerlendirdik. Sanayi ile entegre eğitim modeliyle, öğrencilerimizin bilgi ve becerilerini geliştirerek sektöre uygun nitelikli iş gücü yetiştirmeyi ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesi ve 12. Kalkınma Planı hedeflerine odaklanarak Cumhuriyetin ikinci asrını ‘Türkiye Yüzyılı’nı Türk bilim yüzyılı yapmak için bilimsel çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İzmir’imizin merkezi başta olmak üzere birçok lokasyonunda şehre, topluma katkı sunan Ege Üniversitesini her zaman destekleyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a teşekkürlerimi arz ediyorum” dedi.
Gaziantep 2 çocuğunun gözü önünde karısını öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet Gaziantep’te 2 çocuğunun gözü önünde eşini öldürmekten yargılanan şahıs, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Duruşmada pedagog eşliğinde dinlenen çocukların annelerini babalarının öldürdüğünü söylemesi ve sanığın "Öldürmek istemedim, pişmanım" demesi dikkat çekti. Gaziantep’te 17 Ocak tarihinde 2 çocuğunun gözü önünde eşini öldürmekten yargılanan sanık Eyüp Turan Karabağ’ın karar duruşması 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davaya maktul yakınları, maktul avukatları, sanık avukatları ve Kadın Hakları Savunma Derneği katıldı. Mahkemede, çocukların pedagog eşliğinde alınan ifadesi dinletildi. Çocuklar, pedagoga annelerinin babaları tarafından gözleri önünde öldürüldüğünü söyledi. Davaya SEGBİS üzerinden katılan sanık Eyüp Turan Karabağ ise, “Ben karımı öldürmek istemedim. Çok pişmanım” dedi. Sanık, maktul ve diğer taraflar ile avukatların savunmalarını son kez dinleyen mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, sanık Eyüp Turan Karabağ’a kasten adam öldürmek suçundan ağırlaştırmış müebbet cezası verdi. Heyet, cezada indirim yapmadı. 17 Ocak tarihinde Şahinbey ilçesi Yeditepe Mahallesi’nde meydana gelen olayda, Eyüp Turan Karabağ (34) tartıştığı eşi Bahar Karabağ’ı (31) tabanca ile kafasına ateş ederek öldürmüştü. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edilmişti. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Bahar Karabağ’ın hayatını kaybettiğini belirlemişti. Olay sonrası katil zanlısı koca tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.