YEREL HABERLER - 03 Mart 2012 Cumartesi 11:35

E-ÖĞRENME SEFERBERLİĞİNDE İKİNCİ TOPLANTI YAPILDI

A
A
A
E-ÖĞRENME SEFERBERLİĞİNDE İKİNCİ TOPLANTI YAPILDI

Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde (AÜ) e-öğrenme seferberliği kapsamında düzenlenen toplantıların ikincisi yapıldı.
Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıda “Eğitimciler için Dijital Medya” konulu semineri Adobe Assitance Eğitim Kurumlarından Sorumlu Satış Yöneticisi Evren Arın ve Adobe Türkiye’den Barış Özcan verdi. Seminere Rektör Prof. Dr. Davut Aydın, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Meryem Akoğlan Kozak, Prof. Dr. Naci Gündoğan, Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür ve Prof. Dr. Ender Suvacı ile çok sayıda öğretim elemanı katıldı.
Adobe’nin dijital deneyimler ile dünyayı değiştiren bir firma olduğunu belirten Evren Arın, “Yaklaşık otuz yıllık bir geçmişi var ve kurulduğu günden bu yana misyonuna sadık kalmış. Günümüzde büyük bir bilgi bombardımanı var. Sinema sektörü, dergiler, billboardlar gibi birçok alanda Adobe’nin programlarının kullanılmış olduğunu söyleyebiliriz. Şu anda Adobe’nin iki temel kolu var: Birincisi dijital medyada kullanılan içeriğin üretilmesi ve dağıtılmasını sağlayan araçlar, ikincisi ise dijital pazarlama: bizlere ulaşan öğrenci, eğitimci ya da tüketici içeriğinin ölçülebilmesi, bizim bu içeriği ne kadar izlediğimizin anlaşılabilmesi. Reyting ya da tiraj olarak adlandırdığımız ölçütlerin yerine çok daha hassas ve keskin ölçütlerin kullanılması konusunda Adobe olarak çözümler geliştiriyoruz. Bu sayede sunulan içeriğin doğrudan hedef kitleyle ilgili olması, içeriğin dikkat çekici olmasını sağlıyor. Bu da dijital pazarlama yönünü gösteriyor" dedi.
Seminer süresinde Adobe programları üzerinden örnekler gösteren Barış Özcan, e-öğrenme seferberliğinde öğretim elemanlarının bu programları nasıl kullanacağı konusunda ipuçları verdi. Seminer soru cevap kısmı ile son buldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Hediye duvar halısı ile başlayan merak koleksiyona dönüştü Gaziantep’te yaşayan 72 yaşındaki Mehmet Kaleoğlu’nun kendisine hediye edilen bir duvar halısıyla başlayan halı merakı yıllar içerisinde koleksiyona dönüştü. Kaleoğlu’nun koleksiyonunda yer alan ve geçmiş yıllarda evler ile iş yerlerinin duvarlarını süsleyen farklı figür ve motiflerin bulunduğu duvar halılar büyük bir ilgi görüyor. Tarihi Gaziantep Kalesi civarında bulunan 500 yıllık tarihi Kaleoğlu Mağarası’nın duvarına asılması için kendisine hediye edilen bir duvar halısı ile halı koleksiyonu oluşturmaya başlayan Mehmet Kaleoğlu, duvar halılarını mağaradaki bir odada muhafaza ediyor. Tarihi Yeni Han içerisindeki mağarada 200’den fazla eski duvar halısının bulunduğu koleksiyonuna gözü gibi bakan Kaleoğlu, 1950’li yıllara ait olan duvar halılarını isteyen müşterilerine de satıyor. Geçmişte her evin duvarında yer aldığı duvar halılarını mağaranın çeşitli yerlerine asan Kaleoğlu’nun halıları mağarayı gezmeye gelen yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor. Geçmiş yıllarda daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde duvarları süsleyen halılara adeta hayran kalan ziyaretçiler, dakikalarca halıları inceliyor. 1950’li yıllarda hemen her evin duvarını süsleyen, tüy kadar hafif ve ipek kadar yumuşak olan duvar halıları tarihi mağaraya ayrı bir hava katıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde el ile dokunan, ev ve iş yerlerinin duvarlarına asılan halıları muhafaza etmeye devam eden Kaleoğlu, mağarayı gezmeye gelen ziyaretçilerin, halıları incelemeden gitmediğini söyledi. Günümüzde nadir rastlanan bu geleneksel halılara büyük ilgi duyduğunu ifade eden Kaleoğlu, geçmiş yıllarda hemen hemen her ev ve iş yerinin duvarlarını süsleyen duvar halılarının rengârenk nakışlar, motifler ve iç içe geçmiş desenlerden oluştuğunu bildirdi. Günümüzde duvar halılarının yerini artık tabloların aldığını belirten Kaleoğlu, “Mağaramız 500 yıllık Kaleoğlu Mağarası’dır. Mağaramız 500 yıllık olduğu için ‘tarihi yapıların içerisinde duvar halıları lazım’ dedim. Duvar halılarını mağaramıza astığımızda müşterilerimizin de dikkatini çekti” dedi. “Geçmişte her evin duvarında farklı figürlerin yer aldığı halılar vardı” İpekten dokunan halıların da olduğu resimli duvar halılarında en çok tercih edilen motifler arasında Kabe, aslan, geyik, at, boğa ve tavus kuşunun bulunduğunu belirten Kaleoğlu, geçmiş yıllarda özellikle genç kızların çeyizlerinde duvar halılarının yer aldığını hatırlatarak, “Halılarımızın bir kısmı hediye edildi. Bir kısmını da satın aldık. Duvar halıları mağaramızı ziyarete gelen müşterilerin dikkatini çekiyor. Duvar halılarınız orijinaldir. Duvar halılarını görenler şaşırıyor, aynı zamanda dikkatlerini de çekiyor. Eski döneme ait duvar halılarımız var. Duvar halılarını görenler eski hatıralarını yad ediyorlar. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Benim için de bir hobi oldu. Mağaramıza da ayrı bir renk katıyor. Duvar halıları mağaramıza ayrı bir görünüm kazandırıyor” dedi. “Halılara ilgi çok fazla” Koleksiyonundaki halıların bir kısmını mağaranın duvarlarına astığını belirten Kaleoğlu, “Duvar halıları mağarada dikkat çekiyor. Duvar halılarıyla mağaramız güzel bir dekora kavuştu. Her tarafta eski duvar halılarını görenler beğeniyor. Mağaramız da duvar halılarımız da tarihi kokuyor. Eski duvar halılarını görenler mutlu oluyor, dolayısıyla biz de mutlu oluyoruz” şeklinde konuştu. “Halılar insanı geçmiş yıllara götürüyor” Mağarayı ziyarete gelen vatandaşlar ise, “Mağaradaki duvar halılar bayağı hoşumuza gitti. Renkleri ve desenleri çok beğendik. Mağaradaki her şey tarih kokuyor. Mağara ve duvar halıları çok dikkatimizi çekti. Duvar halıları eskiden kızların çeyizleri arasında sergileniyormuş ve bu halıların 50-60 yıllık tarihi varmış. Halılar gerçekten çok güzel ve halılarda büyük bir emek var” diye konuştular. (SVY-Lo-Y)