DÜNYA - 14 Mart 2012 Çarşamba 16:22

İLK MİLLİ ATICI NURİ VURAL VEFAT ETTİ

A
A
A
İLK MİLLİ ATICI NURİ VURAL VEFAT ETTİ

Türkiye’nin ilk milli atıcısı ve hakemi Nuri Vural hayatını kaybetti.
1943-45 yılları arasında Türkiye Şampiyonu olarak ülkemizi Stocholm’de düzenlenen dünya şampiyonasında temsil eden Nuri Vural 1913 yılında Selanik’te doğdu. 1929-1939 Ankara Şampiyonu Gençlerbirliği’nde futbol da oynayan ve 1938 yılında Türkiye’de Atıcılık Spor Kulübü’nü kuran ve 1943-45 yılları arasında Türkiye şampiyonu olan milli atıcı daha sonraki yıllarda çeşitli gazetelerde spor yazarlığının yanı sıra çeşitli atıcılık kulüplerinde de başkanlık yaptı. Atatürk konulu bir kitabı da bulunan Nuri Vural
bir dönemde Demiryolu kamplarında müdür olarak görev yapmıştı.
Nuri Vural’ın cenazesi dün Kızıltoprak Zühtüpaşa Camiinde kılınan ikindi namazını müteakip toprağa verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ itfaiyesi eğitimlerini sürdürüyor Elazığ Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, eğitimlerini aralıksız sürdürüyor. Elazığ Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, afet ve yangın gibi acil durumlarda sadece insanları değil, hayvanları da korumaya yönelik önemli çalışmalara imza atıyor. Daha önce ‘İlk Yardım Eğitim Programı’ ve ‘Yangın Sonrası Olay Yeri İnceleme’ gibi birçok alanda eğitime tabi tutulan ekipler, bu tür programlarla mesleki bilgi ve donanımlarını geliştirmeye devam ediyor. Elazığ Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği ve Fırat Üniversitesi koordinesinde İtfaiye Müdürlüğü personeline, yangın anında kurtarılan hayvanlara ilk yardım müdahalesi konusunda eğitim verildi. Hayvan haklarına duyarlılığı artırmayı hedefleyen eğitim programı, Elazığ Belediyesi Bünyamin Eroğlu Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. ‘Yangınlarda Kurtarılan Hayvanlara İlk Yardım’ konulu eğitime; Elazığ Belediye Başkan Yardımcıları Mustafa Pirinççi ve Mehmet Sabuncu, İtfaiye Müdürü Ahmet Fatih Yücel, Veteriner İşleri Müdürü Fetih Arslantaş, İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü Neşe Türker ve itfaiye personelleri katıldı. Eğitim programı öncesinde Elazığ Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından ‘Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı’ konulu bir seminer düzenlendi. Alanında uzman polisler tarafından verilen seminerde, katılımcılara sinevizyon eşliğinde uyuşturucu çeşitleri, kullanım belirtileri ve bağımlılıkla mücadele konusunda alınabilecek önlemler hakkında kapsamlı bilgiler aktarıldı. Programın eğitim kısmı, Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma Görevlisi Doç. Dr. Eren Polat tarafından verildi. Eğitim kapsamında, yangın gibi felaketlerde dumandan etkilenen, fiziksel yaralanma yaşayan ya da korku ve travma nedeniyle şok geçiren hayvanlara doğru ve etkili şekilde nasıl müdahale edileceği ele alındı. Solunum desteği, kalp masajı, bilinç kontrolü, sıvı kaybı ve hipotermi gibi acil durumlara özel ilk yardım teknikleri anlatıldı. Ayrıca hayvanların güvenli şekilde taşınması, stresten uzak tutulması ve profesyonel destek sağlanması gibi konular da detaylandırıldı. Eğitim programı sonrasında katkılarından dolayı Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma Görevlisi Doç. Dr. Eren Polat’a, Elazığ Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Sabuncu tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.
Edirne Edirne’de ecdadın kemikleri sızladı: Osmanlı mezarları yok oluyor Edirne Osmanlı dönemine ait mezarlıklar bakımsızlık nedeniyle otlar içinde kalarak, yok olma tehlikesi yaşıyor. Öte yandan, tarihi Osmanlı mezar taşlarının üst üste koyularak duvar örüldüğü görüldü. Edirne’de Osmanlı Cihan Devleti döneminde günümüze kadar gelen tarihi Osmanlı mezar taşlarının kırıldığı ve bakımsızlıktan dolayı yok olma tehlikesi yaşadığı görüldü. Diğer yandan, Beylerbeyi Camii’nin hemen yanında ve Sultan 2. Murad döneminde yaptırılan tarihi Osmanlı mezar taşlarından adeta duvar örülmesi görenlerin içini sızlattı. Vatandaşlar, mezar taşlarına sahip çıkılmadığı için ecdadın kemiklerinin sızladığını belirtti. Bu mezarlıkların Trakya’daki Osmanlı kimliğinin tapusu olduğunu belirten Prof. Dr. Engin Begsaç, Edirne ve çevresindeki Osmanlı mezarlıklarının hızla tahrip olduğunu söyledi. Son yıllarda definecilerin faaliyetleri, yeni defin işlemlerindeki plansızlık ve kültürel mirasa ilgisizlik nedeniyle mezarlıkların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirten Prof. Dr. Begsaç, "Yaptığımız çalışmalar sırasında Osmanlı mezarlıklarının hızlı bir biçimde tahrip olduğunu gördük. Özellikle son yıllarda bu tahribat arttı. Koruma ya da temizlik çalışmaları yapılmadığı gibi, ecdat yadigârı bu alanlar kendi haline terk edilmiş durumda" dedi. "Kırıkköy Kabristanı yok olma noktasında" Prof. Dr. Begsaç, özellikle kırsal bölgelerdeki Osmanlı mezarlarının defineciler tarafından hedef alındığını belirterek, köylü mezarlıkları dışında kalan, geçmiş tarihlere ait mezar kalıntıları ağır bir defineci faaliyeti nedeniyle ciddi biçimde zarar görüyor. Bu insanlar mezarlarda bir şeyler bulabileceklerini zannediyorlar. Oysa bu sadece bir hezeyandır. Mezarlıklar kültürel miras alanıdır, hazine sahası değil. Edirne’de en çok zarar gören yerlerden birisi Kırıkköy Kabristanı oldu. Yıllar önce bu kabristanı korumak için duvarlar, demir parmaklıklar, kapılar yaptırdık. Ancak bugün ne kapılar, ne teller, ne duvarlar kaldı. Her şey çalındı ya da yıkıldı" şeklinde konuştu "Yeni definler tarihi mezarları yok ediyor" Yeni defin işlemlerinin plansız bir şekilde yapılması nedeniyle Osmanlı dönemine ait birçok tarihi mezarın yok olduğunu belirten Prof. Dr. Begsaç, "Yeni mezarlar için alan açmak yerine eski mezarların üzerine defin yapılıyor. Bu da ecdat yadigârlarını hızla yok ediyor. Süloğlu ilçesine bağlı Domurcalı ve Çömlek köylerindeki Osmanlı mezarlıklarının da benzer şekilde yok olma tehdidi altında olduğunu belirtti. "Bu mezarlıklar, Trakya’da Osmanlı kimliğini taşıyan en önemli alanlar arasında. Ancak ilgisizlik yüzünden bu alanların büyük kısmı tahrip edilmiş durumda" diye konuştu. "Trakya’da Osmanlı kimliği hızla siliniyor" Yöneticilerin alandan gelmediğini ve kültür bilinçsizliği hâkim olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Begsaç, kültür politikalarının eksikliğine de dikkat çekerek, "Bu tür mezarlıkların korunması için görevlendirilen yöneticilerin çoğu kültür alanından değil. Arkeolog, sanat tarihçisi gibi alandan gelen kişilerin atanması gerekirken, ilgisiz disiplinlerden gelen kişiler görev yapıyor. Bu da koruma faaliyetlerinin sekteye uğramasına neden oluyor. Kültürel mirasın yalnızca fiziki yapılarla değil, ait olduğu kimliklerle de değerlendiriliyor. Mezarlıklar bizim tarihi kimliğimizin, Osmanlı’nın Trakya’daki izlerinin en önemli belgeleridir. Bunlara sahip çıkmazsak, birkaç yıla kalmaz bu kimliğin izleri tamamen silinir" ifadelerini kullandı. Tarihi Osmanlı mezarlığını ziyaret eden 90 yaşındaki Edirneli vatandaşlardan Ali Bulut, ecdat yadigarı mezarlıklara sahip çıkılması gerektiğini belirtti.
Yozgat Yozgat’ta asırlık konak, ziyaretçilerini ağırlıyor Yozgat’ta bulunan ve tarihi Osmanlı dönemine kadar uzanan Hayri İnal Konağı mimari yapısı ve antika eşyalarıyla dikkat çekiyor. Yozgat’ta bulunan Hayri İnal Konağı, Osmanlı dönemi mimari eserlerinden birisi olması özelliğiyle ön plana çıkıyor. 1979 yılında ‘Korunması Gerekli Eski Eserler’ kapsamına alınarak tescillenen konak, 2007 yılında da Yozgat Belediyesi tarafından restore edilerek turizme kazandırıldı. Konakta geleneksel halı, kilim, perde, el işi çeyizlik ürünler, tablolar, nakışlar ve ev eşyaları bulunuyor. Yozgat kültürünü yansıtan eşyalarla bir döneme ışık tutan konak yıl boyu ziyaretçilerini ağırlıyor. Konağı görmeye gelen ziyaretçilerden Tuncay Taştan, "Yurt dışında yaşıyoruz. Yaklaşık 1-2 haftalık tatilimiz vardı. Yozgat’ı gezmek istedik. Konak bence çok güzel. Yozgat’ta böyle bir imkanın olması çok değerli. Kültürümüzü ifade eden yerlerin çoğalmasını talep ediyoruz. Buradan internet aracılığıyla haberim oldu. Böyle az katlı binalarda yaşamak aileler için çok daha uygun" dedi. Beyza Taştan ise "Almanya’da yaşıyorum. Yozgat Sorgunluyum. Burası eski zamanları tanıtıyor. Buna benzer eski müzeleri gezdim. Türklerle ilgili fazla müze gezmedim. Yozgat’ta böyle bir yerin olması çok iyi bir şey. Çok fazla imkanı olmayan insanlar da gelip gezebilir. Eski eşyaların bazılarını anneannemde ve babaannemde görmüştüm" ifadelerini kullandı.
İstanbul Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası, üyelerine eğitim, hukuki destek ve sosyal haklar sunuyor Kamu sektöründe çalışan mühendis ve teknik personelin haklarını koruma, seslerini duyurma ve mesleki gelişimlerini destekleme konusunda önemli adımlar atan Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası, üyelerine sunduğu hizmetlerle de destek oluyor. Üyelerinin mesleki yeterliliklerini artırmak için önemli fırsatlar sunan Mühendis TEK-Sen Enerji Sendikası, onların gelişimine katkıda bulunmak adına çeşitli eğitim ve destek programları düzenliyor. Kamu mühendisleri ve teknik personelin özlük hakları, adil ücret alması ve meslek kanunu çıkarılması için mücadele eden Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası, üyelerinin mesleki ve kişisel gelişimlerini de destekliyor. Bu kapsamda ücretsiz sertifikalı eğitim, kariyer geliştirme fırsatları ve hukuki destek sunduklarını ifade eden Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, sendikanın üye aidatlarından elde edilen bütçenin en az yüzde 10’unu, üyelerinin mesleki bilgi ve tecrübelerini artırmak amacıyla eğitimlere ayırdıklarını açıkladı. Güler; Sendika olarak temel önceliklerinin, kamu mühendisleri ve teknik personelin yalnızca mesleki haklarını savunmakla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve hukuki alanlarda da bütüncül bir destek sunmak olduğunu belirtti. Üyelere özel ücretsiz sertifikalı eğitim fırsatları Üyeleriyle güçlü ve kalıcı bir bağ kurarak, onların mesleki gelişimlerini desteklemek, haklarını korumak ve yaşam kalitelerini artırmak için kapsamlı bir yaklaşım benimsediklerini bildiren Güler, "Kamu mühendisleri ve teknik personelin hem mesleki hem bireysel yaşamlarında daha nitelikli ve güvenli koşullara sahip olmaları yönünde yoğun çaba harcıyoruz. Şeffaf yönetim anlayışımız, sürekli eğitim fırsatlarımız, hukuki destek ve dayanışma kültürümüzle, her bir üyemizin mesleki bilgilerini, tecrübelerini artırmak ve gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla onların yanında oluyoruz. Bu kapsamda, Boğaziçi Enstitüsü iş birliğimizle A1, A2, B1, B2 seviyelerinde İngilizce, temel Almanca, AutoCAD, ileri seviye Excel, Canva ve Microsoft Office programları gibi birçok sertifikalı eğitim sunuyoruz. Tüm bu eğitimler, üyelerimize tamamen ücretsiz olarak sağlanıyor. Eğitimlerimizin içeriğini, üyelerimizin mesleki gelişim ihtiyaçlarına göre sürekli olarak güncelliyor ve çeşitlendirmeyi planlıyoruz. Ayrıca, dijital platformlarda daha fazla görünürlük sağlamak amacıyla çevrimiçi seminerler ve sosyal medya tanıtımları düzenlemeyi hedefliyoruz. Üyelerimizin mesleki gelişimlerini desteklemek ve güçlendirmek adına ileriki zamanlarda üniversitelerle iş birlikleri yaparak, seminerler, atölye çalışmaları ve konferanslar düzenlemeyi amaçlıyoruz" diye konuştu. "Sağlık ve hukuk konusunda da üyelerimizin yanındayız" Güler, kamu mühendisleri ve teknik personelin hem mesleki hem de kişisel yaşamlarında daha iyi koşullarda yaşamalarını sağlamayı hedeflediklerini vurguladı. Sendika olarak, üyelerine geniş kapsamlı destekler sunduklarını belirten Güler, "Kamu mühendisleri ve teknik personelin hem mesleki hem bireysel yaşamlarında daha nitelikli ve güvenli koşullara sahip olmaları yönünde yoğun çaba harcıyoruz. Sendikamız, üyelerine yalnızca hak temelli bir dayanışma sunmakla kalmıyor, aynı zamanda yaşam kalitelerini artıracak projeleri de hayata geçiriyor. Üyelerimizin yaşam kalitesini artırmak adına sağlık ve kurum anlaşmaları ile çeşitli indirim fırsatları gibi ek faydalar sağlıyoruz. Farklı sektörlerde birçok kurumla çeşitli indirim protokolleri ile üyelerimize somut avantajlar sağlıyoruz. Bunun yanı sıra, iş hukuku, çalışan hakları ve çalışma koşulları gibi kritik konularda alanında uzman avukatlarımız tarafından bilgilendirme yapılarak; üyelerimizin hukuki haklarını güvence altına alıyoruz. Amacımız, üyelerimizin haklarını yalnızca korumak değil, aynı zamanda karşılaşabilecekleri her türlü hukuki sorunda yanlarında olarak etkin bir rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunmak. Gerekli görülen durumlarda, profesyonel hukuki destek almaları da sendikamız tarafından titizlikle sağlanıyor" dedi.
Eskişehir 14 milyon TL’lik dolandırıcılık yapan 71 şüpheli adliyeye sevk edildi Eskişehir merkezli 24 ilde polisin düzenlediği operasyonlarda yakalanan, telefonla aradıkları kişileri televizyon yayın platformu üyeliklerini iptal edeceklerini söyleyerek 14 milyon TL dolandırdıkları belirlenen 71 şüpheli sağlık kontrollerinin ardından adliyeye sevk edildi. Eskişehir merkezli, Ankara, Tekirdağ, Kırklareli, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, İzmir, Antalya, Denizli, Hatay, Mersin, Adana, Konya, Sivas, Yozgat, Kırıkkale, Giresun, Ordu, Samsun, Kayseri, Balıkesir, Nevşehir ve Kütahya’da Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde eş zamanlı "nitelikli dolandırıcılık" operasyonu gerçekleştirildi. Operasyonlarda, telefonla aradıkları kişileri televizyon yayın platformu üyeliklerini yenileyeceklerini, üyeliklerini iptal edeceklerini veya üyelik iptali için vergi iadesi yapacaklarını, ödeme yapmadıkları takdirde haklarında yasal takip başlatacaklarını söyleyen şahısların 144 dolandırıcılık olayı gerçekleştirdiği, yaklaşık 3 milyon 500 bin TL mağdur zararı oluştuğu belirlenip, suçtan elde edilen 14 milyon TL değerinde taşınmaz ile 100 milyon TL işlem hacmine sahip banka ve elektronik para hesaplarına polis tarafından bloke konulmuştu. Gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda 54’ü kadın 71 şüpheli şahıs yakalanırken, 3 şahsın firar olduğu öğrenildi. Yapılan aramalarda çok sayıda bilgisayar, silah, uyuşturucu madde, doküman ve dijital materyal ele geçirildi. Metrelerce kuyruk oluşturan şüphelilerin sevki 3 dakika sürdü Yakalanan 71 şüpheli sağlık kontrollerinin ardından 4 otobüs ile adliyeye getirildi. Burada yakınları bekleyen 71 şüpheli adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden oluşan kuyruğun, adliyeye sevki 3 dakika sürdüğü görüldü. Adliye önünde bekleyen şüpheli yakınları görüntü alan basın mensuplarına tepki gösterdi. Bazı şüpheli yakınları ise sinir krizi geçirdiği görüldü.